İslam ve İnsanlığın Geleceği - Roger Garaudy Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İslam ve İnsanlığın Geleceği kimin eseri? İslam ve İnsanlığın Geleceği kitabının yazarı kimdir? İslam ve İnsanlığın Geleceği konusu ve anafikri nedir? İslam ve İnsanlığın Geleceği kitabı ne anlatıyor? İslam ve İnsanlığın Geleceği kitabının yazarı Roger Garaudy kimdir? İşte İslam ve İnsanlığın Geleceği kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Roger Garaudy
Çevirmen: Cemal Aydın
Yayın Evi: Pınar Yayınları
İSBN: 9789753520096
Sayfa Sayısı: 151
İslam ve İnsanlığın Geleceği Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Müslümanlar iyi bir Müslüman olmayı, ilk görev olan Allahın hükümranlığını yeryüzünde gerçekleştirmek olarak gördükçe ve bu vazifeyi yerine getirme gücünü kıldıkları namaz, gittikleri hacc ve tuttukları oruçtan aldıkça, birkaç on yıllık bir süre içinde, İndüs nehrinden, Atlantik okyanusuna kadar milyonlarca erkek ve kadını kendi imanlarına kazandırdılar.
İyi bir Müslüman olmanın, kendini yalnızca ayin ve ibadetlere vermek ve artık Allah yolunda yaratıcı çabalarda bulunmamak demek olduğuna inanmaya başladıkları zaman ise, harikulade çiçekleniş ve yükseliş solup düştü. İslam, tarihin aktif öznesi olma niteliğini yitirdi. Sonunda yabancı istilacıların ve sömürgecilerin ellerinde bir nesneye dönüştü.
Bugün, Batı dünyasında, özellikle Hıristiyanlar arasında milyonlarca erkek ve kadın, medeniyetlerinin iflasının ve çıkmazlarının bilincine varmışken, açıklık ve kaynağı olan Kuranın yaratıcılık ruhuna sadık kalmasını bilirse Yani bütün dinlerin en evrenseli olması, din konusunda her türlü baskıyı reddeden özellik taşıması gibi, kendisini gerçek çehresiyle göstermesini bilirse İşte o zaman bütün dünyada, İslamın yayılışının altın dönemi olan 7. Yüzyıldakinden çok daha büyük bir yayılma imkanına sahip olacaktır.
Bu yayılma gücü İslamda mevcuttur.
İslam ve İnsanlığın Geleceği Alıntıları - Sözleri
- Tek bir varlık, saygıdeğerlik bakımından eşit, sadece görevleri bakımından farklı iki varlığa bölünmüştür.
- İnsanın ilahi boyutunu, insanın mutlak değerlere imanını yok sayan ve inkar eden bir kültür, bireyleri mutsuzluğa ve toplumları çözülüp parçalanmaya sürükler. Çünkü bu boyut kaybedilince, geriye artık sadece bireylerin, zümrelerin ve milletlerin büyüme hırsları ile hakimiyet ihtirasları arasında bitip tükenmek bilmeyen çatışmalar kalır..
- Ilahi mesajın son öğrettiği şey de, insanın dünyayı ve insan toplumlarını Allah'ın iradesine uygun olarak değiştirmek için çaba sarf etme yükümlülüğüdür.
- •Kaynaklara dönmek, kuru âyin ve ibadetlere dönmek değil, aksine, hem mânevî hayatın, hem de kurtarıcı insanî faaliyetin mayasını oluşturan canlılığa, yani İslâm'ın doğuş yıllarının kusursuz canlılığına dönmektir. İşte ancak o zaman İslâm tekrar şahlanacaktır.
- Dünya üzerinde Batı'nın beş yüz sene süren mutlak hegemonyasından sonra, şöyle bir değerlendirme yaptığımızda, diyebiliriz ki, gezegenimizin bundan daha korkunç bir yönetimi hayal dahi edilemezdi.
- İslam'ı sadece gelenekleriyle değil prensipleri ve ruhu ile de yaşamak gerekiyor
- Insan hayatında ilahi boyut göz ardı edildiğinde, yani sosyal iliskilerin düzenleyicisi olarak geriye fertlerin ve grupların rekabet eden ve çarpışan çıkarlarından başka bir şey kalmadığında, "şiddet" gerçek kânun haline gelir.
