Farklı - Andreas Steinhöfel Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Farklı kimin eseri? Farklı kitabının yazarı kimdir? Farklı konusu ve anafikri nedir? Farklı kitabı ne anlatıyor? Farklı PDF indirme linki var mı? Farklı kitabının yazarı Andreas Steinhöfel kimdir? İşte Farklı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Andreas Steinhöfel
Çevirmen: Suzan Geridönmez
Orijinal Adı: Anders
Yayın Evi: Tudem Yayınları
İSBN: 9786059153997
Sayfa Sayısı: 224
Farklı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Kafamda sürekli bir ton düşünce dolaşıyor, buna bir de şu renkler, sesler ve tüm diğer şeyler ekleniyor. Bir şey yapmak beni rahatlatıyor."
Felix Winter, 11. doğum günü kutlaması hazırlıklarının yapıldığı gün geçirdiği bir kaza nedeniyle komaya girer. Felix'in girdiği koma, tıpkı on bir yıl önce ona gebe kalan annesinin hamileliği gibi tam 263 gün sürer. Kazadan sonra zaman ve dünya bir süreliğine dengesini yitirmiştir. Felix artık tamamen "farklı" bir çocuk olmuştur.
Ailesinin kendisine verdiği ismi dâhi reddeden Felix, bundan böyle "Farklı" olarak adlandırılmak ister. Yeni adıyla Farklı "Kırmızı müziğin tadını düşünüyorum." diye bir cümle kurabilen bir çocuktur artık. Tüm çevresi için tekinsiz bir yolculuk başlamak üzeredir. Unutmak ve hatırlamak kavramları, sadece Farklı için değil; çevresindeki herkes için bir hesaplaşma ve değişim sürecinin de tetikleyicisi olacaktır. Farklı'nın belleği adeta sıfırlanmıştır. Ancak Farklı'nın anılarına kavuşmaması için her şeyi yapmaya hazır olan biri vardır…
Edebiyatseverlerin ruhlarının bir köşesinde pusuya yatan "Farklı"yı uyandırmayı amaçlayan Steinhöfel, mucizelere hak ettiği değeri vermekten çekinmeyen her yaştan okurun kendinden bir şeyler bulabileceği, sorgulamalarla dolu bir gerçekle yüzleşme randevusuna çağırıyor kitapseverleri.
"Rico ve Oskar" kitaplarıyla tanıdığımız, Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü, Erich Kästner Edebiyat Ödülü gibi sayısız ödülle onurlandırılan sıra dışı yazar Andreas Steinhöfel'den, benlik, kimlik, kişilik mücadelesi, özgürlükler ve iç hesaplaşmalar üzerine, fantazya unsurlarının gerçekçi bir kurguyla harmanlandığı başyapıt değeri taşıyan çarpıcı bir roman!
Farklı Alıntıları - Sözleri
- “Bir prens neden, daha önce zehirli elmayı ısırma aptallığı gösteren bir kız için çıldırsın? Ya da üstüne basa basa yasaklandığı halde, öldürücü iğneyi inadına elleyen biri için? Yani insana sormazlar mı? Öyle bir gelini ne yapacaksın?”
- Kendine soluyacak hava bırakmıyorsun. Boğuluyorsun. Buna daha ne kadar seyirci kalabilirim bilmiyorum.
- Her insanın kendine ait bir göğü vardır, oradaki yıldızlar zamanla soluklaşır. Günün birinde de tümden sönüverirler. Derken soğuğun kemiklerine işlediğini hissetmeye başlıyorsun. Her şey aynılaşıyor ve eskiden içinde umuda dair ne varsa gerçek olmayan bir rüya ya da sanrıya dönüşüyor. Hedeflerini ve ideallerini sakladığın yerden artık sadece gri sis bulutları yükseliyor ve oraya ulaşan bütün yollar kapanıyor. Etrafında, bunun farkındasın, aynı senin gibi yolunu kaybetmiş, yalnız, yorgun ve yoksul hisseden sayısız insan var. Kendimizi daha iyi hissetmemiz için birbirimizin elinden tutmamız yeter, ama bunu yapmıyoruz. Bunu yapmıyoruz.
- "Yıldız dolu onca geceden sonra, Şimdi de bu duygusuz,bulanık,ıslak gece, Sanki tüm zamanların işi bitti, Ve başarma ümidi ebediyen yitti, Adımların gittiği yerde olan hedef, Sisli gri yollarda kaybolup gitti mi? Ben artık sadece yatacağım, Sakin yer arıyorum, Oyun çoktan kaybedildi, Birçok insanın sarsak adımlarını duyuyorum, (Yolunu kaybetmişler,yalnız,yorgun ve fakirler,) Ve kimse bilmiyor, İçinin nasıl ısınıp,mutlanacağını, Birbirimizin elinden tutsaydık eğer..."
