İnsan İnsana Sohbetler 1 - Doğan Cüceloğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İnsan İnsana Sohbetler 1 kimin eseri? İnsan İnsana Sohbetler 1 kitabının yazarı kimdir? İnsan İnsana Sohbetler 1 konusu ve anafikri nedir? İnsan İnsana Sohbetler 1 kitabı ne anlatıyor? İnsan İnsana Sohbetler 1 kitabının yazarı Doğan Cüceloğlu kimdir? İşte İnsan İnsana Sohbetler 1 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Doğan Cüceloğlu
Yazar: Polat Doğru
Yayın Evi: Final Kültür Sanat Yayınları
İSBN: 9786053741978
Sayfa Sayısı: 238
İnsan İnsana Sohbetler 1 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Doğan Cüceloğlu'nun hazırlayıp sunduğu, Polat Doğru'nun yapımcılığını üstlendiği insan İnsana adlı TV programının konuklarıyla gerçekleştirilen birbirinden keyifli ve zengin sohbetler, birer metne dönüştü ve elinizdeki kitapta bir araya geldi. Kendi yaşamlarını emek, azim ve irade üzerine kuran on bir konuk ile Doğan Cüceloğlu, hayata ve her şeye dair konuştu. Her satırında "insan"ı hissedeceğiniz sohbetler; dünyaya, yaşama ve kendinize bakışınızı zenginleştirecek.
İnsan İnsana Sohbetler 1 Alıntıları - Sözleri
- Okumayan insan kendine ihanet ediyor demektir..
- “Hep geldiği gibi giderse o zaman gelişme nerede, ilerleme nerede? Kişisel hamleler, kişisel gelişmeler nerede? Böyle geldi böyle gitsin, o olmuyor işte. Onun adı başka bir şey. Yani o zaman benim hep söylediğim bir şey var; fotosentez yapıyor oluyorsunuz. Dikerler sizi, sularlar, siz de büyürsünüz; insan olmaksa bundan başka bir şey. Deneyimlerden yararlanmak lazım, araştırmak, bakmak lazım.. Yaşamın her döneminde bu böyle, bitmiyor ki. “ Cihat Şener
- Öz saygı, potansiyel olarak her çocukta vardır ama geliştirilmesi gerekir. Ailenin ve eğitim ortamının en önemli bilinci işte burada kendini göstermelidir. Çocuğu, onurunu ve şevkin kırmadan yetiştirmek gerekir.
- İnanılmaz yerleşmiş yorum kalıplarımız,temel inanış biçimlerimiz var...
- Anne babalar beklentileriyle çocuklarına özgürlük değil,hapishane yaratıyor olabilirler.
- Biz böyleyiz.”Katranı kaynat,olur mu şeker anlayışı...
- Oysa çocuk yetiştirmek, şu ilkeye dayalı bence: Sevgi ve disiplin beraber verilecek. ...Ne büyük bir trajedi; çocuğuna sarılmayan, çocuğuna sevgisini ifade etmeyen bir baba. Böyle bir şey olabilir mi? Dehşet bir şey! Klasik, sıradan bir eğitim bu. Bir de tabii anne de bunu destekliyor. “Aman baban geldi, sus, söylerim kızar.” Bu o kadar kötü bir şey ki. Ne demek “babana söylerim”? Eğer yaptığı yanlış bir şeyse onun yanlış olduğunu anlatmak lazım. “Babana söylerim, aman baban duymasın,” gibi laflar çok yanlış şeyler. Sevgi ve disiplin beraber verilecek. Emre Kongar
- Yalnızlık bir defa doğanın kuruluşunda var. Örneğin, gündüz bütün varlıklar ne kadar yalnız değillerse gece o kadar yalnızdırlar. Uyku bir yalnızlaşma sürecidir
- “İnsanları korkutarak, döverek, cezalandırarak edepli olmayı öğretemeyiz, onlara küçüklükten itibaren saygılı davranarak edepli olmayı öğretebiliriz.” Bu saygı, gönülden bir saygı olacak. Bir insanın gönülden saygı gösterebilmesi için o insanın önce kendine, özüne saygısının olması gerekir.
