Elfabe - Mehmet Ali Bulut Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Elfabe kimin eseri? Elfabe kitabının yazarı kimdir? Elfabe konusu ve anafikri nedir? Elfabe kitabı ne anlatıyor? Elfabe PDF indirme linki var mı? Elfabe kitabının yazarı Mehmet Ali Bulut kimdir? İşte Elfabe kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Mehmet Ali Bulut
Yayın Evi: Hayat Yayınları
İSBN: 9786051510965
Sayfa Sayısı: 384
Elfabe Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
El ve parmak yapılarımız ile yüz hatlarımız davranışlarımızı belirleyen genetik kodlar içerir. Bu genetik kodlama; kişinin iç hâllerinden, yeteneklerinden, hastalıklarından, başarılı ya da başarısız olabileceği girişimlerinden haberler verdiği gibi düşünce süreçlerini de belirler. Parmakların uzunluğu ya da kısalığı, avuç içindeki çizgiler, yükseltiler ve çukurlar hep bir şeylere işarettir. Mesela, bir meslekte çok başarılı olmuş insanların ellerinde belirgin ortak özellikler vardır. İnsan yüzünün sol kısmı o insanın gerçek kişiliğini yansıtır. Buna karşın sağ tarafı ise saklamaya çalıştığı diğer yüzünü gösterir. Her insan;
• Kendi hayat yürüyüşünün nasıl olacağını,
• Hastalık ve sağlık durumu ile ilgili gelişmeleri,
• Evlilik hayatını ve sürecini,
• İnsan ilişkilerindeki potansiyelinin ne olduğunu merak eder.
El ve yüz çizgilerinden, tavır ve davranışlarından insanların kabiliyet ve kapasitelerini okuma sanatı olan ELFABE, insanın yüzündeki, avucundaki, cildindeki birtakım işaretlerden hareket ederek, hayatını doğru yönlendirmesi için ona yardımcı olmak amacıyla yazılmış bir kitap... Genetik potansiyelini keşfetmek isteyenlere kaynak niteliğinde bir eser...
Elfabe Alıntıları - Sözleri
- Evet doğrudur, bende bir yığın badire atlattım. Bütün mesaimi teksif etmeme rağmen üniversitede istediğim pozisyonda kalamadım. Sonra sorunlu bir aşk yaşadım, o dönemde doktora mı ihmal ettim. Bütün arkadaşlarım öğretim görevlisi oldular, ben hayta kaldım. Sonra hiç gündemimde yokken gazeteci oldum. Şair olayım derken yazar oldum. Elimde boşanma çizgisi olmamasına rağmen karşındakinin kaderine tabi olarak ayrıldım. Yeniden evlendim. Siyasetten dışlandım, ünlendim, tanındım, bilindim vs vs...
- Denir ki hayat bir ayna gibidir, siz ona gülerseniz oda size Güler. Çünkü ayna ancak senin kendi halini yansıtır… Yine bir kudsi hadiste, Allah, “ Ben kulumun beni sandığındaki gibiyim!” buyurur. Yani siz tanrınızı zihninizde nasıl tasarlamışsanız, ona göre muamele görürsünüz. Hayatın cilvesi bu!
- Gözün normal açıklığı sırasında, gözün akı alttan görünebiliyorsa bu insanın uzun yaşama şansı yüzde bir veya iki'dir. - Alttan gözünün akı görünen hiç bir insanın 55 yaşından fazla yaşadığına şahit olmadım
- Niyet ve gayret,çok şey değiştirir.
- Şu da bir gerçektir ki insan illa da bilmek istiyor kendisini bekleyen şeyleri.
- Esasında, yaratıcı kudret, hiçbir insana taşıyamacağı yükü yüklememiştir. Eğer bir insan karşılaştığı bir dert, sıkıntı, bela, musibet sebebiyle yıkılmışsa, bu kesinlikle onun kendi hatasıdır. Kendisine verilen güçleri, kudretleri kullanmamıştır veya kullanmayı bilmemiştir. Kişinin kendisine verilen kudreti ve gücü kullanamamasının en altında yatan sebepler, tabii ki kadere taalluk eder ama onlar dahi aslında kişinin seçimidirler. Onun zafiyetlerinin, yaklaşımlarının neticesidirler . . . Dolasıyla bir insanın temiz yürekli, samimi, gayretli olması ona yönelecek hadiselerin de şeklini, şemailini değiştiyor. Birçok ayette Allah, “ Ben inanan, yani yüreğinde çevresine karşı sevgi ve saygı besleyen insanla inanmayan ( yani kendinden başkasını düşünmeyen) insana aynı mı davranacağım? Ne saçma bir yargı!” buyurur. Bu gösteriyor ki şans dediğimiz şey, insanın iyi niyet ve yaklaşımlarının eseridir!
