Fotoğrafta Kadın da Vardı - Heinrich Böll Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Fotoğrafta Kadın da Vardı kimin eseri? Fotoğrafta Kadın da Vardı kitabının yazarı kimdir? Fotoğrafta Kadın da Vardı konusu ve anafikri nedir? Fotoğrafta Kadın da Vardı kitabı ne anlatıyor? Fotoğrafta Kadın da Vardı PDF indirme linki var mı? Fotoğrafta Kadın da Vardı kitabının yazarı Heinrich Böll kimdir? İşte Fotoğrafta Kadın da Vardı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 18.04.2022 08:00
Fotoğrafta Kadın da Vardı - Heinrich Böll Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Heinrich Böll

Çevirmen: Sezer Duru

Orijinal Adı: Gruppenbild Mit Dame

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789755108537

Sayfa Sayısı: 456

Fotoğrafta Kadın da Vardı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çağdaş Alman edebiyatının büyük ustası Heinrich Böll (1917-1985), Fotoğrafta Kadın da vardı adlı romanını yayımladığı yıl 1972 Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştı. Almanya gerçeğini, özellikle de savaş yıllarında faşizmin altında kıvranan Alman toplumunun çöküşünü büyük bir ustalıkla dile getiriyor yazar. Şavaş yıllarından, Türk işçilerinin Almanya'ya gidişlerine rastlayan '60'lı yılların başlarına kadar yaşanan olaylar, değişik kişilerce dile getiriliyor. Bu çöküşe karşı koyan bir kadın var bu romanda: Leni. Romanın başkişisi. Leni ile tutsak düşmüş bir Rus askeri olan Boris arasında müthiş bir aşk ve trajedi yaşanır. Soluk kesecek bir ustalıkla anlatılır bu aşk. Alman ruhunu iyi ve kötü yanlarıyla tanımak, bugün Avrupa'nın önderliğine soyunan bu ülkeyi kavrayabilmek için bundan daha iyi bir roman düşünülemez.

Fotoğrafta Kadın da Vardı Alıntıları - Sözleri

  • Bu dünyada şükran borcu ve adalet yok, başka bir dünyaya da sahip değiliz. Ne yapalım!
  • ... ama suçsuz olma, masum olma üzerine tek kelime yok, anılmıyor bile. Lanet olsun, ne biçim bir iş bu? Almanlar için sözlükte bundan önce gelen okuma hakkı, gülmek, ağlamak, acı çekmek,ıstırap çekmek ve mutlu olmaktan daha mı önemli? Masumiyetin eksikliği çok kötü bir şey, sözlük olmadan insan bu kavramı irdeleyemez.
  • "yanlız eski kitapları kitaptan sayıyor,yeni yayınları küçük görüyor:"Yeni bir kitap kitap değildir."diyor.
  • Çok şey bilmek iyi değildi o zamanlar.
  • Çok şey bilmemeli insan, ben hiçbir şey bilmek istemiyordum.
  • Gözyaşı torbaları hiç çalışmamış olanlara, bütün olaylardan kuru gözlerle sıyrılmış ve g. kanallarını hiç kullanmamış olanlara ne mutlu. Beyninin kökünü kontrol altında tutan ve varoluşlarının sürekli kendi güveni içinde hiçbir zaman bilgelik dışındaki bir başka varoluş duygusu ile gülmek ya da gülümsemek zorunda kalmayanlara ne mutlu! Varoluşlarında tamamen kendilerine güven duyan Buddha ve Mona Lisa, yaşayın siz.
  • "Tabii ki karnesi baştan aşağıya pekiyiyle doluydu. Ama ne olacaktı sonu? Bu hepimizi ürkütüyordu!" "Diplomat mı, bakan mı, mimar mı, yoksa hukukçu mu, ama mutlaka şair olacaktı." "Büyük bir öğretmen, büyük bir sanatçı - ama mutlaka bir şair." "Yalnız bir şeye yeteneği yoktu, bunu da yaparsa yazık olurdu, o da herhangi bir orduda görev almaktı." "Asker olmamalıydı, asla olmamalıydı." "Ama oldu." "Ve onu asker yaptılar."
  • …’bir şey uğruna ölmek’ o şeyi ne daha iyi, ne daha büyük, ne de daha az budalaca yapar.
  • İnsanları tanıdığımdan Eter kokusunu sessizliğini anlamış insanların söylediklerini hiç kavrayamamıştım… Ve sevmeyi çiçekleri altında öğrendim…
  • Evrenin herhangi bir yerinde henüz keşfedilmemiş, bilinmeyen, içindeki dev, herhalde Bavyera büyüklüğünde, yaşam hipotezlerini şöylece kusan elektronik beyin yerleştirilmiş halde uçan bir cisim mutlaka vardır, biz de bu cismin keşfedilmesini beklemek zorundayız.
  • Tüm zenginlikler bir zamanlar yeniydi, sizinki de, henüz zengin değilken zengin olduğunuzda yeniydi.
  • Beyninin kökünü kontrol altında tutan ve varoluşlarının sürekli kendi güveni içinde hiçbir zaman bilgelik dışındaki bir başka varoluş duygusu ile gülmek ya da gülümsemek zorunda kalmayanlara ne mutlu! Varoluşlarında tamamen kendilerine güven duyan Buddha ve Mona Lisa, yaşayın siz.
  • Haksız kazanılmış parayla kendinize dostlar edinin!Bu durum da ruhu etkiler.