- Allah da insana ancak benzetmeler/misaller, “işaretler” aracılığıyla seslenir. İnsan bu “işaretleri” çözmek ve anlamakla yükümlüdür. Bu “işaret” bir olay, bir tabiat hadisesi, bir insan veya vahiy Kitabı’nın bir ayeti olabilir. Bunların hepsi de Allah’ın bizimle konuştuğu dildir.
- Dua, bir istek değil, bir hal bir tavır bir ruh halidir. Yani her türlü kendine "yeterlilik" iddiasını ötesinde Allah'a "bağımlı" oluşumuzun kabullenişidir. O'nun yüceliğini tanıştır. Bir bakıma O'nun sonsuz varlığını sonluluk içinde görüştür, yani "bana ait olmaksızın bende olanı biliştir."
- Tasavvuf, Kur'an'ın bir yorumudur. O'nu bir okuma tarzı, ozellikle de onu bir yaşama biçimidir.
- Allah'tan korkmak, O'nun hoşuna gitmemekten korkmak, yani O'nu sevmektir.
- Çok kadınla evlenmeyi ortaya atan Kur’an değildir! Aksine Kur’an, çok kadınla evlenmeye sınır getirmiştir.
- Arap fetihleri, feodal karmaşayı ve asalak hiyerarşileri silip süpürerek, bir yenilenişin ekonomik ve sosyal şartlarını hazırladı..
- Aşktan koparılan, biyolojik hazza indirgenen tam anlamıyla insanî ve ilâhi boyutundan yoksun bırakılan cinsellik, başkası ile en derin ilişkinin şiirsel dili olmaktan çıkar artık başkasını sevmek ona aşık olmak niteliğini kaybeder yalnızca kendini sevme ve kendi yapayalnızlığı içine gömülme hâline dönüşür..
- Adaletsizlik medeniyeti mahveder İbn Haldun
İslam ve İnsanlığın Geleceği İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Başta Stalin, Fidel Castro, Picasso, Jean Paul Sartre ve Aragon olmak üzere pek çok devlet adamı, bilgin ve sanatçıyla bizzat görüşmüş olan ROGER GARAUDY kendini İslamın merhametli ve evrensel kollarına bırakmıştır. Kitabında hem Müslümanlara hemde gayri müslimlere sesleniyor. Gayri müslimlere İslam'ın nezih ve pak olduğunu, müslümanlara ise maddecilikten kurtulup islama dönmeleri gerektiğini haykırıyor. Ona göre Batı iflas edeli yıllar oldu ve insanlığı tekrar yükselişe geçirecek yegane güç İslam'ın ta kendisidir. Fakat bunu yapabilmesi için özüne tekrar dönüş yapması gerekiyor. Tıpkı, Cemaleddin Afgani, Muhammed Abduh, Reşit Rıza ve Muhammed İkbal'in " bizi kaynaklara dönüşe davet ettikleri gibi, fakat bu, hiç bir şekilde geleceğe geri geri giderek girmek anlamına gelmiyordu. Tam aksine, onlar bizi İslamın ilk çağlarındaki yaratıcı düşünce biçimini tekrar bulmaya çağırıyorlardı." sy65 Unutulmamalıdır ki, ataların ocağına sadık kalmak demek, onların ocağının küllerini muhafaza etmek değil, tam aksine o ocağın alevini taşıyıp aktarmak demektir. sy182 Ona göre, kaynaklara dönüş demek, yaşayan kaynağı ve İslam'ın ilk yüzyıllarının yaratıcı dinamizmini bulmak demektir. Şeriat, gidilip bulanık ve kokuşmuş su alınacak durgun bir su birikintisi/ bir gölet değildir. Şeriat ışıldayarak gürül gürül akan ve güçlü dalgaları ile kıyıların döverken oraları verimleştiren, ışıltılar saçarak akan güzelim bir nehirdir.sy77 Yine Marxın, "Din afyondur" sözü, Rasim Özdenören'in Müslümanca Düşünme Üzerine yazdığı denemesinde söylediği şekliyle paralel söylemlerde bulunmuş, "Marx bunu 1844 de yazıyordu. O sırada bütün Avrupa'da kutsal ittifak hüküm sürüyordu. Katolik kiliseleri ile her milletten hükümdarların, sömürüye