dedas
Turkcella

Doğu Yolculuğu - Hermann Hesse Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Doğu Yolculuğu kimin eseri? Doğu Yolculuğu kitabının yazarı kimdir? Doğu Yolculuğu konusu ve anafikri nedir? Doğu Yolculuğu kitabı ne anlatıyor? Doğu Yolculuğu PDF indirme linki var mı? Doğu Yolculuğu kitabının yazarı Hermann Hesse kimdir? İşte Doğu Yolculuğu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.04.2022 06:00
Doğu Yolculuğu - Hermann Hesse Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Hermann Hesse

Çevirmen: Zehra Yılmazer

Tasarımcı: Ayşe Çelem

Orijinal Adı: Die Morgenlandfahrt: Eine Erzählung

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750726101

Sayfa Sayısı: 78

Doğu Yolculuğu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Doğu'ya yolculuk ediyorduk, ama Ortaçağ'a, ya da Altın Çağ'a da yolculuk ediyorduk. İtalya'dan, İsviçre'den geçiyorduk, ama bazen de geceyi onuncu yüzyılda geçiriyor, atalarımıza, ya da perilere konuk oluyorduk. Tek başına kaldığım zamanlarda kendi geçmişimden mekanlarla ve insanlarla sık sık karşılaştım, eski nişanlımla Ren'in yukarılarındaki orman kenarında dolaştım. Sonra herhangi bir vadide grubuma yeniden katıldığımda, Cemiyet şarkılarını dinleyip liderler çadırının karşısına kamp kurduğumda anlıyordum ki çocukluğuma yaptığım gezinti, ya da Sanço'yla at binmem de bu yolculuğun bir parçasıydı; çünkü bizim tek hedefimiz Doğu'ya varmak değildi, daha doğrusu bizim Doğu'muz salt bir ülke, ya da coğrafi bir yer değil, ruhun yurdu ve gençliğiyle, hem her yerdi hem de hiçbir yer, tüm zamanların yekvücut olmasıydı."

Hermann Hesse'ın, ilk gençlik yıllarından beri hayranı olduğu Doğu ve Doğu felsefesi, mistisizmi ve hayat görüşü, onun pek çok kitabının temelini oluşturmuştur. "Doğu Yolculuğu" yalnızca, Hermann Hesse'in değil, Alman dilinin de en güzel, en şiirsel anlatılarından biri.

(Arka Kapak)

Ödüller : 1946 Nobel Edebiyat Ödülü

 

Doğu Yolculuğu Alıntıları - Sözleri

  • "Nazik insanlara pek sık rastlanmıyor artık."
  • Ne olursa olsun, amacımı gerçekleştirmeye kararlıyım. Anlatılması zor öyküme on kere, yüz kere baştan başlamak zorunda kalsam , hep aynı çıkmaza varsam bile, her seferinde yeni baştan başlayacağım...
  • “Yaşamın üstesinden erdemle, adaletle, sağduyuyla gelmeye yönelik her ciddi denemenin sonucu umutsuzluktur. Umutsuzluğun bir tarafında çocuklar, öteki tarafında da aydınlanmışlar vardır.”
  • "Anneler de böyledir. Çocuklarını doğurup onlara sütlerini ve güzelliklerini verdikten sonra kendileri görünmez olurlar, artık kimse onları arayıp sormaz."
  • "Yani hayatımı, ona yeniden anlam katarak kurtarmak istiyorum."
  • "Nazik insanlara pek sık rastlanmıyor artık."
  • "Pişmanlık tek başına işe yarayamaz, af pişmanlıkla satın alınamaz, hiçbir şeyle satın alınamaz."
  • Asla hesap kitap yapmayacak, mantıksal nedenlerin beni yanıltmasına asla izin vermeyeceğim, inancın sözümona gerçeklikten hep daha güçlü olduğunu bileceğim.
  • Sevgili Tanrım, azıcık yardım et bana!
  • "İnsanın bir başkasını, hatta sırf kendini bile tanıması mümkün mü ki? Ve biliyor musunuz, ben insanlardan hiç anlamam."
  • “İnsanın bir başkasını, hatta sırf kendini bile tanıması mümkün mü ki? Ve biliyor musunuz, ben insanlardan hiç anlamam. Beni ilgilendirmezler.”
  • Sevgili Tanrım, azıcık yardım et bana!
  • “Belki de insanın yaşantı açlığından sonraki en büyük açlığı unutma açlığıdır.”
  • "Pişmanlık tek başına işe yaramaz, af pişmanlıkla satın alınamaz, hiçbir şeyle satın alınamaz."
  • "Belki de insanın yaşantı açlığından sonraki en büyük açlığı unutma açlığıdır."

