İnsanın Doğadaki Yeri - Wilhelm Reich Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İnsanın Doğadaki Yeri kimin eseri? İnsanın Doğadaki Yeri kitabının yazarı kimdir? İnsanın Doğadaki Yeri konusu ve anafikri nedir? İnsanın Doğadaki Yeri kitabı ne anlatıyor? İnsanın Doğadaki Yeri PDF indirme linki var mı? İnsanın Doğadaki Yeri kitabının yazarı Wilhelm Reich kimdir? İşte İnsanın Doğadaki Yeri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Wilhelm Reich
Çevirmen: Bertan Onaran
Orijinal Adı: Ether, God and Devil Cosmic Superimposition
Yayın Evi: Payel
İSBN: 9789753880831
Sayfa Sayısı: 270
İnsanın Doğadaki Yeri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
W. Reich'ın, 'Esir, Tanrı ve İblis' ile 'Acunsal Üst Üste Binme' adlarını taşıyan iki kitabını burada birlikte sunuyoruz. Reich, bu yapıtında işlevsel düşüncenin gelişim sürecini betimlemekte ve bu nesnel düşünce tekniğinin iç mantığının kendisini nasıl adım adım acunsal yaşam enerjisinin bulgulanmasına ve buna bağlı öteki buluşlara götürdüğünü anlatmaktadır. İlk acunsal yaşam enerjisinden de evrendeki bütün canlı-cansız varlıkların, gökadaların, güneş dizgelerinin, gezegenlerin ve bunlardan birinde de yani yeryüzünde ilk tek hücreli canlıların, taşın, toprağın, denizin, bulutun, kasırganın nasıl oluştuğunu açıklamaktadır. "Edinilen her yeni bilginin ardında 'yaşam nedir' sorusu vardır" diyen Reich, böylece insanın kişilik yapısının ötelerine geçmekte ve onun evrendeki, doğadaki yerini anlamaya çalışmaktadır.
İnsanın Doğadaki Yeri Alıntıları - Sözleri
- Evrensel işlev ilkesi,ne denli küçük olursa olsun,özel işlev ilkesinde gizlidir.
- "Ulusu beslemek için, diğer ulusları katletmeden, pratik olarak ne yapıyorsun? Doktor olarak kronik hastalıklara karşı ne yapıyorsun, eğitimci olarak çocukların yaşam sevinçleri için, iktisatçı olarak yoksulluğa karşı, yapı ustası olarak konut hijyenini geliştirmek için ne yapıyorsun? Haydi, şimdi gevezelik etmeyi bırak da, somut pratik yanıt ver ya da çeneni tut!
- İblis düşüncesi, insanın acunsal kökeniyle bireysel yaşamı arasındaki kavgadan doğmuştur. Ona "İblis" ya da " Cehennem" adını takmanın hiç bir önemi yoktur. --- Korkunç bir güce sahip bir örgüt,binlerce yıl,sevişme sırasında haz duymanın günah olduğunu söyledi.İnsanlar buna inanıyor,vücutlarını duyumsamıyor,kendi duyularına güvenmiyor,kendi kökenlerinden yüz çeviriyor,doğurganlıklarını yitiriyordu. --- İnsanoğlu hep kötünün kışkırtmasını duydu. İblis sapık doğayı, Tanrı da ilk elden doğayı simgeliyorsa, neden insanoğlu Tanrı'dan çok İblis'in çekimine kapılıyor?
- Ulusu beslemek için, diğer ulusları katletmeden, pratik olarak ne yapıyorsun? Doktor olarak kronik hastalıklara karşı ne yapıyorsun, eğitimci olarak çocukların yaşam sevinçleri için, iktisatçı olarak yoksulluğa karşı, yapı ustası olarak konut hijyenini geliştirmek için ne yapıyorsun? Haydi, şimdi gevezelik etmeyi bırak da, somut pratik yanıt ver ya da çeneni tut!
- İnsan denen memeli hayvanın en belirgin yanılgılarından biri, aslında hiç mi hiç tanımadığı kendi öz doğasını genel olarak doganm özüyle karıştırmasıdır. Bu dediğimiz yalnız bilimöncesi Eski Çağ'la Orta Çağ için değil, özellikle günümüz için geçerlidir. Giderek, düşüncenin temellerini etkileyen bir yanılgıdır bu; insanoğlu doğanın bir parçası olduğu, doğa insanın bir parçası olmadığı için, ancak dogadan çıkıp insana gidilebilir, insandan dogaya gidilemez.
