Damdan Düşen Psikolog - Doğan Cüceloğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Damdan Düşen Psikolog kimin eseri? Damdan Düşen Psikolog kitabının yazarı kimdir? Damdan Düşen Psikolog konusu ve anafikri nedir? Damdan Düşen Psikolog kitabı ne anlatıyor? Damdan Düşen Psikolog kitabının yazarı Doğan Cüceloğlu kimdir? İşte Damdan Düşen Psikolog kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Doğan Cüceloğlu
Yazar: Canan Dila
Yayın Evi: Remzi Kitabevi
İSBN: 9789751416803
Sayfa Sayısı: 542
Damdan Düşen Psikolog Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Afrika kabilelerinden birinde bir bebek doğduğunda kabilenin kadınları hep birlikte ormana çekilir, o bebeğe bir şarkı yaparlarmış. Dikkatle gözlemledikleri bebeğin karakteristik özelliklerini ve gücünü ona anlatan bir şarkı...
Sonra, çok sonra bir gün, hayatla başa çıkmakta zorlanıp da kolu kanadı kırılacak olursa o şarkıyı, yani kendini hatırlasın diye... Afrikalı bebek o şarkıyı dinleyerek buyurmuş...
Günün birinde o şarkıyı tekrarlayamayacak kadar kendine inancını yitirdiğinde, onu tanıyan biri ona şarkısını çalarmış ıslıkla. Kendini, gücünü, öz hâlini hatırlar, kendine gelirmiş...
Doğan Cüceloğlu aramızda bir ıslık gibi dolaşıyor...
Kendi şarkısına gelince...
Annelerimiz yaşarken ayrıca bu şarkıyı duymaya ihtiyacımız yoktur. Annemiz, o şarkının ta kendisidir zaten. Ama Cüceloğlu, sadece on yaşındaymış annesi "gitti de gelecek" sandığında... Söyleşimiz boyunca içinde yakaladığı, annesinin bıraktığı boşlukta büyüyen kocaman bir ağıt oldu; kalabalıklar içinde ürkek, mahcup, çekingen bir çocuk...
Kendi çocukluğuna el uzatır gibi uzatıyor şimdi elini bütün çocuklara; o çocukların anne-babaları, öğretmenleri hınca hınç dolduruyorlar seminerlerini. Kitapları baskı üzerine baskı yapıyor. Çünkü Nasrettin Hoca topraklarının çocukları olarak biliyorlar ki damdan düştüklerinde çarenin hasını kendisi de daha önce damdan düşmüş olan bilir. Hele de damdan düşüp de doğrulan üstüne üstlük bir de doktorsa...
Gizlisiz saklısız anlattı bütün hayatını. Bu kitap, damdan düşen doktoralı bir psikologun, düştüğü yerden doğrulurken kendine mırıldandığı kendi şarkısının gözyaşı ve kahkaha dolu öyküsü...
Damdan Düşen Psikolog Alıntıları - Sözleri
- En büyük ibadet dürüstçe yaşamaktır.
- Öleceksin! Kendi yaşamında kendin olarak var değilsin. El âlem ne der diye yaşıyorsun...
- Bir insanın bilinci hazır olmadan ona para gücü ver, hayatını rezil edersin.
- Eninde sonunda yapacaksın, bu arada ıslık çalmayı ihmal etme.
- Farklı olma özgürlüğü... Korku kültüründe farklı olma özgürlüğün yok. Benzer olma, otorite gibi düşünme, otoritenin dediği gibi deme, ayrıntılara kadar onun gibi olma baskısını sürekli hissedersin.
- “Ben”, “biz”in en önemli düşmanı. “Ben” dendiği yerde “biz”in gelişmesi mümkün değil.
- Türkiye de bunu görüyorum: “Bana getirdiğin çıkar kadar değerlisin” var. Sevgi yok.
- "Sevdiğine verebileceğin en büyük hediye kendini geliştirmektir."