Doğu Yolculuğu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

-Yolculukların en güzeli kendimize yaptığımız yolculuk değil midir?- kitap/dogu-yolculugu--4343 , Hermann Hesse’nin kurmaca bir yolculuğu anlattığı gerçekdışı, mistik bir öyküdür. Her ne kadar “Doğu”, yolculuğa adını vermiş olsa da, kitapta zaman ve mekan birbirine karışmıştır. Yolcular bir anda başka bir çağa geçiş yapar, mekan sürekli değişkendir, anlatılanın tam olarak ne olduğu açıklanmaz, kimlerin hikayesinin anlatıldığı muğlaktır. Hesse açısından bu elbette bilinçli bir seçimdir. Böylece, dünyaya, rastgele, zaman, mekan gözetmeksizin, üstelik eşitsiz ve birbirine benzemeyen koşullarda dağılan insanlığın varoluşunu sorgulamanın önüne hiçbir şey geçemesin. Kahramanınız H, özel bir cemiyetin üyesi olarak Doğu Yolculuğu’na katılan, sonrasında Cemiyet’e karşı inancını yitirip yalnızlaşan, kuşkuyla karışık bir huzursuzluğun, umutsuzluğun içinde sürüklenen bir karakterdir. İçine düştüğü boşluğun, başına gelenlerin suçlusu hep başkalarıdır. Yolunu şaşırmıştır, kendini bulmak için eskiden yürüdüğü yoldan yeniden yürümek tek kurtuluştur ona göre. H, Cemiyeti yeniden bulduğunda, yeniden bir bütünün, bir düşün önemli-önemsiz parçası olduğunda hem rahatlatır onu Hesse, hem de büsbütün bir huzursuzluğun içine atar. Kitapta bu özel yolculuğa katılmak isteyenlerin herbirinin kişisel bir hedef belirlemesi beklenir. Oysa yolculuğu başlatan “Cemiyet”, ortak bir hedefi, aynı bayrağın altında toplanmayı temsil eder. Neresinden bakılsa tezat görünen bu anekdot, bana göre kitabın can alıcı noktalarından birini temsil eder. Hermann Hesse H üzerinden günümüz insanının yalnızlığını, varoluşsal sorunlarını, bir bütünün parçası olma ihtiyacını, hayatın bir amaçla hizmet etmesi gerektiği düşüncesini sorgular ve şu soruları sordurur okura: -Kendini bulmak için, var olmak için bir bütünün parçası olmak gerekli midir? -Kendini bulmak gerekli midir? -Sadece yolda olmak, aramak, yolculuğun kendisi yeterince değerli değil midir? Herkes için cevabı farklı olacaksa da Hesse şu sonuca varır: "varoluşun bir amacı yoktur. Güzel amaçların arkasına gizlediğin hiçbir varoluş amacı da sana kolayca ulaşabileceğin şu anki mutluluğundan daha fazlasını getirmeyecek.” yazar/hermann-hesse (Emel Keleş)

Maneviyat ve maddiyatın insan ruhu içindeki çatışma sunuluyor bizlere. Gerçeklikten ve en gerçek şey olan ölümden sıyrılmanın tek yolunun inanç ve maneviyat olduğunu öğreniyoruz. Kendisine sırt çevirmemize, ondan zamanlar ve mesafeler boyunca uzaklaşmamıza rağmen geriye döndüğümüzde bizi, iki kolu iki yana sonsuz uzanmış halde bekleyen maneviyat... Sayfa sayısının azlığına aldanılmayıp bir oturuşta okunması gereken başka bir Hermann Hesse eseri. "İnsan yaşamını kavramaya ve haklı çıkarmaya yönelik her ciddi denemenin sonucu umutsuzluktur." (Görkem)

Hermann Hesse her yazdığı kitapta insanı daha fazla düşündürüp, daha fazla büyülüyor. Kitabın her sayfasında kendinizi sorgulamamız muhtemel. Once hayat yolculugunuzdaki hayallerimiz, sonra yanlışlarımız, kendimizden başka herkesi suçlayışımız, anları kaçırıp detaylarda boğuluşumuz ve daha bir çok duygu ile karşı karşıya bırakıyor bizi. Bir gunde okuyup keşke daha uzun olsaydı diye ic çektiğim bir kitap oldu.. (Yasemin H.E)

Doğu Yolculuğu PDF indirme linki var mı?

Hermann Hesse - Doğu Yolculuğu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Doğu Yolculuğu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hermann Hesse Kimdir?

