Gençler İçin Batı Felsefesi - Luc Ferry Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Gençler İçin Batı Felsefesi kimin eseri? Gençler İçin Batı Felsefesi kitabının yazarı kimdir? Gençler İçin Batı Felsefesi konusu ve anafikri nedir? Gençler İçin Batı Felsefesi kitabı ne anlatıyor? Gençler İçin Batı Felsefesi PDF indirme linki var mı? Gençler İçin Batı Felsefesi kitabının yazarı Luc Ferry kimdir? İşte Gençler İçin Batı Felsefesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Luc Ferry
Çevirmen: Devrim Çetinkasap
Editör: Ali Berktay
Derleyen: Orçun Türkay
Orijinal Adı: Apprendre a Vivre Traite de Philosophie A L'usage des Jeunes Generations
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9789944883276
Sayfa Sayısı: 242
Gençler İçin Batı Felsefesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Her zaman farkında olmasak da, düşüncelerimizin, kanaatlerimizin, hatta değerlerimizin hemen hemen tamamı, düşünce tarihini oluşturan büyük dünya görüşleri içerisinde bir yerlere oturur. Felsefe olmadan yaşadığımız dünyayla ilgili anlayışımızın eksik kalmasının nedeni budur. Düşünce geleneğinin büyük yapıtlarını tanımak, kendine ve başkalarına yönelik zekâ ve anlayış kazandırmanın ötesinde, daha iyi ve özgür yaşamaya da yardımcı olur. Belki bunlardan da önemlisi, felsefede, hayatı felç eden korkuları yenmeyi sağlayacak bir şeyler vardır. Yaşamayı öğrenmek, ölümün çeşitli yüzlerinden gerçekten korkmamayı öğrenmek veya günlük hayatın sıradanlığınının, sıkıntının, akıp giden zamanın ötesine geçmek… Felsefe, insanın bu sorulara aradığı cevapların hikâyesidir. Ama felsefe kitaplarının ürkütücü bir yanı da vardır. Çünkü onları herkesin kolayca anlayamayacağı gibi, pek de haksız sayılamayacak genel bir kanı yerleşmiştir. Luc Ferry, antik Yunan’dan başlayarak Batı felsefesinin günümüze dek uzanan ana uğraklarını ele aldığı bu eserinde, felsefenin ne olduğunu anlamak isteyen ama daha ileri gitmeyi düşünmeyen yetişkinlere; derinlemesine felsefe çalışmak isteyen, fakat zor yazarları tek başına okuyabilmelerini sağlayacak temel bilgilere henüz sahip olmayan gençlere seslenmeyi seçiyor. Konuya en hazırlıksız olan okuyucunun bile, Batı düşüncesi tarihine damgasını vurmuş en önemli felsefe akımlarının manasını kolaylıkla anlamasını sağlayacak bir dil ve yöntem kullanıyor
Gençler İçin Batı Felsefesi Alıntıları - Sözleri
- Bütünün parçası olarak varsın: Seni üreten bütünün içinde yok olacaksın; ya da daha doğrusu, dönüşüp, bütünün hayat veren aklına döneceksin yeniden.
- "Çünkü hakkaniyet öncelikle doğruluktur."
- Heidegger'in anlamayı mümkün kıldığı şey, liberal küreselleşmenin, demokrasinin en temel vaatlerinden birine ihanet etmekte oluşudur; Bu vaade göre, bizler tarihimizi hep birlikte yapabilecek, en azından tarihe katılabilecek, kendi kaderimizi daha iyiye götürmek amacıyla onun üzerinde söz hakkına sahip olabilecektik. Halbuki içine girdiğimiz dönemde dünya, bütünüyle bizden kaçmakla kalmıyor, gittikçe manadan - terimin iki kabulü bakımından da- yoksun görünüyor; yani hem anlamını hem de yönünü yitirmişlik söz konusu.
- Dünyanın kutsallık niteliği hem içkin hem de aşkındır.
- Genellikle sahiplenici ve kıskanç olması bir yana , sevgi-bağlılık , bizim için en beter acıları hazırlar.
- Eleştirel düşüncenin özeleştiri yapması gerekir. Bu da, modern filozofların kavramaya başladıkları fakat Nietzsche ve büyük materyalistlerin paradoksal bir şekilde yapmayı reddettikleri bir şeydir. İş metafiziğin ve dinin mühürlerini kırmaya, çekiçle putları parçalamaya geldiğinde, soybilimci yapısökümcü harikalar yaratır fakat iş kendine geldiğinde kılını kıpırdatmaz. Özeleştiriye, özdüşünüme duyduğu tiksinti, dünyaya bakışının adeta kurucu öğesidir. Başkaları söz konusu olduğunda zihin açıklığı hayranlık vericidir; fakat iş kendi söylemine geldiğinde, körlüğünün eşi benzeri yoktur.
