diorex
sampiyon

Gazi Osman Paşa - Okay Tiryakioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Gazi Osman Paşa kimin eseri? Gazi Osman Paşa kitabının yazarı kimdir? Gazi Osman Paşa konusu ve anafikri nedir? Gazi Osman Paşa kitabı ne anlatıyor? Gazi Osman Paşa PDF indirme linki var mı? Gazi Osman Paşa kitabının yazarı Okay Tiryakioğlu kimdir? İşte Gazi Osman Paşa kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 30.04.2022 11:00
Gazi Osman Paşa - Okay Tiryakioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Okay Tiryakioğlu

Yayın Evi: Timaş Yayınları

İSBN: 9786050818758

Sayfa Sayısı: 304

Gazi Osman Paşa Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kuşatma 1453, Yavuz ve Kanuni romanlarıyla büyük bir okuyucu kitlesine ulaşan, ödüllü romancı Okay Tiryakioğlu'nun ilk tarihî romanı.

Plevne, Tuna Nehri kıyısında, içinde Bulgarlar ve Osmanlıların kardeşçe yaşadığı küçük, şirin bir kent. Plevne küçük ama Rus Çarı II. Aleksandır'ın hayali büyük. Dünyaya, Bulgarların Osmanlılarca katledildiği yalanını yayıp burayı işgal etmek niyetinde… Osmanlı 'hasta adam'sa ve Plevne küçük bir kentse, bunu başarmak çocuk oyuncağı diye düşünür Çar. Fakat işler sandığı gibi yolunda gitmez. Zira hesaba katmadığı kadar güçlü, zeki, kararlı ve inançlı bir başkumandan vardır karşısında: Gazi Osman Paşa!

Okurları ve edebiyatçılar tarafından Peyami Safa'nın halefi olarak gösterilen Okay Tiryakioğlu, Gazi Osman Paşa'da efsane savunmayı bütün çıplaklığıyla resmederken, "Galibiyet bir vehimdir!" fikrinden hareketle "savaş"ı sorguluyor.

"İyi bak, dumanlar içindeki harp alanının üzerinde gezinen şu leş kargalarını görmüyor musun? İşte, tüm savaşların tek galibi onlar."

Gazi Osman Paşa Alıntıları - Sözleri

  • “Bir işaretin üzerine karar verirken tek başınadır insan.” - J.P. Sartre (L’existentialisme est un Humanisme)
  • “Alnı içe çökük, önyargılarının ve eğitiminin at gözlükleri arasından kaçak bakışlar fırlatan adam…” - Marcel Proust (Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde)
  • “Bir kenti, benim Prag’ı sevdiğim gibi seversen, sonunda onu senin yarattığına bırakıp giderken de yok olduğuna inanırsın.” - Carlos fuentes (Deri Değiştirmek)
  • "Korkma.." "Korktukça sen, hızlanıyor kanımı emişi sülüğün, korkma..Sen korktukça soluyor, ufalıyor bu beden. Korku adamı küçültür, mücadele ve cesaret büyütür, korkma.."
  • Ancak şurası bir gerçek ki tarihi ancak kazananlar yazar General.
  • Ayaklarının üzerinde durmana yardımcı olacak tek düşünce yalnız olduğundur. Ancak böyle olduğunu düşünerek sonuna kadar savaşabilirsin.
  • "Aşılmaz bir duvarın önünde yaşamak köpekçe yaşamaktır" - Albert Camus (Sisifos Söyleni)
  • “Vatan birkaç dosttan ibaret…” - Ahmet Hamdi Tanpınar
  • Cahilin feveranı çok olur dostlar, okuyanın ise sabrı vardır.
  • “Şu bakır zirvelerin ardından Bir süvari geliyor kan rengi.” - Ahmet haşim
  • “Bir işaretin üzerine karar verirken tek başınadır insan.” - J.P. Sartre (L’existentialisme est un Humanisme)
  • “Alnı içe çökük, önyargılarının ve eğitiminin at gözlükleri arasından kaçak bakışlar fırlatan adam…” - Marcel Proust (Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde)
  • “Bir kenti, benim Prag’ı sevdiğim gibi seversen, sonunda onu senin yarattığına bırakıp giderken de yok olduğuna inanırsın.” - Carlos fuentes (Deri Değiştirmek)
  • "Korkma.." "Korktukça sen, hızlanıyor kanımı emişi sülüğün, korkma..Sen korktukça soluyor, ufalıyor bu beden. Korku adamı küçültür, mücadele ve cesaret büyütür, korkma.."
  • Ancak şurası bir gerçek ki tarihi ancak kazananlar yazar General.
  • Ayaklarının üzerinde durmana yardımcı olacak tek düşünce yalnız olduğundur. Ancak böyle olduğunu düşünerek sonuna kadar savaşabilirsin.
  • "Aşılmaz bir duvarın önünde yaşamak köpekçe yaşamaktır" - Albert Camus (Sisifos Söyleni)
  • “Vatan birkaç dosttan ibaret…” - Ahmet Hamdi Tanpınar
  • Cahilin feveranı çok olur dostlar, okuyanın ise sabrı vardır.
  • “Şu bakır zirvelerin ardından Bir süvari geliyor kan rengi.” - Ahmet haşim

