dedas
Turkcella

Decameron - Giovanni Boccaccio Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Decameron kimin eseri? Decameron kitabının yazarı kimdir? Decameron konusu ve anafikri nedir? Decameron kitabı ne anlatıyor? Decameron PDF indirme linki var mı? Decameron kitabının yazarı Giovanni Boccaccio kimdir? İşte Decameron kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 16.04.2022 00:00
Decameron - Giovanni Boccaccio Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Giovanni Boccaccio

Çevirmen: Nevin Yeni

Editör: Elif Yeşilkaya

Tasarımcı: Adnan Elmasoğlu

Tasarımcı: Zuhal Turan

Orijinal Adı: Il Decamerone

Yayın Evi: Alfa Yayınları

İSBN: 9786050381146

Sayfa Sayısı: 824

Decameron Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

1348 yazında Avrupa’yı toplu ölümlerle sarsan veba salgınından kaçmaya çalışan yedi genç kadın ve üç genç erkekten oluşan bir grup, şehri terk edip Floransa’nın kırsalına sığınmak için yola çıkar. Birbirlerini eğlendirmek ve yolculuğa devam edebilmek için on gün boyunca her biri aşk hikâyelerinden kahramanlık maceralarına uzanan onar öykü anlatacaktır. Toplamda anlatılan bu yüz öykü, ortaçağın karmaşık ve zengin gündelik hayatını ortaya koyan bir derleme görevi görür. Decameron, Princeton Üniversitesinden Leonard Barkan’ın da dediği gibi “tüm zamanların en iyi öykü antolojisi”dir. Dünya edebiyatının ilk hikâyecisi ve İtalyan edebiyatında düzyazının babası olarak kabul edilen Boccaccio’nun başyapıtı Decameron güçlü bir düzyazı.

”Decameron’u okuduğumda 16 yaşındaydım ve 10 hikâyecinin çoğunun kadın olması beni çok memnun etmişti… Modern hikâye anlatıcılığının babası olarak bilinen bu yazar yedi şahane kadın anlatıcı takdim ediyordu. Demek ki umut edilecek şeyler vardı.”

Elena Ferrante

”Avrupa hikâye anlatıcılığının ilk büyük başyapıtı.”

Hermann Hesse

Decameron Alıntıları - Sözleri

  • Üstünden uzun zaman geçen hataları aklamaktansa karalamak daha kolayımıza gelir zaten.
  • Gücünü, kuvvetini bir kadının üzerinde sınama.
  • Beni çekiştirenler seslerini kessinler; eğer hiçbir sıcaklık duymuyorlarsa, buzdan yaşamlarına devam edip kokuşmuş iştahlarının keyfini sürsünler ve bahşedilmiş olan şu kısacık hayatta beni rahat bıraksınlar.
  • Günümüz papazları söylediklerini yapmanızı yani keselerini parayla doldurmanızı, onlara sırlarınızı anlatmanızı, iffetinizi korumanızı, sabır göstermenizi, hataları affetmenizi, kötü söz söylemekten kaçınmanızı istiyorlar. Bütün bunlar iyi, hoş, kutsal sözler; ancak niye böyle söylüyorlar? Kendi yaptıklarını halk yapmasın, böylece meydan kendilerine kalsın diye.
  • Kadın, «Kimse» dedi, «benim namusumu benim kadar korumasın!
  • Yazık bana, yıkımın eşiğindeyim Bu dünyada ne işim var çok iyi bilirim, Nicelerin önüne mutluluk sermeye geldim Oysa şimdi birinin esiriyim.
  • Her kim anlatırsa anlatsın, güzel olan hikâyeler can kulağıyla dinlenmelidirler; çünkü insana her zaman iyi gelirler.
  • Acı çekenlere merhamet etmek insanlıktır, herkese yaraşır; vaktiyle teselliye muhtaç olmuş ve bunu başkalarında bulmuş olanların ise boynunun borcudur...
  • Umut azaldıkça, sevda ateşi büsbütün artar.
  • Kalemin menzili, bizzat sınamamış olanların tahmin edemeyeceği kadar geniştir.
  • Kimse beni, benden çok düşünmesin.
  • İyi sanılırsa kötü kişi, fenalığa yorulmaz hiçbir işi.
  • Oğul sora sora baba da onu yanıtlaya yanıtlaya ilerlerlerken karşılarına düğünden dönen güzel ve şık giyimli genç kızlar çıktı. Delikanlı onları görür görmez babasına ne olduklarını sordu. Baba, 'Evladım gözünü yerden ayırma, bakma o yana; onlar kötü şeyler' dedi. Bunun üzerine oğul, 'Adları ne' diye sordu. Gencin körelmemiş nefsinde fenalığa meyyal arzuların uyanmasını istemeyen baba gerçekte nasıl adlandırıldıklarını yani onlara kadın dendiğini söylemedi ve 'Bunlara ördek' denir yanıtını verdi.
  • Üç dinden her biri kendini yegâne vâris sayıyor, tek doğru din olduğuna ve buyrukları yalnızca kendisinin hakkaniyetle yerine getireceğine inanıyor ama mirasın asıl sahibinin hangisi olduğu gizemini hâlâ koruyor.
  • Şu ölümlü bedenlerimizin içinde, kısacık sürmekten başka çaresi kalmayan hayatlarımız, övgüye layık bir ün bırakmanın peşindedir.

