dedas
Turkcella

Dönüş Yolu - Erich Maria Remarque Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Dönüş Yolu kimin eseri? Dönüş Yolu kitabının yazarı kimdir? Dönüş Yolu konusu ve anafikri nedir? Dönüş Yolu kitabı ne anlatıyor? Dönüş Yolu PDF indirme linki var mı? Dönüş Yolu kitabının yazarı Erich Maria Remarque kimdir? İşte Dönüş Yolu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 13.06.2022 20:00
Dönüş Yolu - Erich Maria Remarque Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Erich Maria Remarque

Çevirmen: Burhan Arpad

Orijinal Adı: Der Weg Zurück

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9786051410333

Sayfa Sayısı: 296

Dönüş Yolu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Savaşın incittiği insanlara bir ses veren Erich Maria Remarque, bize hatırlattıklarıyla her zaman el üstünde tutulması gereken bir yazar. Savaşın dehşetini, beraberinde getirdiği yıkımı, insanoğlunu birbirine nasıl yabancılaştırdığını birinci ağızdan, çarpıcı bir şekilde dile getiren Remarque, savaşla ilgili bildiğimizi sandığımız gerçekleri sorgulamamızı sağlarken, edebiyatın ne kadar güçlü ve ölümsüz bir kaynak olabileceğini de bir kez daha kanıtlar.

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’un devamı niteliğinde olan Dönüş Yolu, I. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle evlerine dönen bir grup askerin topluma uyum sağlamakta yaşadıkları zorlukları anlatıyor. Başta aileleri olmak üzere tüm toplumdan kopmuş, ıssızlaşmış askerler gündelik hayatın akışına kapılmakta, askerdeki hiyerarşik ve sosyal düzenin artık geçerli olmadığını idrak etmekte güçlük çekmektedirler. Onca ölüm gördükten sonra yaşamın anlamını sorgulamaya başlayan eski askerler nihayetinde birbirlerine de yabancılaşmaya başlarlar. Yayımlandığı günden bu yana güncelliğini koruyan Dönüş Yolu, şimdi Burhan Arpad’ın Remarque’la yaptığı röportajla birlikte Everest Yayınları’nın dünya klasikleri dizisindeki yerini alıyor. 

Dönüş Yolu Alıntıları - Sözleri

  • "İnsanın tutunabileceği bir şey olmalı, bunu anlamıyor musun? Birinin beni sevmesini istiyorum, o zaman o bana tutunur, ben de ona! Yoksa insan sonunda kendini asar!"
  • Konuşmak, ardında mutluluk varsa iyidir, insana kolay geliyorsa ve canlıysa, akıcıysa iyidir; ama insan mutsuzsa sözcükler gibi nabza göre şerbet veren ve her an yanlış anlaşılabilecek şeyler ne işe yarardı ki? Durumu daha da kötüleştirirdi, o kadar. Dönüş Yolu, Erich Maria Remarque
  • "Savaşın sona ermesini istiyoruz, bu kovalamacanın bitmesini İstiyoruz! Cinayetlere son verilmesini İstiyoruz! Yine insan olmak istiyoruz, savaş makineleri değil!"
  • Aylardır fiyatlar sürekli olarak artıyor, yoksulluk savaş yıllarından daha büyük. İnsanların aldıkları ücretler en temel gereksinimleri karşılamalarına bile yetmiyor; insanın parası olsa bile, bu parayla alacak bir şey bulamıyor.
  • Konuşmak, ardında mutluluk varsa iyidir, insana kolay geliyorsa ve canlıysa, akıcıysa iyidir; ama insan mutsuzsa sözcükler gibi nabza göre şerbet veren ve her an yanlış anlaşılabilecek şeyler ne işe yarardı ki? Durumu daha da kötüleştirirdi, o kadar.
  • İnsan, böylesine değişmek için birkaç parça kumaş giyilmesi gerektiğine inanamıyordu. Giysilerin insanı ne denli değiştirdiği ilginçti. Özellikle üniformaların.
  • "Her şeyi gözden geçirdim, Ernst, bütün meslekleri, idealleri, siyaseti; ama benim bu düzende yerim yok. Bu nedir böyle? Her yerde dolandırıcılık, güvensizlik, boşvermişlik ve sınırsız bencillik ... "
  • Aradan yıllar mı geçmişti? Yoksa haftalar mı? Geçmiş bir sis gibi, uzaklarda çakan şimşekler gibi ufukta asılı kalmıştı.
  • Şapkamı çıkardım, sanki uzun bir süre için vedalaşıyormuşuz gibi eğilerek selamladım onu; vedalaştığım o değildi, geçmişti.
  • Kitapları paketliyordu. Bir kitap satın alabilmek için aç kaldığı günler geldi aklıma.

