diorex
sampiyon

Fedailerin Kalesi Alamut - Vladimir Bartol Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Fedailerin Kalesi Alamut kimin eseri? Fedailerin Kalesi Alamut kitabının yazarı kimdir? Fedailerin Kalesi Alamut konusu ve anafikri nedir? Fedailerin Kalesi Alamut kitabı ne anlatıyor? Fedailerin Kalesi Alamut kitabının yazarı Vladimir Bartol kimdir? İşte Fedailerin Kalesi Alamut kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 03.02.2022 14:37
Fedailerin Kalesi Alamut - Vladimir Bartol Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Vladimir Bartol

Çevirmen: Ender Nail

Orijinal Adı: Alamut

Yayın Evi: Koridor Yayıncılık

İSBN: 9786054188970

Sayfa Sayısı: 510

Fedailerin Kalesi Alamut Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hasan Sabbah'ın, Alamut Kalesi'nin, fedailerin ve cennet bahçelerinin hikâyesi.

Bir tarafta Hasan Sabbah'ın yeryüzü cennetiyle yeni tanışan güzel köleler, diğer tarafta onun en güvenilir savaşçıları olan fedailer. Sabbah'ın yarattığı cennetin içinde gözleri açıldığında hepsinin hayatı hiç umulmadık bir şekilde değişir.

Hikaye 11. yüzyıl İranı'nda, kendini peygamber ilan eden Hasan Sabbah'ın, seçilmiş bir grup insanı intihar suikastçısına dönüştürerek bölgede hakimiyet kurmak için çılgınca ve aynı zamanda zekice bir plan tasarladığı Alamut Kalesi'nde geçmektedir. Güzel kadınların, yemyeşil bahçelerin, şarap ve haşhaşın göz boyadığı sanal bir cennet yaratan Sabbah, genç savaşçılarını emirlerine uydukları takdirde bu cennete gidebileceklerine inandırır. Kendilerini onun yoluna adayan, ölmeyi de öldürmeyi de göze almış olan bu küçük orduyla hükümdar sınıfına gözdağı verebileceğini düşünür. Sabbah kendi deyimiyle insanların saflığını kullanıp dine adanmışlığı politik emellerine alet eder. Artık kapılar onun için ardına kadar açılmıştır. 

(Tanıtım Bülteninden)

Fedailerin Kalesi Alamut Alıntıları - Sözleri

  • “Korkaklar bin kere, cesurlar bir kere ölür”
  • Yaşadığım hayal kırıklığının açtığı yara hâlâ kanıyor.
  • Hepimiz geleceği çok fazla düşünüyoruz. Bu sebeple de bugünümüzü heba ediyoruz.
  • Yaşadığım hayal kırıklığının açtığı yara hâlâ kanıyor.
  • Oku, dünyayı tanı. Hiçbir şeyden korkma. Her türlü önyargıdan uzak dur. Hiçbir şeyi aşırı yüceltme gözünde. Hor da görme. Her şeyi araştır. Cesur ol...
  • Çöldeki aç bir çakal, kafesteki tıka basa tok bir aslandan daha mutludur
  • "Biliyoruz ki ancak zerre kadar bir bilginin efendisiyiz.Kalan sonsuz büyüklükteki bilinmezliğin ise kölesiyiz."
  • İnsan dünyadaki en garip yaratık. Kartallar gibi uçmak istiyor ama kanatları yok. Aslan gibi kuvvetli olmak istiyor ama pençeleri yok. Ne kadar kusurlu yaratmışsın bizi, Allah'ım. Bir de yetmezmiş gibi bizlere kendi acizliğimizi idrak etme gücü vermişsin.
  • "...sınırlarını bil, bin düşün bir söyle. "
  • "...en büyük acıyı kendisi çekiyor olsa da gururunun kölesi olmuş durumda."
  • Korkaklar bin kere, cesurlar bir kere ölür.
  • Hepimiz geleceği çok fazla düşünüyoruz. Bu sebeple de bugünümüzü heba ediyoruz.
  • Korkaklar bin kere, cesurlar bir kere ölür.
  • Bakir bir adamdan daha safı yoktur dünyada. Çünkü ancak bir kadın bir adamı gerçek bir erkek haline getirebilir.
  • "Aşk hem cennet hem de cehennem gibi bir şey."

