İçeride Kalanlar - Aslı Akarsakarya Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

İçeride Kalanlar kimin eseri? İçeride Kalanlar kitabının yazarı kimdir? İçeride Kalanlar konusu ve anafikri nedir? İçeride Kalanlar kitabı ne anlatıyor? İçeride Kalanlar PDF indirme linki var mı? İçeride Kalanlar kitabının yazarı Aslı Akarsakarya kimdir? İşte İçeride Kalanlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Aslı Akarsakarya

Yayın Evi: Okuyanus Yayınları

İSBN: 9786059318051

Sayfa Sayısı: 192

İçeride Kalanlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Bizim yaşamımız nasıldır izah edeyim. Benim ve diğer görünmezlerin yani… Bir kız severseniz, değil onun sizi sevmesi, farkınıza varması bile güçtür. Çember bazen kırılabilir, görünmez kızları siz görebilseniz çember kırılır. Ama göremezsiniz. Anlatabildim mi durumun çaresizliğini, yalnızlığa mahkumluğunu?”

Bir gün bir apartman, baştan aşağı bembeyaz bir karanlığa gömülür. Şehre daha önce emsali görülmedik biçimde kar yağmıştır. Dışarıyla irtibat kesilir, ama çok önemi yoktur bunun. En tehlikeli saat gelmiştir çünkü: İçeriyle irtibat…

Daha önce birbirini tanımaya tenezzül etmemiş apartman sakinleri, tuzağa yakalanmış hayvanlar gibi usul usul birbirlerine yaklaşırlar. İlkin dilleri açılır, sonra gözleri. Çok farklı ve özel sandıkları hayatları iç içe girdikçe, sanki bütün iç sesler tek bir zihinden çıkıyormuş gibi birbirine karışmaya başlar.

“İnsanın canını en çok ne yakar, bugün buldum Ayten teyze. Birdenbire buldum – valizimi toplarken. İsmini bilmiyorum. Hem Ayşe’ymiş, Alev’miş ne önemi var? Güzel midir diye de merak etmiyorum, güzeldir. Hayır, canımı en çok yakan şey bunlar değil; insanın kendine acıması imiş. Ve acımak, çıktığı bağra geri dönünce, tiksinmekten ayrılmazmış.”

Küçük dolaplarda saklanan sırlar, zaaflar, herkesin yıllarca içinde biriktirdiği bütün çamur yavaş yavaş ortalığa dökülmeye başlamıştır artık. Çünkü içeride kalanlar birer birer dökülür, çözülür ve saydamlaşır. Ve günün sonunda herkes, istese de istemese de, şu soruyla yüz yüze kalır:

“İnsan, ceketinin astarına girmiş bir yavru sincabı fark etmeden yaşayabilir mi?”

İçeride Kalanlar Alıntıları - Sözleri

  • Hüzünlü şarkıları , senelerin yıpranmışlığından sebeplenen hırıltı kadar iyi taşıyan bir şey daha var mı ?
  • Ya gizlediğin yerde kalmasaydı da açığa çıkmak için çırpınsaydı sırlar ?
  • Yaşama ait her şeyin ritmi var. Yemek yemenin , göz kırpmanın , özlemenin..
  • Belki de mezar yeri şimdi bedenim , kanla ıslanmış ve uğultulu. Çocuk da benim , anne de. Ölen de benim , öldüren de.
  • Sükun bir yokluk değildir. Daha çok kaliteli bir çift kulak tıkacına benzer. Hafif,hissedilmes olacak ama aynı zamanda kıvamlı ve kalın da.
  • Ölümden başka hiçbir vaat gerçekçi değil.
  • Hayat sanatı sınırlar.
  • Kapılar , doğaları gereği iletkenler. Birini ardından kapattığında , önünde açılmayı bekleyen bir başkasını buluyorsun.
  • Ketumdur pişmanlık , çığırtkan bir halde yaşanmaz.
  • Onun gibi görmüş geçirmiş biri nasıl tarafsız baksın ? Onca anı arasında tarafsızlıktan söz etmek komik olmaz mı ?

