diorex
sampiyon

İnsanlık Durumu - André Malraux Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İnsanlık Durumu kimin eseri? İnsanlık Durumu kitabının yazarı kimdir? İnsanlık Durumu konusu ve anafikri nedir? İnsanlık Durumu kitabı ne anlatıyor? İnsanlık Durumu PDF indirme linki var mı? İnsanlık Durumu kitabının yazarı André Malraux kimdir? İşte İnsanlık Durumu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 21.08.2022 01:00
İnsanlık Durumu - André Malraux Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: André Malraux

Çevirmen: Ali Berktay

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789750500299

Sayfa Sayısı: 320

İnsanlık Durumu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İspanya İç Savaşı’ndan Nazi Almanyası’na, 20. yüzyılın röntgenini çeken Malraux, İnsanlık Durumu’nda Çin devrimi üstünden bir anlam ve değer sistemi olarak siyasal eylemi sorguluyor.

İnsanlık Durumu Alıntıları - Sözleri

  • "Bir insan yaratmak için dokuz ay gerekir, ama öldürmek için bir tek gün yeter."
  • Acıdan yana bir eksiğimiz yok...
  • Zaten insanlar belki de iktidarı umursamıyor. Bu düşüncede onları asıl büyüleyen, gerçek erk değil, o mevkinin sağlayacağı tatlı keyifler düşüdür. Kralın erki yönetmektir, değil mi? Ama insan yönetmek istemez: Baskı yapmak ister. İnsanlar dünyasında insandan fazla bir şey olmak ister. İnsanlık durumundan kurtulmak diyordum. Güçsüzlük değildir bu: Tam tersine gücün her şeye yetmesi isteğidir. Güç isteğinin entelektüel bir gerekçelendirmeden başka bir şey olmadığı hastalıklı kuruntu, tanrılık isteğidir: Her insan tanrı olmayı düşler.
  • Niye çalıştığını bilmeden on iki saat çalışan bir insan için, ne saygınlık, ne de gerçek bir yaşam mümkün değildir.
  • İnsanların hayatlarını dayandırdığı hemen her şeyden, aşktan, aileden, işden uzak durmayı başarmış, ama korkudan kurtulamamıştı.
  • Her şey işarettir. İşaretten işaret edilen şeye yönelmek, dünyayı derinleştirmek, Tanrı’ya doğru gitmektir.
  • İnsanın kıskançlığının kaynağı acaba sadece ötekinin neler varsaydığı hakkındaki varsayımlar mıdır? Ne zavallı bir insanlık...

İnsanlık Durumu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İnsanlık Durumu: Son birkaç yıldır yeni yazar keşfetmekte ya da günümüz yazarlarını okumakta güçlük çekiyorum. O yüzden kült yazarlara geri dönüyorum. Özellikle de toplumsal gerçekçi yazarlara. Mesela Fallada, London, Steinback, Hemingway, Camus, Celine, Sartre, Remarque, Malraux ve niceleri... Hepsi yaşadığı dönemin ruh haline, sosyolojisine, mücadelesine ışık tutmaşlardır. Neredeyse hepsi İkinci Dünya Savaşı, İspanya İç savaşı, kendi ülkelerinin direniş mücadelesinde bulunmuştur. Bu yüzden savaşın anlamsızlığını, insan hayatın ucuzluğunu, siyasi ideolojilerin çelişkilerini görmüşlerdir. 《☆☆☆》 Malraux bir Fransız olarak Çin devrimine giden süreci anlattığı bu romanında; devrimcilerin kendi içinde yaşadığı çelişkileri, politik ideallerini, bağımsızlık mücadelelerini anlatıyor. Çan Kay Şek ve Sun Yat Sen ile beraber Modern Çin'in temellerini atan önemli bir asker ve politikacıydı. Fakat onun devrimi milliyetçi ve burjuva kökenliydi. Neredeyse 20 yıllık başbakanlık sürecinde Japon istilası, İngiliz Sömürgeciliği ve komünist devrimle mücadele etmiştir. Kimi zaman düşmanları ile müttefik olmuştur. İşte Malraux Çin Devrimine farklı bir bakış açısıyla okurlara sunuyor... (Murat Koçhan)