Dönüş Yolu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

I. Dünya Savaşı’nın son günleri, cephedekiler yıllarca süren savaştan sonra nihayet evlerine dönüyorlar. İnsan ilk başta bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyor, sevdiklerine kavuşan roman kahramanları da. Ancak çok geçmeden buzdağının görülmeyen kısmı su yüzeyine çıkıyor ve herkes durumun hiç de görüldüğü gibi olmadığını anlıyor. Remarque, “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” romanında bizlere cephedeki askerlerin durumunu, anların savaş hakkındaki düşüncelerini, savaşın kendisini anlatmıştı. (Okumayan varsa bu kitaptan önce onu okumasını salık veririm) Bu roman ise savaşın henüz bitmediğini, sadece cephelerin değiştiğini vurguluyor. Bu seferki savaş - ki geri dönebilenlere göre asıl savaş budur – topluma uyum savaşıdır. Olaylar daha tüyü bitmemiş, lise eğitimlerini yarım bırakmak zorunda kalıp askere çağırılan gençlerin gözünden anlatılıyor. Her türlü iğrençliği görmüş, arkadaşlarının vahşice, gaddarca ölümüne şahit olmuş, hiç tanımadığı kişilerin beynini çıkarmış, karınlarını deşmiş, onların kanıyla yüzlerini temizlemiş 17-18 yaşındaki çocukların tekrar hiçbir şey olmamış gibi toplumda herkesin yaşadığı gibi yaşamasını ne derece bekleyebiliriz? Bu mümkün müdür? Remarque ve kahramanları bu soruya hayır cevabı veriyor. Toplumla tekrar kaynaşma ve bütünleşme sürecinde pek çoğu başarısız oluyor, hüsrana uğruyor, hatta tekrar cepheye dönmek isteyenler çıkıyor. Her şeyin vıcık vıcık yapaylık koktuğu bir dünyada, insanların sahte gülüşleri, tesellileri, kibarlıkları, sosyetik takıntıları askerlerin midesini savaştakinden daha çok bulandırmaya yetip artıyor. Geri dönenlerden neredeyse hiçbiri geride bıraktıkları yaşamı sürdürmeyi başaramıyor. Kimi bunalıma giriyor, kimi kendini öldürüyor, pek çokları savaşta mayınlardan, mermilerden, bombalardan kurtulmayı başarmışken, savaş görmemiş insanların savaş hakkında atıp tutmalarından, davranışlarından, yapaylıklarından kurtulmayı başaramıyor ve onları da asıl yaralayan ya da ölümlerine sebep olan bunlar oluyor. Savaş görmemiş, insan öldürmek zorunda kalmamış biri size savaştan söz etse ne hissedersiniz? Eminim pek çoğumuz “hadi be ordan, sen ne biliyorsun ki?” deriz. Bu romanı savaş görmemiş biri yazmış olsaydı ben de aynı cevabı verirdim muhtemelen. Ancak Remarque’ın kendisi bizzat 18 yaşında orduya katılıp I Dünya Savaşı’nda yer almış, şarapnel parçalarıyla vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanmıştır. Savaşın dehşetini kendi gözleriyle görmüştür. Kitabın duygu yoğunluğu da bence buradan geliyor. Bu kitap da diğer kitapları gibi Nazi rejimi sırasında yasaklanmıştı. (N)

savaşa hayır: Dönüş yolu, garp cephesinde yeni birşey yok kitabının devamı niteliğinde. Burda antaılmak istenen cepheden dönen askerlerin toplumun içinde yaşamış oldukları bunalımlar ve psikolojik açıdan yaşamış oldukları sıkıntılar topluma uyamama cephede yaşamış oldukları olayları sivil hayata yaşıyormuş gibi hayaler, halisülasyonlar geçen yaşantılar. Kimi askerin döndükten sonra eşini kendisini bıraktığını, kimisinin intihar etmesi, kiminin kaybettiği bütün her şeyi bir kadında bulurum umuduyla kadının ona bakmaması ve bunun için birini öldürüyor olması kiminin meslek sahibi olupta işini yapaması,, toplumla bir arada uyumun olmadığı, o yüzden hep beraber olmaları cephe arkadaşları, ve böyle bir yaşantı sürmeleri Savaşın hem cephede, hemde cephe sonrası kişilerde ve ailelerde, ve toplumda yaşatığı bunalımlar ve yoksulluk anlatılıyor. (Kadir gürgen)

