İncil'in Kısa Bir Özeti - Lev Tolstoy Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İncil'in Kısa Bir Özeti kimin eseri? İncil'in Kısa Bir Özeti kitabının yazarı kimdir? İncil'in Kısa Bir Özeti konusu ve anafikri nedir? İncil'in Kısa Bir Özeti kitabı ne anlatıyor? İncil'in Kısa Bir Özeti kitabının yazarı Lev Tolstoy kimdir? İşte İncil'in Kısa Bir Özeti kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Lev Tolstoy
Çevirmen: Kayhan Yükseler
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9786051851662
Sayfa Sayısı: 144
İncil'in Kısa Bir Özeti Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Anna Karenina ve Savaş ve Barış gibi başyapıtların yazarı Tolstoy, bu kitapta Batı kültürünün en önemli hikayesini, kurucu mitini yeniden yorumluyor. Büyük yazar orta yaşında geçirdiği derin varoluş bunalımının ardından, uzun süren bir arayış ve tefekkür döneminden sonra kaleme aldığı bu yapıtta, dört incili İsa’nın hayat hikayesi olarak birleştirerek on iki bölümlük tek bir anlatı haline getiriyor. İsa’nın öğretisini karmaşık ve soyut bir öğreti olarak değil de günlük hayat üzerine kurulu bir yaşam biçimi olarak gören Tolstoy, hurafelerden, kilisenin çarpıtmalarından, mucizelerden arınmış bir İsa figürü ortaya çıkararak yaşam-felsefesini en saf haliyle aktarıyor...
I. Dünya Savaşı sırasında büyük düşünür Wittgenstein’ın, bir kitapçıda rastladığı ve sayesinde intihar düşüncesinden kurtulduğu İncil’in Kısa Bir Özeti’nde, en büyük romancılardan biri, bugüne kadar yazılmış en önemli anlatılardan birini ele alıyor…
“Tolstoy’un İncil’in Kısa Bir Özeti’yle henüz tanışmamış birinin, kişi üzerinde bıraktığı etkiyi tasavvur etmesine imkan yok.”
-Ludwig Wittgenstein-
“İncil’in Kısa Bir Özeti, Leo Tolstoy’un hayatın anlamı arayışında merkezi bir konuma sahiptir… Bu küçük kitap az bilinir ama fevkalade önemlidir.”
-Jay Parini, Son İstasyon’un yazar.-
“Tolstoy’un İncil’in Kısa Bir Özeti, tarihöncesi metafizik dogmalardan oluşan katmanlardan arınmış bir İsa anlatısı veriyor. Tolstoy’un İsa’sı okurlar için hem büyük bir sınav hem de hayatlarını değiştirme yönünde bir çağrı…”
-George Pattison-
İncil'in Kısa Bir Özeti Alıntıları - Sözleri
- Alıntı; İsa diyor ki; "Size Babanın bir isteğinin yerine getirilmesini öğretirim, benim öğretimde çelişki olamaz (Yuhanna 7:21) Ama Musa'nın yazılı yasası çelişkilerle doludur (Yuhanna 7:22,23)" Yorumum; Şimdi benim anlamadığım, "Musa'nın yazılı yasası" denen şey 10 Emir değil mi? Bu 10 Emir'i Tanrı Musa'ya yazdırmadı mı? "Çelişkilerle dolu" denen yasa Tanrı'nın yasası olmuyor mu? İncillerde Tanrı kendi içinde çelişiyor olmuyor mu böylece? Yani, o önceden öyleydi, şimdi böyle gibi bir yaklaşım olsa onu da anlayacağım, ama direkt çelişkilerle dolu deniyor. İncilleri kim tahrif ettiyse çok baştan savma yapmışlar anlaşılan.