- Değerlerin aşkınlığı diye bir şey kesinlikle vardır ve her şeyi açıklamak ve indirgemek isteyen -fakat bunu asla başaramayan- materyalizmden farklı olarak metafizik dışı bir hümanizmin üstlenmeyi istediği de işte bu açıklıktır. Çaresizlikle değil zihin açıklığıyla gerçekleşecek bir üstlenmedir bu; çünkü bu deneyimler tartışma götürmez ve herhangi bir türden materyalizm tam manasıyla bunun hesabını veremez.
- Nitekim, öyle zamanlar vardır ki, dünyada bulunuşumuz, onu değiştirmek için değil, sadece ve sadece sevmek için, dünyanın bize sunduğu sevinçleri ve güzellikleri bütün gücümüzle tatmak içindir. Örneğin denize girmeye gittin ve balıkları izlemek için gözlüğünü taktın diyelim, varolanları değiştirmek, iyileştirmek veya düzeltmek için dalmazsın denize, tam tersine varolana hayranlık duymak ve sevmek için dalarsın.
- ''Şu veya bu noktaya dönüş''ler anlamsızdır: Şayet eski konumlar, bu derece güvenilir ve ikna edici olsaydı, eleştiri oklarına maruz kalmazlar, vazgeçilmez olmayı sürdürürlerdi. Yitik cennetleri yeniden inşa etme iradesi, tarihsel basiretten yoksundur her zaman.
- Kutsal bir değer fikrine işaret eden fedakârlık, sağlam bir materyalist açısından bile, paradoksal bir şekilde neredeyse dini diyebileceğimiz bir boyut barındırır. Nitekim fedakârlık, maddi veya biyolojik hayata üstün bazı aşkın değerlerin varvolduğunu zımnen de olsa kabul etmeyi gerektirir.
- Başta Marx ve Nietzsche olmak üzere materyalistler, yakın uzak herkes hakkında sürekli yargı beyan etmekten, felsefeleri gereği uzak durmaları gereken ahlaki yargılara başvurmaktan asla çekinmezler. Niçin böyle? Gayet basit; çünkü materyalistler, felsefi kuram gereği inkar etmeleri gereken özgürlüğü, hayatın içinde farkında olmadan insanlara atfetmeyi sürdürürler.
- Şu iki şeyin kökünü kazımak gerekir: gelecek kaygısı ve kötü anıları hatırlamak. Olup bitenler artık beni ilgilendirmiyor, gelecek ise henüz ilgilendirmiyor. -Seneca, Lucilius'a Mektuplar
- "...meşhur bir Budist vecizesi uyarınca, sanki hayatının en önemli anı şu içinde bulunduğun anmış, en önemli insanlar şu an karşında olanlarmış gibi yaşamayı öğrenmek gerekir. Çünkü geri kalanlar, aslında var değildirler çünkü geçmiş artık yoktur ve gelecek henüz varolmamıştır."
- Genellikle sahiplenici ve kıskanç olması bir yana, sevgi-bağlılık, bizim için en beter acıları hazırlar.