İçeride Kalanlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

* Ağlarken konuşmak insanı daha beter üzüyor. Belki de bu yüzden duanın sesli olanı makbul , hisset diye. * Kitabı okumadan , okuyan kişilerin incelemelerine göz atmıştım ve genel olarak sonu muallak , belirsiz kaldı diyenler vardı. Şimdi baştan alıp okumuş olarak kendi fikrimi belirteyim. Öncelikle kitabın konusu çok orijinal , oldukça farklı. Ben keyif , heyecan ve merakla okudum. Yazarın dili , anlatımı da gayet açık ve sade. O kadar çok altını çizdiğim cümle oldu ki.. Az ve öz anlatımın çok güzel bir örneği olabilir kitap. İçerik olarak da anlatım ve dil olarak da fazlasıyla özgündü bence. * Çünkü her tünelin sonunda ışık vardır. Ya yolculuk tünelin içinde bitiverirse ? Fark etmez. Anlatacak kimse sağ kalamayacağından , her tünelin ucunda ışık parlamaya devam eder. * Bir gece fena halde kar yağıyor ve tüm şehir karlar altında kalıyor. Tabi evler , apartmanlar da.. Bütün kitap , karlar altında kalan bir apartmanın sakinlerini konu alıyor. Yer yer evli çiftlerin evlerine misafir olup onların sorunlarına kulak kabartıyoruz , yer yer sıcak bir aileye misafir olup genç kızlarının derdini dinliyoruz , yer yer bir öğrenci evine misafir olup bir kişinin çaresiz derdi sonucu ruhsal bunalımına şahit oluyoruz. Kitap 3 bölümden oluşuyor. Dün. Bugün. Yarın. Dün geçti , yarınınsa garantisi yok. O yüzden kitabın içeriği bugüne ait. Aldatan eş , aldatılan eş , evli adamla beraber olan genç kız , kaplumbağasıyla takılan doktor , apartman yöneticisi , bir kız kardeş , anne , baba , yaşlı ama saygın bir teyze , öğrenciler , genetik ve çaresiz hastalığı olan genç öğrenci.. Çok geniş bir kitle ve bir apartman.. Kitabın sonuna gelecek olursak , sanırım bir Erzurumlu olduğum için kitabın sonunu yadırgamadım. Karlar nasıl eridi , insanlar nasıl dışarı çıktı diye düşünmedim. Çünkü kar bu , bir gecede nasıl yağdıysa bir gecede öyle de eriyebilir. Ben buna defalarca şahit oldum. O yüzden sonu da oldukça tatmin ediciydi. Keyifle ve beğenerek okudum. * İnsan , annesi ölene kadar yaşlanmıyor. Zamana karşı koruyorlar bizi. Anne ölünce de , birden otuz yılsa otuz , kırk yılsa kırk.. O kadar yıl birden geçiyor. * (Zeynep GÜVEN)

Sayfa 127; Başarı, ancak başkasının gözünden yansıdığında inandırıcı oluyor. Sayfa 132; "Ademoğlunun ezelden beri peşinde koştuğu sarhoşluk, unutmayı severiz işte. Unutmak haramdır ama, hatırlayarak da gülemez ki insan. Gülsün, kahkahasıyla şenlensin vakit varken. Cehennem, unutanlar için bir güzel kuytu." --- Bir kitap düşünün, girişiyle gelişmesiyle insan hayatının çoğu düşünce tıkanıklığı yaşadığı yere güzel bir parmak bassın. Şehrin kar altında kalmasıyla beraber, giriş kapısının tümden bembeyaz bir karanlıkla kaplandığı bir güne uyanan apartman sakinlerinin içsel kavgalarını okuyoruz. Üstelik elimizde 3-4 kişinin haklı sorunları var. Gel gelelim hikâye tırmanıp tırmanıp nasıl hakettiği sona ulaşamıyor da tepede kalıyor sonuç? Hayret ediyoruz... :/ Kitabı size en güzel böyle anlatabilirdim. Hikâyenin sonunda kimlere ne oldu az buçuk anlıyor ama nasıl olduğunu anlamıyorsunuz. E tam hikayeyi sevmişken de bunu yaşamak hoş değil tahmin edersiniz ki... Değindiği noktalar güzeldi, ama sonu böyle birden bitirilmeyi haketmiyordu. Yani sanki yazarımıza kısıtlı sayfa ayrılmış gibi hissettim, "Tamam, dur sen daha anlatamazsın. Son 4 sayfa kaldı, boşver karakterleri, bir son yaz da basıma yetiştirelim!" denmiş gibi. Anlatım güzel, konu ilginç, değinilen noktalar ve söylenen cümleler süper; ama sonumuz yok gibi bir şey. Bu yüzden puanım 6. Yazarın kalemine sağlık... (Didem Köse)