Bu əsəri oxumağa başlayanda "Qərb cəbhəsində təbəddülat yoxdur" əsərinə bənzər bir əsər oxuyacağımı düşünmüşdüm. Bənzəməsinə bənzəyirdi, nəticədə ortada bir yaradıcılıqdan daha çoxu sərf edilə biləcək "itirilmiş nəsil" problemi var. Elə problemdir ki, bu problem haqqında nə qədər yazılsa da, az olacaq. Deyiləcək söz çox olduğu üçün yox, deyilə biləcək söz olmadığı üçün. Ona görə sadəcə hadisələr, təsvirlər gərək olur. Hər Remark əsərində olduğu kimi bu əsərdə də tanışdığım üçün şad olduğum obrazlar var idi: Ernst, Karl, Willy, Albert, George, Juff və başqaları. Əlvida, dostlar. (Gülnar B.)

Dönüş Yolu PDF indirme linki var mı?

Erich Maria Remarque - Dönüş Yolu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dönüş Yolu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Erich Maria Remarque Kimdir?

Erich Paul Remark Osnabrück'te Roma kilisesine bağlı katolik bir ailenin içinde doğdu. Babası Peter Remark bir basımevi ustasıydı. Osnabrück arşivlerinde bulunan nüfus kayıtlarına göre 17.yy'da ihtilalde katoliklere yapılan baskılar yüzünden Fransa'dan göç etmişlerdi. Önceleri Remarque olan soyisimleri Alman imlasına göre Remark olmuştu. Bir süre Münster Üniversitesi'nde öğrenim gördü ama 18 yaşında birçok kez yara aldığı I. Dünya Savaşı'na katılmak zorunda kaldı. Savaştan sonra öğretmenlik, taşçılık ve Berlin'de bir tekerlek firması için test sürücülüğü yaptı.

1929'da, Remarque'nin savaşın mutlak kötülüğünü 19 yaşındaki bir askerin gözünden anlattığı, en ünlü eseri, "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" (Im Westen nichts Neues) yayımlandı. Bu kitabın ardından savaş zamanı ve sonrasını yalın ve duygusal bir dille gerçekçi bir şekilde anlattığı başka eserleri de yayımlandı.

1931'de İsviçre'ye yerleşti. 1933'te, Naziler eserlerini yaktılar ve yasakladılar. 1938'de Alman vatandaşlığından çıkarıldı ve 1939'da Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti. Hollywood'da tanıştığı Paulette Goddard ile 1958 yılında evlendi.

72 yaşında Locarno, İsviçre'deki Saint Agnese kliniğinde aylarca acı çektiği anevrizmadan dolayı öldü.

--------Eserleri 

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, (1929)

Dönüş Yolu, (1931)

Hayat Kıvılcımı, (1952)

Yaşamak Zamanı, Ölmek Zamanı, (1954)

Ölesiye Yaşamak, (1956)

İnsanları Seveceksin

Ana Baba Günleri

Üç Arkadaş

Lizbon'da Gece

Kara Dikilitaş

Zafer Takı

Cennetteki Gölgeler

Ufuktaki İstasyon

Vaat Edilmiş Ülke

Tanrı'nın Gözdesi Yoktur

Üç Yoldaş

Siyah Anıt

Erich Maria Remarque Kitapları - Eserleri

  • Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)
  • Zəfər Tağı
  • İnsanları Seveceksin
  • Ölesiye Yaşamak
  • Üç Arkadaş
  • Dönüş Yolu
  • Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı
  • Tanrının Gözdesi Yok
  • Lizbon’da Gece
  • Hayat Kıvılcımı
  • Cennetteki Gölgeler
  • Batı Cephesi ve Dönüş Yolu
  • Beni Sevdiğini Söyle
  • Жизнь взаймы, или У неба любимчиков нет
  • Sevmek ve Ölmek Zamanı

