diorex
sampiyon

Ebekulak - Atilla Atalay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ebekulak kimin eseri? Ebekulak kitabının yazarı kimdir? Ebekulak konusu ve anafikri nedir? Ebekulak kitabı ne anlatıyor? Ebekulak PDF indirme linki var mı? Ebekulak kitabının yazarı Atilla Atalay kimdir? İşte Ebekulak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 04.04.2022 18:00
Ebekulak - Atilla Atalay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Atilla Atalay

Yayın Evi: İletişim Yayıncılık

İSBN: 9789754705416

Sayfa Sayısı: 228

Ebekulak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ebekulak'ta, Hıbır ve H.B.R. Maymun dergilerinde yayımlanmış yazılar ile "Sıdıka"ların yanında, Atilla Atalay'ın "harcı" olan 17 hikaye var. Eski sevgilisinin ardından bakmamak için masa örtüsündeki kareleri saymaya başlayan çocuğun hikayesi gibi, Bid Bid Zelha'nın hikayesi gibi: "Masal gibiydi... Ottan, kuştan, böcekten anlatıyordu... Taktakan'lar, Cırnık kuşları, üveyikler, ebekulaklar... Bi ara sigarasından derin bir nefes çekip 'Köylük yerde cüce olmak çok zor' dedi... İlahi Zelha, sanki şehirlik yerde kolay..."

Ebekulak Alıntıları - Sözleri

  • Çünkü, yazık ki, insan her gittiği yere kendisini de götürüyor..
  • Bakma oğlum... Uyurken tüm insanlar, olanca savunmasızlıklarıyla hep sevimlidirler zaten...
  • Yazık ki, insan her gittiği yere kendisini de götürüyor...
  • - Anne dinle bi dakka yaa.. Bak bu müziğin bi felsefesi var... - Haa.. Baban da Sokrates zaten... Çok anlar...
  • --Beni hatırladın mı ASKO yolsuzluğundan İhsan.. --Ssk yolsuzluğundan Sıtkı Bey'in kızına yaptığı düğünde tanışmıştık. ---Yolsuzluğun içinden misiniz, çıkaramadım? --- Kenarından azıcık yediydim. -- Tamam şimdi hatırladım. PTT nin T'sinden bir parça alır mıydınız.. -- Mersi Şuayip beyciğim almayayım. Ben daha sonra TCDD’nin D'sinden alacağım.. Bir de Oğşinografi dairesinin ogşin'ından alacağım. İsmi hoşuma gidiyor.. --Yalnız hiç haberimiz olmadı Aşk olsun.. Büyükçekmece Gölü’nün kenarını yemişsiniz -- Siz de gidin Van gölü’nün kenarını yiyin canım kardeşim hem oranın suyu sodalıdır ferahlık verir.. --Biz yolsuzluğa gönül vermiş birkaç arkadaş ile grup yolsuzluk özlem'i diye bir grup kurduk. PTT nin T'si önünde Taksim’de buluşup yinilecek yerlerden birbirimize haber veriyoruz. Karayolları yolsuzluğunda Hıdır var belediyeden Bedir var. ---Yalnız Bu Hıdır için yollu diyorlar vicdanı varmış görmüşler. ---Yak yav iftira, yoluna baş koymuş bir insan, yanlış duymuşsun sen onu vicdan değildir o Vildan, Müjgan diye bir karı ile takılıyor dur en fazla.
  • - Kız boynun altında kalmaya... Niye mozaik pastasının üzerine pudra şekeriyle haç şekli yaptın?... Hay deli karı haay.. Kız sana söylüyorum pastanın üstüne niye o şekli yaptın? -Kız anne, hiç mi görmedin o işareti? Haç filan diil... Kadının simgesi... Bugün dünya kadınlar günü...Ben de pastaya kutlama amacıyla böyle bi işaret yaptım... Baba ve abi baskısı altında inleyen bir kız olarak, bugün benim için çok önemli...
  • “…ve öyle bir baktı, öyle bir baktı ki; aynı anda sanki bir sınıf dolusu küçük çocuk öksüz kaldı. Sokaklardaki tüm kedi yavrularını üşüten adi bir ayaz ortalığı sardı.”

Ebekulak İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Atilla Atalay yazar da kötü olabilir mi? Enfes bir kitaptı, inanılmaz keyif verdi. Özellikle Sıdıka’ya ayrılan bölümde mest oldum. Yıllar sonra yine okudum, yine kahkahalarla güldüm. Muhakkak okumalısınız. (Ezgi Kumbay Uğraç)

Amaaaa cok begendim Cokkkk güldüm Nasıl zekice bir mizah anlayışıdır bu Storytel den dinledim Bu şekilde çok daha eğlenceli olduğunu düşünüyorum Yorumlanarak okunduğu için (Akçay Güler)

Kitap , Atilla Atalay ın çoğu kitabı gibi üç bölümden oluşuyor : İlk bölümde kısa mizah yazıları , ikinci bölümde olmazsa olmaz ''Sıdıka'' anektodları ve son bölümde hep beğendiğim ; en beğendiğim kısa hikayeleri...Kim bilir belki Atilla Atalay la tanışma kitabınız ''Ebekulak'' olur ... (Merve)

Ebekulak PDF indirme linki var mı?