ve baskıya boyun eğmeyen halkların her türlü özgürlük isteklerine ve eylemlerine karşı, aralarında kurdukları bir ittifaktı bu. Şu halde Marks tarafından 19. Yüzyıl ortalarında Katolik dininin bu şekilde tenkidi tamamıyla yerindeydi. Mars Katolik kilisesine bu tenkidi yöneltmeden on satır önce meseleye daha geniş bir tarihi perspektiften bakarak, din "insanoğlunun hem çaresizlik ifadesi hem de bu çaresizliğe protestosudur" diye yazar."sy162 Garaudy İslamın en çok istismar edilen konularından birininde kadın konusu olduğunu söyler. Kadın konusunda Batıyı yerden yere vurduktan sonra islamın kadın bakış açısına değiniyor. "Fransa'da kadının kocasından bağımsız olarak kendi malları üzerinde tasarrufta bulunabilmesi için 20. Yüzyılın başlarını, İtalya'da da kadının boşanma hakkına sahip olması için 20. Yüzyılın son üçte birini beklemek gerekmiştir. Halbuki Kur'an ve Hz. Peygamberin sünneti, on dört asırdan beri bu hakların ikisini de kadına tanıyor!" sy206 Ayrıca Graudynin Kurandaki Nesih(ona göre yürürlükten kaldırma) kavramı üzerinden eleştiride bulunması hak verilecek bir durum değildir, zira nesihin haşa Allah'ın kendi hükmünü (unutarak veya hataen) ilga ettiğini iddia eden uç noktalar dışında kimse olmamıştır. Onun da dediği gibi yeni problemlere yeni çözümler olarak anlaşılmıştır. Ona göre İslam'ın kaynakları Kuran ve Peygamberin sünnetidir. Anladığım kadarıyla Garaudy Sünnet ve Hadisi aynı anlamda kullanmıyor. Yer yer hadise taşlar attığını hissettim. Diğer eserlerinde hadis kavramına değiniyorsa ileri okumalarda göreceğiz. Herkes İslamın er yada geç, hepimizin kabul etmeye ve tasdik edilmeye değer tek din olduğunu tecrübe edecek. (Rıdvan Düzen)
“İslam, er yanda geç, hepimizin kabul ve tasdik edeceği bir dindir. (Goethe)” Cümlesi ile başlıyor kitap. Batı tipi kültür bilhassa son 5 yüzyıldır özellikle sanayi devrimi, yapılan birçok çalışma ile tüm dünyada en muteber, revaçta olan kültür. Tabii olarak bu toplumun sanat, edebiyat, bilim ve teknoloji alanında da yaptığı birçok çalışma bunda etkili. Ancak neredeyse tamamıyla pozitivist ve nihilist olarak çalışan bu toplumun kültürü insana hayatının ve tarihinin anlamını bulduramaz. Salt bireyci olan bu kültür ilahi bağlarını yitirmiş durumda. Garaudy kitapta en temel hatlarıyla İslamı ele almış. Genel itibariyle İslam dini ilk çıkış noktasından başlanarak ele alınsada birçok başlıkta İslam ve batı kültürü muhtelif konularda karşılaştırılarak örneklendirilmiş. Açıkçası dışarıdan İslam dinine bakan bir insan ne düşünür hangi hususlar kafasına takılır fazla detaya inmeden anlaşılır bir üslupla açıklamış. Bu açıklamaları da ayetlerle yapması oldukça doyurucu ve etkileyici olmuş. Temel olarak zaten Kuran-ı Kerim’i doğru bir şekilde bütüncül okuyup hayatımıza ve toplum hayatına tatbik edersek bir çok ahlaki sosyal ve ekonomik sorunun çözüleceğinden bahsetmiş. Tamamen eskiyi kopyalamamamız gerektiğini karşılaşılan yeni sorunlara Kuran ve sünnet ışığında içtihatla yeni çözümler geliştirilmesi gerektiğini vurgulamış. Ve güzelde bir cümle aktarmış Jean Jaures’ten: “Atalara sadık kalmanın, ataların ocağından külü değil, alevi taşımaktır.” Ama ne yazık ki yine düşüncede kaldık müslümanlar olarak hepimiz bu sorunların farkındayız ve yine hepimiz ne yapmamız gerektiğinin de farkındayız. Fakat somut olarak harekete geçen maalesef yok. İçtihatla uğraşan kimse yok. Müslüman bir nazarla herhangi bir ilime yaklaşan yok veya pek nadir. Taşın altına elimizi koymamız gerekir veyahut taşın altına serilen örtünün ucundan birilerinin tutması. (Şeyma)
