İçerdekiler - Victor Serge Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İçerdekiler kimin eseri? İçerdekiler kitabının yazarı kimdir? İçerdekiler konusu ve anafikri nedir? İçerdekiler kitabı ne anlatıyor? İçerdekiler PDF indirme linki var mı? İçerdekiler kitabının yazarı Victor Serge kimdir? İşte İçerdekiler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Victor Serge
Çevirmen: Gülen Aktaş
Orijinal Adı: Men in Prison
Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları
İSBN: 9789755399706
Sayfa Sayısı: 272
İçerdekiler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Devrimci bir asiydi Victor Serge. Elli yedi yıllık hayatının on yıldan fazlasını hapishanelerde geçirdi. İçerdekiler romanında, Rusya'ya sürülmeden önce, 1912'den 1917'ye kadar Fransız hapishanelerinde anarşist politik bir mahkûm olarak yattığı beş yılı anlatıyor. İçerdekiler abartısız ama canlı ve gerçekçi anlatımıyla rahatsız edici bir roman. Belki içinde yaşadığımız fakat farkında olmadığımız hapishanelerde, cezaevi yönetimi, gardiyanlar ve aşağılık suç(lu)larla birlikte hapishaneye dair, abartıdan uzak, buz gibi bir gerçekliğe götürüyor okuyucuyu Victor Serge... Yaşanan her şey gerçek, biliyoruz, deneyimlediğimizden ya da yazar bize böyle söylediği için değil bu bilme hali. Biliyoruz ki bu kitap yalnızca içerde olanlarla değil, -hatta belki daha fazla- "dışarda"kilerle de ilgili. Tüm suçları, acımasızlıkları ve körlükleriyle, topluma; seven ve unutan, inkar eden, aç bırakan, yüz çeviren, karanlık hücrelerde bir insan sesine, nefesine hasret bırakan bu karanlık sistemin her bir parçasına dair, edebi değerinin yanında oldukça da politik bir farkına varış... Sadece sistemin insanlardan daha kötü olabileceğini bilen, hayatla, yasaklarla yoksunlaşan ruh ve bedenlerden yükselen bir ses duyacaksınız: Yürüyün mahkûmlar, yürüyün! Bir, iki, bir, iki. Bu yürüyüşün sonu yok. Zamanın sonu yok. İşlenecek suçun sonu yok. Sefaletin sonu yok. Domuzların yönetiminin sonu yok.
İçerdekiler Alıntıları - Sözleri
- ...modern hapisaneden kaçmak imkansız . . . Modern hapisaneler daha mükemmelleştirilemezler. Çünkü zaten mükemmeldirler. Geriye, onları yıkmaktan başka hiç bir şey kalmıyor.
- Eğer her gün yemek getiren gardiyana yeteri derecede bahşiş verirseniz yemek tabağınızda az çok lahana parçaları görebilirsiniz. Parasız olanlar ise ı:arı bir sudan başka bir şey alamazlar.
- Dış duvarda sadece bir tek kapı vardır. Gardiyanların odaları, kayıt işleri ve idari bürolar, bu kapının etrafında toplanmışlardır. Duvarın iç tarafında, yıldız şeklinde yerleştirilmiş olan hücreler hafifçe ortada yükselirler. Her blokun içinde, hücrelerin önündeki dar geçitler, geniş bir taş koridorun üstünde yükselirler. Duvarın her uzantısı, dörtköşe hücrelerle an kovanı gibi örülmüştür. Koridorun herhangi bir yerinden, yıldızın hacaklarından birine yerleştirilmiş olan bütün hücreler görülebilir. Yıldızın ortasında duran bir adam, bütün hapi.Eaneyi, hatta en uzak noktasını bile, kolaylıkla kontrol edebilir. Çok az sayıda adam kullanarak tam bir gözetim sağlanmıştır. Çizgiler basit, plan hatasızdır. Camh çatıdan sızan ışık, alt katıara indikçe gittikçe grileşir. Bu da büyük tasarrufla ışıklandırınayı sağlar.
