diorex
sampiyon

Hayatın Işıkları Yanınca - Serdar Özkan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hayatın Işıkları Yanınca kimin eseri? Hayatın Işıkları Yanınca kitabının yazarı kimdir? Hayatın Işıkları Yanınca konusu ve anafikri nedir? Hayatın Işıkları Yanınca kitabı ne anlatıyor? Hayatın Işıkları Yanınca kitabının yazarı Serdar Özkan kimdir? İşte Hayatın Işıkları Yanınca kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 13.02.2022 14:00
Hayatın Işıkları Yanınca - Serdar Özkan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Serdar Özkan

Yayın Evi: Altın Kitaplar

İSBN: 9789752112902

Sayfa Sayısı: 208

Hayatın Işıkları Yanınca Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Hayat mucizesi üzerine zarif bir roman."

-Vogue-, İtalya

"İlk romanı Kayıp Gül onu 50 ülkenin kitapçılarına taşıyan bir yayıncılık olayıydı. İkinci romanı Hayatın Işıkları Yanınca ile onun ismi şimdiden Paulo Coelho, Richard Bach ve hatta Saint Exupéry ile birlikte anılıyor. "

-Corriere della Sera-, İtalya

Hayata kırgın bir yetişkin. Bir yunus ile "hayatın ışıklarını yakacak" çok özel bir dostluk. Karşılıksız sevgi, ümit ve hayata dair mucizevi bir yolculuk... Okuru gerçek hayatın içinde büyülü bir dünyaya taşıyan, soluksuz okuyacağınız sıra dışı bir serüven.

Bugüne kadar 50 ülkede 43 dile çevrilen, tüm zamanların en çok okunan ve sevilen kitapları Simyacı, Küçük Prens ve Martı ile birlikte anılan Kayıp Gül'ün yazarından yüreğinizi ısıtacak yeni bir roman.

Hayatın Işıkları Yanınca Alıntıları - Sözleri

  • “İçin özgür değilse, hapistesindir.”
  • İçin özgür değilse, hapistesindir...
  • Yol ilerlemek için vardır.
  • "Küçük çocuklar gibi olmadıkça, göklerdeki bilgeliğe erişemezsiniz." Sayfayı çevirdim. Bir sonraki bölümün en tepesinde şöyle yazıyordu. "Öyle masallar vardır ki, gerçek hayattan daha gerçektir..." Kitabı okumaya devam ettim, ama bir kaç dakika sonra şu cümleye gelince durdum:    " Tanrı sevgidir. " " Sev, sadece sev, "demişti dostum bana. Ama hiçbir karşılık beklemeden sev. " En büyük mucize karşılıksız sevebilmektir. "
  • Evrendeki her şeyin yansıması insanda mevcuttu. İnsanın içinde de bitmek tükenmek bilmeyen savaşlar, insanın içinde de hiç dinmeyen bir barış ve mutluluk özlemi vardı.
  • Yaşam tahterevalliye binmek gibi. Bir ucunda ümit , diğer ucunda hayal kırıklığı . Ümit ne zaman en yükseğe çıksa ,aynı hızla hayal kırıklığını yukarı fırlatmaya başlıyor. Ne kadar hızlı yükselmişseniz ,o kadar hızlı düşüyorsunuz. Bir ümit, bir hayal kırıklığı, bir ümit, bir hayal kırıklığı, bir ümit , bir hayal kırıklığı ve oyun böylece sürüp gidiyor. Ama sürüp giderken , sürekli kıç üstü yere oturan siz oluyorsunuz.
  • Sana bir sorum var Yunus Ömer. Hangisi daha iyi sence? Sarı kuş olmak mı? Mavi kuş olmak mı? Dar kafeste uçamayacağını kabullenip sarı kuş gibi mutlu bir kuş olmak mı? Yoksa mavi kuş gibi mutsuz olma pahasına uçmaya çalışmak mı?
  • "Bazen ilk anda hoşlanmadığımız şeyler sonunda bizim için hoşlandıklarımizdan daha iyi olabilir."
  • Çünkü benim için arkadaş, '' içimdekini bilen'' demek. Arkadaşlık ise iki çocuğun bir çocuk olması demek.
  • bir kaç defa "Küçük Ömer" ve "Büyük Ömer" bölümü okuduktan sonra kitabın ilerleme şeklini anladım. Daha açıklayıcı da olabilirdi lâkin daha düzgün bir kompozisyonu yazmayı marifet sanarken bunları söylemem doğru mu olur bilemiyorum ;D

