Edebiyat Mahkemeleri - Necip Fazıl Kısakürek Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Edebiyat Mahkemeleri kimin eseri? Edebiyat Mahkemeleri kitabının yazarı kimdir? Edebiyat Mahkemeleri konusu ve anafikri nedir? Edebiyat Mahkemeleri kitabı ne anlatıyor? Edebiyat Mahkemeleri PDF indirme linki var mı? Edebiyat Mahkemeleri kitabının yazarı Necip Fazıl Kısakürek kimdir? İşte Edebiyat Mahkemeleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Necip Fazıl Kısakürek
Yayın Evi: Büyük Doğu Yayınları
İSBN: 9789758180356
Sayfa Sayısı: 240
Edebiyat Mahkemeleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kitap, üç eserden oluşuyor...
1- EDEBİYAT MAHKEMELERİ: Bu başlık altında, 1945 Büyük Doğu dergilerinde neşredilmiş yazılarda, edebiyat dünyamızın ünlü isimlerinden Tevfik Fikret, Yahya Kemal, Mehmet Akif ve Nurullah Ataç, mizah üslûbuyla bir mahkeme mizanseni içinde kritik ediliyor. Ayrıca farklı zaman ve mekanlarda Necip Fazıl nezaretinde yapılan sohbet toplantılarında «Tevfik Fikret» ve ayrı bir bahis olarak «şiir» ele alınıyor.
2 - DOĞU EDEBİYATI: Doğu edebiyatına kısa ve genel bir girişten sonra, Arap Edebiyatı bölümünde «Muallakat-ı Seb’a» şairleri; Fars edebiyatı bölümünde ise Baba Tahirden başlayarak ilk şehnameciler ve Firdevsi, hayatı, edebi kıymeti ve eserlerinden örneklerle anlatılıyor, Mısır Edebiyatı bölümünde Papiruslar üzerine yazılmış Annana isimli bir kâhine ait en eski bir hikayenin tercümesi bulunuyor. Eserin son bölümünde ise Doğunun Büyükleri başlığı altında, Nizami, El-Maarri, Ömer Hayyam, İbn-i Fariz ve Sadi ele alınmış ve eserlerinden oldukça hacimli tercümeler yapılmıştır.
3 - DİL RAPORLARI: «Zavallı Türkçe» ve «Dil Laboratuarından» ana başlıkları altında bir taraftan lisana dair ölçüler verilirken, diğer taraftan, «teşhis»le birlikte, Türk dilinin içine sürüklendiği kaostan çıkması için çarelerin neler olabileceği üstünde duruluyor.
Edebiyat Mahkemeleri Alıntıları - Sözleri
- Bir insanı dili, onun yarısı; kalbi de öbür yarısıdır. Gerisi et ve kan...
- İslamiyetin asılda ıslaha ihtiyacı yoktur; bizim asılda idrake ihtiyacımız vardır.
- Şair, hakikî şair, kendi san'atı üzerinde düşünendir.
- Muvazenesini bulamamış bir iman yarası…
- Ne tuhaftır ki, cenkte, savaşta en cesur ve gözüpek olanlar, aşkta korkak ve ürkek oluyorlar.
- Al şu dürbünü de yıldızları incele!.. Yıldızların geçişi, petekten dökülen bal gibi, ne de tatlı!.. Âhenk ve nizam içinde akıyorlar. Fakat onlarda, ölüme, bir nihayete, bir sona delâlet var... Tekrar ayağa kalkılacağına ait ne iz, ne bir şey!..
- Hayat, baştanbaşa yorgunluk... Ne gariptir ki, insan yine bunun uzamasını ister
- Bir ormanda bir adam öldürmek, bağışlanmaz bir suçtur; ya emniyet içinde ömür süren bir milleti mahvetmek?.. Düşünmeğe değer mi?
- Dün çarşıda bir çömlekçi gördüm. Ayaklarının altında bir çamur parçasını tekmeliyor, eziyordu. Çamur da, kendi lisaniyle ona: "Ben de vaktiyle senin gibiydim, beni hor tutma, hırpalama!" diyordu.
