akademi
dedas

Goriot Baba - Honore de Balzac Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Goriot Baba kimin eseri? Goriot Baba kitabının yazarı kimdir? Goriot Baba konusu ve anafikri nedir? Goriot Baba kitabı ne anlatıyor? Goriot Baba kitabının yazarı Honore de Balzac kimdir? İşte Goriot Baba kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 05.02.2022 17:21
Goriot Baba - Honore de Balzac Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Honore de Balzac

Çevirmen: Tahsin Yücel

Orijinal Adı: Le Père Goriot

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789758440757

Sayfa Sayısı: 304

Goriot Baba Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir babanın, kızları için bulunduğu özverilerin derin bir ıstıraba dönüşmesini anlatan Goriot Baba, para, güç ve umarsızlığın doğurduğu “burjuva trajedisi”ne iki farklı açıdan yaklaşır. Bir yandan, Goriot, iyi evlilikler yapmış ama gırtlağına kadar borca batmış kızlarının isteklerini karşılayabilmek için yoksulluğa düşer; öte yandan yoksul ve dürüst genç Rastignac giderek hırslarına yenilir, Goriot’nun kızlarından birinin çekiciliğine kapılarak para ve başarı hummasına tutulur.

W. Somerset Maugham’ın “gelmiş geçmiş en büyük romancı” dediği Balzac’ın bu romanı, gerçekçilik akımının başyapıtı sayılır. Yalnızca ilginç baba tipiyle değil, anlatımdaki ustalığı ve öteki kahramanlarıyla da dünya edebiyatının kült romanları arasında yer alan Goriot Baba, Balzac’ın “İnsanlık Komedyası” adlı anıt yapıtının ilk kitabıdır.

Goriot Baba Alıntıları - Sözleri

  • 'Efendiler, karşı cinsten bir kimseye saygı gösterin,'
  • Kurumuş yürekler görmek mi daha ürkütücüdür, boşalmış kafatasları görmek mi, kim karar verebilir?
  • "Katılaşmış yüreklerin mi yoksa içi boşalmış kafataslarının mı daha korkunç olduğuna kim karar verebilir?"
  • "Yürek iyi bir rehberdir!"
  • İlkeler yoktur, yalnız olaylar vardır; yasalar yok,yalnız koşullar vardır, üstün insan olayları ve koşulları benimseyip onlara yön verir.
  • Güzel ruhlar bu dünyada uzun süre kalamaz. Öyle ya, büyük duygular aşağılık, küçük, yüzeysel bir toplumla nasıl bağdaşır?
  • Dünya bir bataklıktır, yükseklerde durmaya bakmalıyız.
  • “Herkes erdeme inanıyor, ama kim erdemli ki? Bütün halklar özgürlüğe tapıyor; ama yeryüzünün neresinde özgür bir halk var?”
  • İnsanlara hak ettikleri gibi davranın
  • Belki de her şeyi, her şeye gerçek bir alçakgönüllülükle, zaaflarıyla ya da kayıtsızlıkla katlanan birinin sırtına yüklemek, insan doğasının ayrılmaz bir parçasıdır.
  • İnsan her zaman kendi değerini bilmelidir..
  • Katılaşmış yüreklerin mi yoksa içi boşalmış kafataslarının mı daha korkunç olduğuna kim karar verebilir?
  • Kangren olmuş bir toplumun paçavra üyeleri, bizde sizin yüreğinizden daha az alçaklık vardır.
  • Gerçek bir duygunuz olursa, bir gömü gibi saklayın; hiçbir zaman sezdirmeyin, yoksa mahvolursunuz. Cellat olmaktan çıkar, kurban olursunuz. Sevecek olursanız, gizinizi iyi saklayın! İçinizi kime açtığınızı iyice düşünmeden açmayın.