Fedailerin Kalesi Alamut İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Vaktiniz kısıtlıysa size kitabı 4 madde ile şöyle anlatabilirim. -Fazlasıyla akıcı. -Iki karakterimiz var kaleye onlarla beraber girip tanıyorsunuz. -Hasan Sabbah ile ilgili bilgiler kitabın ileri bölümlerinde veriliyor. - Kitapta verilen mesajlar muazzam. Ve kendinizi karakterlerin davranışlarına, verilen mesajlara bazen utanç duyarak yakın hissetmeniz, size kendinizi düzeltmeniz ve geliştirmeniz için çokça fayda sağlıyor. Kitaptaki mekanımız Alamut Kalesi. Bu kalenin genç kızlara ayrılan bölümünü, onlara verilen eğitimin,bir nasıl yalancı cennete inandırıldıklarını Halime adlı karakterle beraber öğreniyoruz. Halime kitapta hem merakıyla hemde çekingenliği ile bilinen bir tiplemeye sahip. Bu kalenin erkek fedailerine ayrılan bölümünü, onlara verilen hem ahlaki, hem dini hemde savaş eğitimi ve intikam duygusunu İbni Tahir adlı karakterle beraber öğreniyoruz. İbni Tahir kitapta büyükbabasının (kendisi Hasan Sabbah'ın yakın bir dostu olur) Vezir Nizamülmülk'ün emriyle idam edilmesiyle intikam için kaleye gelir ve kalede hoş karşılanır. Hasan Sabbah'ın politikaları, gözlerini boyayıp kendisi için can vermeye bile hazır olan fedaileri nasıl yetiştirdiği kitabın ileriki bölümlerinde veriliyor. Kendi düşünceme gelecek olursam; Hasan Sabbah'ı tarihi bir türk dizisinde tanımıştım. Ve bildiğim kadarıyla Nizamülmülk ve Ömer Hayyamla bir zamanlar yakın dostlarmış sonradan bu durum bozulmuş. Kitapta birçok şey kafamda netleşti eğer tam olarak netleşmesini istiyorsam Semerkant kitabını da okumam gerek. Kitap oldukça akıcıydı. Bir haftamı sadece kitapla geçirdim ve üzerine düştüm. Aralarda anlatım bozuklukları bulabiliyordum ama kitaba o kadar dalmış oluyordum ki hemen unutuyordum. Günümüzle eşleşen birçok ibret alınacak mesajlar içeriyor. Bu arada okuduğum ilk tarihi kitaptı. Ve çok sevdim. Zaten tarihi olaylara fazlasıyla ilgim var. Konumuza gelecek olursak okunması gereken bir kitap ve şiddetle tavsiye ederim. O eski tarihin ve Alamut Kalesinin kokusunu buram buram alıyorsunuz. Kitap alıntılarını elimden geldiğince paylaştım. Umarım sizlere fayda sağlayabildim. Hayırlı okumalar. (Dicle)

Kitabı okumaya başladığım andan itibaren sonucunun ne olacağı merakı içimi kemirip durdu. Hiç beklemediğim anda beklemediğim karakterlerin farklı kişiliklere büründüğünü gördüm. Alamut efsanesindende anlaşılacağı üzere dünya için en büyük tehlike bilgisiz, cahil insanların; inançlarını, duygularını, ihtiyaçlarını, istek ve arzularını kendi çıkarı için şekillendiren başka bir insandır. Seyduna karakterindeki İbni Sabbah da kendi amaçlarına ulaşmak için tam olarak bunu yapmış. Haşhaş ile bilinci bulandırılmış yeni yeni benliği oluşmaya başlayan gençleri cennetin anahtarının Allah tarafından kendisine verildiğine ikna etmek amacıyla uzun zamandır hazırladığı görkemli bahçeleri, dünyanın her bir tarafından getirdiği güzel kızları huri olarak tanıtmış ve gerçekten de cennetin anahtarının kendisinde olduğuna ikna ettirerek gençleri kendi emelleri karşılığında ölüme sevk etmiştir. Bu kitabı okuyan çoğu insan Hasan Sabbah'ın zekasına hayran kalabilir ancak bunun ilerisi için hatta şu an yaşadığımız an için bile ne kadar tehlikeli bir silah olduğu göz ardı edilmiştir. Kitaptan özetle çıkardığım eski zamanlarda da şimdi olduğu gibi insanlar din üzerinden farklı yollarla sömürülmüştür. Buna engel olmanın en kuvvetli yolu ise çok okuyup bilgi sahibi olmaktır. (Elif)