Hayatın Işıkları Yanınca İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Sevginin ve karşılıksız sevginin gücünün anlatıldığı sürrealist bir kitap. Size tanrının sıfatları ile hiç düşünmediğiniz bir tarzda bir tanışma fırsatı sunuyor. 10 yıl önce okuduğum zaman bir nefeste bitirmiştim (Ömer Jehat Alpago)

Nar birdir bir diyerek başlamayalım bu kitap incelemesine kitap Ömer adlı bir çocuğun küçüklük ve büyüklük hali şeklinde ilerliyor. Küçük Ömer'in bir yunusla arkadaşlığıyla birlikte hayallerini, yaşamın anlamını araması ve ona ulaşmak için karşılıksız, saf sevgiyi öğrenmeye çalışırken Büyük Ömer ise hayatın anlamsızlığından sıkılmış, bir gün her şeyin biteceğini o yüzden de hayatta hiçbir şeyin önemli olmadığını her şeyin anlamsız olduğunu savunmakta ve ölüm meleği sayesinde içindeki o küçük Ömer'i tekrar bularak içindeki ışığı, hayatın anlamlılığını ve her şeyin aslında yok olmadığını bu hayatta ölsek bile "sevgi" ile var olduğumuzu anlıyor. Peki biz büyüklerde ne zaman kaybediyoruz içimizdeki o çocuğu, yaşamın gerçek anlamını, yaşanacak tek bir hayatın olduğunu, gerçek sevgiyi? Tüm insanlar birdir bir... (⸙ℰlif)

Yaşama sıkı sıkı tutunmak için okunması gereken bir kitap (KapıGıcırtısı)

Kitabın Yazarı Serdar Özkan Kimdir?

Ağustos 1975'te doğan Serdar Özkan, ortaokul ve liseyi Robert Kolejde okudu. Lisans eğitimi için Amerika'ya giderek, Lehigh Üniversitesi'nde İşletme ve Psikoloji eğitimi gördü. Halen İstanbul'da yaşayan Serdar Özkan 2002 yılından beri full-time roman yazarlığıyla uğraşıyor. İlk romanı Kayıp Gül bugüne kadar 29 dile çevrildi, 40'tan fazla ülkede basıldı. Brezilya'dan Japonya'ya, Kanada'dan Endonezya'ya dünyanın dört bir yanında okurların büyük ilgi ve beğenisini kazanan Kayıp Gül, birçok ülkede haftalarca bestseller listelerinde yer aldı.

Serdar Özkan Kitapları - Eserleri

  • Kayıp Gül
  • Kayıp Gül 2: Ölümsüz Kalp
  • Kayıp Gül - Ekim Yağmurları
  • Hayatın Işıkları Yanınca
  • Aşkın Resmi
  • Mevlana Çağırınca

  • Rumi'nin Bildiği Aşk
  • Sen Ancak Sevdiğinsin
  • Rumi'nin Kitabı
  • Sarıl Bana
  • Şimdi Hayal Et
  • Sev
  • Göklerin Ötesi

  • Cennette Hüzün
  • Aziz Sultan
  • Mutlu Son
  • Bir Tek Sen Varsın
  • Mutluluk Yeniden
  • When Life Lights Up

Serdar Özkan Alıntıları - Sözleri

  • Kardeşim sen düşünceden ibaretsin Geriye kalan et ve kemiksin Gül düşünür gülistan olursun Diken düşünür dikenlik olursun. Rûmî (Rumi'nin Kitabı)
  • "Havaya dalgaların fırlattığı damlalar gibiyiz bu hayatta. Damlalar olarak denizden geldik, yine denize döneceğiz. Havada olduğumuz zaman da bu dünyadaki ömrümüz kısacık... Ama onu küçümsememeliyiz. Çünkü bir damla havada olduğu anda dahi, denizdendir ve denizledir." (Mutluluk Yeniden)
  • "Küçük çocuklar gibi olmadıkça, göklerdeki bilgeliğe erişemezsiniz." Sayfayı çevirdim. Bir sonraki bölümün en tepesinde şöyle yazıyordu. "Öyle masallar vardır ki, gerçek hayattan daha gerçektir..." Kitabı okumaya devam ettim, ama bir kaç dakika sonra şu cümleye gelince durdum:    " Tanrı sevgidir. " " Sev, sadece sev, "demişti dostum bana. Ama hiçbir karşılık beklemeden sev. " En büyük mucize karşılıksız sevebilmektir. " (Hayatın Işıkları Yanınca)
  • Yaşam tahterevalliye binmek gibi. Bir ucunda ümit , diğer ucunda hayal kırıklığı . Ümit ne zaman en yükseğe çıksa ,aynı hızla hayal kırıklığını yukarı fırlatmaya başlıyor. Ne kadar hızlı yükselmişseniz ,o kadar hızlı düşüyorsunuz. Bir ümit, bir hayal kırıklığı, bir ümit, bir hayal kırıklığı, bir ümit , bir hayal kırıklığı ve oyun böylece sürüp gidiyor. Ama sürüp giderken , sürekli kıç üstü yere oturan siz oluyorsunuz. (Hayatın Işıkları Yanınca)
  • Bil ki, sürekli ben demenin bedeli, öz benliğini unutmandır. (Kayıp Gül - Ekim Yağmurları)
  • “Soru ne olursa olsun cevabı sevgidir.” (Mutlu Son)