Decameron İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Giovanni Boccaccio, 1348’de başlayıp 1351’de bitirdiği Decameron adlı eserinde veba salgını günlerinin Floransa’sını anlatıyor. Boccacio, özellikle Latince eserler verilen 14. yy. İtalya’sında, İtalyan Halk dilinde yazmıştır bu başyapıtını. Literatürde Dünya Edebiyatının ilk hikaye anlatıcısı ve “Decameron” da ilk hikaye kitabı sayılmaktadır. Rönesans Hümanizminin de öncülerindendir kendisi. 7 kadın ve 3 erkekten oluşan 10 kişinin, Floransa’nın batısına doğru yaptıkları 10 günlük yolculukta her güne 10 hikayenin anlatıldığı, hikaye içerisinde hikayeler anlatılan “Binbir Gece Masalları” tadında bir kitap. İtalyan Halk Hikayeleri anlatılıyor ve bu hikayelerde çoğunlukla aristokrat kesimi, din adamlarını ve elbette onların yozlaşmışlıklarını konu alıyor. Yalanlar, cinsellik, tutku, şehvet, inanışlar, aşk, kadın-erkek ilişkileri, kilisenin bozulmuşluğu vs. Boccaccio’nun, Rönesans’ın başlangıcında isimlerini duyuran ve günümüzde hala daha bilinen ve okunan yazarlardan biri olduğunu da söylemeden geçmeyeyim. Özellikle Dante, Petrarca ve Boccacio bu döneme damgalarını vuran kilit yazarlardan. Bu başyapıtı mutlaka kütüphanenize dahil edin derim. Keyifli Okumalar! (Özlem)

Decameron: Dünya Edebiyatı o zamanlar bir toz bulutundan ibaret, Cervantes'in Don Kişot'u yazmasına daha vardır. Kara Vebanın Avrupa'da milyonlarca insanın hayatın aldığı dönemde, bir adam Edebiyat dünyasına öykü türünü kazandırarak yeni bir soluk getirmiştir. Bu adam Giovanni Boccaccio'dur. Kendisi gibi dünya Edebiyatında çok ünlü Dante'den ilham alarak yazarlığa adım atmıştır. Veba sonrası Floransa'ya dönen yazarımız, Decameron'u kaleme almaya başlar. Decameron Yunanca birleşik bir kelimedir, on günlük olay anlamına gelir. 7 kadın ve 3 erkekten oluşan karakter grubu, salgının halkı mahvettiği Floransa'dan uzaklaşarak, gönüllerince eğlenmek için önce Fiesole yakınlarına, sonra da bir şatoya giderler. 10 kişiden oluşan bu grup 10 gün boyunca her gün bir kişinin liderlik etmesiyle toplanır. Birinci ve dokuzuncu günler dışında diğer günler o günkü Kral veya Kraliçenin belirlediği konu hakkında öyküler anlatılır. Her kişi günde bir öykü anlatır, okura toplamda 100 öykü sunulmuş olur. Öyküler genelde didaktik bir tema taşıyor. Kitap kapağından anlaşıldığı üzere Binbir gece masalları tadında öykülerde mevcuttur. Kapağa bakarak yadırgayan çok insan var, lakin hiçbirimizi leylekler getirmedi, cinsellik insan doğasının bir parçasıdır o yüzden bu ön yargı özünü inkar etmektir... İçerikteki hiçbir öykü vasat olmuş diyemiyorum, çünkü hepsi en az bir tane insani duyguyu okura hissettirmeyi başarıyor... Her sayfasını keyif ve zevkli okuyacağınız tarihin ilk öykü kitabını bu kadar beklettiğiniz için pişman olacaksınız... (İsmail Kulaç)

