George Orwell 1984 Kitap özeti, konusu ve incelemesi
1984 kimin eseri? 1984 kitabının yazarı kimdir? 1984 konusu ve anafikri nedir? 1984 kitabı ne anlatıyor? 1984 kitabının yazarı George Orwell kimdir? İşte 1984 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: George Orwell
Çevirmen: Celal Üster
Orijinal Adı: Nineteen Eighty-Four
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750718533
Sayfa Sayısı: 352
1984 Kitap Özeti
George Orwell'ın ünlü distopya romanı "1984", totaliter bir rejimin hüküm sürdüğü distopik bir gelecekte geçer. İşte kitabın kısa bir özeti:
Winston Smith, Oceanian adı verilen totaliter bir devlette yaşayan bir devlet memurudur. Devletin gücü, Büyük Birader adı verilen liderin ve Parti'nin kontrolündedir. İfade özgürlüğü yoktur, tarih sürekli yeniden yazılır ve gerçeklik sürekli olarak değiştirilir. İnsanlar, Parti'nin propagandasını kabul etmek ve düşüncelerini denetim altında tutmak zorundadır.
Winston, günlük olarak düşüncelerini kaydetmekte ve Partiye karşı hissettiklerini gizlice ifade etmektedir. Ancak bir süre sonra, devletin kontrol mekanizmaları ve izleme teknolojisi tarafından şüpheli hale gelir. Bir gün Julia adında bir kadınla tanışır ve onunla ilişkiye başlarlar. Ancak bu ilişki, devletin izleme ve kontrolüne rağmen gerçekleştirilen yasak bir eylemdir.
Winston ve Julia, Parti'ye karşı bir direniş hareketine katılmaya karar verirler. O'Brien adındaki biriyle iletişime geçerler, ancak O'Brien aslında Parti'nin bir ajanıdır ve onları tespit eder. Winston ve Julia yakalanır, işkence görür ve beyin yıkama işlemine tabi tutulurlar.
Sonunda, Winston Parti'ye ve Büyük Birader'e tamamen boyun eğer. İnançları değiştirilmiş, her türlü isyan duygusundan arınmış bir şekilde topluma döner. Romanın sonunda, Winston kendi aklını kaybeder ve Parti'nin propagandasını kabul eden bir birey olarak tamamen yeniden programlanır.
"1984", bireyin özgürlük, gerçeklik ve insanlık değerleri üzerindeki totaliter bir rejimin tahribatını gösteren etkileyici bir distopyadır. Kitap, baskıcı yönetimlerin gücünün insan doğasına ve özgürlüğüne olan etkisini eleştirmekte ve okuyucuları düşünmeye ve sorgulamaya teşvik etmektedir.
1984 Kitap Arkası Tanıtımı
Parti'nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. (...) Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu.
George Orwell'in kült kitabı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, yazarın geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosudur. Bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmıştır. Geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar gerçekçi bir romandır Bin Dokuz Yüz Seksen Dört. Güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir başyapıttır; yalnızca yarına değil, bugüne de ilişkin bir uyarı çığlığıdır.
Can Yayınları, bu "bütün zamanların kitabını" Celâl Üster'in özenli çevirisiyle okura sunmaktan kıvanç duyuyor.
1984 Alıntıları - Sözleri
- Birini seviyorsan gerçekten severdin, verecek başka hiçbir şeyin yoksa bile sevgin yeterdi.
- "Aslında hiçbir şey yasadışı değildi, çünkü artık yasa diye bir şey yoktu."
- "Düşünün..Çünkü henüz yasaklanmadı."
- 'Akıllılık çoğunluğa bakılarak ölçülmez.'
- Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.
- Bir gün karanlığın olmadığı bir yerde buluşacağız.
- SAVAŞ BARIŞTIR. ÖZGÜRLÜK KÖLELİKTİR. CAHİLLİK GÜÇTÜR.
- "En iyi kitaplar insana zaten bildiklerini söyleyen kitaplardır."
