diorex
ARTUKBEY

Enstitü - Stephen King Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Enstitü kimin eseri? Enstitü kitabının yazarı kimdir? Enstitü konusu ve anafikri nedir? Enstitü kitabı ne anlatıyor? Enstitü kitabının yazarı Stephen King kimdir? İşte Enstitü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 06.02.2022 03:37
Enstitü - Stephen King Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Stephen King

Çevirmen: Banu Doğanay Pinter

Orijinal Adı: The Institute

Yayın Evi: Altın Kitaplar

İSBN: 9789752126046

Sayfa Sayısı: 616

Enstitü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Minneapolis'in sakin banliyölerinden birinde yaşamakta olan Luke Ellis, bir gece yarısı evine giren davetsiz misafirler tarafından kaçırılır. Luke, penceresi olmayan fakat tıpkı kendisininkine benzeyen bir odada gözlerini açar. Ve kapısını açıp dışarı çıktığında onun gibi özel yetenekleri yüzünden buraya getirilen birçok çocuğun odalarının sıralandığını görür. Enstitü... Özel yeteneklere sahip çocukların tutulduğu bir hapishane, onlardan adeta intikam almaya yemin etmiş bir müdür ve insafsız personelin acı dolu yuvası. Burada vicdan azabı yok. Burası girişi olan ama çıkışı olmayan bir cehennem...

Enstitü Alıntıları - Sözleri

  • Bazen bir kucaklaşma kusursuz bir telepatiye bedeldi.
  • “Özgürlüğün ne demek olduğunu tam anlamıyla kavrayabilme için insanın önce tutsak olması gerekir...”
  • Soldaki, "sevdiğin hayatı yaşa!” diyordu. Diğeriyse şöyle söylüyordu: "Yaşadığın hayatı sev!"
  • “ Biliyor musun Jamieson? Yaşadığımızı sandığımız bu hayat gerçek değil. Sadece bir gölge oyunu ve ışıklar döndüğünde ben kendi adıma memnun olacağım. Karanlıkta tüm gölgeler yok olur.”
  • Beni değiştirdiler. Nasıl ve ne kadar değiştirdiklerini bilmiyorum ama evet, beni değiştirdiler.
  • Gerçekten istediği şeyin sadece bir değişiklik olduğunu tahmin ediyordu.
  • Zaman kavramı tamamen karmakarışık olmuştu.
  • "Üç hamle sonrasını düşünmeye çalışıyorum, artı onun hamlelerine karşı kullanabileceğim hamleleri de."
  • "Sence insanın hafızası ona bir hediye midir yoksa onun laneti mi?” Eileen'ın cevabı düşünmesine gerek yoktu; Tanrı biliyordu ya, anımsamak istemediği neler neler hatırlıyordu. "Her ikisi de tatlım.”
  • Çünkü Luke'un hayatında bir uçurum vardı ve kitaplar, o uçurumun dibinde gizli olan her ne varsa ortaya çıkaracak sihri barındırıyordu; göz alıcı bilinmezlikleri...
  • "Benimle bir sorununuz mu var? Eğer öyleyse ya şimdi söyleyin ya da sonsuza dek susun.”
  • “Maç başladığında tüm strateji uçup gider.”
  • Sence insanın hafızası ona bir hediye midir yoksa onun laneti mi?
  • Sana güç veren yalnızca kendin için yaptığın şeylerdir.

Enstitü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kral’ın Şaheseri: Enstitü: Kitabın dilini, akıcılığını, kullanılan cümleleri kurgusunu ve konusunu çok beğendim. Konusunu size şöyle anlatayım, aslında daha çok hayal ettirmek istiyorum. Özel yetenekleri olan bir çocuksunuz ve bu daha siz doğduğunuz anda yapılan bir testle öğrenildi ve listeye alındınız. Yaklaşık yedi sekiz yaşlarına gelince evinize sizin her şeyden bihaber olduğunuz bir anda sizi kaçırmaya geliyorlar ve evdeki siz hariç herkesi öldürüp sizinle birlikte evden ayrılıyorlar. Ardından birkaç ayrıntı hariç kendi odanızın aynısı olan bir odada gözlerinizi açıyorsunuz. Ve her şey odadan dışarı çıktığınızda başlıyor, sizin gibi onlarca, yüzlerce çocuk… Burası “ENSTİTÜ” Ya da bir hapishane mi demeliyim çünkü burası girişi olan ama çıkışı olmayan bir cehennem… Peki siz güçlerinizi sizi kaçıranların kullanmasına izin verip, size işkence ederlerken öylece oturur muydunuz? Yoksa güçlerinizi kullanıp tüm risklere rağmen çıkması imkansız olan bu cehennemden kaçmayı dener miydiniz? Hem de gidecek hiçbir yeriniz ve hiçkimseniz olmamasına rağmen? Tüm soruların cevapları kitabın içinde saklı, Stephen King’in mükemmel diline hayran kaldım, bütün kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum. Size de Enstitü’yü okumanızı tavsiye ederim, beğeniceğinize eminim, şimdiden iyi okumalar dilerim. (Kitaplara Sevdalı)