Gençler İçin Batı Felsefesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Öncelikle yazar, kitabın önsözünde Batı Felsefesi'ni ele alarak basit bir anlatım yapacağım dese de, yazarın Batı felsefesinin çok yüzeysel anlattığını söyleyebilirim. Öyle ki etik, bilgelik, stoacılık gibi felsefenin önemli noktalarına parmak bassa da yazar, sadece başlangıç kısımlarını anlatarak geçmiş. Zaten yapıt Batı Felsefesi'ne giriş niteliğinde olacaksa bile, metnin uzunluğu yetersiz kalır. Ancak yukarıda saydıklarıma rağmen, yapıtta birkaç konunun gündeme getiriliş tarzını beğendim. Özellikle Hristiyanlık, Antik Felsefeden Modern Felsefeye geçiş gibi konularda neden Hristiyanlığın eksik kaldığına yazar kendince ve mantıksal çizgide cevaplandırmalar yapıyor. Yapısöküm, Modern Felsefe kısmında ise biraz çalakalem paragraflara rastladım diyebilirim. Bana göre yapıtta en doğru ve en baskın şekilde anlatılan kısım Nietzsche başlığıydı. Doğru, anlaşılır, olabildiğince basit bir anlatım kullanmış yazar. Ancak genel olarak başlangıç kitabı sayılan bu yapıta karşı görüşlerimi yukarıda belirttim zaten. Herkese iyi okumalar diliyorum. (Gülce Yılmaz)
Felsefeye etkili bir adım.: Bundan önce de felsefe tarihi ve felsefeye giriş kitabı okumuştum. Fakat hem bu kadar teknik hem de bu kadar akıcı ve samimi gelen az kitapla karşılaştım. Elbette bu bir felsefe kitabı ve yazar felsefi jargon ne kadar az kullanmaya çalışsa da kitapta okuması zor kısımlar var. Fakat -kitabın kendisinin de iddia ettiği gibi- yazarın amacı bundan çok daha ağır fikir kitaplarını anlayabilmek için bu kitabın bir giriş kitabı niteliğinde olmasıdır. Zaten bundan ötürü kitaptaki anlaması zor fikirler daha basit örneklerle pekiştirilmiş ve bazı yerlerde daha iyi oturması için tekrar tekrar anlatılmış. Felsefeyle ilgilenen, ilgilenmeyi düşünen insanlar için hoş bir kitap. Antik çağdan modern ve çağdaş felsefeye kadar bir fikir yelpazesine sahip bu kitapta; tarihi bilgiden çok fikirlerin yapıları, özleri anlatılmaya çalışılmış.Okunmasını tavsiye ederim. (Mustafa CERAN)
Öncelikle kitapla tanışmam bu video ile oldu: https://youtu.be/xxETjpaJ4ZU Sohbetin içeriği ilgimi çekti evet; ama anlatışına da hayran kalmıştım. Diğer konuşmalarında da aynı hissi aldım. Okurken de sohbetindeki doluluğu ve samimiyeti hissediyorsunuz. Doktrinleri anlatırken kendi verdiği örnekler de bunu yansıtıyor. Bu kitabı yazmaya da bir okuyucusunun; kitaplarını anlamakta zorlandığı şeklindeki eleştirisine ciddi manada üzüldüğü için karar vermiş ve çabasını okurken hissediyorsunuz. Peki Luc Ferry kimdir? Günümüz Batı felsefesinin önde gelen isimlerinden. Aynı zamanda bir siyasetçi olup 2002 - 2004 tarihleri arasında Fransa'da Milli Eğitim Bakanlığı da yapmıştır. 2007'den bu yana Devlet Kurumlarının Modernleştirilmesi ve Dengelenmesi Üzerine Düşünme Komitesi'nin üyesi. ~~~ Felsefeye neden önem vermeliyiz? Gerek iş hayatımız, gerek kendi hayatımız, gerek çevremizle olan ilişkimizdeki konumumuzda, kararlarımızda; geri adım atıp, olaylara periferinden bakmalıyız, attığımız adımların doğurabileceği sonuçları düşünmeliyiz. Yani sistem insanı değil, sistemüstü insan olmalıyız. Düşünce tarihini özümseyip, geniş düşünebilmeyi hayatımıza katmamız, buna olanak verecektir. "Genişlemiş düşünce"yi yazar çok güzel açıklıyor:(gonderi/63657708) Ayrıca düşüncemizi şekillendirirken; "Sana söylenenin doğru olup olmadığını görmek için, daima kendi kendine bunları sağlama alışkanlığı edinmelisin. Bunun için de, asla sadece "yorumlar"la yetinmeden, hemen ilk fırsatta, temel metinleri okumaya başlamalısın." "Her söylenene kulak asma ve daima kendi kendine değerlendir... Daha sonra okuduklarını, insanların yaptığı yorumlarla kıyasla ve kendi fikrini edin.