- İsa şöyle dedi : " En çok din bilginlerinin sahte öğretilerinden sakının, çünkü onlar Tanrının iradesini duyuran peygamberlerin yerini almışlardır. Onlar Tanrının iradesini insanlara vaaz etme yetkisini keyiflerine göre üstlenirler, söz vaaz ederler, başka bir şey yapmazlar. Şunu bunu yapın, bunu yapmak gerekmez demekten, başka ,ağızlarından hiç bir söz çıkmaz, çünkü onlar hayırlı bir iş yapmazlar, sadece konuşurlar. İnsanlara yapılması imkansız şeyler söylerler, kendileri ise bunları yapmazlar. Sadece öğretiyi ellerinde tutmaya çalışırlar ve bu amaçla gösteriş yaparlar: İyi giyinip kendilerini yüceltmeye çaba gösterirler. Bu yüzden kimsenin kendini öğretmen- önder diye çağıramayacağını bilin. Sahte Ferisiler kendilerini öğretmen olarak adlandırır. Böyle yaparak göklerin egemenliğine girmenize engel olurlar, kendileri ise girmezler. Bu din adamları görünürde ayinlerle ve yeminlerle tanrıya ulaşabileceklerini düşünürler Ve onlar körler gibi zahiri gösterinin hiç bir anlam ifade etmediğini,, her şeyin insanın ruhunda olduğunu görmezler. Onlar en kolay ,dıştan olanı yapar,ama sevgi, merhamet ve hakikat gibi gerekli ve zorlu olan değerleri ihmal ederler. Ancak onlar kanunun içinde görünürde olurlar ve başkalarını kanuna görünürde yönlendirirler. Bu yüzden onlar dıştan boyalı mezarlar gibi temiz görünürler ama içten iğrençtirler. Onlar daha öncede şimdi de iyiliğin düşmanıdırlar. Dünyada ki tüm kötülükler onlardan gelir, çünkü iyiyi gizlerler, iyi yerine kötüyü öne sürerler. Bu yüzden en çok sahte önderlerden korkmak gerekir.Çünkü her türlü hatanın düzeltilebileceğini kendiniz bilirsiniz. Ama İnsanlar iyinin ne olduğu konusunda yanılıyorlarsa, artık bu yanılgıyı düzeltmek imkansızdır. Bunu da sahte önderler yapar.
- Sonra İsa'nın yanına bir Ferisi geldi,onu evine yemeğe çağırdı. İsa içeri girdi ve masaya oturdu. Ferisi İsa'nın elini yıkamadığını görünce şaşırdı. İsa ona şöyle dedi: " Siz, Ferisiler her şeyi dışından yıkarsınız, peki, içiniz temiz mi ? İnsanlara karşı merhametli olun, her şey temiz olur" İsa Ferisi'nin evinde otururken şehirli bir kadın geldi, günahkar bir kadındı. İsa'nın Ferisi'nin evinde olduğunu öğrenmiş, küçük bir şişede güzel kokulu bir yağ getirmişti. İsa'nın ayaklarının dibinde diz çöküp ağlamaya başladı, gözyaşlarıyla ayaklarını ıslatıyor, saçlarını siliyor, üzerine yağ sürüyordu. Ferisi bunu görünce içinden şöyle geçirdi :" Onun peygamber olduğunu sanmam, gerçekten peygamber olsaydı, ayaklarını yıkayan bu kadının nasıl biri olduğunu bilir, günahkar kadın olduğunu anlardı ve kendine dokunmasına izin vermezdi." Isa onun ne düşündüğünü tahmin ederek ona dönüp şöyle dedi :" Sana ne düşündüğümü söyleyeyim mi? " Söyle dedi evsahibi İsa dedi ki:" Dinle, bir efendiye borçlu iki kişi vardı, biri 500 diğeri 50 dinar borçlu ydu. İkisininde ödeyecek parası yoktu. Efendi ikisinin de borcunu bağışladı. Peki sence hangisi bu efendiyi daha çok sever de, ona büyük ilgi gösterir?" Ferisi yanıtladı:" Elbette daha çok borcu olan " İsa kadını göstererek dedi ki:" İşte sen ve bu kadın. Sen kendini çok dindar ve az borçlu görüyorsun, kadın ise kendini günahkar, dolayısıyla çok borçlu görüyor. Evine geldim ayaklarımı yıkamak için su vermedin; o, ayaklarımı gözyaşlarıyla ıslatıp saçlarıyla sildi. Sen beni öpmedin, o ise ayaklarımı öptü. Sen başıma yağ sürmedin, o, ayaklarıma güzel kokular sürdü. Kendini dini bütün sayan, sevgi eylemi göstermez. Kendini günahkar sayan, sevgi eylemi gösterir. Sevgi her şeyi bağışlar." Ve İsa kadına şöyle dedi:" Bütün günahların bağışlandı" Sonra: " Bütün mesele insanın kendini nasıl gördüğüdür. Kendini iyi gören, iyi olmaz, inanç bakımından kendini kötü gören iyidir "
- Dünyada insanın içine girip onu kirletebilecek hiç bir şey yoktur ama insanı kirleten, içinden çıkan şeydir. İçinizde sevgi ve merhamet olsun, o zaman sizin için herşey temiz olur.