Stephen King'den yine çokça düşünülmüş, üzerine çalışılmış ve etkileyici bir kitap olan Enstitü'yü bitireli bir saat bile geçmedi. Bir süre yatıp üzerine düşündükten sonra insanların yorumlarının peşine düştüm ve kitabın gereksiz detaylar içerdiğine, gereksiz uzun olduğuna dair yorumlar gördükçe üzüldüm. Bana kalırsa kitap gerçekten çok ikna ediciydi. Bu önemli bir özellik çünkü kendi dünyamızın içinde yepyeni ve çarpıcı bir sistem yaratılmıştı ve okura "Biliyorum, fazla uçuk kaçık ama inan bana, güven bana." çağrısı yapılıyordu kitapta. Ve inanıyordunuz -en azından gerçek olabilirliğini düşünüyordunuz. İşte ben bu özelliğin, biraz da kitapta çokça yer alan detaylardan kaynaklandığını düşünüyorum. Araştırmalara göre doğrulara yakın yalanların inandırıcılığı daha yüksektir. Bu yüzden kitabın içindeki, akışta önemli ya da önemsiz, her yerin ve karakterin güzelce betimlenmesi ve geçmişlerinden detaylıca bahsedilmesi bütün uçarılıklar içinde kitabın ayaklarının yere basmasını sağlamış bana kalırsa. Çünkü baktığımız zaman, hayatın kendisi de gereksiz detaylarla dolu. Bir benzinliğe girdiğimizde gözümüzün çarptığı reklam afişinin hayat yolculuğumuzda belki bize hiçbir faydası olmayacak ama yine de orada. Bence kitaptaki anlatım da bu yolda ilerliyor, bu nedenle kitabın içindeki detayları gereksiz bulmadım, bilakis onlardan keyif aldım. Ayrıca baktığımız zaman, bir kitabı kitap yapan sadece konusu mudur? Bir kitap sırf konusu güzel diye mi edebiyatta yer kazanır? Peki ya betimlemeler, anlatım özellikleri, sonrasında sana bıraktıkları?.. Bakınca kitabın konusu -arka kapak yazısından bahsediyorum- aşırı sıra dışı, benzeri duyulmamış ögeler içermiyordu. Kitabın konusunu ilk okuduğumda almamı sağlayan şey "Acaba bu konuyu Stephen King nasıl işledi?" sorusu oldu, ki kitabı farklılaştıran da zaten yazarın satır aralarını nelerle doldurduğuydu. Aynı konu 600 değil de 300 sayfada da anlatılabilir miydi? Evet. Yine bu kadar etkileyici olur muydu? Hayır. Tabi ki herkesin yorumu kendine; herkes kitaptan benim kadar keyif almamış olabilir, buna sözüm yok. Sadece kitabın daha kısa anlatılabileceğini söylemek bana mantıklı gelmiyor. Jane Austen'ın Gurur ve Önyargı'sını sadece aşk hikayesi olarak görüp daha kısa olabileceğini söylemekle eşdeğer bence -ancak diğer karakterlerin müdahalelerini, Elizabeth ve Bay Darcy'nin iç çatışmalarını yok sayamayız, Jane Austen'ın kendine özgü anlatım tarzı olmasa kitap bir şaheser olamazdı. Velhasıl Enstitü beğendiğim bir kitap oldu. Sınava hazırlık sürecinden kaynaklı elimde gereğinden fazla oyalansa da her fırsatta kapağını merakla açtığım, bazen araya bir iki gün girse bile tansiyonundan kopmadığım bir kitaptı. George'u, Nicky'yi, Kalisha'yı ve özellikle de Luke'la Avery'yi aşırı özümsedim ve sevdim. Bu sefer anlatılan çocukların uğraştığı sorun -O ile kıyaslandığında- gerçeğe daha yakındı, bu yüzden korkudan çok gerilime yakındı diyebilirim. Tekrar söylüyorum, bunlar kişisel fikirlerim. Umarım okumayı düşünen birileri için aydınlatıcı olur, benim kesinlikle önerdiğim bir kitap kendisi. NOT: Yazar Notu'nda Doktor Russ'tan bahsettiği kısım beni çok duygulandırdı. (Cansu)

