Divan - Irvin D. Yalom Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Divan kimin eseri? Divan kitabının yazarı kimdir? Divan konusu ve anafikri nedir? Divan kitabı ne anlatıyor? Divan kitabının yazarı Irvin D. Yalom kimdir? İşte Divan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Irvin D. Yalom
Çevirmen: Özden Arıkan
Orijinal Adı: Lying on the Couch
Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları
İSBN: 9789755391991
Sayfa Sayısı: 444
Divan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Daha önce yayımladığımız Nietzsche Ağladığında kısa sürede kendi hayranlarını yaratarak bir 'kült' romana dönüştü. Bunun gibi yoğun metinlerde pek rastlanmayan bir ilgiyle karşılaşarak büyük övgüler aldı. Aynı yazarın hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir başka romanını sunuyoruz bu kez: Divan. Yine yoğun, şaşırtıcı ve sürükleyici...
Divan Alıntıları - Sözleri
- Bedenin burada -ama sen burada değilsin!’
- Öfkeni içine atmayacaksın. Bir daha asla yapmayacağım bir hata varsa, budur.
- Yaftalar insana kötülük ederler. Bir yaftayı tedavi edemezsin; o yaftanın ardındaki insanı tedavi etmek zorundasın.
- Doğum günleri, hayatımızın geçip gitmekte olduğunu hatırlatan hazin işaretlerdir ve doğum günlerini kutlamaktan amaç da bu hüznü inkâr etmektir.
- "Yanlış seçimler hep böyle yapılır zaten; başka seçimin olmadığına kendini inandırarak."
- Kaşıma gözüme vurulmuş olamaz.
- "Tamamlanmış bir bitiş değildi ki bu."
- Bazen keder bizi öyle durumlara düşürür ki doğruyu yapmakla yanlış yaparız.
- En güçlü ağaçlar en derinlere kök salmak zorundadır, karanlığa, kötülüğe kadar uzanmak zorundadır.
- Acı zamanlarda acı reçeteler yazılır.
- Ne mutlu işini severek yapana.
- "Konuya kişisel olarak çok fazla önem vermekte olduğunu göremiyor musun? Terapide amacın her konuda doğruyu söylemek olduğu nereden çıktı? Amaç, yegane amaç, daima hasta yararına hareket etmektir. Terapistler, yol gösterici yapısal ilkeleri bir yana bırakıp kendi bildiklerini okurlarsa, sonucunu düşünmeden doğaçtan davranırlarsa, doğrucu Davut kesilirlerse ... düşünsene bir terapi kaosa sürüklenir. Hele bir düşün, bir general, savaş başladı başlayacakken bir karış suratla askerlerin arasına dalıp 'Yandık!' diye dövünüyor.
- Kâh dilden dökülür, kâh kalem yazar. En hazin sözler “Keşke” ile başlar.
- ... beni kendi kurallarıma tutsak olmakla suçlardı.
- İnsanların büyümesini istiyorsan, kendi kendilerinin ana-babası olmayı öğrenmelerine yardım et.
