dedas
Turkcella

Güneş Ülkesi - Tommaso Campanella Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Güneş Ülkesi kimin eseri? Güneş Ülkesi kitabının yazarı kimdir? Güneş Ülkesi konusu ve anafikri nedir? Güneş Ülkesi kitabı ne anlatıyor? Güneş Ülkesi PDF indirme linki var mı? Güneş Ülkesi kitabının yazarı Tommaso Campanella kimdir? İşte Güneş Ülkesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 05.06.2022 10:00
Güneş Ülkesi - Tommaso Campanella Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Tommaso Campanella

Çevirmen: Çiğdem Dürüşken

Editör: Eyüp Çoraklı

Orijinal Adı: Civitas Solis

Yayın Evi: Alfa Yayıncılık

İSBN: 9786051069180

Sayfa Sayısı: 145

Güneş Ülkesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Campanella'ya göre doğa "sonsuz bilgelik" üzerine yazılmış bir kitaptır. Çünkü doğa yaşayan bir organizmadır, doğada olup biten her şey iki karşıt gücün ilişkisi sonucu meydana gelir. Her varlık kendini koruma eğilimini duyularla gerçekleştirir, kendisine zarar verecek olandan bu sayede kaçar, olumlu olanı arar. Aristoteles karşıtı bu görüşleri, Dominiken manastırlarındaki yalın ve paylaşımcı yaşam anlayışıyla birleşince Campanella sürekli baskı altında tutulur; hapsedilir, işkence görür, sürgüne gönderilir.

Güneş Ülkesi yazarın özgürlük arayışınının ütopyasıdır. Kitabın kahramanı olan ve yeniyi arayışı simgeleyen Cenevizli Kaptan seyahatleri sırasında ekvatorun altındaki Taprobana adasına gelir. Burada yurttaşların bir tür komün hayatı sürdürdüğü Güneş Ülkesi'ni görür. Kendini beğenmişliğe, dolayısıyla kötülüğe yol açtığından özel mülkiyet yasaktır; bu ülkede her şey herkese aittir. Herkes sürekli eğitim görmekte, kendini geliştirmektedir. Bütün hayat, varlıktaki olumlu olanı ortaya çıkarıp geliştirmeye adanmıştır. Güneş Ülkesi, Thomas More'un Ütopya geleneğinin parlak bir örneğidir.

(Tanıtım Bülteninden)

Güneş Ülkesi Alıntıları - Sözleri

  • "Yoksulluk insanları alçaltır, hileye, hırsızlığa, yalancılığa, serseriliğe götürür; onlarda yurt sevgisini azaltır. Zenginlikse, gururlu, cahil, küstah, hain, palavracı, bencil ve iftiracı yapar."
  • "Böyle eğitimli birinin yöneticilik aklına sahip olduğundan hiç kuşku duymayız; oysa sizler nerde cahil adam var onu başınıza geçiriyorsunuz veya soylu bir aileden geldiğinden ya da güçlü bir parti tarafından seçildiginden bu tür adamların yöneticiliğe uygun olduğunu düşünüyorsunuz."
  • ...yüksek mevkiler elde etme hırsları yüzünden yozlaşmamış olsalardı çok daha kutlu insanlar olur, mala mülke bu kadar düşmez, herkese daha fazla hayırları dokunurdu.
  • Insan; güç, bilgelik ve sevgi sayesinde değer kazanır; güçsüzlük, bilgisizlik ve sevgisizlik yüzünden günah işler ya da ilk ikisinden ötürü günahkar bir doğası olur veya her üçünü ya da üçüncüyü huy ve yetenek edinip günaha teslim olur.
  • Güneşe kalsa, dünyayı çoktan yakıp kül ederdi.
  • İşte, orada (özel) mülkiyet olmadığından, bencillik, kendini düşünme özelliği amaçsız, işe yaramaz bir hale geldiği için, ortak varlığa (topluma) kalan artık sadece sevgidir..
  • Refah ve barış birlik olmadan sağlanamaz.
  • Yoksulluk insanları alçaltır, hileye, hırsızlığa, yalancılığa, serseriliğe götürür; onlarda yurt sevgisini azaltır. Zenginlik ise insanı gururlu, cahil, küstah, kibirli, hain ve katı yürekli biri olmalarına yol açar.
  • Evet insanoğlu, Tanrı’ya bile dil uzatabilecek kadar özgürdür. Tanrı insanları kendisine karşı olmaya zorlamıyor. Tanrı kendini ikiye bölebilir mi ki böyle bir şey yapsın?
  • Parlak zekası olanlar devlet işlerine alınıyor.
  • Bu yüzden bizim elinde hiçbir sanatı yokken keyif içinde gününü gün ederek yaşayan ve sırf zevkini ve aylaklığını tatmin etmek için emrinde bir sürü köle çalıştıran adamları soylu olarak nitelememizi gülünç buluyorlar.
  • «Sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma ve sana yapmalarını istediğin şeyi de onlara yap!»
  • Dünya kocaman bir hayvandır: insan onun bağrında yaşar, tıpkı biz insanların karnında yaşayan kurtlar gibi.
  • Yoksulluk insanları alçaltır, hileye hırsızlığa, yalancılığa, serseriliğe götürür, onlarda yurt sevgisini azaltır. Zenginlikse, gururlu, cahil, küstah, hain, palavracı, bencil ve iftiracı yapar.