Fransız yazar Andre Malraux’nun ölmeden önce okunması gereken 1001kitap listesinde de yer alan eseri İnsanlık Durumu, 1927 yılı Şangay’ına götürüyor okuyucuyu. Komünistler ve Çan Kay Şek’in önderliğinde Kuomintang (milliyetçiler) arasındaki çatışma çevresinde Çin’deki kaos-iç savaş dönemini anlatılıyor kitapta. Siyasi bir dönem romanı, kurgusu ve akıcılığıyla da macera romanı tadında. Malraux toplumcu gerçekçi bir eseri Edebi yönden zengin bir üslupla yazmış. Okuyucuyu farklı ve önemli bir döneme alıp götürmesi açısından eseri çok ama çok sevdim; siyasi-tarihi okumalardan hoşlananlara tavsiye ederim. Ama yazarın kalemi bana çok hitap etmedi, salt bir Edebi eser olsa okumakta zorlanabilirdim, çünkü kitabın dilini çok içselleştiremedim. Yine de hoş bir dönem romanıydı. (İpek Dadakçı)

Çen,suikastçi.Kitaba müthiş bir aksiyon filmi izler gibi başlarız.Çen elinde bıçak bir odanın eşiğinden az sonra öldüreceği adama bakıyor... Bu satırları okurken kimi zaman suikastçi gibi heyecana kapılıyoruz kimi zamanda kurbanın yerine geçiyoruz,o kadar canlı bir anlatım,bıçağın soğukluğunu ,odanın karanlığını,adamın gırtlak seslerini,odanın bir yerinde bir balkon olduğunu ve bu balkondan çıkıp olay mahalini bir an önce terketme duygusunu ve daha önce hissetmediğim başka başka duygularla dolu bir girişle kitaba giriyorum.Müthiş bir şey okuyacağım bilinciyle okumamı kısa kesiyorum,bazı kitaplar hiç bitmemeli,hemencecik tüketilmemeli sindire sindire okunmalı. Kyo,Çen,Kyo'nun babası ve May,kitaptaki ana karakterler.Birde Rus Kotov var,odaya girince havayı soğutan.Ama Kotov kitabın sonunda öyle bir hareket yaparki okuru perperişan bırakır sayfaların ortasında. May,Kyo ile evli,ilişkileri sevgiden çok işbirliği barındırıyor,birbirinin günahlarını bilen anlatılmaz bir bağ,onları bir arada tutan sevgi ya da mutluluk değil,günah bağı ,sevgi ve mutluluk bağından kat ve kat daha sağlamdır. Baba,Kyo'nun babası,Baba Gisors,bizim çocukların akıl hocaları katiller ve elebaşilar,örgütçülerin değil,durumun,insanlığın durumunun akıl hocası,kitaptaki tüm parlak sözlerin neredeyse tek sahibi. Devrimin başarısız olacağı onun bir direnişe dönüşmesinden anlaşılır.Bizim çocuklar neden başarısız oldular.Bunun önemli iki nedeni var.1.yeteri kadar inanmamak 2.silah kullanmayi bilmemek.Tabiki bunlar degil,bunlar görünen nedenler asil nedenleri Çen ve Kyo üzerinden açıklamaya çalışacagım. Kyo işin fikir tarafındaki Çen ise dehşet tarafındaki isim biri fikir inşasından diğeri yıkım ekibinden. Asıl nedenlerden birincisi Kyolardan yada kendini Kyo gibi görenlerden çok olmasi Çenlerden ise yeteri kadar olmamasi. Devrimde fazla düşünce korkaklığa götürür. Devrimin karşısındaki diktatörde tüm diktatörlerin olduğu gibi korkaktır. Düşünerek korkan devrim, diktatöre yaklaşır, ikiside aynı hammaddeden oluşmaya başlar yani korkudan. Ben en çok korkaklardan korkarım devrimde öyle.Bir diktatör korkaklığı nedeniyle en acımasız ,en canice kararları hiç zorlanmadan alır,diktatörün canı kıymetlidir,o yüzden kimselere güvenmez.Kyo ya dönersek kararlarını alır ama üstundeki kyocuklara etki edemez,devrimde saatler önemliyken harekete geçmek günler alırsa geçmiş olsun.Çen ise eylemi temsil eder,bu tip adamlar olmazsa olmazdır ama bu başarısızlikta sayılarının az olmasi talihsizliktir. Diğer neden ise satrançtaki Rok hareketine benzer,bir şah vardir,onu koruyarak oyunu kazanmalıyızdır,şah devrim ise köşeye sıkıştığında Rok hareketiyle saf değiştirmek,kale ile işbirliğine girmek işi bitirir,devrim kaçarak,gizlenerek yapılamaz.Kyo vezirdir ama tek vezir olması gerekirken bir sürü vezir peydahlanır ve Kyo yu piyonluğa sürerler,Çen ise attır ,sayısı ikidir,satranç ustalarına sorsanız iki vezir mi üç at mı diye üç atı tercih edeceklerdir,satrançtaki en atılgan, en olmadık hamleler attan gelir,ata önlem almak zor bir iştir. Mat çoğu zaman atların karşı tarafı hareketsiz bırakmasıyla vezir veyahut filin son darbeyi indirmesiyle gerçekleşir.Kale satrançtaki en tarafsız taştır,kaleye güvenirsen kuşatılman an meselesidir.Rok devrim için sanatsal bir harekettir sadece,başarısız bir devrimin şiiri. İşin teknik tarafı bu şekilde,işin ruhsuz tarafı.Diğer taraf ise can pazarı,anlatması zor,ruhsuz tarafıyla bıraknak isterdim ama kitaba haksızlık olurdu bu. Sağ kalan devrimcilerin sıralarını beklemeleri,en iyi ölüm şekli kurşuna dizilmek,adam başı oniki kurşun,şartlara göre iyi bir ölüm şekli.Diri diri yakılmak,gözler yanıncaya kadar hemde,trenin altına atılmak yada o an subayların aklına ne geliyorsa ,öldürme şekillerinde yaratıcılık konusunda hiçde yabana atılır değil bu subaylar. Şu üçünü kurşuna dizelim önce ikisi gelsin,ikili gidenler şanslıdır ölürken yalnız olmayacaklardır,tek kalan ise 2 dakika sonra öleceği için değil bir başına kaldığı için kendinden geçer.Kotov'un efsanevi davranışıda tamda bu ölüm sırasındayken gerçekleşir... Yağmur mu bu yağan,son kez ıslanan insanlar,bu onların son yağmuru.Devriminde son yağmuru,devrim şanslı olan tarafta oda ölür ama dirilme özelliği vardır,insanların durumuysa hangi devir olursa olsun herzaman olduğu gibi içler acısı... İnsanlik durumunu Baba Giors'dan dinleyin ben anlatamam onu, tıpkı Çen ve Kyo'yu anlatamadığım gibi. Özgürlük bazen başkalarını öldürebilmek hakkını yada cesaretini elde etmekti,şartlar özgürlüğü bu hale getirebilirdi,insan elini kolunu bağlayan şeyleri yitirince bu özgürlüğü gerçekleştirebilirdi.Korkunç ama böyle bir gerçek maalesef ki var. (Fırat Özbey)