- " ...insanın yüzünde, cildinde ellerinin içinde kader kalemiyle pek çok çizgiler, hatlar, nakışlar, nişanlar yazılmıştır. "
- Parlak göz/ zekayı temsil eder... Ela göz/ yumuşaklık ve merhametin Siyah göz/ cesaret, atılganlığı ve yürekliliği Yeşil göz/ düzenbazlık ve nifakin Mavi göz/ cin fikirlik ve yumusakligin Küçük göz/ faaliyet ve şiddetin Büyük göz/ zerafetin Gülen göz/ hayirseverligi Gözbebeği gülen göz/ oynakligi Baygın göz/ kalp ve yürek hırsızlığı Süzgün ve buğulu bakışlı göz/ aşk ve çapkınlık Yuvarlak göz/ akıl ve zekanın eksikliğini Patlak göz/ kıskançlık ve inadın Çukur göz/ dindarlık ve gururun Noktalı göz/ asabi ve güç fazlalığının işareti Kahverengi göz/ yumuşak ve merhametli oluşu...
- Allah hakikaten hiçbir insan taşıyamayacağı yükü yükülememiştir. Temel yaklaşım bu olursa, insan her şeyin üstesinden gelir. Ve inanın her insanın hikâyesi güzeldir. Orijinaldir. Bir benzeri yoktur. Ve olgunlaşması mukadder her yüreğin acılı zamanları vardır ve olmalıdır. İnsan yeter ki aklın ve vicdanın kontrol sahasından çıkmasın!
- İyi bir el çizgisi yorumu için her iki elin de bütün ayrıntılarına dikkat edilmesi gerekir. Bazen bir elde görülen çizgi veya işaret, diğer elde görüleni geçersiz kılabilir.Sol el, yaratıcının insana bahşettiği bütün imkan ve yeteneklerin deposudur.Sağ el ise bu hazineden ne kadarını kullanabildiğiniz ve kullanabileceğimizi gösterir. (Tabi bu günlük yaşantısında sağ elini kullananlar içindir solak olanlar için ise durum tam tersi)
- Elbette insanlar aynı şanslara sahip olmazlar; kimileri hayata en dipten başlar, kimileri en tepeden.
- El ve parmak yapılarımız ile yüz hatlarımız davranışlarımızı belirleyen genetik kodlar içerir...
Elfabe İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Çok değerli bir çalışma olmuş gerçekten çok faydalı. Hayat farklılıklar üzerine bina edilmiştir .Her insan ayrı bir nüshası kainatın.Bu bağlamda bu kitap sizin fıtratınızı , kapasitelerinizi , kabiliyetlerinizi, nasıl bir karaktere sahip olduğunuzu , mizacınız gibi hayatınızı şekillendiren faktörleri bilmenize ciddi faydası olan bir kitap. Elinizdeki çizgilerinin ne anlam ifade ettiğini , geçmiş ve gelecek yaşamınızda nelerle karşılaşabileceğinizi kestirebilmenize olanak sağlayabilecek bir kitap , tabi iyi bir el ve yüz okuyucusu olmak kolay değil bu bağlamda bu kitap tek başına yeterli değil , birçok farklı ve güvenilir kaynaktan beslenip en yakınlarınızda başlayarak yüzlerce el incelemesi yaparak tecrübe kazanmanız gerekir.Zaten bu ilim de yüzyıllardan gelen tecrübeyle ortaya çıkmış bir ilim.. İstifad etmeniz dileğiyle. (Zakir Taş)
Bir dönem çok popüler olan bu kitabı annemin merakı yüzünden almıştık. Eve ziyarete gelen arkadaşlarımızın kütüphanemizde bu kitabı görmesiyle gelen giden her misafirin el çizgilerine bakar olduk. Korkunç bir furyaydı neyse ki geçti gitti. Peki sonucunda ne kazandık? Bir çoğumuzun morali bozuldu. Hayat çizgisi kısa olan insan ne yapsın? Belki doğru olmayacak ama bunu duyan bir insanın psikolojisinin normal kalmasını kim bekleyebilir. Ya da çok sevdiği bir insanın mesela anne babasının hayat çizgisinin kısa olduğunu öğrenmek ne kadar güzel olabilir. Evli birinin el çizgisinde ayrılık görüyor olması ilişkinin devamı için çok zararlı olacak çünkü en ufak tartışmada zaten ayrılacağız diyip rest çekip gidebilir. Demem o ki insanlar için geleceği bilmek faydalı olsaydı Rabbim zaten saklamazdı. Rabbim