1 Nisan: YouTube kitap kanalımda, Boccaccio'nun kim olduğunu ve Decameron kitabını neden okumanız gerektiğini anlattım: https://youtu.be/3Eoh_Tf1pyE Bir gün Decameron, yoğun geçen bir günün ardından evine dönmüştür. Tek isteği kitaplığına yerleşip huzurlu bir uyku çekebilmektir. Zira Decameron yazıldığı zamanlar İtalya'nın veba salgını zamanları olduğu gibi şimdi de koronavirüs salgını zamanlarıdır ve Decameron için artık evde kalma zamanı gelmiştir. Tam Oğuz'un kitaplığının bulunduğu odaya girecekken kulağına çeşitli sesler gelir. Kapıyı aralayıp bakar ve sayfalarına inanamaz: https://i.ibb.co/0BF33hZ/1.jpg Bulunduğu yörenin en hafifmeşrep kitaplarından biri olan Elif Şafak'ın Havva'nın 3 kızı, Dante'nin Cehennem-Araf-Cennet kitaplarıyla oynaşıyordur. Yoksa Dante, teslisin gücüne inanıyorum derken Havva'nın 3 Kızı'ndan mı bahsetmiştir? Decameron içinden, "Vay düzenbaz!" der. Tanrı'nın iktidarını ve esas aşkın Tanrısal bir aşk olması gerektiğini savunan Dante'ye karşılık, insanın cinsel dürtülere sahip olduğunu ve bunların yadsınmaması gerektiğini öne süren Decameron, Dante'yi nasıl oyuna getireceğinin yollarını arar. Neyse ki şanslı bir yerde doğmuştur Decameron, 2 raf solunda Latin Amerikalı Isabel Allende, 2 raf sağında İngiliz Jane Austen ve Virginia Woolf, onun da altında Rus yazar Ayn Rand vardır. Allende ile arası iyi olan Decameron, bunu bir fırsat bilerek onunla konuşmaya gider: https://i.ibb.co/C5QQk9L/2.jpg Karar alınmıştır. Decameron, Dante'nin bu düzenbazlığının çaresini Allende ile bulacaktır. Allende aracılığıyla Dante'ye bir haber yollatır. Allende, Dante'nin kulağına eğilip şunları der: "Bu akşam kızlarla toplanıp senin rafında olacağız, sakın evinden bir yere ayrılma" der: https://i.ibb.co/DKxBk0G/3.jpg Bu haberi duyan Dante, heyecanla akşamı beklemeye başlar, çeşitli hazırlıklar yapar. Kapağını siler, sayfalarını temizler, ciltli kutusunu havalandırır. Fakat Allende biraz zilli bir kadındır, erkeklerle arası iyidir. Decameron ile yaptığı görüşmede, dünyanın bütün adamlarını Dante'nin evine toplama kararı alınmıştır. Niteliksiz Adam, Yaman Adam, Aylak Adam, Ruh Adam, Lüzümsuz Adam, Adını Unutan Adam derken dünyanın dört bir yanından adamlarla ortak bir görüşme gerçekleştirir: https://i.ibb.co/hFnMbRG/4.jpg Artık her şey hazırdır. Allende, bütün adamları Dante'nin evinin önüne sessizce getirir ve oradan ayrılır. Dante tam kapıyı açtığı sırada bütün adamlar içeri doluşur. Pek çok kadının gelmesini bekleyen Dante, içeriye onlarca adamın girdiğini görür. Tabii Dante şok: https://i.ibb.co/KWFxgKF/5.jpg Peki Decameron bu sırada ne yapıyordur? Dante'nin Havva'nın 3 Kızı ile yaptığı çakma teslis ayininin intikamını Allende, Woolf, Austen ve Rand gibileriyle alıp pek çok sayfalı kaliteli bir kitap zevki tadıyordur: https://i.ibb.co/5RW8JrY/6.jpg Demek ki bu dünyada din üzerinden insanları korkutmaya ve iktidarını kanıtlamaya çalışanları oyuna getirmenin en iyi yolu, onların yaptığının aynısıyla intikam almakmış. Dante'nin Tanrısal olanın kalıcılığını isteyip O'nun yolundan gitmesine karşılık içindeki Beatrice aşkını bir türlü dizginleyememesi, Boccaccio'nun insanlardaki engellenmemesi gereken cinsel dürtülerinin halk katmanlarındaki yansımalarını konu aldığı 100 adet öykü doğurmasına sebep olmuş, adını da Decameron koymuşlar. Dante'ye de bugünün 1 Nisan olduğunu söyleyip ona küçük bir şaka yaptığını söylemişler, herkes mutlu olup gülüşmüş ve kitaplıklarındaki eski yerlerini almış: https://i.ibb.co/NYznnFd/7.jpg (Oğuz Aktürk)