Güneş Ülkesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Tommasonun "Güneş Ülkesi" Thomas Moorenun "Ütopya"asına çox bənzər başlıqla başladı. (hərçənd ki Ütopya daha geniş mövzulu idi və yarıda buraxmışam) Mövzu ütopya kimi qeyd edilsə də 1000kitabda oxuduğum digər bir rəylə razıyam ki, bu kitabda bəhsi gedən ölkə kiminə görə ütopya kiminə görə distopya kimi görünə bilər. Ölkə din, astrologiya və elm kimi bir-biri ilə heç vaxt örtüşməyən sistemlərin harmanlanması ilə idarə olunur. Məhz buna görə də kitab türklər demişkən öz içərisində bir çelişki içərisindədir. Ölkənin əsas devizi "Hamının azdlığı"dır amma içərisində heç də hər kəsin azad olmadığı çox bariz görünür. Guya gender bərabərliyini əldə etmişlərmiş kimi danışır, 1 vərəq sonra isə ağır işlərim sadəcə kişilərin gördüyünü, qadınlardan ortaq istifadə olunmasını və s. oxuyuruq. Bunun kimi daha bir çox sosioloji, siyasi, ekonomik və başqa bir çox mövzunun həm ütopik həm distopik yanlarını eyni zamanda oxuyuruq. Budur ütopya? Bir də kitabda nəsil artırma mövzusu barədə yazılanlar mənə o qədər qorxunc idi ki, amma ölkə əhalisinə görə bu öyrənilmiş qaydalar idi. Kitabda bəhsi gedən, sözdə çarəsi tapılmış bütün mövzuların altında məntiqsizliklə iyi niyətin qarışdığını görmək olur. Necə mi? Doğulan uşaqlarım sağlam olması üçün doğru qadınlar doğru kişilərlə eşleştirilir. "Baş qadın" ürəmə üçün uyğun saat gələnə qədər cütləri başqa otaqlarda yatızdırır və doğru saat gəldikdə( saat da bürclərə görə seçilir pfff) qapılarının ağzını açır və onları sərbəst buraxır, heyvan kimi.. Kitabda tamamilə mənə xoş gələn, bugünkü dünyamızda olmasını istədiyim vəziyyətlər də var idi, olmadığına şükr etdiyim məsələlər də.. Təəssüf ki kitaba səsli qulaq asdığıma görə alıntılar götürə bilmədim. Buna görə də ilərləyən zamanlar da pdf və ya fiziki kitabı əldə edib yenidən oxumağı çox istiyərəm. (admiral914)

Campanella sabrı dilerim hepinize..:D: Selam, arkadaşlar. Yine bir inceleme.:D Bu günlerde her kitaba eklerim herhalde. :) Campanella, düşüncelerini yirmi yedi yıllık hapis hayatıyla ödemiş ama düşüncelerinden asla vazgeçmemiş bir yazar. Hapise atılmasının nedeni, yaşadığı dönemde Avrupada istediği şekilde yönetilen devletin olmamasına itirazıydı. Kitap Platon'un Devlet kitabıyla aynı amaca hizmet ediyor. Felsefe ile kurulmuş bir devletin hayalini kuran Tommaso bunu kitap olarak yazmaya karar verir. Kitapda hayal edilen ülkenin mimari yapısına kadar yazılmış. Beğendiğim kısımlar olsa da arada sıkıldığım doğrudur..:) Kitabın yarısı 2 şahsın diyalogundan oluşuyor: Ospitalario ve Cenovalı Kaptan. (Ospitalario, Kutsal topraklarda hastalanan hacılara bakmak amacıyla kurulmuş bir kuruma bağlı kimselere verilen addır.) Ospitalario soruyor kaptan cevaplıyor. Sonradan ek olarak 3 bölüm var. En sonunda dikkatimi çeken ve yazarı daha da merak etmeme sebep olan kısım: Campanella'nın çağdaşı Rossi adında bir yazar şöyle yazıyor:Campanella'ya otuz beş saat boyunca yaptıkları işkence öylesine vahşiceydi ki «kıçının bütün kan damarları kopmuş, açılan yaralardan durmadan kanlar boşalıyordu.Dişlerini sıkıp işkenceye öylesine dayandı ki, ağzından, bir filozofa yakışmayacak tek kelime bile alamadılar.» İyi okumalar. (: (ٌ₰‹‹D’opَaminٍ›› ٌ₰)