1877'de Almanya'nın Calw Kasabası'nda doğdu. 1962 yılında İsviçre'nin Montagnola Kasabası'nda yaşamını yitirdi. İlk şiirini yirmi beş yaşında yazdı. Ardından Peter Camenzind, Çarklar Arasında, Gertrud, Rosshalde, Demian ve diğer romanları geldi. Birinci Dünya Savaşı'nda Alman militarizmini protesto etmek için İsviçre'ye yerleşti. İkinci Dünya Savaşı'nda hem Naziler, hem de antifaşistler tarafından sert şekilde eleştirildi. Bu eleştiriler, ayrıca sorunlu aile yaşamı ve savaş esirlerine yardım konusundaki yoğun çalışmasının sonucu ağır bir bunalım geçirdi. Jung'un öğrencisi Lang ona psikanaliz tedavisi uyguladı. Lang ile dostluğu ruhbilime ve Jung'a duyduğu ilgiyi körükleyerek şiirsel iç dünyasını zenginleştirdi. İnsancıllığı, barışseverliği ve insan yaşamını irdeleyen felsefesi, Bozkırkurdu, Narziss ve Goldmund ve Siddhartha adlı romanlarında özellikle belirgindir. Boncuk Oyunu adlı romanından sonra 1946'da Nobel Edebiyat Ödülü aldı. Doğu edebiyatına ve mistisizmine düşkünlüğü, ayrıca bireysel bunalımlara çözümü Doğu felsefesinde arayışı, 1960 yıllarında canlanan Budizm ve Zen Budizm akımlarının da yardımıyla özellikle Amerikan hippi gençliği arasında en çok okunan yazarlar arasına girmesini sağladı. Eserlerinin büyük bölümü Türkçe'ye çevrildi.

Hermann Hesse Kitapları - Eserleri

  • Siddhartha
  • Bozkırkurdu
  • Masallar
  • Gençlik Güzel Şey
  • Peter Camenzind
  • Demian
  • Doğu Yolculuğu
  • Kaplıcada Bir Konuk
  • Çarklar Arasında
  • Öldürmeyeceksin
  • Boncuk Oyunu
  • Gertrud
  • Klingsor'un Son Yazı
  • Knulp
  • Rosshalde
  • Narziss ve Goldmund
  • Şeftali Ağacı
  • Sevgi Üzerine
  • Hermann Hesse'den Mektuplar
  • Hermann Lauscher
  • Küçük Dünyalar
  • Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları
  • Yabancı Bir Gezegenden Tuhaf Haberler
  • Klein ve Wagner
  • Mektuplar
  • Entelektüelin Kütüphanesi
  • Seçilmiş Şiirler
  • Görkemli Dünya
  • İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez
  • Ağaçlar
  • Sevebilen Mutludur
  • Wege nach innen: 25 Gedichte
  • Gece Yarısından Sonra Bir Saat
  • If the War Goes On