Kitabın Yazarı Stephen King Kimdir?

Stephen Edwin King (d. 21 Eylül 1947; Portland, Maine), ABD'li hikâye ve roman yazarı.

Genellikle gerilim ve korku türünde eserler vermiştir. Kitaplarının çoğu Türkçe'ye de çevrilmiştir. İlk romanı Göz (Carrie) 1974 yılında yayınlanmıştır. Özellikle 1982 yılında başlayıp, 2005 yılında sona erdirmiş olduğu Kara Kule (The Dark Tower) serisi ile ünlüdür. Pek çok kitabı senaryolaştırılıp beyaz perdeye aktarılmıştır.

İlk profesyonel kısa öykü satışını "The Glass Floor" adlı öyküsüyle Starling Mystery Stories'e yapmıştır(1967). Kendisini tekrar ettiği gerekçesiyle 2002 yılında yazarlığı bıraktığını açıklamıştır. Ancak bu kitaptan sonra birçok yeni eser verdi. King’in en son romanı 2009 Kasımında yayımlanan Under the Dome (Kubbenin Altında) olup, New York Times En Çok Satanlar listesinde uzun süre 1 numarada kaldı. 2010’un Ocak ayında, King yazılmış halde olan ve basılmayı bekleyen iki kitabı daha bulunduğunu açıkladı

Stephen King Kitapları - Eserleri

  • Göz
  • Maça Kızı
  • Medyum
  • Karanlık Öyküler
  • Yeşil Yol
  • Kara Ev

  • Christine
  • Yüzyılın Fırtınası
  • Sadist
  • Kara Kule - Jericho Tepesi Savaşı
  • Hayvan Mezarlığı
  • 22/11/63
  • Tom Gordon'a Aşık Olan Kız

  • Kubbe'nin Altında
  • Duma Adası
  • O
  • Kujo
  • Hayaletin Garip Huyları
  • Kemik Torbası
  • Yaratık

  • Silahşor
  • Üç'ün Çekilişi
  • Çorak Topraklar
  • Büyücü ve Cam Küre
  • Anahtar Deliğinden Esen Rüzgar - Kara Kule 8
  • Mahşer
  • Zifiri Karanlık Yıldızsız Gece

  • Kara Kule - Gilead'ın Düşüşü
  • Calla'nın Kurtları
  • Susannah'nın Şarkısı
  • Kule
  • Ceset
  • Tepki
  • Sis

  • Karanlık Çökünce
  • Kara Kule Silahşör - Yolculuk Başlıyor
  • Falcı
  • Çağrı
  • Ejderhanın Gözleri
  • Ruhlar Dükkanı
  • Tılsım

  • Cep
  • Çılgınlığın Ötesi
  • Eğlence Parkı
  • Doktor Uyku
  • Gece Yarısını 2 Geçe
  • Gece Yarısını Dört Geçe
  • Dolores Claiborne

  • Rüya Avcısı
  • Buick 8
  • Oyun
  • Azrail Koşuyor
  • Rüyalar ve Karabasanlar
  • Rüyalar ve Karabasanlar 2
  • Korku Ağı

  • Ateş Yolu
  • Düzenleyiciler
  • Hayatı Emen Karanlık
  • Şeffaf
  • Colorado Kid
  • Yazma Sanatı
  • Kurtadamın Döngüsü

  • Bay Mercedes
  • Ölüm Hücresindeki Fare
  • Bir Aşk Hikayesi
  • Diriliş
  • Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli
  • Amerikan Vampiri
  • Uykusuzluk