Atilla Atalay - Ebekulak kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ebekulak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Atilla Atalay Kimdir?

Atilla Atalay, (doğum 1963 İstanbul) yazar.

İTÜ İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği mezunu olan Atilla Atalay, 1979 Yılından başlayarak profesyönel mizah yazarı olarak çeşitli dergilerde yazılar yazdı. Gırgır, Fırt, Hıbır Mizah dergileriyle birlikte bir süre haftalık olarak yayınlanan Gazete Pazar'da ve Milliyet Gazetesi Kültür Sanat Eki'nde köşe yazıları yazdı. Mizah dergilerindeki köşeleri Eray ve Sıdıka büyük ilgi çekti. Yazıları halen Leman ve Lemanyak Dergileri'nde sürmektedir.

"Sıdıka" adlı tiplemesi Atıf Yılmaz ve Mahinur Ergun'un yönetiminde Show TV için televizyon dizisi olarak çekildi. Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay için yazdığı "Gelecekte İnecek Var" adlı mini TV dizisi ise ATV'de yayınlandı.

Atilla Atalay Kitapları - Eserleri

  • Sıdıka
  • Menekşe İstasyonu
  • Civciv Kutusu
  • Ağlama Dolabı
  • Ebekulak
  • Uyuyamadığım
  • Yalnızlık Aletleri
  • Dup Dup Çedene
  • Kalbin Böcüü
  • Hayaller Kâhyası
  • Usulcacık
  • Eray
  • Kişi Başına Bir Yalnız
  • Yavaş Tren
  • Mecnun Kuleleri
  • Düş Kovalayan

