Don Kişot - Erich Kastner Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Don Kişot kimin eseri? Don Kişot kitabının yazarı kimdir? Don Kişot konusu ve anafikri nedir? Don Kişot kitabı ne anlatıyor? Don Kişot kitabının yazarı Erich Kastner kimdir? İşte Don Kişot kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Erich Kastner

Çevirmen: Ayşe Sarısayın

Orijinal Adı: Don Quichotte

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750705090

Sayfa Sayısı: 64

Don Kişot Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çağdaş Alman Edebiyatının en büyük çocuk ve gülmece yazarlarından biri olan Erich Kästner'in Açıkgöz Budalalar, Hayvanlar Toplantısı, Küçük Hafiyeler, Noktacık ile Anton, Palavracı Baron adlı kitaplarından sonra en güzel kitaplarından biri olan Uçan Sınıf da Can Çocuk Yayınları arasında. İki okulun öğrencileri arasındaki amansız sürtüşme; yatılı bir okulda hırçın, haşarı ama sevgi dolu öğrenciler, onları sevgiyle eğiten öğretmenler, korkular, sevinçler, kavgalarla sürükleyici, usta işi bir roman.

İspanyol yazar Cervantes'in yazdığı ünlü Don Kişot romanı, yazılışının 400'üncü yıldönümünde, bütün dünyada kutlandı. Bu kutlamalara, Erich Kästner'in çocuklar için yalınlaştırıp yeniden yazdığı Don Kişot adlı kitabı yayınlayarak Can Çocuk da katıldı. Erich Kästner, korkusuz, yürekli, alabildiğine saf şövalye bozuntusunun serüvenlerini aktarırken, kaybolan şövalyeler döneminin değerlerine sarılıp öylece kalmış sıra dışı bir adamı da, Cervantes gibi, ölümsüzleştiriyor.

Don Kişot Alıntıları - Sözleri

  • “Kötülere iyilik etmenin denize su taşımak demek olduğunu duymuştum.”
  • Talih dediğimiz şey değişir, bugün kaybedilen, yarın kazanılabilir.
  • “Senyor, bir çiçekle bahar olmaz!”
  • "Ah, Senyor!" Fenalıklar bitmiyor ki; biri bitiyor öteki başlıyor.
  • En büyük tehlike gecikmektir.
  • “Herkesin kendine göre birtakım dertleri vardır” dedi Sancho. Ama bu kiminde dirhemledir, kiminde okkayla; bizdeyse kum gibi kaynıyor mübarek.
  • Kim olursa olsun, ben vicdanımın bana emrettiği şeyi yaparım.
  • “Bazı insanlar, ne belleklerine ne akıllarına yararı dokunmayacak bir sürü ıvır zıvır şeyi öğrenmek için yıllarca kafa patlatırlar.”
  • “Çok gezen çok bilir, demişler.”
  • Eğer erdemlere âşık olmak bir cinnet ise mecnun olmayı memnuniyetle kabul ederim.
  • Kalem, ruhun aynasıdır; içimizdekileri dışa yansıtır.
  • İnsanları tanımak için çok zaman gerektiğini ve şu hayatta hiçbir şeye güvenilmeyeceğini söyleyenler meğer doğru söylemişler.
  • Yapmacıklık, en büyük kusurdur.
  • Herkesin günahı kendisine. Kötülükleri cezalandıran, iyileri ödüllendiren yüce Tanrı’dır.
  • Çocuklar anayla babanın bir parçasıdır.

Don Kişot İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bi Don Kişot varmış okuduğu kitaplardan etkilenip kendini şövalye sanmaya başlamış sonra yel değirmenlerine falan saldırmış... mış mış ta mış mış. Don Kişot kitabı benim anlatabileceğim türden bir kitap değil fakat önümüzdeki zamanımı bunu yaşayarak geçireceğim. Elimde bir şövalye zırhı edecek kadar kitap ve keskin bir kılıcı andıran kalemim var. Bu masalda 4 kollu dev ise elbetteki cehalettir. Sevgili Dulcenea'm ise aydınlık yepyeni bir dünya olacak belki benim hiç göremediğim ama naçiz bedenimden ruhum ayrılırken başucumda gözyaşı dökenlerin çok yakın olduğu... (Elif Eylül EKİNCİ)