- Büyük insanın öğretisi, başkalarının karmakarışık ve anlaşılmaz biçimde ifade ettikleri şeyi anlaşılır ve açık biçimde dile getirdiği için büyüktür.
- Bedenden beden doğar. Bedenden ruh doğamaz; ruh, sadece ruhtan doğabilir. Ruh senin içindeki bu canlı şey, özgürce ve sağduyulu bir şekilde yaşar; her insan başlangıcını ve sonunu bilmediği şeyi içinde hisseder. (Yuhanna 3:7)
- Bir tek Tanrı tapınağı vardır,bu da insanlar birbirlerini sevdikleri zaman çarpan kalpleridir.
- "Varlıklı olanın Tanrı'nın istediğini asla yerine getiremeyeceğini görüyorsunuz" (Markos 10:23)
- Siz Tanrı’nın “Kurban değil, sevgi istiyorum” sözünün anlamını bilseydiniz, bunda suç görmez kimseyi yargılamazdınız. İnsan Şabattan daha önemlidir.
- Sağlığı ile övünenin değil hasta olanın hekime ihtiyacı vardır.
- Yüceltilenlerin vay haline, çünkü sadece ikiyüzlüler yüceltilir.
- Kalben sakin ve uysal olun, hayatınızda mutluluğu bulursunuz.
- Hristiyanlığı ne kapsayıcı bir vahiy, ne de tarihsel bir olgu olarak görüyorum, Hristiyanlığı hayatın anlamını veren bir öğreti olarak görüyorum.
- İnciller Hıristiyan öğretisinin kaynağıydı; İncillerde, yaşayan tüm insanların hayatını yönlendiren tinin açıklamasını buldum. İncillerde hayatın saf suyunun bu kaynağıyla birlikte, onun saflığını benden keyfi olarak gizleyen, onunla birleşmiş çamuru ve yosunu da buldum; bu yüce Hıristiyan öğretisinin yanında onunla bağlantılı, ona yabancı, berbat, Ibranice dinsel bir öğreti buldum. Sırtına bir torba kokuşmuş çamur yükleyen bir insan durumundaydım. O insan, bu tepeleme çamur dolu torbanın içinde, ancak uzun bir mücadele ve çok emekten sonra paha biçilmez inciler bulurdu; bu kokuşmuş çamurdan tiksinmekte bir suçu olmadığını, bu inciyi çamurla birlikte toplayan ve koruyan insanların da bırakın suçlu olmasını, aynı zamanda saygıyı da hak etmediğini anlardı.
