Çöp Plaza - Miyase Sertbarut Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Çöp Plaza kimin eseri? Çöp Plaza kitabının yazarı kimdir? Çöp Plaza konusu ve anafikri nedir? Çöp Plaza kitabı ne anlatıyor? Çöp Plaza PDF indirme linki var mı? Çöp Plaza kitabının yazarı Miyase Sertbarut kimdir? İşte Çöp Plaza kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Miyase Sertbarut

Yayın Evi: Tudem Yayınları

İSBN: 9789944696289

Sayfa Sayısı: 152

Çöp Plaza Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yoksulluğu, edebiyat yoluyla anlayabilmek için…

Farklı edebi türlerde pek çok eser veren ödüllü yazar Miyase Sertbarut'tan, gerçeğin hayalle kol kola yürüdüğü hüzünlü ama umut dolu bir yoksulluk serenadı: Çöp Plaza Miyase Sertbarut, yaklaşık bir buçuk yıl kadar üzerinde çalıştığı bu kitabında, daha önce hiçbir yazarın kâğıda dökmeye cesaret edemediği tehlikeli ve pis kokulu sulara doğru götürüyor kalemini. Çöp Plaza, birbirinden apayrı iki dünyanın resmini çiziyor okurlarına. Bir yanda kentli seçkinlerin yaşadığı, kuşların, böceklerin bile ziyaret edemediği, daima steril ve korunaklı Elit City, öteki yanda zenginlerin çöplerini toplayarak günlük ekmeklerinin peşinde koşan insanların yaşam savaşı verdiği Gülova Mahallesi. En tepedekiler ve en aşağıdakiler… Birbirlerine yakın bölgelerde yaşam sürmelerine rağmen birbirlerinin hayatlarına teğet geçen insan manzaraları…

Çocuklarını her türlü tehlikeden koruyarak yapay fanuslar içinde büyüten Elit City sakinlerinin çocuklarının sağlıkları büyük tehdit altındadır. Bağışıklık sistemleri çökmeye başlayan çocuklar yüksek yaşam standartlarına rağmen bitkin ve hastadır.

Bunun üstesinden gelebilmek içinse tek bir çare vardır: kan nakli. Peki ama kimlerin kanı bu hastalıklı çocukların derdine deva olacaktır? Elit City başhekimi ve çocuk kliniği şefinin yaptıkları adice bir planla gereken tedavi yöntemi bulunur. Çözüm iki kilometre yakınlarındaki Gülova Mahallesi'nde saklıdır ve bu tedaviyi uygulayabilmek için mahalle çocuklarının yardımına ihtiyaç vardır. Yiyecek yemeklerini bile çöpten çıkaran bir mahalle halkının çocuklarıyla böylesi bir tedavi yönteminin nasıl bir ilişkisi olabilir? Yasa dışı yollarla başlatılan bu tedavi ne şartlarda uygulanacaktır? Söz konusu tedavinin Gülova çocukları üzerindeki yan etkileri araştırılmış mıdır?..

Gerçeğin hayalle, insanlığın kötülükle mücadelesini gözler önüne seren Çöp Plaza, iki ayrı insan topluluğu arasındaki değişiklikler üzerine farkındalık kazanmamıza önayak olarak, hayati bir soru üzerinde de düşünmemizi amaçlıyor: "Herkes beladan kaçarsa, bela büyümez mi hiç?"

Yazar, kitabını ütopik bir finalle mutlu bir şekilde sonlandırmaya gayret etse de, gerçek peşini bırakmıyor ve hayatın acımasızlığı hakikati kulaklarına haykırarak düşlerinde kurduğu imkânsız bir yaşamın aslında var olamayacağını hatırlatıyor.