Edebiyat Mahkemeleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Eser üç ana bölümden oluşuyor: 1. EDEBİYAT MAHKEMELERİ 2. DOĞU EDEBİYATI 3. DİL RAPORLARI Edebiyat Mahkemeleri bölümünde Türk edebiyatının önemli simalarından başta Tevfik Fikret olmak üzere Yahya Kemal, Mehmet Akif ve Nurullah Ataç bir mahkeme mizanseninde muhakeme edilip haklarında hüküm veriliyor. Fikir vermesi hasebiyle verilen hükümleri kısa kısa özetlemek gerekirse: TEVFİK FİKRET: Şiir dilini nesir dili haline sokarak adi bir tebliği vasıtası haline getiren, şiir ve fikirde hiçbir derinliğe ulaşamamış, misilsiz bir hodbinliği ahlak ve fadakârlık şeklinde gösteren, bir namevcud, bir gülünç, bir yalan, binbir rücu ve malumdan ibaret nasipsiz ve rahmetsiz Fikret! YAHYA KEMAL: Dünyaları kavramakta en ileri (plastik) zevk hadlerinin mağrur inzivasına çekilmiş ve buradan büyük idrake yol bulamamış sanatkar! MEHMET AKİF: Gününün biricik büyük aksiyon planına geçebilmiş ve bu planda gerçekten ahlaklı ve feragatli bir kahraman hayatı yaşamış fakat aynı yolun beklediği gerçek kahramanların gerçek vasıfları önünde mahçup kalmış kabul edebiliriz. Doğru yolun kifayetsiz mütefekkirine, küçük şairine fakat hayatıyla büyük feragatkâr ve namuskârına Allah rahmet etsin. NURULLAH ATAÇ: Hiçbir tenkit anlayışı yoktur. Fikirlerini ve görüşlerini istinat ettirdiği hiçbir dünya görüşü yoktur. Ezbere tekerlenen ve sadece zarafet oyunu halinde beliren nakillerden başka, kafasında zati idrak ve ölçü merkezine ulaşabilmiş hiçbir irfan hamulesi yoktur. NAZIM HİKMET bu mahkemeye dahil edilmemiş fakat 1965 yılında Yeni İstanbul Gazetesi'nde yayımlanmış olan "Necip Fazıl, Nazım Hikmet'i Anlatıyor" yazısı alınmış. Görüşlerini özetlememe gerek yok sanırım. Necip Fazıl'ın büyük şair Mehmet Akif'i de içine alan muhakeme neticeleri beni çok şaşırtmadı açıkçası. Zaten Necip Fazıl "Konuşmalar" isimli eserinden aldığım şu cümleler Türk edebiyatı hakkındaki görüşünü özetliyor: "Türkiye'de Tanzimat'a gelinceye kadar Şeyh Galip'te biter benim alakam. Mesela Fuzuli'yi alın, Baki'yi alın, hatta benim meşrebimden olmadığı halde Nedim'i alın. Bunlar büyük çapta insanlardır. Evet, Şeyh Galip'ten sonra -ki o son ışıktır- her şey bitmiştir. O günden bu güne böyle pensle bile ayıramayacağınız bir cüceler kalabalığından başka bir şey görmüyorum. Cüce... Roman cüce... Tiyatro cüce... Şiir cüce... Her şey cüce..." İkinci bölümde ise Arap, Mısır ve Fars edebiyatının ünlü simaları (Firdevsi, Ömer Hayyam, El-Maarri, Sadi-i Şirazi...) eserlerinden alıntılarıyla anlatılıyor. Üçüncü ve Son bölümde ise "Zavallı Türkçe" başlığıyla giriş yapıp dilimizin sokulduğu çıkmazları, yanlışları, "Öz Türkçe" anlayışını irdeliyor, çözüm yolları sunuyor. Geçmişte dilimizin "mücerret mefhumlar" fakirliğini doyurmak maksatlı veya başka sebeplerle yabancı kelimelerin -gramer mimarimizin ve milli hançeremizin potasında eritmeden- olduğu gibi alınması hatasına dikkat çekiyor. Ön yargısız, nesnel, aynı zamanda eleştirel bir bakış açısıyla okunduğunda istifade edilebilecek bir eser. Keyifli okumalar... (Erdinç BİGE)