- ... Onun için herşey bitti. Zaten yeterince yaşamıştı, değil mi?... Onun sırası gelmişti, bizimki değil. Yaşlıların ölmesi gerek!
- Hapse girmiş bir adam, diğerlerinden dış görünüşünde bile farklı olur. Hapisane, ilk saatten itibaren damgalar onu, girişteki ilk aramayla birlikte farklılık da başlamıştır artık. Kravat, yaka, kemer, pantolon askılar, ayakkabı bağlan, çakı, umutsuz bir adamı kanunun gücünden kurtarabilecek herşey; kağıtlar, defter, mektuplar, fotoğraflar, insanın özel yaşantısında kullandığı ve kişiliğini oluşturan herşey elinden alınmıştır. Kişi, bedeninin bir parçası koparılmış gibi çıplak hisseder kendini.
- llk bakışta hücre, boş, sessiz, mezar gibidir. Ama ilk beş dakikadan sonra duvarıann yada yerin her santimetrekaresinin anlatacak acı bir hikayesi olduğunu görürsünüz. Binlerce susturulmuş ses;
- Bu modern şehrin (hapisanelerin) meydanı yoktur. İçindeki insanlar için hiç bir eğlence yeri yapılmamıştır. Yapılanyla ev toplantı yerleriyle bütün insanların rahatını ve düşünce gelişimini sağlayamaz. Aynı iş mantığının mekanik ürünleri olarak Amerika'da yükselen gökdelenler ; evleri, bankaları, sinemaları, hastaneleri, okullan ve kiliseleri aynı belirsiz ve ayrıntısız görünüş altında bir araya getirirler. Mimarlar, geçmişin mirası üzerine kurbanlan için bu bilimsel suç, kötülük ve eşitsizlik yuvalanndan başka, hemen hemen hiçbir şey eklememişlerdir.
- Bir parça güneş ışığının insanlar üzerinde yarattığı o tarifsiz heyecana birkaç kez tanık oldum ...
- Delilikle savaşabilmeyi başarabilmiş olanların iç yaşantıları, yeni bir yaşantı kavramı bulmalarina, kendilerinin bilinçlerine varmalarına, onun değerini ve gücünü bilmelerine yardım eder. Hapisaneye karşı kazanılmış zafer, büyük bir zaferdir
- Modem bir şehirde bir tek mükemmel ve eri- şilmez bir yapı biliyorum: Hapisane. Mükemmeliyeti, dizaynının fonksiyonuna tıpa- tıp uymasında. Güçlü Kapitalist toplum, gerçek gücü oldukça sınırlı olan eski monarşilerden ne kadar farklıysa, bir modern hapishane de eski bir mazgal şatodan -ki duvarlarındaki en küçük bir delik, onu çevreleyen köye yada kasabaya karşı savunmasını altüst ederdi- o kadar farklıdır.