- Tanrı insanda ruhtur. Yuhanna 3: 32-34
İncil'in Kısa Bir Özeti İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İslam inancıyla çelişen bazı söylemler olsada okunabilecek güzel bir kitap. Bana göre cennetin üzerinde birden fazla köprü var ve Allah hangi köprüden geldiğimizle ilgilenmeyecektir. Temelinde Elçilerin geliş sebebinde Allah’ı tanımak ona itaat etmek, insan sevgisi, iyi niyet, doğruluk, dürüstlük, temizlik , kardeşlik, muhtaca yardım, kul hakkına girmemek vs vs yatıyor. Allah en iyisini bilir... (Meliha)
Lev Nikolayeviç TOLSTOY "incil'in Kısa Bir Özeti".. Bu kitapta Batı kültürünün en önemli hikayesini, kurucu mitini yeniden yorumluyor. Orta yaşında geçirdiği derin varoluş bunalımının ardından, uzun süren bir arayış Ve tefekkür döneminden sonra kaleme aldığı yapıtta, dört incili "Matta, Markos, Luka, Yuhanna" İsa'nın hayat hikayesi olarak birleştirerek on iki bölümlük tek bir anlatı haline getiriyor. İsa'nın öğretisini karmaşık Ve soyut bir öğreti olarak değil de günlük hayat üzerine kurulu bir yaşam biçimi olarak gören Tolstoy, hurafelerden, kilisenin çarpıtmalarından, mucizelerden arınmış bir İsa figürü ortaya çıkararak yaşam felsefesini en saf haliyle aktarıyor. Dipnot; benim önerim bu kitaptan önce, yazarın "itiraflarım" isimli eserini okumanız olacak. Orada, kendiyle çelişkilerini, inanç problemlerini, Tanrı'ya ulaşma yolunda geçirdiği zorlu süreci satır satır anlatıyor. Kitaba gelince, Hristiyanlığın kutsal kitabı üzerine ileri geri cümleler kurmak haddim değil. Ama şu var ki, dinlerin, din kitaplarının aslında ortak bi dili var, sanıldığı kadar farklı değiliz. "SEV" yaratılmışı yaradandan ötürü, zulmetme, çalma, kıyma.. Tavsiyemdir efenim. (Kitapzede)
Kitabın Yazarı Lev Tolstoy Kimdir?
Lev Tolstoy 28 Ağustos 1828 tarihinde Moskova'da doğdu. Babası Kont Nikolay İlyiç Tolstoy, 1812 Napolyon Savaşlarına katılmış emekli bir yarbaydı.
Tolstoy romanlarında, insanoğlunun ne kadar değişik karakterli olduğunu vurgular. ''Savaş ve Barış'', ''Anna Karanina'' insan tahlileri ve canlı tasvirler bakımından birer baş eserdir.
Lev Tolstoy'un kendini arayış serüveni ölünceye kadar sürdü. Karısı bile onu anlamadı. Tolstoy, bir çocuk gibi hayata küstü ve kaçtı. Seksen iki yaşındaki karanlık ve yağışlı bir Ekim gecesinde köyünden ayrıldı. Yolda hastalandı 7 Kasım 1910'da küçük bir tren istasyonunda hayata veda etti.
Lev Tolstoy zengin bir ailenin çocuğu olarak Rusya'nın Tula şehrindeki Yasnaya Polyana adlı konakta doğdu. Çok küçük yaşlarında önce annesini, sonra babasını kaybetti, yakınlarının elinde büyüdü. Çocukluğundan beri gerçekleri incelemeye karşı büyük bir ilgisi vardı. Öğrenimini tamamlamak için Moskova'ya gitti. Çalışkan zeki bir öğrenci olarak başarı ve sevgi kazandı. Fransızcasını ilerletmiş, Voltaire'i ve J. J. Rousseau'yu okumuş, bu iki yazarın kuvvetli etkisinde kalmıştı. Yasnaya-Polyana'ya döndü, yoksul köylüler arasına katıldı. İlk eseri olan "Çocukluk"u bu sıralarda yazdı.
Lev Tolstoy Bir süre sonra orduya girdi; Kafkasya'ya gitti. Kafkas halkının yoksulluk dolu yaşayışlarını ele aldığı izlenimlerle ilk gerçekçi hikâyelerini yazdı. 1854'te Kırım savaşı'na subay olarak katıldı. Sonra askerlikten ayrılıp Petersburg'a gitti. Bir kısım eserlerini oldukça sakin geçirdiği o yıllarda yazdı. Gene de içinde, aradığını bulamayan bir ruh çalkalanıyordu. Batı Avrupa ülkelerinde uzun bir gezintiye çıktı. Almanya, Fransa, İsviçre'de dolaştı. Yurduna dönüşünde gene Yasnaya-Polyana'ya yerleşti. Asalet ünvanlarından, lüksten sıkılıyordu. Köyünde bir okul kurdu. Bu okul, öğrenim, eğitim bakımından yepyeni bir kurumdu. Huzura kavuştuğuna kanaat getirdikten sonra, 1862'de evlendi.
