dedas
Turkcella

Hedda Gabler - Henrik Ibsen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hedda Gabler kimin eseri? Hedda Gabler kitabının yazarı kimdir? Hedda Gabler konusu ve anafikri nedir? Hedda Gabler kitabı ne anlatıyor? Hedda Gabler PDF indirme linki var mı? Hedda Gabler kitabının yazarı Henrik Ibsen kimdir? İşte Hedda Gabler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 22.07.2022 06:00
Hedda Gabler - Henrik Ibsen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Henrik Ibsen

Çevirmen: Şaziye Berin Kurt

Yayın Evi: Milli Eğitim Yayınları

İSBN: ---

Sayfa Sayısı: 141

Hedda Gabler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hedda Gabler Alıntıları - Sözleri

  • One is not always mistress of one's thoughts--
  • Hedda: ... Şu dünyada gönüllü olarak yapılan cesur bir hareketin mevcut olduğunu bilmek gibi ruhi bir kurtuluş, üzerine saf bir güzelliğin ışığı dökülen bir şey...
  • I want for once in my life to have power to mould a human destiny.
  • Tesman: .... Sadece hayale kapılıp da evlenmek, ev döşemek, macera peşinde koşmaktan başka birşey değilmiş.
  • Hedda: İhtisas adamlariyle seyahate çıkmak da asla zevkli değildir. Her halde uzun zaman için, katiyen.
  • Tesman: Hedda insan ihtısas kitaplarından ne kadar alsa azdır. Yazılan ve basılan her şeyi takibetmek lâzım.
  • Brack: Hayatınızda hiç şöyle uyandırıcı bir şey yaşamadınız. Hedda: Ciddi bir şey demek istiyorsunuz sanırım? ...
  • Hedda: ... Hayatımda bir defacık olsun bir insanın mukadderatına hâkim olmak istiyorum, Elvsted.
  • Hedda: Ben hastalık, ölüm, filân görmek istemiyorum, bütün iğrenç şeylerden beni sakın, rica ederim.
  • Lövborg: Fakat çocuğu öldürmek, bir baba için o çocuğa yapılacak en büyük cinayet değildir. ....
  • Julia Hala: "Istıraplara da sevininiz. Başa gelenlere de sevininiz. Tıpkı benim gibi"
  • HEDDA: Eğer bana, sen diye hitabetmekte devam edecek olursanız sizinle bir daha konuşmam.
  • HEDDA: Evet, ne mutlu cesareti olana.