Decameron PDF indirme linki var mı?

Giovanni Boccaccio - Decameron kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Decameron PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Giovanni Boccaccio Kimdir?

Giovanni Boccaccio (1313-1375) İtalyan dilinde düzyazının temelini atan yazardır. Yazı dili olarak Latincenin kullanıldığı on dördüncü yüzyıl İtalya’sında Boccaccio başyapıtı “Decameron”u halk ağzıyla (İtalyanca) yazmış bu kitabında hem bir çağın günlük yaşama biçiminden gerçekçi gözlemler aktarmış hem de İtalyan dilinin daha sonraki gelişme aşamalarına kaynak oluşturacak bir düzyazı düzeni kurmuştur.

1313’te doğan Boccaccio Certaldo ya da (daha büyük bir olasılıkla) Floransa’da dünyaya geldi. Certaldo’lu küçük toprak sahibi Boccaccio di Chellino'nun (Boccaccio diye de anılır) evlilik dışı çocuğudur. Anasının kimliği konusunda bilgi yoktur. Certaldo’dan Floransa’ya göç eden burada bankacı Bardi ailesinin yanında çalışan Boccaccio 1319 dolaylarında Margherita de’ Mardoli ile evlenmeden önce oğlunu tanımıştır. Baba evinde büyüyen özel dersler alan Boccaccio 1325 yılında babasıyla birlikte Napoli’ye gitti (kimi araştırmacılara göre de ticaret ve bankacılık öğrenmesi için Napoli’ye gönderildi). O yıllarda İtalya’nın en önemli merkezlerinden olan Napoli’de geçirdiği yıllar boyunca hem Akdeniz’in değişik yörelerinden bu kente gelen denizcilerle tacirlerle korsanlarla hem de kentin soylu çevreleriyle ilişkiler kurdu. Ailesinin kentsoylu olmasına karşın oldukça köklü bir kültür birikimine sahip soyluların gününü gün etme anlayışına dayalı yaşama biçimine ayak uydurmaya çalıştı. İçine girdiği yeni ortam şiire ilgi duymasına yol açtı. Kendi deyişiyle “büyük bir açlıkla şiir kitapları bulup okumaya” başladı. Bir yandan yaşama sevincinin bilincine varırken bir yandan da toplumsal değerlere toplu yaşayış biçiminin çeşitli yönlerine büyük ilgi duydu. Bu yıllar boyunca gelişen yazı yazma tutkusu oğlunun da ticaretle uğraşmasını tasarlayan baba Boccaccio’nun bu isteğini çok geçmeden geçersiz kıldı. Boccaccio saray çevresinde tanıştığı kişilerden astronomik hukuk edebiyat bilgileri edindi. Grekçe öğrendi. Petrarca’nın yapıtlarını tanıdı.