Erich Maria Remarque Alıntıları - Sözleri

  • "..Yaşamayı sürdürebilecek gücü yeniden toplayabilmek için çabuk unutmasını bilmek gerekirdi.." (Hayat Kıvılcımı)
  • "... mutsuzluk denilen şey günlük olaylardandır." (İnsanları Seveceksin)
  • Kaçağız biz. Kendimizden kaçıyoruz. Hayatımızdan. On sekiz yaşında idik; dünyayı, hayatı sevmeye başlamıştık, sevdiğimiz bu şeylere kurşun sıkmak zorunda kaldık. Patlayan ilk mermiler kalbimize saplandı. Çalışma, çaba, ilerleme kapıları kapandı bize. Biz bunlara artık inanmıyoruz. (Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli))
  • “Doğrulup kaçmak istiyoruz; hem de nereye olursa olsun.” (Batı Cephesi ve Dönüş Yolu)
  • "Herkesin kafasının içinde kendine göre bir işkence odası var." (Tanrının Gözdesi Yok)
  • Yanmak hiç bitmez ve insan yanar, yanar da yine ölmez. (Hayat Kıvılcımı)
  • Konuşmak, ardında mutluluk varsa iyidir, insana kolay geliyorsa ve canlıysa, akıcıysa iyidir; ama insan mutsuzsa sözcükler gibi nabza göre şerbet veren ve her an yanlış anlaşılabilecek şeyler ne işe yarardı ki? Durumu daha da kötüleştirirdi, o kadar. (Dönüş Yolu)
  • Umut etmek, sanıldığından çok daha acıklı bir sözcük... (Tanrının Gözdesi Yok)
  • Sana öyle çok mektuplar yazdım ki! Hep sana mektup yazdım. Hem de kalemsiz, kağıtsız. (İnsanları Seveceksin)
  • - Ömrün qısadır, bəs kimdir onu qısa edən? Onun qısalığını bilməyimizmi?! Bayırdakı pişiklər bilirmi ki, ömür qısadır? Bəs quşlar? Kəpənəklər? Onlar ömrü əbədi sayırlar. Bunu onlara heç kim deməyib! Bəs bizə niyə deyiblər? - Bunun min cavabı var. - Birini de! - Ömür əbədi olsaydı, dözülməz olardı. Həyatda bədbəxtlik xoşbəxtlikdən çoxdur. Bizə mərhəmət göstərilib ki, ömür uzun sürməsin.. (Lizbon’da Gece)
  • İncəsənət hər kəsin çörəyi deyil. Onu başa düşmək, onun sehrinə əsir olmaq üçün fərqli bir düşüncənin, fərqli bir ürəyin sahibi olmaq lazımdır. (Üç Arkadaş)
  • "Uğursuzluk, bulaşıcıdır." (Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı)
  • "Söyleyecek çok şeyimiz var ve asla söylemeyeceğiz." (Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli))
  • Gözyaşları yanaklarından aşağı akıyor. Silmek isterdim, fakat mendilim çok kirli. (Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli))
  • Yeryüzünde en korkunç şeyin ne olduğunu bilir misiniz diye sorsam, ne derdiniz? Aramızda kalsın, ben söyleyeyim; sonunda insanın her şeye alışması… (İnsanları Seveceksin)
  • Öldü getdi, birdən-birə, elə bil, heç sağ olmayıbmış. Ona baxdım və heç bir cavab tapmadım. Onu öldürdümmü, xoşbəxtmi etdim? Məni sevirdimi, yoxsa onun üçün lazım olanda dirəndiyi əl ağacımı idim? Cavab tapmıram. (Lizbon’da Gece)
  • Mezarlık hayatla dolu idi. Boğuk kahkahalar, bağırmalar sis içinde yükseldiler. Bütün sıralar işgal edilmiş gibiydi. (Üç Arkadaş)
  • “Hayata devam edebilecek kuvveti yeniden toplayabilmek için çabuk unutmayı bilmek gerekirdi.” (Hayat Kıvılcımı)
  • "Ne garip! Gençliği bugüne dek hep bambaşka düşünmüştüm." (Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı)
  • Hayaller geçiyor gözlerimin önünden, durmuyorlar, sadece gölge ve hatıra bunlar. (Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli))

Yorum Yaz