Gazi Osman Paşa İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Nasıl da kendi yaptıklarını biz yapmış gibi anlatmışlar… İftiralara önce Dostoyevski'nin Karamazov Kardeşler romanında raslamıştım. Güya Türkler Bulgar'lara zulmetmiş. Hamile kadınlarının karınlarını deşmiş, küçük çocukların başlarını hedef tahtası yapmış, masum insanları sırf Hristiyan oldukları için acımasızca katletmişler. Kitabı okumayı orada kesip kendince koyu bir Hristiyan olan Dostoyevski’ye ver yansın etmiştim. Sonra Tolstoy'un Anna Karanina romanında rastlamıştım aynı iftiraya. Ama hakkını yemeyeyim Tolstoy Dostoyevski’den daha insaflı çıkıp ayrıntılara girmeyip Bulgarlara yardıma giden Rus gönüllülerinden bahsetmiş. Şimdi Okay Tiryakioğlu’nun, Tuna ve Plevne’nin Unutulmayan Kahramanı Gazi Osman Paşa’yı okuyorum. Olayın gerçekte ne olduğunu İngiliz elçisi Lord Gladstone Rus elçisine şöyle anlatıyor: “Dünya üzerinde bizim haberlerimiz konuşulduğu gibi yarın da bizim yazdıklarımız okunacak. İnsanlar bize inanacaklar; neden biliyor musunuz? İnanmak isteyecekler, çünkü onlardan evvel biz yazacağız. Onlar geç kalacaklar Balkanlar’da. Türkler’in sözde katliamlarıyla yok olan halklar için, tüm Avrupa ve Amerika kamuoyunu ayağa kaldırmayı başarmadık mı? Başardık elbette, ancak onlar masumiyetlerini ispatlayacak tek bir etkili yazı dahi yazıp dünyaya okutmayı beceremediler.” Yani Rusya’nın ve Batı’nın etkili kalemlerinin uydurmasıymış tüm bu iftiralar… (Sait Köşk)

Osman Paşa ve beraberindeki vatan sevgisi üst düzeyde subay ve eratın bizlere bıraktığı özgür ruhu ve destanı anlatan güzel bir roman "Devletin sınırlarının uzandığı her karış toprağı vatan bilmek askerin görevidir !" (Batuhan Uzel)

Nasıl da kendi yaptıklarını biz yapmış gibi anlatmışlar… İftiralara önce Dostoyevski'nin Karamazov Kardeşler romanında raslamıştım. Güya Türkler Bulgar'lara zulmetmiş. Hamile kadınlarının karınlarını deşmiş, küçük çocukların başlarını hedef tahtası yapmış, masum insanları sırf Hristiyan oldukları için acımasızca katletmişler. Kitabı okumayı orada kesip kendince koyu bir Hristiyan olan Dostoyevski’ye ver yansın etmiştim. Sonra Tolstoy'un Anna Karanina romanında rastlamıştım aynı iftiraya. Ama hakkını yemeyeyim Tolstoy Dostoyevski’den daha insaflı çıkıp ayrıntılara girmeyip Bulgarlara yardıma giden Rus gönüllülerinden bahsetmiş. Şimdi Okay Tiryakioğlu’nun, Tuna ve Plevne’nin Unutulmayan Kahramanı Gazi Osman Paşa’yı okuyorum. Olayın gerçekte ne olduğunu İngiliz elçisi Lord Gladstone Rus elçisine şöyle anlatıyor: “Dünya üzerinde bizim haberlerimiz konuşulduğu gibi yarın da bizim yazdıklarımız okunacak. İnsanlar bize inanacaklar; neden biliyor musunuz? İnanmak isteyecekler, çünkü onlardan evvel biz yazacağız. Onlar geç kalacaklar Balkanlar’da. Türkler’in sözde katliamlarıyla yok olan halklar için, tüm Avrupa ve Amerika kamuoyunu ayağa kaldırmayı başarmadık mı? Başardık elbette, ancak onlar masumiyetlerini ispatlayacak tek bir etkili yazı dahi yazıp dünyaya okutmayı beceremediler.” Yani Rusya’nın ve Batı’nın etkili kalemlerinin uydurmasıymış tüm bu iftiralar… (Sait Köşk)

