diorex

İki Dünya Arasında - Mehmed Niyazi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İki Dünya Arasında kimin eseri? İki Dünya Arasında kitabının yazarı kimdir? İki Dünya Arasında konusu ve anafikri nedir? İki Dünya Arasında kitabı ne anlatıyor? İki Dünya Arasında kitabının yazarı Mehmed Niyazi kimdir? İşte İki Dünya Arasında kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 09.03.2022 18:00
İki Dünya Arasında - Mehmed Niyazi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mehmed Niyazi

Yayın Evi: Ötüken

İSBN: 9754370893

Sayfa Sayısı: 196

İki Dünya Arasında Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mehmet Niyazi'nin bu romanı Almanya'da

okuyan bir Türk gencinin bir Alman kızına

aşkının hikayesidir. Eserde iki kültürün, iki

ayrı dünyanın arasında kalan iki yüreğin

çırpınışlarını bulacaksınız.

İki Dünya Arasında Alıntıları - Sözleri

  • Bir kalpte filizlenen temiz sevgiye her hangi bir sebeple ihanet etmek katilliktir...
  • Bir kimseden sevgi beklersen, kendi ellerinle mezarını kazmış olursun.
  • Gerçek aşk, tıpkı cinler periler gibidir, sözünü herkes eder, ama gözüyle görmüş olan pek azdır.
  • Ah biz doğulular çıra gibi yanar,yine de aşkımızı ifade edemeyiz.
  • Vedayı öğrenemediğimi şu anda bütün acılığıyla anlıyorum. Aslında sana veda etmem mümkün mü? Varlığımda yaşıyorsun.
  • Hiç kimse aklıyla âşık olmaz.
  • Sevgilim, aşk ebedidir.
  • Senin gibi insanlar oldukça bu dünya yaşamaya değer.
  • İçinde bulunduğum günler beni kara kara düşündürüyor, geleceğim ise bir umut ışığı taşımıyordu...
  • Gurbet insanın kendisiyle boy ölçüştüğü yerdir.Aşk ise orada bir başkadır.Yalnız olan insanın bütün ümitleri sihirli ilişkide gizlidir.Ona bir adım daha yaklaşmak heyecanıyla gam dehlizini andıran gecelerde sabahlar iple çekilir;ne yazık ki kaderde talihsizlik varsa ,her doğan gün aradaki duvarı biraz daha örer.Bu durum hisli ve içli gurbeti yürek ağrılarıyla dokur;ah ne o ağrılara tahammül edilir, ne de onlardan kopulur..
  • Duygusuz bir hayat çekilmez; ne çare ki hayat duygulara teslim olacak kadar yumuşak değil.
  • "İnsanlar sevgilerinde anlamsızca cimridirler. Bir kimseden sevgi beklersen, kendi ellerinle mezarını kazmış olursun."
  • Tanrım seni mutlu etsin.
  • Her insanın içinde sayısız düğümler vardır; ama bunların sebebi yalnızca kendisi değildir. Bu yüzden, kendisiyle uğraşırken aslında başkalarını da hesaba katmış demektir.