- Zırhlı varlık, zırhsız varlıktan, bütün dogal güdülerin kaynagı olan dirimsel çekirdegiyle içinde yaşayıp etkinlikte bulundugu dünya arasında yükselen katı duvarla ayrılır. Bundan ötürü bütün dogal güdüler, özellikle de sevi güdüsü kösteklenir. Zırhlı varlığın dirimsel çekirdeği de bu" güdüleri içinde saklamaktadır, ama güdüler özgürce açılıp çiçeklenememektedir. Bütün dogal güdüler, umutsuzca "dile gelmek" isterken, zırhın katı duvarını aşmak ya da delmek zorunda kalır. Güdünün su yüzüne çıkabilmesi, eregine varabilmesi için şiddet kullanması gerekir. Güdü, zırhın duvarını şiddetle aşmaya çalışırken, başlangıçtaki doğal yapısı ne olursa olsun, yıkma çılgınlıgına dönüşür. Bu ikinci elden öfke tepkisinin, zırhı geçtikten sonra yöneleceği ereğin şu bağlam içerisinde pek önemi yoktur. İster eyleme konsun ister dizginlensin, ister hastalıklı acıma duygusuna dönüşsün ister açık eziyetçilikle amacına ulaşsın: sürecin asal ögesi, bütün sevi güdülerinin zırhı geçerken yıkıcı öfkeye dönüşmesidir. Dirimsel çekirdekteki güdüleri yıkıcı öfkeye dönüştüren şey -bu nokta üzerinde ısrarla duruyoruz-doğal olarak dile gelmek, ereğe ulaşmak için harcadıkları çabadır. Bundan ötürü, zırhlı kişinin genel hali sertliğe, uyum yokluğuna yöneliktir.
İnsanın Doğadaki Yeri İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İki bölümden oluşan İnsanın Doğadaki Yeri kitabı Reich'in her bölümü aslında bir kitap olan iki kitabının birleşimi imiş. İlk bölüm Esir, Tanrı ve İblis ve burada kozmolojiye gelene dek insanın psikolojik, tarihsel, antropolojik ve kötücül yanlarını görüyoruz etkili bir biçimde. İkinci bölüm olan Acunsal Üst Üste binme kısmında da köklere ve göklere uzanıyor yazar. Giriş kısmında kendinin de belirttiği gibi okunması hayli mücadele gerektiren bölümlere sahip kitap. Yılların birikimi ve emeğine karşılık da böyle bir yoruma başvurmadan önce bu bilgi çalışmasının hak ettiği değeri görmek istiyor yazar. İkinci bölüme ulaşana dek merakla okudum kitabı zira ayaklar daha çok yere basıyordu bu bölümde. İş göklere doğru uzanınca bendeki ilgi zayıfladı fakat yine de buradaki amacının köklere erişmek olduğunu belirtiyor yazar. (Sîdar Ronahî)
İnsanın Doğadaki Yeri PDF indirme linki var mı?
Wilhelm Reich - İnsanın Doğadaki Yeri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İnsanın Doğadaki Yeri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Wilhelm Reich Kimdir?
Wilhelm Reich (d. 24 Mart 1897 - ö. 3 Kasım 1957) Avusturyalı-ABD'li psikiyatrist ve psikanalist, psikiyatri tarihinin en radikal isimlerden biri.Faşizmin Kitle Psikolojisi (The Mass Psychology of Fascism) ve Kişilik Çözümlemesi (Character Analysis) gibi çok bilinen ve dikkate değer kitapların yazarı , Sigmund Freud'un öğrencilerinden biri...
Wilhelm Reich Kitapları - Eserleri
- Dinle Küçük Adam
- Cinsel Devrim
- Faşizmin Kitle Psikolojisi
- Dirimin Öldürülüşü
- Bedensel Boşalmanın İşlevi
- Karakter Analizi
- İnsanın Doğadaki Yeri
- Orgazmın İşlevi
- Cinsel Ahlakın Boy Göstermesi
- Gençlik Tutkusu
- Cinsel Olgunlaşma
- Kişilik Çözümlemesi
- Geleceğin Çocukları
- Gençliğin Cinsel Mücadelesi
- Kanser
- Başı Dertte İnsanlar
- Reich Freud'u Anlatıyor
- Gençliğin Cinsel Eğitimi
- Listen, Little Man!