  • Kim Bulduysa Onundur
  • Kara Kule - Silahşör'ün Doğuşu
  • Kabuslar Pazarı
  • İki Ölü Kız
  • Coffey'nin Elleri
  • Ölümün En Kötüsü
  • Coffey Yeşil Yolda

  • Gece Yolcuları
  • Ölüm Dansı
  • Rüyalar ve Karabasanlar 3
  • Son Nöbet
  • Gwendy’s Button Box
  • Kara Kule - Eve Giden Yol
  • Kara Kule - İhanet

  • 1922
  • Uyuyan Güzeller
  • Yüzyılın Suçlusu Blaze
  • Yabancı
  • The Method of Breathing
  • Siyah Takım Elbiseli Adam
  • Hekayələr

  • If It Bleeds
  • Later
  • Blockade Billy
  • Elevation
  • Enstitü
  • In the Tall Grass
  • Kan Varsa

  • You, Human
  • Rita Hayworth and Shawshank Redemption
  • IT
  • Joyland
  • Billy Summers
  • Everything's Eventual 1408

Stephen King Alıntıları - Sözleri

  • silahşor, “gerçek aşk sıkıcı bir şey,” diye tekrarladı. “bağımlılık yaratan herhangi güçlü bir uyuşturucu gibi ve bütün güçlü uyuşturucular gibi de.. (Büyücü ve Cam Küre)
  • Bu dünyada efendice oyun kaybedenler de vardır, kederli, somurtkan, küstah ve ağlamaklı olanlar da. Bir de en berbat kaybedenler olabilir. Ronnie işte bunlardandı. (Maça Kızı)
  • Kendi kendine, en son ne zaman şöyle içten, katılırcasına güldüm diye sordu. Bana çabalarla dolu kurşuni hayatım boyunca hiç gülmemişim gibi geliyor.. (Azrail Koşuyor)
  • " Mutlu gözüküyorsun ama bence bu sadece takındığın bir maske. Bence sen hiç de mutlu değilsin. " . (Çorak Topraklar)
  • Bazen insanın elinden gülmekten başka bir şey gelmiyor... Bazen de durum ne kadar kötü olursa olsun dayanamayarak gülüyorsunuz... (Christine)
  • ...yedide tekrar uyanırdım ve gün boyunca kendimi başka birinin kabusunda rol alan bir oyuncu gibi hissederek dolaşırdım. (Uykusuzluk)

  • Gerçeklerin insanı özgür kılacağını her kim söylemişse muhtemelen aptalın tekiydi. (Buick 8)
  • Ancak son günlerde başkalarının bizi ne kadar sık ve ne kadar çok etkilediklerini öğrendim. Bu kontrolümüz ve kendimize güvenmemizle gururlandığımız zamanlarda bile böyle. (Oyun)
  • Bir kadının elinin değdiği her yer cennete dönüşüyor... (Uykusuzluk)
  • - Nasıl oluyor da kötü adamlar hakkındaki kitaplar hep çok satıyor? + Çünkü kötülük satar, dostum. (Amerikan Vampiri)
  • İnsanoğlu çok tehlikeli bir hayvandır. (Cep)
  • " Savunmasız, güzel ve yalnız. Onu bırakamam. Gülü korumam gerekiyor. " . (Çorak Topraklar)
  • Yabancıdan kaçabilirsin ama kendi kendinden kaçamazsın. (Medyum)

  • Unutmak her zaman istek dışı bir süreç değildir. Bazen insan isteyerek unutur.. (Duma Adası)
  • ''Unuttuğunu hatırlayacaksın.'' (Doktor Uyku)
  • Aklındaki tek şey koşmak, aydınlıktan kaçıp karanlığın içine gizlenmekti. (Göz)
  • ...yatağına uzanıp gözlerini karanlığa dikerek uyumayı veya sabahın olmasını bekliyor ; hangisi daha önce gelirse... (Son Nöbet)
  • Sorunların mi var ? Öyleyse dünyaya hoş geldin , Dennis. (Sis)
  • "..fikir denilen şey kıç gibidir, herkeste bir tane vardır." (22/11/63)
  • Ve sen de başbelası olarak hamamböceği düzeyinden az daha büyücek bir haşaratın düzeyine çıkmadan buradan çıkıp gitsen iyi edersin. (Coffey Yeşil Yolda)

Yorum Yaz