akademi
Turkcella

Hernani - Victor Hugo Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hernani kimin eseri? Hernani kitabının yazarı kimdir? Hernani konusu ve anafikri nedir? Hernani kitabı ne anlatıyor? Hernani kitabının yazarı Victor Hugo kimdir? İşte Hernani kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 06.02.2022 22:41
Hernani - Victor Hugo Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Victor Hugo

Çevirmen: Gülay Oktar Ural

Yayın Evi: Mitos Boyut Yayınları

İSBN: 9789757785439

Sayfa Sayısı: 160

Hernani Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Victor Hugo (1802-1885), Fransız şair, yazar, devlet adamı. 1841'de, Fransız Akademisi'ne seçildi. 1822'den sonra romantizm akımına katıldı. Kısa zamanda büyük ün kazanan Hugo, 1830'da klasikçiliğin sonunu belirten, coşturucu nitelikteki tiyatro eseri Hemani'yi sahneye koydu. Oyun, gençliğin yeni özlemlerini dile getiriyordu; Paris'te isyana benzer bir heyecan uyandırdı. Oyunun oynanmasından sonra, romantiklerle klasik edebiyat taraftarları arasında, "Hernani Savaşı" denilen bir tartışma başladı. Bu tartışma romantiklerin "klasizm" karşısında kesin zaferiyle sonuçlandı.

Hernani Alıntıları - Sözleri

  • "Sıradan bir insanın hayatında inandığı yalanları elinden alırsanız, onun mutluluğunu da elinden almış olursunuz."
  • Karnının üzerinde sürünen bir sürüngen olsam da, Doğmuş olsam da kanlı bir beşikte, Hayatıma yayılan yas, alabildiğine kara olsa da, Mutlu bir adamım ve herkes kıskansın istiyorum Hernani'yi. Çünkü siz sevdiniz beni! Çünkü bunu söylediniz bana! Çünkü kutsadınız lanetli yüreğimi!
  • Dona Sol, gece siyah yeterince Gel de, bir yıldız gibi parla karanlıkta.
  • Ve ne güzel şey aşktan konuşmak İzin ver de göğsünde uyuyup rüyaya dalayım.
  • "Her gün seni seyretmek tek saadetim."
  • Neden kader sizden uzağa sürüklüyor günlerimi?
  • Ayak seslerinizi duymadığımda Kalbim çarpmıyor sanıyorum Sizi özlüyorum yokluğunuzda Siz yokken kendimde değilim Ne zaman ayak sesleri duyuyorum O sevdiğim ve beklediğim, O zaman yaşadığımı hatırlıyorum Ve geri geldiğini hissediyorum ruhumun
  • "Sıradan bir insanın hayatında inandığı yalanları elinden alırsanız, onun mutluluğunu da elinden almış olursunuz."
  • Bazen, nefeslenmek için yavaşladığımda, Ve cesaret ettiğimde arkama bakmaya, Yürü diyor bir ses, durma!
  • Dona Sol Yoo hayır gücenmedim Giderseniz ölürüm sadece...
  • "Dona Sol, gece siyah yeterince Gel de, bir yıldız gibi parla karanlıkta."

Hernani İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hernani: 5 perdelik bir dram olması, 1800’lü yıllarda yazılan ve zorunlu olan 3 perdelik tiyatro alanında yenilik getirmesiyle önemliyken; aynı zamanda romantizm konusunda yazılması ve romantizm alanında da ilklerden olması nedeniyle öne çıkmaktadır. Aynı zamanda yenilik meraklısı ve yeniliklerin öncüsü olan (bizde de Z Kuşağı derler ya, benzerliğe dikkat edin şimdi) gençler ve bunların isteklerini dile getirmesi yönüyle öne çıkarken aynı zamanda klasik edebiyatçılar ile yenilikçiler olarak tabir edeceğimiz iki kesim arasındaki mücadeleyi başlatmasıyla da öne çıkar. Her zaman yenilikçi olmaya, yeniliği desteklemeye devam. Geçmişte yaşayan geride kalmaya devam edebilir. Dikkat çekici niteliklerden birisi de Tanzimat döneminde çevrilse de (aklımda bir isim vardı ama kimin çevirdiğini bulamadım şimdilik) ilk modern çevirisini, gözlerinin ışıkları söndükten sonra, Cemil Meriç yapmıştır. Bu da çevirinin aynı zamanda orijinal dil okuyormuş hissi vermesini sağlıyor. İspanya Fransa arasında geçen romanın zaman aralığı da epey geniş diyebiliriz. 1815 Ekim’inden başlayıp 1832 Haziran’a kadar devam ettiğini gözlemliyoruz. Babası öldürülen ve her şeyi elinden alınan Hernani’nin hem sevdiği kızla beraber olabilmek hem de zalimlerle mücadele amacını taşıyan macerasına konuk oluyoruz. Burada annesi erkeden vefat eden ve yoksullukla sürekli mücadele eden, bu eseri sonrasında iyice ünlenen ve kazanmaya başlayan Hugo’nun kitap karakteri Hernani ile benzerlik gösterdiğine de inanıyorum. Ayrıca Dona Sol’un, Hernani’e; Hernani’nin de Dona Sol’a karşılıklı hisler besliyor oluşu hikayeye tat katmış. Tabii arada epey mücadele olsa da mutlu sonla bitmesi çok önemli bana göre. Olumsuz biten sonlara karşı, daima böyle olacak diye bir kural yok. Bazı şeyler mutlu bitebilir mesajı da veriyor yazar. Nasip... Hepimize iyi okumalar dilerim.. (Sadık Kocak)