Yine de yaşam oldukça ümit vardır. İleride bir zamanda, nice Fıratlar ve Berkler ellerinde renkli çerçeveli büyüteçleriyle bir yerlerde buluşabilirler. Kim bilir belki…

Çöp Plaza Alıntıları - Sözleri

  • İnsanın içinde sevgi olmazsa isterse bin renk sürsün yüzüne, yine de soğuk, yine de soğuk...
  • İnsan bir mikropla savaşabilir, bir virüsle başa çıkabilir ama karanlık ilişkilerin ucunun nereye dayandığı, nasıl bir silahı olduğu bilinmezdi.
  • Çocuk olgundu, kendisinden on yaş büyük otopark bekçisinden bile olgun. Uzatmadı, kirli elleriyle kirli arabasını sürükleyip otoparktan çıktı. 'Kirli olan kim?' diye düşündü Doktor Metin. 'Asıl kirlileri ne zaman ortaya çıkaracağız?'
  • İnsanın geride bırakacağı fazla bir varlığı yoksa nerede olsa yaşardı ki...
  • Evet bu nasıl oldu? Niçin oldu? Yanıtı yaptıklarımızda... Buna biz neden olduk. Ne yazık ki böyle. Çünkü yalıtılmış bir dünya kurduk burada. Kendimizi, en çok da çocuklarımızı dış dünyadan ayırdık. Fanus içinde fanus yarattık. Doğdukları andan başlayarak özel ortamlar kurduk. Yapay güzellikler sunduk. Süt mü gerekliydi, biz 500gramı hazır tuttuk. Gerekli aşıların yanı sıra gerekmeyen aşılar yaptık. Doğa biçimlendirecekti onları, biz doğaya meydan okuduk. Şimdi başımız dertte. Bu hâlleriyle yaşamaları imkansız.
  • 'Sözcükler de virüs gibi, ' diye düşündü. 'Birkaç kez seslendirince herkesin diline yapışıyor.
  • İnsanın içinde sevgi olmazsa isterse bin renk sürsün yüzüne, yine de soğuk, yine de soğuk.
  • "Savcı iki çocuğun dostluğuna şaşırarak baktı. 'Çocuklar eşitliği bizden iyi biliyor' diye geçirdi içinden... "
  • "İnsan bir mikropla savaşabilir, bir virüsle başa çıkabilir ama karanlık ilişkilerin ucunun nereye dayandığı, nasıl bir silahı olduğu bilinmezdi ki."
  • “Herkes beladan kaçarsa, bela büyümez mi Anne?”
  • "Herkes beladan kaçarsa, bela büyümez mi anne? Baş edilemez olduğunda bizi de ezmez mi anne?"
  • ‘Herkes beladan kaçarsa, bela büyümez mi anne ?’
  • Arjantinli idealist bir adam vardı. Adı Ernesto Che Guara. Demişti ki : "Gerçekçi ol, imkansızı iste."
  • “Bu bir vampir hikayesi değildir, ama kan emicilerin varlığını gösterir. Fantastik sivri dişlerle değil, güzel gülüşlerle ısırırlar en diptekileri. Okşamayı bilseler elleri temiz kalabilirdi, ama tırnaklarının içinde çalıntı kan hücreleri gizli. Maskeleri bizimkine çok benzediğinden onları suçlamakta hep zorluk çektik.”

Çöp Plaza İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İnsanların yarattığı farklılıklar ve bir araya gelmesi yine insanlar tarafından imkansız kılınan hayatlar... Para uğruna can'ı yok sayan günümüz dünyası... (Kübra Aybar)