Divan İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Irvin Yalom'un, psikoterapinin içinden çıkılmaz, karmaşık konularını yalın bir dille anlattığı bir başka kitabı Divan. Bu sefer sadece hastaların değil psikologların da psikolojisini okutuyor bize. Ayrıca Ernest karakteri üzerinden terapi konusundaki düşüncelerini de öğrenmiş oluyoruz. Derin psikanalizler, incelemeler içeriyor kitap ama üslupsal olarak oldukça edebi. Kitapta 4-5 kişinin birbiriyle zaman zaman bağlantılı olan hayatlarının bir bölümü anlatılmış. Hastaların psikanalizlerinin yanısıra terapistler üzerinden yapılan incelemeler de ilgi çekici. Psikolojiye ilgisi olmayanların ilgisini uyandıracak, bir parça ilgililer için bir solukta okunacak bir kitap olmuş. Genel olarak insanı anlama üzerine. Hepimizin çocukluktan getirdiği acılar, hayatta bazen içine düştüğümüz yalnızlık hissi, sorunlarımız, hayal kırıklıklarımız hatta intikam isteklerimiz gibi birçok duygunun bir arada ve ahenk içinde geçmesi, okuyucuyu çabucak kitabın içine alıyor. Karakterlere kendimizden ya da yakınımızdan aşina oluyoruz bir şekilde. Mesela Ernest Lash karakteri üzerinden insanın iç hesaplaşmaları ve dürüst kalmaya çalışmanın yol açabileceği durumları, Carol üzerinden insana intikamın neler yaptırabileceğini görüyoruz. Dr. Marshall Streider da kibir ve hırsın insana getireceği yalnızlığa ve bu yalnızlığın ortaya çıkarabileceği sorunlara iyi örnek olmuş. Benim favorim kumarbaz Shelly'ydi. Gerçi hem uyanık hem yalancı insanları tehlikeli bulurum ama Shelly'yi sevdim. Genel olarak beğenmeme rağmen yine de Nietzsche Ağladığında romanı kadar etkileyici değildi bana göre biraz havada kalan bölümleri de vardı mesela Justin, Seymour, Belle ne oldu akıbetlerini öğrenmek isterdim. Sonunu okuyucunun hayal gücüne bırakmış anlaşılan. Kitap çok yoğun kıvamlı ve akıcıydı bir an evvel bitirmek istedim ama birkaç zaman sonra terapilerde sorulan soruları ve sorulara verilen cevapları, önerilen yöntemleri kendi üzerimde denemek için bir kez daha ağır ağır okumayı planlıyorum. (Ekin)
Divan.. Merakın zirvesini yaşadığım bir okuma zarfıydı. Bir yandan bitmesin diye yavaş yavaş, sindire sindire okuduğum, bir yandan da sonunu merakla beklediğim, beni ikilemde bırakan ve derinden sarsan bir kitap. Terapi deneyimlerini açıkça ortaya koyan Yalom psikoloji alanı için bir başucu eseri koymuş ortaya. Psikiyatristler insanları en çok tanıyan kişilerdendir algısı çoğumuzun hafızasında yer edinmiştir fakat bir şeyi gözden kaçırıyoruz: Psikiyatristler bir insanın para ödeyerek yalan söyleyeceği düşüncesini kafalarında oturtamadıkları için genellikle söylenenlere inanırlar. Bu da onlar için bazen bir felaketin habercisi olabilir. Bu alanın hem zor ve sabır gerektiren yanlarını hem de bir insanın hayatına dokunmuş, onu daha iyiye yöneltmiş olmanın sevincini etkileyici ve ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Okurken heyecandan nefesinizin kesileceği anlar sizi bekliyor. Teşekkürler Yalom.. (Zeynep Evsen)
Kitabın Yazarı Irvin D. Yalom Kimdir?
Yahudi asıllı Amerikalı psikanalist, psikiyatrist, psikoterapist ve yazar.
Profesör unvanına sahip olan Yalom, Standford Üniversitesi'nden emekliye ayrılmış olup, alanında oldukça zengin bir yapıya sahip, bilimsel kitapların ve romanların sahibidir. Yalom, varoluşçu psikoterapinin en önemli yaşayan temsilcilerinden biridir. Aynı zamanda Uluslararası Sigmund Freud – Psikoterapi 2009 ödülünün de sahibidir.
Washington, DC'de dünyaya gelen Yalom'un Yahudi kökenli ailesi, I. Dünya Savaşı'nın bitmesinden kısa bir süre sonra Polonya sınırlarına yakın bir Rus kasabası olan Celtz'ten ABD'ye göç etmiştir.