Hedda Gabler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Altın Kafeste Bir Kuş: Hedda Gabler: Henrik Ibsen bu oyununda kadının toplumsal rolünü reddeden bir karakteri feminist bakış açısıyla ele alıyor ve birçok sembol kullanıyor. Hedda Gabler her ne kadar zengin ve asil bir aileden gelip, ona her imkanı sunan bir eşe(Jorgen Tesman) sahip olsa da bir evin hanımı olma ve anne rolünü üstlenme fikirleri Hedda'yı rahatsız ediyor. Bunun sebebi ise Hedda'nın içinde bulunduğu durumu, başka bir deyişle kendi kaderini kontrol edememesidir. Hedda özgür hissedemediği için canı sıkılır ve bu can sıkıntısı Hedda'da başkalarının hayatını veya kaderini kontrol etme isteği doğurur. Bir sahnede Hedda'nın Yargıç Brack'e doğru, onu tedirgin etmek için silahla ateş ettiğine şahit oluruz, Hedda burada kontrolün kendisinde olduğunu hissetmek ve karşısındakine hissettirmek için bu eylemi gerçekleştirir. Silahlar oyunda güç ve güçsüzlüğü temsil eder. Hedda'nın eski sevgilisi Lovborg'un yeni çıkaracağı kitap gelecek medeniyetler üzerinedir ve eski kitabından daha iyidir ki bu aslında Lovborg'un da geleceğini sembolize eder. Lovborg bu kitap ile gelecekte makam sahibi olacaktır ve daha iyi şartlar elde edecektir. Lovborg kitabını yazarken sevgilisi Thea ona çok destek oluyor ve kitap için şu ifadeyi kullanıyor : "O adeta bizim çocuğumuz gibi." Lovborg henüz basılmayan kitabın tek kopyasını kaybettiğinde, Jorgen Tesman onu bulup Hedda'ya bırakıyor. Hedda ise artık Lovborg'un kaderinin kendi ellerinde olduğunun farkına varıp kopyayı ateşe veriyor ve böylelikle Thea ve Lovborg'un çocuğunu ve geleceğini öldürmüş oluyor. Başkasının kaderine müdahale ediyor, çünkü Hedda kendi kaderini kontrol edemiyor. Hedda, her şeyini kaybeden Lovborg'un tekrar alkol içmesine ve kendini öldürecek motivasyonu bulmasına ortam hazırlıyor ve ona bir silah vererek "Do it beautifully."(Güzelce bitir bu işi) diyor. Yine Lovborg'un kaderini kontrol ediyor, ve onun intiharı Hedda'nın gözünde oldukça cesaret ve ilham verici bir durum. Lovborg öldükten sonra, Yargıç Brack ölüm üzerinde şüphe olduğunu, kendisini yanlışlıkla vurmuş olabileceğini söylüyor çünkü Lovborg kendisini kafasından değil midesinden vuruyor. Hedda'nın düşündüğü gibi güzel ve cesaret verici bir ölüm olmuyor. Yargıç Brack silahı Hedda'nın verdiğini farkettiğinde ve bunu Hedda ile paylaştığında ise artık Hedda için başka bir çıkar yol görünmüyor. Asil bir aileden gelen, toplumdaki rolünün evinin hanımı ve anne olması gereken bir kadının böyle bir skandala karışması toplumda hoş karşılanmaz ve o kişiyi dışlarlar, ötekileştirirler. Bunu bilen ve eşinin ona sunduğu altın kafeste mış gibi yaparak yaşayan Hedda Gabler hayatının bundan sonraki döneminde dışlanmayı ve Yargıç Brack tarafından şantaja uğramayı istemiyor. Çünkü her iki durumda da Hedda Gabler'ın kaderi başkalarının elinde olacak; ya toplumun ya da Yargıç Brack'in. Ve Hedda Gabler silahla kendisini kafasından vurarak ilk defa kendi kaderini kontrol etmiş oluyor. (Ikemefuna)

Hedda Gabler; kalbinde ve zihninde kendisini her zaman entrika kurmaya zorlayan çeşitli ihtirasları barındıran ve sonra bu ihtirasların-entrikaların sonuçlarını (ölüm dahi olsa) soğukkanlılıkla karşılayabilen kanımca sadist bir kadındır. Olumsuz tutkularının esiri bu çekici kadın, oynadığı oyunlarla eşini, akrabalarını, arkadaşlarını ve çevresindeki insanları sürekli bir felaketin içerisine iter. Dürüstlük ilkesine göre hikayenin finali mutlu son olarak düşünülmesi gerekiyor fakat yine de insan, üzülmeden veya düşünmeden edemiyor. Henrik Ibsen'in kendisiyle özdeşleşen dönemin burjuva yaşam tarzı eleştirilerinin bu oyunda da mevcut olduğu söylense de ben, bu eleştirilerin oyunun neresinde yapıldığını göremedim. Ama yine de sürükleyici ve bir hayli heyecanlı bir oyundur. Okuyunuz derim. Ülkemizde muhtelif zamanlarda muhtelif sahnelerde bu oyun, gösterime girmiş fakat günümüzde gösterimde mi bilemiyorum. İyi okumalar... (Black Garden)