- "Bitmemiş işler". Ve hepimizde bol miktarda vardır. İnsan hayatı bir çöplüktür bu anlamda, incelemeye başlasan neler var neler... Ve çoğunun farkında bile değiliz.
- |Baktığı resmi görmeyen çok insan var.
- Bana getireceğin çıkar kadar değerlisin.
- Farkındayım ki ben, yani herkes bilincinin donanımı derecesinde sevgiyi hayatta gerçekleştirebiliyor. Bilincinin donanımı derecesinde. Her şeyde olduğu gibi.
- |Ne eksik biliyor musunuz, kendisiyle ilişkisini önemseyen insanlar.
Damdan Düşen Psikolog İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Okuru terminolojiye boğmayan bu söyleşi, çok doğal ve samimi şekilde anlatılmış ve aktarılmış. Gelişime açık insanlar için nadir bulunacak türden oldukça doyurucu bir kitap. Doğu ülkelerinden ve kültüründen olan pek çok insan Doğan Cüceloğluyla empati yapabilir. İtiraflarındaki şeffaflık sizi şaşırtabilir. Hatta zaman zaman kimi okurları öfkelendirebilir. Bununla birlikte farkındalıklarını edindiği kısımlardaki çözülmelerde gözlerinizin dolması muhtemel. İnsan olma unsuru çok güzel işlenmiş.. Daha çok şey yazabilirim kitap hakkında ama tadında bırakmak istiyor ve meraklılarına iyi okumalar diliyorum. Son bir şey, kitap biraz kalın olmasına rağmen oldukça akıcı olduğu için kısa zamanda kendini okutturuyor.. (funda selçuk)
Cümleye nasıl başlasam bilmiyorum fakat şunu rahatlıkla söyleyebilirim, hayatım boyunca hiç bir hayat hikayesinden bu kadar etkilenmedim. Her sayfasını merakla bekledim. Çok şaşırıp bir kaç saniye kendime gelemediğim bölümler oldu. Çok üzüldüğüm bölümler de oldu. Hatta bazen o kadar yoğun duygular yaşadım ki kitaba ara vermek zorunda kaldım. Kendim ile çok fazla içselleştirdim sanırım. Bir okur değilde sanki Doğan Cüceloğlu'nun hayatında yer alıyormuşum gibi hissettim. Kitabın sonunda, Çocukluğundan başlayıp gittiği her yere onunla birlikte seyahat etmiş; yaşadığı zorlukları sıkıntıları sevinçleri heyecanları onunla birlikte yaşamışım gibi bir garip yorgunluk var üstümde. Sanırım duygusal anlamda bir yorgunluk benimkisi. Okurken kendime aldığım notlar bir yana hayatımın rotasını artık hangi yönde çizeceğim daha da belirginleşti. Çok değer verdiğim, örnek aldığım bir hoca olduğu için hâlâ ölmüş olduğu gerçeğini kendimi inandıramıyorum. İnsanın önemsediklerinin ölmüş olma gerçeği felaket bir duygu. Belki de kitabı okurken böyle yoğun bir hüzün dalgasına kapılmam bu yüzden. Hoca ile ilgili en büyük kaybım kendisi ile hiç konuşma fırsatımın hiç bir zaman olamayacak olması . Fakat şükrediyorum kitapları hâlâ bizimle olacak. Kitaplığımın en güzel bölümünü onun eserlerine ayırdım bile. Umarım toplumumuzun her bir ferdi böyle bir hazineyi keşfeder. Böyle genç yaşlarda onun eserleriyle tanıştığım için bir yönden kendimi şanslı buluyorum. Sonsuz teşekkürler Doğan Cüceloğlu, yattığın yerde huzurla uyu ölsen dahi dediğin gibi hizmetlerin hâlâ devam ediyor. (Havva Nur AKINCI)
İşim gereği oldukça kalın olan bu kitabı iki kez en baştan okuyup yarıda bırakmak zorunda kalmıştım.Bu arada Doğan cüceloğlunun vefatını duydum.Son okuyuşum benim için daha anlam kazandı.Kendisinin hayat hikayesi söyleşi ile bu kitapda toplanmış.O kadar samimi anlatmış ki bazı detayları okuyucunun tepkisini alacağı hayat hikayelerini bile paylaşmış.O naif, babacan ,mesleği için doğduğu aşikar olan bu zatın küçüklüğünü, gençliğini ,Mersin Silifke sokaklarını onun gözünden okumak benim için keyif ve merak uyandırıcıydı.Sayesinde otobiyografi-biyografi türüne ilgim daha da arttı. (karhnbusraa)
Kitabın Yazarı Doğan Cüceloğlu Kimdir?