(gonderi/63504539) şeklinde sıkça vurguluyor. Yazar felsefeyi öğrendiğimizde onun bir cevap verme sanatı olduğunu anlayacağımızı söylüyor. "Bunları kendi kendine değerlendirebilecek duruma geldiğinde-...- bu cevapların ne kadar derin, heyecan verici, kısaca dâhiyane olduğunu farkedeceksin." şeklinde belirtiyor. Kitapta Antik Felsefe, Hristiyan doktrini, Yapısöküm, Çağdaş Felsefe'nin sırayla hangi konularda eleştirilip alt edildiğini ve yeni düşünceye neden gerek duyulduğunu açıklayarak ilerliyor. Bunu yaparken düşünce tarihine damgasını vuran filozofların belli başlıları hakkında bilgi verip ileri okumaları hakkında uyarılarda ve önerilerde bulunuyor. Her düşünceyi, felsefenin 3 boyutu şeklinde ele almış, her felsefi düşünceyi bu 3 boyuta oturtarak ilerliyor: 1 theria(kozmik düzenin temaşası, olanın bilgisi): Felsefenin ilk görevi oyun sahası (dünya) hakkında fikir edinmek 2 Etik(adalet arzusu) 3 Bilgelik (kurtuluş arayışı) Bibliyografya kısmında ise ileri okumalar için az ama üzerinde düşünülmüş olarak tanımladığı bir liste vermiş: 1 Pierre Hadot, İlkçağ Felsefesi Nedir? 2 Jean-Jacques Rousseau, İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı Üzerine Konuşmalar 3 Immanuel Kant, Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi 4 Friedrich Nietzsche, Putların Batışı 5 Jean-Paul Sartre, Varoluşçuluk Bir Hümanizmdir 6 André Comte-Sponville, Umutsuzca Mutluluk 7 Martin Heidegger, Metafizik Nedir? ve Metafiziğin Aşılması Kitabı genel olarak beğendim, tavsiye ederim. Keyifli okumalar. (Pellucidum)
Gençler İçin Batı Felsefesi PDF indirme linki var mı?
Luc Ferry - Gençler İçin Batı Felsefesi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gençler İçin Batı Felsefesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Luc Ferry Kimdir?
Filozof
Doğum: 1 Ocak 1951 (63 yaşında), Colombes, Fransa
Eşi: Marie-Caroline Becq Fouquières (e. 1999),Dominique Meunier (e. 1989–1997)
Luc Ferry Kitapları - Eserleri
- Gençler İçin Batı Felsefesi
- Dinden Sonra Dinsellik
- Ekolojik Yeni Düzen
- Siyaset Felsefesi
- Sevgi Devrimi
- Homo Esteticus
Luc Ferry Alıntıları - Sözleri
- Günümüzün hümanizmi insan-Tanrı'nın değil, tam tersine, Tanrısız insanın, kesin biçimde ve geri dönüşsüz olarak Tanrısız hale gelen insanın hümanizmidir. Kutsalın tarihsel figürü, yerini, nitelikleri ve biçimleri henüz tanımlanmamış bir 'dünyevi mutlak'a bırakmıştır. (Dinden Sonra Dinsellik)
- Kutsal bir değer fikrine işaret eden fedakârlık, sağlam bir materyalist açısından bile, paradoksal bir şekilde neredeyse dini diyebileceğimiz bir boyut barındırır. Nitekim fedakârlık, maddi veya biyolojik hayata üstün bazı aşkın değerlerin varvolduğunu zımnen de olsa kabul etmeyi gerektirir. (Gençler İçin Batı Felsefesi)
- Din, temel olarak insanbiçimci bir izdüşümün içinde yer alır. Bu izdüşüm kimilerine göre insanın özünü, kimilerine göre toplumu, kimilerine göreyse baba figürünü yansıtmaktadır. (Dinden Sonra Dinsellik)
- Ahlak dine dayalı değildir, öyle olsaydı bu bir felaket olurdu -ve teolojik etiğin sonu gelirdi. (Dinden Sonra Dinsellik)
- 'Dinden sonra' karşımıza çıkan bu 'dinsel'in statüsüdür. (Dinden Sonra Dinsellik)
- Tarih sahnesinde ilk kez kez kendini gösteren çağdaş bilimle beraber sonunda tüm insanlık için geçerli görünecek denli meşru ve inanılır olan deneysel aklın söylemi ortaya çıkar. (Sevgi Devrimi)