Necip Fazıl Kısakürek'in farklı kitaplarından birisi daha. Kitap üç bölümden oluşuyor. 1-Edebiyat Mahkemeleri Edebiyat dünyasının ünlü simalarından Mehmet Akif, Tevfik Fikret, Yahya Kemal ve Nurullah Ataç gibi isimlerin bir mahkeme mizanseni içinde eleştiriliyor yargılanıyor. Tabiki burda yargılanan edebi kimlikleri. Bu kişiler sorgulama ve yargılamaya tabi tutulmakta ve haklarında gereken hükümler verilmektedir. Tabi bu mahkemenin hakimi, savcısı yeri geldiğinde tanığı da Necip Fazıl Kısakürek! Genelde de olumsuz hükümler veriliyor. Nazım Hikmet ile alakalı olaraksa bir mahkeme söz konusu olmayıp Necip Fazıl'ın bir röportajında onun hakkında söyledikleri yazılmış. Sağdan soldan görüp, kulaktan duyma efsanelerle sosyal medyada Necip Fazıl-Nazım geyiği yapmak yerine bu kitaptan kaynağından okumak gerek. Mehmet Akif kısmı beni şaşırtmadı (!) yine O'nun hakkında da olumsuz bir sonuca varlıyor yalnız, “doğru yolun kifayetsiz mütefekkiri, küçük şairi” seklinde şerh konularak fakat bu değerlendirmelerde hangi ölçüleri kullandığını doğrusu anlayabilmiş değilim. Mehmet Akif ve Yahya Kemal gibi isimlerin Necip Fazıl tarafından böyle eleştirilmesinin sosyolojik bakımdan acı sonuçları da var muhakkak. Ben geçen haftalarda oğlu Osman Kısakürek ile görüştüğümde özellikle Mehmet Akif ve bu meselerde sorular sordum fakat üstü kapalı cevaplar aldım açıkçası. Edebi anlamda eleştiriyi de bir nevi kabul edilebilir ama fikir anlamındaki muhalefeti hala anlayabilmiş değilim. Mehmet Akif Ersoy'un Abdülhamit zamanı ağır muhalefeti -ki Necip Fazıl Kısakürek'in Abdülhamit'e muhabbeti malum- ve Mehmet Akif'in Cemaleddin Afgani Muhammed Abduh'un reformist görüşlerinden etkilenmiş olması (en azından çizgi olarak) Necip Fazıl'ın içtihata karşı sert bakışı nedeniyle Mehmet Akif eleştirilerini izah ediyor belki. Yine de Mehmet Akif'in bu ülkenin ve islamın en zor zamanlarındaki misyonunu durduğu yeri nazara alırsak bu eleştirinin dozunun doğru olmadığı kanaatindeyim. 2- Doğu Edebiyatı Doğu edebiyatına kısa ve genel bir girişten sonra, Arap, Mısır, Fars edebiyatında zirve yapmış, şair ve yazarların eserlerinden örnekler vererek bize sunuyor, Doğu’nun büyükleri olarak da Nizami, El- Maarri, Hayyam, Ibn-i Fariz ve Sadi gibi isimleri gösterip bunlardan birçok alıntı yapmış. 3- Dil Raporları Zavallı Türkçe ve Dil Laboratuarından adlı iki ana başlıkları altında dilimizin nasıl ve niçin bozulduğu üzerinde tahliller yapılmakta ve çözüm yollarının neler olabileceği göstermektedir. Dil Laboratuvari’nda ise daha çok dilimizin imla kuralları ve uydurmalar üzerinde durmuştur. (Salih)