Goriot Baba İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Sınırsız sunulan sevgi, sevgi değildir!: Kuşkusuz dünya ve Fransız edebiyatının en önemli isimlerinden biri de Realist Edebiyat Akımı’nın öncüsü kabul edilen yazar/honore-de-balzac’tır. Cemil Meriç onun için, “Dünyada romanın kaderini çizen Balzac’tır. Balzac’ın romanı bir sosyolojidir”* sözlerini kullanıyor. Gerçekten de Balzac, kaleme aldığı yüzün üzerindeki eserinde Fransız toplumunu bütün yönleriyle romanlaştırıyor. Öyle ki romanlarında yer verdiği karakterlerinin üzerinden tüm Fransız toplumunun fotoğrafını çekerek yaşadığı dönemi adeta insanoğlunun gözleri önüne seriyor.  • • • Bu yönüyle onun, dünyada en çok tanınan ve okunan eserlerinin başında, “Vadideki Zambak”la birlikte “kitap/goriot-baba--169080” geliyor. Balzac bu romanında, kızlarını hastalık derecesinde seven Goriot Babayla, taşradan Paris’e gelen ve üst sınıfa çıkmak için ihtirasla yanıp tutuşan yoksul bir hukuk öğrencisi Eugene de Rastignac’ın hikâyesini anlatıyor. Bir şehriye ve un tüccarı olan Goriot Baba, eşini genç yaşta kaybediyor ve bir daha evlenmiyor. Kendisini tutkuyla bağlandığı iki kızını yetiştirmeye adıyor. Onlara sevgisini sınırsızca sunuyor ve en iyi eğitimleri aldırıyor. Zamanı geldiğinde de onları üst sınıftan insanlarla evlendiriyor. Tüm yaşamını ve servetini kızları için harcamasına rağmen beklediği ilgiyi ve sevgiyi hiçbir zaman göremiyor.            • • • Doğrusu Balzac, pedagoji ve psikolojinin günümüzdeki kadar gelişmediği bir dönemde Goriot Baba’nın hikâyesi üzerinden çocuk yetiştirmede dikkat edilmesi gereken hususlar konusunda okura önemli ipuçları veriyor. Çocukların her istediğini sınırsızca yapmanın, sevgiyi sınırsızca sunmanın, hastalık derecesinde çocuklara bağlılığın onların karakter, kişilik ve kimlik gelişiminde doğru bir tutum olmadığını gösteriyor. Çocukların her istediğini yapmakla iyi bir baba olunamayacağının mesajını veriyor. Eugene de Rastignac’ın hikâyesi üzerinden ise bir yandan alt ve üst sınıflar arasındaki mesafeyi ortaya koyarken, bir yandan da yüksek sınıfların hırsları, ahlâki yozlaşması ve çürümüşlüğünün resmini çekiyor. Onların yaşadıkları bu hayatın hiç de özenilecek ve imrenilecek bir yaşam olmadığını gözler önüne seriyor.    • • • Tüm bunlarla birlikte Balzac, “Goriat Baba”da toplumun tamamını temsil eden karakterleriyle o dönem Fransız toplumunun yoksulluktan ihtişama doğru giden fotoğrafını çekiyor. O nedenle kitabı okurken her ne kadar kalbiniz sızlasa da sayısız dersler çıkarıyorsunuz. Nitekim Goriot Babanın hikâyesini okurken her erkeğin sağlığı yerindeyse bir çocuk sahibi olabileceğini; ancak her çocuk sahibi olanın iyi bir baba olamayacağını öğreniyorsunuz. Baba olmanın bir ömür boyu süren uzun bir yolculuk olduğunu; bu yolculuğa çıkmak isteyenlerin erken yaşlardan başlayarak bilgiyle ve bilinçle donanması gerektiğini anlıyorsunuz. Sınırsız sunulan sevginin, aşırı yenen bir bal gibi insanı nasıl zehirleyebileceğine şahit oluyorsunuz. Sınıf atlamak için duyulan ihtirasın ve çabanın buna değip değmeyeceğinin muhasebesini yapıyorsunuz.   Bu itibarla, kitabı okumuş birçok kitapsever gibi ben de “Goriot Baba”yı, özellikle yaşama yeni atılmaya hazırlanan ve anne baba olmayı isteyen okurlar başta olmak üzere, tüm okurların mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum.   “Yüreğimiz bir hazinedir; onu bir anda tüketirseniz mahvolursunuz” sözünü merak eden okurlara… Keyifli okumalar dilerim! .......................................... *Cemil Meriç, kitap/sosyoloji-notlari-ve-konferanslar--31630, s.338. (nalkan)