  • Sevginin elini tutan insan, o eli hiç bırakmazsa, sevginin kendisi olur. (Mutlu Son)
  • -sahibine Allah'a iade edilmesi gereken bir ev olan kalbi,bir kula vermiş olman.....Allah aşkıyla dolmamışsa o kalp,bir kula aşık olabilir. (Aziz Sultan)
  • "...ancak cahiller kendilerini yeterli görürler." (Mevlana Çağırınca)
  • Aramakla bulunmaz; lakin bulanlar arayanlardır. (Sen Ancak Sevdiğinsin)
  • Keyif, bir şezlongun üstüne uzanıp elinde bir kokteyl ile güneşlenmek değildir. Ya da bir yatın püfür püfür esen güvertesinde koy koy dolaşmak. Gerçek keyif, göğsünde genişlik, kalbinde sakinlik hissetmektir. (Rumi'nin Bildiği Aşk)
  • Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ Sevgiler bekliyor sürekli benden. İnsanın bir yanı nedense hep eksik Ve o eksiği tamamlayayım derken Var olan aşınıyor azar azar zamanla. Anamın bıraktığı yerden sarıl bana. Anıların kar topluyor inceden Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne. Ama yine de unutuş değil bu Sızlatıyor sensizliği tersine. Senin kim olduğunu bile bilmezken. Sevgiden caydığım yerde darıl bana. (Sarıl Bana)
  • ...o damla okyanusa aittir.özü okyanusun özüyle aynıdır.ve damla kendi içine bakarsa,özünü bulur. (Mevlana Çağırınca)

  • Çünkü ancak yardım isteyen insanlara yardım ulaştırabilirsiniz, ama buradaki insanların hâl dilinden yardım istemedikleri anlaşılıyordu. Hâl diliyle sanki şöyle diyorlardı: "Mutsuzum, ama güçlüyüm. En azından güçlü görünmek zorundayım ve problemlerimi ben halledebilirim." Ve bunu başkalarından gizlemeye çalışıyorlardı. Bazen gülerek, bazen duygusuz görünerek, bazen de başka bir yüz ifadesiyle. Çoğu da gözlerini koyu renk camlar arkasına gizlemişti. Çünkü gözler insanı ele verir. Gözler ruhun aynasıdır, ya ışık vardır onlarda ya da loşluk. Dudaklara şekil verebilirsiniz, yanaklara, kaşlara, alna, ama gözlere asla. (Mevlana Çağırınca)
  • "Allah'ım. Zaten bildiğin şeyleri bir kezde benden dinle. Çünkü sıkıntılar anlattıkça hafifler. Hüzün paylaştıkça dağılır. Ve ben, beni senden daha iyi dinleyecek birini bulabileceğimi zannetmiyorum. (Sarıl Bana)
  • ....sevdiğini sadece ve sadece Allah için sevene kadar bekleyecekti. (Aziz Sultan)
  • ''sen okyanusta bir damla değilsin.bir damlanın içindeki okyanussun". (Aziz Sultan)
  • Mutluluk başarı ile elde edilebilecek bir şey değildi. (Şimdi Hayal Et)
  • Sevgi, hayatın her alanında vardı. (Şimdi Hayal Et)
  • Keyif, bir şezlongun üstüne uzanıp elinde bir kokteyl ile güneşlenmek değildir. Ya da bir yatın püfür püfür esen güvertesinde koy koy dolaşmak. Gerçek keyif, göğsünde genişlik, kalbinde sakinlik hissetmektir. (Rumi'nin Bildiği Aşk)

Yorum Yaz