iskandinav yazar henrik ıbsen'in 1890 yılında yazdığı, zamanın ötesinde kendini ortaya koyma isteği olan bir kadının eski geleneklere sıkışıp kalmasını konu alan tiyatro oyunu. --- `spoiler` --- hedda gabler varlıklı bir ailenin tek kızıdır. güzel ve bir çok taliplisi olan heddanın silah gibi ufak hobileri vardır. hedda o kadar taliplisinin arasından dr. yörgen tesman ile evlenir fakat bu bir aşk evliliği değildir ne yazık ki hedda mr. tesman'a aşık değildir, mr. tesman heddanın kendisine olan ilgisizliğinin farkında fakat heddayı elinde tutmak için her dediğini yapan ve inanan birisidir hatta heddanın onunla evlenmeyi kabul etmesinden büyük bir onur duymaktadır. hedda ise bulunduğu toplumdaki herkesin yapmacılığından, hiç bir şeyin arkasında derin bir duygu olmamasından ve kendini dilediği gibi ifade edememesinden bıkmış bir kadındır, onun bu tutumu çevresine karşı kaba biri olmasına neden olmaktadır. bulundukları şehre ejlert lövborg adında eski muhabbeti bulunan birisinin yeniden gelmesiyle iyice ayyuka çıkar. sonunda ejlert'in kendini öldürmesini sağlamaya çalışmış fakat bu hadisenin aslını öğrenince bu intiharın bile saf bir yanının olmadığını öğrenmiştir. sonunda da kendi hürriyetini kaybetmektense ölmeyi yeğleyerek intihar etmiştir. --- `spoiler` --- 1963 yılında çekilmiş bir filmide mevcuttur. tiyatro pangarın sahibi olan demet evgar tiyatroda oynuyor. 'god, but people don't do such things' (İsa Güçlü)

Hedda Gabler PDF indirme linki var mı?

Henrik Ibsen - Hedda Gabler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hedda Gabler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Henrik Ibsen Kimdir?

Mali bunalıma düşmüş Norveçli bir tüccarın oğlu olan Ibsen, Kristiana’ya girerek üniversite adayları için düzenlenen eğitim kurslarına katılır. İlk oyunu Catiliana’yı 1850’de yazar. 1851’de Bergen’de Den Nationale Scene’ye Sahne Ozanı olarak atandıktan sonra oyun yazarlığı daha ağırlık kazanır. 188 oyunun sahnelenmesinde yer alır. Norveç Tiyatrosu’nun sanat yönetmeni olur. Tiyatro iflas edince maddi güçlükler yaşar ve kendisine yardım bağlanması için Meclis’e başvurur. 1863’te Norveç’te Kristiana Tiyatrosu’nda sanat danışmanı olur; burs için yine hükümete başvurduğunda kendisine “burs değil, iyi bir dayak gerektiği” yanıtını alır. Tatlı İsteyenler adlı oyunun başarı kazanması üzerine hükümet yurt dışına geziye gidebilmesi için kendisine bu sefer mali yardımda bulunur. Dönemin en ünlü yazarı Bjornson’dan mali destek görerek 1864’te İtalya’ya gider ve zaman zaman Norveç’e dönse de 27 yıl yurt dışında kalır.

Batı tiyatrosu üstünde derin etkiler bırakan ve dram sanatının en büyük ustalarından sayılan Ibsen, kendi konumunu şu sözlerle yansıtır:

“Yeni bir evrenin yaratılışına katkısı olanların başında geldiğim söyleniyor. Bense, tam tersine, yaşadığımız çağın birçok nedenden ötürü ancak birtakım yeni şeyler doğurabilecek, sona ermiş bir çağ olarak nitelenebileceğine inanıyorum.”

19. yüzyılın diğer büyük oyun yazarları gibi romantik, bireyci ve anarşist bir dünya görüşünün etkisinde yapıtlar vermiş olan Ibsen, yazdığı eleştirel gerçekçi oyunlarda toplum bireylerinin yanılsamalarını, nevrotik ve ruhsal çalkantılarını açığa sermiş; bireyin boşa çıkan yaşam uğraşını, toplumun dış yüzü ile iç yüzü arasındaki karşıtlığın yol açtığı çelişkilerin üstesinden gelemeyişini irdelemiştir.

Henrik Ibsen Kitapları - Eserleri

  • Bir Bebek Evi (Nora)
  • Yaban Ördeği
  • Hayaletler
  • Nora, Bir Bebek Evi - Hedda Gabler
  • Hedda Gabler
  • Catilina - Bir Halk Düşmanı
  • İki Oyun
  • Rosmerler
  • John Gabriel Borkman
  • Peer Gynt
  • Bir Halk Düşmanı
  • Denizden Gelen Kadın - Biz Ölüler Uyanınca
  • Brand
  • Yapı Ustası Solness
  • Denizden Gelen Kadın - Yapı Ustası Solness

