diorex
sampiyon

Deli Kadın Hikayeleri - Mine Söğüt Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Deli Kadın Hikayeleri kimin eseri? Deli Kadın Hikayeleri kitabının yazarı kimdir? Deli Kadın Hikayeleri konusu ve anafikri nedir? Deli Kadın Hikayeleri kitabı ne anlatıyor? Deli Kadın Hikayeleri PDF indirme linki var mı? Deli Kadın Hikayeleri kitabının yazarı Mine Söğüt kimdir? İşte Deli Kadın Hikayeleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 30.06.2022 09:00
Deli Kadın Hikayeleri - Mine Söğüt Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mine Söğüt

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750821073

Sayfa Sayısı: 176

Deli Kadın Hikayeleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

" Girdiği kabın şeklini alan su, geçtiği yolların rengini de çalarmış…"

Mine Söğüt'ten Unutulmayacak Delilik Hikâyeleri

Beş Sevim Apartmanı - Rüya Tabirli Cinperi Yalanları, Kırmızı Zaman, Şahbaz'ın Harikulâde Yılı 1979, Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey gibi romanları ve çeşitli biyografi, monografi, söyleşi kitaplarıyla okurların yakından tanıdığı Mine Söğüt bu defa hikâyeleriyle karşımızda.

"…kendini öldürme fikrini bu kadar çok seven biri kendini de çok seviyor demektir... kendini ve deliliğini" diyen yazar, Deli Kadın Hikâyeleri kitabında, aklın kıyısında gezinen, kadınlıklarını bir lanet gibi sırtlarında taşıyan, hepsi "kaybetmeye" yazgılı, içe işleyen yalnızlıklarıyla kalp burkan hayatları, varoluş kâbuslarını anlatıyor. Kitapta ayrıca, Bahadır Baruter'in bu hikâyelerin izlenimleriyle yaptığı on resmi de yer alıyor. 

Kalemini zehire, kana, cinnete, ölüme ve hayata aynı lezzetle batıran Mine Söğüt'ten unutulmayacak yirmi bir delilik hikâyesi...

Deli Kadın Hikayeleri Alıntıları - Sözleri

  • Size bir sır vereyim. Hep aynı kadın ölecek. Hep aynı kadın doğuracak. Hep aynı kadın kaçacak. Her şey birdir. Her şey birdir. Her şey birdir. O kadın ... o aynı kadın ... külliyen delidir.
  • "Deliliğin cazibesi ne kadar tehlikelidir bilemezsiniz.."
  • "Ne korkunç değil mi? Bu şehir öyle bir şehir ki,küçük bir kız üzülür, üzüldüğü anlaşılmaz.Kuşlar cehennem çığlıklarıyla ötüşür, duyan olmaz. Bir ağaç acıkır, kimse...hiç kimse umursamaz."
  • Sakın bana ismimi sormayın Sakın gözlerimin tam içine bakmayın Yanımdan geçerken bana dokunmayın. Varsayın ki burada değil, oradayım. Oraya siz gelemezsiniz. Köprüleri yıktılar, gemileri yaktılar, yollar kayboldu. Ben başkayım. Ben uçurumlar kadar tehlikeli Dereler kadar tekinsiz Rüzgarlar kadar esriğim.
  • “Benden ne istediğinizi öğrenemedim, beni sevip sevmediğinizi hiç bilemedim”
  • Aşkı hikaye yapan imkânsızlıktır değil mi anneanne?
  • Siz bilmezsiniz ama kızlar babalarını çok severler. Her haliyle severler.
  • "Evin dilini de anlıyormuşsunuz?" "Evet?" "Mesela pencereler ... şu an bir şey diyorlar mı?" "Onu hatırlamıyorlar bile ... " "Öyle mi? Neden? Yaşarken hiç dışarı bakmadığı için mi?" "Hayır, ölürken bile sırtını onlara döndüğü için."
  • "Unutmak istiyorum... Sadece unutmak."
  • “Sahi insan ölünce içindeki şarkılara ne oluyor sen bilirsin. Ölüden avucuna hiç şarkı döküldü mü daha önce? Benim döküldü. Küçük oğlum öldüğünde, avuç avuç ninni döküldü avucuma.”
  • Siz bilmezsiniz ama kızlar babalarını çok severler. Her halleriyle severler.