Çok ilginç bir durum şu kitaba "1" puan vermek. Neye benziyor derseniz şu korona günlerinde dikkatimi çeken yemek programları var ya aynen o. Kadınlar yiyor, içiyor, sofrayı ayarlıyor, alışveriş yapıyor falan filan bir sürü zahmetli el açmaları falan üstüne bir de çok güzel ya deyip tabağını da bitiriyor ve puana gelince 2 veriyor 10 üzerinden aynen o işte durum budur. Yahu şu kitabın çevirisini Cemil Meriç yapmış. Sadece isme bari 2 puan ver ya tabi ismi tanıyorsan... Neyse ben bu kitabı en iyi çeviriler listesinden bulmuştum. 2 senedir falan elimdeydi birden aklıma geldi ve gayet hızlı ve akıcı olarak okudum. İnanın Shakespeare'i aratmayacak tarzda bir eser. Çeviri hakkında yorum yok. Muhteşem çeviri arkadaşlar. Kelimeler o kadar ahenkli, uyumlu ki sanırsınız eseri Cemil Meriç yazmış. Kitaba gelirsek bir kadına aşık olan bir dük, bir kral, bir haydut etrafında geçiyor olaylar. Kitapta haydut ise HERNANİ. Bu kadın ise 3 talibi olmasına rağmen sadece Hernani'yi seviyor ama diğerleri de biri dük biri kral... Nasıl hayır diyebilir ki... Olaylar bu üçlü ilişki içerisinde ilerliyor ama içerikte aşk dışında neler yok ki ? Victor Hugo'dan bahsediyoruz... Sefiller'i yazan adam nasıl işin içine sosyal hayat, siyaset, ahlak, adalet kavramları sokmasın... Aralarda mükemmel alıntılar da serpiştiriyor. Önsöz zaten muhteşem aklıma gelmişken yazayım. Tavsiye edeceğim bir tiyatro eseri. Okurken gerçekten gözümde canlandırdım ve ilgiyle okudum. Olsa da gitsek dediğim bir eser oldu. Sonu hüzünlü bitse de; istediğim de bu olurdu sanırım. Çünkü bu kadar engel anca böyle sonuçlanırdı. (insan_okur)

Victor Hugo: Shakespeare tragedyalarını andıran bir dil ve hikaye akışı. “Şeref Sözü”nün ne anlama geldiğini gösteren bir karakter. Keşke böyle olmasaydı dedirten bir final. Fazla mı spoiler vermiş oldum acaba? (Tülay Özbay)

Kitabın Yazarı Victor Hugo Kimdir?

Victor Hugo 26 Şubat 1802'de Fransa'da doğdu. Liseyi bitirdikten sonra kendini tümüyle edebiyata adadı. 1824 yılında Fransız coşumcularının (romantikler) yayın organı olan La Muse Française dergisini kurdu. Cenacle adını taşıyan coşumcu sanatçılar çevresinin üyesi ve onun odak noktası oldu. 1830-1843 arasında en verimli dönemlerinden birini yaşadı. Romanları, tiyatro yapıtları ve şiirleriyle başarıdan başarıya koştu. 1831'de Notre Dame de Paris (Paris'in Notredame Kilisesi) adlı büyük romanını yayımladı. 1841 yılında Fransız Akademisi'ne üye seçildi. Çok sevdiği kızı Leopoldine'nin 1843'de kazayla boğularak ölmesi üzerine 1852'ye dek yeni yapıt vermedi. 1848 Devrimleri'nden sonra parlemento üyeliğine seçildi. 3. Napoleon'un hükümet darbesini engellemeye çalıştı, başaramayınca 1851 yılında Belçika'ya kaçmak zorunda kaldı.

Ateşli bir demokrasi ve cumhuriyet yanlısı olarak imparatorluk rejimini eleştiren yapıtlar yazdı. 1855-1870 arasını küçük bir İngiliz adası olan Guernsey'de geçirdi. O dönem yazarlığının en üretken yılları olmuştur. 1862 yılında başyapıtı olan Les Misérables (Sefiller) adlı romanını yayımladı. Bunu 1866'da Les Travailleurs de la Mer (Deniz İşçileri) ve aynı yıl L'Homme qui Rit (Gülen Adam) gibi önemli romanları izledi.

Fransa'da Cumhuriyet yeniden kurulunca Paris'e döndü. Ulusal Meclise seçildi. Artık Fransa'nın en gözde kişilerinden biriydi. Paris Komünü'nün ezilmesinden sonra komüncülerin bağışlanması için çok uğraştıysa da sonuç alamadı. Giderek siyasal ve toplumsal yaşamdan elini eteğini çekti.