"Bu dil her şeye rağmen Türk'ün, içinde doğup öldüğü ruh kalıbıdır ve bütün dava onu kurtarmanın yolunu bulmakta...(Sf.244)." 1-Edebiyat Mahkemeleri 2-Doğu Edebiyatı 3-Dil Raporları Kitap bu üç ana bölümden oluşuyor. Birinci bölüm olan 'Edebiyat Mahkemeleri'nde; Tevfik Fikret, Yahya Kemal, Mehmet Akif, Nurullah Ataç mahkemelerini okuyoruz. Ardından Nazım Hikmet var ama o bir mahkeme gibi değil daha çok yazar tanışıklık sırasında onunla ilgili düşüncelerini kaleme almış. Bu tip yazıları okumayı sevdiğim için ilk kısmı çok beğendim ama şiddetle karşı çıktığım noktalarda oldu. Bazı yazılanların eleştiriyi geçip hakarete kaydığını dahi düşünüyorum. "Sen, gerçek mânada bu memleket ileri gençliğinin, taşını söküp yerini belirsiz edeceği ve ebediyen unutacağı ebedî ölülerden birisin! (Sf.16)" -Tevfik Fikret "... aruza hâkim değil, mahkûmdur. Nasıl Mehmet Emin'in mamzumelerinde hece vezninin tıkırtısı her şeyin üstüne çıkarsa, Âkif'in manzumelerinde de aruzun takırtısı düşünceyi de, diğer unsurları da bastırır (Sf.53)." -Mehmet Âkif "O olsa olsa, iyi bir mizah mecmuası muharriri, orta bir edebiyat karii, son derece aşağı bir felsefe talebesi, zengin bir sinir hastası, (pasyone) bir kumarbaz, bazen bir kuvvetli nüktedan, fakat her zaman ve hiç değişmez tarzda bir mesleksiz ve mezhepsiz olabilir (Sf.69)." -Nurullah Ataç Kitabın ikinci bölümünde; -Arap Edebiyatı -Mısır Edebiyatı -Fars Edebiyatı -Doğunun Büyükleri yer almakta. Burada Necip Fazıl, önemli şairlerden ve onların eserlerinden alıntılara yer vermiş. Açıkçası yer yer aşırı sıkıldım. Sayfalarca alıntılar beni bunalttı. En sevdiğim kısım ise bu 'Dil Raporları' bölümü oldu. Necip Fazıl'ın dil görüşünü daha önce hiç okumamıştım ve şuan kafamın içindeki bir çok kalıp yıkıldı diyebilirim. Dille ilgili yazılar okumayı seviyorsanız eğer bence bu kısımları da çok seveceksinizdir. Kitap üzerinde söyleyenecek, konuşulacak o kadar çok şey var ki... Ancak ilk olarak okumak gerekir. Okuma listesinde olanlara şimdiden keyifli okumalar... "Islah ve kelimelerimizi, sadece millî Türk hançeresine uymak ve uymaya mecbur olmak zaviyesinden derlemeliyiz. Avrupa kanunların kopyacılığını anlayanlardan değiliz (Sf.236)." (Tuğçe KURT)
Edebiyat Mahkemeleri PDF indirme linki var mı?
Necip Fazıl Kısakürek - Edebiyat Mahkemeleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Edebiyat Mahkemeleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Necip Fazıl Kısakürek Kimdir?
Ahmet Necip Fazıl Kısakürek, (d. 26 Mayıs 1904, İstanbul - ö. 25 Mayıs 1983, İstanbul) Türk ve İslamcı şair, yazar ve fikir adamıdır.
Necip Fazıl, 21 yaşında yayımladığı Örümcek Ağı adlı şiir kitabının ardından, 24 yaşındayken yayımladığı Kaldırımlar adlı şiir kitabıyla tanınmıştır.[2] 1934 yılına kadar sadece şair olarak tanınmış ve meşhur Bâb-ı Âli'nin önde gelen isimleri arasında yer almıştır. 1934 yılında Abdülhakîm Arvâsî ile tanıştıktan sonra büyük bir değişim yaşamış ve bu değişimi kendisi "...içimi öylesine bir sosyal mücadele ve cemiyeti yorma hamlesi kapladı ki, artık çalışamaz oldum." şeklinde tanımlar.
Bu tarihten sonra Türkiye'nin bir çok şehrinde konferanslar düzenlemiş, düzenlemiş olduğu konferanslarda ki sözlerinden dolayı hakkında dâvâlar açılmış ve bu dâvâlar neticesinde öncülük ettiği Büyük Doğu Hareketi'ne dair yayın yapan Büyük Doğu Dergisi yayın hayatı boyunca 16 kez kapatılmış, Necip Fazıl'ın eserleri toplanmış ve basımı yasaklanmıştır.