bilmemizi istemiyorsa ona göre davranmak gerekiyor. Her merak sağlıklı değildir. Kaç ilişkinin olacağını, kaç çocuğunun olacağını, ne kadar sağlıklı olacağını yaşayarak gör :)) Kitapla ilgili beni eğlendiren tek anı ; 75 yaşlarındaki anneannemin teyzeme ısrarla elini uzatıp "ben de başka evlilik çizgisi var mıymış bi bakıver kızım" demesiydi. Hadi çizgi çıktı diyelim kendisini seven dedemi boşayıp ikinci baharını mı beklicekti acaba :D tabiki bakmadık :)) Onun dışında kitapta el, parmak, yüz, çene vs yapılarınızdan kişilik analizi yapılıyor. Bunlara da inanmayı doğru bulmuyorum. Hiç tanımadığınız birine sırf parmak boğumları şöyle yok yüzü üçgense şöyle biri diye çerçeve çizmek hiç doğru değil. Nitekim bir çok ikiz farklı karakterlere sahip olmaktadır. Ve yaşadığımız her an hayat bize yeni bir şeyler katar ve insanın kişiliği inanın ki değişir. Değişen sadece kişinin tavırları karakteri değildir, kişilik de değişir. (Sena)
Elfabe PDF indirme linki var mı?
Mehmet Ali Bulut - Elfabe kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Elfabe PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Mehmet Ali Bulut Kimdir?
1954’te Gaziantep’in İslayihe ilçesinin Kerküt köyünde doğdu. İlkokulu burada tamamladı. Gaziantep İmam Hatip Lisesini ve ardından Gaziantep Lisesini bitirdi.
1978 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap ve Fars Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nden mezun oldu.
Aynı Fakülte’nin Tarih Bölümünde doktora tezi hazırlamaya başladı.
1979 yılında Tercüman Gazetesi’ne girdi. Tercüman Kütüphanesinin kurulması ve kitapların tasnifinde görev aldı.
Bir çok kitap ve ansiklopedinin yazılmasına ve hazırlanmasına katkıda bulundu...
Daha sonra gazetenin, haber merkezi ve yurt haberlerinde çalıştı. Yurt Haberler Müdürü oldu. Köşe yazıları yazdı...
1991 yılında Haber koordinatörü olarak Ortadoğu Gazetesi’ne geçti. Bu gazete 5 yıl süreyle köşe yazarlığı yaptı. Yeni Sayfa ve Önce Vatan Gazetelerinde günlük yazıları ve araştırmaları yayınlandı.
1993 yılında haber editörü olarak İhlas Haber Ajansı’na girdi. Kısa bir süre sonra ajansın haber müdürlüğüne getirildi. Mahalli bir ajans konumundaki İhlas Haber Ajansı, onun haber müdürlüğü döneminde Türkiye’nin ve Ortodoğu’nun en büyük görüntülü haber ajansı konumuna yükseldi.
1997 yılında İHA’dan ayrılmak zorunda kaldı. Bir grup arkadaşıyla birlikte Veri Haber Ajansı’nı kurdu. Finansal sıkıntılardan dolayı Ajansı kapattı. 1999 yılında BRT Televizyonuna girdi. Haber editörü ve program yapımcısı olarak görev yaptı.
2001 Mayısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın danışmanlığına getirildi. 3 yıl bu görevde kaldı. Bir süre Ali Müfit Gürtuna’nın basın ve siyasi danışmanlığını yaptı. Turkuaz Hareket’in mentalitesinin oluşturulmasında büyük katkısı oldu.
Bugun Gazetesi Yurt Haberler müdürü olarak çalışan Bulut, emekli ve sürekli basın kartı hamilidir.
Eserleri:
Karakter Tahlilleri, Dört Halifenin Hayatı, Rüya Tabirleri, Asya’nın Ayak Sesleri Gazete yazılarından derlenmiş bir eser), Ansiklopedik İslam Sözlüğü, Türkçe Dualar gibi yayınlanmış eserleri, Gizemli Sorular, Ahkamsız Hükümler gibi yayınlanma aşamasında olan çeşitli eserleri bulunmaktadır.
Roman ve Hikaye:
Mehmet Ali Bulut’un Roman türünde yazılmış Fardihli Sinha, Derviş ile Sinha adında iki romanı ve aynı serinin devamı olarak Zu Nima ve Fardipli Sinha 2 ve Fardipli Sinha 3 tamlanma aşamasındadır.