1885 yılında ölüm döşeğinde iken; "Tanrı'ya inanıyorum, ahirete inanıyorum; fakat hiçbir kilise papazını başımda istemiyorum. Beni seven bütün dünya insanlarının gönülden dualarını bekliyorum. Bu benim için kafidir." diyerek 22 Mayıs 1885 yılında hayata gözlerini yummuştur.

Victor Hugo Kitapları - Eserleri

  • Sefiller (2 Cilt Takım)
  • Notre Dame'ın Kamburu
  • Bir İdam Mahkumunun Son Günü
  • Nişanlıya Mektuplar 1820-1822
  • 1793 Devrimi
  • Hernani

  • Tapner Davası
  • Seçme Şiirler
  • Küçük Gavroş
  • Bug-Jargal
  • Gördüklerim İşittiklerim
  • Bir Nutuk Bir Mektup
  • Denizde Gece

  • Les Contemplations
  • Şairin Görevi
  • Şeytanın Kemanı
  • Sefiller - Goriot Baba
  • Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet
  • Robin Hood - Sefiller
  • Ruy Blas

  • Deniz İşçileri
  • Marion de Lorme
  • Anılar
  • Kozet
  • Claude Gueux
  • Bir İdam Mahkumunun Son Günü ve Claude Gueux
  • 1871 Paris Komünü Günleri

  • Aforizmalar
  • Gülen Adam
  • Sefiller 2. Cilt
  • Mary Tudor
  • Sefiller 3. Cilt
  • Sefiller 4. Cilt
  • Sefiller 5. Cilt

  • Küçük Erkekler - Notre Dame 'in Kamburu
  • Claude Gueux

Victor Hugo Alıntıları - Sözleri

  • MEZAR VE GÜL “Senin gibi bir aşk çiçeği ne yapar Seher vakti yağdığında yağmurlar?” Diye sordu mezar güle "Ya senin o kuyu gibi ağzına Düşen insan ne yapar daha sonra?” Diye sordu ona gül de “Ey karanlık mezar, ambar ve bal Kokusuna döner o damlacıklar Anladın mı beni şimdi?” Mezar da dedi ki “ey dertli çiçek Melek olup göklerde süzülecek İçime düşen her kişi” (Denizde Gece)
  • Ne yana baksam, kendimi yapayalnız görüyorum. (Nişanlıya Mektuplar 1820-1822)
  • Bu hep böyle olmuştur. Ünlü olma, düşmanı ve sevmeyeni olmadan olmuyor. (Claude Gueux)
  • “…İndi mən doğrudan da, koram. Əvvəl mən gecənin nə olduğunu bilmirdim. Gecə ayrılıqdır”. (Gülen Adam)
  • Mutluluk, herkesi mutlu görmek ister. (Sefiller 5. Cilt)
  • "Ana baba sevgisi tatmadan, ot gibi yaşıyordu çocuk. Sevilmediğine üzülmüyordu. Zaten bir ana babanın nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu ki!" (Küçük Gavroş)

  • "İnsanların hayatını kurtarıp sonra unutuyorsunuz! Yazık, yazık! Oysa onlar sizi her zaman hatırlıyorlar." (Kozet)
  • "Tanrı aşkına acı bana! Bir kadını sevmek! Üstelik papaz olmak!..." (Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet)
  • ''Böylece yiğit Türkler geleneksel giysilerini, insan giysilerinin bu en güzel ve en gösterişlisini bir kenara attılar , ve bizim giysilerimizi yalan yanlış benzetlemeye başladılar. Türklerin bizden fazla bir şeyleri, güzellikleri vardı; biz onlara kendi çirkinliğimizi vermeyi başardık. Bizim uygarlık taslayan bilgiçlerimiz ise buna ilerleme adını veriyorlar. '' (Anılar)
  • "Tıpkı bir sürgün gibiyim." (Nişanlıya Mektuplar 1820-1822)
  • "Bir günlük mutluluk, mutsuz bir yaşamdan çok daha değerlidir." (Nişanlıya Mektuplar 1820-1822)
  • "Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç..." . (Sefiller (2 Cilt Takım))
  • Mantıksız ceza, suçu suçun üstüne mühürlemek ve perçinlemektir... (Claude Gueux)

  • Duygulara kelimeler yetmiyor (Bir İdam Mahkumunun Son Günü ve Claude Gueux)
  • "Bu adam o kadının var olduğunun farkına vardığı ve o kadın bu adamın orada olduğunu görmediği andan itibaren, felaket artık kaçınılmazdır." (Gördüklerim İşittiklerim)
  • "Hayat böyledir işte. İnsana hep en iyi dostları çelme takar." (Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet)
  • Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin, onlara yeniden kavuşursunuz. (Sefiller (2 Cilt Takım))
  • Sokak çocuğu demek Paris demektir, Paris demek dünya demektir. (Sefiller 3. Cilt)
  • Efendilerin nefreti kölelerin tutkusundan her zaman daha fazla olur... (Claude Gueux)
  • Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç. (Sefiller (2 Cilt Takım))

Yorum Yaz