İçerdekiler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
#okudumbitti #victorserge #içerdekiler 1929 yılında kaleme alınan bu kitabı okurken dönemin tasvirleriyle 6731 numaralı mahkumun anlatası eşliğinde karanlık işler, sadist, sosyopat, psikopat, dolandırıcı, cinayet ve daha pek çok suçtan hüküm giymiş insanlarla birlikte olağanüstü gerçekçi bir hapis hayatını deneyimliyorsunuz. Gerçi bu ifade biraz oksimoron oldu ama neyse️ Yazarın kendisinin de uzun bir süre deneyimlediği bu hapis hayatını okurken kimi zaman otobiyografik üslubunu da hissedebiliyorsunuz. Hem kitabın 253. syf'da, hem de kitap arka kapakta şu alıntı paylaşmaya değer bence; "Hapishanenin de sonu gelecek birgün. Ama insanlar kalacak ve insanlar ilerlemeye devam edecekler . . . Eski düzen çatıarnaya başladı. Belki de tek bir darbe istiyor. Bunun için yaşamaya değe.r ; hatta ölmeye bile . . . Herkes için yeterli ekmek olunca kimse hırsızlık yapmayacak. Kadınlar artık kendilerini satmadıklan zaman, akıl üstün geldiği zaman suçlar ve cinayetler azalacak Hapishaneler yok olacaklar o zaman. İnsanlar, geride kalan taşiara bakacaklar, bizim neler gördüğümüz, neler çektiğimizi düşünemeyecekler bile . . . Biz nasıl onların güzelliğin i, büyüklüğünü bugün anlayamıyorsak, onlar da bizim sefaletimizi anlayamayacaklar. Yaşantı büyüyecek, özgürleşecek. Birgün ... #akilfikirgezegeni (Akıl Fikir Gezegeni)
Sonu gelmez yoklamalar ve hep ayni cevap; burdayım.Mahkum sessizliği hayal eder.Hücre bir saatten sonra ölüm sessizliğine bürünür ama mahkum hep sessizliği hayal eder.Özgür olmayan insan sessizliği duyamaz.Siyasi bir mahkumun zaferi sessiz kalmasıdır.Uzun sorgular boyunca sessiz kalabildiyse hücresine götürüldüğü anda uyumaya başlar, zaferden sonra dinlenmeli. Gardiyanların bakışları altında yalnızlıklarından bir an bile kurtulamazlar. Normal insanlarda görülmeyen bazı rahatsızlıklar mahkumlarda görülür. Kedi hastalığı : Özgürce dolaşan ve mahkumlardan daha güzel şeyler yiyen kediye kin olarak kendini gösterir,tedavisi yok. Renk hastaligi: Mahkumun gördüğü renkler sınırlıdır,beyaz,gri,kahverengi ve tabiki siyah.Yeşil,mavi hele hele sarı ve kırmızı renkleri görmek büyük coşkulara neden olur,hayaller kurulyr,halisinasyonlar görülür,yeşil,çayırları akla getirir,çayırlar tasasızca uzanmayı,uzanmak maviyi akla getirir,mavi gökyüzünü,gökyüzü güneşin doğuşundaki sarıyı ve batışındaki kırmızıyı getirir akla ve yüksek sesle bu düzenin anasına avradına küfür etmekle hastalık doruk noktasına ulaşılır. Tedavisi geçicidir,on günlük hücre cezası. Ceza üstune ceza çekilir, kurallara hapisteyken de uymazsan korkunç hücreler ne güne duruyor.Cezanın her türlüsü çekilir. Bu bir delilik,bir insan hücrede delirmemişse bu insandan faydalanmak gerekir,sağlam bir karakter,akıl ve müthiş bir sabır ister. Bana sorulsa milletvekillerini hücreden sapa sağlam çıkmış suçlulardan seçerdim. Burada durun ve şükredin,benim seçmeme izin verilmiyor diye. Devam ediyoruz. Hapiste de mahkumlar zorla çalıştırılır, çalışmaya başlayan mahkum ilk maaşını almaz,hapiste öldüğü takdirde masrafların karşılanması için kenara atılır.Mahkum ilk vergisini tabutu için ayırır yani. En kötüsü ama belkide en kötüsü,yani demek istediğim kötünün en kötüsü,her neyse en kötüsü işte,geride bırakılanlara