İnsanlık Durumu PDF indirme linki var mı?

André Malraux - İnsanlık Durumu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İnsanlık Durumu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı André Malraux Kimdir?

André Malraux (1901-1976) Fransız romancı, sanat tarihçi ve devlet adamı.

1922'de bir Khmer tapınağını görmek amacıyla Kamboçya'ya gitti.Tapınağın kabartmalarını sökmek suçundan bir süre hapis yattı. Burası, Malraux'nun sömürge karşıtı düşüncelerinin geliştiği yer oldu. Güneydoğu Asya'da L'lndochine Enchainee adlı gazeteyi kurdu. Daha sonra Çin'e geçerek Devrimci eylemlerde bulundu.

1929'da Afganistan ve İran'da, 1934'te Arabistan Yarımadası'nda incelemelerde bulundu. İspanya iç savaşına pilot olarak katılıp, cumhuriyetçi cephede savaştı. 1945'te Roman yazmayı bırakarak Sanat Tarihine yöneldi.1959-1969 arasında Fransa'da Kültür Bakanı olarak görev yaptı. Çağın felsefi ve ideolojik yapısını sorgulayan Malraux'nun yapıtlarında, burjuva toplumuyla ve bu toplumda yaşayan bireylerin varoluşsal sorunlarıyla bir hesaplaşmasını görürüz.