Fotoğrafta Kadın da Vardı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yazarın okuduğun ilk kitabı. Kitapta kişi sayısı çok fazla ve kafa karışıklığına sebep oluyor. Kitabı okurken mutlaka kağıt ve kaleme ihtiyaç var. Yazar kitabı röportaj yapar gibi yazmış. Leni adında kusursuz bir kadının yaşamını anlatırken aynı zamanda ikinci dünya savaşı sırası ve sonrasındaki Alman toplumunun yaşamını anlatıyor. (Ümül)

Fotoğrafta Kadın da Vardı kitabı, Çağdaş Alman edebiyatının en değerli, önemli yazarlarından olan Heinrich Böll ' e, 1972 yılında Nobel Edebiyat ödülünü getiren kitabıdır. Alman faşizmine karşıt duruşuyla tanınan realist yazar, kitabında bu konuya fazlasıyla değinmiş, eleştirmiş. 1920 yılından 1970 lere kadar uzanan kitabın ana karakteri Leni. Yazar kitabında Leni üzerinden Alman toplumunu alaycı bir üslupla eleştirmiş. 2. Dünya Savaşı ' nın başlamasıyla Leni' nin hayatı ve ailesi altüst olur. Oldukça dikkat çekici bir güzelliğe ve zekaya sahip olan Leni, Rus esiri Boris' e aşık olup, yasak bir ilişki yaşamaya başlar. Sonrasında yaşanan acılarla, trajediler ve gelişmelerle hayatları değişir. 2. Dünya Savaşı öncesinde,savaş sırasında ve sonrasında yaşanan gelişmeleri, değişimleri, halkın durumunu irdeleyen ve bizlere anlatan en iyi eserlerden biri. Alman savaşının soğuk yüzünü, Alman toplumunun çöküşünü ve tutkulu bir aşkı barındıran zengin içerikli, edebi değeri uçlarda olan bu kitap ve yazarın realist anlatımıyla, Almanları iyi ve kötü taraflarıyla tanımak mümkün... (Elif Kimya S.)

"Çenesi düşüklerin verdikleri bilgiler ancak nelere 'ihanet ettikleri' saptandığı zaman belirli değerler taşırlar." (S.159) H. Böll'den okudugum ilk kitap "Fotografta Kadin da vardı" oldu. Bence yazara baslamak adına gayet doğru bir tercih. 2. Dünya Savaşında nazi rejiminde savaşmış Alman bir yazar kendisi. Savaşın içinde gecen bir yaşamın elbette yazılanlara da yansıması oluyor. Kitapta bunu bir yazarın kaleminden röportaj yapar gibi yazmış. Her ne kadar yazarın kim olduğu belli olmasa da ben kitabin başından sonuna kadar bunu bir gazeteci olarak algıladım. Sanki bir gazeteci, Leni isimli bir kadının 1922-1970 yılları arasındaki hayatını, çevresindeki insanlarla röportaj yapar gibi yazmış. Bazen gazetecilere özgü kisaltma harfler kullanmış, bazen yazarın kendisi karşıdaki kişi olaylari anlatırken birden ikram edilen çaya, kahveye içinden gecirdigi yorumlari katmış. Ortaya ilk etapta garipsenecek fakat okudukça sevilecek bir yapıt çıkmış. Böll, her ne kadar Leni etrafındaki olayları anlatıyor görünse de aslında Alman toplumunun savaşa karşı bakışını, insanların ikiyüzlü maddiyatçılığını, yapılan iyilikleri nankörce unutanları, "savaşın tadını çıkar dostum, barış korkunç olacak" mantelitesini gözler önüne sermiş. Bunu yaparken ister istemez Leni karakterini çokça yüceltmiş. Kitapta karakter sayısı oldukça fazla, unutmamak adına not alınması faydalı olabilir. Ayrica bazı noktalar biraz uzatılmış hissi uyandırıyor( gayta analizi yapan rahibenin tecrübeleri, çelenk yapımı, mezarlıklarla ilgili kısımlar vs). Yine de zevkle okudugum bir kitap oldu. Alman edebiyati beni ciddi anlamda doyurmayı başarıyor. Ilgililerine tavsiyemdir. Keyifli okumalar! (Öylesine bir okur)

Fotoğrafta Kadın da Vardı PDF indirme linki var mı?