Diğer çalışmaları:
Çeşitli dergilerde yayınlanmış çok sayıda makalesi, şiirleri bulunan Mehmet Ali Bulut son dönemdeki yazılarını sonsaniye.net ve haber7.com’da yayınlamaktadır. Bulut evli ve bir kızı vardır.
Mehmet Ali Bulut Kitapları - Eserleri
- Can Boğazdan Çıkar
- Ruhun Deşifresi
- Elfabe
- Fardipli Sinha
- Ahirette 45 Gün
- Derviş ve Sinha
- Gizemli Sorular
- Tanrının Halkının Allah ile Başı Dertte
- Ey Rabbim Dualarımı Kabul Eyle
- Ahkamsız Hükümler
- Sofra Başı Sağlık Sohbetleri
- Asya'nın Ayak Sesleri
- İsrail Nereye Koşuyor?
- Doğu Medeniyetinin Yeniden Yükselişi
- Astroloji Ansiklopedisi
Mehmet Ali Bulut Alıntıları - Sözleri
- Yıldızlar kadar çoğalma fikri, tüm zamanlarda Yahudilerin en temel amacı olmuştur. Ancak, hilecilik ve fırsatçılık yüzünden ve fırsatı ele geçirdiklerinde insafsızlığa yönelmeleri; peygamberlerini bile merhametsizce öldürmeleri yüzünden Allah onların üzerine zillet ve meskenet damgası vurdu. Kur'an bu hususta şöyle der: "Hani (Ey Yahudiler) siz bir vakit de demiştiniz ki: Ya Musa! Biz tek tür taama elbette sabredemeyiz. Bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiği tere, hıyar, buğday, mercimek, soğandan bizim için de çıkarsın.' (Musa da) Demişti ki: 'Siz bayağı olan şeyi hayırlı olana tercih mi ediyorsunuz? Öyle ise bir kasabaya (kasabadan murat vaadedilmiş topraklardır) ininiz, sizin için istediğiniz şeyler (orada) vardır.' Bu zillet ve meskenetin bir boyutu da kadınlarının doğurganlıklarını yitirmesidir. Bugün her üç Yahudi kadından biri "hubur"dur. Hubur doğuramayan kadına verilen addır onlarda. Tarımda kullanılan "hibrit" kelimesi de ondan türetilmiştir. Tıpkı doğuramayan kadın gibi rüşeymi öldürülmüş tohumlar üreterek doğurgan toplumları kısırlaştırmaya çalışıyorlar. Ürettikleri her gıdanın içine üremeyi azaltacak veya kısırlaştıracak unsurlar koyuyorlar. Kendileri, nasıl olsa koşer dedikleri tamamen doğal gıdalardan başkasını yemedikleri için emniyetteler. Ama diğer toplumlar ahmaklıkları yüzünden tuzağa düşmekteler. Çünkü çoğu toplumun -bugün birçok Müslüman da o duruma gelmiştir- yeme içmede bir hassasiyeti yoktur. Yeni yeni oluşan bir helal gıda arayışı var. O noktada da en çok biz bizi kandırılıyoruz. Diğer insanlardan intikam alma cihetine gidiyorlar. Çünkü temel amaçları çoğalmak çoğalmak ve sonunda dünya krallığını kurmaktır. Ama bunu başaramadılar. Önce Hristiyan ümmeti onlara fırsat vermedi, sonra Müslümanlar. Onlar da şimdi her iki ümmetten intikam alıyorlar. Hem de gıda ve tohum üzerinden. Tipkı Kur'an'ın haber verdiği gibi... Siz onlara sorsanız, biz gıda yetmiyor, diye verimli tohumlar yapıyoruz, diyorlar ve inandırıyorlar da insanlığı. Halbuki onlar yaman birer insanlık düşmanıdırlar ki o tohumlar ve tabiatı değiştirilmiş sebzelerle, yani tabiatını bozdukları 'hars' ile dönüp nesli (ırkları ) bozuyorlar. Doğurganlığı yok ediyorlar. (Tanrının Halkının Allah ile Başı Dertte)
- Yaşadığı hayatın geçici (fani) olduğunu hissettiği an, gerçeği (Hakk'ı) aramaya koyulur insan. (Derviş ve Sinha)
- Bir Türk atasözünde de "Çok yeme ağacı diken adam, hastalık meyvesi toplar." denilmiş. (Can Boğazdan Çıkar)
- Bugün çoğunuzun dinî bilgisi kulaktan dolma bilgiler, fakat herkes kendisini hüküm verecek kadar yetkin sanıyor. (Gizemli Sorular)