Roger Garaudy Müslüman olmadan önce kitaplarıyla bütün dünyaca tanınan bir isimdi. Müslüman olduktan sonra ise Avrupa ve Amerika medyası onu sükut ambargosuna tabi tuttu sırf Müslüman olduğu için... Sonradan Müslüman olup, Müslümanlığı böylesine güzel bir şekilde benimsemesi, Müslümanların eksikliklerini, kusurlarını bu kadar açık bir şekilde çözüm önerileriyle anlatabilmesi takdire şayan bir örnek... İçinde bulunduğumuz sorunlara çok güzel çözüm önerileri sunuyor yazar. Geçmişe ve geleneklere yüzümüzü dönerek şuan için yeni çözüm arayışları bulmamamıza, bu uğurda gerekli cesareti ve özgüveni göstermediğimize çok kızıyor Garaudy. Farklı bir bakış açısı kazanabileceğiniz, keyifle okuyup üzerinde derin düşüncelere dalacağınız,kendinizi sorgulayabileceğiniz, keyifle okuyabileceğiniz harika bir kitap... Keyifli okumalar... (Baran Toprak)
İslam ve İnsanlığın Geleceği PDF indirme linki var mı?
Roger Garaudy - İslam ve İnsanlığın Geleceği kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İslam ve İnsanlığın Geleceği PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Roger Garaudy Kimdir?
Roger Garaudy, Fransız düşünür ve yazar.
Roger Garaudy, Marsilya'da işçi sınıfından Katolik bir anne babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Garaudy 14 yaşında Protestanlığa geçti. Dünya Savaşı sırasında savaştı ve Croix de Guerre'yi aldı. Cezayir'de Vichy France savaş esiri olarak bir süre kaldıktan sonra Garaudy, direniş radyosu ve Liberté gazetesi için çalışan Fransız Direnişine katıldı.
Garaudy, 1933'te Fransız Komünist Partisi'ne katıldı. 1940'ların ortalarında, Garaudy parti içinde önde gelen bir polemikçi olarak kabul edildi. 1945'te parti liderliğinin ve Merkez Yürütme Komitesi'nin bir üyesi oldu ve 28 yıl boyunca burada görev yaptı.
1952 yılında Sorbonne Üniversitesi'nden edebiyat dalında eğitim aldıktan sonra 1954 yılında SSCB Bilimler Akademisi'nde doktor ünvanı elde etmiştir.
Fransız Komünist Partisi'nde etkin bir konumda yer aldıktan sonra Garaudy, partinin öğrenci hareketi ve Varşova Paktı'nın Çekoslovakya'yı işgali konusundaki tutumunu eleştirdiği için 1970 yılında Komünist Partiden ihraç edildi. Fransa Parlementosu'nda milletvekili, meclis başkan yardımcılığı, milli eğitim komisyonu üyesi ve senatör olarak görev yaptı. Daha sonra profesörlüğe devam etti.
1980 civarında, Garaudy Muammer Kaddafi'nin Yeşil Kitabı'nı okudu ve Libya ve İslam'a ilgi duymaya başladı ve ülkenin lideriyle çölde birkaç kez görüştü. Müslüman Kardeşler tarafından kontrol edilen bir örgüt olan Cenevre'deki İslam Merkezi'nde resmen din değiştirerek ve Müslüman olmuştur. 1998'de, altı milyon Yahudi'nin ölümünün bir "mit" olduğunu iddia ettiği için Fransız yasalarına göre Holokost'u inkar etmekten suçlu bulundu ve 240bin Frank para cezasına çarptırıldı.
