Denemeler - Montaigne Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Denemeler kimin eseri? Denemeler kitabının yazarı kimdir? Denemeler konusu ve anafikri nedir? Denemeler kitabı ne anlatıyor? Denemeler kitabının yazarı Montaigne kimdir? İşte Denemeler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Montaigne
Çevirmen: Sabahattin Eyüboğlu
Orijinal Adı: Essais
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9789754586985
Sayfa Sayısı: 314
Denemeler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Michel de Montaigne (1533-1592): "Kendini tanı" ve "Ne biliyorum?" gibi temel sorularla yola çıkarak bir insanda insanlığın bütün hallerini yoklayan "deneme" türünün insim babasıdır.
1571'de kitaplarıyla birlikte çiftliğinin kulesine çekilmesiyle başlayan bu yaratıcı süreç, Montaigne'i önce okuduklarıyla ilgili notlar almaya itmiş, aynı notlar zamanla Denemeler'i (1580) oluşturmuş, ve bu kişisel yazılar ilk yayımlanıştan sonra da dallanıp budaklanmayı sürdürmüştür.
Bu kitaptaki Eyüboğlu çevirileri'de, 1940'daki ilk baskısından 1970'deki halini alana dek okurun önüne her defasında yeni parçalar getirerek bir anlamda yapıtla benzeri bir yol izlemiştir.
Denemeler Alıntıları - Sözleri
Denemeler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
2 gündür okuyacak kitabım yok. Bu yüzden kütüphanemin en kıymetlilerinden olan ve sürekli kütüphanemden işmar eden, kaçıncı defa okuduğumu bilmediğim Denemeler kitabına tekrar başladım. Her okurun hayatında anlam yüklediği, içinde kendini bulup, hayatının bir basamağına koyduğu kitaplar vardır. Denemeler kitabı da benim için o kitaplardan biri. Çünkü hayatının en zorlu (Dört çocuğunu da bebekken kaybeden ve böbrek sancıları yüzünden 38 yaşındayken şatosunun duvarları arasına çekildiği ) döneminde büyük acılar içinde yazdığı bir kitapta bu kadar pozitif olan biri örnek insandır. Bu kitabı okurken kendime tahammül etmeyi, kendimi sevmeyi, umutsuz olmamayı ( etkisi sadece kitap bitene kadar sürsede :)) öğreniyorum. Onca sıkıntıya rağmen hayatta tutunacak bir dal olduğuna inanan ve bunu okuyucuya yansıtan nadir isimlerdendir Montaigne. Edebiyata deneme türünü kazandırmış isimlerin başında olan Montaigne, "Les Essais" (Denemeler) adını verdiği bu eserinde insanlığa değil, kendine mesajlar verdiğini, sadece kendini anlattığını, kendi kendisiyle sohbet ettiğini söyler. Hatta kitaba "Kısacası okuyucu, kitabımın özü “benim”.Boş vakitlerini bu sudan ve anlamsız konuya harcaman akıl karı olmaz. Haydi uğurlar olsun. (Sayfa: 26) ” diyerek sadece kendi deneyimlerini anlattığını baştan vurguluyor. En alçak gönüllü hali ve mütevazi bir şekilde amacının insanlığa hitap etmek olmadığını, kendi kendisiyle sohbet ettiğini söylese de alttan alta genele mesajlar verir, yol gösterir. Herkesin içinden kendine bir pay çıkarmasını sağlar. Deneme türünde yazılmış kitapta 107 yazı, makale bulunuyor. Yayımlandığı günden beri en önemli aydınların, yazarların başucu kitabı olan Denemeler, çoğu felsefe, eğitim konularına değinen ve Ortaçağ dogmantizmini yıkan bir aydınlanma kitabıdır. Montaigne kendi çağının çok ötesinde düşüncelere, fikirlere sahip, ileri görüşlü bir düşünür olduğundan dolayı, hümanist kültürün en önemli kaynaklarından biri sayılan bu kitap 16. yy' dan bu tarihe kadar hala geçerliliğini ve bir başucu referans kitabı olma özelliğini koruyor. Montaigne, Denemeler kitabına hayatının en zorlu zamanlarını geçirdiği dönemde başlayıp, ölene kadar yazmaya devam etmiştir. Kitaba sürekli olarak yeni yazılar eklemiş ve 3 farklı basıma sebep olmuştur bu da. Tek kitabı olan ve tüm hayatını bu kitabı yazmaya adayan Montaigne " Ben kitabımı yaptığım kadar da kitabım beni yaptı " der. Montaigne, kendini kendisini tanımaya adamıştır. Hayat felsefesi "Kendini Tanı" olan düşünür, dünyada belki de bunu en iyi başarmış insandır. Oturup inatla, sabırla kendini, her halini gözlem altına almıştır. Uykusunda bile kendini rüya görürken ne halde olduğu konusunda merak etmiştir. Bu yüzden kendi kendini uyur ve rüya görür halde yakalayıvermek için uşaklarına gece onu aniden uyandırmalarını tembih edermiş. Montaigne göre her insan kendisi için bir derstir, sınavdır. Yeterki onu görebilmeyi, anlamayı öğrensin. " Benim yaptığım şey, bildiklerimi söylemek değil" diyor Montaigne " Kendimi öğrenmek. Başkasına değil, kendime ders veriyorum. " Buna benzer aforizma da diyebileceğimiz çok anlamlı sözlere kaynaklık ediyor, bu kapsamlı eser. Herkese hitap edecek ve sıkılmadan okunacak bir kitap... (Elif Kimya S.)