Boccaccio’nun ilk yapıtlarının esin kaynağı Fiametta (Küçük Alev) adını yakıştırdığı sevgilisidir. Boccaccio Fiammetta’yı 1336 yılında Napoli’nin San Lorenzo kilisesinde tanır. Soylu ve evli bir kadın olan Fiammetta’yı sever. “Caccia di Diana”“Filostrato” “Teseida” gibi şiirleri kimliğini arayan bir yazarın güçlü bir sevginin yönlendirdiği denemeleridir. Fiammetta’nın isteği üzerine yazdığı ve bugün eleştirmenlerin küçük bir başyapıt olarak değerlendirdikleri “Filocolo” eski bir Fransız romanı olan “Floire et Blanchefleur’den yola çıkar. Klasik dünya ile hümanizmayı birleştiren çeşitli motifler içeren bu anlatı yazarın özyaşamından da esintiler taşıyan gerçekçi ve duygusal dokuz bölümlük “Filastato” ise Troya Savaşı sırasında geçen bir sevda şiiridir.

Fiammetta aralarındaki ilişkiye son verince duyduğu üzüntüyü Decameron’un önsözünde vurgulayan Boccaccio dostlarının desteğiyle kendini toparlar. Duygusal sarsıntıya çok geçmeden geçim sıkıntısı da eklenir. İşleri bozulduğu için daha önce Floransa’ya dönmüş olan Boccaccio oğlunu da Floransa’ya çağırınca Boccaccio 1349 dolaylarında Floransa’ya döner. Burada karısı ve öbür çocukları ölmüş olan ama bir süre sonra yeniden evlenecek olan babasıyla birlikte yaşar. Siyasal çalkantıların yaşandığı ticaretin büyük önem taşıdığı Floransa’ya ayak uydurmada zorlanır. Dante şiirinin egemen olduğusiyasal akımların edebiyatı da etkilediği bir kültür ortamında Boccaccio’nun politikaya ve ahlaka sırt çeviren yazılarının ilgi görmesi kolay olmaz. Dante’nin ve Petrarca’nın şiiriyle yarış edemeyeceğini anlayınca şiiri bırakır. Napoli’de başladığı birçok yapıtını burada bitirir. Bu arada sevgilisiyle arasının açılmasını anlatan ve ilk ruhbilimsel roman örneği sayılan “Elegia di madonna Fiammetta”yı tamamlar. Geçim sıkıntısı Boccaccio’yu devlet kapısında görev almak zorunda bırakır (1345). Görevli olarak Avignon’a Roma’ya gider. Daha iyi bir iş bulabilmek amacıyal iki kez Nopoli’ye döner.

1348’de Avrupa’da büyük bir veba salgını olur. Salgın boyunca tanık olduğu olaylardan etkilenen Boccaccio 1348’de başlayıp bitirdiği “Decameron”da salgın günlerinin Floransa’sını ele alır. “Decameron” biçimsel yönleriyle “ortaçağ” temalarına bağlı kalsa da hümanizmanın tohumlarını taşıyan bir kültürün habercisidir. Bu özelliğiyle Petrarca’ya yaklaşır. Boccaccio’nun 1350’de tanıştığı Petrarca ile dostluğu Petrarca’nın ölümüne dek (1374) sürer. Dönemin bu iki büyük yazarı görüş alış verişi kitap değiş tokuşu yaparlar sürekli olarak. Boccaccio’nun yaşlılığın eşiğine ulaştığında bir din adamının artık öbür dünyaya hazırlanması halk ağzıyla yazmaktan vazgeçmesi gerektiği söylendiğinde girdiği bunalımı atlatmasında da Petrarca yardımcı olur. Petrarca halk ağzıyla yazdığı yapıtlarını yok etmeye kalkışan Boccaccio’yu engeller edebiyatın da Tanrı’ya hizmet anlamına geldiğine inandırır onu Boccaccio olaydan sonra hep Latince yapıtlar verir.

Decameron’un ardından Boccaccio’nun yaratıcılığı bir iniş eğrisi çizer. Yaşamı olduğu gibi kabullenen iç dünyası da kırgınlıkların sıkıntıların ağır bastığı bir kötümserliğe yönelir. Yaklaşan yaşlılığın eşiğinde kendini Latin klasiklerini incelemeye filoloji çalışmalarına ahlaksal dinsel spekülasyonlara verir. Bir yanda da Dante’nin yapıtlarını değerlendirir. “Tanrısal Komedya’yı yorumladığı (yarım kalmış) “Commento alla Commedia”da (1373-1374) ise İtalyan dilinin temel taşı saydığı Dante şiirine Sevgisinin son örneğini verir. 21 Aralık 1375’te Certaldo’daki evinde ölür.