ABD'nin en etkili psikanalistlerinden biri olarak kabul edilen Yalom'un, kendine akıl hocası olarak kabul ettiği kişi Jerome D. Frank'dı. Yalom, psikanalistler içinde sürekli olarak kritize edilen psikanalizin geliştirilmesinde öncülük yapmış ve aynı zamanda psikanalizdeki uzun ama etkileyici yeni rehabilitasyon yöntemleriyle insanın psikolojik rahatsızlıklarını yeniden ve daha iyi anlamayı sağlarken, uyguladığı yöntemlere has içeriklerle dolu yazdığı romanlar onun edebiyat dünyasında da yer edinmesine yardımcı olmuştur.
Irvin David Yalom, toplum bilimci ve yazar Marily Yalom ile evlidir. Bu evlilikten dört çocukları olmuştur. Kaliforniya, Palo Alto'da yaşamaktadır. Yazdıklarında kullandığı genel metafor psikanalitiktir ve felsefeyle de iç içedir. Grup terapilerinde uyguladığı varoluşçu yöntem, klasik bir yöntem olsa da Yalom, bunun günümüz psikanalizinde deforme olmasını engelleyen çok daha sonuç alıcı bulgularla devam ettirmiştir.
Irvin D. Yalom Kitapları - Eserleri
- Nietzsche Ağladığında
- Spinoza Problemi
- Divan
- Her Gün Biraz Daha Yakın
- Bağışlanan Terapi
- Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri
- Bugünü Yaşama Arzusu
- Annem ve Hayatın Anlamı
- Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek
- Varoluşçu Psikoterapi
- Depresyon Terapisi
- Günübirlik Hayatlar
- Anksiyete Terapisi
- Okul-Çağı Çocuklarının Terapisi
- Ergen Terapisi
- Okul-Öncesi Çocuklarının Terapisi
- Evlilik Terapisi
- Yeme Bozuklukları Terapisi
- Alkolizm Terapisi
- Cinsel Terapi
- Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği
- Kısa Süreli Grup Terapileri
- Ölüm Korkusunu Yenmek
- Şizofreni Terapisi
- Psikoterapi Seti
- Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Terapisi
- Din ve Psikiyatri
- Bir Psikiyatristin Anıları
- Yalom Seçkisi
- Psixoterapiya Vergisi
- Çocuk Terapisi
- Çift Terapisi
- A Matter of Death and Life
Irvin D. Yalom Alıntıları - Sözleri
- "Bir sürü soru soruyorsun, ama tek bir cevabı var: Kendi başıma yaptım." (Ölüm Korkusunu Yenmek)
- Hepimiz aynı korkuyla, ölümlülük yarasıyla, varoluşun özündeki kurtla karşı karşıyayız. (Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek)
- “Bir şeyin korkutucu, değersiz, arzu edilesi ya da beş para etmez olduğuna karar veren zihindir, dolayısıyla değiştirilmesi gereken şey sadece ve sadece zihindir. ” (Spinoza Problemi)
- Ölmek hayatın bir parçası. Onu kaçırmak, o gerçekleşirken uyumak, hayatın büyük maceralarından birini kaçırmaktır. (Annem ve Hayatın Anlamı)
- Çocukken tanıdığı insanlara benziyorlardı. Basit ama düşünceliydiler. Birbirleriyle mutlu ve huzurluydular. (Spinoza Problemi)
- Öfkeliyim , çünkü buradaki herkesten daha iyiyim ve kimse bunu fark etmiyor. Daha zekiyim, daha hızlıyım, daha iyiyim ve lanet olsun kimse beni takdir etmiyor. (Varoluşçu Psikoterapi)
- Bir daha hiç incinmemenin yolunu bulmuştum; eğer kimsenin benim için önemli olmasına izin vermezsem bir daha asla kayıp yaşamazdım. (Annem ve Hayatın Anlamı)
- Hepimizinki günü birlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onların nesnesi. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın... ______ Marcus Aurelius Düşünceler (Günübirlik Hayatlar)