Atilla Atalay Alıntıları - Sözleri

  • Çok ıssız buralar şimdi, hayat böyle artık ; kişi başına bir yalnız düşüyor. (Kişi Başına Bir Yalnız)
  • (...)Durduk yere leylek getirdi seni bana. Az hüzün de getirmiş mi peki. Hayır. Güzeldi. Hayat arada bi yalnızlara da güzellik yapar... (Dup Dup Çedene)
  • - Siz bizimkinden diil misiniz? - Nası sizinkinden? - Yani siz “Derin devlet” in müfettişi misiniz, yoksa normal mi? Hayır, bizimkisi derin de... - Ne kadar derin, bi boy ver bakiim Kamuran. Derini, süperi normali kurşunsuzu felan olur mu lan devletin. Benim bildiğim bi tane devlet var ve ben de onun müfettişiyim ve siciline sı-ça-ca-ğım. - Yani biri felan göndermedi... Yani normal, ööle bi müfettişsin haa? - Evet normalim ama anormalleşmeye başladım Kamuran, az soona sana gerilip gerilip bi kafa koyucam, iyice derinlere dalıcan. - Ciddi normalsin yani haa? Sallamazlar Çetesi, Kucak Aşireti filan... Bunları tanımıyon, hiç birinin adamı felan diilsin, özetle Türkiye seninle gurur duymuyo yani. (Dup Dup Çedene)
  • Sıdıka olarak yaşamını sürdüren bir kız arkadaşım, yaklaşık olarak şöyle demişti yanlış hatırlamıyorsam: "Bırakmak, gitmek, değişmek ve yer değiştirmek (geride bıraktığımız kişilere göre) derin ihanetlerdir, ama bu biricik hayatımızın da (bizi ileriye götürecek) geniş yelkenleridir bana kalırsa." Sıdıka da bunu istiyor... (Sıdıka)
  • "Yurdum hastanelerine gidicek kadar canıma susamadım, yanlış tedavi kurbanı olmak, kalabalıktan ezilmek istemiyorum..." (Menekşe İstasyonu)
  • İşin şakası yok, sen bilmezsin bu babanı. Yıllar evvel lunaparkta tüfek atıp oyuncak ayı kazanmıştı da iki gün eve uğramamıştı. Milyarları alınca şimdi kim bilir naapar. Erkek milletinin alayı bööle zaten. Dayın da her sayısal loto çekilişinde “Bu rakamlar bende olucaktı ki” deyip üç gün ev gelmiyomuş.. Kurtulmak için fırsat kolluyo hepsi.. (Yalnızlık Aletleri)
  • Peki mutlu aşk var mıdır? Çocuklar bile biliyor ki yoktur. E, tamam o zaman, sorusu olan yoksa dağılalım. (Hayaller Kâhyası)
  • "Başka hayatlar mümkün" diyenlere ise tüm kalbinizle inanmak istiyordunuz. "Bir pire sirkine katılıp Norveç'e gitmek, Flemenkocu kadınların peşinden Madrit'e süzülmek, dünyayı dolaşan bir gemiye miço yazılıp her limanda ayrı sevgililer edinmek" evet bunlar hoş şeylerdi. Gelgelelim, "Çeviri gençlik hayalleri"ydi hepsi. Yerli versiyonda "Vize" diye bir şey vardı ki, yedi düvelde ünlü lşsiz Türk Genci'nin asla ulaşamayacagı halogramlı bir rüya idi. Böylesi tuhaf ve ezbere önerilerde bulunan arkadaşları CV'lerimizde sabıka kaydı olmasın diye dövmüyorduk. Onun yerine "Friends Dizisi ne kadan komik de mi?" diyorduk "Aşkları, işleri felan. Günlük hayatın poroblemlerini, çelişkilerini insanların küçuk umut ve özlemlerini tatlı tatlı şeediyor, tıpki biz." (Ağlama Dolabı)
  • Aslına bakarsanız burda, bu insan konservelerinde, bu içlerinde zamandan yorgun düşmüş delilerin dolaştığı Mecnun Kuleleri'nde, kimse kimseyle konuşmuyordu. (Mecnun Kuleleri)
  • Zamanın hangi mavisi islenip griye dönmedi ki. Kimin çocuk sesi, zaman geçirmez bir ortamda, acı değmeden, olduğu gibi kalabildi. O türküler de benim çocuk sesimle gitti tabi. Peki, iyi olan herşey gitti mi hakkaten. Öyküler çalındı, şiirler şuursuzlara ganimet, cümle türküler Preztiş Ailesiyle Idobay arasında pay mı edildi? Kim çaldı tiyatro kökenli cücenin aklını? İyi olan herşey hep eskiden miydi? Develer tellal, pireler berber iken yani... Şimdi, develer türkü kasedi, pireler sitendap yapsa, timsahlar milletvekili olsa noolur? İnsanlık, var olalı beri hep aynı alaydan yetişme. Herzaman kötü, bir o kadar da iyi yeryüzü. (Dup Dup Çedene)
  • Yordun sen bu Kenar'ı, kukla ettin kendine. (Ağlama Dolabı)
  • O laf buradaki yavşakların uydurması. (Hayaller Kâhyası)
  • Kendimi yok yere hayatın herzamankiliğine kızarken yakaladım... (Hayaller Kâhyası)
  • - Di mi hocam? Hayat arada bi yalnızlara da güzellik yapar. Yani geçmişte olmuştur bizim de bazi bir takım gönül ağrılarımız. Olayın ille de şubat ayının ondördüncü günü cereyan etmesi gerekmiyo. Belki yaz sonuydu... Di mi ama... Biz buna kısaca “Sevgililer Dünü” adı veriyoruz... (Dup Dup Çedene)
  • ‘’Tam tersi, kalabalık diiliz çocuğum. Evet değiliz, hayır. Ben burda Sayın Tayyip Erdoğan’a hak veriyorum. Daha kalabalık olmamız lazım. Şimdi biz üç gürbüz çocuğu olan bir aile olsaydık, siz bizim araçtan fırlayıp Doblocuyu, arabalı vapur sıramızı gasp eden jipli öküzü, hatta sanatçılı otelin sanatçısının mafyoz sevgilisini sopa ve tornavidalarla dürtmek suretiyle bize yaşam alanı açabilirdiniz.’’ (Mecnun Kuleleri)
  • Sıdıka gel buraya kaçma gel..Ya da kaç..Sıdıka, bakanlığın annelere akıllı terlik dağıttığını biliyor muydun yavrum? Güdümlü bu şey.. (Yavaş Tren)
  • Bir yüzük yaptım sana, güvercin teleğinden, Bir yüzük, bükerek hoşçakal sözcüğünden. Bir yüzük yaptım sana, bir yüzük ki, Yıllardır dinmeyen ormanların gümbürtüsünden... (Kalbin Böcüü)
  • Kendimi Yok yere hayatın herzamankiliğine kızarken yakaladım. (Hayaller Kâhyası)
  • Ayy kitlem! Hasduur. (Esas duruş, hazır ol) Ben ki sultan-üs-selatin ve burhan-ül havakıyn tac bahş-i hüsre-van-ı ruyi zemin, zıllullah-ı fil-arzeyn Akdeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Karaman’ın ve Rum’un ve Vılayet-i Zülkadriye’nin ve Diyarbekir’in ve Azerbeycan’m ve Acem’in ve Halep’in ve Mısır ve Mekke ve Medina’nın ve Kudüs’ün ve külliyen diyar-ı Arab’ın ve Yemen’in ve dahi birçok memleketlerin ki aba-i kiram ve ecdad-ı imamın emerallahü berahinhüm kuvveti kahireleriyle fethettikleri ve cenab-ı cela-let-meabım dahi tig-i ateşbar ve şemşir-i zafer nigarım ile fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı Sultan Haşmet Han Oğlu, hanlar hanı ERAY Han’ım!... Buyruğumdur. Tiz nazar-ı dikkatiniz bu cihete cerb ola... Yazımı okuyasınız... Bre Sebastian, koş sultanına tebasından gelen nameleri ge-tür.. (Eray)
  • Ne kadar güzeliz...Ne kadar güzeliz... (Kalbin Böcüü)

Yorum Yaz