akademi
Turkcella

Hazarlar - Osman Karatay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hazarlar kimin eseri? Hazarlar kitabının yazarı kimdir? Hazarlar konusu ve anafikri nedir? Hazarlar kitabı ne anlatıyor? Hazarlar PDF indirme linki var mı? Hazarlar kitabının yazarı Osman Karatay kimdir? İşte Hazarlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.12.2022 23:00
Hazarlar - Osman Karatay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Osman Karatay

Yayın Evi: Kripto

İSBN: 9786054991136

Sayfa Sayısı: 336

Hazarlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hazarlar Göktürklerin devamı. Dünyanın ortasında uzun ömürlü bir devlet kurdular (630-966). Musevi inancını benimsediler ama her dinden insanın barış içinde ve kendi dini hukukuna tabi olarak bir arada yaşadığı bir yapı oluşturdular. Bu yüzden, tarihteki en ilgi çekici Türk devletlerinden biri Hazar'dır. Bu konunun ülkemizdeki en önemli uzmanı olan Doç. Dr. Osman Karatay, yıllardır makale ve bildirilerine taşıdığı birikimini, bu kitapla toplu halde okuyucuya sunuyor. Bir taraftan tamamına sahip olduğu eski kaynakları, bir taraftan da çeşitli dillerdeki en yeni araştırmaları birlikte düşünerek yeni bir bakışla ortaya çıkıyor. Bilimsellikten taviz vermiyor ama sıkıcı bir dil de kullanmıyor. Göktürk devletinin çöküş günleri ve Hazar devletinin yükselişi, İranlılar, Bizanslılar ve Bulgarlarla savaşlar, ardından Araplarla uzun bir mücadeleye giriş, sancılı bir süreçte Museviliğe geçişleri, Müslümanlarla barışmaları ve ülkede İslam'ın yayılmaya başlaması, Rusların ve Macarların yükselmesi, Hazar ülkesinin küresel ticarette merkez haline gelmesi ve İbn Haldun'u haklı çıkartan bir yıkılış bu kitabın konularını teşkil ediyor.Hazar tarihi zevkle okunacak bir kitap.

(Tanıtım Bülteninden)

Hazarlar Alıntıları - Sözleri

  • Hazar devleti aslında Göktürk devletinden başka bir şey değil. Onun devamı niteliğindeki kendisi.
  • Hazar aslında kendi yolunu çizmiş ve kendi kaderini yaşamış bir Göktürk devletidir.
  • ...şartlar değişir, fikirler de değişir.
  • Türklerde kağanlık için bilgelik bir şart olarak sunulur ve kağanların kullandıkları lakaplar ve sanlar arasında ‘bilge’ kelimesi en öndedir.
  • Hazar devleti aslında Göktürk devletinden başka bir şey değil. Onun devamı niteliğindeki kendisi. Osmanlı ile Türkiye arasındaki ilişki var. Osmanlı'nın memurları Türkiye'yi kurduğu gibi, Göktürk seçkinleri de Hazar'ı kuruyorlar. Şu farkla ki, Osmanlı'nın Türk nüfusunun kesafetinin bulunduğu Anadolu'da Türkiye devleti kuruluyor; Hazar devleti ise Türk budundan, yani Göktürklerden ziyade diğer Türk ve gayri-Türk toplulukların bulunduğu bir bölgede kuruluyor.
  • Ordunun işinin savunmadan ibaret kalması ise acziyetin başlangıcıdır.
  • Bir ülkede etnik veya dini topluluklara tanınan özgürlük ne kadar geniş olursa olsun, uluslararası alandaki gelişmeler veya münferit bazı iç olaylar onlara bakışı dönemsel olarak etkileyecektir.
  • Dolayısıyla. Hazar kağanları istemi Han'ın torununun torunu olan bu kendini çok andığımız şadın soyundan gelmektedir.
  • Türklerde kağanlık için bilgelik bir şart olarak sun ulur ve kağanların iftiharla kullandıkları lakaplar ve sanlar arasında 'bilge' kelimesi en öndedir.
  • Kağanın tahta çıkışıyla ilgili merasim aynen Göktürklerdeki gibidir. Yukarıdaki kaynaklar ve diğer birkaçı bunu ayrıntıyla anlatır. Biz içlerinden İstahri'nin tasvirini nakledelim: "Hakanı tahta çıkarmak istedikleri zaman onu getirip iplikle boynunu sıkarlar. Canı çıkmaya yaklaşınca "Ne kadar müddet hakanlık yapmak istersin?" diye sorarlar. O da "Şu kadar sene." der. Bu müddet dolmadan ölürse ne âlâ. Aksi halde söylediği seneye varınca öldürürler.

Hazarlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Osman Karatay; Türkiye'nin ilk düşünce kuruluşu olan Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin (ASAM) kuruluşunda yer ald. Dünyadaki en büyük Türk tarihinin ortaya çıkışında katkı yaptı. The Turks'ün editörlüğünde bulundu. KaraM'ı (Karadeniz Araştırmaları Merkezi) kurdu. Türk Dünyasına Hizmet Ödülü aldı. Türk tarihi içerisinde özel bir yeri olan Türk Devletidir. Birkaç farklı kaynaktan Hazarlar'ı okumuştum ancak Osman Karatay'ın bu kitabı daha doyurucu olduğunu söylemek isterim. Macarların görebildiğimiz ilk kökleri Hazar dünyasında bulunmaktadır ve Hazarların yıkılışının en önemli nedeni Macarların onlardan ayrılmasıdır der Karatay. Hazarlar Batı Göktürlerin devamı niteliğinde olduğunu vurgulayarak başlayan, Chou Shu'ya göre alıntı yaparak bunu ispatlamaya çalışan yazar A-shih-na kelimesinin Türkçe olmadığını aksine bu kelimenin Soğdça olduğunu söylemektedir. A-shih-na kelimesinin mavi, semavi anlama geldiğini belirtir. On-Ok / On Boylardan biri olduğunu hükümdar Yusuf'un ağzından yazılan mektupla belirten Karatay Savur / Salur / Sabir bağlantısı üzerinden Hazarları açıklamaktadır. Kaynak noktasında özellikle Bizans, Arap, Ermeni ve Rus kaynaklarından yararlanmaktadır. Türkçenin iki büyük kolu olduğunu Bulgar-Oğur Türkçesi (R dili), Genel Türkçe (Z dili) vurgulayan ve Hazarların konuştuğu Türkçenin Z özellikleri taşıdığını belirtmektedir. (Bulgar Türkçesine yakınlık taşır) Kitap içerisinde Bulgar ve Macar öenmine dikkat çekerek Onoğurlardan Macarların türediğini ve Macarların endisine verdikleri Hungary sözcüğünün de Onoğurlardan geldiğini söylemektedir. Araplarla olan savaşları farklı zaman aralıklarında kazanıp kaybettikleri savaşlarla sürmektedir. Azerbaycan bölgesine kadar varan hakimiyet alanları Müslüman Araplarla mücadele etmelerine neden olmuştur. Burada yaşayan Ermeni ve Gürcülerin de ağırlıklı olarak Hazarlardan yana tavır takındıklarını vurgulamıştır. Kitabın en önemli yerlerinden olan Vnndrlar sözcüğü derinlemesine incelenmektedir. Bu sözcük Onoğurlar anlamına gelerek Hazarların içerisinde kalabalık Türk topluluklarını ifade etmektedir. Ruslar neden müslüman olmadı? Kiev'de Vladimir'in huzurunda gerçekleşecel, şarap ve domuz Rusların Müslüman olmasını engellemiştir. Hazarlar nasıl Musevi oldu? Budurumu Kağan Yusuf anlatmaktadır. 3 semavi dinin temsilcisiyle olan ilişkisini dillendirerek neden musevi olduğunu anlatan bir mektrubu kitapta yer vermektedir. Peki herkes mi Museviydi? Tabiki hayır. Aslına bakılırsa Türklerde zaman zaman bu din değiştirme geleneği büyük tepki çekmiş ve bazı hükümdarlar öldürülmüştür. Bunun bir benzerinin de Ruslarda yaşandığını yazar bize anlatmaktadır. Hazarlar güçlü olduğu dönemde çevresinde bulunan devletlerin savaşöalarını engellemiş ve kurduğu güçlü ticaret ağı sayesinde oldukça güçlü otorite sağlamışlardır. Yapılan araştırmalarla Hazar paralarının İsveç'te dahi bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bizans ilişkilerinin çok iyi olduğu hatta Çiçek Hatun'u Bizans sarayına gönderdiklerini ve doğan çocuğun Bizans tahtına oturduğunu anlatmaktadır. Rusların birçok kez yaptığı güneye sarkması hem Hazar'ı hem de Bizans'ı rahatsız etmiş ve birbirleriyle olan ilişkilerinin gelişmesine neden olmuştur. Hazar halkının Türkçe konuştuğu meselenin tam olarak açıklanamadığını vurgulayarak devlet içerisinde Türklerin ancak halkın yarısından daha az olduğunu söyleyerek resmi dil konusunda kendi tezini anlatmaktadır. Nasıl yıkıldılar? Bu soruyu şöyle açıklamaktadır. 70 yıl veya 70 gün. Neden ticaret son derece önemli bir etken. Rus / Slavların etkinliğinin artmaya başlaması özellikle Macar ve Bulgarların Hazar devletinden koparak batıya ilerlemeleri güç kaybına uğratmış ve Rusların başkenti yağmalaması sonucunda yıkılmışlardır. Son olarak Selçuk Bey'in konusuna değinerek Ek1 içerisinde İsimsiz Hazar (Kenize) Mektubu ile kitabı bitirmektedir. Değerlendirme: Kuruldukları yer Türk tarihiaçısından son derece önemli bir konumda olan Karadeniz'in kuzeyidir. Burada İskit - Sarmat - Massaget gibi Türk toplulukların yaşamaları ardından Batı Göktürklerin etkinliği ve Türk göçleri ile bölgeye Peçenek ve Kuman hareketleri ile Türk yurdu olduğu çıkarımına ulaşabiliriz. Şu an dahi bölge Türk çoğunluğuna ev sahipliği yapması gerekirdi. Ancak SSCB bölgede bulunan milyonlarca Türkü ya sürgüne gönderdi ya acımasızca katletti. Bir avuç kalan Türkler kendi öz benliklerini koruma mücadelesi vermektedir. Kafkasya bölgesinin etkin bir gücü olan ve sadece Türk tarihi açısından araştırılması ve öğrenilmesi yeterli olman bu devlet son derece önemli bir konuma sahiptir. Özellikle Musevi biliminsanları (ABD dahil) her yıl birçok makale ve araştırma kaleme almakta ve bunların Türklüğüne değinmemektedir. Bizlere düşen görev tarihe sahip çıkmak ve anlatmakdır. (Murad)

