İlk Yılların Ekmeği - Heinrich Böll Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İlk Yılların Ekmeği kimin eseri? İlk Yılların Ekmeği kitabının yazarı kimdir? İlk Yılların Ekmeği konusu ve anafikri nedir? İlk Yılların Ekmeği kitabı ne anlatıyor? İlk Yılların Ekmeği PDF indirme linki var mı? İlk Yılların Ekmeği kitabının yazarı Heinrich Böll kimdir? İşte İlk Yılların Ekmeği kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 18.04.2022 08:00
İlk Yılların Ekmeği - Heinrich Böll Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Heinrich Böll

Çevirmen: Zeyyat Selimoğlu

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750732355

Sayfa Sayısı: 112

İlk Yılların Ekmeği Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İkinci Dünya Savaşı sonrası Alman yazarlarının en ünlülerinden biri olan Heinrich Böll, bu ünlü romanında, savaştan hemen sonra baş gösteren zor yıllardaki ekmek kavgasından bir kesit veriyor. Savaşın yıkıcı bir güçle sarsmış olduğu değerler ne olursa olsun, romanın baş kişisi, insanca yaşamak için zor yılları deneme, zorlama, üstesinden gelme çabası içindedir. Savaş sonrası Almanyasının yoksulluk ve güçlükler ortamında kendine nasıl bir yol seçecektir? Almanya'nın en bunalımlı dönemi ve bu ezici dönem içinde, bir şey istemeye, istemek için el uzatmaya alışmamış bir insanın var olma çabasıdır bu. "İlk Yılların Ekmeği" yazılış bakımından kısa tutulmuş, ama Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış ünlü yazarın en önemli romanlarından biri.

İlk Yılların Ekmeği Alıntıları - Sözleri

  • Mezara çok erken aldı seni ölüm, mezara çok erken...
  • Tanrı, büyüklerin her şeyi örtbas etmek için kullandıkları büyük bir sözdü.
  • Ben her şeyin fiyatını öğrenmek zorunda kaldım; çünkü hiçbir zaman ödeme gücüm olmadı.(...) Taze pişmiş ekmek düşüncesi kafamın içini serseme çeviriyordu, çoğu zaman akşamları saatlerce kentin içinde dolanıp yalnızca tek bir şey düşünüyordum: ekmek... (...)Bazı insanlar nasıl morfin delisiyse ben de ekmek delisiydim.
  • Kardeş, mezara çok erken aldı seni ölüm...
  • Sevgi her şeyi anlatabilen bir sözcük değil, belki yalnızca işin esasına en fazla yaklaşanı, hepsi bu.
  • Ben her şeyin fiyatını öğrenmek zorunda kaldım; çünkü hiçbir zaman ödeme gücüm olmadı. On altı yaşında bir çırak olarak kente geldiğim zaman açlık bana bütün fiyatları öğretmişti.
  • İnsan boğulurken herhalde böyle oluyorsur, diye düşündüm: Gri sular dolar içine adamın, bol su; hiçbir şey göremez, hiçbir şey duyamazsın, boğuk bir ses, gri kekremsi suyu tatlı bir şeymiş gibi tadarsın.
  • Ötekilere karşı duyulan yabancılık öylesine büyüktü ki!
  • Bu yedi yıl içinde "ödenecek paraya değmeli" deyiminden hoşlanmayacak kadar çok öğrenmiştim her şeyin fiyatını.
  • Artık ilerlemek istemediğimi biliyordum, dönmek istiyordum, amma nereye bilmiyordum; gerilere mi?
  • Sevgi her şeyi anlatabilen bir sözcük değil, belki yalnızca işin esasına en fazla yaklaşanı, hepsi bu
  • Toplamı hayat demek olan bütün o günler boyunca yanından ayrılmayacaktım.
  • Ben her şeyin fiyatını öğrenmek zorunda kaldım; çünkü hiçbir zaman ödeme gücüm olmadı.
  • Tanrı, büyüklerin her şeyi örtbas etmek için kullandıkları büyük bir sözdü.
  • Bu yedi yıl içinde "ödenecek paraya değmeli" deyiminden hoşlanmayacak kadar çok öğrenmiştim her şeyin fiyatını. Ödenecek paraya değen hiçbir şey yok, ekmek fiyatları da hep yüksek.