En önemli eseri Dünya klasikleri arasında bulunan (La Condition Humaine) İnsanlık Yazgısı (1933), (L'Espoir) Umut (1937), (Les Noyers de l'Altenburg) Altenburg'un Ceviz Ağaçları (1947).

André Malraux Kitapları - Eserleri

  • İnsanlık Durumu
  • Umut
  • Altenburg'un Ceviz Ağaçları
  • Kanton'da İsyan
  • Turan Yolu
  • İnsan Yazgısı
  • Karşı Anılar
  • Fatihler
  • Büyük Yol
  • Obsidiyen Kafa
  • Düşsel Müze
  • Batı'nın İğvası

André Malraux Alıntıları - Sözleri

  • Devrimin en büyük gücü umuttur . (Umut)
  • Cumhur - körler toplusu... (Batı'nın İğvası)
  • “Sanatın geçmişi Avrupa için olsa olsa sanat denilen bu üslubun geçmişi olmuştur ve bu geçmiş bize bir üsluplar evreni olarak görünür... Bilinmeyen veya küçümsenen bir güç, bir asır önce sanatçının en temel güçlerinden biri olarak ortaya çıkıyordu. (...) Ama bu gücün şaşırtıcı biçimde yükselmesi bize unutulması mümkün olmayan birkaç sözcüğü açıkça telaffuz ettirmektedir: ‘Müze’ bir doğrulamaydı, ‘Düşsel Müze’ ise bir sorgulamadır.” (Düşsel Müze)
  • Meydan, saray ve tarihi bahçelerde bulunan heykellerin yerini, kutsal dağ, tapınak ve mezarlıklardaki heykeller alacaktır; bu durum tek sorunun estetik olmadığını göstermek için yeterlidir. (Düşsel Müze)
  • Öldürülmek, yok olmak umurunda değildi onun: kendine aldırış ettiği yoktu. Böylece zafere olmasa bile kavgasına kavuşmuş olacaktı. (Büyük Yol)
  • Her şey işarettir. İşaretten işaret edilen şeye yönelmek, dünyayı derinleştirmek, Tanrı’ya doğru gitmektir. (İnsanlık Durumu)
  • Kendime sık sık, uzlaşmanın özgürlüğün bedeli olup olmadığını sormuşumdur. (Karşı Anılar)
  • Kölelerde çok güçlü bir yalan içgüdüsü vardır. (Altenburg'un Ceviz Ağaçları)
  • Yaşam ahmakça bir şey olduğuna göre, ölüm neden zekice bir şey olsun ki? (Karşı Anılar)
  • Her dahi biraz şamandır, ama tabii, her budala da biraz şamandır. (Turan Yolu)
  • “Bir insanın hayatı hiçbir şeydir ama hiçbir şey bir insan hayatının yerini tutmaz” (Düşsel Müze)
  • Siz kendinizde bulamadığınız bu dünya kavramının yerini, inşālarla dolduruyorsunuz. (Batı'nın İğvası)
  • Çünkü, en insan adamlar devrim yapmaz, iki gözüm: ya kitaplıkları doldururlar, ya da, yazık ki, mezarlıkları. (Umut)
  • Burada, yazmak, yaşamayı sürdürmenin tek yolu. (Altenburg'un Ceviz Ağaçları)
  • Çocukken uçan martıların kanatlarına bakmaya doyamazdım. İki orak ağzını andıran bu kanatlar benim için bir pastahane vitrininden daha çekiciydi. (Turan Yolu)
  • İnsan kendi içinde kendine yabancı ... (Büyük Yol)
  • İnsan, bütün bu pisliğin içinden, demişti, kararlı adımlarla bir çöp yığınını nasıl tekmeleyip geçerse öyle geçmeli..." ••• (Fatihler)
  • Ama biliyorum ki, bütün hayatım boyunca toplumsal düzeni karşımda bulacağım ve kendimde ne varsa hepsinden vazgeçmeden onu asla kabullenemiyeceğim. (Fatihler)
  • Sizin için üstünlük silahlı adamın üstünlüğü, acının üstünlüğüdür ve bizim için duygu yoğunluğundan gelen mükemmelliğin üstünlüğüdür. (Batı'nın İğvası)
  • Öylesine bıraktığımız sayısız mezar... (Batı'nın İğvası)

Yorum Yaz