Tavsiye Ederim: Don Kişot, İspanya’nın merkezinde bulunan Mancha bölgesinde yaşayan orta yaşlı bir bey efendidir. Okuduğu kitaplarda söz edilen kahramanca ideallere takıntılı olarak, çaresiz durumda olanları savunmak ve kötüleri ortadan kaldırmak için mızrağını ve kılıcını almaya karar verir. İlk başarısız macerasından sonra Sancho Panza isimli şaşkın bir işçiyi sadık yaveri olmaya ikna eder. Bundan sonra da ikinci macerasına atılır. Sancho’nun hizmetleri karşılığında Don Kişot, Sancho’yu bir adanın zengin valisi yapmayı vaat eder. Bu şekilde Don Kişot zafer ve büyük bir macera arayışı içinde İspanya’yı dolaşmaya başlar. Kendi gözünde prenses olarak tanımladığı köylü kadın Dulcinea del Toboso için yiyecek, barınak ve rahatlıktan vazgeçer. İkinci macerasında, Don Kişot şövalyeliğe veya dünyaya tehdit olarak algıladığı şeylere karşı hareket eder. Şaşkın ve haklı olarak öfkeli olan vatandaşlardan çalarak ve onlara zarar vererek hayalini kurduğu kurtarıcıdan çok bir haydut haline gelir. Don Kişot, küçük bir erkek çocuğunu sırf çocuğa zarar vermeyeceğine söz veren kötü bir çiftçi adamın eline bırakır. Buna ek olarak efsanevi Mambrino’nun miğferi olduğuna inandığı için bir berberin leğenini çalar. (NAZLICAN ALBAYRAK)

Don kişot de la manş ve sadık dostu sanço ile absürt maceralar içerisinde ibretlik olaylar yumağı. Biraz güldürücü biraz düşündürücü güzel bir kitap. (Faruk Kaplan)

Kitabın Yazarı Erich Kastner Kimdir?

Emil Erich Kästner (d. 23 Şubat 1899, Dresden - ö. 29 Temmuz 1974, Münih) Alman yazar.

I. Dünya Savaşı'na katıldı. Savaştan sonra liseyi bitirdi ve Üniversite de Alman dili, tarih, felsefe ve tiyatro tarihi okudu. Gazetelerde redaktör ve tiyatro eleştirmeni olarak çalıştı. 1933'te iktidardaki nasyonal sosyalistler bütün kitaplarını yaktılar. İki kez Gestapo tarafından tutuklandı ve 1943 yılında yazı yazması yasaklandı. Savaştan sonra tiyatro ve film alanlarında çalıştı. 1966 yılında edebiyat çalışmalarına son verdi. 1974 yılında Münih'te öldü. Yaşamı boyunca yapıtları için pek çok ödül aldı. Çocuklar için yazmış olduğu kitapları bütün dünyada çeşitli dillere çevrildi. Kästner, Alman çocuk edebiyatında yeni bir çığır açmış, çocuk kitaplarını gerçekçi temeller üzerine oturtmuştur.

Erich Kastner Kitapları - Eserleri

  • Don Kişot
  • Uçan Sınıf
  • Hayvanlar Toplantısı
  • Çizmeli Kedi
  • Küçük Dedektif
  • Küçük Hafiyeler

  • Bok Yoluna Gitmek
  • Palavracı Baron
  • Açıkgöz Budalalar
  • Kuafördeki Domuz ve Başka Öyküler
  • İkizler Neyin Peşinde?
  • Soytarının Tuhaf Hikayeleri
  • Noktacık ile Anton

  • Küçük Adam
  • Küçük Hafiyeler
  • 35 Mayıs
  • Küçük Adam Ve Küçük Hanım
  • Ben Küçük Bir Çocukken
  • Sevimli İkizler

Erich Kastner Alıntıları - Sözleri

  • “ Ağlamak insanca bir duygudur. Erkekler de ağlar.” (Küçük Hafiyeler)
  • "Bizim zamanımızda herkes daha saygılıydı," diye devam etti kadın. Bu sözleri Emil her zaman duyardı, onun için kadının söylediklerinin üstünde durmadı bile. Bazı insanların huyu böyleydi herhalde. Sanki suç içinde yaşadıkları zamandaymış gibi, nedense hep eski günlerin daha güzel, daha iyi olduğunu söylerlerdi. Onlara göre hava bile daha temizdi eski günlerde. Onlara tümüyle inanmanız beklenemez tabi ki! Dedikleri tümüyle yalan değildir, ama gerçek payıda çok azdır. Böyle insanlar ellerinde bulunanlarla yetinmeyi, mutlu olmayı öğrenememiş kimselerdir genellikle. (Küçük Hafiyeler)
  • Akıllı olduğumuz zamanlarda para kazanmak için yabancı ülkelere gitmek zorunda kalıyorduk. Şimdi budala olduk, para ayağımıza geliyor. (Açıkgöz Budalalar)
  • “..yaşamak için ihtiyaç duyulan her şey makineler yardımıyla üretilerek halka bedava verilir. Herkes istediğini alabilir. Çünkü bilindiği üzere toprak da makineler de ihtiyacımızdan fazlasını üretiyorlar.” (35 Mayıs)
  • ~ İnsanın günün birinde beşikte yatıp ciyak ciyak ciyaklamasının ve ‘kendi olması’nın hangi rastlantılara bağlı olduğunu düşünsenize! ~ Sahte kahramanlar hayal gücüne sahip olmadıkları için korkmazlar. Hem aptallardır hem de sinirleri yoktur. Gerçek kahramanlar ise korkar ama korkularını aşarlar. ~ Bu kitapta çocuklara, çocukluğumdan bazı kesitler anlatmak istiyorum. Bütün çocukluğumu değil, sadece bazı kesitleri. Yoksa o hiç hoşlanmadığım tuğla gibi ağır kitaplardan biri olurdu bu kitap; oysa çalışma masam tuğla üretim yeri değil. (Ben Küçük Bir Çocukken)
  • ...Birden, kendini çok yalniz ve ufak hissetti Emil. Bu koskocaman, kalabalık ve uğultulu kentte minicik bir noktaydı sanki. Kimse onunla ilgilenmiyordu. Neden parasız olduğu, nereye gidiyor olduğunu bile bilmeyişi umurlarında değidi. O anda Berlin'de tam 4 milyon insan yaşıyordu ve içlerinden biri bile Emil Tişbayn'a aldırmıyordu. Büyük kentler böyledir işte. Kimse kimsenin sorunuyla ilgilenmez. Çünkü vakitleri ve sabırları yoktur. Sorunlarınızı anlatsanız bile, incelik olsun diye dinler görünür ve yalnızca çok üzüldüklerini söylerler. Oysa o anda içlerinden "Bana ne senin sıkıntılarından? Benim kendime yetecek kadar derdim var zaten" diyorlardır çoğunlukla. (Küçük Hafiyeler)