İlk Yılların Ekmeği İncelemesi - Şahsi Yorumlar

1972 Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Heinrich Böll ile tanışma kitabım İlk Yılların Ekmeği. Ikinci Dünya Savaşı bittikten sonra Almanya da zorlu bir dönem geçmektedir.Hastalık,işsizlik,açlık yaşanırken ayakta kalmaya çalışan kahramanımızın bir pazartesi gününden bahsedilir.Annesi ve babasıyla olan iliskisi,ögrencilik durumu ve artık çalışıp para kazanmaya başlaması üzerine hayatının şekil almaya başlaması anlatılırken yaşadıgı şehre ögretmen olarak gelen genç kıza ev bulup ona aşık olması kitabın kurgusunu tamamlar.Annesinin hastanede yatışı ve ekmeğe olan zaafı ne denli zor zamanlar geçirdiklerinin ispatıydı.Lakin kitapta genel anlamda istedigim duygu yoğunlugunu yaşayamadım maalesef Yazarın en begenilen eserlerindenmiş ama benim icin öyle olmadı.Sizlerin okuyup tavsiye edebileceginiz başka kitapları varsa yorumda belirtirseniz sevinirim.Kitapla ve sevgiyle kalınız. (Nilgün)

Yazarla tanışmak için güzel bir kitaptı. Beklediğim gibi değildi ama yine de savaş sonrası Almanya'sını güzel anlatmış. Karakterin yaşadığı açlık duygusunu çok hissettim. Okumanızı tavsiye ederim. (Ecem)

Heinrich Böll'le Tanışma: Herkese Merhaba , Çoğu zaman bir kitabı okumadan önce yazarını tanımak isterim. Yazarın hikayesi şayet beni etkilerse kitaptan beklentim o derece artar. Örneğin Stefan Zweig okumadan önce O'nu öğrenmek istemiş , öğrendikten sonra okuyup sevmiş ve bütün kitaplarını okumak istemişimdir. Heinrich Böll içinde böyle olacağından hiç şüphem yok. Alman edebiyatında önemli bir yere sahip olan Heinrich Böll cephede savaşı bizzat yaşayan, esir düşen bir yazar. Çocukluğu ve gençliği savaşın olumsuzluklarından etkilenmiş: annesi bir bombardıman esnasında kalp krizinden ölmüş, sevdiklerinden, yakınlarından ayrılmak zorunda kalmış, savaşta aldığı yarayı tedavi ettirecek parayı bulamamış, yoksulluk, açlık çekmiş.. Hâl böyle olunca bu yazarın yaşadıklarını yazdıklarına aktarmaması beklenilebilir mi ? Tamamen tesadüf eseri yazarın okumak için seçtiğim kitabı "İlk Yılların Ekmeği" ni , daha sonraki araştırmalarımda yazara başlangıç için çokça önerildiğini gördüm. İlk Yılların Ekmeği, II. Dünya Savaşı’ında harap olmuş Almanya’da savaşın neden olduğu yoksulluk, açlık, yabancılaşma ve hayatta kalabilme çabasını anlatıyor. Roman bir günlük zaman dilimini -Hedwig’in şehre geldiği Pazartesi gününü kapsar. Fendrich Pazartesi sabahı babasından öğretmen olmak için şehre gelecek Müller’in kızı Hedwig’i karşılamasını isteyen haber alır. O andan itibaren Fendrich’in anımsadığı anılarını, gün içinde yaşadıklarını, düşüncelerini geçmiş ve içinde bulunulan zamanı iç içe geçmiş bir şekilde okumaya başlarız. Toparlayacak olursak ; kitap tam anlamıyla beklentilerimi karşılamamış olsada dönemin zorlu hayat mücadelesini bir nebzede olsa hissettirdiği için beğendim. Yazarın diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum ama sanırım bu 2022 yılı içerisinde gerçekleşecek! Herkese keyifli okumalar. (Salih Uzun)

İlk Yılların Ekmeği PDF indirme linki var mı?

Heinrich Böll - İlk Yılların Ekmeği kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İlk Yılların Ekmeği PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Heinrich Böll Kimdir?