İki Dünya Arasında İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir arkadaşım mesaj attı sabah; Mehmed Niyazi vefat etmiş yazmış. Onun da sevdiği, okuduğu bir yazardı Mehmed Niyazi. Ömrünün son demlerine dek evlenmemiş, kendini okumaya, yazmaya adamış bir adamdı. Çok üzüldüm; yaşı vardı, son yıllarında hastaydı. Tanışıp, sohbet etme imkanı bulduğum hatta birkaç kare fotoğraf çekindiğim biriydi. 2010 yılındaki o sohbetimizde, İstanbul’un fethi ve Fatih’le ilgili bir roman yazmayı istediğini söylemişti; nasip olmadı. Son romanı Tiryaki Hasan Paşa ve Kanije üzerineydi. Türk edebiyatının en güzel Çanakkale romanını o yazmıştı bence; Çanakkale Mahşeri. Bu girişi yaptım çünkü bir edebiyat şaheseri olmasa bile beni çok etkileyen, benim için özel bir manası olan İki Dünya Arasında’yı anlatmak istiyorum. Vefatı vesile oldu… İki Dünya Arasında’yı 1998’in yaz mevsiminde okumuştum. Üzerinden uzun zaman geçtiği için, 1000 kitap’ta üç-beş cümle kadarlık bir yorum yapmış ve “ Almanya'da okuyan bir Türk genci Ayhan ile Alman kızı Hildegard arasındaki aşk anlatılır. Ben çok etkilenmiştim doğrusu; birkaç gün etkisinden kurtulamamıştım.” yazmıştım. Zira kitabı 98’de okumuş, yorumu 2015’te karalamıştım. Bir de alıntı yapmışım; Ayhan ile Hildegard’ın konuşmalarından; 'Ama sana yine de müteşekkirim. Bana her zaman yüreğimde bütün tazeliğiyle saklayacağım bir sevgi hediye ettin...' Nemli gözlerinde derinleşen uçurum beni ürpertti. 'Yürekteki sevgi insanı avutur mu, dünyayı cehenneme mi çevirir? Hiç düşünmüyor musun?' Aradan geçen 20 yıl sonunda, benim aklımda hep Hildegard’ın kendi elleriyle diktiği koyu sarı elbisesi var... O elbise kavuşamamak kokuyor, hüzün kokuyor. Gurbet ellerde kimsesizlik, gariplik kokuyor. Romanın bir başka ilginç tarafı ise otobiyografik çizgiler taşıması. Hoca da tıpkı roman kahramanı Ayhan gibi, Almanya’da ( Köln ) eğitim görmüş bir Anadolu delikanlısıydı. Ona, 'Hildegard gerçekten var mıydı?' diye sorduğumda tebessüm etmiş ve , “vardı demek ki bir şeyler” demişti. Bir de sonuyla ilgili bir şey diyeyim. ( İpucu sayılır mı bilmiyorum ama ) Romanın sonu, onu okuduğum 19 yaşımda bana çok acı vermişti; bugün artık 40’lı yaşlara yaklaşmış birisi olarak, acı ama gerçekçi buluyorum. Velhasıl, İki Dünya Arasında deyince gönlüme bir sızı düşüyor; duru, tertemiz bir aşk hikayesi geliyor ve “İch heisse Ayhan und liebe Hildegard” diyesim geliyor. (Mehmet Y.)

"Peşin hükümleri kırmak, atomu parçalamaktan daha zor." Cümlesi aslında kitabın özeti. Bu dünyada bir insanın mutluluğunu alabilecek olanlar aslında sadece sevdikleridir. (Esma)

Hildegard, Margaret, Ayhan. Onların birbirleriyle olan dostlukları aşkları, yanlışları, yaşanmışlıkları cesaret edip yaşayamadıkları, gurbetin o soğuk havasında, iç yakan hikayeleri. Kendine bile itiraf etmekten çekindiği bir aşkı tüm imkanlar içinde imkansız hale getiren bir adam Ayhan. İç hesaplaşmaları ve bu hesaplaşmaları yaşarken içine düştüğü acı çukuru ,onu ızdırabın da daha fazlasına sürüklemişti. Hayat karşısına önce Margaret ‘ı sonra da Hildegard ‘ı çıkarmıştı. O iki dünya arasında gidip gelirken ellerinden iki farklı sebeple kayıp giden kadınların arasında kalmıştı, dostluk her daim baki kalacağından bunu tercih etmek ve ettirilmek zorunda bırakılmıştı. Selahaddin en yakın arkadaşıydı. Öyle ya yakın arkadaşı bile olsa kalp yangınlarına müdahale edemezdi. Oysa onu defalarca uyarmıştı aşka kapılmaması hususunda. Hayatı kıyısından köşesinden bir umutla yakalamaya çalışmış ama başarılı olamamış bir adam Ayhan. Hayat onun önüne mektuplardan bir demet hikaye sunmuş , hayaller sunmuş ve son mektupla yıkılmış bir dünyanın kapılarını aralamıştı. Kendi elleriyle sonunu hazırlamış ve başkasının elinden kendi hayatının sonunu okumuştu. Son mektup.. (Sizi bilmem ama ben bu kitabı okurken iki değil 4-5 dünya arasında kaldım..) (Burcu Kırmızıgül (Yazar))