Cüceloğlu'nun dilinden...
On bir çocuklu bir ailenin on birinci çocuğu olarak Mersin'in Silifke kasabasında doğmuşum. On yaşındayken annemi kaybettim ve ölümün ne demek olduğunu anladım: artık onu bir daha hiç göremeyecek, dokunamayacak, naz edemeyecektim.
Silifke'de en yüksek dereceli okul olan ortaokulu bitirdikten sonra subay olan ağabeylerimin yanında Ankara ve Kırklareli'nde okudum ve Kırklareli Lisesi'nden mezun oldum. Kırklareli Lisesi'nde ilk aşk şiirimi yazdım.
Ankara Atatürk Lisesi'nde edebiyat ve kompozisyon öğretmenim olan Cahit Okurer bir gün ne olmak istediğim sordu; mühendis olmak istediğimi söyledim. Bilim adamı olmak istemez misin, dedi. Onun etkisi altında İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü'ne yazıldım ve oradan mezun olduktan sonra ABD'de Illinois Üniversitesi'nde doktoramı yaptım. Uzmanlık alanım iletişim psikolojisidir.
Amerika'da doktora öğrencisiyken, benim gibi doktora öğrencisi olan Kaliforniya'da doğmuş büyümüş Emily ile tanıştım ve evlendim. On bir yıl süren evliliğimizde üç çocuğumuz oldu: Ayşen, Elif ve Timur.
Evlendiğimde ne kendimi tanıyormuşum, ne de evliliğin ne olduğunu. Silifke'de büyürken çevremde gördüğüm evlilik, koca, baba modelleriyle Kaliforniya'da büyümüş feminist bir Amerikalı kıza kocalık yapmaya çalıştım. Sonuç: hem ben çok ıstırap çektim hem de Emily'ye acı çektirdim. Benim şimdi yüreğimi en çok yakan çocuklarıma verdiğim acılar. Onlardan dört yıl ayrı yaşadım.
Yaşadığım acılar her şeyi bilmediğimi, öğrenmem gereken çok şey olduğunu gösterdi ve yalnız bilgi yönünden değil, insan olarak gelişmem gerektiğine ikna oldum.
Kendimi geliştirme süreci içinde kitap yazmaya başladım; ilk kitabım İnsan İnsana bu sürecin ilk ürünüdür. Gelişim süreci içinde kazandıklarımı kitaplar yoluyla paylaşmaya devam ediyorum.
Amerika'daki görevimden emekli olup ayrıldıktan sonra Türkiye'de kitap yazmayı sürdürdüm. Kitap yazmanın yanı sıra konferanslar ve seminerler verdim, televizyon programlarına başladım.
Şu devrede önceliğim kitap yazmak.
Ünlü psikolog 16 Şubat 2021 tarihinde İstanbul Beşiktaş 'taki evinde hayatını kaybetmiştir.
Doğan Cüceloğlu Kitapları - Eserleri
- İletişim Donanımları
- Mış Gibi Yaşamlar
- Bir Kadın Bir Ses
- İçimizdeki Çocuk
- İnsan İnsana
- Savaşçı
- Öğretmen Olmak
- Onlar Benim Kahramanım
- İçimizdeki Biz
- Başarıya Götüren Aile
- Damdan Düşen Psikolog
- Korku Kültürü
- Mış Gibi Yetişkinler
- Gerçek Özgürlük
- İnsan İnsana Sohbetler 1
- Derviş'in Aklı
- Geliştiren Anne-Baba
- Evlenmeden Önce
- Öğretmenim Bir Bakar mısın?