"Hasan Sabbah'ın, Alamut Kalesi'nin, fedailerin ve cennet bahçelerinin hikâyesi. Bir tarafta Hasan Sabbah'ın yeryüzü cennetiyle yeni tanışan güzel köleler, diğer tarafta onun en güvenilir savaşçıları olan fedailer. Sabbah'ın yarattığı cennetin içinde gözleri açıldığında hepsinin hayatı hiç umulmadık bir şekilde değişir. Hikaye 11. yüzyıl İranı'nda, kendini peygamber ilan eden Hasan Sabbah'ın, seçilmiş bir grup insanı intihar suikastçısına dönüştürerek bölgede hakimiyet kurmak için çılgınca ve aynı zamanda zekice bir plan tasarladığı Alamut Kalesi'nde geçmektedir. Güzel kadınların, yemyeşil bahçelerin, şarap ve haşhaşın göz boyadığı sanal bir cennet yaratan Sabbah, genç savaşçılarını emirlerine uydukları takdirde bu cennete gidebileceklerine inandırır. Kendilerini onun yoluna adayan, ölmeyi de öldürmeyi de göze almış olan bu küçük orduyla hükümdar sınıfına gözdağı verebileceğini düşünür. Sabbah kendi deyimiyle insanların saflığını kullanıp dine adanmışlığı politik emellerine alet eder. Artık kapılar onun için ardına kadar açılmıştır." Ayrıca bu kadar zekice ve akıcı bir dille yazılmış olmasını çok beğendim. Mutlaka okumanızı öneririm... (Banu ARIK)

Kitabın Yazarı Vladimir Bartol Kimdir?

Vladimir Bartol (24 Şubat 1903 – 12 Eylül 1967) Sloven yazar. En meşhur eseri olan Alamut romanı ile tanınmıştır. Alamut romanı 1938 senesinde yayınlanmış sonradan birçok dile çevrilmiştir ve dünya çapında Slovenya edebiyatının en popüler edebi eserleri arasında sayılmaktadır. Bartol, 24 Şubat 1903 tarihinde şuanda Trieste’nin dış mahallesi olan Sveti Ivan köyünde doğdu. O zamanlar Trieste, Avusturya-Macaristan İmparatorluğuna bağlı olmakla birlikte şu anda İtalya sınırları içindedir. Posta memuru Gregor Bartol’un ve feminist yazar, editör ve öğretmen Marica Bartol Nadlišek’in üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Ebeveynleri çocuklarına son derece kapsamlı bir eğitim verdi. Annesi tarafından resim ve babası tarafından biyoloji eğitimi aldı. Otobiyografi şeklinde keleme alınmış kısa hikâyelerinde Bartol, hikâyelerinde kendisini aşırı duyarlı zengin kurgusal hayal gücü olan ve biraz da tuhaf çocuk olarak tanımladı. Otobiyografi kısa hikâyelerinde Bartol birçok farklı konu ile ilgilendi: biyoloji, ruhbilim, sanat, tiyatro ve edebiyat. Bir bilim adamı olarak kelebekleri topladı ve onları araştırdı. Vladimir Bartol, ilkokula ve ortaokula Trieste’de başladı ve sonra biyoloji ve felsefe tahsili göreceği Ljubljana Üniversitesinin de bulunduğu Ljubljana’da tamamladı. Ljubljana’da kendisine genç Friedrich Nietzsche’nin çalışmalarını veren Sloven felsefe profösörü Klement Jug ile tanıştı. Bartol ayrıca Sigmund Freud’un çalışmalarını dikkatle okudu. 1925 yılında mezun oldu ve çalışmalarına bilim adamı ehliyeti aldığı Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde (1926–1927) devam etti. 1928 senesinde şimdiki Sırbistan’da bulunan Petrovaradin’de askerlik görevini yaptı. 1933 ve 1934 yıllarında Belgrad’da yaşadı ve “Sloven Belgrad Haftalık” dergisini çıkardı. Sonra Ljubljana’ya döndü ve 1941 senesine kadar serbest yazarlık yaptı. II. Dünya Savaşında faşist hükümete karşı Yugoslavya Partizanları direniş hareketine katıldı. Savaştan sonra 1946’dan 1956 ya kadar yaşayacağı doğduğu kasabaya Trieste’ye döndü. Sonra Slovenya Bilimler ve Sanatlar Akademisi’ne üye seçildi, Ljubljana’ya geri döndü ve 12 Eylül 1967 tarihine kadar burada çalışmalarına devam etti. Kabri Ljubljana’daki Žale mezarlığında bulunmaktadır.

