İçimizdeki Balık - Neil Shubin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İçimizdeki Balık kimin eseri? İçimizdeki Balık kitabının yazarı kimdir? İçimizdeki Balık konusu ve anafikri nedir? İçimizdeki Balık kitabı ne anlatıyor? İçimizdeki Balık PDF indirme linki var mı? İçimizdeki Balık kitabının yazarı Neil Shubin kimdir? İşte İçimizdeki Balık kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Neil Shubin

Çevirmen: Aysun Yavuz

Editör: Onur Kaya

Orijinal Adı: Your Inner Fish: a Journey into the 3.5-Billion-Year History of the Human Body

Yayın Evi: NTV Yayınları

İSBN: 9786055813758

Sayfa Sayısı: 260

İçimizdeki Balık Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

- 2008 Phi Beta Kappa Yılın Bilim Kitabı

- 2008 Library Journal Yılın Bilim Kitabı (Evrim kategorisi)

- 2009 Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi Yılın Kitabı

- 2009 Britanya Kraliyet Akademisi Yılın Bilim Kitabı Finalisti

Neden böyle görünüyoruz? Ellerimizle bir sineğin kanadı arasındaki benzerlik ne olabilir? Göğüsler, ter bezleri ve balık pulları birbiriyle bağlantılı mı? İç organlarımızın nasıl işlediğini daha iyi anlamak ve günümüzdeki çeşitli hastalıkların kaynağını bulmak için, belki de daha uzak taşların altına bakmamız, kurtçuklara, sineklere ve hatta balıklara odaklanmamız gerekiyor.

2006 yılının Nisan ayında manşetlere çıkan ve evrimin kayıp haklarından Tiktaalik'i keşfeden, alanının önde gelen profesörlerinden Neil Shubin, milyonlarca yıl öncesine gidip insan organlarının izini sürüyor. Fosilleri ve DNA'yı inceleyen Shubin, ellerimizin aslında balık yüzgeçlerini andırdığını, kafamızın yapısının soyu çoktan tükenmiş, çene kemiği olmayan bir balığınkiyle aynı olduğunu, genomumuzun birçok önemli parçasının solucan ve bakterilerinki gibi işlediğini söylüyor.

"İnsan olmaktan ne anladığınızı ne anladığınızı tamamen değiştiren heyecan dolu bir bilim macerası"