- Köy tavuğu olmak keyiflidir.Bir annen olur,peşinden gidersin.Biraz risk vardır;aç kalkabilirsin,kamyon çarpabilir ama keyiflidir,kardeşlerin filan olur.
- Bazen okullara giderim zarla, bayılırlar. Bir çocuk çağırırım tahtaya. Oyun da şu: Zar atıyoruz, gelen zarları toplu yorum. Attım altı geldi, bir daha attım beş geldi, toplam on bir etti. Bir daha attım üç geldi, toplam on dört etti. Bir daha attım iki geldi, toplam on altı etti. Istediğim zaman da pas geçebilirim. Pas geçtiğim zaman o zamana kadar aldığım puanların hepsi bir daha silinmemek üzere haneme yazılacak. Yalnız bir şey var: Eğer bir gelirse toplam sıfır oluveriyor, yani hiç puan alamıyorum. Çok zar atarsam, yani şansımı çok zorlarsam bir zaman sonra bir gelir ve sıfır puan alırım. Dolayısıyla bir gelmeden önce durmak, pas geçmek gerekiyor. Çok terbiye edici bir oyun; özellikle çocuklar için çok iyi. Ne zaman durmam gerekiyor? Ne kadar riske girmem gerekiyor?
- Örneğin marangozluğu ele alalım; ne işe yaradığı belli. Masa yaparsın, iskemle yaparsın ve bunun dışına da fazla çıkamazsın. Yani çıkarsın belki ama kısıtlıdır. Bir iş, ne kadar çok sayıda işe yarıyorsa o kadar az işe yarar; ne kadar az sayıda işe yarıyorsa o kadar çok işe yarar; çünkü kısıtlanmamıştır. İşte bu doğrudan bir işe yaramayan şeyler, insanın düşünce sistemini, davranış biçi mini, dünyaya bakışını değiştirir; evliliğinden kişisel yaşantısına veya topluma bakışına kadar, her şeyi ama her şeyi değiştirir.
- Kim olduğun o kadar bağırıyor ki, ne dediğini duyamıyorum.
- Her başarılı insanın hayatında başarıdan çok başarısızlık vardır..
- Her başarılı insanın hayatında başarıdan çok başarısızlık vardır..
İnsan İnsana Sohbetler 1 İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Doğan Cüceloğlunun tv programınından alınmış ve birçok bölümden oluşan bir kitap.Her bölümde genel bir özet,konuşma detayları ve her konuşmacının hayatı ile ilgili genel bir bilgi verilmiş.Keyifli bir kitaptı ve Doğan Cüceloğlunun sesi kulaklarımdaydı sanki.İyi okumalar. (Yağmur Önal)
Doğan CÜCELOĞLU başarılı bir psikolog olmasının yanında yaptığı televizyon programlarında da dikkati çeken isimdir benim için.. Bu kitabını İnsan İnsana Sohbetler Programı'nda konuk ettiği kendi bünyesinde çok başarılı olan 11 kişiyi bir araya getirerek çarpıcı noktaları alarak hazırlamış.Üstün DÖKMEN'le başlıyor sohbet, kendisi ailesininde deyimiyle o dönemki puanı ziyan olmasın diye Fizik bölümünü üç yıl okumuş, üç yılın sonunda da kendisini Psikolojiye ait hissettiği için Psikoloji eğitimi almış. Sonrasında Aziz NESİN'in oğlu Ali NESİN'le devam ediyor.Metametik köyünü nasıl kurduğunu anlatıyor bizlere. Adnan BİNYAZAR ile denemelerinde ve de öykülerinde kadın karakterlerin ön planda olduğunu vurgulayarak "Şah Mahmet" kitabından hareketle kadınların sokağa çıkarken yanlarında çocuk da olsa erkek olması güvende olduklarını konuşuyorlar. Ahmet İNAM "Kızlarıma Mektuplar isimli kitabının yazarı Emre KONGAR, "Hayatımız Sınav isimli programının ton ton sunucusu Cihat ŞENER,Ali Saydam ile devam ediyor sohbet. Sanki okumuyor da izliyor havasına bürünüyorsunuz. Her şey bir yana beni en çok çeken isim etkileyici yaşam öyküsüyle Lokman AYVA oldu.11 yaşında geçirdiği rahatsızlık sebebiyle görme engelli (bu tanımı sevmiyorum )oluyor.Ailesi göremediği için eğitim almasına karşı çıkmak istese de amcası vakit geçirmesi için bir radyo getiriyor Lokman'a.Çocuk tiyatrolarını dinliyor ve başka bir programa mektup göndermesiyle eğitim kapıları açılıyor. Çocukları yabancılardan duyup da üzülmesinler diye "kör" kelimesini kullanarak alıştırıyor. "Tatlı Hayat dizisinde İhsan'ı çılgına çeviren İrfan karakterini hatırlarsınız ben gülümsedim Celal Kadri KINOĞLU'nu okurken. Başka bir psikolog Kadir Özer ile insanların içerisinde taşıdığı kişilik ailesini netlikle açıklıyorlar. vee son konuk benim de çok sevdiğim Levent Üzümcü..Ben çok keyif alarak okudum güzel cümlelerle yol gösterici olmuş.Her ebeveynin kitaplığında olmalı. (Esin Aykan)
Kitabın Yazarı Doğan Cüceloğlu Kimdir?