Vladimir Bartol Kitapları - Eserleri

  • Fedailerin Kalesi Alamut
  • Araf

Vladimir Bartol Alıntıları - Sözleri

  • Hepimiz geleceği çok fazla düşünüyoruz. Bu sebeple de bugünümüzü heba ediyoruz. (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • Filozof bir tek şeyden emin olabileceğimizi söylerken haklıydı: Vicdanımız. (Araf)
  • Korkaklar bin kere, cesurlar bir kere ölür. (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • "...en büyük acıyı kendisi çekiyor olsa da gururunun kölesi olmuş durumda." (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • İnsan dünyadaki en garip yaratık. Kartallar gibi uçmak istiyor ama kanatları yok. Aslan gibi kuvvetli olmak istiyor ama pençeleri yok. Ne kadar kusurlu yaratmışsın bizi, Allah'ım. Bir de yetmezmiş gibi bizlere kendi acizliğimizi idrak etme gücü vermişsin. (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • Bakir bir adamdan daha safı yoktur dünyada. Çünkü ancak bir kadın bir adamı gerçek bir erkek haline getirebilir. (Fedailerin Kalesi Alamut)

  • Tecrübe ve şüphe artık kanına işlemişti, çocukluğunun kusursuz mutluluğunu bir daha tadamayacaktı. (Araf)
  • Asla senden daha güçlü bir düşmana saldırma (Araf)
  • Hepimiz geleceği çok fazla düşünüyoruz. Bu sebeple de bugünümüzü heba ediyoruz. (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • Hayat, değişmez doğa kanunlarına itaat ederek bütün gücüyle akan bir nehir gibi bildiğini okumaya devam ediyordu. Yüzmeyi bilmeyenler eninde sonunda bu sularda boğulmaya mahkumdu. (Araf)
  • “Korkaklar bin kere, cesurlar bir kere ölür” (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • İnsan özgür olduğu sürece dilediğini hayal edebilir (Araf)
  • Tek bir hayatımız var, sonu belli: Ölüm. (Araf)

  • Birbirimize verebileceklerimizi tükettiğimizde geriye hep sıkıntı ve art niyet kalır.. (Araf)
  • "Biliyoruz ki ancak zerre kadar bir bilginin efendisiyiz.Kalan sonsuz büyüklükteki bilinmezliğin ise kölesiyiz." (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • Sadece bugün için yaşa. Yarını Tanrı'ya ve iyi şansa bırak. (Araf)
  • Ve acılar bir arkadaşla paylaşıldığında merhemini buluyor. (Araf)
  • Yaşadığım hayal kırıklığının açtığı yara hâlâ kanıyor. (Fedailerin Kalesi Alamut)
  • Hayatta vicdanımız ve bilincimizden başka kesin olan hiçbir şey yoktur. (Araf)
  • Oku, dünyayı tanı. Hiçbir şeyden korkma. Her türlü önyargıdan uzak dur. Hiçbir şeyi aşırı yüceltme gözünde. Hor da görme. Her şeyi araştır. Cesur ol... (Fedailerin Kalesi Alamut)

Yorum Yaz