yazılan mektuplarda kendini gösterir.Mektuplarda fikir olmamalıdır çünkü,örneğin ilkokula giden çocuğunuza öğüt veremezsiniz,sadece kişisel meseleleri yazabilirsiniz,fikir yasaktır,abime ulaşın bu ayki kirayı ödesin,ziyaretime gelirken şu kadar para getirin vb,gibi şeyler ,hal hatır sormalar serbest diğer her şey yasak.Fikrini söyleyememek -ki fikirler genelde sadece en yakınlarına söylenir - bunları söyleyememek zordur işte. Ve en zor alışılan aslında alışılamayan tek kural işte budur.Yıllarca yıkanmayan tabaklardan iğrenç yemekler yemeye alışır insan, bahçede tükürük içindeki yollarda hızlı hızlı gidip gelmelere alışır,hücredeki karanlığa,konuşma yasaklarına,her şeye ama her şeye alışır fakat fikirlerini en yakınlarına iletememeye alışamaz. O yüzden en iyisi düşünmemektir. Hayır,hapiste düşünmezsen çıkar yol bulamazsın ve cezan bitmeden ölüp gidersin. Fikirsizlik insanı her yerde öldürür,hapiste sahiden öldürür,dışarıda, sözde özgürken, her gün yavaş yavaş öldürür. Fikirsiz insan öldüğünü bile anlayamaz,hep yaşayacak sanır.Yine duralım ve bir mahkum gibi yere tükürelim ,şu düzenin içine tükürelim.Bu duraklamayı bir saygı duruşu olarak kabul eden tüm düşünen mahkumları selamlıyorum.Devam edebiliriz. Aslında hiç de devam edebiliriz değil,devam filan etmiyorum bu kadar. (Fırat Özbey)
Etkisinden kurtulunmayan, Victor Serge'in bu İçerdekiler kitabına inceleme eklemek doğrultusunda, buraya, kitabın başındaki giriş ve önsöz başlıklı metinlerinden alıntılar yazıyorum: -Serge de çok iyi yazabiliyordu! Nüanslar, tesadüfler ve çeşitli bireylerin oluşturulmasında ''sosyal gerçekcilik'' yoktu. Burada karşılaştığımız mahkûmlar ne kötü canavarlar olarak şeytanlaştırılıyor ne de soylu ezilmişler olarak romantikleştiriliyor. -İçerdekiler aynı zamanda mahkumların kısıtlamalara ve kurallara karşı koymak için buldukları yaratıcı küçük çözümleri anlatan birkaç harika öykü de sunuyor. -Giyotin ne kadar korkunç olursa olsun içerdeki birçoklarının müebbet hapis cezasını ''ölümden daha kötü'' bulduklarını yazıyor Serge. -İçerdekiler, insanların insancıllıklarını unutturmak üzere tasarlanmış ''hapishanenin nasıl hayatları yavaş yavaş öğüten bir makine'' olduğunu gösterir. -...yazar bizi başka bir zaman ve yere,. PARMAKLIKLARIN ARKASINDAKİ KÜLTÜRE VE GERÇEKLERE götürüyor ama bunu , bugün için de hâlâ ne denli geçerli olduğunu gösterecek bir biçimde yapıyor. -1930'da tamamlanan bu kitap Serge'in Fransız cezaevindeki tecrübesine dayanmaktadır. -Eleştirmenler Serge'in klasik hapishane romanını Dostoyevski'nin Ölü Evinden Hatıralar, Koestler'in Ölüm Hücresi, Genet'in Gülün Mucizesi ve Solzhenitsyn'in Ivan Denisoviç'in Bir Günü adlı kitaplarıyla karşılaştırmışlardır. -[Bu kitap] insanın en barbarca deneyimini anlatan derin ve zarif bir bilinç akışı. One Day In The Life Of Ivan Denisovich'de bile hapishanenin insan ruhu ve vücuduna yaptıkları ile ilgili böylesine insanın içine işleyen ve rahatsız eden bir anlatım yok (John Riley, Los Angeles Times, 14 Aralık 1968). -Yazarı tarafından çok uygun bir biçimde roman olarak tanımlanan ve hakikatin sanat olarak işlendiği bu kitap hem bir belge hem de güçlü bir edebi eser olarak kuvvetle önerilir. (Robert Garioch, Listener, 24 Ağustos 1970). (Black Garden)
İçerdekiler PDF indirme linki var mı?