Cüceloğlu'nun dilinden...
On bir çocuklu bir ailenin on birinci çocuğu olarak Mersin'in Silifke kasabasında doğmuşum. On yaşındayken annemi kaybettim ve ölümün ne demek olduğunu anladım: artık onu bir daha hiç göremeyecek, dokunamayacak, naz edemeyecektim.
Silifke'de en yüksek dereceli okul olan ortaokulu bitirdikten sonra subay olan ağabeylerimin yanında Ankara ve Kırklareli'nde okudum ve Kırklareli Lisesi'nden mezun oldum. Kırklareli Lisesi'nde ilk aşk şiirimi yazdım.
Ankara Atatürk Lisesi'nde edebiyat ve kompozisyon öğretmenim olan Cahit Okurer bir gün ne olmak istediğim sordu; mühendis olmak istediğimi söyledim. Bilim adamı olmak istemez misin, dedi. Onun etkisi altında İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü'ne yazıldım ve oradan mezun olduktan sonra ABD'de Illinois Üniversitesi'nde doktoramı yaptım. Uzmanlık alanım iletişim psikolojisidir.
Amerika'da doktora öğrencisiyken, benim gibi doktora öğrencisi olan Kaliforniya'da doğmuş büyümüş Emily ile tanıştım ve evlendim. On bir yıl süren evliliğimizde üç çocuğumuz oldu: Ayşen, Elif ve Timur.
Evlendiğimde ne kendimi tanıyormuşum, ne de evliliğin ne olduğunu. Silifke'de büyürken çevremde gördüğüm evlilik, koca, baba modelleriyle Kaliforniya'da büyümüş feminist bir Amerikalı kıza kocalık yapmaya çalıştım. Sonuç: hem ben çok ıstırap çektim hem de Emily'ye acı çektirdim. Benim şimdi yüreğimi en çok yakan çocuklarıma verdiğim acılar. Onlardan dört yıl ayrı yaşadım.
Yaşadığım acılar her şeyi bilmediğimi, öğrenmem gereken çok şey olduğunu gösterdi ve yalnız bilgi yönünden değil, insan olarak gelişmem gerektiğine ikna oldum.
Kendimi geliştirme süreci içinde kitap yazmaya başladım; ilk kitabım İnsan İnsana bu sürecin ilk ürünüdür. Gelişim süreci içinde kazandıklarımı kitaplar yoluyla paylaşmaya devam ediyorum.
Amerika'daki görevimden emekli olup ayrıldıktan sonra Türkiye'de kitap yazmayı sürdürdüm. Kitap yazmanın yanı sıra konferanslar ve seminerler verdim, televizyon programlarına başladım.
Şu devrede önceliğim kitap yazmak.
Ünlü psikolog 16 Şubat 2021 tarihinde İstanbul Beşiktaş 'taki evinde hayatını kaybetmiştir.