Giovanni Boccaccio Kitapları - Eserleri

  • Decameron
  • İtalyan Hikayeleri
  • The Filocolo
  • Elegia di madonna Fiammetta-Corbaccio
  • Life of Dante

Giovanni Boccaccio Alıntıları - Sözleri

  • Acı çekenlere merhamet etmek insanlıktır, herkese yaraşır; vaktiyle teselliye muhtaç olmuş ve bunu başkalarında bulmuş olanların ise boynunun borcudur... (Decameron)
  • Yazık bana, yıkımın eşiğindeyim Bu dünyada ne işim var çok iyi bilirim, Nicelerin önüne mutluluk sermeye geldim Oysa şimdi birinin esiriyim. (Decameron)
  • Kalemin menzili, bizzat sınamamış olanların tahmin edemeyeceği kadar geniştir. (Decameron)
  • İyi sanılırsa kötü kişi, fenalığa yorulmaz hiçbir işi. (Decameron)
  • Şu ölümlü bedenlerimizin içinde, kısacık sürmekten başka çaresi kalmayan hayatlarımız, övgüye layık bir ün bırakmanın peşindedir. (Decameron)
  • Kadın, «Kimse» dedi, «benim namusumu benim kadar korumasın! (Decameron)
  • Aşk ve barış yaşasın derim, harp ve harbi yapanlarsa yerin dibine batsın derim. (İtalyan Hikayeleri)
  • Oğul sora sora baba da onu yanıtlaya yanıtlaya ilerlerlerken karşılarına düğünden dönen güzel ve şık giyimli genç kızlar çıktı. Delikanlı onları görür görmez babasına ne olduklarını sordu. Baba, 'Evladım gözünü yerden ayırma, bakma o yana; onlar kötü şeyler' dedi. Bunun üzerine oğul, 'Adları ne' diye sordu. Gencin körelmemiş nefsinde fenalığa meyyal arzuların uyanmasını istemeyen baba gerçekte nasıl adlandırıldıklarını yani onlara kadın dendiğini söylemedi ve 'Bunlara ördek' denir yanıtını verdi. (Decameron)
  • Üç dinden her biri kendini yegâne vâris sayıyor, tek doğru din olduğuna ve buyrukları yalnızca kendisinin hakkaniyetle yerine getireceğine inanıyor ama mirasın asıl sahibinin hangisi olduğu gizemini hâlâ koruyor. (Decameron)
  • Umut azaldıkça, sevda ateşi büsbütün artar. (Decameron)
  • Gücünü, kuvvetini bir kadının üzerinde sınama. (Decameron)
  • Kimse beni, benden çok düşünmesin. (Decameron)
  • Günümüz papazları söylediklerini yapmanızı yani keselerini parayla doldurmanızı, onlara sırlarınızı anlatmanızı, iffetinizi korumanızı, sabır göstermenizi, hataları affetmenizi, kötü söz söylemekten kaçınmanızı istiyorlar. Bütün bunlar iyi, hoş, kutsal sözler; ancak niye böyle söylüyorlar? Kendi yaptıklarını halk yapmasın, böylece meydan kendilerine kalsın diye. (Decameron)
  • Beni çekiştirenler seslerini kessinler; eğer hiçbir sıcaklık duymuyorlarsa, buzdan yaşamlarına devam edip kokuşmuş iştahlarının keyfini sürsünler ve bahşedilmiş olan şu kısacık hayatta beni rahat bıraksınlar. (Decameron)
  • Ya bu memleketten kaçarsın, yahut darağacında asılmayı göze alırsın. (İtalyan Hikayeleri)
  • Her kim anlatırsa anlatsın, güzel olan hikâyeler can kulağıyla dinlenmelidirler; çünkü insana her zaman iyi gelirler. (Decameron)
  • Üstünden uzun zaman geçen hataları aklamaktansa karalamak daha kolayımıza gelir zaten. (Decameron)
  • çatalıyla ahtapotları şişleyip duruyordu. (İtalyan Hikayeleri)

Yorum Yaz