Hermann Hesse Alıntıları - Sözleri

  • "Çiçeklerden örülmüş çelengi şen bir pervasızlıkla yuvarlak başlı kazıklardan çözüp aldım." (Gece Yarısından Sonra Bir Saat)
  • Seni buna inandıracak kimse muhtemelen hiç gelmeyecek. Ama hayatta inançsız yaşanamayacağını zamanla sen kendin anlayacaksın; çünkü bilgi hiçbir şeye yaramaz. Her gün görüyoruz; çok iyi tanıdığımızı sandığımız birisi öyle bir şey yapıyor ki, bu yaptığının bilgiyle, iyi bilmekle ilgisi olmadığını gösteriyor bize. (Gençlik Güzel Şey)
  • ... çocukluğumuzun geçtiği yerlerde her şey güzeldir, kutsaldır. (Gençlik Güzel Şey)
  • "Her şeyden zor ele geçirilen şey , her şeyden çok sevilir." (Sevebilen Mutludur)
  • Öyle ya, insan kötü bir şey yaptı mı, sonradan kendisi bilir kötü olduğunu, utanır yaptığından. Ama paylanıp azarlanırsa, o kadar utanmaz. (Rosshalde)
  • Bir tez ne kadar sivri ve ödün vermez biçimde dile getirilirse, kendi antitezini davet edişi de o kadar kesinlik taşır. (Boncuk Oyunu)
  • Her şeye bir 'anlam' veren tek yaratığın insan olduğunu bilmiyor musunuz? (Masallar)
  • "gönlüm bu renksiz, sığ, belli normlara uydurulup sterilize edilmiş yaşama ateş püskürüyor." (Bozkırkurdu)
  • Çoğu zaman böyleydi; birisi mutluluğu ya da erdemiyle övünüyor, böbürleniyorsa, onda bunun ikisi de yok demekti. (Knulp)
  • "Yeniden inanç sahibi olacaksam, bu işi ancak, gelip beni buna inandıracak birisi başarabilir" Annem gülümsedi, yüzüme baktı; biraz düşündükten sonra dedi ki: "Seni buna inandıracak kimse muhtemelen hiç gelmeyecek. Ama hayatta inançsız yaşanamayacağînı zamanla sen kendin anlayacaksın; çünkü bilgi hiçbir şeye yaramaz. Her gün görüyoruz; çok iyi tanîdığımızı sandığımız birisi öyle bir şey yapıyor ki, bu yaptı- ğının bilgiyle, iyi bilmekle ilgisi olmadığını gösteriyor bize. Fakat insanın bir güvene, bir desteğe ihtiyacî vardır. Bir profesöre yahut Bismarck'a veya bir başka kimseye gitmektense, Hazreti isa'ya yönelmek her zaman için daha iyidir." "Neden?" diye sordum. "Hazreti İsa hakkında da da öyle fazla kesin bilgimiz yok ki!" 'Yoo, var pekâlâ. Hem sonra... Devirler boyunca orada burada tek tük insan çıkmıştır; kendilerinden emin ve korkusuz insanlar. Sokrates için, daha birkaç kişi için öyle derler; ama çok değildir sayıları; pek azdır hatta. Böyleleri rahat görülle ölebilmişlerse, bu onların zeki olmalarından değil, kalplerinin, vicdanlarının temizliğindendir. Diyeceğim, tek tüktür böyleleri; her biri ayrı ayrı hakkı olabilir. Ama hangşmiz onlar gibiyiz? Böyle pek az kimsenin karşısında, beri yanda binlerce, binlerce insan görüyorsun; zavallı, basit insanlar; Hazreti İsa'ya inandıkları için yine de uysal ve memnun ölebilmiş insanlar. Büyükbaban kurtuluncaya kadar ıstıraplar ve sefalet içinde tam on dört ay yattı da sızlanmadı; ıstırabına ve ölümüne adeta sevinçle katlandı, çünkü tesellisini Hazreti İsa'da bulmuştu." sözlerini şöyle bağladı annem: "Bunların seni inandıramayacağını iyi biliyorum. inancın yolu akıldan geçmez, aşk gibidir o da. Ama günün birinde, aklın her şeye yetmediğini göreceksin; O raddeye geldin de darda kaldın mı, bir teselli gibi görünen her ne varsa ona uzanacaksın. Bugün konuştuklarımızdan bazılarını belki hatırlarsın o vakit" (Gençlik Güzel Şey)
  • "Yani hayatımı, ona yeniden anlam katarak kurtarmak istiyorum." (Doğu Yolculuğu)
  • Saatler,sesleri işitilmeyen kanat hareketleriyle geçip gidiyor üstümüzden. (Gece Yarısından Sonra Bir Saat)
  • Genelde yaşanmaya değmez, çünkü amaçsız bir yaşamın tadı tuzu yoktur, amaçlı yaşam ise baş belasıdır. (Hermann Lauscher)
  • Sabır öğrenilmeye değer biricik şey, en zor şeydir. (İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez)
  • Her ölüm olayından sonra yaşam daha narin, daha incelikli niteliğe bürünür. (İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez)
  • Gel, ağla haydi! Ağlayabildiğimiz sürece işimiz bitik sayılmaz... Belki de bizim en değerli varlığımız, bizim şiirimiz, bizim yolunu gözlediğimiz büyük ezgi bu gözyaşlarının ardındadır. (Hermann Lauscher)
  • “…mutluluğun içinde bile bir pürüz vardı.” (Knulp)
  • İnsan yaşamı derin ve kasvetli bir gece gibi geliyor bana. (Gertrud)
  • Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi, kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş insanlardır. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar... (Rosshalde)
  • Sadece şunu biliyorum. Zaman zaman dış bir etki olmadan içimde karanlık bir etki oluşuyor. Dünyayı bir gölge sarıyor. Tıpkı bir bulutun gölgesi gibi. Sevinç yanlış ve müzik bitkin görünüyor. Can sıkıntısı her şeye yayılıyor. Ölmek yaşamaktan çok daha iyi. Bu melankoli, bir saldırı gibi zaman zaman geliyor başıma. Hangi aralıklarla olduğunu bilmiyorum. Gökyüzümü yavaşça kara bulutlar kaplıyor. Kalpte bir huzursuzluk başlıyor. Bunun nedeni bir kuruntunun uyarısı, muhtemelen de gece gördüğüm rüyalar oluyor. (Görkemli Dünya)

Yorum Yaz