Seni seviyorum Balzac!: Yazarın İlk okuduğum kitabı olmamakla beraber, onu tanımak, anlamak, çözümlemek niyetleriyle okuduğum tabiri caizse alıcı gözüyle baktığım ilk kitabı olmuştur. Burdan en samimi duygularla Balzac’a seslenmek ve bu müthiş eseri coşkunlukla herkese tavsiye etmek istiyorum. Balzac seni seviyorum! Artık gerçekten seviyorum, artık diyorum çünkü itiraf edeyim ki başlarda yalnızca Marcel Prost sevdiği için, “Kayıp Zamanın İzinde” serisi boyunca adını defalarca kez onun ağzından duyduğum için sevmiştim. O sevdiyse vardır bir bildiği demiştim.. Ha bide günde 20 fincan kahve içtiğin için. Lakin yazdıklarını okumak şerefine eriştiğim, hiç olmazsa eserlerin aracılığıyla yarattığın dünyada seni biraz olsun tanımış olduğumu düşündüğüm için büyükçe seviyorum şimdi. Karakter analizlerine, çatı katındaki yoksul masandan yalnızca geceleri izlediğin bu İnsanlığın Komedyasını, tüyler ürpertici şekilde bana sanki Vaquer pansiyonun bir pansiyoneriymişim gibi hissettiren büyük kalemine tarifsiz bir saygı duyuyorum. Kitap boyunca işlenen her duygunun sahiciliği, tutkuların derinliği de misliyle artırıyor hayranlığımı. Zweig, Üç Usta kitabında bahsetmiş senden “Balzac’ın karakterleri tutkuludur” demiş, ne kadar haklı. Bir taraftan bu kitabın her satırında ezildim, gözyaşları içinde ellerimle ceplerimde kefen parası bile aradım diğer taraftan, Rastignac ve Goriot baba ile bir parçada olsa hala yaşadığını haber verdiğin insanlığa sarıldım sıkı sıkı. Uzun lafın kısası bende tutkulu bir tesir bıraktın. Ben Napoleon’ un kılıcını pek sevmem ama senin kaleminin şüphesiz daha büyük fetihler yaptığını, yapacağını biliyorum artık. Bir okurun, bu gece yatağa yaşadığımız dünyanın kıyısındaki asıl gerçekliği, senin sayende duyumsayarak, birazda acı çekerek girecek. ! Saygılar (Asya Önal)