Heinrich Böll - Fotoğrafta Kadın da Vardı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Fotoğrafta Kadın da Vardı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Heinrich Böll Kimdir?

1972 Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi. 1917'de Köln'de doğdu. 1924 yılında okula gitmeye başladı. 1937'de liseyi bitirdi. 17 yaşında şiir yazmaya başladı. 1938 yılının sonbaharında çalışma kampına, bir yıl sonra da askere alındı. Piyade olarak, doğu ve batı cephesine gönderildi. 1945 yılının nisan ayından eylül ayına kadar, İngilizlerin ve Amerikalıların elinde savaş esiri oldu. Savaş bitip Köln'e döndükten sonra, hem üniversite öğrenimini sürdürdü hem çalıştı. 1947 yılında ilk kısa öyküsü Haberci, sonra ilk romanı Ademoğlu Neredeydin?, Ve O Hiç Bir Şey Demedi yayınlandı. Yapıtlarında İkinci Dünya Savaşı'nı, özellikle de insanların nasıl savaştıklarını, savaşın yıkıntılarını ve acılarını anlattı.

"Ve O Hiçbir Şey Demedi" adlı en ünlü romanını yazarken aklında tek bir gerçek vardı. Savaş yanında yoksulluk ve zor koşullar getirmiş, hayatını değiştirmişti. Mayına bastığı için yaralanan dizini iyileştirebilmek için para gerekliydi. O yüzden Böll, 5 gün evden çıkmadan bu eseri yazdı. Yayınevinden aldığı para ile de dizini eski hale getirmeyi başardı ve yazar olarak kariyeri devam etti.

Daha sonra yazdığı Babasız Evler adlı romanını, kendi babasını yitirmesinin ardından değil; ama çevresinde savaş yılları sonrasında acı çeken onlarca çocuğu gördükten sonra yazmıştır. Kendisi, savaş sonrası koşullardan, yoksulluk, açlık ve hastalık gibi sıkıntılardan hem kendi geçtiği, hem de çevresinde bu durumlardan acı çeken birçok insan gördüğünden, hiçbir zaman çocuk sahibi olmak istememiş, kendi deyimiyle "Böyle bir dünyaya çocuk getirmek" istememiştir.

16 Temmuz 1985 tarihinde, çalan kapı ziline koşarken merdivenden yuvarlanarak hayatını kaybetmiştir.

Heinrich Böll Kitapları - Eserleri

  • Palyaço
  • Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru
  • Ve O Hiçbir Şey Demedi
  • İlk Yılların Ekmeği
  • Trenin Tam Saatiydi
  • Ademoğlu Neredeydin?
  • Babasız Evler
  • Cüce ile Bebek
  • Dokuz Buçukta Bilardo
  • Fotoğrafta Kadın da Vardı
  • Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer
  • Balık Tutma Dersi
  • Doktor Murke'nin Suskunluk Külliyatı
  • Solgun Köpek
  • Frankfurt Dersleri
  • Savaş Bitince
  • Melek Sustu
  • İrlanda Güncesi
  • Gül ve Dinamit
  • Nehir Kıyısı Kadınları
  • Denemeler
  • Hekayələr
  • The Stories of Heinrich Böll
  • Групповой портрет с дамой
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Cüce ile Bebek - Ve O Hiç Bir Şey Demedi
  • Frankfurt Konferansları
  • Die Spurlosen