- Oliver Sacks

İçimizdeki Balık Alıntıları - Sözleri

  • Tiktaalik, balıklar ile karada yaşayan ilkel hayvanlar arasındaki ara basamaktır.
  • "Yaşadığımız sorunların büyük çoğunluğu, aktif bir hayvan için tasarlanmış bir vücuda sahip olmamıza rağmen patates gibi hareketsiz bir yaşam biçimini benimsememizden kaynaklanır."
  • Tiktaalikten insanlığa uzanan yol çok uzundur. Önemli ve hayret uyandıran gerçek şu ki insanların yürürken, bir şey fırlatırken ya da bir şey tutarken kullandığı belli başlı kemikler ilk kez, on ila yüz milyonlarca yıl önce, hayvanlarda ortaya çıkmıştır.
  • Şınav çekerken ellerimizi yere yaslar, dirseklerimizi büker ve aşağı-yukan hareket edebilmek için göğüs kaslarımızdan yararlanırız. Tiktaalik’in vücudu bunların hepsini yapabliiyordu Dirseği bizimki gibi bükülebiliyor, ayrıca bileği de “avuç içi yere yaslanacak şekilde bükülebiliyordu.
  • Parmakların üzerindeki bez sargüan kaldırdığımda (eklemleri, parmak uçlarını ve tırnakları ilk kez gördüğümde) sanki haftalardır saklı kalan duygularım da açığa çıkmıştı. Bu ne bir oyuncak bebek, ne de bir mankendi; bazen iş görmek, bazen sevgi göstermek için bu eli kullanan, bir zamanlar yaşamış olan bir insandı. Bu mekanik alıştırma yani diseksiyon, böylece birdenbire derin ve duygusal bir kişisel deneyime dönüşmüştü. O ana kadar, kadavrayla aramdaki yakınlığın farkında değildim.
  • Birbirinden farklı organların yapıldığı biyolojik süreçler, aynı temanın versiyonlandır. Birbirinden farklı organların ve gövdelerin birbiriyle olan bu köklü benzerliklerini fark ettiğinizde, yeryüzündeki farklı canlıların, aslında aynı temanın versiyonları olduğunu da fark etmeye başlarsınız.
  • Tiktaalik gibi yere uzanır pozisyonda hareket eden yaratıkların aksine, insanoğlunun iki ayağı üzerindeki yürüyüşü, kalça, diz, ayak bileği ve ayakta dik dururken bizi ileri doğru hareket ettiren ayak kemikleri sayesinde gerçekleşir. Önemli tek büyük fark, kalçamızın duruşudur. Bacaklarımız timsah, amfibyum ya da balıklar gibi gövdemizin yanlarından çıkmaz; gövdemizin altından çıkar. Vücudun duruşundaki bu değişiklik, kalça eklemi, pelvis ve uyluk kısmındaki değişikliklerle ortaya çıkmıştır: pelvisimiz leğen şeklini almış, kalça oyuğumuz derinleşmiş, uyluğumuz kendine özgü bir boyun oluşturmuş, bu özelliği sayesinde gövdemizin yanından değil, altından çıkabilecek hale gelmiştir.
  • 20. yüzyılın başlarında, meyve sineklerinin mutasyonlarını kayıt altına alan Mildred Hoge, hiç gözü olmayan bir sinek buldu. Bu mutant sinek türünün tek örneği değildi ve Hoge, gözsüz (eyeless) adını verdiği bu sineklerden oluşan bir nesil üretebileceğini fark etti. Sonra, farelerde de benzer bir mutasyon keşfedildi. Bazı bireyler ufak gözlere sahipti; diğerlerinin baş ve yüzlerinde gözler de dahil olmak üzere eksik parçalar gelişmişti. İnsanlarda da aniridia olarak adlandırılan benzer bir bozukluk vardır; bu bozukluktan etkilenen insanların, gözlerinin büyük bölümü tam olarak gelişmez. Genetik bilimciler, birbirinden çok farklı olan bu canlıların arasında -sinek, fare ve insan- benzer türden mutantlar bulmaya başladı. 1990'ların başında, laboratuarların bu gözsüz mutantların göz gelişimini nasıl etkilediğini araştırmak için yeni moleküler yöntemler uygulamaya başlaması çığır açan bir keşif yapıldı. Gen haritalarını çıkartarak bu mutasyonlardan sorumlu DNA parçalarının yerlerini belirlemeyi başardılar. DNA dizinleme yöntemleri uygulandığında, sinek, fare ve insan gözlerinin gelişmemesinden sorumlu genlerin benzer DNA yapısı ve dizinine sahip olduğu fark edildi. Bunlar aslında aynı gendi.

İçimizdeki Balık İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Neil Shubin, İçimizdeki Balık' ta ne anlatıyor ne yapıyor? Yaptığı şu; tuvalete gidiyor, oradan lastiğine dolgun turuncu renkli tuvalet terliğini alıyor ve her evrim lafını duyduğunda maymun diyen güruhun ağzına şaaappp şaaappp diye terliği geçiriyor... - Evrim varsa şimdiki maymunlar neden insa... Şaaappp! - Senin deden maymun olabilir, benimkiler anlı şanlı... Şaaappp! - İyide o zaman Hz. Adem' in babası maym... Şaaappp! Evrim Teorisini geliştiren biliminsanları, sudan karaya geçiş olması ve bunu gösteren fosillerin bulunması gerektiğini söylediklerinde; - Aman azizim daha maymunu kavrayamıyorlar, balığın denizden çıkıpta karada yürüyeceğine hayatta inanmazlar, teoriyi riske atmayın, çerçöp etmeyin, kehanette bulunmayın biliminsanısınız siz yahu, gibisinden serzenişler duymuş, evrim karşıtlarının 'huaahhjaaaahhaaaa' tarzı kahkalarını işitmişlerdi. Eee yıllar yıllar sonra -çok şanslıyız ki bizde görebildik- bu kehanet daha doğrusu bilimin bu öngörüsü günyüzüne çıkartıldı. Evet bildiğin sudaki balık başkaldırmış dağa çıkmıştı. Neil Shubin de bunu gün yüzüne çıkarmak yetmez bütün insanlar neyin ne olduğunu anlasın, herkesler öğrensin hiçkimsecikler cahal kalmasın diye hepimizin anlayacağı dilden muhteşem bir kitap kaleme aldı ama tuvalet terliğini de diğer elinden hiç bırakmadı... Çünkü Tiktaalik bulunup, kitap da yazıldıktan yıllar sonra bile hala - Evrim varsa şimdiki maym.... Şaaappp! (Gökhan)