- "Siz kendi içinizde yalnızsınız, bu konuda kimsenin elinden bir şey gelmez. Ama dıştan bakınca yalnız değilsiniz."
- İlerde bir gün artık denizkızına inanmıyorsan, bu yetişkinliğe adım attığını gösterir, demişti dedesi. Çocukluğu terk edenlerin mucizeleride yoktur.
- "Annem yerine babama telefon edemez misiniz?" "Tabi, bu olur. Annenden korkuyor musun?" "Hayır. Yalnızca telaşlanmasını istemiyorum. Bu ona iyi gelmiyor hiç. Tek yaptığı kafasında körebe oynamak." "Bununla neyi kastediyorsun?" "Sürekli fasit bir dairede dönüp duruyor, ama önünü göremiyor, çünkü gözleri bağlı."
- +Dışarıda nasıl davranacağımı bilememekten korkuyorum. Bir şeyin doğru ya da yanlış olduğunu nasıl anlayacağım?... -Her zaman doğru ya da yanlış diye bir şey olmaz. Bazen tartman, kendi kararını kendin varken gerekir. +Ya yanılırsam? -Eh, o zaman da fikrini değiştirirsin. Düşünen insanlar fikrini değiştirir, bu böyledir. Zaman zaman bazı şeyleri tekrar ölçüp biçmen gerekir.
- "Siz neden...neden ışığınızı kaybettiniz?" "Bilmiyorum. Elke..." Nefes almakta giderek zorlanan Stack bakışını yanmış topraktan kaldırıp, alaz alaz yanan sonbahar ağaçlarına çevirdi. "Her insanın kendine ait bir göğü vardır, ordaki yıldızlar zamanla soluklaşır. Günün birinde de tümden sönüverirler. Derken soğuğun kemiklerine işlediğini hissetmeye başlıyorsun. Her şey aynılaşıyor ve eskiden içinde umuda dair ne varsa gerçek olmayan bir rüya ya da sanrıya dönüşüyor. Hedeflerini ve ideallerini sakladığın yerden artık sadece gri sis bulutları yükseliyor ve oraya ulaşan bütün yollar kapanıyor.
- Onu kendine özgü bir hava çevreliyordu: Hani tam uykuya dalmadan önce, gecenin ilk rüyasına geçiş yapmak üzereyken insana bir sakinlik çöker ya, işte öyle. O, ta içinde bir yerler sarsılırken, korkular sana eziyet ederken ya da üstüne huzursuzluk çökerken teselli yayıyordu; sırf varlığı bile, taşları yerinden oynayan dünyanı tekrar dengeye kavuşturmaya yetiyordu, dünyan paramparça olurken de gülüşüyle kırık parçaların acı veren, keskin yanlarını törpülüyordu.
Farklı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sonunu delice merak ettiğim, beni çok farklı yerlere sürükleyen, konunun işlenişine, anlatımına bayıldığım bir kitaptı. Ufak diyebileceğim naneli kısımlar olsa da herkesin okuyabileceği ve benim gibi sürükleneceklerini düşündüğüm bir roman oldu kendisi. Üç arkadaşı ve bunlardan birinin geçirdiği kaza sonucu hafızasını yitirmesiyle birlikte eski benliğinden uzaklaşıp bir süreliğine bambaşka biri olan, seslerin, insanların renklerini gören Felix'i -kendine verdiği yeni isimle seslenecek olursak "Farklı"yı- anlatıyor romanımız. Kazadan öncesi herkesin içinde merak duygusunu kabartıyorken çözülemeyen şifreler, Farklı'nın hafızasının geri gelmesini istemeyen birileninin olması ve Lahn nehrinde hayat bulan eski bir deniz kızı hikayesi oldukça hayret verici. Her birini çözümlemeye çalışmak, son sayfaya kadar merak duygunuzu diri tutmak ve içinizde birçok duyguyu alevlendirmek için okumanızı şiddetle tavsiye ederim")) (zeynep)
Üç arkadaşın yaşadıklarını, birinin kaza geçirdikten sonra belleğini yitirip yeni bir karakter edinmesi üzerinden anlatıyor kitap. Konunun işlenişi güzel; anlatımdaki detaylar kahramanları, olayları kavrayışı iyi yönde etkiliyor. Kitap 13 yaş ve üstü için yazılmış. Ben de 8. Sınıflarıma önermek için okudum ancak birkaç satırdaki müstehcen ifade ve yer yer kullanılan küfürlü sözler nedeniyle vazgeçtim. Bunları bir yana bırakırsak "renklerin tadı"nı alan, "seslerin, insanların ve nesnelerin rengi"ni gören/hisseden kahramanların yer aldığı romanları okumayı seviyorum. Başka bir tür betimleme gibi geliyor bana, somutlamayi da farklı bir şekilde başarıyor. *Küfürlü bölümler yersiz değildi, karakterleri oturtmada ise yarıyor, olayların akışında sırıtmıyor. (Amy Pond)
Farklı PDF indirme linki var mı?