Tüm ütopylar komünisttir! Thomas More'un ütopyasını okuyan biri için tatmin edici olması pek mümkün değil. Çok fazla boşluk var. Devlet sistemi en çok da cinsiyetlere düşen görevler sanki olması gerektiği gibi değil olmasını istedikleri gibi. Ben birazda olaylara eşitlik gözünden baktığım için bana hiç kabul edilebilir yada gerçekçi gelmedi. Ayrıca yazarımızın kadın erkek ilişkilerini işlerken aşktan bir haber olduğunu söylemek mümkün. Bu duygunun ne kadar güçlü ve karşı konulamaz olduğunu biliriz. Ayrıca yazar aslında bir din ütopyasıda yazmış. Her konuyu dinle ilişkilendirip en üst yöneticiyi de bir din adamından seçmiştir fakat bunun pek akıl kârı olmadığını ortaçağ da gördük. Ütopyalar hakkında yazacaksam ben karşılaştırmayı Tomas More'un ütopyası ile yapmayı tercih ederim. More dini görmezden gelmiş iyi bir devlet yapısı kurmak için din özgürlüğünü savunmuştur. Ayrıca More'un Utopiasında aile ilişkileri daha kabul edilebilir. Zira aile ve Sevgi bağının görmezden gelinmesi ve insanların sırf öyle olması gerektiği için bunlardan vazgeçeceğini düşünen kimse henüz saf insan nefsiyle/ iradesiyle karşılaşmamış demektir. Kısacası ben pek tatmin olmadım. Fakat yazıldığı tarih ve kurgusallığı itibariyle temel ütopyalar arasında yer alan güneş ülkesi göz ardı edilemeyecek bir eserdir. Ve konu ütopya olduğunda muhakkak okuması gereken eserlerden biridir. (İnci Küpeli Kız)

Güneş Ülkesi PDF indirme linki var mı?

Tommaso Campanella - Güneş Ülkesi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Güneş Ülkesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Tommaso Campanella Kimdir?

Tommaso Campanella, asıl adı Giovanni Domenico Campanella (5 Eylül 1568, Stilo, Napoli Krallığı – 21 Mayıs 1639, Paris), İtalyan şair, yazar ve Platoncu filozof. Ütopya yapıtı Güneş Ülkesi (Latince başlığı: Civitas Solis, İtalyanca başlığı: La Città del Sole) ile ünlüdür.

Campanella, 1568’de Stilo’da dünyaya geldi. 1583’te Dominiken tarikatına girerek Tommaso adını aldı. 1589’da Napoli’ye giderek, orada Philosophia sensibus demostrata'yı (1591; Duyularla Açıklanan Felsefe) yayımladı. Padova’da Galileo Galilei ile tanıştı; yıllar sonra yazdığı Apologia pro Galilaeo (1616; Galilei’nin Savunması) adlı eserinde Galileo’yu savunacaktı. Campanella 1593’te cinsel sapıklıkla suçlandı ve tutuklandı, ama beraat etti. 1596’da heretiklik suçlamalarına karşı kendini savundu. Tomasso Campanella Kalabriya'yı İspanyol egemenliğinden kurtarmak ve hayalindeki komünist düzeni kurabilmek için 1599 yılında bir ayaklanma planı hazırlamıştı. Bu plana Kalabriya'nın ileri gelenleri de dahil olmuştu, ancak isyan hazırlığının ihbar edilmesi üzerine geniş bir tutuklama başlatıldı ve bu kapsamda Campanella da tutuklandı. Ayaklanmanın başarısız olması durumunda isyancıları kurtarmak için Kalabriya açıklarında bir Osmanlı gemisi beklemekteydi. Aslen Kalabriyalı olan Cigaloğlu Paşa, ki Cağaloğlu ismi buradan gelir, Campananella ile sürekli irtibattaydı. Ancak ayaklanmanın henüz başlatılmadan bastırılması üzerine Cigaolğlu Paşa da yeniden Osmanlı topraklarına dönmek zorunda kaldı.

