dedas
Turkcella

İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili - Charles Darwin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili kimin eseri? İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili kitabının yazarı kimdir? İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili konusu ve anafikri nedir? İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili kitabı ne anlatıyor? İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili PDF indirme linki var mı? İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili kitabının yazarı Charles Darwin kimdir? İşte İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 02.06.2022 09:00
İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili - Charles Darwin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Charles Darwin

Çevirmen: Orhan Tuncay

Yayın Evi: Gün Yayıncılık

İSBN: 9789756658284

Sayfa Sayısı: 493

İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

'Neden omuzlarımızı silkeriz? Köpekler neden kuyruklarını sallar? Kızınca neden kaşlarımızı çatar ve üzülünce yüzümüzü asarız da aksini yapmayız. Suçluluk ve utanç duygularının farkı nedir? Yalnızca bu soruların cevabını veriyor ve 1872 yılında duygularla ilgili benzer soruları değerlendiriyor olsa bile, olağanüstü bir kitap. Ama Expression, yalnızca insan bedeninin değil, aynı zamanda insan zihninin de evrimin ürünü olduğunu kanıtlıyor. Bilimsel ırkçılık zirvedeyken, insanlık ırklarının birbirinin aynısı olduğunu gösteriyor ve çocuk gelişimi, psikopatoloji, etnografi, etoloji, anlamaya yönelik bilimler ve nöropsikoloji gibi 20.yüzyıl davranış bilimlerinin yolunu açıyor. Fotoğrafçılığa dayalı ilk bilimsel çalışma. Expression, etkileyici bir eser... Darwin, savlarını, bir çok etkileyici gözleme, sempatik ve insancıl yaklaşımlarıyla zenginleştirmiş. Ölüm cezasına götürülmekte olan bir adamın yaşadığı dehşette ve gezinin sona ereceğini fark eden köpeğin komik hüznünde bunu görüyoruz... Bu baskı, müzelik bir eser gibi değil, ufak eklemelerle yeni ufuklar açabilecek gibi ele alınmalı. 125 yıl öncesi kadar taze ve kışkırtıcı.' (Steven Pihmer, SCIENCE)

İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili Alıntıları - Sözleri

  • Aynı anda hissedilen iki ağrıdan daha şiddetli olan diğerini bastırır.
  • "Bir köpeğin sahibine duyduğu şefkat, güçlü bir teslimiyet hissini beraberinde getirir ve teslimiyet de korkunun kuzenidir."
  • "Elleri açıp birini diğerinin üstüne koyarak aşağıda tutmak bazen teslimiyeti ifade eder. Dr. W. Ogle, kloroformla ameliyata hazırlanan hastalarda bu basit mimiği birkaç kere gördüğünü bana söylememiş olsaydı, bu el hareketini ciddiye bile almazdım. Hastalar görünürde büyük bir korku duymuyor, ama ellerinin duruşundan kaçınılmaz sona teslim oldukları anlaşılıyormuş. "
  • Aynı anda hissedilen iki ağrıdan daha şiddetli olan diğerini bastırır.
  • Anne sevgisinden daha güçlü bir duygu yoktur; ama bir anne, savunmasız yavrusuna en derin sevgiyi duysa bile bunu vücut diliyle belli etmeyebilir veya yalnızca hafif dokunuşlar, sevecen bir tebessüm ve sevgi dolu bakışlarla gösterebilir. Oysa birisi yavrusuna bilinçli olarak zarar verdiğinde işin rengi nasıl de değişir!
  • Yetişkinler, özellikle de erkekler, yaşları ilerledikçe bedensel acıdan dolayı gözyaşı dökmeyi veya acıyı gözyaşı dökerek ifade etmeyi bırakır. Erkeklerin hem uygar hem de yabanıl ırklarda, bedensel acıyı vücut diliyle ifade etmeyi erkekliğe yakışmayan bir zayıflık olarak değerlendirmesi bu durumu açıklayabilir.
  • Kediler, sesi bir ifade aracı olarak kullanır ve çeşitli duyguları veya arzuları en az altı ila sekiz farklı sesle anlatır. Bunlardan en ilginç olanı, hem nefes alırken hem de verirken çıkarılan mutluluk mırlamasıdır.
  • Hayvanlara gelince, çakallar ve kurtlar esaret altında köpek havlamasını taklit etmeyi öğrenmiştir. Çeşitli duyguları ve istekleri ifade etmeye yarayan, ayrıca evcilleşme sürecinden sonra kazanıldığı ve farklı ırklarda farklı kalıtım düzeyleri sergilediği için de dikkat çekici olan köpek havlamasının ilkin nasıl öğrenildiğini bilmiyoruz; ama köpeklerin insan gibi çenebaz bir hayvanla uzun süre iç içe yaşamış olduğunu göz önünde bulundurarak bu kazanımda taklit yetisinin payı olabileceğini düşünemez miyiz?
  • Öyle sanıyorum ki gülmek ve ağlamak da tıpkı yürümek gibi deneyim gerektiren hareketlerdir.
  • İnsanın ve tüm diğer hayvanların ayrı ayrı yaratıldığı fikri, ifadeyi yaratan etkenleri elimizden geldiğince araştırmak için duyduğumuz doğal isteğe yıkıcı bir darbe vurur. Herhangi bir şeyi ve her şeyi aynı ölçüde açıklayabilen bu öğretinin, doğa tarihinin diğer alanlarında olduğu gibi ifade alanında da tehlikeli olduğu anlaşılmıştır. İnsanın sergilediği bazı ifadeleri, örneğin aşırı dehşet duygusunda kılların diken diken olmasını veya öfke patlaması sırasında dişlerin gösterilmesini, insanın bir zamanlar çok daha düşük ve hayvansı bir durumda bulunmuş olduğunu kabul etmeden açıklamak zordur.
  • Sevinç, aşırı olduğunda anlamsız hareketlere yol açar; ortalık yerde dans etmek, el çırpmak, tepinmek ve yüksek sesle kahkaha atmak gibi. Öyle görünüyor ki gülmek başlıca sevinç veya mutluluk ifadesidir. Oyun oynarken neredeyse durmaksızın gülen çocuklarda bunu açıkça görüyoruz. Ergenlik çağına girmiş gençler çok keyifli olduklarında sık sık anlamsızca gülerler. Homeros, tanrıların gülüşünü, "günlük ziyafetlerinden sonra kapıldıkları ilahi neşenin çoşkusu" olarak tanımlamıştır.
  • Ama yatık kulakları, sarkık dudakları, esnek bedeni ve sallanan kuyruğuyla biricik sahibini karşılayan bir köpek, sevgiyi ve tevazuyu insandan çok daha anlaşılır bir vücut diliyle ifade eder.
  • Alışkanlığın ne kadar güçlü bir etken olduğu bilinmektedir. En karmaşık ve zor hareketler, zamanla en ufak bir çaba gerektirmeden veya bilinçsizce gerçekleştirilebilir.
  • Kaliteli müzik, uyandırdığı karmaşık duygulardan ötürü bazı insanlarda ürperti yaratır.
  • Herkesin bildiği gibi kediler, belki de geçmişte kurak Mısır topraklarında yaşamış oldukları için patilerini ıslatmaktan hoşlanmaz; ıslanan patilerini de sertçe silkelerler. Kızım bir kedi yavrusunun kafasının yakınında duran bir bardağa su doldurduğunda, hayvan patilerini hemen alışıldık biçimde silkelemişti; o halde burada alışkanlığa dayanan bir hareketin, dokunma duyusuyla değil, ilişkili bir sesle hatalı olarak uyarıldığını görüyoruz.

İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili İncelemesi - Şahsi Yorumlar

DUYGULARIMIZIN VARLIĞI ÜZERİNE: Gelelim asıl konumuza; insanlarda ve hayvanlarda duyguların ortak olduğunu, nefretin, öfkenin, sevginin, şefkatin, sevilmenin, sevmenin daha bir çok duygunun hepimizde var olduğunu bunun ise nereden geldiğini arayıp bulmak gibi durumları kaçımız düşündük? Darwin bizim yerimeze bu konuyu da düşünmüştür yorulmamıza gerek yok; sadece okuyup üzerine kafa yormamız yeterli. Gülmek, ağlamak, öfke duymak, bir bakış, mimiklerin varlığı mı duyguları ortaya çıkarmıştır yoksa duygular var olduğu için mi bu davranışları sergileriz? Türlerin Kökeni kitabını okurken "eee peki nereden geldi bu duygular?" sorusunu kendime sorarken böyle bir kitabın yazıldığından dahi haberim yoktu. Görünce hemen alıp okumaya başladım. Sonuç ise çevremde analiz ettiğim şeylerle hemen hemen aynı. Darwin'in evrim teorisi için; daha bilimsel olanı gelene kadar evrimi inkar etmek kendi varlığımızı inkar etmektir şahsen. Bir canlının yaşamdaki amacını bilebilmek, öğrenebilmek için mutlaka evrim okunmalıdır ve öğretilmelidir. (Aydın kılıç)