Doğan Cüceloğlu Kitapları - Eserleri
- İletişim Donanımları
- Mış Gibi Yaşamlar
- Bir Kadın Bir Ses
- İçimizdeki Çocuk
- İnsan İnsana
- Savaşçı
- Öğretmen Olmak
- Onlar Benim Kahramanım
- İçimizdeki Biz
- Başarıya Götüren Aile
- Damdan Düşen Psikolog
- Korku Kültürü
- Mış Gibi Yetişkinler
- Gerçek Özgürlük
- İnsan İnsana Sohbetler 1
- Derviş'in Aklı
- Geliştiren Anne-Baba
- Evlenmeden Önce
- Öğretmenim Bir Bakar mısın?
- İletişim ve Etkili Yaşam Semineri
- İnsan ve Davranışı
- Var mısın?
Doğan Cüceloğlu Alıntıları - Sözleri
- Olgun insan şu özelliklere sahiptir: (1) iyi belirlenmiş benlik sınırları vardır; (2) kendini değerli bulur; (3) yaşamın değişik yönleri arasında denge kurar; (4) duygularını tanır ve ifade eder. (İçimizdeki Çocuk)
- Yarın dağların yerini değiştireceğini hayal ediyorsan, bugünden küçük taşları kaldırmaya başlamalısın. (Onlar Benim Kahramanım)
- "Ama ben hiç akıllanmadım... Yok sayılmışlığın farkında bir deliyim hâlâ..." (Bir Kadın Bir Ses)
- Kitabın ilk hâlini değerlendirmesini istediğim Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yürüten değerli bir eğitimci dostum bana şöyle yazmış: "Öğretmen, aslında her biri saklı, potansiyel bir rezerv olan öğrencilerini açığa çıkaran bir maden mühendisi olmalı. Sınıfın en akıllı ve en yaramaz çocukları bilinir, diğer rezervler hep saklı kalır. İşte öğretmen asıl bu öğrencileri ortaya çıkaran olmalıdır!" Çok güzel bir benzetme : Toprağın altında gömülü, saklı maden rezervini ortaya çıkaran bir mühendis olmak! (Öğretmenim Bir Bakar mısın?)
- “Kim olduğun o kadar bağırıyor ki ne dediğini duyamıyorum.” (Var mısın?)
- "Özgürlüğünün sorumluluğunu alan ve bu sorumluluğun gereğini yapan insan benim gözümde bir kahramandır." (Onlar Benim Kahramanım)
- Hüznünüzü kaybetmeyin. Acınızı ucuza satmayın. (Gerçek Özgürlük)
- Hayallerimiz kendimiz için beslediğimiz umutlardır; hayaller kaybolduğunda umutlar kaybolur. (Geliştiren Anne-Baba)
- Öyle yorgunum ki.. . . (Bir Kadın Bir Ses)
- İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın çok yaklaşma yanarsın SADİ ŞİRAZİ (İletişim Donanımları)
- Genetik yapının çalışma şekli evrenseldir. (İnsan ve Davranışı)
- Bir nazlı kuşa benzer Çocuk dediğin. Ev ister, ekmek ister Öpülmek okşanmak ister. Cahit Külebi (Başarıya Götüren Aile)
- Bence bir ülkenin bir numaralı sorunu , her öğrencinin yetenekleri doğrultusunda tırmanabileceği yere kadar tırmanmasına imkan sağlamaktır. (Derviş'in Aklı)
- "Bence dünyada öğretmenlik gibi hiçbir meslek yok ki sadece bir saatlik bir dersle bile bir insanın kaderini etkileyebirsin". (Öğretmen Olmak)
- “Sevgi ve anlayışla hareket eden hiç kimse kaybetmez; veren de kazanır, alan da!” (Öğretmenim Bir Bakar mısın?)
- Korku ortamına alışmış bu insanlar, korku ortadan kalkınca, iyi muamele eden kişiyi zayıf olarak görürler. (İletişim Donanımları)
- "Ruhen çöken insanın şevki kaybolur. Bir insana yapılabilecek en büyük kötülük budur." (İçimizdeki Biz)
- Hepimizin içinde güzel söz ve gülümseme bekleyen bir çocuk var... (Geliştiren Anne-Baba)
- Kendini bil ve çıkabildiğin yere kadar çık. (Derviş'in Aklı)
- Her din, kendi tarihi içinde belirli devrelerde yozlaştırılmış ve yobazların hakimiyeti altında kalmıştır. (İnsan İnsana)