Necip Fazıl Kısakürek Kitapları - Eserleri
- Çile
- Çöle İnen Nur
- Bir Adam Yaratmak
- O ve Ben
- Reis Bey
- Aynadaki Yalan
- İmân ve Aksiyon
- Son Devrin Din Mazlumları
- Kafa Kağıdı
- Hikayelerim
- Tohum
- İdeolocya Örgüsü
- Sabır Taşı
- Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu
- Doğru Yolun Sapık Kolları
- Yunus Emre
- Cinnet Mustatili
- Ahşap Konak
- Mümin - Kâfir
- Dünya Bir İnkılap Bekliyor
- Sahte Kahramanlar
- Hazreti Ali
- Abdülhamid Han
- Bâbıâli
- Sosyalizm, Komünizm ve İnsanlık
- İbrahim Ethem
- Ulu Hakan
- Esselam
- Peygamber Halkası
- Para
- Siyah Pelerinli Adam
- Tasavvuf Bahçeleri
- Kanlı Sarık
- Canım İstanbul
- Parmaksız Salih
- Mukaddes Emanet
- İman ve İslâm Atlası
- Püf Noktası
- Hesaplaşma
- Müdafaalarım
- Yeniçeri
- Bediüzzaman Said Nursi
- Künye
- Nur Harmanı
- Tanrı Kulundan Dinlediklerim
- Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar
- İstanbula Hasret
- Vatan Dostu Sultan Vahidüddin
- Türkiye'nin Manzarası
- Öfke ve Hiciv
- Deprem
- Veliler Ordusundan 333
- Rabıta-i Şerife
- At'a Senfoni
- Ufuk çizgisi
- Başbuğ Velilerden 33
- Dininizi Öğreniniz
- Hac
- Reşahat
- İhtilal
- Benim Gözümde Menderes
- Moskof
- Mektubat
- Hitabeler
- Konuşmalar
- Vatan Şairi Namık Kemal
- Katibim
- En Kötü Patron
- Yahudilik - Masonluk - Dönmelik
- Gönül Nimetleri
- Edebiyat Mahkemeleri
- Villa Semer
- Hücum ve Polemik
- Rapor 1/2
- Nasreddin Hoca
- Çerçeve 1
- Şiirlerim
- Namık Kemal
- Başmakalelerim 1
- Cinnet Mustatili
- Tiyatro ve Tesiri
- Büyük Doğu Cemiyeti
- Rapor 5/6
- Çerçeve 2
- Rapor 3/4
- Rapor 11/13
- Rapor 7/8
- Dil ve Edebiyat
- Rapor 9/10
- Çerçeve 3
- Vesikalar Konuşuyor
- Hadiselerin Muhasebesi 1
- Başmakalelerim 2
- Senaryo Romanlarım (kod38)
- Büyük Kapı
- Necip Fazıl Bibliyografyası
- Savaş Yazıları 1
- Rapor 7/9
- Çerçeve 4
- Başmakalelerim 3
- Rapor 4/6
- Savaş Yazıları 2
- Çerçeve 6
- Hadiselerin Muhasebesi 3
- Hadiselerin Muhasebesi 2
- Rapor 1/3
- Çerçeve 5
- Ruh Burkuntularından Hikayeler
- 101 Hadis
- Aynadaki Yalan
- Para
- İki Hitabe
- Rapor Aylık Dergi-Kitap Sayı 7
- Ben ve Ötesi
- Necip Fazıl Kısakürek
- Altun Halka
- Tiyatro Eserleri 1-2-3
- Yolumuz Halimiz Çaremiz
- Hikayelerim
- Tanrı Kulundan Dinlediklerim
- Büyük Doğu Dergisi Sayı:83
- Yunus Emre - Kanlı Sarık - Para - Mukaddes Emanet
- Seçilmiş Əsərləri
- Büyük Kapı - Ek -
Necip Fazıl Kısakürek Alıntıları - Sözleri
- Bir saniyeden fazla yaşamaya hakkı olmayan sevinç!.. (Ruh Burkuntularından Hikayeler)
- Ölü müyüm, diri miyim diye haber salmışsın İki gözün iki çeşmeymiş Saçına ak düşmüş, Kahırdan elin yüzün buruşmuş, Gözlerin yolda kalmış Şimdilik ne ölüyüm, ne diriyim, Bugün yaşıyanlardanım, Yarın öleceklerden biriyim... (Büyük Doğu Dergisi Sayı:83)
- Odama kapandım, 7 günlük bir çalışma sonunda "Tohum"u bitirdim. (Konuşmalar)
- Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor; Mekanı bir satıh, zamanı vehim. Bütün bir kainat muşamba dekor Bütün bir insanlık yalana teslim. (İmân ve Aksiyon)
- Demokrasi dediler, yalnız Allah’a ve Resûlü’ne sımsıkı kapattıkları kapı ve pencereleri başkalarına açık bıraktılar. Giren de girdi! Ve başımızdaki belâ dâsitâni, efsanevî bir başsızlık, sahipsizlik halinde tecelli etti. (Rapor 1/2)