Andreas Steinhöfel - Farklı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Farklı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Andreas Steinhöfel Kimdir?
Andreas Steinhöfel 1962 yılında Battenberg’de doğdu. Çevirmenlik ve eleştirmenlik yapıyor, senaryolar yazıyor, ama o her şeyden önce “Die Mitte der Welt” (Dünyanın Ortası) gibi birçok ödüllü, çocuk ve gençlik kitaplarının yazarı. “Rico ve Oskar, Derin Gölgeler” ile kazandığı ödüllerden biri de Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü’dür. Peter Rühmkorf, Loriot, Robert Gernhardt ve Tomi Ungerer’den sonra Andreas Steinhöfel 2009 yılında Erich Kästner Edebiyat Ödülü‘nü kazandı. 2013 Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü’nde bütün eserleri için Özel Ödül’e değer görüldü.
Andreas Steinhöfel Kitapları - Eserleri
- Farklı
- Kiralık Canavar
- Gecen Gündüzüm Olsa
- Çat Kapı
- Rico ve Oskar
- Rico ve Oskar
- Riko, Oskar ve Derin Gölgeler
- Rico ve Oskar
- Sıkı Arkadaşlar ve Spagetti Canavarı
- Mekanik Prens
- Pırıltılı ile Kokuş
- Riko Oskar ve Gökteki Cennet
- Rico, Oskar und die Tieferschatten
Andreas Steinhöfel Alıntıları - Sözleri
- En basit çözümler, insanın aklına bazen en son gelir. (Rico ve Oskar)
- Kendine soluyacak hava bırakmıyorsun. Boğuluyorsun. Buna daha ne kadar seyirci kalabilirim bilmiyorum. (Farklı)
- +Dışarıda nasıl davranacağımı bilememekten korkuyorum. Bir şeyin doğru ya da yanlış olduğunu nasıl anlayacağım?... -Her zaman doğru ya da yanlış diye bir şey olmaz. Bazen tartman, kendi kararını kendin varken gerekir. +Ya yanılırsam? -Eh, o zaman da fikrini değiştirirsin. Düşünen insanlar fikrini değiştirir, bu böyledir. Zaman zaman bazı şeyleri tekrar ölçüp biçmen gerekir. (Farklı)
- Bergwald'i ve Kayın Sokağını on dokuz yaşımda terk ettim. Geride Walser kasap hanedanının bir ana mağazası ve yedi şubesi, annem, babam ve kız kardeşim kaldı. Geride, alt çekmecesinde hâlâ acemi bir çocuk yazısı ile yazılmış olan mektubun durduğu yazı masası kaldı. Geride bu dünyanın tüm Heinselleri ve tüm Döllerleri, tüm Markowskileri ve tüm Tauchmannları kaldı. Ve Schröder evi. (Çat Kapı)
- Yalnızca bu aralar anneme bir şey sormak kolay değil . Neden bilmiyorum, ama kendini hiç de iyi hissetmiyor. Haftalardır melodisi unutulan güzel bir şarkı gibi annem. (Rico ve Oskar)
- Deli gibi dönmeye kalkarsanız da herhalde birkaç çiçek saksısıyla birlikte korkulukların üstünden uçarak geçer, saksılarla yarış halinde vınlayarak aşağı iner, sonra da arka bahçeye ya da yaya kaldırımına düşüp olgun bir domates gibi patlarsınız. Kanlı ketçap olursunuz yani. Deli gibi dönmeyi henüz hiç denemedim bu yüzden. O kadar da kafadan çatlak değilim. (Bir çocuğun teras kattaki manzarayla etkilenip kendiyle yaptığı iç konuşma) (Rico ve Oskar)
- "Sürekli umut ederek, sürekli hayal kırıklığına uğrayarak yaşayamam!" (Mekanik Prens)
- “Ay’ı her zaman göremezsin ama hep orada olduğunu bilirsin. Öyle değil mi?” (Gecen Gündüzüm Olsa)