Hazarlar PDF indirme linki var mı?

Osman Karatay - Hazarlar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hazarlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Osman Karatay Kimdir?

1971 yılında Çorum'da doğdu. Çorum İnönü İlkokulu, Çorum Atatürk Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü (1995) mezunu. Yüksek lisansını Gazi Üniversitesi SBE Ortaçağ Tarihi dalında 'Bosna Krallığı: Bağımsızlıktan Osmanlı Fethine Kadar Bosna' adlı çalışmasıyla (2002) yaptı. Doktorasını yine aynı bölümde 'Maveraünnehir Bulgarları Hakkındaki Rivayetlerin Tahlili' konulu çalışmasıyla yaptı. Üniversite yıllarında iken 1993-1995 arasında Yeni Hafta ve onu takip eden Gündüz gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Sosyo-ekonomik konularda fikir yazıları yazdı. 1995 yılında CHA temsilcisi olarak Saraybosna’ya gitti ve üç yıl orada kaldı. Bu arada Sırbistan, Hırvatistan, Sancak ve Kosova gibi yerlere araştırma gezileri yaptı. Dönüşünde Türk Tarih Kurumu’nun Türkiye’nin Sosyal ve Kültürel Tarihi (TÜSOKTAR) projesinde çalıştı. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin kuruluşunda yer aldı ve 1999 -2000 yıllarında burada Balkan Araştırmaları Masası başkanlığı yaptı. Daha sonra Yeni Türkiye Yayın Merkezi tarafından yürütülen Türkler adlı projeyi yönetti. Dünyada Türkler hakkındaki en büyük çalışma olan toplam 37 ciltlik aynı adlı eserin ortaya çıkışında en fazla katkıyı yapanlardan biri oldu. Ayrıca bu esere iki bölüm yazdı. 2002 sonlarında Ankara’da KaraM yayınevini kurdu ve kısa bir süre sonra Çorum’a taşındı. Yayınevini bir Karadeniz Araştırmaları Merkezi hüviyeti kazanacak şekilde geliştirerek, 2004 yılı başında Karadeniz Araştırmaları adlı üç aylık akademik bir dergi yayınlamaya başladı. 2005 yılında ise Dr. Bilgehan A. Gökdağ ile birlikte 'Balkanlar El Kitabı' adlı büyük bir yayın projesine girdi. Halen KaraM’da bağımsız araştırma çalışmalarını sürdürmektedir.