Beden dili üzerine yapılan ve fotoğrafçılığa dayalı ilk bilimsel çalışma olarak değerlendirilir. Hayvanların korku, şiddet, cinsellik, mutluluk, doygunluk, refah ve daha nice hallerini fotoğraf ve resim ile kalıcı hale getirdiği eseri. Darwin, açlık duygusu halindeki bir hayvanın tepkisini önce, yemek yemesi ardından da fotoğrafını çeker veya resmini çizer ve aradaki farkı yorumlar biyolojik terminoloji ile. Bu şekilde, o türlerin kökenlerine dair imgeler arar en derinlerinde. Günlerdir koşan bir gazella'nın susuzluğunu giderdiği anı yakalar çay kenarında ya da yavrularını gözeten bir boz ayının tedirginliğini. Daha çok kaplumbağalar ve kargalar üzerine giden Darwin, özellikle sonradan isimleri Darwin İspinozları olacak olan kuşlara derin ilgi besler. Örnekleri ilk olarak Charles Darwin tarafından, onun HMS Beagle gemisi ile yaptığı ikinci yolculuğu sırasında Galapagos adalarında toplanmıştır. Darwin ispinozları, türlerinden on üçü Galapagos adalarında bulunurken bir tanesi de Cocos Adası'nda bulunur. Darwin ispinozu terim olarak ilk defa Percy Lowe tarafından 1936 yılında kullanılmış, daha sonra 1947 yılında David Lack tarafından yayınlanan Darwin's Finches isimli kitapla bu terim daha çok tanınmaya ve popüler olmaya başlamıştır. Bu kuşların boyları 10 ile 20 cm ve ağırlıkları ise 8 ile 38 gram arasında değişebilmektedir. En küçüğü ötleğen kuşu ispinozu (Certhidea olivacea) olup en büyüğü de vejetaryen ispinozdur (Platyspiza crassirostris). Darwin ispinozları türleri arasındaki en önemli farklılık gaga yapılarının büyüklüğü ve şekilleri olup Darwin ispinozlarının gagaları onların farklı besin kaynaklarına göre uyum sağlamıştır. Bu kuşların renkleri daha ziyade mat ve sönük olup parlak renkli değildir. Belki de kendisini buldu o ispinozlarda Darwin. Kim bilebilir? (karanlıkrüya)

İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili PDF indirme linki var mı?

Charles Darwin - İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Charles Darwin Kimdir?

İnsan dahil tüm canlı türlerinin doğal seçilim yoluyla bir ya da birkaç ortak atadan evrildiğini öne sürmüş ve o günün şartlarına göre bu teoriyi destekleyen pek çok kanıt sunmuştur. Darwin'in fikirleri üzerine inşa edilen modern evrim teorisi, bugün biyoloji biliminin temeli ve birleştirici öğesidir. Evrimin gerçekleştiği olgusu Darwin hayattayken, doğal seçilim teorisinin evrimin ana açıklaması olması ise 1930'lu yıllarda bilim dünyası tarafından kabul görmüştür. Darwin'in orijinal teorileri modern evrimsel biyolojinin temelini oluşturmakta, hayatın çeşitliliği üzerine birleştirici bir mantıksal açıklama sunmaktadır.

Darwin'in doğa tarihine duyduğu ilgi, önce Edinburgh Üniversitesi'nde tıp, sonra Cambridge Üniversitesi'nde teoloji okurken gelişti. Beagle gemisinde yaptığı beş senelik yolculuk sırasında, zamanın meşhur jeoloğu Charles Lyell'ın ortaya attığı, geçmişteki jeolojik süreçlerin bugünkülerle aynı olduğunu savunan teoriyi destekleyecek pek çok gözlem yaptı ve iyi bir jeolog olarak ünlendi. Aynı yolculukta, canlıların coğrafi dağılımı ve fosiller üzerine yaptığı dikkatli gözlemler sonucunda, türlerin birbirine dönüşümüyle ilgilenmeye başladı ve 1838'de doğal seçilim fikrini geliştirdi.Daha önce benzer fikirlerin "sapkınlık" olarak nitelendirildiğini ve bastırıldığını görmüş olduğundan, uzun süre fikirlerini en yakın arkadaşları dışında kimseye açmadı.Olası itirazlara en iyi şekilde cevap verebilmek için araştırma yapmaya ve kanıt toplamaya başladı.1858'de Alfred Russell Wallace'dan aldığı bir mektubu okuyunca, Wallace'ın da kendisininkine benzer bir teori geliştirdiğini anladı, ve nihayet teorisini yayımlamaya karar verdi.