1984 İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Üçüncü Dünya Savaşı sonucu dünya üçe bölünmüştür: Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya. Hikayenin konusu; Okyanusya’da geçmektedir. Okyanusya iktidar partisinin sloganı “Savaş barıştır, özgürlük köleliktir, cahillik güçtür”. Gerçeklik duygusu partinin “çiftdüşün” olarak adlandırdığı bir düşünce biçimi ile manipüle edilmektedir. Çiftdüşün, iki çelişik düşünceyi zihinde aynı anda bulundurabilmek, ikisini de kabullenmek anlamındadır. Böylece zihin bir kavram çorbasına dönüştürülür. Okyanusya’nın dili sadeleştirilmektedir. Sözlükten zıt kelimeler (“Kötü” yerine “iyi değil” kullanılıyor) ya da eş anlamlı kelimeler, anarşist yapılanmaya sebep olabilecek kelimeler çıkartılmaktadır. Böylece kimse Büyük Birader’e muhalefet yapamayacaktır. Dil düşüncenin yansıması olduğuna göre düşünce kodlarını iktidar belirlemeli, zihinleri dilediği gibi biçimlendirmelidir. Dil güçlü olmazsa, iletişim eksikliği olur. Bu da iktidarın işine gelir. Kitabın ana karakteri Winston Smith, Julia ile yaşadıkları aşk neticesinde içinde yaşadığı sistemi sorgulamaya başlar ve isyan eder. Çünkü duygular, insanları mekanikleşmeden kurtarır. Zaten tam da bu yüzden Okyanusya’da aşk yasaktır. Evlilikler partinin onay verdiği kişiler arasında, sadece üreme amaçlı gerçekleştirilir. Çocuklar ailelerini ihbar etmeye yönlendirilir. Böylece aile bağları kopar ve birey güvenecek kimseyi bulamaz. Evlerin içine konulan tele ekranlar ile yüz mimiklerine kadar her şey gözetim altındadır. Her şeyi duyan bilen gören bir Büyük Birader vardır. BB’e karşı yapılacak en küçük eleştiri ya da itiraz hainlikle suçlanmaktadır. Yanlış düşüncelerde olanları düşünce polisi yakalar ve buharlaştırır. Okyanusya’da dört bakanlık kurulmuştur: Barış Bakanlığı savaşın, Gerçek Bakanlığı yalanların, Sevgi Bakanlığı işkencenin, Varlık Bakanlığı yoklugun bakanlığıdır. Barış Bakanlığı, “Savaş barıştır” prensibiyle bir muhalefet durumunda, kitleleri susturmak ve toplum düzenini sağlamak için bir savaş çıkartmaktadır. Gerçek Bakanlığı, “Bugünü kontrol etmenin yolu tarihi kontrol etmekten geçer” prensibiyle gerçekler saptırılarak tarih yeniden yazılmaktır. Gazete haberleri liderin istediği söylemde değiştirilmektedir. Bellekler zayıflatılınca, içinde bulunduğumuz an daha önemli olur. Sevgi Bakanlığının işi, nefret üretmektir. Ülkede sevilmesi gereken tek bir kişi vardır: Büyük Birader. Toplum birbirinden nefret etmelidir. Varlık bakanlığı insanların azla yetinmesini sağlayan bakanlıktır. O Brien temsilciliğindeki sistem, anarşistliğe yeltenen Winston’a en büyük korkusu ile işkence eder. Korku psikolojisi ile ortaya çıkan travma sonucunda, Winston içi boşaltılmış bir şekilde tekrar sisteme dahil edilir. Böylece, toplumun bütünü içinde birey yok edilmiş olur. Ayrıca kitapta kullanılan renkler de önemli. Renkler hep soluk, siyah, gri. Herkes mavi giyer, büyük birader siyah-beyaz görünür. Sadece proleterlere gittiğinde makyaj yapan kadın vasıtasıyla boya ve renkten bahsedilir. Çünkü; renklilik çeşitlilik demektir ve iktidar çeşitlilikten hoşlanmamaktadır. Kitapta bahsedilen kontrol mekanizmaları günümüzde gerçekleşti. Gelişen teknoloji yüzünden cep telefonları aracılığıyla kişiler izlenip dinlenebiliyor. Ayrıca Tweeter, Facebook, Instagram, imzalanan kampanyalar, ve mobesalar vasıtasıyla gözetlendiğini bilen toplumun hipnoz edilmesine sebep oluyor. Yine gerçekleşmekte olan başka bir durum: Günümüzde telefon mesajlaşmalarında kelimelerin kısaltılması. Bu kısaltmalar devam ederse, düşünceler de sonuç ve an odaklı olacak ve zamanla duygular da yok olacaktır. (Ruhan İlhan)