Victor Serge - İçerdekiler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İçerdekiler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Victor Serge Kimdir?
Yazar, şair, çevirmen, gazeteci ve isyancıydı Victor Serge, 1890 yılında Belçika’nın Brüksel kentinde doğdu. Asıl adı Victor Kabalçiç’tir. Anne ve babası, Narodnik hareketin önderlerindendi ve Çar. II. Aleksandr suikasti sonrası Rusya’yı terk etmek zorunda kalmışlardı. Serge devlet okullarına gitmedi ama babası sayesinde iyi bir eğitim gördü, Küçük yaşta Herzen, Chernyshevsky ve Belinsky’nin yazılarını okudu. Bir süre Brüksel’in güneyinde Stockel’de liberter bir kolonide yaşadı. 1906 yılında Brüksel Devrimci Çetesi diye adlandırılan anarşist bir guruba yakınlaştı. Bu yıllarda Peter Lavrov, Élisée Reclusand, Peter Kropotkin gibi isimlerin siyasi yazılarını okuyordu ve topluma karşı bireysel başkaldırı hakkını benimsemişti. 1909 yılında Rirette Maitrejean ile tanıştı ve bu “gothic görünümlü” ateşli militan kıza aşık oldu. İki sevgili Paris’te birlikte yaşamaya başladılar. Geçimlerini temin etmek için bir baskıhanede günde on saatten fazla çalışıyordu Serge. Albert Libertad’in bir sokak çatışmasında ölmesinden sonra haftalık L’Anarchie dergisine destek verdi. Burjuvaziye duyduğu nefreti banka soyarak dile getiren “Bonnot çetesi” ile dergi arasındaki yakınlık, Serge’nin beş yıllık hapis cezasına çarptırılmasına yol açtı. 1912-17 yılları arasını hapiste geçirdi. Hapisteyken Bolşevik devrimini heyecanla izliyordu. Salıverilmesinin ardından Rusya’ya gitti. 1919’da, devrimden iki yıl sonra. Bolşeviklere katıldı. Karşı devrimci beyaz orduya karşı Petrograd savunmasında yer aldı. Gazeteci, editör ve çevirmen olarak Komintern’in ilk üç kongresinde görev üstlendi.
Victor Serge ile Bolşevik Parti içindeki görüş ayrılıkları başladığında, 1923 yılında -Leon Trotsky, Karl Radek, Adolf Joffe ve Alexandra Kollontai gibi isimlerle birlikte- Sol Muhalefetie katıldı. 1928 yılında partiden ihraç edildi. İlk kitabı Year One of the Russian Revolution” 1930 yılında tamamladı. Ardından Men in Prison(1930), Birth of our Power (1931) ve Conquered City (1932) yayımlandı. Ayrıca gazete ve dergilerde siyasi yazılar da yazıyordu. Bu Stalin yönetimini rahatsız etmişti. 1933’te yeniden tutuklandı, ailesiyle birlikte Ural bölgesindeki Orenburg kasabasına sürüldü. Uluslararası bir kampanya sonunda, Moskova Duruşmaları arifesinde -Nisan 1936 yılında- Rusya’dan tüm yazdıklarına el konulurak sınır dışı edildi.
Resistance (1938) adlı şiir kitabı, Midnight in the Century(1939) romanı, From Lenin to Stalin (1937) ve Russia Twenty Years After (1937) adlı siyasi incelemelerini Fransa’da tamamladı. Ancak savaş nedeniyle Paris’te de çok uzun süre barınamayacaktı. 1940 yılında, Nazi’lerin Paris’i işgalinden hemen önce Meksika’ya sığındı. Yalnızsız ve parasızdı Victor Serge. Fransa ve Rusya hapishanelerinde geçirdiği yıllar sağlığına zarar vermişti. Buna rağmen 1947’de, Mexico City’de bir kalp krizi nedeniyle ölene dek yazmayı sürdürdü. Memoirs of a Revolutionary adlı anı kitabı ile The Long Dusk ve The Case of Comrade Tulayev adlı romanları ve geride bıraktığı el yazmaları ölümünden sonra yayımlanabildiler.