27 yılını burada geçirirken İtalyan Edebiyatının en güzel şiirlerini yazdı. Ayaklanma planının açığa çıkarılmasıyla tutuklanıp Napoli’ye götürüldü. Gördüğü işkence sonucunda ayaklanmada yer aldığını itiraf etti, ancak deli rolü yaparak ölüm cezasından kurtuldu ve ömür boyu hapse mahkûm edildi.

1626’da serbest bırakıldı. 1634’te Napoli’de İspanyollara karşı bir komplonun içinde yer aldığı belirlenince, Fransa’ya kaçtı.

Campanella, 1639’da Paris’te öldü.

Campanella, hapisteyken Güneş Ülkesi’ni yazdı. Yüzyıl önce yaşamış Thomas More gibi, Campanella da yapıtında Platon’un Politea’sını (Devlet 1942, 1946) örnek alır. Güneş Ülkesi’nin yöneticileri aydın kişilerdir. Ülkenin en yüksek yöneticisi filozof bir rahiptir. Her birey, topluma yararlı olacak şekilde bir görev üstlenir. Özel mülkiyet yasak olup, her şey ortaktır.

Tommaso Campanella Kitapları - Eserleri

  • Güneş Ülkesi

Tommaso Campanella Alıntıları - Sözleri

  • "Böyle eğitimli birinin yöneticilik aklına sahip olduğundan hiç kuşku duymayız; oysa sizler nerde cahil adam var onu başınıza geçiriyorsunuz veya soylu bir aileden geldiğinden ya da güçlü bir parti tarafından seçildiginden bu tür adamların yöneticiliğe uygun olduğunu düşünüyorsunuz." (Güneş Ülkesi)
  • Insan; güç, bilgelik ve sevgi sayesinde değer kazanır; güçsüzlük, bilgisizlik ve sevgisizlik yüzünden günah işler ya da ilk ikisinden ötürü günahkar bir doğası olur veya her üçünü ya da üçüncüyü huy ve yetenek edinip günaha teslim olur. (Güneş Ülkesi)
  • «Sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma ve sana yapmalarını istediğin şeyi de onlara yap!» (Güneş Ülkesi)
  • Yoksulluk insanları alçaltır, hileye hırsızlığa, yalancılığa, serseriliğe götürür, onlarda yurt sevgisini azaltır. Zenginlikse, gururlu, cahil, küstah, hain, palavracı, bencil ve iftiracı yapar. (Güneş Ülkesi)
  • Bu yüzden bizim elinde hiçbir sanatı yokken keyif içinde gününü gün ederek yaşayan ve sırf zevkini ve aylaklığını tatmin etmek için emrinde bir sürü köle çalıştıran adamları soylu olarak nitelememizi gülünç buluyorlar. (Güneş Ülkesi)
  • Güneşe kalsa, dünyayı çoktan yakıp kül ederdi. (Güneş Ülkesi)
  • Parlak zekası olanlar devlet işlerine alınıyor. (Güneş Ülkesi)
  • Dünya kocaman bir hayvandır: insan onun bağrında yaşar, tıpkı biz insanların karnında yaşayan kurtlar gibi. (Güneş Ülkesi)
  • "Yoksulluk insanları alçaltır, hileye, hırsızlığa, yalancılığa, serseriliğe götürür; onlarda yurt sevgisini azaltır. Zenginlikse, gururlu, cahil, küstah, hain, palavracı, bencil ve iftiracı yapar." (Güneş Ülkesi)
  • Evet insanoğlu, Tanrı’ya bile dil uzatabilecek kadar özgürdür. Tanrı insanları kendisine karşı olmaya zorlamıyor. Tanrı kendini ikiye bölebilir mi ki böyle bir şey yapsın? (Güneş Ülkesi)
  • Refah ve barış birlik olmadan sağlanamaz. (Güneş Ülkesi)
  • Yoksulluk insanları alçaltır, hileye, hırsızlığa, yalancılığa, serseriliğe götürür; onlarda yurt sevgisini azaltır. Zenginlik ise insanı gururlu, cahil, küstah, kibirli, hain ve katı yürekli biri olmalarına yol açar. (Güneş Ülkesi)
  • ...yüksek mevkiler elde etme hırsları yüzünden yozlaşmamış olsalardı çok daha kutlu insanlar olur, mala mülke bu kadar düşmez, herkese daha fazla hayırları dokunurdu. (Güneş Ülkesi)
  • İşte, orada (özel) mülkiyet olmadığından, bencillik, kendini düşünme özelliği amaçsız, işe yaramaz bir hale geldiği için, ortak varlığa (topluma) kalan artık sadece sevgidir.. (Güneş Ülkesi)

Yorum Yaz