Roger Garaudy, 13 Haziran 2012 Çarşamba günü Chennevieres, Paris'te 98 yaşında öldü.
Roger Garaudy Kitapları - Eserleri
- Geleceğimizde İslam Var
- İnsanlığın Medeniyet Destanı
- İslam'ın Vadettikleri
- Yobazlıklar
- Siyonizm Dosyası
- İslam ve İnsanlığın Geleceği
- İsrail, Mitler ve Terör
- İslam Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı
- Don Kişot
- İslam Dünyasının Yükseliş ve Çöküşleri
- Endülüs'te İslam
- Amerikan Efsanesi
- 21. Yüzyılda İslam’ın Dirilişi
- İlahi Mesajlar Toprağı Filistin
- İsrail Sorunu
- Yaşayan İslam
- Entegrizm
- Çöküşün Öncüsü ABD
- Yaşayanlara Çağrı
- İslamiyet ve Sosyalizm
- Medeniyetler Diyaloğu
- Hatıralar
- Hatıralar
- Kafka
- İslam'ın Aynası Camiler
- 20. Yüzyıl Biyografisi
- Batı Terörizmi
- Şahitlerim
- Picasso - Saint-John Perse - Kafka
- Marks İçin Anahtar
- Karl Marx Entelektüel Bir Biyografi
- Kıyısız Bir Gerçekçilik Üzerine
- Jean Paul Sartre ve Marxisme
- Sosyalizmin Büyük Dönemeci
- Tarihte ve Günümüzde Siyonizm ve Yahudilik
- Afarozdan Diyaloğa
- İslâm'ın Va'dettikleri
- İnsanlığın Medeniyet Destanı
- Sosyalizm ve İslamiyet
- İslâm'ın Va'dettikleri
- Gerçekçilik Açısından Picasso
- Sosyalizm ve Ahlak
Roger Garaudy Alıntıları - Sözleri
- Kim İsrail politikasını eleştirirse üzücü ve ardı arkası kesilmeyen misillemeleri ve İsrail 'lobi'sinin baskılarıyla bütün geleceğinin yok olmasına göze almak zorundadır (İsrail, Mitler ve Terör)
- Senatör Truman Amerika'nın amacını şu sekilde ifade etmistir: " Birbirlerini olabildigince fazla oldurmeleri icin Almanya'nin uste ciktigini gorursek Rusya'ya, Rusya kazanirsa o zaman da Almanya'ya yardim etmek gerekir... (Batı Terörizmi)
- Hitler iktidara bir darbe sonucu değil, çoğunluğun oylarını elde ettiği "demokratik" seçimlerle gelmiştir. İşsizliği ve hizmetkarlığı sona erdireceğini vaadettiği milyonlarca işsizin sesini kendine doğru çevirebilmiştir. İşsizlik sorununu Hitler kendince halletmiştir.Önce işsizleri silahlanma uğruna birer işçi olarak çalıştırmış, sonra da onları birer nefer, sonunda da birer ceset haline sokmuştur. (Entegrizm)
- - "Kur'an'ı Kerim, Allah'ın insanlarla iletişime geçişidir.." (Geleceğimizde İslam Var)
- 'ABD' deki Yahudilik İçin Birlik'in eski başkanı Haham Elmer Berger bir konferans esnasında: '' ... şu anki İsrail devletinin Mesihi bir dönem adına ilahi projenin gerçekleşmesini istemeye hiçbir hakkı yoktur. Onun yaptığı sırf bir toprak ve kan demogojisinden ibarettir. Ne halk ne de toprak kutsaldır ve ne de bunlar dünyanın bir imtiyazına sahiptir. Bütün Yahudi halkını şiddetle ve zor yoluyla da olsa kendine boyun eğdirmeye çalışan siyonist totalitarizm bu halkı diğerleri gibi diğerleri arasında bir halk haline getirmektedir. ' (İsrail, Mitler ve Terör)
- “İnsan gönülle alay etmemeli” (II, 74). (Don Kişot)
- Felsefe, kaynağını tamamen İslâm'dan alır. (İslam Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı)
