dedas
Turkcella

Dünyalar Savaşı - H. G. Wells Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Dünyalar Savaşı kimin eseri? Dünyalar Savaşı kitabının yazarı kimdir? Dünyalar Savaşı konusu ve anafikri nedir? Dünyalar Savaşı kitabı ne anlatıyor? Dünyalar Savaşı PDF indirme linki var mı? Dünyalar Savaşı kitabının yazarı H. G. Wells kimdir? İşte Dünyalar Savaşı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 31.05.2022 22:00
Dünyalar Savaşı - H. G. Wells Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: H. G. Wells

Çevirmen: Ali Kaftan

Orijinal Adı: War of the Worlds

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786053757412

Sayfa Sayısı: 247

Dünyalar Savaşı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

H. G. Wells’in yazdıkları insanı kendine hayran bırakan ve hiçbir zaman tam olarak kavrayamayacağımız türden.”

–Orson Welles

“Bay Wells’in eserleri zamanın eskitemeyeceği ve gerçekleşmesi pek de imkânsız olmayan hikâyeler anlatıyor.” –Jules Verne

“Her nesil Dünyalar Savaşı’nı kendi deneyimlerinin ışığında yeniden okuyup yeni bir şeyler öğrenebilir.” –Arthur C. Clarke

“BU BİR SAVAŞ DEĞİL. HİÇBİR ZAMAN SAVAŞ OLMADI; İNSANLARLA KARINCALAR ARASINDAKİ BİR SAVAŞTAN DAHA FAZLASI DEĞİL BU.”

H. G. Wells, bilimkurgunun atası, türe adını altın harflerle yazdırmış en büyük yazarlardan. Zaman Makinesi, Görünmez Adam, Doktor Moreau’nun Adası gibi eserleri ve düşünceleriyle âdeta zamanın ötesinden gelen bir yazar olan Wells, Dünyalar Savaşı’nda istila altındaki umutsuz ve çaresiz bir gezegenin hikâyesini anlatıyor: Dünya’nın.

Gökyüzünden İngiltere’nin güneyine düşen silindirlerin yarattığı merak hemen sonra yerini korkuya bırakmıştır. Dünya, Mars’tan gelen canlıların istilası altındadır. Henüz ne olduğunu anlayamadan Marslılar tarafından katledilmeye başlayan insanlar, var güçleriyle karşılık vermeye ve direnmeye çalışırlar.

Uzaylıların kontrolü altındaki İngiltere’de adsız anlatıcının tanıklıkları, insanlığın kaygı verici ümitsizliğinin ve hayatta kalma mücadelesinin karanlık bir portresini çizer. İnsanlığın Dünya üzerindeki binlerce yıllık hükümdarlığı son mu bulacaktır, yoksa bir kurtuluş ihtimali var mıdır?

Arthur C. Clarke’ın önsözüyle

Henrique Alvim Corrêa’nın çizimleriyle

Dünyalar Savaşı Alıntıları - Sözleri

  • -Hâlâ umut var. -Umut ha! -Aynen öyle. Tüm bu ümitsizlik içinde bile hâlâ umut var.
  • "Ölüm geliyor!"
  • Kapilarin açıldığını görmek için sabirsizlaniyordum.
  • .... Beni o kadar çaresiz bırakmıştı ki, koşarken bir çocuk gibi sessizce ağlıyordum.
  • Onlari acımasızca yargilamadan önce kendi türlerimize verdiğimiz amansız ve geri dönüşü olmayan zarari düşünmeliyiz.
  • Içimdeki korku merakimla savaşıyordu.
  • Bu bir savaş değil... Hiçbir zaman da olmadı. Karıncalar bizimle ne kadar savaşabilirlerse, biz de onlarla o kadar savaşabiliriz.
  • "Bir ruh halinden öbürüne geçişimde en küçük bir akla yatkınlık yoktu. "
  • Kaderimiz hızla değişirken, insanların daha önce yaptıkları gibi önemsiz şeyler hakkında kaygılanmaya devam etmesi bana, şimdiki aklımla oldukça tuhaf geliyor.
  • Sessizlik bir gök gürültüsü gibi geldi.
  • Birden çılgınca bir isteğe kapıldım. Bari öleyim de kurtulayım diyordum…
  • ...insan öyle kibirlidir ve bu kibri yüzünden öyle körleşmiştir ki...
  • “..Bazı zamanlar kendimden ve çevremdeki dünyadan sıyrıldığıma dair tuhaf bir his duyuyorum; her şeyi dışarıdan, düşünülemeyecek kadar uzak bir yerden, zamanın ve mekanın dışından, her şeyin geriliminden ve trajedisinden uzakta seyreder gibi oluyorum..”
  • ''Nicedir beslediğim o belli belirsiz umudun ne kadar aptalca olduğunu şimdi fark ediyordum.''
  • Arada sırada sanki kendimden ve dünyadan ayrılıyormuşum da her şeyi dışarıdan, anlaşılmayacak derecede uzaktan, zamanın ve mekanın da dışından baskının ve her şeyin dramından uzakta izlediğimi hissederim.