- İslamî nizamı propaganda ettiğimizi söylüyorlar. Şüphe mi var? Biz yalnız bu işi yapmıyor, bu işi yapmak için yaşıyoruz!.. (Müdafaalarım)
- Umumiyetle içinin zindanında yaşayan bir insan olduğum için, hiçbir dekor kaygısına düşmeden yazarım. (Konuşmalar)
- "Eğer bu eseri sahneye vaz ederseniz, Türkiye bütün İslam ülkeleriyle beraber son damla kanına kadar harb ilan edecektir." Ve Fransa demokrasi memleketi, hususi bir tiyatronun perdesini kapatamayacağı halde, kanun çıkartıp kapatmıştır, korkusundan. İşte adam böyle olur, hareket böyle olur. (Tiyatro ve Tesiri)
- Bazıları "ben Allah'ı severim, ondan korkmam" der. Bilmez ki, korku sevginin ta merkezine yerleştirilmiştir. Sevgi korkunçtur; dağın tepesini seven, uçurumdan nasıl korkmaz? (Mümin - Kâfir)
- İslam, Türkiye'de bozuldu ve her yerde bozuldu; Türkiye'de düzelmelidir ki, her yerde düzelsin!.. (Dünya Bir İnkılap Bekliyor)
- Hamlet, bence en büyük eseridir; bir melankoli eseri... Ruhu içinde derinleşe derinleşe bütün cemiyet alakalarını kaybeder hale gelen ve ruhunun ısdırap kutbundan en mahrem iklimine geçen bir tipin hikayesi.. (Tiyatro ve Tesiri)
- İnsanoğluna en çok dokunan sevmediğini sevmeye davet edilmesi değil de, sevdiğini sevmekten vazgeçmeye zorlanmasıdır. (Hazreti Ali)
- “Japonları zafere eriştiren, ruh, disiplin ve bilgidir.” (Künye)
- Sizə, universitetli hörmətli xanım, içində yaşadığınız dünya, fikrə fikirlə cavab verməyi öyrətmir, amma birkəlməlik qəlibləri yadda saxladır. Qutudan fiş çıxaran kimi, hər fikrin bircə kəlməlik mənasını çıxarırsınız, vəssəlam... Sonra da "axmaqlıq" yerinə "paradoks" özünüzü xəstəliyi sağaltmış həkim hesab eləyirsiniz. (Seçilmiş Əsərləri)
- Beyaz perdede hissizlik, aşk ve alaka levhaları neden mi en haşmetli ilim kitaplarından daha fazla müşteri buluyor? (Çerçeve 2)
- “Hiçbir sahtekarlık, hakikatin yüzünü boyayamaz.” (Para)
- - Ne o Selma, ağlıyor musun? - Çok basit... Ben her zaman ağlarım...Her şeye ağlarım... (Deprem)
- Hapishaneleri kaldırmak, kökünden kazımak ve cezalıları devlet emrindeki iş tesislerinde, şu veya bu suretle çalışmağa mahkûm etmek lâzımdır. Meselâ beş sene filân maden ocağında, üç ay falan yük taşıma işinde vesaire vesaire. (Vesikalar Konuşuyor)
- - Sen şapkasız geziyorsun! Şapka giymen lâzım! Gel bizimle karakola! Zulmün bu kadarı olur. (Son Devrin Din Mazlumları)
- Bana, temiz bir müminin anlattığına göre, asıldığı günün gecesi, saf ve dünyadan geçmiş bir İslam kadını, rüyada, Allah'ın Resülünü görmüş... Kâinatın Efendisi, kadına sol elini uzatmış... Kadın, acaba niçin Âlemin Fahri bana sağ elini uzatması diye düşünürken cevap gelmiş: Sağ elimde Adnan var!.. Bu bir rüyadır, hiçbir bakımdan şer'î huccet değildir ve yalnız görüldüğüyle hakikattir; öz hakikatiyse Allah'a malum.... Fakat her şeye rağmen, ötelere ve esrar âlemine inananlar için güzel bir ümit vaadı... Eğer Allah, Islâmiyeti koruduğun yalanını, sana, o beyin yırtıcı ve yürek delici yalnızlığın içinde doğrulttuysa, sen bir şehitsin ve Allah Resulü'nün ilyltifatına layıksın... Elveda Adnan Bey! İnşallah yeni yetişeceklere ders olsun!.. Elveda!.. (Benim Gözümde Menderes)