- Araçlarla amaçlar birbirine karışmış, "niçin"in yerini "nasıl" almıştır. Bütün gayelerin yerine geçen bir vasıta olarak para, din hâline gelmiştir. (Amerikan Efsanesi)
- Hayal bir bulut gibi geçer ve gözlerimizin önünde resimler ve simgeler dokuyan başkalaşımlar oluşur. (İslam'ın Aynası Camiler)
- Nitekim, Ahlâk Bilimi ve Tarihin Maddeci Görüşü (1906) adlı kitabında, Koutsky bu hatayı işlemişti. Marksizm ile Darwin'cillği rasgele birbirine katan Kautsky, insan toplumlarında görülen ahlâkın hayvanlarda görülen sürü içgüdülerinin bir uzantısı olduğunu ileri sürüyordu. (Sosyalizm ve Ahlak)
- “Taklid” ve eskilerin görüşlerine körükörüne bağlılık uykusu İslâm’ı kuşattı. (Yaşayan İslam)
- Jules Ferry’e göre, batının sömürgeci yayılma politikası şu üç temel esasa dayanır: İktisadi gereklilik: Bir sömürgenin kurulması, bir pazarın açılması demektir. Siyasi gereklilik: Bütün dünyada üstlere sahip olmak.(Liman-Havayolu) İnsani gereklilik: Biz medeniyet götürüyoruz. (Yobazlıklar)
- Biz dinleri her şeyden önce o dine inanan kimselerin yaşantı ve tanıklıklarından hareketle anlamaya çalışıyoruz. (İslam'ın Vadettikleri)
- ''Ben, daima inkar eden bir ruhum.'' Goethe, Faust (Kıyısız Bir Gerçekçilik Üzerine)
- Biz, ki her yerde serüven peşinde Biz, düşmanlarınız değiliz sizin. Uçsuz bucaksız. bilmediğiniz dünyalar istemez misiniz? Gizlerin çiçek açtığı, toplanmayı bekleyen, Yepyeni ateşler orada, yeni renkler hiç görülmemiş Binlercesi yakalanmaz görüntünün can verilmesi gereken... Acıyın, sonsuzluğun ve geleceğin Sınırlarında dövüşen bizlere... - Guillawne APPOLINAIRE (Picasso - Saint-John Perse - Kafka)
- Ey Müslümanlar, sizler berrak ve dupduru suyuyla gürül gürül akan bir İslâm ırmağının önünü kapattınız! Onu durgun, akıntısız ve giderek suyu bulanıp kokuşmuş küçük bir göle çevirdiniz! - O ırmağı yeniden coşturmazsanız, o nehri yeniden akıtmazsanız, bütün insanlığın vebali sizin üzerinize olacaktır! (İslam Dünyasının Yükseliş ve Çöküşleri)
- İsrail'in stratejik konumunu ileri sürmek yetmez. Haim Weizmann, Britanyalı muhataplarına, “Yahudi bir Filistin, İngiltere için, özellikle de Süveyş kanalı konusunda, bir güvence olacaktır?” tezini ileri sürerken işte İsrail'in bu konumunu kastediyordu. (İsrail Sorunu)
- İslam söz konusu olduğunda, tekrar ediyorum, ortaya konan yeni bir iman ve yeni bir topluluktur. (İslam'ın Vadettikleri)
- Meşhur iktisatçı Lord Keynes, 1919'da, Barışın İktisadî Sonuçları kitabında şunları yazıyordu: "Eğer bizler Orta Avrupa'yı kasıtlı olarak fakirleştirmeye çalışırsak, peşin peşin ve kesin bir inançla haber vereyim ki bunun intikamı korkunç olur: Yirmi sene içinde, galibi kim olursa olsun, medeniyeti mahvedecek olan bir savaşla karşı karşıya kalırız." (Amerikan Efsanesi)
- ''Araya araya, aradığı şeyden de şüphe etmeye kadar varmıştı.'' Balzac (Kıyısız Bir Gerçekçilik Üzerine)