Dünyalar Savaşı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

19. Yüzyılın bana göre en iyi yazarlarından biri olan H. G. Wells yine öngörüsünü ve hayal gücünü konuşturmuş. Abisi felsefeci Frank Wells'in aklına düşürdüğü bir fikir sonucu ortaya çıkan bir eser. Kitabın konusu kısaca özetlemek gerekirse dünyaya gelen istilacı marslıların insanlarla savaşması onları ezip geçmesi ve köleleştirmesi. Kitabın sonunu söylemiyorum. Bu kitapta Wells egosunu da ortaya bir nebze dökmüş. Kitapta 19. Yüzyılın yazarlarına gönderme bile var. 19. Yüzyılın ünlü yazarlarının çoğu uzayla ya da gezegenlerle ilgili herhangi bir kitap yazmamış ve genellikle insan, dünya, realizm, romantizm gibi türlü şeylerle uğraşmıştır. Wells bunu yapmadığı için 19. Yüzyıl yazarlarına laf çarpıyor. İddialı. Kitaptaki en güzel şey bizim hayvanları hapsedip onları katletmemiz gibi marslıların insanları hapsetmesi, evcilleştirmesi ve katletmesi yazılıyor. İnsan kendini hükümdar sanıyor ve kendi dışındaki tüm canlılara zarar veriyor. Wells bunu bu kitapla eleştirmiş, anlatmış, yazmış. 19. Yüzyılda İngiltere'de bunu yapmak büyük bir iş. Kitap genel olarak güzeldi ama nedendir bilinmez Wells'in kitaplarının sonu biraz sıkıcı olur. Bu yüzden benim için muazzam bir kitap değildi ama eleştirisi ve elştirmeyi seçtiği yöntemi muazzamdı. Hayal gücü zaten harika olan bir yazar Wells onu söylemiyorum bile. Ama gereğinden az bilinen bir yazar. Wells'i okuyup okutturmak daha da tanıtmak lazım. 19. Yüzyılda ısı ışınıyla insan öldürmeyi, marslıları, dünya istilasını, farklı savaş makinelerini hayal edip kaleme dökmek çok harika bir şey. Keyifli okumalar... (Oğuzhan Güneş)

yazar/george-orwell'dan sonra distopik bilim kurgu okudum. Kalemini biraz beğendim. Akıcı ama bir yandan beni yordu. Olay londra’da geçiyor. Marslılar’ın dünyayı ele geçirmek üzere olduğu anlatılıyor. İnsanlar o kargaşada yaşadıkları yerden kaçmaya çalışıyorlar. Ordudaki askerlerin marslıları yeneceğini düşünen buna inanan bir takım insanlar var. Bir yandan da kendi canını kurtarıp akılcıl çözümler bulmaya çalışan insanlar var. Birkaç insan birlikte hareket etmeye çalışıyorlar. Şimdilik buraya kadar okuyabildim. Çok fazla tat alamadığım için çok fazla beğendiğim bir inceleme de olmadı ne yazık ki. Bu kitabı bitirsem yeter diye düşünüyorum. (Büşra)

Dünyalar Savaşı, H. G. Wells: Bu yazarın Zaman Makinesi isimli kitabını okudum. Fena değildi. Yazıldığı zamana göre iyi gibiydi. Gelelim Dünyalar Savaşı'na: bu kitabı okumaya başlamadan önce beklentim yüksekti sanırım. Açıkçası kitap pek güzel değildi. Gereksiz uzundu. Bir şeylerin olmasını beklemekle geçti sayfalar. Pek bir olay yok. Oradan oraya koşturuyorlar. Tam bir savaş bile yok ortada yani. Bu kitaba puanım 4/10 (Zehra B)

Dünyalar Savaşı PDF indirme linki var mı?

H. G. Wells - Dünyalar Savaşı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dünyalar Savaşı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı H. G. Wells Kimdir?

Herbert George Wells ya da daha çok tanındığı adla H. G. Wells (21 Eylül 1866 - 13 Ağustos 1946), Dünyalar Savaşı, Görünmez Adam, Dr. Moreau'nun Adası ve Zaman Makinesi adlı bilimkurgu romanlarıyla tanınan ama neredeyse edebiyatın her dalında birçok eser vermiş olan İngiliz yazardır. Sosyalist olduğunu açıkça söyleyen H.G. Wells'in çoğu eserinde önemli ölçüde siyasi ve sosyal yorumlar bulunmaktadır. Jules Verne gibi gelecekteki teknolojik gelişmeleri anlattığı kitaplarıyla bilimkurgu dalının öncülerinden hatta yaratıcılarından sayılmaktadır.