- .... "Ölüm her zaman bir şok etkisi yaratır." ______ Gözünü açıp kapıyorsun ve bir bakıyorsun ki hayat bitmiş. İşte bu kadar. Saklanacak yer yok. Güvenlik diye bir şey yok. Geçicilik ... yaşam geçici ... Bunu biliyordum zaten ... Herkes bilmez mi? Ama üstüne pek düşünmemiştim. Düşünmek de istememiştim. .... Ölümün kalıcılığını düşünüyorum. Sonsuza kadar ölü olmayı düşünüyorum. Nedense bu düşünce, yani sonsuza kadar ölü olma düşüncesi, bir türlü aklımdan çıkmıyor. (Günübirlik Hayatlar)
- Stresin hem bağışıklık sistemini hem de hormonal dengeyi etkileyerek hastalığa direnci azalttığına dair çok sayıda bulgu vardır. (Varoluşçu Psikoterapi)
- Her insan kendisini diğer insanlardan daha çok sevdiği halde neden kendi fikrine diğer insanlarınkinden daha az önem verir? (Günübirlik Hayatlar)
- "ilk gençlik yıllarında," der Schopenhauer, "önümüzdeki hayat üzerine düşünürken, tiyatro salonundaki yerini perde açılmadan önce almış, oyunun başlamasını sabırsızlıkla bekleyen, heyecanlı çocuklar gibiyizdir. İleride neler olup biteceğini bilmememiz düpedüz bir lütuftur. Şayet olacakları önceden görebilsek, o çocuklar gözümüze mahkum olmuş tutuklular gibi görünürdü; ölüme değil de hayata mahkum olmuş, ama hükümlerinin ne anlama geldiğinden o ana dek tamamen bihaber tutuklular gibi." (Din ve Psikiyatri)
- Din ve kültür bazen insanları o kadar güçlü motive edebilir ki, bu, psikoterapistleri sadece şaşırtabilir. Bizler, olasılığı çok çok küçük hava felaketlerine ilişkin korkuları nedeniyle bizden yardım almaya gelenlerin en azından uçağa binmelerini sağlayacak, bu fobileri yok etme amaçlı yollar geliştirmeye çalışırken, adamlarını kesin bir ölüm için uçaklarına gönderen Kamikaze komutanlarına korkuyla karışık saygı duyarak bakıyoruz. Biz, bazı İslamcı liderlerin canlı bombalarına öldükleri anda cennete gideceklerine dair verdikleri motivasyonu, panik ataktan öleceğini düşünen agorofobikleri bir otobüse bindirmeye çalışırken sağlayamadığımız için de üzgünüz. (Anksiyete Terapisi)
- “Sözünden dönmene ya da kendine olan güvenini yitirmene neden olabilecek hiçbir şeyi avantaj sayma.” ( Marcus Aurelius|Düşünceler) (Günübirlik Hayatlar)
- 10 dakikalık içten gülüş ağrı kesici etki yapar (Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Terapisi)
- Gen çalışmaları doğuştan gelen farklılıkların anksiyete bozuklukları geliştirmedeki etkilerini kanıtlayabilirler, ancak öyle görünüyor ki genler ana nedenler olmaktan çok yatkınlığa neden olan faktörler olarak kalacaklar. (Anksiyete Terapisi)
- Kâh dilden dökülür, kâh kalem yazar. En hazin sözler “Keşke” ile başlar. (Divan)
- Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır. (Nietzsche Ağladığında)
- Dinlemek yaratıcı bir iştir, terapist zihni ölçerken çarpıtır.. (Annem ve Hayatın Anlamı)
- 1.Kendim için yarattığım dünyayı sadece ben değiştirebilirim. 2. Değişmek tehlikeli değildir. 3. Gerçekten istediğim şeye ulaşmak için değişmek zorundayım . 4. Değişebilirim. Bunu yapabilirim. (Yalom Seçkisi)