Deli Kadın Hikayeleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Delilik Asaletten Gelir Herkese Nasip Olmaz:): Yazdıklarımı okuduktan sonra beni takip etmeyi bırakacak, tedavi olmamı önerecek ve engelleyecek okurlar olacaktır mümkün müdür? Evet hem de çok mümkün :) Deliliğin aşamaları, rütbeleri dönem dönem değişen ünvanları vardır. İnanmıyor musunuz? Benim yaşadığım yıllarda karşılaştığım olaylara verdiğim tepkileri anlattığım zaman farklı yıllarda farklı ünvanlara uygun görülerek deliliğin atladığım kademelerini bir dinleyin belki de hak verirsiniz:)) Ortaokulda türkçe dersinde öğretmen en büyük hayalinizi kompozisyon olarak yazın ödevi verdiğinde; en büyük hayalimin bir aşiret reisinin ilk karısı olmak istediğimi yazınca ‘’ evladım sen deli misin böyle hayal mi olur’’ eleştirisi ile ilk delilik ünvanımı elde ettim ettim de öğretmenim hayalimin asıl amacının belki bu tür bir evlilik yaparsam evlendiğim adamın benden sonra ikinci, üçüncü hatta sıralamaları artacak evlilik yapmasına engel olmak için olduğunu sorma gereği bile duymadı. Güzide bir kentimizin gözde bir şubesinde meslekte ilk haftam. Yine çok revaçta olan bir üniversite kantininde gençlerin pullama, afişleme yapacakları ihbarının gelmesi üzerine çok çok gizli görevli olarak gençlerin kimlik tespitlerinin yapılabilmesi için kantinde yerimi aldım. Ellerinde afişlerle gelen öğrenciler, duvarlara afişleri yapıştırmak için benden yardım istediklerinde yardım ettiğim için görev bitimi amirimce ‘’ kızım sen deli misin, ne demek ben tuttum onlar yapıştırdı afişleri’’ fırçasının ardından öğrencilik sonrası mesleki delilik aşamama ulaştım. Tabii ki amirime ‘’ ya geçin bunları, tabii ki çocuklar YÖK ü de eleştirecek, okul yönetimini de . Hatta o kadar gizledim ki kendimi polis olduğumu kimse anlamadı ‘’ diyemezdim diyemedim :))) En afilli ünvanım bir türlü unutulmayan kademem ise (beni takibi bırakmanıza vesile olacak olan) ; evlendiğim adam, genç bir hatun ile fingirdeşiyor gerçi bir çok incelememde bu durumdan bahsettim sürekli tekrarı oluyor affola efendim. Adam hem fingirdeyeyim hem de evlilik bitmesin çabasında. Hatta birkaç kez Allah’ım çocukken en büyük hayalimi kabul mü ettin , adam aşiret reisi de değil ama diye kendimi tiye aldığım anlarım çok oldu. Nerede kalmıştım evet bir türlü boşanmaya yanaşmıyor, annesi yani o zaman ki kayınvalidem oluyor o da arabuluculuk yapmak için bizimle. Bir akşam tekrar sordum, ‘’ boşanma protokolünü imzalıyor musun anlaşmalı boşanmak için ‘’ dediğimde pis pis sırıtınca çektim silahı bomm !!! . Gerçi anlık bir refleksle yaralanmadan kurtuldu. Kendine gelince üstünü başını yokladı ki vuruldum da sıcağı ile anlamıyor muyum diye. Annesi hemen başladı oğluna yalvarmaya ‘’ oğlum ne olur boşan bu gelin deli deli’’ diye. Sonrasında geçirdiğim soruşturmalarda her ne kadar silahı temizlerken kazara patladı şeklinde ifade vermem istenilse de serde mertlik var dedim, teklif edilen ifadeleri reddettim ve olanı biteni anlattım. Sıktım hedef şaştı ama adam can korkusundan boşanmaya yanaştı. Boşanma bitti, ister istemez çevre de değişiyor dostluklar da. Evli olduğum dönemlerde ailece evime gelen meslektaşım başladı olur olmaz zamanlarda ‘’ sıkılırsan ara, gezmek istersen ara, bir çay içelim’’ telefonuma mesaj atmaya. Bunlar sadece burada yazabildiklerim . Cevap vermiyorum , görmezden geliyorum engelliyorum yok abicim adam manyak vazgeçmiyor. Dulsun artık eee potansiyel eğlence. Baktım olmuyor karısını çağırdım evime kahve içmeye asıl sebep muhabbet değil şikayet. ‘’ Bak dedim canım senin kocan haftalardır beni mesajla taciz ediyor, denk geliyoruz taciz ediyor, görevdeyiz taciz ediyor. Hatta mesajlarını silmedim bana yardım et lütfen bu iş mahkeme boyutuna varmadan’’ Kadın bin bir öfke ile ‘’deli misin nesin kadın kocam ben dururken seni ne yapsın adam yardım etmek istemiş sen kendini nimetten saymışsın’’ dedi ve yeni bir ünvan da ekledi deliliğime. O kadar zavallı idi ki kocası müdür ya müdür karısı olmadan yaşamaktansa, onursuz yaşarım daha iyi zihniyetinde olunca bu yaşadıklarım bir gün senin de başına gelir demedim demek istemedim. En son çalıştığım kadroda popüler bir parti meclis üyesinin bilmem neresinin kılı ağarmış , verilen kariyerinin haksız elde edilişi ile halen çapkınlık peşinde ; iş yerinde evraklarını tamamlarken asılması üzerine attığım tokat ile birkaç yer değiştirmeme sebep olan deliliğim oldu. Herkes bana yaptığım hareketin deliliğimden kaynaklandığını, adama hiç cevap vermememi duymazdan gelmemin çok daha akıllıca bir hareket olacağını söyledi de bir Allah’ın kulu ‘’yahu ellerine sağlık iyi yapmışsın ‘’ diyemedi. Sizce ben deli miyim, delirmiş miyim? İçimde yaşayan onlarca kadın hepsi de mi deli? Çocuk Ferah, memur Ferah, aldatılan Ferah, taciz edilen Ferah azıcık da olsa akıllı değil mi? Deli kadınları sevin dizeleri vardır bir çok şaire ait. Sevmeyin arkadaşım deli kadınları sevmeyin. Onlar ayak ve gönül bağı olan akıldan kurtulmuşken bir de siz yük olmak için uğraşmayın. Bırakın , onlar salya sümük ağlayan , iki cilve bir naz erkekleri kendilerine bağlayan , akıllı olduklarına inanan kadınlardan olmasınlar. Gerçeği görmemek değildir delilik. Gerçek şu ki gerçek, gerçekten çok acıtıyor...Bazı "an"lar var..ne unutmak mümkün ne hatırlamak kıymetli. Allah bu şekilde olaylara maruz kalan, sesini duyurmaktan korkan , tüm delirenlerin yardımcısı oldun.. Yaşasın , deliren , deliliğin farkında olan tüm kadınlar. Keyifli okumalar. (Ferah)