Wells'in bilimkurgu romanlarında teknolojinin gözlemlenmesinin getireceği olanaklar bir yana bırakılır. Wells'te spekülasyon bir edebiyat biçimine dönüşür ve teknolojinin değil de onun toplumsal temellerinin araştırılmasına dönük bir boyut kazanır.

Wells'in ilham kaynağı Jules Verne olmuştur, ama Verne'in Aya Seyahat'i (De la Terre a la Lune) ile Wells'in Aydaki İlk İnsanlar (The First Men in the Moon) romanını karşılaştıracak olursak, kolaylıkla görebileceğimiz gibi Wells; Verne'in teknolojiye verdiği önemi paylaşır, ama Verne'in romanında 'Nasıl ve hangi teknolojik olanaklar?' sorusu ortaya atılırken, Wells'te Ay yolculuğunun teknik sorunu baştan savma bir biçimde geçiştirilir. Çünkü Wells'in derdi, teknolojik olanakların gelecekteki muhtemel ürünlerini tahmin etmek değil, Ay'daki toplumsal hayatın bizzat kendisi üzerine, tıpkı bir zamanlar Thomas More'un 'Ütopya Adası' örneğinde olduğu gibi, model düşünceler geliştirmektir.

Wells sadece bilimkurgu içindeki ütopya karşıtı düşüncelerin savunucusu olarak bu türe damgasını vurmakla kalmaz, toplumun şiddet ve zor yoluyla, gereğinden hızlı bir süreç içinde sosyalist bir topluma dönüştürülmesinin sakıncalarına olduğu kadar, sınıf karşıtlıklarının da iyice sivrileceğine karşı da uyarır bizi.

...

H. G. Wells Kitapları - Eserleri

  • Zaman Makinesi
  • Doktor Moreau’nun Adası
  • Görünmez Adam
  • Dünyalar Savaşı
  • Körler Ülkesi
  • Tanrıların Tohumu
  • Efendi Uyanıyor
  • Ağrı Dağı Yolcusu Kalmasın
  • Duvardaki Kapı
  • Körler Ülkesi ve Diğer Karanlık Öyküler
  • Ay'daki İlk İnsanlar
  • Gölgeler İçinde Rusya
  • Gelecek Günlerin Hikayesi
  • Tüm Savaşları Bitirecek Savaş
  • Geçmiş Günlerin Hikayesi
  • Kronik Argonautlar - Karıncalar İmparatorluğu
  • Kipps
  • Ay Işığı Masalları
  • Kızıl Oda ve Diğer Öyküler
  • İnsan Hakları
  • Uzay ve Zaman Hikayeleri
  • Kısa Dünya Tarihi
  • Açık Komplo
  • The Magic Shop
  • Tanrı İnsanlar
  • Ana Hatlarıyla Dünya Tarihi - 1
  • Hayalet Bataklıkları
  • Görünmez Kral Tanrı
  • Kuyrukluyıldız Günleri
  • Çağdaş Bir Ütopya
  • Geleceğin Keşfi
  • On İki Hikâye ve Bir Rüya
  • The Crystal Egg and Other Stories
  • Ann Veronica
  • In the Abyss
  • Seçilmiş əsərləri
  • The Land Ironclads
  • The World Set Free
  • A Slip under the Microscope
  • The History of Mr Polly
  • The Crystal Egg & Other Stories
  • Thirty Strange Stories
  • The Wheels of Chance