Çıkış noktası çok heyecan vericiydi ama üzülerek söylemeliyim ki umduğumu bulamadım. O kar nasıl eridi, nasıl çıktılar dışarı, diğer insanlar ne haldeydi tam bir muamma. Sonra apartmanda yaşayanların hayatları da yarıda kesilmiş, muhtemel sonları okuyucunun hayal gücüne bırakılmış gibiydi. Anlatımda hayat hakkında aforizmalı bazı cümleler var ki çok içten ve yüzde yüz nokta atışı bunu da söylemeden geçemeyeceğim. (Seçil)

İçeride Kalanlar PDF indirme linki var mı?

Aslı Akarsakarya - İçeride Kalanlar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İçeride Kalanlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Aslı Akarsakarya Kimdir?

Aslı Akarsakarya Kitapları - Eserleri

  • İçeride Kalanlar
  • Buraya Kısıldık Sanırım

Aslı Akarsakarya Alıntıları - Sözleri

  • "Sevmemek en kolay ve meşru kaçış yolu idi, ben de sevmedim. Açıklamaya gerek yoktu. Açıklamak, anlaşmaya çalışmaktı çünkü ve izah ancak benzerler arasında anlamlıydı. Söylediklerimi mantıklı bulmaları gerekecekti, bulmazlarsa sevmeme hakkım da sorgulanabilirdi." (Buraya Kısıldık Sanırım)
  • Kötülük diyordu hakim, çoğu zaman niyetten doğmaz. Bilakis, dedi, kötülüğün çoğu iradesizlikten doğar. (Buraya Kısıldık Sanırım)
  • Belki de mezar yeri şimdi bedenim , kanla ıslanmış ve uğultulu. Çocuk da benim , anne de. Ölen de benim , öldüren de. (İçeride Kalanlar)
  • Yaşama ait her şeyin ritmi var. Yemek yemenin , göz kırpmanın , özlemenin.. (İçeride Kalanlar)
  • Kapılar , doğaları gereği iletkenler. Birini ardından kapattığında , önünde açılmayı bekleyen bir başkasını buluyorsun. (İçeride Kalanlar)
  • Onun gibi görmüş geçirmiş biri nasıl tarafsız baksın ? Onca anı arasında tarafsızlıktan söz etmek komik olmaz mı ? (İçeride Kalanlar)
  • "Ama sonunda hemen her dudakta varlık bulan o kelimenin, yani kısmetin, yani olması umulanla olan arasındaki farkın bu gri süvetere ne çok benzediğini gördü." Kısmet ve gri renk, ne siyah ne beyaz, olması umulan ve olan, arada bir durum. Kelimenin anlamına ne kadar da uyuyor. (Buraya Kısıldık Sanırım)
  • Hüzünlü şarkıları , senelerin yıpranmışlığından sebeplenen hırıltı kadar iyi taşıyan bir şey daha var mı ? (İçeride Kalanlar)
  • Benim için aşk yani Züzü, safi bir bakıştır. Tükenmek bilmeyen, büyük bir özelliği olmayan, ahım şahım bir şey düşündürtmeyen dev bir bakma arzusudur. (Buraya Kısıldık Sanırım)
  • Ketumdur pişmanlık , çığırtkan bir halde yaşanmaz. (İçeride Kalanlar)
  • Ya gizlediğin yerde kalmasaydı da açığa çıkmak için çırpınsaydı sırlar ? (İçeride Kalanlar)
  • Hayat sanatı sınırlar. (İçeride Kalanlar)
  • Sükun bir yokluk değildir. Daha çok kaliteli bir çift kulak tıkacına benzer. Hafif,hissedilmes olacak ama aynı zamanda kıvamlı ve kalın da. (İçeride Kalanlar)
  • Ölümden başka hiçbir vaat gerçekçi değil. (İçeride Kalanlar)
  • Sevmemek en kolay ve meşru kaçış yolu idi, ben de sevmedim. Açıklamaya gerek yoktu. Açıklamak, anlaşmaya çalışmaktı çünkü ve izah ancak benzerler arasında anlamlıydı. Söylediklerimi mantıklı bulmaları gerekecekti, bulmazlarsa sevmeme hakkım da sorgulanabilirdi. (Buraya Kısıldık Sanırım)