Osman Paşa ve beraberindeki vatan sevgisi üst düzeyde subay ve eratın bizlere bıraktığı özgür ruhu ve destanı anlatan güzel bir roman "Devletin sınırlarının uzandığı her karış toprağı vatan bilmek askerin görevidir !" (Batuhan Uzel)

Gazi Osman Paşa PDF indirme linki var mı?

Okay Tiryakioğlu - Gazi Osman Paşa kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gazi Osman Paşa PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Okay Tiryakioğlu Kimdir?

1972 yılında Mersin’de doğdu. Çocukluğu İstanbul - Erenköy’de geçti. Annesinin armağan ettiği gizemli ve kara mizah yüklü öykü kitaplarıyla edebiyata dair ilk heyecanları uyanmaya başladı. Bilkent Üniversitesi’ndeki eğitimini 1994 yılında yarıda bırakarak tamamen edebiyata yöneldi. Yurtdışında, uzak ve gizemli ülkelerde yaşamayı daima sevdi.

Edebiyat çalışmalarının roman alanındaki ilk ürünü olan “Karanlığın Çağrısı” isimli eseriyle Beyan Yayınları 2002/İlk Romanlar ödülünü kazandı. İkinci romanı “Gölgeler” 2004 yılında basıldı. Bunu 2005’te üçüncü romanı “Bin Yılların Gecesi” takip etti. Asıl çıkışını 2009 yılında “Kuşatma 1453” ile yaptı. Tarihi roman okurlarının büyük ilgisiyle karşılaşan Kuşatma 1453’ü, “Kanuni” ve “Yavuz” başta olmak üzere diğer romanları izledi.

Okay Tiryakioğlu Kitapları - Eserleri

  • Yavuz
  • Kuşatma - 1453
  • Kanuni
  • Abdülhamid : Son Hükümdar
  • Alparslan
  • 4. Murat - Gürz ve Zafer
  • Mevlana
  • Sultan: Bir Kanuni Romanı
  • Devlerin Savaşı / Yıldırım - Timur
  • Fatih Sultan Mehmed Han
  • Yıldırım Bayezid
  • Selahaddin Eyyubi
  • Cengiz Han
  • Süleyman Han
  • Kumandan
  • Tarık Bin Ziyad
  • Attila
  • Çaldıran
  • Şeyh Şamil
  • Ulak - Çelik Hilal'in Gölgesinde
  • Kayıp Sır
  • Mohaç
  • Nizamülmülk - Adaletin Kalesi
  • Kurt ve Kuzgun
  • Osman Gazi
  • Ulak - Tuna'nın Sırrı
  • Halid Bin Velid
  • Gazi Osman Paşa
  • Ulak - Viyana Kapılarında
  • Ulak - Mayerling Ormanları Derinliklerinde
  • Ulak - Akıncı Fırtınası
  • Kızıl Ufuklar
  • Kara Panter
  • Karanlığın Çağrısı
  • Gölgeler
  • Barbaros
  • Bin Yılların Gecesi
  • Kara Panter 2 / Kondo Özgürlük Yolunda