ah bilim sen nelere kadirsin: çok net hatırlıyorum bu kitabı ilk okumak isteğim zaman bulmam baya zor oldu,malum içeriği yüzünden sanırım türkiyede satımı artık yapılmıyor ben de bu kitabı o zaman diliminde keşfetmiş ve almak istemiştim bir şekilde aldım ve gerçekten en aptalına bile en iyi şekilde evrimsel sürecimizi ve geçmişimizi anlatan bir kitap bu kitap gerçekten insanın aklındaki bu konu hakkındaki şüphelerini siliyor lakin yeni soru işaretleri oluşturuyor ama bunlar sizi araştırma ve sorgulamaya iten faydalı soru işaretleri oluyor (MehmetEfeÜnver)

İnsan vücudunun 3.5 milyar yıllık tarihine seyahat: 2010 yılında basılan ardından basımı duran, basıldığı yılın neredeyse 10 katı fiyatına sahaflarda tek tük bulabileceğiniz, benim için çok değerli ve kitaplığımda bulunmasından mutluluk duyduğum bir kitap olur kendisi. Fosil bilimci Neil Shubin tarafından yazılan bu kitap son yıllardaki en büyük fosil keşiflerinden biri olan, sudan karaya geçişin en önemli araformu kabul edilen tiktaalik in keşif sürecinden başlıyor. Canlılar arasındaki ilginç akrabalıkları ortaya koyan, şaşırtıcı bilgiler içeren çok dolu bir kitap. Evrimi öğrenmek ve organlarımızın kökenini anlamaya çalışmak istiyorsanız mutlaka seveceğiniz bir kitap olacak. Bu konuda belli bir bilgi birikimine sahip olmasanız dahi bu kitabı rahatlıkla okuyabileceğinizi düşünüyorum. Böyle bilimsel ve detaylı konuları sıkmadan anlatabilmek benim nazarımda büyük bir başarı. Yazarımız da bunu çok güzel yapmış. Mutlaka göz atın derim. En azından PDF olarak. :( (Şeyma Nur Bulut)

İçimizdeki Balık PDF indirme linki var mı?

Neil Shubin - İçimizdeki Balık kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İçimizdeki Balık PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Neil Shubin Kimdir?