1859'da yayımladığı On the Origin of Species (Türlerin Kökeni Üzerine) adlı kitabı, canlıların ortak atalardan evrilerek çeşitlendiği fikrinin geniş kabul görmesini sağladı. Daha sonra yayımladığı The Descent of Man, and Selection in Relation to Sex (İnsanın Türeyişi, ve Cinsiyete Mahsus Seçilim) kitabında insan evrimini ve cinsel seçilim fikrini inceledi. The Expression of the Emotions in Man and Animals (İnsan ve Hayvanlarda Duyguların İfadesi) adlı kitabında ise insanların ve hayvanların duygularını ifade ediş şekilleri arasındaki benzerlikleri ortaya koydu.

Darwin bugün, John Herschel ve Isaac Newton gibi isimlerle beraber Westminster Kilisesi'nde gömülüdür.

Charles Darwin Kitapları - Eserleri

  • Türlerin Kökeni
  • Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
  • İnsanın Türeyişi
  • Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
  • Türlerin Kökeni Manga
  • Cinsel Seçilim
  • İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili
  • Otobiyografi
  • Türlerin Kökeni
  • Darwin Kuramı
  • Solucanlar
  • Tazı Yolculuğu
  • İnsanın Türeyişi ve Evrim Üzerine
  • Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
  • Bilgisizliğin Verdiği Güveni, Bilgi Hiçbir Zaman Verememiştir