Bir deli kuvveti lazım bize..: Deli kadın hikayeleri. Delirtilmiş kadınların hikayeleri mi demeli? Keşkelerden kızkardeş, vahşetten abileri olanlar mı? Anneleri yuvarlakken, babaları kare olanlar, köşelere çarpa çarpa delirenler mi? Ya da demesek mi bir şey, az deyip çok mu dinlesek bu sefer? Çocuklarını yitiren anneler, tacize maruz kalan çocuklar, şiddet gören, öldürülen kadınlar konuşuyor çünkü. Sesini en azından bir öykünün içinden duyurabilenler.. Herbiri kalbinizi eline alıp burup bırakan, göğsünüzü sıkıştıran, içinizi öfkeyle kabartan kara, kapkara sayfalar..Bahadır Baruter’in yaratıcı çizimleri birer pencere açmışsa da, içerdeki ölüm kokusunu dağıtmak şu yana dursun, sanki güçlendirmiş gibi. Ürkütücü, kırılmış, parçalanmış kadın yüzleri bakıyor o pencerelerden. Hergün bir kadının öldürüldüğü, taciz edildiği bir memlekette, çok mu lazım yüreğimizi bir de bu sayfalarla karartmaya diyebilirsiniz. Kuşkusuz gerekmez. Ama bir de delirmiş, aklını kenara koymuş, bir bakıma özgürleşmiş kadınların ağzından onların öykülerini dinleyin derim. Kimbilir, belki de aklımızın başındalığından oluyor ne oluyorsa. Hep birlikte delirmediğimiz için oluyor belki. Belki tüm bu kıstırılmışlığı, zulmü, baskıyı, az ya da çok zincirlerimizi kırmak için, bir deli kuvveti lazımdır bize. Kitaba edebi olarak bir değerlendirme yapmak çok zor. Dil delilerin dili, üslup delilerin üslubu. Mine Söğüt hiç araya girmemiş, kesmemiş sözlerini. Sanki 21 kadının herbiri çok yakınıymış da, hiçbiri tanıdığı değilmiş gibi yazmış. Hayranlık veren bir zekayla kurgulanmış öyküler..İyi ki, geç de olsa tanıştık yazar/mine-sogut . (Emel Keleş)