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört George Orwell tarafından 1947-1948 yıllarında İskoçya’ya bağlı Jura Adasında yazılmış ve bir başyapıt olarak basıldığı günden beri dünyada güncelliğini yitirmemiş bir kitaptır. Alegorik politik bir romandır ve hikayesi distopik bir dünyada geçmektedir. 1984 romanı, yazarın geleceğe ilişkin bir kabus senaryosudur. Bireyselliğin ve insan haklarının tamamen yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, inanılmaz bir hayal gücüyle ve en ince ayrıntısına kadar romana aktarılmış. Roman, kimi eleştirmenler ve yazarlar tarafından ütopik olduğu kadar gerçekçi bir roman olarak da tanımlanmakta. Bilindik bir kitap güzel tasarımıyla da hoş olmuş :)) (E.Gnş)
Hayatımın her döneminde okuyabilecağim kitaplar arasındadır 1984. Diktatörlüğü ve iktidarın kendi çıkarları için yapabileceklerini en iyi anlatan kitaptır sanırım. George Orwell, bu kitabında ütopik bir dünya kurmuş gibi görünsede bana göre büyük öngörü sahibiymiş. Okurken sürekli olarak bu dönemle kıyasladım kitabı. Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya yaşanan savaşlar sonucu üçe bölünmüş ülkelerdir. Ülkenin dört bir yanında posterleri olan, despot lider Big Brother' in yönettiği Okyanusya, yasaklar ve korkularla sindirilmiştir. Her evde bulunması zorunlu olan tele ekran ( bir çeşit televizyon) ile özel hayat ortadan kaldırılmıştır. Bu tele ekranlar sayesinde parti propaganda yapıyor, isyankarlara karşı nefret aşılıyor insanlara. Aynı zamanda bu ekranlar sayesinde insanların yaptığı her şey görülüp, dinleniyor. Bangır bangır eşitlikten bahseden yöneticiler ve halk arasındaki yaşam kalitesi uçurumlar kadar. Ama yozlaştırılıp, uyutulan halk bunun bilincinde dahi değil. Sistemin ( partinin) insandan önemli olduğu bir dönem yaşanıyor. Sorgulamak, düşünmek, aşık olmak, yakın arkadaşlık kurmak...sistemin istemediği ve sisteme zarar verecek her türlü duygu ve düşünce yasak. Bu duygu ve düşüncelerin yasak olduğu Okyanusya' da aksi bir durum olursa Düşünce Polisi tarafından yakalanıp, idamla ya da işkenceyle cezalandırılıyor insanlar. Sevginin olmadığı kendi anne, babasını Düşünce Polisine şikayet eden çocukların ülkesi haline gelmiştir Okyanusya. İşte insanların robotlaştırıldığı bu ruhsuz ve totaliter rejime karşı olan Winston Smith' in aşkını ve isyanını anlatan olağanüstü bir kitap. (Elif Kimya S.)
Kitabın Yazarı George Orwell Kimdir?
1903'te Hindistan'ın Bengal eyaletinin Montihari kentinde doğdu. Ailesiyle birlikte İngiltere'ye döndükten sonra, öğrenimini Eton College'de tamamladı. Gerçek adı Eric Arthur olan Orwell, 1922-27 yılları arasında Hindistan İmparatorluk Polisi olarak görev yaptı. Ancak, İmparatorluk yönetiminin içyüzünü görünce istifa etti. 1950'de yayımladığı Bir Fili Vurmak adlı kitabı, sömürge memurlarının davranışlarını eleştiren makalelerin derlemesidir. İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru yazdığı Hayvan Çiftliği, Stalin rejimine karşı sert bir taşlamadır. Orwell'in en çok tanınan yapıtlarından Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, bilim-kurgu türünün klasik örneklerinden biri olmanın yanı sıra, modern dünyayı protesto eden bir romandır. Burma Günleri ise, Orwell'in Burma'daki (bugünkü Myanmar) İngiliz sömürgeciliğini dile getirdiği ilk kitabıdır. Orwell, 1950'de Londra'da öldü.