Okay Tiryakioğlu Alıntıları - Sözleri

  • “Alnı içe çökük, önyargılarının ve eğitiminin at gözlükleri arasından kaçak bakışlar fırlatan adam…” - Marcel Proust (Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde) (Gazi Osman Paşa)
  • Kendini beğenen kimse terbiye ve edep edinmede bir ilerleme kaydedemez. İlerleyemeyen kimse de eksikliğle yerinde sayar. (Ulak - Akıncı Fırtınası)
  • "Biz konuştuğumuz sürece imkansız," dedi Şamil."Yapmaya çalıştığımız sürece değil!Kendi korkularımız bağlıyor ellerimizi." (Şeyh Şamil)
  • İyi bak, dumanlar içindeki harp alanının üzerinde gezinen şu leş kargalarını görmüyor musun? İşte, tüm savaşların tek galibi onlar. (Kumandan)
  • "Dinlemek, olmanın ilk eşiğidir. Dinle! Olmadan eremezsin. Ölmeden de olamazsın." (Mevlana)
  • " Yaralı Kartala sormuşlar, niye bu denli hüzünlüsün? ' diye." "Beni vuran okun arkasında kardeşimin tüyleri var, ' demiş." (Halid Bin Velid)
  • Hilalîler merak eder, fakat genellikle muhataplarının kendiliğinden çözülmelerini beklerlerdi. (Ulak - Mayerling Ormanları Derinliklerinde)
  • Bir sorunun varlığını kabul ettiğimiz sürece o sorun oradadır, ama ya yokmuş gibi davransak? Bir gün, o kendi isteğiyle yüzeye çıkana kadar, unutuşun gül rengi kanatlarında uzaklaşıp, varlık düzleminden, yokluğun sonsuzluğuna yakın dursak? (Kumandan)
  • "Dostlar arasında olmak ne kadar güzel. Ama ne var ki tek tek azalıyorlar.." (Devlerin Savaşı / Yıldırım - Timur)
  • “ Dinleyin oğullar! Çok okuduk, çok bildik demeyin! Çünkü ağırbaşlı ve makul davranmayı öğretmeyen bilgiden hayır gelmez. Dengesizliğin ve aşırılığın ateşi, kentleri, ormanları, hayvanları ve insanları kavuran alevlerden daha az tesirli değildir. Gerçekte ilk söndürülmesi gerken ateş de budur. “Bu yüzden aşırılıklardan, kahraman olma sevdasından kaçının ve sadece sizden isteneni yapın. Unutmayın ki, kıymetli bir cevherin damarına ulaşmak için, kantarlarca toprak elenir; ama eliniz tamamen boş da kalabilir. Emeği ve aklı aynı anda yüceltirseniz, maksadınıza erersiniz yiğitler!” (Ulak - Mayerling Ormanları Derinliklerinde)
  • "Öç gecikir fakat asla yaşlanmaz." Osmanlı Atasözü (4. Murat - Gürz ve Zafer)
  • İnsan neyi aradığını bilmezse, gözünün önünde duranın ne olduğunu da bilemez. Aradığınız bir bardak su olsa, başucunuzda surahiyle dursa bile, ihtiyacınız olanın o olduğunu bilmedikten sonra neye yarar?... (Gölgeler)
  • “Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar; İnsan, alemde hayal ettiği müddetçe Yaşar.” Yahya Kemal (Osman Gazi)
  • Omuzlarındaki sorumluluğu bir külfet değil, bir ayrıcalık olarak gördüğün müddetçe zafer avuçlarının arasındadır. O vakit, inandığın yolda attığın her adımın zaferin bütününden koparılan bir parça olduğunu görürsün. (Ulak - Tuna'nın Sırrı)
  • “Sus, yeter artık, Var git yokluğa haydi, Yoklukla yok ol. Git, yokluklardan tanı Yokluktan var olanı.” Mevlana Celalettin Rum-i (Yıldırım Bayezid)
  • “Kim benliğinden kurtulursa bütün benlikler onun olur. Kendisine dost olmayan herkese dost kesilir. Nakışsız ayna olur, tüm nakışlar onda seyredilir.” Mevlana Celalleddin Rum-i (Osman Gazi)
  • Oysa göklerdeki değişim değil zihninde renkleri böylesine çarpıtan; gözlerine inen kendi kanın aslında iyi bak.. (Çaldıran)
  • Yoluma durdu dağlar, geçit vermedi seller, tahtalar uzattım uçurumlara, ırmaklara köprü kurdum. (Ulak - Çelik Hilal'in Gölgesinde)
  • Az olandan şifa, çok olandan illet bulursun! (Kara Panter)
  • Düşün, insan kendi davranışlarının "bir"olan yaratıcısıysa eğer, neden tüm müsbet çabalarına rağmen hedeflerinin ekserisine ulaşamıyor? Eğer "tek" olan müsebbip kendisiyse, kudreti nerede kalıyor? Daha da kötüsü, her menfi sonuç onu içten içe yıkıyor bünyesini harap ediyor. Ordular, seçme askerlerine çağın gereği her türlü teçhizatı sağlıyor ama küçücük bir idari hatayla önemsiz gördükleri çarpışmaları kaybediyor; büyük tacirler, günde on sekiz tane ticaretin içinde ve öz sermayesinin başında ömürlerini tüketiyor ama, ufacık bir kıvılcımla gelen yangına engel olamıyor. NEDEN?.. "Çünkü tek gerçeği kendisi zannediyor..." "Ve hep başını taşa vuruyor..." "Oysa 'gerçek umduğundan öyle farklı ki..." "Umduğu da gerçekten öylesine kopuk..." (Gölgeler)

Yorum Yaz