Heinrich Böll Alıntıları - Sözleri

  • Günümüzde belli nedenlerden ötürü şeyhler kovboylardan daha çok seviliyor. (Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru)
  • Mezarlıklara gitmek çocukken bile hoşuma giderdi. Genç bir adama hiç yakışmıyor dedikleri bu tutkuya daha o zamanlar kaptırmıştım kendimi. Ama bütün bu isimler, bu çiçek tarhları, her harf her koku ... Hepsi bana, bir gün benim de öleceğimi hatırlatıyor... (Ve O Hiçbir Şey Demedi)
  • Nasıl ölürsen öl, mektupta hep şu yazılı olacak: Büyük Almanya uğrunda ölmüştür. (Trenin Tam Saatiydi)
  • Sıklıkla dünyayı değiştirmek gibi bir amaç gütmeyen yazarların kitaplarının, böyle bir amaç güden yazarlarınkinden daha çok dünyanın değişmesine katkıda bulunması, yazma eyleminin cilvelerinden biridir. (Gül ve Dinamit)
  • İnsanlar an­cak kendilerini güven içerisinde hissettikleri zaman rahat ve neşeli olabilirler; en önemli şey güven duygusudur. (Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru)
  • "Öyle harika kafayı buldum ki kendimi neredeyse mutlu hissediyordum. " .... "... sonra savaşı hiç aklıma getirmezdim." (Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer)
  • "Göğün karanlık kubbesinde yıldızlar kurşuni gümüşten donuk noktalar gibi duruyordu. " (Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer)
  • Anımsanan yalnızca düşlerdir aslında. (Solgun Köpek)
  • Kimin bakabilecek gözleri varsa, o kimse için saydamlık kazanır nesneler ve böyle biri nesnelerin içyüzünü görmeye, onların içine göz gezdirmeye kalkışabilir. (Gül ve Dinamit)
  • Ben her şeyin fiyatını öğrenmek zorunda kaldım; çünkü hiçbir zaman ödeme gücüm olmadı. On altı yaşında bir çırak olarak kente geldiğim zaman açlık bana bütün fiyatları öğretmişti. (İlk Yılların Ekmeği)
  • Benimle neden evlendin, mesela bunu söyle. “Kahvaltı için “dedim. Ben birisini arıyordum, kendisiyle ömrüm boyunca kahvaltı edebileceğim birisini.. (Ve O Hiçbir Şey Demedi)
  • Adam düzenden hoşlanır ancak düzenli olamazdı. (Dokuz Buçukta Bilardo)
  • Sanat için ilginç olan, yanmış, kavrulmuş şeydir, küldür, anımsamaların külüdür beri yandan, geleceğin külüdür. Hal (şimdiki zaman) diye bir şey yoktur. Benim bir satır önce söylediklerim geçmişe karışır, bir anıya dönüşür. Hal'de tutunmaya çalışan, geçiciliklerden bir parça kalıcılık koparmaya çalışan tek şey varsa, o da sanattır, külden, bir avuç toz ve topraktan ya da pislikten bir şeyler kotarmak için çırpınıp duran sanat. (Gül ve Dinamit)
  • Yasal ve iyi organize olmuş bir hayır kurumu dışında dinsel ve sosyal alanlar arasında herhangi bir insani ilişki aranıp bulunsa,kiliseler yalnızca Tannı'ya inandıkları için kendilerini topluma değil de insani olana adayan bir kişiyi ya da grubu yok etmek için ateist bir toplumla birlik olsalardı, doğrusu buna hiç şaşırmazdım. (Frankfurt Dersleri)
  • artık bağımsız olmak ve işimi serbest meslek biçiminde yürütmek istiyordum. (Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru)
  • "Yağmur yağdı, güneş açtı, ben yaşlandım ve buradan gidiyorum. " (Yolcu, Sparta'ya Varırsan Eğer)
  • "Yeryüzünde varoluşumuzun nedeni nedir ?" (Babasız Evler)
  • Genç yaşlarında ihtiyarlamış böyle dedeleri ne yapmalı? (Frankfurt Dersleri)
  • Aylar öncesi atom denemelerinde radyoaktif ışınların saldırısına uğrayan Japon balıkçıları neredeyse unutulmuş bulunuyor; oysa resimlerini gazete ve dergilerden kesip kartonlara yapıştırmamız ve odalarımızın duvarlarına asmamız gerekirdi. Çünkü adı geçen balıkçılar, yeni bir tür ölümün kurbanlarıdır. Birkaç gün güncel kalmış, bir dehşet dalgası kısa bir süre dünyayı gezip dolaşmış, Japonya'daki geçenlerin anlamı sezilmeye başlanmıştır. İnsanlığın topluca intihar olasılığı, ilk kez açığa vurmuştur kendini. Japon balıkçıları ve onların başına gelenler, pek çok şey gibi kısa bir süre güncellik kazanmıştır. Ama söz konusu tarihte gerçekten olup bitenler anlaşılamamıştır pek; üzerimize düşen yağmur, soluduğumuz hava bu yeni ölümü içinde taşıyabilir. Fırınlarda hamur yoğuranlar, farkında olmadan ekmeğimizin içine katabilir bu yeni ölümü; postacılar, onu postayla evimize kadar alıp getirebilir. (Gül ve Dinamit)
  • Haksız kazanılmış parayla kendinize dostlar edinin!Bu durum da ruhu etkiler. (Fotoğrafta Kadın da Vardı)

Yorum Yaz