Goriot Baba' dan Mevlevî kıssalar.: 274 sahifelik bir kitabın içinde derin bir kuyu açmış Balzac ve içini altın suyuyla doldurmuş. Sevginin ölçülü yaşanmasının hayati sonuçlarını anlatmış, fazlası zararken azı karar olmuş. Evlat sevgisi üzerinde durmuş. 18 yy. Avrupasında, sınıf farklılıkları dolayısıyla çürümüşlüğün tadına baktırmış 21. yy çocuklarına. Burjuvaların, yine 18. yy da cilalı mermer taşlı balolarında taktıkları maskeleri indirmiş yüzlerinden, onlara üçüncü bir gözden ne denli iğrenç göründüklerini anlatmış. Kraldan çok kralcıları betimlerken onlara ne kadar komik göründüklerini ruhî tahlillerinde anlatırken geleceğin çocuklarına da ara ara öğüt vermiş. Gestalt' ın bize kazandırdığı "seçici algı"ya göre insan, ilgi duyduğu uyarıcıları, ilgi alanına uygun olmayan uyarılara göre daha ön planda algılar. Söz gelimi bir ayakkabıcı insanların ayaklarına bakma eğilimindedir. Ben de bir eğitimci olarak Goriot Baba' yı ele alırken dikkatimi çeken duruma el atmak durumundayım. Goriot Baba, kızlarına aşık bir babadır. "Tabi ki her ebeyvn evlatlarına çok düşkündür" dediğinizi duyar gibiyim. Fakat Goriot Baba kızlarına öyle düşkündür ki, daha çocuk yaşlarda iki kızının bir dediğini iki etmez, ergenlik dönemlerinde (18. yy) kızlarının hizmetinde arabaları vardır. Kendisi erişteci(makarnaya benzer) olmasına rağmen binbir güçlükle biriktirdiği servetinin büyük bir kısmını kızlarının drohomalarına (çeyiz parası) ayırır. Yine kızlarını zengin iş adamları ile evlendirir ve emeklilik yaşına gelince de, açgözlü Madam Vauquer' in pansiyonuna yerleşir. Emekli olduktan sonra bile küçük gelirini kızlarına vermekten çekinmez. Goriot Baba, önceleri lüks odada kalırken(ki Madam Vauquer' in en gözde müşterisiydi o zamanlar) sonraları ise daha küçük ve sefil bir odaya yerleşir. Tabi ki Goriot Baba'nın lüksten sefalete düşüşü de Madam Vauquer'in Goriot'a olan ilgisi ile doğru orantıda olacaktır. Ne var ki çocuklarının mutlu bir günü için hayatını feda etmeye razı bu babanın çocuklarından gördüğü alaka ise tam tersidir. Öyle ki, kızlarının zengin kocalarının yüzünü dahi görmek istemediği Goriot ile gizli gizli görüşürler. Üst sınıfın bu durumu görmesinden de utanır kızları. Gelişme kısmından bu kadar Spoiler yeter diye düşünüyorum. Sevgi neydi? Biliyoruz ki sevginin renkleri vardır. Anne sevgisi, baba sevgisi, evlat, hayvan, eşya, sevgili, arkadaş sevgisi... Tüm bu sevgi renkleri bizlerin meşrebine göre tanımlanabilir. Bundan tam 747 yıl önce bir adam doğdu Anadolu 'da. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Der ki, "Arzu et, iste ama ölçülü olsun." Ölçülülük üzerine nice beyitleri, sözleri vardır. Ben şuncacık ömründe ölçülü olmaya dair ne biliyorsam, Mevlana sayesindedir. Goriot Baba, final sahnesinde (asla söylemem ne olduğunu) işte bizlere bu hakikati anlatır. Hiçbir şeyi, hiçbir kimseyi kendinizi kaybedecek kadar sevmeyin. Çünkü bu tabiatın bir ölçüsü var ise o da, "azı karar, çoğu zarardır." Yeteri kadar sevgi yaşatır Balzac, denilince akla tabi ki Vadideki Zambak gelir. Dün gibi aklımdadır romanı. Goriot Baba' yı okuyunca Balzac' a ait olduğuna pek inanamadım açıkçası. Çünkü aynı kalemden çıkmış hissi vermiyor muhterem. Sonra bir arkadaşım bana "onun bütün eserleri, aynı bütünün farklı parçaları gibidir" dedi. Ben onu "aynı ebeveynin, farklı çocukları gibi" şeklinde değiştirmek istedim. Olumsuz sadece bir eleştirim var ki, bunu keşke geçmişteki tüm roman yazarlarına söyleyebilseydim. Abi karakterleriniz beşin üzerine çıkıyorsa lütfen kitabın ilk beş on sayfasında hepsini birden tanıtmayın. Diziler gibi sonraki bölümlerde, yeni yeni karakterler ekleyin. "Kim, kimdi?" sorunsalı okuyucuyu ciddi manada yoruyor. Hele ki bu karakter sayıları 30' u bulunca... Onun dışında giriş kısmı bırazcık yormakla beraber, geç kalınmışlık hissi yaratabilen nadir eserlerdendir. ~~Keyifli okumalar~~ ~~Kitapla Kalınız ~~ (Naçiz`Hane)

Kitabın Yazarı Honore de Balzac Kimdir?

Honoré de Balzac (asıl ismi Honore Balssa; 20 Mayıs 1799, Tours - 18 Ağustos 1850), Fransız yazar.

Hayatı

Asıl adı Honore Balssa'dır. Ancak ismini Balzac olarak değiştirmiş ve soyluluk ifade eden De’ öntakısını eklemiştir. Köy kökenli bir ailenin çocuğudur. Babası tüccardır. 6 yıl Vendome'da College des Oratoriens'te öğrenim gördü. Napolyon'un devrilmesinden sonra ailesi Paris'e taşındı. Burada 2 yıl daha okula gitti. 3 yıl bir avukatın yanında çalıştı. Ama küçük yaşlardan beri edebiyata gösterdiği eğilim ağır bastı. Trajedi türünü denediği 1819'da yazılmış "Cromwell" başarı kazanamayınca romana yöneldi. Para kazanmak için tarihsel, mizahi ve gotik romanlar yazdı. Bunları değişik adlarla yazdı. Basımcılık, yayıncılık, hatta dökümcülük yaptı. Başarılı olamayınca tekrar edebiyata döndü. Edebiyat hayatında çok başarılı eserler sundu. Birçok ülkede sayılan romanları ve kitapları çok büyük ilgi gördü ve tepkileri üstüne topladı. Edebiyatta başarılı olan Balzac hayatının sonuna kadar edebiyatla uğraştı.