Beni en çok etkileyen şeylerden biri yazarın romanı yazarken kendine oto sansür uygulamamış olmasıydı. İşler öyle yürümüyor, bizler sorgusuz sualsiz kabullenen taraftayız. Biraz kafası çalışan herkes başına geleni sorgulamaz mı? ‘Soru yok! Soru yok!’ dedi Murat, sonra ekledi. ‘Okulda bize böyle öğrettiler.’ syf.80 Bir diğeri uzun zamandır içinde çırpınıp durduğumuz korona salgınını sanki önceden görmüş gibi kurgusuna bir ekleme yapmış: Klinik şefi odasında internet başında Dünya Sağlık Örgütünün sayfasını okuyordu. İlgilendiği makale yeni ortaya çıkan NDM-1 virüsü hakkındaydı. Bu virüs, bakterilerin içine giriyor ve o bakteriyi antibiyotiklere karşı dirençli hale getiriyordu. syf. 86 Ayrıca roman sona gelirken şöyle bir mesajla bitiyordu: Roman böyle ilerlesin isterdiniz değil mi sevgili okurlar? Mutlu bitsin bir masal gibi. Ama Pelin’in Murat’la sevgili olacağı masalını yutturamam size. syf.150 Bu romanda iyilerin kötüleri yendiği tozpembe bir masal dünyası yerine; direnişin olduğu, dostluğun olduğu ama aynı zamanda her zaman iyilerin kazanamadığını da göstermiş okuyucusuna. Yani gerçekleri. Çocuklar zaten gerçeklerle büyümeli. Öyle değil mi? not: Bitirmeden bir not, bu romanı bence önce yetişkinler okumalı. Ders alacakları şeyler çok. (dilek yılmaz)

Bir yanda Gülova Mahallesi ama orada yaşayanlar Çöp Plaza diyor; diğer yanda Elit City sakinleri. Bir yan fakirliği, yokluğu ve yoksunluğu; diğer taraf varlığı, hadsizliği, kuralsızlığı temsil ediyor. Elit City’ deki çocuklar hasta olunca onlara Çöp Plaza’ daki çocukların kanları yasa dışı alınıp enjekte ediliyor. Bu durumu da Doktor Metin, Tenekeci İhsan ve Murat ortaya çıkarıyor. Bir de Fırat var. Henüz 2. sınıf öğrencisi. Kitapta onun gözüyle de olaylar anlatılmış. Elit City’ de kendine Berk adında arkadaş ediniyor. Çocuk gözüyle insanlar arasında geçerli olan şeylerin onlar için değersiz olduğunu gösteriyor bize. Suçlular ceza alıp çözüm arandığında Elit City’e Çöp Plaza’ dan aileler yerleştiriyorlar ama Elit City’ dekiler birer birer taşınmış oradan. Zengin ve fakir arasındaki fark var olmaya devam etmiş… (Nakkasglu)

Çöp Plaza PDF indirme linki var mı?

Miyase Sertbarut - Çöp Plaza kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Çöp Plaza PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Miyase Sertbarut Kimdir?

Miyase Sertbarut, 1963 yılında Ceyhan’da doğdu. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden 1985 yılında mezun oldu.

Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı. Yazmaya radyo oyunları ile başlayan Miyase Sertbarut 1996 yılında Çankaya Belediyesi ve Damar Edebiyat Dergisi’nin birlikte düzenlediği yarışmada ilk ödülünü aldı ve ilk kitabı yayımlandı: “Fasulyem Bulutlara Çıkamaz”

Bu ödülün ardından çocuk edebiyatına yönelen yazar, ağırlıklı olarak çocuklara ve ilk gençlik çağına yönelik çalışmalarını sürdürüyor.

Çocuk edebiyatı dışında kalan deneme, anlatı ve öyküleri Hayalet Gemi, Bir Yeni Biçem, İnsan, Damar gibi farklı edebiyat dergilerinde yayınlandı.

Pek çok kurumdan ödül alan Miyase Sertbarut, Ankara’da yaşıyor.