George Orwell Kitapları - Eserleri
- 1984
- Katalonya’ya Selam
- Aspidistra
- Burma Günleri
- Wigan İskelesi Yolu
- Paris ve Londra'da Beş Parasız
- Papazın Kızı
- Kitaplar ve Sigaralar
- Neden Yazıyorum
- Boğulmamak İçin
- Balinanın Karnında
- Faşizm Kehanetleri
- Aslan ve Unicorn
- Savaş Günlükleri 1
- Edebiyat Üzerine
- Politics and the English Language
- Savaş Öncesi Günlükleri 2
- Qeydlər
- All Art is Propaganda
- Shooting an Elephant
- Savaş Sonrası Günlükleri
- Essays
- Bir İdam
- Beyaz Adamın Laneti
- Hayvan Çiftliği (Çizgi Roman)
- Karakurbağası Üzerine Kuruntular
- Totalitarizm Üzerine
- Kısa Kısa Sevinçlerdi
- Notes on Nationalism
- 1984
- Aforizmalar
- Seçme Yazılar 1
- Seçme Yazılar 2
- Хорошие плохие книги
- Hayvan Çiftliği
- 1984
George Orwell Alıntıları - Sözleri
- Sizin, annenizin evin baş köşesinde tuttuğu fotoğraftaki beş yaşındaki çocukla ne gibi bir ortak yanınız var? Hiç, sadece aynı kişisiniz. (Bir İdam)
- Zihnine ölümcül bir karanlık çökmüştü. (Papazın Kızı)
- "Bu müharibə arabir ölüm hallarının baş verdiyi komik operadan başqa bir şey deyil" (Katalonya’ya Selam)
- Herkes zengin ile yoksula iki ayrı yasa uygulandığını bilir. Ama bunun ne anlama geldiğini kimse kabullenmez. (Bir İdam)
- “Savaş bütün kötülüklerine rağmen bir hadde kadar cevaplandırılamayan bir güç sınamasıdır, bir gücünü dene makinesi gibi. Büyük güç paraya döner ve sonucu öngörmenin de hiç bir yoku yoktur.” (Aslan ve Unicorn)
- Tarih, yenilene vah yazık der ama ne değiştirebilir ne de yardım eder. (Aslan ve Unicorn)
- Büyük klasiklerin hepsi günceldile çevrilecek, geridildeki asılları yok edilecek düşüncenin imkanı olmadığından, suçun da imkanı olmayacak artık. (1984)
- Dışarı çıkıyorm, sokakları ev basmış… (Edebiyat Üzerine)
- Hepimizi satın almışlar, hem de kendi paramızla. (Boğulmamak İçin)
- Mutluluğu tarif etmenin zorluğu aşikâr. Adil, düzenli bir toplum imgesi de insana çekici ya da ikna edici gelmez. Ama iyi ütopyalar yazanların çoğu, daha dolu dolu yaşasaydık hayatın nasıl olacağını göstermek isterler. (Faşizm Kehanetleri)
- Gerçeği göremeyecek kadar uygarlaştık. (Karakurbağası Üzerine Kuruntular)
- Düşünen kimse siyasetten uzak duramaz, durmaz. (Faşizm Kehanetleri)
- “Makineleşmeye ve standartlaşmaya karşıyım; o yüzden sosyalizme de karşıyım ,” dediğinizde aslında “İstersem makineler olmadan da yaşamayı tercih etmekte özgürüm. ” demiş olursunuz ama bu saçmalıktır.Hepimiz makinelere bağımlıyız ve makineler çalışmayı bıraktığı anda çoğumuz ölürüz. (Wigan İskelesi Yolu)
- Diktiğim bütün küçük bitkiler; hercaimenekşeler, acı baklalar, pembe karanfiller ve lahanalar belli ki tavşanlar yüzünden tamamen kaybolmuş. Hâlâ toprakta olan birkaç şalgamı da eşeleyerek çıkarıp yemiş ama havuçlara dokunmamışlar. Daha kötüsü ise çileklerin çoğunu mahvetmiş olmaları. Bir kaçı iyi durumda ama çoğu yok olmuş; kök boğazları hâlâ duruyorsa baharda canlanabilirler. (Savaş Sonrası Günlükleri)
- Onun çirkinliği özüne aittir ve kurbanının yüzüne karşı dalga geçen zorba gibi «Evet, ben çirkinim, ve sen bana gülmeye cesaret edemezsin» demek içindir. (Aslan ve Unicorn)
- Birini seviyorsan gerçekten severdin, verecek başka hiçbir şeyin yoksa bile sevgin yeterdi. (1984)
- Kısacası; Her şeyin kendiliğinden olanı güzeldir... (Edebiyat Üzerine)
- Bu sabah bir yılan daha bulmuşlar, ama bu seferki kesinlikle çayır yılanı. Olayı gören adam hayvanı boynundan bağlayıp dilini kesmeye çalıştıklarını anlattı, böylece kimseyi "sokamayacağını" düşünüyorlar. (Savaş Öncesi Günlükleri 2)
- Artık cepheyi görmüş ve ondan fena halde tiksinmiştim. (Katalonya’ya Selam)
- Tabii ki, bir romancı doğrudan içinde yaşadığı çağdaş tarih hakkında yazmakla yükümlü değildir. Ama halkı ilgilendiren büyük olaylara aldırmayan bir romancı ya aylak ya da düpedüz aptal biridir. (Balinanın Karnında)
Editör: Nasrettin Güneş