- İletişim ve Etkili Yaşam Semineri
- İnsan ve Davranışı
- Var mısın?
Doğan Cüceloğlu Alıntıları - Sözleri
- Olgun insan şu özelliklere sahiptir: (1) iyi belirlenmiş benlik sınırları vardır; (2) kendini değerli bulur; (3) yaşamın değişik yönleri arasında denge kurar; (4) duygularını tanır ve ifade eder. (İçimizdeki Çocuk)
- Yarın dağların yerini değiştireceğini hayal ediyorsan, bugünden küçük taşları kaldırmaya başlamalısın. (Onlar Benim Kahramanım)
- "Ama ben hiç akıllanmadım... Yok sayılmışlığın farkında bir deliyim hâlâ..." (Bir Kadın Bir Ses)
- Kitabın ilk hâlini değerlendirmesini istediğim Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yürüten değerli bir eğitimci dostum bana şöyle yazmış: "Öğretmen, aslında her biri saklı, potansiyel bir rezerv olan öğrencilerini açığa çıkaran bir maden mühendisi olmalı. Sınıfın en akıllı ve en yaramaz çocukları bilinir, diğer rezervler hep saklı kalır. İşte öğretmen asıl bu öğrencileri ortaya çıkaran olmalıdır!" Çok güzel bir benzetme : Toprağın altında gömülü, saklı maden rezervini ortaya çıkaran bir mühendis olmak! (Öğretmenim Bir Bakar mısın?)
- “Kim olduğun o kadar bağırıyor ki ne dediğini duyamıyorum.” (Var mısın?)
- "Özgürlüğünün sorumluluğunu alan ve bu sorumluluğun gereğini yapan insan benim gözümde bir kahramandır." (Onlar Benim Kahramanım)
- Hüznünüzü kaybetmeyin. Acınızı ucuza satmayın. (Gerçek Özgürlük)
- Hayallerimiz kendimiz için beslediğimiz umutlardır; hayaller kaybolduğunda umutlar kaybolur. (Geliştiren Anne-Baba)
- Öyle yorgunum ki.. . . (Bir Kadın Bir Ses)
- İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın çok yaklaşma yanarsın SADİ ŞİRAZİ (İletişim Donanımları)
- Genetik yapının çalışma şekli evrenseldir. (İnsan ve Davranışı)
- Bir nazlı kuşa benzer Çocuk dediğin. Ev ister, ekmek ister Öpülmek okşanmak ister. Cahit Külebi (Başarıya Götüren Aile)
- Bence bir ülkenin bir numaralı sorunu , her öğrencinin yetenekleri doğrultusunda tırmanabileceği yere kadar tırmanmasına imkan sağlamaktır. (Derviş'in Aklı)
- "Bence dünyada öğretmenlik gibi hiçbir meslek yok ki sadece bir saatlik bir dersle bile bir insanın kaderini etkileyebirsin". (Öğretmen Olmak)
- “Sevgi ve anlayışla hareket eden hiç kimse kaybetmez; veren de kazanır, alan da!” (Öğretmenim Bir Bakar mısın?)
- Korku ortamına alışmış bu insanlar, korku ortadan kalkınca, iyi muamele eden kişiyi zayıf olarak görürler. (İletişim Donanımları)
- "Ruhen çöken insanın şevki kaybolur. Bir insana yapılabilecek en büyük kötülük budur." (İçimizdeki Biz)
- Hepimizin içinde güzel söz ve gülümseme bekleyen bir çocuk var... (Geliştiren Anne-Baba)
- Kendini bil ve çıkabildiğin yere kadar çık. (Derviş'in Aklı)
- Her din, kendi tarihi içinde belirli devrelerde yozlaştırılmış ve yobazların hakimiyeti altında kalmıştır. (İnsan İnsana)