Edebiyat kariyeri

1829'da yazdığı "Les Chouans" isimli tarihi roman tanınmasını sağladı. Bu eser Türkçeye (Köylü İsyanı 1974 ve Şuanlar 1977 olarak) çevrildi. 1824-1834 arasında yayıncılarından aldığı parayla bohem bir yaşam sürdü. 1829-1831 arasında yergici gazetelere yazılar yazdı. 1830’lardan sonra bir toplum tarihi yazmak amacıyla, eski ve yeni romanlarını üç bölüm altında toplamaya karar verdi. Örf ve âdet incelemeleri, felsefi incelemeler ve çözümleyici incelemeler. Bu tasarı 1834-1837 arasında 12 cilt olarak gerçekleşti. 1840’ta bu yapıtların hepsine Dante'yi anımsatan bir başlık koydu: "İnsanlık Komedisi". 1842-1848 arasında 17 ciltlik bir baskı yapıldı. 1869-1876 arasında da 24 cilt olarak yayınlandı. Eserlerinde aynı kahramanlara tekrar tekrar yer verme düşüncesini geliştirdi. Bunu gerçekçiliğin baş romanı kabul edilen ve 1834'te yayınlanan "Goriot Baba"da uyguladı. 1836 ve 1837'de İtalya gezisine çıktı. 1828'de Versailles yakınlarında pahalı bir ev yaptırdı. Borç sorunu nedeniyle Passy'de bir eve yerleşti (Bugün Balzac müzesi). Para kazanmak için tiyatroda başarısız denemeler yaptı. Edebiyatçılar Derneği başkanı olarak yazar haklarıyla ilgili girişimlerde bulundu.

1847'de Polonya'da sevgilisi Eveline Hanska'nın şatosunda kaldı. 1850'de Eveline ile evlendi Paris'e döndüler. Birkaç ay sonra yaşamını yitirdi. Geride 85’i tamamlanmış, 50’si taslak halinde eser bıraktı. Romanda gerçekçilik ve doğalcılık akımlarının yaratıcısı olarak kabul edilir. Mantıksal bir sıra izleyen olayların her şeyi gören bir gözlemcinin ağzından anlatıldığı, kahramanların tutarlı bir biçimde sunulduğu, kuralları belli "klasik roman tekniğini" Balzac'ın kurduğu benimsenir. Olağanüstü bir gözlem yeteneği ve güçlü bir hafızası vardı. Kendisini başka insanların yerine koyup onların duygularını paylaşmayı biliyordu. Eserlerinde nedenselliği ve arka plan ile karakterler arasındaki ilişkiyi açıklamakta ustadır. Bütün bu özellikleriyle "romanın Shakespeare'i sayılır.

1789’la başlayan ve uzun bir süreç alan Fransız Devrimi sırasında gelişen toplumsal değişimi anlatan; çatışmaları, iyiyi kötüyü ortaya koyan, Cumhuriyetçiler ve Kraliyetçiler’in 1830’da ülkeyi bırakıp gitmek zorunda kalan X. Charles’e dek yaptıkları kanlı kansız tüm çekişmeyi özellikle göz önüne seren, bireylerin bu çatışmadaki ulu düşüncelerin altında aslında kendi çıkarlarını nice korumaya çalıştıklarını betimleyen; sevgi, güç gibi evrensel konuları tüm çıplaklığı ve eleştirel bir yaklaşımla inceleyen; günümüz okuruna sıkıcı gelebilecek ama öncelikle Fransa ve demokrasiyi algılayabilmekte yardımcı olması bakımından tüm dünya için önemli bir Roman yazardır. Fransız Devrimi’nin geçmişsel belgesidir kitapları.