İki Dünya Arasında PDF indirme linki var mı?

Mehmed Niyazi - İki Dünya Arasında kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İki Dünya Arasında PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mehmed Niyazi Kimdir?

İlk ve orta okulu Akyazı'da okudu. Liseyi İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde bitirdi. Sonra Hukuk Fakültesi'ne girdi; 1967’de oradan mezun oldu. O zamanlar da hukuk fakültesinde takıntısız olarak üçüncü sınıfa geçenler, dekanlığa müracaat edip, izin alarak edebiyat fakültesinin herhangi bir bölümüne devam edebiliyorlardı. Bu imkândan faydalanarak Edebiyat Fakültesinin Felsefe bölümünden de sertifika aldı. Mezuniyetini takiben devlet felsefesi sahasında doktora yapmak için Almanya'ya gitti. Brilon'daki Goethe Enstitüsü'nde Almanca öğrendi. Marburg Üniversitesi'ne intisap ederek burada Prof. Dr. Ditrich Pirson'un yanında "Türk Devletlerinde Temel Hürriyetler"konulu doktorasına başladı. Uzun yıllar Almanya’da oturdu. 1988 yılından beri Türkiye’de ikamet etmektedir. Tercüman ve Zaman gazetelerinde yazdı. 1987'den beri de ilk başta haftada üç gün, sonraları haftada bir gün Zaman gazetesinde yazmaktadır. Ayrıca; Genç Akademi, Nizâm-ı Âlem, Türk Yurdu, Ufuk Çizgisi gibi dergilerde makalelerini de zaman zaman Batı dergilerinde yayınlatmaya çalışıyor. Mehmet Niyazi Özdemir, tezli romanlarıyla tanınan bir yazar ve düşünürdür. Eserlerinde millî konuları işlemeyi şiar edinmiştir. Fikrî eserlerinde ise Türkiye`nin sosyal yapısı üzerine görüşlerini açıklar.

Mehmed Niyazi Kitapları - Eserleri

  • Çanakkale Mahşeri
  • Yemen! Ah Yemen!
  • İki Dünya Arasında
  • Dahiler Ve Deliler
  • Plevne
  • Varolmak Kavgası
  • Ölüm Daha Güzeldi
  • Kanije
  • Yazılamamış Destanlar
  • Türk Devlet Felsefesi
  • Doğunun Ölümsüz Çocuğu
  • Medeniyetimizin Analizi ve Geleceği
  • Millet ve Türk Milliyetçiliği
  • Bayram Hediyesi
  • İslam Devlet Felsefesi
  • Türk Tarih Felsefesi
  • Daha Dün Yaşadılar
  • Türk Tarih Felsefesi
  • Dahiler Ve Deliler
  • Plevne
  • Bayram Hediyesi
  • İki Dünya Arasında
  • Türkiye'nin Meseleleri