1972 Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi. 1917'de Köln'de doğdu. 1924 yılında okula gitmeye başladı. 1937'de liseyi bitirdi. 17 yaşında şiir yazmaya başladı. 1938 yılının sonbaharında çalışma kampına, bir yıl sonra da askere alındı. Piyade olarak, doğu ve batı cephesine gönderildi. 1945 yılının nisan ayından eylül ayına kadar, İngilizlerin ve Amerikalıların elinde savaş esiri oldu. Savaş bitip Köln'e döndükten sonra, hem üniversite öğrenimini sürdürdü hem çalıştı. 1947 yılında ilk kısa öyküsü Haberci, sonra ilk romanı Ademoğlu Neredeydin?, Ve O Hiç Bir Şey Demedi yayınlandı. Yapıtlarında İkinci Dünya Savaşı'nı, özellikle de insanların nasıl savaştıklarını, savaşın yıkıntılarını ve acılarını anlattı.

"Ve O Hiçbir Şey Demedi" adlı en ünlü romanını yazarken aklında tek bir gerçek vardı. Savaş yanında yoksulluk ve zor koşullar getirmiş, hayatını değiştirmişti. Mayına bastığı için yaralanan dizini iyileştirebilmek için para gerekliydi. O yüzden Böll, 5 gün evden çıkmadan bu eseri yazdı. Yayınevinden aldığı para ile de dizini eski hale getirmeyi başardı ve yazar olarak kariyeri devam etti.

Daha sonra yazdığı Babasız Evler adlı romanını, kendi babasını yitirmesinin ardından değil; ama çevresinde savaş yılları sonrasında acı çeken onlarca çocuğu gördükten sonra yazmıştır. Kendisi, savaş sonrası koşullardan, yoksulluk, açlık ve hastalık gibi sıkıntılardan hem kendi geçtiği, hem de çevresinde bu durumlardan acı çeken birçok insan gördüğünden, hiçbir zaman çocuk sahibi olmak istememiş, kendi deyimiyle "Böyle bir dünyaya çocuk getirmek" istememiştir.

16 Temmuz 1985 tarihinde, çalan kapı ziline koşarken merdivenden yuvarlanarak hayatını kaybetmiştir.

Heinrich Böll Kitapları - Eserleri

  • Palyaço
  • Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru
  • Ve O Hiçbir Şey Demedi
  • İlk Yılların Ekmeği
  • Trenin Tam Saatiydi
  • Ademoğlu Neredeydin?
  • Babasız Evler
  • Cüce ile Bebek
  • Dokuz Buçukta Bilardo
  • Fotoğrafta Kadın da Vardı
  • Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer
  • Balık Tutma Dersi
  • Doktor Murke'nin Suskunluk Külliyatı
  • Solgun Köpek
  • Frankfurt Dersleri
  • Savaş Bitince
  • Melek Sustu
  • İrlanda Güncesi
  • Gül ve Dinamit
  • Nehir Kıyısı Kadınları
  • Denemeler
  • Hekayələr
  • The Stories of Heinrich Böll
  • Групповой портрет с дамой
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Cüce ile Bebek - Ve O Hiç Bir Şey Demedi
  • Frankfurt Konferansları
  • Die Spurlosen