Lev Tolstoy evlendiğinde karısı Sophie Behrs kendisinden 16 yaş küçük olup henüz 18 yaşındaydı. Bu evlilik onun düzenli bir hayat özlemini giderecekti. Bu evlilikten 13 çocukları oldu; bu çocukların 3'ü bebek iken, biri 5 diğeri de henüz 7 yaşında iken öldü. Eserlerinden en kuvvetli olan iki romanı "Savaş ve Barış" ile "Anna Karenina'yı" bu dönemde yazdı. Karısı, eserlerini yazmasında en büyük yardımcısıydı. Hatta "Savaş ve Barış"ın düzeltmelerini 12 kez yapıp yazmıştır. Aradan bir süre geçince yeniden, bu sefer eskilerden daha şiddetli bir moral çöküntüsüne uğradı. Geniş halk yığınlarının, özelikle Rus köylüsünün yoksul, perişan durumu onu çok üzüyordu. Bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Kaba saba giyiniyor, giydiği her elbiseyi kendisi dikiyordu. Değişmeyen tek tarafı bıkıp usanmadan yazmasıydı. "Kroyçer Sonat", "Efendi ile Uşak", "Karanlıkların Gücü", "İman nedir", "İnciler", "Kilise ve Devlet", "İtiraflarım" hep bu yılların ürünleridir.
Lev Tolstoy Eserlerinde insanlığın çeşitli meselelerine değinen Tolstoy'un dünya ölçüsünde bir sanat ve fikir değeri vardır. Kendi ülkesinin toplumsal siyasal çalkantılarını, halkının yaradılışını, yaşayışını büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. Gerçekçi edebiyatın en büyük temsilcilerinden olduğu kadar, bir filozof ve bir eğitimci olarak da ün kazanmıştı. Yukarıda sayılanların dışında "Diriliş", "Gençliğim", "Çocukluk", "Hacı Murat", "Ayaklanış", "Sergi Baba", "Tanrı Bizim İçimizdedir", "Kazaklar", "Tesadüf", "İki Süvari" gibi eserleri vardır.
Lev Tolstoy 82 yaşındayken, 1910 yılında öldü. Kış ortasında evini terk ettiğinde hasta düştükten sonra, Astapovo'da tren istasyonunda zatürre'den öldü. Polis, cenazesine katılmak isteyenlere ulaşımı sınırlandırmak için çalıştı, ama binlerce köylü cenazesinde sokakları doldurdular.
82 yaşında vefat eden Lev Tolstoy birçok kez büyük sıkıntılar yaşamıştır. Marksizm'den etkilenerek oluşturduğu mülkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Bu sebeple ailesiyle arası açıldı. Hıristiyan anarşizmini geliştirmeye çalıştığı kitabı "tanrının egemenliği içimizdedir" kitabıyla yeni bir hristiyanlık akımı tanımlaması, Ortodoks Kilisesi tarafından aforoz edilmesine sebep oldu. Tolstoy, ömrünün son yıllarını büsbütün derbeder bir şekilde geçirdikten sonra, bir küskünlük sonucunda, evini bırakıp yollara düştü. Astapovo tren istasyonunda ölü olarak bulundu. Ölümüne zatürrenin sebep olduğu bilinmektedir. Hayatı boyunca yaşamın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalıştı. Eserlerinde bunu eksiksiz olarak yansıtmayı hedef edinmiş en büyük Rus yazarlarından birisi olarak edebiyat ve dünya tarihindeki yerini aldı.
Lev Tolstoy Kitapları - Eserleri
- Hacı Murat
- İnsan Neyle Yaşar?