 

Osman Karatay Kitapları - Eserleri

  • Türklerin Kökeni
  • Mürdüm
  • Türklerin İslamı Kabulü
  • İlk Oğuzlar Köken, Türeyiş ve Erken Tarihleri Üzerine Çalışmalar
  • İran ile Turan
  • Doğu Avrupa Türk Tarihi
  • Hazarlar
  • Bulgarlar
  • Macarlar-Kökler ve Türkler
  • Ural-Altay Kuramı
  • Bey ile Büyücü
  • Hırvat Ulusunun Oluşumu
  • İlk Oğuzlar
  • Kosova, Kanlı Ova
  • Ba'de Harabi'l Bosna
  • Bey ile Büyücü
  • Bosna-Hersek Barış Süreci

Osman Karatay Alıntıları - Sözleri

  • Karluklar bile Talas’tan sonra Müslüman olmadılarsa bunu genelleyip bütün Türklere teşmil etmek, tarihteki gerçeklerle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Kaderin çok garip bir cilvesidir, karluklar bundan iki buçuk asır sonra Talas için Müslümanlarla iki defa savaşacaklardır. (Türklerin İslamı Kabulü)
  • Hun devleti yıkılsa da, zamanında güçlü German kabilelerini hallaç pamuğu gibi savurduğundan, ondan sonra Orta Avrupa'daki meydan ilkel Slav kabilelerine kaldı. (Bulgarlar)
  • Elegeş yazıtında şöyle geçer: "Kürt el kan alp urungu altunlıg keşiğin batılım.." (Kürt eli hanı Alp Urungu altın okluğumu bağladım...). Orkun, Eski Türk yazıtları, s.590-591. (İran ile Turan)
  • Timur'un Altın Orda üzerine gerçekleştirdiği ikinci seferden önce Toktamış'ın Osmanlı ve Memlüklerle ittifak kurmaya çalıştığı bilinmektedir. Nitekim Ağustos 1394'te adı geçen ülkelerin elçileri Dımaşk'da bir görüşme yapmışlardır. Timur karşıtı koalisyonun mevcudiyetinden, Arap kaynaklan ile Altın Orda hanlarının Osmanlı sultanlarına yazdıkları mektuplar bahsetmektedir. Ancak Timur'un diplomatik başarısı, tarafların Timur tehlikesini yeterince ciddiye almamaları, müttefikler arasındaki güvensizlik gibi hususlar, başta Toktamış'ın ardından da ittifakın diğer üyelerin Timur'a yenilmelerinin başlıca sebepleriydi. (Doğu Avrupa Türk Tarihi)
  • Kağanın tahta çıkışıyla ilgili merasim aynen Göktürklerdeki gibidir. Yukarıdaki kaynaklar ve diğer birkaçı bunu ayrıntıyla anlatır. Biz içlerinden İstahri'nin tasvirini nakledelim: "Hakanı tahta çıkarmak istedikleri zaman onu getirip iplikle boynunu sıkarlar. Canı çıkmaya yaklaşınca "Ne kadar müddet hakanlık yapmak istersin?" diye sorarlar. O da "Şu kadar sene." der. Bu müddet dolmadan ölürse ne âlâ. Aksi halde söylediği seneye varınca öldürürler. (Hazarlar)
  • Bugün Türklük yedi bağımsız devlet ile temsil ediliyor: Türkiye, Kıbrıs, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan. Bunun dışında 11 özerk cumhuriyet Türk nüfus adına kurulu olduğu gibi ( Karakalpakistan, Tataristan, Çuvaşistan, Başkırdistan, Karaçay-Çerkes, Kabardin-Balkar, Tıva, Altay, Hakas, Saha/Yakutistan, Doğu Türkistan/Sincan),özerk bölgeler ve özerkliği bulunmayan ama belli bölgelerde yoğunlaşmış olarak yaşayan irili ufaklı çok sayıda Türk topluluğu da vardır. (Türklerin Kökeni)
  • Hazar devleti aslında Göktürk devletinden başka bir şey değil. Onun devamı niteliğindeki kendisi. (Hazarlar)
  • Türkiye dünyadaki Türk nüfusunun yaklaşık üçte birini barındırmaktadır. (Türklerin Kökeni)
  • Vazgeçebilir ol hepsinden, her şeyden, kendinden. İnsanı bazen bir kere hatırlamak değiştirir, bazen on kere unutmak. (Mürdüm)