H. G. Wells Alıntıları - Sözleri

  • “Şans eseriydi işte.” diye araya girdi. İnsanın hayatındaki diğer her şey gibi. (Doktor Moreau’nun Adası)
  • Huzursuzluğun getirdiği ızdırap içindeydim . (Zaman Makinesi)
  • İnsanlar artık özgür değiller. Özgür olamadıkları gibi, daha büyük ya da daha iyi de değiller. Keşke hepsi bu kadar olsa. Bu şehir bir hapishane. Bütün şehirler gibi. Anahtar servet sahiplerinin elinde. Sayısız insan, beşikten mezara kadar sadece çalışıyor. Bu doğru mu? Hep böyle mi olacak bu? (Efendi Uyanıyor)
  • Zamanla öğretmenler bile gereksiz hale geldiler. Elektrikli aletlerin olmadığı bir dünyada yaşamak ilkellik olarak görülmeye başlandı. Kırsalda yaşamak çağın rafine değer yargılarına göre sefaletten farksızdı. (Efendi Uyanıyor)
  • O, kaçınılmaz olarak ortaya çıkmıştır ve kendini kafa karıştırıcı fikirlerden uzaklaştırmaya devam edecektir. O, bir koh-i noor'a dönüşür; o bir Işık Dağı'dır, büyüyen ve giderek yoğunlaşan. O, her yere yayılan ve her şeyi içine alan bir berraklık, parlaklık ve arılıktır. Onun kesilecek bir kafası ya da zarar verilecek bir bedeni yoktur. O, tüm engelleri aşar; her türlü sınırlamaya karşı koyar. O her şeyi, kendisine uymaya zorlar. Hava ne denli bulutlu ve sisli, ne denli kapalı ve puslu olursa olsun, o şafak sökerken gelir. Denize indirilen gemilerde sabah olurken, o gelir. O, görünmez kral Tanrı'dır. (Görünmez Kral Tanrı)
  • "Kör de ne?" diye sordu kör adam omzunun üstünden fütursuzca. " (Körler Ülkesi)
  • "Başkaları neyse de ondan böyle bir şey beklemezdim." (Duvardaki Kapı)
  • Ama bir yol bulmak hiçbir zaman o yolun ustası olmak değildir. (Ay'daki İlk İnsanlar)
  • " Körler Ülkesi'nde Tek Gözlü Adam Kral Olur. " (Ay Işığı Masalları)
  • Sosyalist olma, dünyaya başkaldırma ve sonsuza kadar bir daha misafirliğe gitmeme gibi çılgın planlarını tekrar düşününce cesaretini kaybetmişti. (Kipps)
  • “Good heavens!” he exclaimed; “What little things we are! What daring little devils! Down there, miles and miles of water—all water, and all this empty water about us and this sky. Gulfs!” He threw his hands out, and as he did so, a little white streak swept noiselessly up the sky, travelled more slowly, stopped, became a motionless dot, as though a new star had fallen up into the sky. Then it went sliding back again and lost itself amidst the reflections of the stars and the white haze of the sea’s phosphorescence. (In the Abyss)
  • Ari kavimleri Batıya doğru iki dalga halinde ilerlediler. Fransa’ya, Britanya’ya ve Ispanya’ya girdiler. Büyük Britanya’ya demiri getirmiş olup, Breton (Brythonic) Keltler adiyle anılırlar. Galli’ler dillerini işte bu Keltlerden almışlardır. Aynı ırktan Keltler, Ispanya'ya girdiler.Sadece oradaki Heliolitik Bask’larla değil, deniz kıyılarındaki Samî asıllı Fenike’li sömürgeleriyle de temasa girdiler. Latin Ariler İtalya'ya, Sanskrit dili konuşan Ari kabileler de, Milâttan önce 1000 yılından çok önceleri batı geçitlerini aşarak kuzey Hindistan’a girmişler. (Kısa Dünya Tarihi)
  • İnsan kusurlu bir hayvandır. (Açık Komplo)
  • Yahudilerin sebt günü geleneği pek çok Hristiyan tarikatının önemli geleneğidir. ama isa sebt gününü yıkmış sebt'in insan için olduğunu insanın sebt günü için olmadığını söylemiştir. (Ana Hatlarıyla Dünya Tarihi - 1)
  • "Bu səhləblər həmişə nə qədər maraqlıdırsa, - bir dəfə dedi, - bir o qədər də ehtimal və gözlənilməzliklər mümkündür. Darvin onların mayalanmasını öyrənmiş və sübut etmişdir ki, səhləbin adi çiçəyinin quruluşu həşəratların tozcuğu bitkidən bitkiyə daşımasına uyğun şəkildədir. Amma səhləblərin çoxlu məşhur növləri mövcuddur ki, bu cür mayalana bilmir. Məsələn, kipripedilərdən bəziləri - onlardan tozcuq daşıya bilən heç bir həşərat məlum deyil. Bəzi səhləblərdə isə, ümumiyyətlə, heç vaxt toxum tapa bilməyiblər." (Seçilmiş əsərləri)
  • “ ...prensip olarak, yalnız olmak ve rahatsız edilmemek istiyorum. ” (Görünmez Adam)
  • Kader insanların küçük planlarını altüst eder. (Ay'daki İlk İnsanlar)
  • “Ben seninim ve sen de benimsin. Bundan daha önemli ne olabilir ki?” (Tanrıların Tohumu)
  • Dünya büyüyor ama insanlar küçülüyor.Yine de aklımız ve duygularımız var.Sadece içgüdüleriyle hareket eden varlıklar değiliz ama gücümüzün bir sınırı var.Bir gün hepimiz ölüyoruz.Ölüyoruz,doğuyoruz,yaşamaya devam ediyoruz,zaman geçiyor... (Gelecek Günlerin Hikayesi)
  • Bizler yarı ölü sayılırız bir yerde. (Efendi Uyanıyor)

Yorum Yaz