Wilhelm Reich Alıntıları - Sözleri
- Bilinçlilik bir özalgılama işlevinden, özalgılama da bilinçli olmaktan başka bir şey değildir. (Kişilik Çözümlemesi)
- Bütün canlılar gibi insanın da öncelikli gereksinimleri açlığın giderilmesi ve cinsel tatmindir. Günümüz toplumu birinciyi zorlaştırmakta, ikinciyi engellemektedir. (Orgazmın İşlevi)
- Ulusu beslemek için, diğer ulusları katletmeden, pratik olarak ne yapıyorsun? Doktor olarak kronik hastalıklara karşı ne yapıyorsun, eğitimci olarak çocukların yaşam sevinçleri için, iktisatçı olarak yoksulluğa karşı, yapı ustası olarak konut hijyenini geliştirmek için ne yapıyorsun? Haydi, şimdi gevezelik etmeyi bırak da, somut pratik yanıt ver ya da çeneni tut! (İnsanın Doğadaki Yeri)
- Bedensel boşalma gücünden yoksun kişi kendini taş taşımış gibi yorgun hisseder, seviştiği insandan tiksinir, ona karşı bir itme yada kayıtsızlık, giderek kin bile duyar. (Bedensel Boşalmanın İşlevi)
- İnsan hakkını alabilmek için yalvarmaz, savaşır. (Geleceğin Çocukları)
- Sevgi, çalışma ve bilgi canımızın kaynaklarıdır. Yaşamı onlar yönetmelidir. (Reich Freud'u Anlatıyor)
- Bir süngü ile her şey yapılabilir,ama üzerine oturulamaz. (Gençliğin Cinsel Mücadelesi)
- 1917 Rus devriminden beri uluslararası politika alanında olanlar, insan kitlelerinin özgürlüğe yatkın olmadıkları gerçeğinin doğruluğunu ifade ediyordu. Bunu gömeden faşist seli anlamak kesinlikle mümkün değildir. (Faşizmin Kitle Psikolojisi)
- Biz kadının doğal olarak erkekten daha aşağı olmadığına ama binlerce yıllık ekonomik ve cinsel baskı sonunda gerçekten aşağı bir duruma getirdiğine inanıyoruz. (Cinsel Olgunlaşma)
- "Tutkuya karşı koyamayacak kadar zayıfım.." (Cinsel Devrim)
- Böylece, cinsel yaşama çekidüzen verme kuramının anahtarı bulunmuş oluyordu ve sinir hastalıklarını geçirme konusunda iyi bir araç elde ettiğimizi söylemeye hakkımız vardı artık: ancak, sonradan deney, son derece ciddî birtakım hallerde bile üretken cinsel etkinlik düzene konduğu zaman, hastanın ve iyileşmeye yüz tutan bireyin yaşadıkları çevrenin düzenli cinsel yaşamın geri getirilmesine karşı çıktığını gösterecektir. Bu karşı-çıkış çok değişik biçimlerde kendini belli etmekteydi, hâlâ da etmektedir. Örneğin, on yedi on sekiz yaşındaki bir genç kız, eğer kentsoylu bir ailenin çocuğuysa, cinsel açıdan öylesine sıkı denetlenmekteydi, ya da bir işçi çevresinden geliyorsa, içinde yaşadığı toplumsal koşullar öylesine acıklıydı ki (konut, gebeliği önleme sorunu, ana-babanın ahlâkçı tutumu), toplumun cinsel yaşamın karşısına diktiği suçluluk hâlesinin verdiği korkuyla, en rahat çözümü, yani sinir hastalığını yeğliyordu. (Cinsel Ahlakın Boy Göstermesi)
- Kişiliğin oluşumunda kullanılmayan güdüler bastırılmazlarsa, dolaysız doyuma iterler insanı. --- Dolaysız doyuma erebilen cinsel enerji gidip düşünsel Ben'in özlemlerine gizlenmez --- Düşünsel Ben'le, gerçek Ben birbirine benzer, dolayısıyla hiç bir gerilim ortaya çıkmaz! --- Bir güdü sereserpe açılıp çiçeklenmeye fırsat bulabilmiş ise artık onu bütünüyle bastıramazsınız. --- Kişiliğin oluşumu, kişiliğin güdüsel yaşamla dış dünya arasındaki sınırında, yâni Ben düzeyindedir. Biz ona aynı zamanda Ben'in kişiliği deriz. (Kişilik Çözümlemesi)