- Benim çocukluğımda Picasso ile dalga geçilirdi zaman zaman. Bazı ortamlar için ''şok edici'' olmaya devam ediyordu. 1960'lı yıllarda Levi-Strauss da Picasso'dan haz etmediğini yazma cesareti göstermiştir. Günümüzdeyse Picasso artık ''kutsal inekler'' arasındadır; demem o ki, Picasso artık sadece gülmek için bile olsa eleştirilmesi asla mümkün olmayan dokunulmazların bir örneği, arketipidir. (Sevgi Devrimi)
- Şu iki şeyin kökünü kazımak gerekir: gelecek kaygısı ve kötü anıları hatırlamak. Olup bitenler artık beni ilgilendirmiyor, gelecek ise henüz ilgilendirmiyor. -Seneca, Lucilius'a Mektuplar (Gençler İçin Batı Felsefesi)
- Evlilik, bir takım hedefler ve farklı mecburiyetlerin bir sonucudur. (Sevgi Devrimi)
- Bugün bile, yeryüzünü ve yanı sıra onun üzerinde gelişen hayvanları ve bitkileri konu alan bir etik yoktur. Yeryüzü, tam da Odysseus'un genç köleleri gibi, her zaman için bir mülkiyet olarak düşünülmektedir. Yeryüzüyle kurulan ilişki hala kesinlikle ekonomiktir: Ayrıcalıkları içermekte, ama hiçbir yükümlülüğü dikkate almamaktadır (Ekolojik Yeni Düzen)
- Dünyanın kutsallık niteliği hem içkin hem de aşkındır. (Gençler İçin Batı Felsefesi)
- ''Tarih bizim yasamız değildir.'' (Sevgi Devrimi)
- Eleştirel düşüncenin özeleştiri yapması gerekir. Bu da, modern filozofların kavramaya başladıkları fakat Nietzsche ve büyük materyalistlerin paradoksal bir şekilde yapmayı reddettikleri bir şeydir. İş metafiziğin ve dinin mühürlerini kırmaya, çekiçle putları parçalamaya geldiğinde, soybilimci yapısökümcü harikalar yaratır fakat iş kendine geldiğinde kılını kıpırdatmaz. Özeleştiriye, özdüşünüme duyduğu tiksinti, dünyaya bakışının adeta kurucu öğesidir. Başkaları söz konusu olduğunda zihin açıklığı hayranlık vericidir; fakat iş kendi söylemine geldiğinde, körlüğünün eşi benzeri yoktur. (Gençler İçin Batı Felsefesi)
- Ölümlü ve cahil insan, aşama aşama Mutlak olana, yani Tanrı'ya, sonsuz anlığa, 'mutlak bilgi'ye yaklaşacaktır. (Dinden Sonra Dinsellik)
- Başta Marx ve Nietzsche olmak üzere materyalistler, yakın uzak herkes hakkında sürekli yargı beyan etmekten, felsefeleri gereği uzak durmaları gereken ahlaki yargılara başvurmaktan asla çekinmezler. Niçin böyle? Gayet basit; çünkü materyalistler, felsefi kuram gereği inkar etmeleri gereken özgürlüğü, hayatın içinde farkında olmadan insanlara atfetmeyi sürdürürler. (Gençler İçin Batı Felsefesi)
- 18. yüzyılda ve hatta günümüzde de, misyonerlerin çabalarına rağmen İsa adı Çin'de veya Sri Lanka'da bir köylü için hiçbir anlam ifade etmemiştir, etmez. Buna karşın, çağdaş bilimin ilkeleri bütün dünyaya yayılır ve okullar aracılığıyla, yavaş yavaş bütün dünya çocuklarına öğretilir. Neden? Çok basit; çünkü atalet prensibi ya da yerçekimi kanunu fakirler kadar zenginler için de geçerlidir; zayıflar için de güçlüler için de, aristokratlar için de avam için de geçerlidir. (Sevgi Devrimi)
- Bütünün parçası olarak varsın: Seni üreten bütünün içinde yok olacaksın; ya da daha doğrusu, dönüşüp, bütünün hayat veren aklına döneceksin yeniden. (Gençler İçin Batı Felsefesi)
- Nitekim, öyle zamanlar vardır ki, dünyada bulunuşumuz, onu değiştirmek için değil, sadece ve sadece sevmek için, dünyanın bize sunduğu sevinçleri ve güzellikleri bütün gücümüzle tatmak içindir. Örneğin denize girmeye gittin ve balıkları izlemek için gözlüğünü taktın diyelim, varolanları değiştirmek, iyileştirmek veya düzeltmek için dalmazsın denize, tam tersine varolana hayranlık duymak ve sevmek için dalarsın. (Gençler İçin Batı Felsefesi)
- Nezaket ya da dilbilgisi kurallarını bizler koymadık. Bunların hemen hemen hepsi gelenektir, kalıttır, bize bırakılan mirastır. (Sevgi Devrimi)
- Geleneklerin yıkımının bedelini okul ödeyecektir ve ödemektedir de; tabii bir de iyi yurttaşlık. (Sevgi Devrimi)