Henrik Ibsen Alıntıları - Sözleri

  • Çocuk ruhu, yaz güneşi altında parıldayan sakin ve berrak küçük bir dağ gölü gibidir. Anne sevgisi onu, derin sular üstünden gölgesini seyrederek uçan bir kuşun sessiz uçuşu gibi okşar. (Brand)
  • Ve bu dünyada şeytana uymak için o kadar neden var ki... (Hayaletler)
  • Buraya gelirken rasgeldiğim kimselere yolu sordukça, nereye gidiyorsun diyenlere, evime gidiyorum dedim. (Peer Gynt)
  • Zaman geçip gitti, Ve b'ütün huzurum da gitti; yürüyorum, Yüz çeşit surat peşimde sanki. Ah, Manlius, şu göğüs var ya şu göğüs, her şeyi içinde Gizliyor da, tek huzura yer yok. Huzur nedir bilmiyor sanki (Catilina - Bir Halk Düşmanı)
  • HJALMAR: Erkekler, bu dünyadaki bazı şeylere alışmak zorundadır. (Yaban Ördeği)
  • Hedda: ... Hayatımda bir defacık olsun bir insanın mukadderatına hâkim olmak istiyorum, Elvsted. (Hedda Gabler)
  • Hayatımızın şu göletin içinde yaşayıp giden sazanlardan farkı yok. (Denizden Gelen Kadın - Biz Ölüler Uyanınca)
  • Kendimi bütünüyle net olarak görmeyi başardım; ve sonra, bunun gelip geçici bir inkar olmadığına, tam tersine, ebediyen süreceğine ve geri dönülemez nitelikte olduğuna kesin kanaat getirdim... ve çizdim yolumu. (Rosmerler)
  • Sizi kaybettiğimde, ayağımın altından o sağlam zeminin sallandığını hissetmiştim. (Nora, Bir Bebek Evi - Hedda Gabler)
  • Ruhumu verdim sana... canlı ve gencecik ruhumu. O günden beri bomboş içim; ruhsuz kaldım... içim kupkuru. Ben bu yüzden öldüm Arnold. (Denizden Gelen Kadın - Biz Ölüler Uyanınca)
  • Şubat devrimi (Fransa 1848 Şubat'ı, Y.O.) olsun, Macaristan'daki veya başka yerdeki ayaklanmalar olsun, Schleswig Savaşı olsun, bütün bunlar, nice yarım kalmış ve sonra da öyle kalacak olsalar dahi, benim gelişmemi fena halde etkiliyor ve benden bir şeyler bekliyordu. (Catilina - Bir Halk Düşmanı)
  • Anne babalarımızın ruhları bi­zim içimizde yaşamakla kalmıyor, bunun yanı sıra öldü sa­yılan her türlü inanç ve düşünce de yeniden ortaya çıkıyor. (Hayaletler)
  • Temiz bir insan olarak yaşayıp temiz bir insan olarak ölmek istiyorum. (Bir Halk Düşmanı)
  • Kendini mutlu ve güvende hissedeceğin her yol tamamıyla doğru ve gerçek yoldur senin için. (Denizden Gelen Kadın - Biz Ölüler Uyanınca)
  • "Sıradan bir insanın hayatında inandığı yalanları elinden alırsanız, onun mutluluğunu da elinden almış olursunuz." (Yaban Ördeği)
  • Genellikle insan, kaçınılmaz olana boyun eğmeye alışmak zorunda kalır. (Nora, Bir Bebek Evi - Hedda Gabler)
  • ... ne olursun beni kendimden koru. (Denizden Gelen Kadın - Biz Ölüler Uyanınca)
  • Kalabalık, yığın, bu şekilsiz sürü; halkın kendisiymiş gibi ileri sürülmektedir. (Bir Halk Düşmanı)
  • Demek istediğim şu: Babamın avuçlarından seninkilere düştüm. Sen her şeyi kendi zevkine göre ayarladın, ben de senin zevklerini benimsedim ya da benimsemiş gibi yaptım. (Bir Bebek Evi (Nora))
  • Kendini mutlu ve güvende hissedeceğin her yol tamamıyla doğru ve gerçek yoldur senin için. (Denizden Gelen Kadın - Biz Ölüler Uyanınca)

Yorum Yaz