Deli Kadın Hikayeleri PDF indirme linki var mı?

Mine Söğüt - Deli Kadın Hikayeleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Deli Kadın Hikayeleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mine Söğüt Kimdir?

Babası bir deniz subayı olan Mine Söğüt, ortaöğrenimini Kadıköy Kız Lisesi'inde tamamladığı 1985 yılında babasını kaybetti. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı bölümünde girdi.

Gazeteciliğe 1990 yılında Güneş Gazetesi'nde başladı, İnsan Hakları Servisi'nde muhabirlik yaptı. Güneş Gazetesi'nin kapanmasından sonra Tempo Dergisi ve Yeni Yüzyıl gazetesinde çalıştı.

1993 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği yarışmada, Haber dalında mansiyon aldı. 1996-2000 yılları arasında Haberci adlı televizyon belgeselinin metin yazarlığını yaptı. 1999-2001 yıllarında Öküz dergisinde yazdığı yazılarla tanındı. Profesyonel gazeteciliği bırakan Söğüt, 2001-2005 yılları arasında Cihangir Postası adlı yerel bir gazetenin gönüllü editörlüğünü yaptı.

Mine Söğüt'ün ilk kitabı, Adalet Cimcoz: Bir Yaşam Öyküsü Denemesi isimli biyografidir. İlk romanı Beş Sevim Apartmanı / Rüya Tabirli Cin Peri Yalanları'ndan sonra Kırmızı Zaman adlı ikinci romanı ve Doğan Kardeş adlı kitabı yayımlandı. 2006 yılında Pınar Kür'le yaptığı "Aşkın Sonu Cinayettir" adlı söyleşi kitabı Everest yayınlarından çıktı. 2007 yılında üçüncü romanı "Şahbaz'ın Harikulade Yılı 1979" yayınlandı.

Karikatürist yazar/bahadir-baruter ile evlidir.

Mine Söğüt Kitapları - Eserleri

  • Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey
  • Dolapdere - Kürt Kediler Çingene Kelebekler
  • Şahbaz'ın Harikulâde Yılı 1979
  • Beş Sevim Apartmanı
  • Deli Kadın Hikayeleri
  • Kırmızı Zaman
  • Adalet Cimcoz - Bir Yaşamöyküsü Denemesi
  • Milyonluk Manzara
  • Aşkın Sonu Cinayettir
  • Darbeli Kalemler
  • Bütün Yönleriyle Özal ve Dönemi
  • Gergedan
  • Sevgili Doğan Kardeş
  • Alayına İsyan