Mehmed Niyazi Alıntıları - Sözleri

  • "Sevgililerin gömüldüğü, acı ve tatlı anıların yaşandığı, emeklerin döküldüğü toprak parçası ayaklar altında çiğnenen bir nesne olmaktan çıkıp, uğruna şehadet şerbetleri içilen "vatan" olmaya başlıyor ve onda doğup batan kanlı, hıçkırıklı günlerde toplum ortak bir bilince varıyordu." (Millet ve Türk Milliyetçiliği)
  • Bir milletin medeniyeti sarsıldı mı, bu sarsıntının ilk görüleceği yer devletidir; çünkü medeniyetin sarsılması demek, medeniyetin taşıyıcısı olan insanın bazı değerlerini yitirmesi demektir. Bilindiği gibi devlet çarkını döndüren, devlete ruh veren insandır. O yara aldı mı, milletin bünyesinde en uygun sistemler işlemez olurlar, en adil kanunlar kağıt üzerinde kalırlar. (Türk Devlet Felsefesi)
  • Hayat bir rüyadır, ölürsen uyanırsın. (Kanije)
  • "Türk hakan çadırlarının kubbeli olması göğün yerdeki sembolü kabul edilmiştir. Eski Türklerde gök kubbesi devletin, çadır ise ailelerin örtüsü olarak düşünülmüştür. Birinin altında devlet diğerinin altında aile kurulmuştur.” (Türk Devlet Felsefesi)
  • Yorgunluk dinlenince geçer. Fakat insanın canı sıkkın olunca, pişmanlık duyabileceği işler yapıyor. (Bayram Hediyesi)
  • Servet yüktür; omuzlarımın onu taşıyacak kudreti yok. (Kanije)

  • Deha çok şey kader her şey. Dünyaya, insanın sözü ve niyeti yön verir (Dahiler Ve Deliler)
  • Süper güç olmayan diktatörlükler, dış güçlere dayanırlar. dolayısıyla onların menfaatini korumak durumunda kalırlar. kitlelere mal olmayan fikirler, iktidara gelseler bile,ancak diktatörlükle orada kalabilirler. (Dahiler Ve Deliler)
  • Ne çare ki her zaman insanın beyni yüreğine hakim olamıyor. (Yazılamamış Destanlar)
  • Diğer milletlerin teslim oldukları noktada Türklerin savunması başlar. Helmuth Karl Bernhard von Moltke (Plevne)
  • İmansızlığı ilim sanan beyinsizler, ilme gözlerini kapamış hurafeciler silinip gidecektir. (Varolmak Kavgası)
  • “ Kadınlara yalan söylemekten çekinme; yeterki onlar için söylediklerini bilsinler. “ (Doğunun Ölümsüz Çocuğu)
  • Türkler'in yılmaması ise dikkat çekiciydi; darbeler onları saracağı yerde sanki sağlamlaştırıyordu. (Çanakkale Mahşeri)

  • Ah para ve menfaat! İnsanları nasıl da değiştiriyor; onlarda ne din, ne millet, ne de vatan sevgisi bırakıyor.. (Kanije)
  • Eğer insan yaşanabilir bir dünyada ömür sürmek istiyorsa, mutlaka ilahi denetime tabi olduğunun şuurunu taşımalıdır. (Medeniyetimizin Analizi ve Geleceği)
  • Halbuki hayat ırmağı çok değişik kıvrımlarla akar; bir merceğe sığabilecek cinsten değildir. (Türk Tarih Felsefesi)
  • Billahi Tuna, sen de biliyorsun ki, böyle onurlu bir savaş dünyanın bir başka yeri için verilmedi.İdrakler sınırlı, sevgiler sınırsız olduğundan Plevne'de yaşananları hiçbir milletin hayali almadı çünkü hiçbir millet seni bizim kadar sevmedi, sana türküler yakmadı, çocuklarına adını vermedi, onları yoluna kurban etmedi. (Plevne)
  • Sanat ancak millî bir ruhla yoğrulur, insanlığa da millî ruhla açılır. (Medeniyetimizin Analizi ve Geleceği)
  • "Zulüm her yerde saltanatını kurmuş; ama hiçbir yerde uzun ömürlü olmamıştır." (Ölüm Daha Güzeldi)
  • Her şeye ad takıyoruz; fakat hiçbir şeyin aslını öğrenemiyoruz. (Yemen! Ah Yemen!)

Yorum Yaz