Hasret - Canan Tan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hasret kimin eseri? Hasret kitabının yazarı kimdir? Hasret konusu ve anafikri nedir? Hasret kitabı ne anlatıyor? Hasret kitabının yazarı Canan Tan kimdir? İşte Hasret kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Canan Tan
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 9786050913149
Sayfa Sayısı: 352
Hasret Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Gittin...
Bir yemin kaldı aramızda
Yarısı senin
Yarısı benim...
Hasret, izleri Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet öncesi döneme uzanan, gerçek yaşamdan alınmış kırık bir aşkın ve ömür boyu süren hasretin öyküsü.
Müslüman bir bey oğluyla bir Rum kızının tüm engellere rağmen filizlenen sevdası, önüne çıkan ne varsa yakıp yıkacak güçte bir kora dönüşür. Ancak ayrılık kaçınılmazdır.
Lozan Antlaşması'nın öncesinde imzalanan Mübadele Sözleşmesi, bir buçuk milyona yakın insanı yerlerinden yurtlarından ederken, geride parçalanmış hayatlar, boynu bükük aşklar ve nesiller boyu sürecek hasret hikayeleri bırakacaktır.
Tıpkı Tacettin'le Patricia'nın hikayesi gibi...
(Tanıtım Bülteninden)
Hasret Alıntıları - Sözleri
- "Elinizi uzatıp tutamadığınız hiçbir şey size ait değildir."
- "Hayat doluydu, içi kan ağlasada."
- "Eski güzel günler geride kalmış gibiydi."
- "Yanlış limana sığınmaya kalkmıştı."
- "Sabaha güvenme! Güneşin kimler için doğacağını bugünden kestiremezsin."
- "Geride bıraktıklarına yanıyor insan."
- İmkânsızlıkların farkında olsa da ümit etmekten vazgeçemiyordu insan...
- Söz ver bana. Her ne olursa olsun üzmeyesin kendini. Unutmayasın ki, her karanlığın sonunda bir ışık mutlaka vardır. Sabahı olmayan geceyi gördün mü sen hiç?
- Odalara kilitledim hasretini, Sen koktu odalar...
- Yanlış bir inanış vardır . Acı çekmenin analara mahsus olduğu düşünülür nedense. Babalar dertlerini, tasalarını, onulmaz acılarını yüreklerine gömüp dillendiremedikleri için belki de...
- Hasret en büyük esarettir…
- Bütün günahlarımdan arındım o gözlerde O gözlerde en masum günahları tattım...
- Hasret mi, ölüm mü deseler Ölümü seçerdi Tereddütsüz Hiç gözünü kırpmadan Ama ona soran olmadı ki...
- Ömür boyu yüreğinde taşıyacağı, vicdan muhasebesi ve suçluluk duygusuyla örülü amansız hasret yeni başlıyordu henüz...
- Gideceğiz gitmesine de..." dedi Nergis, "geride bıraktıklarına yanıyor insan. Geride bıraktığı sevdiklerine."
Hasret İncelemesi - Şahsi Yorumlar
ehvenişer denilen, kötünün iyisi bir durumdu yaşadıkları. omorfia'ya beraberlik ihtimali şerdi, kötüydü; ama patricia'nın sevdası da en kötünün bir gömlek iyi haliydi yalnızca. ve aris arkadaşı için çok, ama çok endişeleniyordu... (Mühendiscee)
Dalgaların Sessiz Çığlığı: "Çocukları denize mi atıyorlar tete?" Bu denize atılması ne uğrunaydı? Adetlerin aynı olması, inanışların ortaklığı denizin derinliği ile mi sonuçlanıyordu? O deniz bizlere sakinliği atfederken aslında sessizliğinde oluşan hırçın dalgaları ile geçmişin tufanıymışcasına bir gösterge miydi? (İlayda Öztürk)
Canan Tan'ın daha öncede çok kitabını okumuştum. Arka arkaya okuduğumda sanirim sıkılmıştım. Çok aradan ve çok değişik yazarlardan sonra çok özlemiş olduğumu hissettim. Bu kadının kalemi çok güzel konu harika akıcı tavsiye ederim. Ben bir günde okudum sizlere de iyi okumalar.. (Ebru ERDURU)
Kitabın Yazarı Canan Tan Kimdir?
Canan Tan Ankara'da doğdu. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunudur. Kendisi değişik edebiyat türlerindeki yarışmalarda birçok derece ve ödül aldı.