- İnsan vücudu hastalanmamak üzere tasarlanmıştır. Ama fıtrata uygun biçimde yiyip içme alışkanlığını kaybeden insan , adeta onu kendi tercihleriyle zorla hasta eder . Böylece hastalık bir kader değil tercih olur. (Can Boğazdan Çıkar)
- Bu çağ, insanlığın hiçbir döneminde görülmemiş fitneler ve cazibelerle dolu. Oysa iman ve inanç davası saflık gerektirir. (Gizemli Sorular)
- Kur'an çok açık bir meydan okuyuşla İslam'ın tüm dinlerin üzerine hakim olacağını, tüm inananların Kur'an çatısı altında bir araya geleceğini zımnen haber vermiş. (Asya'nın Ayak Sesleri)
- Ve sen, ey bekleyip duran; birileri gelip ortalığı düzeltsin de ben de düzeleyim diye bekleyen, daha çoook beklersin! Kalkıp önce sen kendinden başlasan düzeltmeye elin mi tutulur! (Ahkamsız Hükümler)
- ... Umutla baktığınız ve umudunuzu kaybetmeden kurguladığınız bir gelecek de bir gün gerçekten sizin yaşadığınız bir gerçeğe dönüşür. (Ruhun Deşifresi)
- El ve parmak yapılarımız ile yüz hatlarımız davranışlarımızı belirleyen genetik kodlar içerir... (Elfabe)
- Kendine acıyana, giden sevgililer bile dönmez. Yeryüzünde kendine acıyan kadar zavallı bir kimse yoktur. (Ahirette 45 Gün)
- Bizim ağacımızın meyvesi farklıydı. Tadı hâlâ damaklarda! Hatıraları hâlâ dillerde... Bizim toprağımızm son ağacı Osmanlı... (Gizemli Sorular)
- Nice sabahı olamayan gecelere yatmış,nice akşamlarını görmeme ihtimali bulunan gündüzler geçirmişti. (Derviş ve Sinha)
- Her işimizi Allah'a havale ettiğimiz için(!) başımız dertten kurtulmuyor. (Asya'nın Ayak Sesleri)
- İyi bir el çizgisi yorumu için her iki elin de bütün ayrıntılarına dikkat edilmesi gerekir. Bazen bir elde görülen çizgi veya işaret, diğer elde görüleni geçersiz kılabilir.Sol el, yaratıcının insana bahşettiği bütün imkan ve yeteneklerin deposudur.Sağ el ise bu hazineden ne kadarını kullanabildiğiniz ve kullanabileceğimizi gösterir. (Tabi bu günlük yaşantısında sağ elini kullananlar içindir solak olanlar için ise durum tam tersi) (Elfabe)
- Bilmek yetmiyor, hakkıyla inanmak gerekiyor! (Ahirette 45 Gün)
- "Yetinme duygusu" yok olacak. Kişi ne kadar çok kazanırsa kazansın hep "daha çok, daha çok" diyecek. Bu açgözlülük, sizi acımasız canavarlara dönüştürecek. Böylece güçlünün çaresize sevgisi ve şefkati, çaresizin de güçlüye karşı saygısı yok olacak... (Gizemli Sorular)
- Ben eski barbar, mutassıp ve vahşi batıyım. Bana işin düşerse benden merhamet bekleme (Asya'nın Ayak Sesleri)
- ... Hristiyan cemaatinin önde gelenleri, Hz. Ömer'in (r.a.) kendi kiliselerinde de namaz kılmasını istediler. Ama Hz. Ömer (r.a.) bunu reddetti. Hristiyan ileri gelenleri, bundan incindiler. Hz. Ömer (r.a.) neden orada namaz kılmadığını izahını; "Eğer ben burada namaz kılarsam, ardından gelecek Müslümanlar burayı elinizden alıp namazgâh yaparlar. Bunu yap masınlar diye teklifinizi geri çevirdim." sözleriyle yapacaktı. İşte bugün üç dinin merkezi Kudüs'e Müslümanların gösterdiği saygı. (Tanrının Halkının Allah ile Başı Dertte)
- Bir Allah'a itaatten kaçan Çağdaş (!) insan, sayısız mabudlar ve tanrılar icat etmiş.Tarihin hiçbir döneminde bu kadar alçaltılmamış olan kadın, aynı zamanda medeniyetin Tanrısı haline gelmiş, hayatın bütün felsefesi kadın cazibesi etrafında halkalanmış . Bunların hangisi baldırı çıplak Arap'ın cahillik eseri taptığı taşlardan daha az günahlıdır ? (Doğu Medeniyetinin Yeniden Yükselişi)