- Onu kendine özgü bir hava çevreliyordu: Hani tam uykuya dalmadan önce, gecenin ilk rüyasına geçiş yapmak üzereyken insana bir sakinlik çöker ya, işte öyle. O, ta içinde bir yerler sarsılırken, korkular sana eziyet ederken ya da üstüne huzursuzluk çökerken teselli yayıyordu; sırf varlığı bile, taşları yerinden oynayan dünyanı tekrar dengeye kavuşturmaya yetiyordu, dünyan paramparça olurken de gülüşüyle kırık parçaların acı veren, keskin yanlarını törpülüyordu. (Farklı)
- “Eski püskü, albenisi olmayan paltosunun içinde ne kadar da küçük ve kaybolmuş görünüyordu. Nasıl da korkunç bir yalnızlık içindeydi...” (Kiralık Canavar)
- "Uzayda zeki varlıkların yaşadığına ilişkin çürütülemez kanıt,"dedi Oskar sözcükleri uzata uzata, "uzaylıların yeryüzündeyken kendilerini bize göstermemeleridir." (Rico ve Oskar)
- "Aslında ona acıyorum," dedi Vinchen bunun üzerine. "Sonuçta o da bir zamanlar çocuktu." (Kiralık Canavar)
- "Yıldız dolu onca geceden sonra, Şimdi de bu duygusuz,bulanık,ıslak gece, Sanki tüm zamanların işi bitti, Ve başarma ümidi ebediyen yitti, Adımların gittiği yerde olan hedef, Sisli gri yollarda kaybolup gitti mi? Ben artık sadece yatacağım, Sakin yer arıyorum, Oyun çoktan kaybedildi, Birçok insanın sarsak adımlarını duyuyorum, (Yolunu kaybetmişler,yalnız,yorgun ve fakirler,) Ve kimse bilmiyor, İçinin nasıl ısınıp,mutlanacağını, Birbirimizin elinden tutsaydık eğer..." (Farklı)
- Ve sen, yazlar yazları, yıllar yılları kovaladığı sırada her şeyi anlatıp dururken, senin o gencecik küçük ellerin, büyükbabanın kocaman yaşlı ellerinin içindedir. Sustuğunda, gözlerin bu lekeli ellerin üzerindeki damarları ve eklemleri inceler; çünkü o eller, yazlar yazları, yıllar yılları kovalarken, senin üzerine titreyen, seni koruyup teselli eden ellerdir. (Gecen Gündüzüm Olsa)
- İlerde bir gün artık denizkızına inanmıyorsan, bu yetişkinliğe adım attığını gösterir, demişti dedesi. Çocukluğu terk edenlerin mucizeleride yoktur. (Farklı)
- Sevgi, bir şeyi, onu sürekli yanımda isteyecek kadar güzel bulmamdır. Ve onu kaybetmekten korkmamdır. (Kiralık Canavar)
- "RENKLİ KAĞITTAN AYRICA ALTIN VE GÜMÜŞ FOLYODAN BİR SÜRÜ YILDIZI BİRBİRİNE YAPIŞTIRDIK İPLERDEN VE PIRILTILI BONCUKLARDAN KÜÇÜK ZİNCİRLER YAPTIK BİRDE SAMAN SAPLARINDAN YILDIZLAR HAZIRLADIK" (Sıkı Arkadaşlar ve Spagetti Canavarı)
- Ben arkası yüksek bir koltukta oturuyor ve kitap okumaya çalışıyordum. Kimse bana dikkat etmiyordu. Anlaşılan üçten fazla yetişkin bir odada bulunduklarında çocukları ve gençleri onlara görünmez yapan gizli bir mekanizma işliyordu. Aslında bunu zaten biliyordum ve işime geliyordu. (Çat Kapı)
- "Annem yerine babama telefon edemez misiniz?" "Tabi, bu olur. Annenden korkuyor musun?" "Hayır. Yalnızca telaşlanmasını istemiyorum. Bu ona iyi gelmiyor hiç. Tek yaptığı kafasında körebe oynamak." "Bununla neyi kastediyorsun?" "Sürekli fasit bir dairede dönüp duruyor, ama önünü göremiyor, çünkü gözleri bağlı." (Farklı)
- "Siz kendi içinizde yalnızsınız, bu konuda kimsenin elinden bir şey gelmez. Ama dıştan bakınca yalnız değilsiniz." (Farklı)