- Kazaklar
- Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
- Anna Karenina
- Aile Mutluluğu
- Aslan ile Köpek Yavrusu
- Hazreti Muhammed
- Çocukluk
- Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik
- Sivastopol
- İvan İlyiç'in Ölümü
- Kreutzer Sonat
- Diriliş
- Sergi Baba ve İki Hafif Süvari
- Efendi ile Uşağı
- Erik Çekirdeği
- İtiraflarım
- Ateşi Kıvılcımken Söndürmeli
- Aşkın Yasası - Şiddetin Yasası
- Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır
- Üç Ölüm
- Şeytan
- Tanrı'nın Egemenliği İçinizdedir
- Hayatın Anlamı
- Masallar
- Bir Gencin Dramı
- Gençlik
- Her Şeye Rağmen Sevgi
- Sanat Nedir?
- Din Nedir?
- Vahşi Zevkler
- Ve Işık Karanlıkta Parlıyor
- Kafkas Tutsağı
- İçimizdeki Şeytan
- Hayat Üzerine Düşünceler
- İnsana Ne Kadar Toprak Lazım
- Hayatı Sorgulamak
- Bilgelik Kitabı
- Hikayeler
- Günlükler
- Tipi
- Bütün Mutluluklar Birbirine Benzer
- Fil ile Tilkiler
- Baskın
- Halk İçin Hikayeler
- Öyküler
- Ölüm Manifestosu
- Karanlığın Kudreti
- Canlı Ceset
- Yaşlı Kavak
- İlkgençlik
- İhtiyar Adam ve Torunu
- Tanrı Her Şeyi Bilir
- Zamanımızın Köleliği
- Dekabristler
- İncil'in Kısa Bir Özeti
- Tolstoy'un Risaleleri - 2. Cilt
- Tolstoy'un Risaleleri - 1. Cilt
- Davulun Sesi
- Katya
- Yunan Öğretmen Sokrates
- Çocuk Gibi Olun
- Şahin İle Horoz
- Küçük Şeytan
- Sahte Kupon
- Savaş ve Askerlik Üzerine
- Yurtseverlik, Askerlik ve İtaatsizlik Üzerine
- Kralın Hediyesi
- İnancım Neden İbarettir?
- Dua
- Savaşa Karşı Yazılar
- Çömlek Alyoşa
- Anna Karenina - 3. Cilt
- Tolstoy'dan Seçme Öyküler
- Yaşayan Ölü
- Anna Karenina - 2. Cilt
- Hikmetli Sözler
- Savaş ve Barış - 2. Cilt
- Savaş ve Barış - 3. Cilt
- Savaş ve Barış - 4. Cilt
- Hiddet
- Tolstoy Gandhi Mektuplaşmaları
- Ruh
- Bethink Yourselves
- Polikuşka
- Tolstoy Bütün Eserleri 3
- Balodan Sonra
- Gri Tavşan
- Seçilmiş əsərləri - 1. Cilt
- Ruh ve Ölüm
- Gençlik - 2. Cilt
- Vatanseverliğe Karşı
- Anna Karenina - 4. Cilt
- Felsefe-i Hayat
- İman ve İtikad
- Aşk ve Öfke
- Корней Васильев (Korney Vasiliev)
- Gizli Notlar
- Bütün Eserleri 10
- Bütün Eserleri 11
- Bütün Eserleri 12
- Ölümden Sonra Dirilme - Cilt: 3
- Çilekler
- Tövbe Edin
- Kuğular
- İki Qusar
- İman Vicdan Ve Dua
- Halk İçin Hikayeler - 1. Cilt
- Halk İçin Hikayeler - 2. Cilt
- Halk İçin Hikayeler - 3. Cilt
- Ainsi Meurt L'amour
- Budala İvan
- Yaban Çilekleri
- Tanrı Gerçeği Görür Ama Bekler
- Tolstoy Bütün Eserleri 14 (Ciltli)
- Aforizmalar
- Yolcu ve Köylü
- Risaleler - İnsanın Dokuz Hali
- Muhabbet
- Kelam
- Masallar
- Basübadelmevt
- Father Sergius
- Söz ve Eşitsizlik
- Bir İzdivacın Romanı
- Çocukluk ve Gençlik Yılları
- Susa Bilmirəm
Lev Tolstoy Alıntıları - Sözleri
- Biz de böyleyiz işte... (İnsana Ne Kadar Toprak Lazım)