  • Aslında öğretmen olmalıymışım, sadece çocuklar idealler için gereken olgunluğa sahip. (Bok Yoluna Gitmek)
  • Yaşlı kadın bir yandan onu öperken bir yandan da yanağına vuruyordu.. (Küçük Dedektif)
  • Hayat zordur. İyi durumda olan insanlar, durumu kötü olan öbür insanlara, fazladan sahip olduklarıyla yardımcı olmak istemezse sonumuz hiç de iyi olmayacak. (Noktacık ile Anton)
  • "Bu bir yarım küre," dedi karısına. "Her yerde insanlar çaresizlik ve akılsızlık içindeler. Her hayvan görür bunu. Yalnız bir tanesi bu yoksulluğu ve karışıklığı görmek istemez: Devekuşu! Kafasını kuma gömer! Bak bu da öbür yarım küre. Her yerde yüzyıllardan beri savaş, yokluk, akılsızlık süregelmiştir. Her insan görür bunu. Yalnız bazı insanlar görmek istemezler. Bunlar devletleri yönetenler, konferanslar düzenleyenlerdir ve..." "Biliyorum" dedi karısı, "ve kafalarını kuma gömerler." (Hayvanlar Toplantısı)
  • “Herkesin kendine göre birtakım dertleri vardır” dedi Sancho. Ama bu kiminde dirhemledir, kiminde okkayla; bizdeyse kum gibi kaynıyor mübarek. (Don Kişot)
  • “İşlenen her suçta, suç sadece o suçu işleyende değildir, suçun işlenmesini engellemeyen de suçludur.” (Uçan Sınıf)
  • "Çok korkunçlar!" diye lafa girdi. "Oysa her şey çok güzel olabilir! Balıklar gibi dalıyorlar, bizim gibi yürüyorlar, ördekler gibi süzülüyorlar, dağ keçileri gibi tırmanıyorlar ve kartallar gibi uçuyorlar. Ama bütün bu yeteneklerinin sonucu ne? "Savaşlar!" diye homurdandı Aslan Alois. "Sürekli savaşıyorlar. Devrimler ve grevler yapıyorlar. Her yerde açlık kol geziyor. Yeni hastalıklar da cabası. . (Hayvanlar Toplantısı)

  • Son gülen her zaman oydu. (Soytarının Tuhaf Hikayeleri)
  • Bir öğretmen kesinlikle değişime açık olmalıdır. Yoksa öğrenciler erkenden yataklarına yatar, derslerini de kasetten dinlerlerdi. (Uçan Sınıf)
  • İnsan alışkanlıkları olan bir hayvandır. (Bok Yoluna Gitmek)
  • İnsanın kafasını işletebilmesi, bütün erkekçe davranışların, kahramanlıkların temelidir. (Palavracı Baron)
  • Boşuna söylememişler. İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur, hatta karakteri büyüdükçe daha da yerleşik bir hal alır. (Soytarının Tuhaf Hikayeleri)
  • Yapmacıklık, en büyük kusurdur. (Don Kişot)
  • İktisadî başarısızlığın herhangi bir şeyi değiştirmediği bir çağda yaşıyoruz; ekonomi, çöküşü hızlandırabilir ya da geciktirebilir. Yeni bir dünya görüşünün inşa edilmesinin gerektiği ender tarihsel dönüm noktalarından birinde bulunuyoruz, bunun dışında her şey yararsız. Artık, tesirsiz ilaçlarıyla kıtayı ölümüne tedavi eden politik uzmanlar tarafından alaya alınmaya cesaretim kalmadı. Haklı olduğumu biliyorum ama bu, bana bugün itibarıyla yetmiyor. Gülünç bir figüre dönüştüm, aşk ve meslek derslerinden çakmış bir insan adayıyım. (Bok Yoluna Gitmek)