  • Tarih yapmaktan yazmaya vakit bulamadığımız kesinlikle doğru değil; doğru olan şey bulduğumuz vakitlerde tarih yazmadığımız. (Bulgarlar)
  • "Bir dönem Orta Asya'da Bulgarcanın konuşulduğunu söyleyen Togan, çeşitli kaynaklarda bunun izlerinin kaldığını söyler, ancak açıklama yapmaz." (Bulgarlar)
  • Kürt kelimesine açık bir telaffuzla Yenisey yazıtlarında rastlanmaktadır. İç Asya'da bir Türk budunun ismi Kürt'tür. (İran ile Turan)
  • "O yıl Türgişlere doğru Altay dağlarını aşarak (ve) İrtiş Irmağı'nı geçerek yürüdüm. Türgiş halkını uykuda bastım. Türgiş kağanının ordusu ateş (ve) bora gibi (üzerimize) geldi. Bolçu'da savaştık. (Türgişlerin) kağanını, yabgusunu (ve) şadını orada öldürdüm, devletini orada zapt ettim." (İlk Oğuzlar Köken, Türeyiş ve Erken Tarihleri Üzerine Çalışmalar)
  • Erenlerin kerametleriyle “kafir” muhataplarını etkilemesi gibi bir şeyin de Türkler nezdinde hayranlık uyandıracak bir yol olduğunu düşünemeyiz. Türklerin kendi din adamları olan kamlar zaten derunî kimselerdi; onlar sürekli “keramet” gösteriyorlardı ve hatta yada taşı ile yağmur yağdırılması örneğinde olduğu gibi, yaptıklarıyla Arapları etkiliyor veya dehşete düşürüyorlardı. (Türklerin İslamı Kabulü)
  • "Medeniyetin Mezopotamya'dan, son yirmi yıldır Amerikalılar tarafından sürekli bombalanan topraklardan başlayan ve Kaliforniya sahillerine ulaşan yolculuğunda bugün itibariyle sona gelinmiştir. Sadece yolculuğun tarihi bitmiştir, tarihin kendisi değil." İran ile Turan. (İran ile Turan)
  • Türklerde kağanlık için bilgelik bir şart olarak sun ulur ve kağanların iftiharla kullandıkları lakaplar ve sanlar arasında 'bilge' kelimesi en öndedir. (Hazarlar)
  • "On-Ok oğullarına ve yabancılara kadar (herkes) bunları görüp öğrenin." "On-Ok oğullarına ve (onlara tabi) yabancılara kadar (herkes) bunu görün (ve) öğrenin. Tabi halklar " bizim ötekilerimiz'dir, ancak kendisinden Türgiş birliğinin çıktığı On Ok halkı "bizimkiler" dir, çünkü "Türgiş hakanı (kendi) Türk'ümüz, (kendi) halkımız idi." (İlk Oğuzlar Köken, Türeyiş ve Erken Tarihleri Üzerine Çalışmalar)
  • Niebuhr'un ileri sürmüş olduğu nazariye gitgide daha çok taraftar bularak, mesele çok yönlü olarak incelenmiştir. Bu araştırmacılar arasında yer alan pek çok meşhur tarihçi, filolog ve arkeolog yaptığı çalışmalarda görüşlerini değişik şekillerde açıklamışlardır. Bunlar arasında meşhur çivi yazısı mütehassısı Mordtmann, Saka tigrakhauda ve Saka haumavarga'nın Türklüğünü çivi yazılı metinlere dayanarak ispatlamaya çalışmıştır". Filolojik malzemeleri Türkçe kelimelerle karşılaştıran Kuun da, "Artık belgelerin bolluğu İskitlerin kolektif adının farklı Türk soylarını içerdiğini açıkça gösteriyor demekle İskitlerin Türklüğünü kabul etmektedir" (Doğu Avrupa Türk Tarihi)
  • Verimli topraklarda nüfus daima kalabalık olur; verimsiz yerlerde tarihin hiçbir döneminde belli bir seviyeyi aşmaz. (İran ile Turan)
  • Bilimsel ilerlemeler dünyada kimsenin bilmediği şeyleri söyleyenlerin eliyle gerçekleşir. Öbür türlüsü skolastik bilgi ve yaklaşımdır. Bir görüşü bilim dışılıkla suçlamak değil, bilim dışılığını göstermek gerekir. (Macarlar-Kökler ve Türkler)

Yorum Yaz