İnsalık Güldürüsü, yazarın 1830’da kendi yapıtlarını toplamaya başladığı bir üst yapıttır. Şu anda emin değiliz ama belkide 1830’da Kraliyetçiler’in yenilgisini perçimleyen sürgünden sonra devrimdeki ulu düşüncelerin bir yalan olduğunu düşünerek böyle bir yola gitti.

Honore de Balzac Kitapları - Eserleri

  • Goriot Baba
  • Vadideki Zambak
  • Eugenie Grandet
  • Otuzundaki Kadın
  • İki Yeni Gelinin Anıları
  • Seraphita

  • Tılsımlı Deri
  • Altın Gözlü Kız
  • Köylüler
  • Modeste Mignon
  • Köylü İsyanı
  • Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti
  • Gambara

  • Bir Havva Kızı
  • Paris'ten Cava'ya Yolculuk
  • Louis Lambert
  • Yaşamda Bir Başlangıç
  • Ursule Mirouet
  • Pierrette
  • Lanetli Çocuk

  • Evde Kalmış Kız
  • Mutlak Peşinde
  • Suyu Bulandıran Kız
  • Lanje Düşesi
  • Gizli Başyapıt
  • Bir Kır Balosu
  • Köy Doktoru

  • Güzel Imperia
  • Bette Abla
  • Aşk Gecesi
  • Uzun Yaşam İksiri
  • Zarif Bir Yaşam Üzerine
  • Top Oynayan Kedi Mağazası
  • Tefeci Gobseck / Üç Öykü

  • Cousin Pons (2 Cilt Takım)
  • Tours Papazı
  • Sarrasine
  • Ferragus
  • Taşralı Bir Büyük Adam Paris'te
  • İki Şair
  • Parfümcü Cesar Birotteau'nun Yükselişi ve Düşüşü

  • Nucingen Bankası
  • Kırmızı Han
  • Bilinmeyen Başyapıt ve Kırmızı Han
  • Modern Uyarıcıları Kullanma Kılavuzu
  • Bir Yaratıcının Çektikleri
  • Modern Çağ Uyarıcıları Risalesi ve Z. Marcas
  • Paris

  • Vadideki Zambak - Bir Aşk Sayfası
  • Esrarlı Bir Vaka
  • Albay Chabert
  • Çalışanın Fizyolojisi
  • Seçilmiş əsərləri
  • Cebimdeki Düşünceler
  • Innocence and Other Stories

  • Ateist Ayini
  • Maskeli Aşk
  • Vendetta
  • Terör Devrinde
  • Korneliüs’ün Elmasları
  • Sönmüş Hayaller
  • Another Study Of Woman

  • Aklanmış Melmoth
  • Kibar Fahişeler (2. cilt)
  • Napoleon Efsanesi
  • Eğlendirici Öyküler
  • Çölde İhtiras
  • Bilinmeyen Şaheser - Sarrasine
  • Köy Papazı

  • Muhteşem Godisar
  • The Deserted Woman
  • Goriot Baba Cilt 1
  • İfritə
  • Vadideki Zambak Cilt I (Minyatür Kitaplar)
  • Vadideki Zambak Cilt II (Minyatür Kitaplar)
  • Üç Hikaye

  • Vadideki Zambak - Çocukluğum
  • The Human Comedy
  • Tuhaf Öyküler
  • Rahibenin Aşkı
  • Albert Savarus
  • Adieu
  • Die falsche Geliebte

  • Die Grenadiére
  • Vadidəki zanbaq
  • Peau de Chagrin
  • Honorine
  • Vater Goriot
  • Beatrix
  • Die Frau von dreißig Jahren