Victor Serge Kitapları - Eserleri
- İçerdekiler
- Gücümüzün Doğuşu
- Kirov'un Öldürülmesi
- Troçki’nin Hayatı ve Ölümü
- Bir Devrimin Kaderi SSCB 1917 - 1937
- Militana Notlar
- Bir Devrimcinin Hatıraları (1905 - 1945)
Victor Serge Alıntıları - Sözleri
- Hapse girmiş bir adam, diğerlerinden dış görünüşünde bile farklı olur. Hapisane, ilk saatten itibaren damgalar onu, girişteki ilk aramayla birlikte farklılık da başlamıştır artık. Kravat, yaka, kemer, pantolon askılar, ayakkabı bağlan, çakı, umutsuz bir adamı kanunun gücünden kurtarabilecek herşey; kağıtlar, defter, mektuplar, fotoğraflar, insanın özel yaşantısında kullandığı ve kişiliğini oluşturan herşey elinden alınmıştır. Kişi, bedeninin bir parçası koparılmış gibi çıplak hisseder kendini. (İçerdekiler)
- Modem bir şehirde bir tek mükemmel ve eri- şilmez bir yapı biliyorum: Hapisane. Mükemmeliyeti, dizaynının fonksiyonuna tıpa- tıp uymasında. Güçlü Kapitalist toplum, gerçek gücü oldukça sınırlı olan eski monarşilerden ne kadar farklıysa, bir modern hapishane de eski bir mazgal şatodan -ki duvarlarındaki en küçük bir delik, onu çevreleyen köye yada kasabaya karşı savunmasını altüst ederdi- o kadar farklıdır. (İçerdekiler)
- Yaşamın tüm geceleri aynıydı, aynı derecede boştu. (Kirov'un Öldürülmesi)
- ...ne proletar ne de devrimciydi, yalnızca çıkarcıydılar... (Kirov'un Öldürülmesi)
- "Toprağın altında bir yerde her birinin unutulmuş bir benzeri var." (Gücümüzün Doğuşu)
- Modern kapitalizm bolluğa yönelirken. izbelerde yaşayan, sabahın köründen akşamın karanlığına dek çalışmaktan imanı gevreyen, özgürlüklerin hiç birinden nasibi olmayan, sekiz yaşındaki çocukların körpe vücutları,fabrikaların paralayıcı ağzına atılan bir emekçi kuşağın cesetleri üzerinden geçmiştir... Tüm çağdaş uygarlık, kurban edilen bu kuşakların kemikleri,etleri,kanları ve alın terleri üzerinde inşa edilmiştir. (Militana Notlar)
- ....Nicolas Ivanovich'in(Buharin) söylediği gibi karanlık bir uçurumun kenarında durmuyoruz, çünkü o bir sinir bunalımı geçiriyordu - bizler yeni bir fırtınanın eşiğinde yaşıyoruz ve bilinçlerimizi karartan da işte bu fırtına. Pusulanın iğnesi, manyetik fırtına yaklaştıkça çılgınca titriyor..." (Kirov'un Öldürülmesi)
- Delilikle savaşabilmeyi başarabilmiş olanların iç yaşantıları, yeni bir yaşantı kavramı bulmalarina, kendilerinin bilinçlerine varmalarına, onun değerini ve gücünü bilmelerine yardım eder. Hapisaneye karşı kazanılmış zafer, büyük bir zaferdir (İçerdekiler)
- ...modern hapisaneden kaçmak imkansız . . . Modern hapisaneler daha mükemmelleştirilemezler. Çünkü zaten mükemmeldirler. Geriye, onları yıkmaktan başka hiç bir şey kalmıyor. (İçerdekiler)
- Senin payına düşen yarım bir yaşam. Yaşamın karanlık olan yarısı. (Kirov'un Öldürülmesi)