Heinrich Böll Alıntıları - Sözleri

  • Günümüzde belli nedenlerden ötürü şeyhler kovboylardan daha çok seviliyor. (Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru)
  • Mezarlıklara gitmek çocukken bile hoşuma giderdi. Genç bir adama hiç yakışmıyor dedikleri bu tutkuya daha o zamanlar kaptırmıştım kendimi. Ama bütün bu isimler, bu çiçek tarhları, her harf her koku ... Hepsi bana, bir gün benim de öleceğimi hatırlatıyor... (Ve O Hiçbir Şey Demedi)
  • Nasıl ölürsen öl, mektupta hep şu yazılı olacak: Büyük Almanya uğrunda ölmüştür. (Trenin Tam Saatiydi)
  • Sıklıkla dünyayı değiştirmek gibi bir amaç gütmeyen yazarların kitaplarının, böyle bir amaç güden yazarlarınkinden daha çok dünyanın değişmesine katkıda bulunması, yazma eyleminin cilvelerinden biridir. (Gül ve Dinamit)
  • İnsanlar an­cak kendilerini güven içerisinde hissettikleri zaman rahat ve neşeli olabilirler; en önemli şey güven duygusudur. (Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru)
  • "Öyle harika kafayı buldum ki kendimi neredeyse mutlu hissediyordum. " .... "... sonra savaşı hiç aklıma getirmezdim." (Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer)
  • "Göğün karanlık kubbesinde yıldızlar kurşuni gümüşten donuk noktalar gibi duruyordu. " (Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer)
  • Anımsanan yalnızca düşlerdir aslında. (Solgun Köpek)
  • Kimin bakabilecek gözleri varsa, o kimse için saydamlık kazanır nesneler ve böyle biri nesnelerin içyüzünü görmeye, onların içine göz gezdirmeye kalkışabilir. (Gül ve Dinamit)
  • Ben her şeyin fiyatını öğrenmek zorunda kaldım; çünkü hiçbir zaman ödeme gücüm olmadı. On altı yaşında bir çırak olarak kente geldiğim zaman açlık bana bütün fiyatları öğretmişti. (İlk Yılların Ekmeği)
  • Benimle neden evlendin, mesela bunu söyle. “Kahvaltı için “dedim. Ben birisini arıyordum, kendisiyle ömrüm boyunca kahvaltı edebileceğim birisini.. (Ve O Hiçbir Şey Demedi)
  • Adam düzenden hoşlanır ancak düzenli olamazdı. (Dokuz Buçukta Bilardo)
  • Sanat için ilginç olan, yanmış, kavrulmuş şeydir, küldür, anımsamaların külüdür beri yandan, geleceğin külüdür. Hal (şimdiki zaman) diye bir şey yoktur. Benim bir satır önce söylediklerim geçmişe karışır, bir anıya dönüşür. Hal'de tutunmaya çalışan, geçiciliklerden bir parça kalıcılık koparmaya çalışan tek şey varsa, o da sanattır, külden, bir avuç toz ve topraktan ya da pislikten bir şeyler kotarmak için çırpınıp duran sanat. (Gül ve Dinamit)
  • Yasal ve iyi organize olmuş bir hayır kurumu dışında dinsel ve sosyal alanlar arasında herhangi bir insani ilişki aranıp bulunsa,kiliseler yalnızca Tannı'ya inandıkları için kendilerini topluma değil de insani olana adayan bir kişiyi ya da grubu yok etmek için ateist bir toplumla birlik olsalardı, doğrusu buna hiç şaşırmazdım. (Frankfurt Dersleri)
  • artık bağımsız olmak ve işimi serbest meslek biçiminde yürütmek istiyordum. (Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru)
  • "Yağmur yağdı, güneş açtı, ben yaşlandım ve buradan gidiyorum. " (Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer)
  • "Yeryüzünde varoluşumuzun nedeni nedir ?" (Babasız Evler)
  • Genç yaşlarında ihtiyarlamış böyle dedeleri ne yapmalı? (Frankfurt Dersleri)
  • Aylar öncesi atom denemelerinde radyoaktif ışınların saldırısına uğrayan Japon balıkçıları neredeyse unutulmuş bulunuyor; oysa resimlerini gazete ve dergilerden kesip kartonlara yapıştırmamız ve odalarımızın duvarlarına asmamız gerekirdi. Çünkü adı geçen balıkçılar, yeni bir tür ölümün kurbanlarıdır. Birkaç gün güncel kalmış, bir dehşet dalgası kısa bir süre dünyayı gezip dolaşmış, Japonya'daki geçenlerin anlamı sezilmeye başlanmıştır. İnsanlığın topluca intihar olasılığı, ilk kez açığa vurmuştur kendini. Japon balıkçıları ve onların başına gelenler, pek çok şey gibi kısa bir süre güncellik kazanmıştır. Ama söz konusu tarihte gerçekten olup bitenler anlaşılamamıştır pek; üzerimize düşen yağmur, soluduğumuz hava bu yeni ölümü içinde taşıyabilir. Fırınlarda hamur yoğuranlar, farkında olmadan ekmeğimizin içine katabilir bu yeni ölümü; postacılar, onu postayla evimize kadar alıp getirebilir. (Gül ve Dinamit)
  • Haksız kazanılmış parayla kendinize dostlar edinin!Bu durum da ruhu etkiler. (Fotoğrafta Kadın da Vardı)

Yorum Yaz