- Kronik cinsel tatminsizlik durumunda gelişen acımasız karakter özelliklerini anladım. Bunları sivri dilli geçkin bakirelerde ve dünya zevklerinden sakınan ahlakçılarda görebiliyordum. Bunun aksine genital tatmin yaşayabilen insanlarda yumuşaklık ve iyilik göze çarpıyordu. Doyuma ulaşabilen bir insanın sadist olabildiğini hiç görmedim. (Orgazmın İşlevi)
- ''Düzmece kurtarıcıları yüzlerinden tanımayı öğrenin.'' (Dirimin Öldürülüşü)
- ''İnsanoğlu, İsa'nın yaşamöyküsüyle, başarısız da olsa, kendi yoksul yaşamının gizini anlayıp çözmeye uğramıştır. Bu girişim başarıyla sonuçlanmamıştır, çünkü insanoğlu İsa'nın öldürülmesinden önce de, sonra da, kendi ben'ine ulaşamamıştır. İsa'yı kendi gizemiyle acısının simgesi haline getirmiştir. Masallaştırma süreciyle İsa'yı anlama olasılığını yok etmiştir.'' (Dirimin Öldürülüşü)
- Gerçekte bitkisel kökeninden koparılmış yaşam kısırdır, biçim ve anlatım yönünden katıdır, kurumuş bir bitki kadar verimsizdir. Buna karşılık, sürüp giden katılıkla dirimsel enerjinin donup kalmasına dayanamayan bitkisel yaşamda şaşırtıcı bir evrim gücü vardır. Uygarlık doğal hazların yerine konmuş ikincil elden oluşumların ürünü değildir, her ilerleme dış dünyayla aramızdaki dolaylı ilintililerin geriye kalanlarının sonucudur. Dolayısıyla, insanların kişilik yapılarını ikincil elden işlevlerin boyunduruğundan kurtarıp doğa ve toplumla doğrudan doğruya bağıntılı kılabildiğimiz an elde edilebilecek sınırsız güçleri kolayca tasarlayabiliriz. Ama bunu yeni bir din ya da "dünyayla dolaysız ilinti sağlama"yı vaat eden "Yoga çağrışımı" yapamaz. Söz konusu boyunduruktan kurtulma, şu ya da bu "gizemcilik"e tapanların hiç bir zaman gerçekleştiremeyecekleri bir şeyin, toplumsal yapıların değiştirilmesi gereklidir. (Karakter Analizi)
- Yöneticiler değildir halkı yöneten, halk yöneticileri kendisini yönetmeye zorlar hep. (Dirimin Öldürülüşü)
- Bunların dışında, başka bir gözlem bize kendini zorla kabul ettiriyordu: iyileşmekte olan sinir hastası için uygun cinsel eş bulmak müthiş güçtür. Üreme yetkisindeki bozukluklar, erkeklerin kabalığı, sağaltım işlemini cinsel eş olarak tamamlayabilecek kadınların cinsel rahatsızlıklarıyla kişilik yapılarındaki sapmalar yepyeni sorunlar çıkarıyordu karşımıza. (Cinsel Ahlakın Boy Göstermesi)
- İnsan denen memeli hayvanın en belirgin yanılgılarından biri, aslında hiç mi hiç tanımadığı kendi öz doğasını genel olarak doganm özüyle karıştırmasıdır. Bu dediğimiz yalnız bilimöncesi Eski Çağ'la Orta Çağ için değil, özellikle günümüz için geçerlidir. Giderek, düşüncenin temellerini etkileyen bir yanılgıdır bu; insanoğlu doğanın bir parçası olduğu, doğa insanın bir parçası olmadığı için, ancak dogadan çıkıp insana gidilebilir, insandan dogaya gidilemez. (İnsanın Doğadaki Yeri)
- Tanrı'nın cenneti sizin içinizdedir. (Dirimin Öldürülüşü)