Dünya edebiyatına deneme türünü kazandıran Fransız Yazar Montaigne’nin “Denemeler” eserini incelemeye nereden başlayacağımı bilemiyorum. Çok uzun zamandır okumayı istediğim kitapla 21 yaşımda tanıştım ve “geç olsun güç olmasın” atasözüne dayanaraktan kendimi tatmin ettim. Bir an önce kitabın içeriğine gelmek istiyorum fakat kitabı dolu dolu da okusam kapağını kapatır kapatmaz tekrar açıp okumak geldi içimden. Kitap, Sabahattin Eyüboğlu’nun 4 önsözünden başlayarak Montaigne’nin hayatına değiniyor ardından ise “Montaigne Üzerine Düşünceler” başlığı altında çeşitli yazar, düşünür, oyuncu vs kişilerin yorumları yer alıyor. Denemelere geçmeden son bir adım kalıyor ki bu da Montaigne’nin okurlarına seslendiği bir kısım. Bu kitabı bize hizmet etmek veya kendisine ün sağlamak için yazmadığını dile getiriyor. Ki bence bunu her ne kadar tevazu bir görüş olsa da mutlaka insanlara ve özellikle insanlığımıza alttan alta mistik mesajlar veriyor. Kendi kendisiyle konuşur gibi farklı başlıklar altında yazılarını ele alırken de bunu çok samimi bir şekilde hissedebilirsiniz. Kitabı okurken baştan sona bir günlük havası verdi bana. Ki denemelerin kıymetli yanı da budur aslında, samimi, akıcı yol gösteren, deneyim tahrirleri… Ne söylesem, ne yazsam eksik olacak. Eser 16. yüzyılda ele alınmasına rağmen günümüz yaşantısından çok ayrı bir hava verdiği söylenemez. Mutlaka tekrar tekrar okunması gereken kitaplar arasında olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Hepsi birbirinden kıymetli olan 107 deneme… Doya doya okumamdan kaynaklı mı yoksa Montaigne’nin asıl hedefinin okurlar değil de kendisi olmasından mı kaynaklı bilemiyorum fakat altını çizdiğim birçok cümle henüz ilk okumamda aklıma yer etti. Kitap baştan aşağı antibiyotik etkisinde aslında fakat benim en çok beğendiğim ve benimsediğim bir sayfayı buraya kalıcı olması niteliğinde aktarmak istiyorum. (Sayfa 308) Günahlarımızı ortaya dökmek, ayıp olsa bile bunun örnek olup herkese uygulanması tehlikesi pek yoktur. Aristoteles der ki, “İnsanların en çok korktukları rüzgarlar, saklı yerlerini açan rüzgarlardır.” Alışkanlıklarımızı saklayan o saçma örtüleri sıyırıp atmak gerekir aslında. Niceleri vicdanları kerhaneye gönderip davranışlarını kurallara uyduruyorlar. Hainler, katiller bile nezaket kurallarını benimsiyor, ödevlerini bundan ibaret sayıyorlar. O kadar ki, haksızlığın kibarlıktan yana, kötülüğün edepten yana bir eksiği olmayabilir. Ne yazık ki kötü insan budala da olmayıp kötülüğünü edep altında saklamasını beceriyor. Keyifli okumalar… (Zehra)