- İnsanlar öylesine aç ki, erkeler bu günlerde sevişmeyi düşünmüyor bile. (Kirov'un Öldürülmesi)
- "Kardeşler! Sizin seçiminiz değil bu. Bu ilk kan, en saf kan; gözleri dikkatle yaşantıya çevrilmiş, bir kadın ve bir çocuk -ve de bizler- tarafından sevilen genç bir işçinin boşu boşuna akan kanı (ama yine de hangisinin yararlı, hangisinin boşuna olduğunu insan hiç bilebilir mi? Ve birkaç bin güçlü kişi olan biz, sana veda ederken o güçlülük duygusunu bize veren senin kanının bereketliliği değil miydi zavallı Juan?)" (Gücümüzün Doğuşu)
- Ayda iki kez cinsel ilişkiye girmenizi öneririm. (Kirov'un Öldürülmesi)
- ... Onun için herşey bitti. Zaten yeterince yaşamıştı, değil mi?... Onun sırası gelmişti, bizimki değil. Yaşlıların ölmesi gerek! (İçerdekiler)
- llk bakışta hücre, boş, sessiz, mezar gibidir. Ama ilk beş dakikadan sonra duvarıann yada yerin her santimetrekaresinin anlatacak acı bir hikayesi olduğunu görürsünüz. Binlerce susturulmuş ses; (İçerdekiler)
- Adalet incildeydi ancak incil derebeylik ve ondan önceki dönemlerde benimsenen bir batıl inançtı, elbette Marks’da adalet vardı ancak Romanchin onu anlamıyordu. (Kirov'un Öldürülmesi)
- Bir parça güneş ışığının insanlar üzerinde yarattığı o tarifsiz heyecana birkaç kez tanık oldum ... (İçerdekiler)
- Bu modern şehrin (hapisanelerin) meydanı yoktur. İçindeki insanlar için hiç bir eğlence yeri yapılmamıştır. Yapılanyla ev toplantı yerleriyle bütün insanların rahatını ve düşünce gelişimini sağlayamaz. Aynı iş mantığının mekanik ürünleri olarak Amerika'da yükselen gökdelenler ; evleri, bankaları, sinemaları, hastaneleri, okullan ve kiliseleri aynı belirsiz ve ayrıntısız görünüş altında bir araya getirirler. Mimarlar, geçmişin mirası üzerine kurbanlan için bu bilimsel suç, kötülük ve eşitsizlik yuvalanndan başka, hemen hemen hiçbir şey eklememişlerdir. (İçerdekiler)
- ...Rublev, dönemimizdeki korkunç zalimliğin güvensizlik duygusundan kaynaklandığı görüşündeydi: Geleceğe duyulan korku... (Kirov'un Öldürülmesi)
- Dış duvarda sadece bir tek kapı vardır. Gardiyanların odaları, kayıt işleri ve idari bürolar, bu kapının etrafında toplanmışlardır. Duvarın iç tarafında, yıldız şeklinde yerleştirilmiş olan hücreler hafifçe ortada yükselirler. Her blokun içinde, hücrelerin önündeki dar geçitler, geniş bir taş koridorun üstünde yükselirler. Duvarın her uzantısı, dörtköşe hücrelerle an kovanı gibi örülmüştür. Koridorun herhangi bir yerinden, yıldızın hacaklarından birine yerleştirilmiş olan bütün hücreler görülebilir. Yıldızın ortasında duran bir adam, bütün hapi.Eaneyi, hatta en uzak noktasını bile, kolaylıkla kontrol edebilir. Çok az sayıda adam kullanarak tam bir gözetim sağlanmıştır. Çizgiler basit, plan hatasızdır. Camh çatıdan sızan ışık, alt katıara indikçe gittikçe grileşir. Bu da büyük tasarrufla ışıklandırınayı sağlar. (İçerdekiler)