Mine Söğüt Alıntıları - Sözleri

  • Kadınların evlendikten sonra soyadlarının değişmesi ve hayatlarına bambaşka bir insan olarak, yepyeni bir kimlikle devam etmeleri insanı nasılda çıkmaza sokuyor. (Adalet Cimcoz - Bir Yaşamöyküsü Denemesi)
  • Gerçek, yolu gösteren en iyi ışıktır. Sadece gerçeği bilerek evrendeki tüm soruların cevabını bulabilirsin. Ama evren kurnazdır. Gerçeği hep saklar. Yaşam denilen şey gerçeğin peşinde alınan yoldur. Kimi zaman bir arpa boyu da olsa , insan gerçeğe baktığında hep ilerler. (Şahbaz'ın Harikulâde Yılı 1979)
  • Kimin öyküsüne mercek tutsanız, hangi hayatın peşine düşseniz mutlak bir acı üzerine inşa edildiğini görürsünüz. Üstelik sadece bu mahallede değil, her yerde. (Dolapdere - Kürt Kediler Çingene Kelebekler)
  • Tanrı dünyayı altı günde yarattı. Yedinci gün utandı. (Gergedan)
  • “Sahi insan ölünce içindeki şarkılara ne oluyor sen bilirsin. Ölüden avucuna hiç şarkı döküldü mü daha önce? Benim döküldü. Küçük oğlum öldüğünde, avuç avuç ninni döküldü avucuma.” (Deli Kadın Hikayeleri)
  • "Cesaret insanın hayatta kalmasını sağlayan kadim genlerden biridir." (Kırmızı Zaman)
  • Kadınını altına alıp ezen erkek, halkını altına alıp ezen devletin yapıtaşıdır. (Alayına İsyan)
  • Bu silah satışları üzerinden devletler ve şirketler hem açık hem de gizli politik anlaşmalar yaparlar. Legal olarak üretilen silahların bir kısmı o yüzden yeraltına kayar. Tüm devletler silah kaçakçılığına kör ve sağırdırlar. Yeraltında dönen illegal ekonomi aynı zamanda yeryüzünü de besler. Cumhurbaşkanları, başkanlar, krallar, kraliçeler ve diktatörler bu ekonomilerden semirirler. Dağa çıkanlar ve kışlaya girenler ellerindeki silahın kimi öldüreceğiyle aslen ilgilenmezler. Gözlerini kapar ve vatan için ve direniş için ve bayrak için ve kurtuluş için ve toprak için... tetiği çekerler. (Alayına İsyan)
  • Belki mucizelere inanmak hasta ruhların en iyi ilacıdır ama mucizelere kanmak kimi zaman ölümcül bir hastalıktır. (Beş Sevim Apartmanı)
  • Benim başım artık kendimle dertte... (Beş Sevim Apartmanı)
  • "Hayat tuhaflıklarla doludur ve katlanılabilir olmasını bu tuhaflıklara borçludur." (Kırmızı Zaman)
  • Korkunun gölgesinde akıl fakir kalır. (Beş Sevim Apartmanı)
  • Artık kimin kim olduğunu öğrenmek istemiyorum. Oysa bu mahallede herkesin hikayesi kimliğiyle başlıyor. Kaderler burada kimliklere göre paylaştırılmış. (Dolapdere - Kürt Kediler Çingene Kelebekler)
  • “Benden ne istediğinizi öğrenemedim, beni sevip sevmediğinizi hiç bilemedim” (Deli Kadın Hikayeleri)
  • İlerki yıllarda yaptığım analizler sonucu anladım ki, aşk benim için her zaman mutluluktan çok, mutsuzluğu içermiş. En mutlu olduğumu sandığım anlarda bile hep mutsuzluğu beklemişim. Son diye bir şeyi aklıma getirmediğim zaman bile bilinçaltımda bir yerde hazırlanıyormuşum sona. Bitmeyen aşk yok yani. (Aşkın Sonu Cinayettir)
  • "Evin dilini de anlıyormuşsunuz?" "Evet?" "Mesela pencereler ... şu an bir şey diyorlar mı?" "Onu hatırlamıyorlar bile ... " "Öyle mi? Neden? Yaşarken hiç dışarı bakmadığı için mi?" "Hayır, ölürken bile sırtını onlara döndüğü için." (Deli Kadın Hikayeleri)
  • "Deliliğin cazibesi ne kadar tehlikelidir bilemezsiniz.." (Deli Kadın Hikayeleri)
  • "Kadınların en büyük zaafı, kendilerine yakıştırılan genel ahlakın gerçekten kendilerine yakıştığına kanmalarıdır." (Alayına İsyan)
  • Sakın bana ismimi sormayın Sakın gözlerimin tam içine bakmayın Yanımdan geçerken bana dokunmayın. Varsayın ki burada değil, oradayım. Oraya siz gelemezsiniz. Köprüleri yıktılar, gemileri yaktılar, yollar kayboldu. Ben başkayım. Ben uçurumlar kadar tehlikeli Dereler kadar tekinsiz Rüzgarlar kadar esriğim. (Deli Kadın Hikayeleri)
  • “İstemek başarıyı baştan çıkarır.” (Beş Sevim Apartmanı)

Yorum Yaz