Denemeler - MONTAIGNE: "Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgârdan hayır gelmez." (s. 296) En sevdiğim alıntı ile başlamak istedim incelememe. Uzun uzadıya anlatması zor olan şeyleri öylesine etkili anlatmış ki... Ve siz değerli okurlara da büyük bir teşekkürü borç biliyorum, eserle tanışmama, okumama vesile olduğunuz için. Eser 1940-1970 yılları arasında yazılmış dört farklı önsöz ile başlıyor. Bu önsözleri kronolojik olarak Montaigne'in hayatı takip ediyor ve akabinde yazar üzerine farklı kişilerin düşünceleri geliyor. Montaigne düşüncelerine "Bu kitabın özü benim." diyerek başlıyor. Eser farklı konularda birçok denemeden oluşuyor. Denemenin tanımına baktığımız zaman "İnsanların duygu ve düşüncelerini kanıtlama ihtiyacı gütmeksizin paylaşması" yer alıyor. Bunu bilerek esere başlarsak katılmadığımız yerler karşımıza çıkınca yadırgamayız. Hatta Malebranche eser için; Montaigne'nin fikirleri yanlış ama güzel, diyor. Gerçekten de katılsak da katılmasak da yaşam, ölüm, yalnızlık, bilim, vicdan, aşk, dostluk, mutluluk, cinsellik, ruh, beden, korku, dil, kitap, yargılar... Daha nice konuda düşüncelerini hayranlıkla okuyoruz. Sizinle sohbet edercesine bir üslubu var. Hayatı boyunca yazdığı tek eser ama birçok esere bedel, özünde büyük zenginlik barındıran bir eser. "Kimi insanla kimi insan arasındaki uzaklık, kimi insanla kimi hayvan arasındaki uzaklıktan çok daha büyüktür." (s. 242) Bir insan ömrüne nasıl tecrübeler sığdırmış ki bu kadar farklı konuda böylesi düşünceler edinmiş diyorsunuz. Yazıldığı dönemi de düşünürsek düşünce olarak çağından çok daha geniş bir zamana hitap ettiğini ifade edebiliriz. İnsanın tabiatını anlamakta ve anlatmakta oldukça başarılı buldum. İnsanı hayatını sorgulamaya iten, okudukça düşündüren, başucu kitabı olabilecek nitelikte bir yapıt. "Tabiat bizi özgür ve bağımsız yaratmış, bizse tutup kendimizi birtakım çemberler içine hapsediyoruz." (s. 225) Bir çırpıda okuyabilir ya da zamana yayabilir, onu bir dost bir sırdaş olarak görebilirsiniz. İkincisini tavsiye ederim. Hepsini bir arada sindirmek o kadar kolay değil zira. Söylemeden geçemeyeceğim, Hasan Ali Yücel Klasikleri Dizisi, şu ana kadar okuduğum her kitabın hakkını vermeyi başarmış. Okumak isterseniz tercih edebilirsiniz. (Mikail Balcı)
Kitabın Yazarı Montaigne Kimdir?
16. yüzyıl Fransız deneme yazarı.
Montaigne 28 Şubat 1533'te Bordeaux'da doğdu. Ailesi onun iyi bir eğitim almasını sağladı. Eğitim süresince Yunan ve Latin edebiyatını öğrendi. Bir süre bulunduğu yörede Belediye Başkanlığı görevini üstlendi. Ailesinden kalan geniş bir malikanede günlerini kitaplarıyla ve yazılarıyla geçirdi. Bu çalışmaların sonucu olarak ünlü Denemeler adlı kitabı oluştu. Montaigne, Denemelerinde başta insan sevgisi olmak üzere iyimserlik, dayanışma, özgürlük ve okuma alışkanlığı üzerine çok özgün yazılar kaleme aldı. Bu yazıları herkesin anlayabileceği sade bir anlatımla okura ulaştırdı.