Neil Shubin Kitapları - Eserleri

  • İçimizdeki Balık
  • İçimizdeki Evren

Neil Shubin Alıntıları - Sözleri

  • Tiktaalik, balıklar ile karada yaşayan ilkel hayvanlar arasındaki ara basamaktır. (İçimizdeki Balık)
  • Şınav çekerken ellerimizi yere yaslar, dirseklerimizi büker ve aşağı-yukan hareket edebilmek için göğüs kaslarımızdan yararlanırız. Tiktaalik’in vücudu bunların hepsini yapabliiyordu Dirseği bizimki gibi bükülebiliyor, ayrıca bileği de “avuç içi yere yaslanacak şekilde bükülebiliyordu. (İçimizdeki Balık)
  • Tiktaalik gibi yere uzanır pozisyonda hareket eden yaratıkların aksine, insanoğlunun iki ayağı üzerindeki yürüyüşü, kalça, diz, ayak bileği ve ayakta dik dururken bizi ileri doğru hareket ettiren ayak kemikleri sayesinde gerçekleşir. Önemli tek büyük fark, kalçamızın duruşudur. Bacaklarımız timsah, amfibyum ya da balıklar gibi gövdemizin yanlarından çıkmaz; gövdemizin altından çıkar. Vücudun duruşundaki bu değişiklik, kalça eklemi, pelvis ve uyluk kısmındaki değişikliklerle ortaya çıkmıştır: pelvisimiz leğen şeklini almış, kalça oyuğumuz derinleşmiş, uyluğumuz kendine özgü bir boyun oluşturmuş, bu özelliği sayesinde gövdemizin yanından değil, altından çıkabilecek hale gelmiştir. (İçimizdeki Balık)
  • 20. yüzyılın başlarında, meyve sineklerinin mutasyonlarını kayıt altına alan Mildred Hoge, hiç gözü olmayan bir sinek buldu. Bu mutant sinek türünün tek örneği değildi ve Hoge, gözsüz (eyeless) adını verdiği bu sineklerden oluşan bir nesil üretebileceğini fark etti. Sonra, farelerde de benzer bir mutasyon keşfedildi. Bazı bireyler ufak gözlere sahipti; diğerlerinin baş ve yüzlerinde gözler de dahil olmak üzere eksik parçalar gelişmişti. İnsanlarda da aniridia olarak adlandırılan benzer bir bozukluk vardır; bu bozukluktan etkilenen insanların, gözlerinin büyük bölümü tam olarak gelişmez. Genetik bilimciler, birbirinden çok farklı olan bu canlıların arasında -sinek, fare ve insan- benzer türden mutantlar bulmaya başladı. 1990'ların başında, laboratuarların bu gözsüz mutantların göz gelişimini nasıl etkilediğini araştırmak için yeni moleküler yöntemler uygulamaya başlaması çığır açan bir keşif yapıldı. Gen haritalarını çıkartarak bu mutasyonlardan sorumlu DNA parçalarının yerlerini belirlemeyi başardılar. DNA dizinleme yöntemleri uygulandığında, sinek, fare ve insan gözlerinin gelişmemesinden sorumlu genlerin benzer DNA yapısı ve dizinine sahip olduğu fark edildi. Bunlar aslında aynı gendi. (İçimizdeki Balık)
  • "Yaşadığımız sorunların büyük çoğunluğu, aktif bir hayvan için tasarlanmış bir vücuda sahip olmamıza rağmen patates gibi hareketsiz bir yaşam biçimini benimsememizden kaynaklanır." (İçimizdeki Balık)
  • Tiktaalikten insanlığa uzanan yol çok uzundur. Önemli ve hayret uyandıran gerçek şu ki insanların yürürken, bir şey fırlatırken ya da bir şey tutarken kullandığı belli başlı kemikler ilk kez, on ila yüz milyonlarca yıl önce, hayvanlarda ortaya çıkmıştır. (İçimizdeki Balık)
  • Parmakların üzerindeki bez sargüan kaldırdığımda (eklemleri, parmak uçlarını ve tırnakları ilk kez gördüğümde) sanki haftalardır saklı kalan duygularım da açığa çıkmıştı. Bu ne bir oyuncak bebek, ne de bir mankendi; bazen iş görmek, bazen sevgi göstermek için bu eli kullanan, bir zamanlar yaşamış olan bir insandı. Bu mekanik alıştırma yani diseksiyon, böylece birdenbire derin ve duygusal bir kişisel deneyime dönüşmüştü. O ana kadar, kadavrayla aramdaki yakınlığın farkında değildim. (İçimizdeki Balık)
  • Birbirinden farklı organların yapıldığı biyolojik süreçler, aynı temanın versiyonlandır. Birbirinden farklı organların ve gövdelerin birbiriyle olan bu köklü benzerliklerini fark ettiğinizde, yeryüzündeki farklı canlıların, aslında aynı temanın versiyonları olduğunu da fark etmeye başlarsınız. (İçimizdeki Balık)