Kariyeri
"Eczacı iken, nasıl edebiyatçı oldunuz ?" sorusuyla sıkça karşılaştığını vurgulayan Tan, asıl sorunun "Edebiyatçı iken nasıl eczacı oldunuz?" diye sorulması gerektiğini belirtiyor. Bunun nedeni ise edebiyata olan ilgisinin daha önce başlaması. Lise yıllarında, Hisar Dergisi'nin düzenlediği şiir yarışmasında aldığı birincilik bu dünyanın kapılarını ona aralamış. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin Basın Yayın bölümünü Türkiye derecesi ile kazanarak, yakınlarının isteği doğrultusunda eczacılık fakültesini tercih etmiş, ancak daha sonra evlenerek Diyarbakır'a gelin olarak gitmiş ve orada yaşadığı süre içinde yazım hayatını sürdürse de bunları gün ışığına çıkartmamıştır. Ne Diyarbakır'a gitmesinin, ne de eczacılık mesleğini tercih etmesinin onun için bir eksik değil aksine Piraye, Eroinle Dans, En Son Yürekler Ölür adlı eserlerine birer ilham kaynağı olduğunu belirtmiştir.
Bu sıralarda yazdığı bir öykü, Hürriyet Gazetesi'nin düzenlemiş olduğu bir yarışmada birinci olmuş ve fotoroman olarak çekilmiştir. İzmir'e geldiği sıralarda da bir çok öyküsü ona ödüller getirmiştir. Bunun yanı sıra Hürriyet Ege ve Yeni Asır'da konuk köşe yazarı olarak güncel yazılar, Milliyet Pazar'da mizahi yorumlar yazmaya başlamış. İlk kitabı olan İster Mor, İster Mavi 1996'da Aziz Nesin'in birinci ölüm yıldönümünde İnkılap Kitabevi'nin düzenlediği mizah öyküleri yarışmasından başarı elde ederek basılmıştır ve aynı zamanda Canan Tan'a, Türkiye'de mizah öyküleri kitabı olan ilk kadın yazar unvanını kazandırmıştır. Devam eden mizahi öyküleri ve çocuklar için yazdığı eserleri ona bir çok ödüller getirmiştir. Asıl sağlam adımlarını yetişkinler için çıkardığı ilk roman olan Çikolata Kaplı Hüzünler ve devamında gelen Piraye adlı eserleriyle atmıştır. Hafta da üç gün ise Yeni Asır'da köşe yazıları yazmış ve 2004 yılında kazandığı köşe yazarı ödülüyle de bunu noktalamıştır. Daha sonra yarışmalara katılmaya son vermiş, okurlarının sevgisi için yazmayı sürdürmüştür.
Ödülleri
Türk Kütüphaneciler Derneği'nden, Türkiye'deki kütüphaneler bazında, "2009 yılının en çok okunan yazarı" ödülü/ 2010
İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü'nden 2004 Yılı Köşe Yazarı Ödülü
10.Orhon Murat Arıburnu Ödülleri'nde, uzun metrajlı film öyküsü dalında Birincilik Ödülü/ 1999
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Cumhuriyetin 75.Yılı Çocuk Öyküleri Ödülü /1998
İzmir Büyükşehir Belediyesi Çocuk Romanları Ödülü/ 1997
Rıfat Ilgaz Gülmece Öykü Yarışması'nda Birincilik Ödülü/ 1997
BU Yayınevi'nin Çocuk Öyküler Yarışması'nda 1. Mansiyon/ 1997
İnkılap Kitabevi'nin Aziz Nesin Gülmece Öykü Yarışması'nda basılmaya değer görülen İster Mor, İster Mavi adlı kitabıyla, Türkiye'de mizah öyküleri kitabı olan ilk kadın yazar unvanı/ 1996
1.Ulusal Nasrettin Hoca Gülmece Öykü Yarışması'nda 1. Mansiyon/ 1988
Kelebek (Hürriyet) Gazetesi'nin senaryo yarışmasında birincilik ödülü
Canan Tan Kitapları - Eserleri
- Yüreğim Seni Çok Sevdi
- Aşkın Sanal Halleri
- Yolum Düştü Amerika'ya
- Piraye
- Eroinle Dans
- En Son Yürekler Ölür
- İz
- Söylenmemiş Şarkılar
- Hasret
- Issız Erkekler Korosu
- Çikolata Kaplı Hüzünler
- Beyaz Evin Gizemi
- İster Mor İster Mavi
- Ah Şu Uzaylılar!