Charles Darwin Alıntıları - Sözleri

  • Bu keşfin en önemli sonucu, yaşayan hayvanların soyu tükenmiş olan türlerle bir akrabalığı olduğu yasasını doğrulaması olmuştu. (Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu)
  • Tanrılarının veya tanrılaştırılmış hükümdarlarının tasvirlerini yapacak kadar ilerlemiş her ulusta, heykeltıraşlar güzelliğe ve görkeme dair en yüksek ülkülerini ifade etmeye çalışmıştır. (Cinsel Seçilim)
  • Solucanların hiçbir suretle işitme duyusu yok. Yanlarında defalarca çalındığı halde, metal düdüklerin cırtlak sesiyle kesinlikle ilgilenmiyorlar; fagotun derin ve gürültülü tınılarını da fark etmiyorlar. Eğer nefesin vücutlarına çarpmamasına dikkat edilirse, çığlığa karşı da kayıtsız kalıyorlar. Piyano tuşlarına yakın duran bir masanın üzerine yerleştirildiklerinde, piyano mümkün mertebe gürültülü çalındığında, sükunetlerini hiç bozmadılar. (Solucanlar)
  • Herkesin bildiği gibi kediler, belki de geçmişte kurak Mısır topraklarında yaşamış oldukları için patilerini ıslatmaktan hoşlanmaz; ıslanan patilerini de sertçe silkelerler. Kızım bir kedi yavrusunun kafasının yakınında duran bir bardağa su doldurduğunda, hayvan patilerini hemen alışıldık biçimde silkelemişti; o halde burada alışkanlığa dayanan bir hareketin, dokunma duyusuyla değil, ilişkili bir sesle hatalı olarak uyarıldığını görüyoruz. (İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili)
  • ❞Seçilim, bir sihirbazın arzuladığı biçimde ve kalıpta canlılar yaratmak için kullanabileceği sihirli bir değnek gibidir.❞ (Türlerin Kökeni)
  • Bizi düşük hayvanlardan ayıran tek şey, insanın çok çeşitli sesleri ve fikirleri ilişkilendirmeye yönelik sınırsız bir yetiye sahip olmasıdır ve bunu da yüksek düzeyde gelişmiş zihin yetilerine borçludur. (İnsanın Türeyişi)
  • Öğrencilik yıllarından beri Darwin, büyük babası Erasmus Darwin ve Lamarkçı öğretmen Robert Grant tarafından anlatıldığı biçimiyle, evrimci yaklaşımla ilgili bilgi sahibiydi. (İnsanın Türeyişi ve Evrim Üzerine)
  • Buradaki ıssız yerlerde egemen olan ruh; yaşam değil ölümdü… (Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu)
  • İnsanınki kadar kusursuz bir el, tırmanmayı zorlaştırmış olabilir; çünkü dünyanın en ağaççıl maymunları olan Amerika'ya özgü Ateles, Afrika'ya özgü Kolobus ve Asya'ya özgü Hylobates maymunları ya başparmaktan yoksundur ya da ayak parmakları kısmen birleşiktir, böylece kolları ve bacakları kavrayıcı birer kancaya dönüşmüştür. (İnsanın Türeyişi)
  • Bilgisizliğin verdiği güveni, bilgi, hiçbir zaman verememiştir. (Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır)
  • Cinsel seçilim sürecinde gelişmiş olabilecek başka pek çok yapı ve içgüdü daha vardır: Erkeklerin, rakip erkeklerle savaşmaya ve onları uzaklaştırmaya yarayan saldırı silahları ve savunma araçları, cesareti ve kavgacılıkları, çeşitli süsleri, sesli veya enstrümantal müzik üretme düzenekleri ve koku bezleri böyle örneklerdir. Bu yapıların çoğu, yalnızca dişiyi baştan çıkarmaya uyarmaya yarar. Bu karakterlerin sıradan seçilimle değil, cinsel seçilimle geliştiği açıktır; çünkü silahsız, süssüz veya cazibesiz erkekler ortamda daha donanımlı erkekler olmasa, yaşam savaşında ve yüksek sayıda döl bırakmakta en az onlar kadar başarılı olur. (Cinsel Seçilim)
  • "Toprağın doğal yollarla işlenmesine dair güzel bir örnek; yıllar boyunca dışkılanan solucan gübresi ölü yaprakların üzerini kaplıyor; sonuçta, gayet kalın, zengin bir humus tabakası oluşuyor." (Solucanlar)
  • Kitap okumuyorsa evlenme. (Darwin Kuramı)
  • "Bilgi kuşkuyla başlar." *Sokrates* (Türlerin Kökeni Manga)
  • Uygar insanın güzellik algısı çok karmaşık bir duygudur ve çeşitli entelektüel fikirlerle ilişkilidir. (Cinsel Seçilim)
  • Türlerin birbirini izlediği yasası, bazı önemli istisnalarla birlikte, aklı felsefeye yatkın her doğa bilimcinin ilgisini çekmelidir. Bu duruma ilk olarak Avustralya'da rastlanmış, kanguru ve diğer keseli hayvanlara benzeyen iri ve soyu tükenmiş bir türün fosilleri bir mağarada gömülü halde bulunmuştu. Amerika'da memeliler içinde rastlanan en dikkate değer değişim, mastodon'un, filin ve atın çeşitli türlerinin kaybedilmesi olmuştur. Bu Pachydermata' türleri bir zamanlar dünya üzerinde şimdilerde geyik ve antilopların olduğu kadar yaygındılar. (Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu)
  • Son olarak Türlerin Kökeni, Darwin'in yaşadığı döneme uygun olarak, Victoria dönemi edebiyatının belirgin izlerini taşır ve dolayısıyla anlaşılırlığı zorlaştıran uzun ve karmaşık cümleler içermektedir. Ancak yine aynı nedenle, şiirsel bir akcılıta da sahiptir. Türlerin Kökeni, evrim kuramını öğrenmek adına en anlaşılır kitap olmamakla birlikte, bilim insanlarının bugün bile rehber aldığı ve konuya ilgi duyanların takdir edeceği bir kaynak kitaptır. Fakat kitabın çevirmeni olarak, Darwin'in ancak çeviri sırasında fark edilebileceğini düşündüğüm bambaşka bir yönüne de dikkat çekmek istiyorum. Türlerin Kökeni'ni daha önce hem Öner Ünalan'ın değerli çevirisinden hem de özgün İngilizce basımından okumuş ve son 10 yıldır evrim konusuyla özel olarak ilgilenmiş olmama karşın, Darwin'in edebi ustalığını yeni fark ettiğimi itiraf etmeliyim. Onun doğaya duyduğu hayranlığı, kuramını geliştirirken deneyimlerinden ve çalışmalarından faydalanmış olduğu diğer bilim insanlarına olan saygısını ve bilimsel kanıta verdiği değeri; dahası ne kadar kuşkucu, titiz ve disiplinli bir bilim insanı olduğunu, yazdığı her cümleden açıkça görmek mümkündür. (Türlerin Kökeni)
  • En çetin savaş aynı türün bireyleri arasında olandır, çünkü aynı bölgeleri kullanırlar, aynı besine ihtiyaç gösterirler ve aynı tehlikelerle karşılaşırlar. (İnsanın Türeyişi ve Evrim Üzerine)
  • Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır. (Türlerin Kökeni)
  • San Blas Körfezi'ne on mil kadar uzaklıkta olduğumuz akşamlardan birinde, binlerce kelebek, sürüler halinde gökyüzüne uzanıyordu. Denizciler, "Lapa lapa kelebek yağıyor!" diye haykırıyordu ve manzara gerçekten de öyleydi. (Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu)

Yorum Yaz