  • Der Ehekontrakt

Honore de Balzac Alıntıları - Sözleri

  • Alçakgönüllülük, daha doğrusu korku, aşkın ilk erdemlerinden biridir. (Eugenie Grandet)
  • Karşısında güzel bir kadın bulan bir erkek tuzağa düşmüş mü sayılıyor? (Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti)
  • Peki öyleyse, öğretin bana... Sizi sevmemek için ne yapmam gerektiğini bana öğretin. (Seraphita)
  • Gerçekten tümüyle yüce ruhlu kadınlar gerçeği yalana yeğlerler. (Bette Abla)
  • Bundan çıkan sonuç şudur ki, toplumlar ne kadar uygarlaşır ve huzura kavuşursa, aşırı yollara o ölçüde başvururlar. Barış hali kimileri için feci bir durumdur. Belki de Napoléon'a "Savaş doğal bir haldir," dedirten şey de budur. (Modern Uyarıcıları Kullanma Kılavuzu)
  • Aşk evliliğinden olan bütün çocuklar gibi miras olarak annelerin muhteşem güzelliğini aldılar,sefaletle birleştiğinde çoğunlukla yıkıcı bir hediyeydi bu. (Sönmüş Hayaller)

  • ... herkesin mucizesi kendine göredir. (Köy Papazı)
  • İntiharın üç türü vardır: önce uzun bir hastalığın son nöbetinden başka bir şey olmayan ve kuşkusuz patoloji sınırların içerisindeki intihar; sonra umutsuzluk nedeniyle intihar, son olarak da mantık yürüterek intihar. Lucien umutsuzluk nedeniyle ve mantık yürüterek kendini öldürmek istiyordu. bu ikisi vazgeçilebilir intiharlardır; yalnızca patolojik intiharın geri dönüşü yoktur; ama çoğu zaman bu üç neden, Jean-Jacques Rousseau'da olduğu gibi, birleşir. (Bir Yaratıcının Çektikleri)
  • Alaycı bir adam daima sathi, bunun neticesi olarak da hain bir kimsedir, alay ettiği hâdisede cemiyete düşen payı hiçbir zaman kaale alamaz, çünkü tabiat yalnız hayvan yaratır, ahmakları toplum hayatına borçluyuz. (Nucingen Bankası)
  • ... büyük bir aileden gelmenin ve servetten yoksun oluşun nice yüksek zekalı insanları içinde tuttuğu derin bir hiçlik duygusu içinde, Umut sönüp gidiyordu. (İki Şair)
  • Vaktiyle seninle birlikte sonsuzluk denizine salıverdiğimiz gemileri yine orada yürütmeme kim engel olabilir? (İki Yeni Gelinin Anıları)
  • Aşka benzeyen hiçbir şey yoktur.. (Gizli Başyapıt)
  • İblisin vaat ettiği dünyevi zevkler çok fazladır ama cennetin sunduğu zevklerin bir sınırı yoktur. Tanrı'ya inandı ve ona dünyanın tüm hazinelerini veren o büyünün artık bir anlamı yoktu, tüm o hazineler, elmaslar onun gözünde çakıl taşından farksızdı; diğer hayatın görkemiyle kıyaslandığında incik boncuk gibi kalıyorlardı. Ona bu kaynaktan gelen her şeyin üzerinde bir lanet olduğunu düşündü. (Aklanmış Melmoth)

  • Çünkü herhangi bir şeyde aşırıya kaçmak bedeni kendine özgü bir yola sokar. (Sönmüş Hayaller)
  • Geceyi uykusuz geçirmek itiyadında olan ve derin bir sükûnet içinde seslerin çeşitli akislerine dikkat edenler bilirler: Çok defa, aynı yerden gelen hafif bir çıtırtı duyulur da, devamlı ve mutat [alışıldık] fısıltılar işitilmez... (Ferragus)
  • Vadilerde açan, gösterişsiz, alçakgönüllü çiçekler, göklere çok yakın, fırtınaların koptuğu, güneşin yaktığı yerlere dikilince yaşamıyorlar belki de, kim bilir? (Top Oynayan Kedi Mağazası)
  • Ancak her şey olmakla başlayarak herhangi bir şey olabilirsin. (Çalışanın Fizyolojisi)
  • İki varlığı aynı anda sevebilir miyiz? Bir sevgili bütün kalbi doldurmazsa sevgili olabilir mi? Birinci, sonuncu, biricik olması gerekmez mi? (Seraphita)
  • Aşkın ne kadar toplumcul ve yararlı olduğu hiç düşünüldü mü? (Evde Kalmış Kız)
  • "Son aşk en ateşli aşktır." (Parfümcü Cesar Birotteau'nun Yükselişi ve Düşüşü)

Yorum Yaz