- Beşiktaş'ım Sen Çok Yaşa!
- Fanatik Galatasaraylı
- Oğlum Nasıl Fenerbahçeli Oldu?
- Sevgi Dolu Bir Yürek
- Sevgi Yolu
- Arkadaşım Pasta Panda
- Sol Ayağımın Başparmağı
- Sokakların Prensesi Şima
- Türkiye Benimle Gurur Duyuyor!!!
- Aliş Sünnet Oluyor Maviş de Gelin
- Aliş'e Kardeş Geliyor
- Sokaklardan Bir Ali
- Hayvanat Bahçesinde
- Aliş Okula Başlıyor
- Aliş Anaokulunda
- Uzay Kampı Maceraları
- Pembe ve Yusuf
- Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!
- Kelepçe
- Başıbozuk Sevdalar
- Şiirce
- Sızı
- Issız Kadınlar Sokağı
- Anneannem İnternette
- Uzaylılar Aramızda
- Önce Sen Vardın
- Sokaklardan Bir Ali
- Piraye
- Hasret
Canan Tan Alıntıları - Sözleri
- Nefretin olduğu yerde soluk alamazdım ben. (Söylenmemiş Şarkılar)
- Biliyorsun, ne yaşanmış olursa olsun… önce sen vardın! (Önce Sen Vardın)
- Gerçekler ortada. "İnsanı ağlatan, imkânsızlıklardır. Ve çaresizlik! senin asla bana ait olmayacağını düşünmek.. kabullenmek zorunda olmak..vazgeçememek, sınır tanımaz sevginin büyüklüğü karşısında âciz kalmak.." Bunlara ağladım işte ben. (Aşkın Sanal Halleri)
- Rahat kıçına mı battı? (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- Evet, ne kadar gayret gösterirsem göstereyim “Çabalama kaptan ben gidemem!” diyordu evliliğimiz. (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- Ben de seni sevdikten sonra kendime hiç rastlamadım. (Piraye)
- Hasret taneleri biriktirdim senin için. Hiçbir zaman veremeyeceğimi bilsem de. (Issız Erkekler Korosu)
- Beni öyle yalana inandır ki, Ömrümce sürsün doğruluğu... Özdemir Asaf (Issız Erkekler Korosu)
- “Koca var Baş tacı edilir. Koca var Kilim niyetine yere serilir. Hatta yetmezmiş gibi Üstünde tepinilir.” (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- En acısı da ne biliyor musun..? "Aslında sana hiç sahip olamadığımı, seni kaybettiğimde anlamış olmam." (Yüreğim Seni Çok Sevdi)
- Sırtlan: ''İnsanlar birbirini Çok severler sanmayın ! Parçalarlar , kırarlar, Kıstırırlar , boğarlar; Bir küçük çıkar için Gözlerini oyarlar...'' (İster Mor İster Mavi)
- "Yeni fikirler, gereksinimlerden doğarmış..." (İster Mor İster Mavi)
- Gel artık bebeğim.... Gel artık! Daha fazla bekleyecek gücüm kalmadı. Bak, baban da, ben de sabırsızlıkla yolunu gözlüyoruz Gel artık Haşim Artukoğlu! Babanın adını yaşatmak için gel artık... (Piraye)
- "Boş ver!" dedi kaygılarına. Çarpıkistan'da, az sayıda olsa bile, "çarpık" lar kadar, "Davut" lar da bulunmalıydı... (Anneannem İnternette)
- Ölmüş! Öyle diyorlar, inanamıyorum. (İz)
- "Yalanla,dolanla, Hileyle,talanla Dört ayak üstüne düşmeyi Marifet sayanlar... İşte onlar, İnsanlar! Aslında bazıları İki değil, Dört değil, Kırk tane ayaklılar... Her biri çevremizde Yaşayan Kırkayaklar!..." (İster Mor İster Mavi)
- "Şampiyon Galatasaray" (Fanatik Galatasaraylı)
- Sen demez miydin, özleme dayanmak için onu parçalara bölmek gerek, diye? (Eroinle Dans)
- “Kadın var Pırıl pırıl Tektaş pırlanta misali. Kadın var Çakıl taşı Ondan daha değerli.” (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- Ses çıkarmıyorum. Haklı evden kaçan çocukların sokaklarda yattığını bilmiyor muydum sanki?... Adı üstünde: Sokak çocuğu. Evi: Sokaklar... (Sokaklardan Bir Ali)