Montaigne Kitapları - Eserleri
- Denemeler
- Yol Günlüğü
- Mutluluk ve Yaşama Sanatı
- Monteigne'den Bilgelik Sözleri
- Yavaşladıkça Çoğalıyorum
- Yazmak
- Uğultulu Tepeler - Denemeler
- Filozoflar Tanrılar ve İnsanlar
- Denemeler - III.Cilt
- Denemeler Cilt 2
- Denemeler Cilt 4
- İnsan
Montaigne Alıntıları - Sözleri
- Catherine: "Benimle dost olacak mısın?" diye bir daha sordu. Hareton: "Hayır, sen ömrün boyunca benden utanırsın sonra. Beni daha iyi tanıdıkça utancın artar. Ben de buna gelemem işte." dedi. Catherine tatlı tatlı gülümseyerek onun yanına sokuldu: "Demek benimle dost olmayacaksın öyle mi?" Ondan sonrasını duymadım. Yalnız, başımı çevirip bakınca, kabul edilmiş olan kitabın üzerine eğilmiş öylesine pırıl pırıl, hayat dolu iki yüz gördüm ki... (Uğultulu Tepeler - Denemeler)
- “Bu andaç özelliği, metnin niteliğini büyük ölçüde etkilemiştir. Bunlar gerçekten ham notlar biçimindedir. Dolasıyla okur, bu kitabın özellikle ilk sayfalarında bir hayal kırıklığı yaşayabilir. Dil özensiz, ifade bazen şaşırtıcı, içerik de sudan ve değersiz bulunabilir. Sabırlı olmalı, vazgeçmemeli. Yolculuk ilerledikçe metnin içeriğinin çekiciliği ve önemi belirginlik kazanacaktır.” (Yol Günlüğü)
- Okunacak bir sürü iyi kitap var, oturun da okuyun biraz. Oturun şuraya da ruhunuzu kurtarın! (Uğultulu Tepeler - Denemeler)
- Yalana aracı olmak zorunda kalsam bile bunu temiz bir vicdanla yapmaya çalışırım. Başkasına ihanet etmeyi göze alacak kadar birine sadık görünmek istemem. (Yavaşladıkça Çoğalıyorum)
- "Yazmak mı konuşmak mı evvela derseniz; yazmak derim. Yazı muhatabını seçer. Konuşmak için ise dinleyici kulak gerek. Bunu bulmak da zordur." (Yazmak)
- Öldürülenler öldürenlerinin peşini bırakmazlar. (Uğultulu Tepeler - Denemeler)
- En önemsiz ve en anlamsız sıkıntılar en fazla can yakan sıkıntılardır ve aynen küçük harflerin gözleri daha fazla yorması gibi, küçük meseleler de bizi daha fazla tedirgin eder. (Denemeler Cilt 4)
- Elimden geldiği kadar değil, cesaret edebildiğim kadar söylerim gerçekleri. Cesaretim ise ben yaşlandıkça büyür. (Yavaşladıkça Çoğalıyorum)
- "Kral da dilenci de aynı iştahla acıkırlar..." (Monteigne'den Bilgelik Sözleri)
- “Ben kendi katilimi seviyorum ; ama seninkini onu nasıl sevebilirim!” (Uğultulu Tepeler - Denemeler)
- Son saatine geldiğine inanmış olarak ölen pek az kişi vardır; umudun bizi en fazla aldattığı yer burasıdır. Bu hayal hiç durmadan kulağımıza, "Başkaları çok daha fazla hasta oldu, ölmedi; durum düşünüldüğü kadar umutsuz değil. En kötü olasılıkla, Tanrı nice mucizeler yarattı" diye fısıldar. En büyük değeri verdiğimiz şey budur. Bize tüm evren yok olmamızdan acı duyuyormuş, içinde bulunduğumuz duruma üzülüyormuş gibi gelir. (Denemeler - III.Cilt)
- "Kendine rağmen bir insanı kurtarmak, onu öldürmektir." (Horatius, Şiir sanatı, 467) (Denemeler - III.Cilt)
- İyi bir yüreğin olursa, kapkara bir zenci de olsan, yüzün yine sevimli olur... (Uğultulu Tepeler - Denemeler)
- Dün saygınlığı olan bir şeyin yarın ne olacağı belirsiz. (Denemeler Cilt 2)
- "Sorarım ona, ölmek korkusundan ölmek çılgınlık değil mi?" (Denemeler Cilt 2)
- Dunya'nin en büyük cezaevi,cahil insanın kafasının içidir. (Monteigne'den Bilgelik Sözleri)
- İnsan her yerde aynı insandır; bir insanın özünde asalet yoksa, kâinatın tacını bile taksa yine çıplak kalır. (Yavaşladıkça Çoğalıyorum)
- Ölümün bizi nerede bulacağı belli değil, en iyisi biz onu her yerde bekleyelim. (Yavaşladıkça Çoğalıyorum)
- Halkın öfkesi, taptıkları tanrının tek gerçek tanrı olduğuna inanan komşuların kinlerinden kaynaklanır. (İnsan)
- Ne yürekli şu umut denen şey, ölümlü bir varlığa hayal edebildiği her şeyi yapabileceğini düşündürtüyor bir anda. (Yavaşladıkça Çoğalıyorum)
Editör: Nasrettin Güneş