- İnsan eğer çok yaşasaydı o nispette çok değişimlere uğrardı. İnsan başlangıçta bir bebekken sonra küçük çocuk, sonra yetişkin ve daha sonra da ihtiyar olurdu. Fakat insan ne kadar değişim geçirirse geçirsin kendisine daima "ben" demiştir. Bu "ben" bebeklikte, yetişkinlikte ve ihtiyarlıkta her zaman kişinin yanındadır. İşte değişmeyen bu "ben" ruh adını verdiğimiz şeydir. (Ruh ve Ölüm)
- "İnsan kazanayım derken kendim kayboldum." (Tanrı Her Şeyi Bilir)
- "Böyle anlarda bir felakete ne kadar yakın olduğumu bilseydin, kendimden ne kadar korktuğumu!" (Anna Karenina - 3. Cilt)
- Bu da yaşamak mı sanki! İnsan ya tam ölmeli ya da tam yaşamalı. Tövbe, tövbe! (Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik)
- Insana öyle geliyordu ki yeni bir şeyi anlamak için büyük bir hevesle atılıyor ancak amacına erdikten sonra o şeyden nefret etmeye de hak kazandığını düşünüyordu. (Gençlik - 2. Cilt)
- Kalben sakin ve uysal olun, hayatınızda mutluluğu bulursunuz. (İncil'in Kısa Bir Özeti)
- Sağlığı ile övünenin değil hasta olanın hekime ihtiyacı vardır. (İncil'in Kısa Bir Özeti)
- -Çünkü sen kendin için, mutluluğun için yaşamak istiyorsun. +Bu dünyada başka ne için yaşanır ki? -Tanrı için yaşamak gerekir Martin. (Hikayeler)
- ''Kabahatlerin en korkuncu, nankörlüktür...'' (Çocukluk)
- Bu acıyla da aynı şey olacak, zaman geçecek ve umurumda olmayacak. (Anna Karenina)
- Ben, hayattan hiçbir beklentisi olmayan, mahvolmuş bir adamım artık... (Hikayeler)
- Ölmek için referansa ihtiyaç yok (Anna Karenina - 3. Cilt)
- Bence her insan bencildir,ve bütün yaptiklari da bu yüzdendir. -Bencillik,insanin kendisini en iyi ve en akilli olduğuna inanmiş olmasidir.. (Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik)
- Ve insanlar, kurtuluşu, her insan için zorunlu olan, tüm dinsel öğretilerde ve her bir insanın yüreğinde yazılan, 'kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma ve yakınlarını öldürme' yasasını yerine getirmekte aramalıdırlar. (Yurtseverlik, Askerlik ve İtaatsizlik Üzerine)
- İndi ki,bu dünya günahla doludur və ondan imtina etmək lazımdır,onda nəyə gərəkdir onun gözəllikləri? Bu işrəti niyə yaratmısan? (Sergi Baba ve İki Hafif Süvari)
- 'Öldün mü toprağa gömerler, sonra da mezarında ot biter, o kadar işte. Başka hiçbir şey yok' (Kazaklar)
- Ben, niçin bütün dünyanın dâhiyane bulduğu Shakespeare'in yapıtlarını beğenmemekle kalmıyor, bunları bir de iğrenç buluyordum? (Sanat Nedir?)
- Tarihsel olarak dekabristler,1825 Aralık ayında çarlığa karşı (Dekabr, Rusçada "Aralık" demek)meydan okumaya cüret etmiş ilk devrimcilerdi.hemen hepsi de Rus aristokrat ailelerinden geliyordu ve büyük bir çoğunluğu ise 1812'de Napoleon ordularına karşı savaşmışlar, kahramanlıklarıyla öne çıkmışlardı. (Dekabristler)
- erkekler böyle düşünürsünüz.. Kendinize özgürlük tanıdınız, kadını ise kuleye tıkmak niyetindesiniz. Kendinize gelince her şeye izin verirsiniz.. (Kreutzer Sonat)