Miyase Sertbarut Kitapları - Eserleri

  • Sisin Sakladıkları
  • Kapiland'ın Kobayları
  • Çöp Plaza
  • Ünsüz Youtuberın Günlüğü
  • Kapiland'ın Karanlık Yüzü
  • Kimsin Sen?
  • Kapiland'ın Kıyameti
  • Ünsüz Youtuber'ın Günlüğü
  • Yuan Huan'ın Kulübesi
  • Ortak Ruh
  • Buz Bebekler
  • Komşumuz Çok Acayip
  • Hayaller Hawaii
  • Sınıfta Kalanlar Okul Açtılar
  • Kapiland'ın Külleri
  • Yalancı Portakal
  • Yılankale
  • Tuna'nın Büyülü Gemisi
  • Kırmızı Kartal
  • Koşkent'in Kayıp Çocukları
  • Tarlakoz'un Tuzağı
  • Kaçak Köpek Biber
  • Gerçekle Büyümek Düşlerle Yürümek
  • Bir Dilek Tut
  • İkizler İz Peşinde
  • Çocukluğumun Tanrısı
  • Yasak Oyun
  • Pamir'in Parmakları
  • Altın Avcıları Plajda
  • Sil Baştan Aşk
  • Sarı Maymun
  • Yeniden Doğuş
  • Yangın Tüpüyle Uçan Çocuk
  • Dedemin Sihirli Dükkanı
  • Çöp Plaza
  • Bir Gün Herkes...
  • Saat Canavarı
  • Akvaryumdaki Denizkızı
  • Mezarlıktaki Gölge
  • Piper Pa-25
  • Emre ile Cemre 2
  • Karne Hediyesi At Kestanesi
  • Emre ile Cemre 4
  • Emre ile Cemre 7
  • Emre ile Cemre 5
  • Emre ile Cemre 3
  • Emre ile Cemre 1
  • Kırmızı Başlıklı Ispanak
  • Dedemin Sihirli Dükkanı
  • Kokusunu Arayan Çilek
  • Emre ile Cemre 10
  • Emre ile Cemre 8
  • Emre ile Cemre 6
  • Emre ile Cemre 9 / Düğünde
  • Karne Hediyesi & At Kestanesi
  • Çınar Ağacındaki Gizli Geçit

Miyase Sertbarut Alıntıları - Sözleri

  • ...insan ne acayipdi?Kendini herşeyin sahibi sayıyordu.Doğayı,hayvanları istediği gibi yönlendirmek istiyordu.İşine gelmeyince açlığa susuzluğa terk ediyordu. (Ortak Ruh)
  • Dünya kuruldu kurulalı sayıca az olanların inancı, çoğunluğun inancından her zaman daha sağlamdı. (Kapiland'ın Karanlık Yüzü)
  • Büyü denilen şey, yalnızca çalışınca gerçekleşiyordu. (Tuna'nın Büyülü Gemisi)
  • "Herkesin bir hikayesi vardır. Hepsi kıymetlidir; bilmek istersin, duymak, dinlemek istersin, anlatırlarsa kendi hayatına eklersin. Çünkü dünya en büyük hikayedir ve yazılmaya devam etmektedir." (Yuan Huan'ın Kulübesi)
  • Dağ tepesinde bir çam olmasan Vadide bir çalı ol, Fakat oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın Çalı olmasan bir ot parçası ol bir yola neşe ver Misk çiçeği olmasan saz ol Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın. Dünyada hepimiz için bir şey var Yapacağınız iş size en yakın olan iştir Cadde olamasan patika ol Güneş olamasan yıldız ol Kazanmakla ya da yitirmekle ölçme kendini Sen her neysen ,onun en iyisi olmalısın. (Gerçekle Büyümek Düşlerle Yürümek)
  • Biz düşmanlarımızı sayısını değil ,dostlarımızın sayısını artırmalıyız . (Yılankale)
  • Başka bir şeye odaklıydı onlar, tartışmaya... Galiba hayat istediğim şeyi vermemek için inat ediyor. (Ünsüz Youtuberın Günlüğü)
  • İnsanları sevmek, neşeli olmak, ağaçların hayvanların dilini bilmek, zora gelince kaçmamak... (Yalancı Portakal)
  • Hayvanlar için eziyet olan bu durum insanlara nasıl keyif verebilirdi? (Ortak Ruh)
  • İnsanlar bilmediklerini biliyor gibi, yaşamadıklarını yaşamış gibi gösterebiliyordu (Yılankale)
  • Marjinal olmayı seviyorsun demek. Ama bence asıl marjinallik nedir, biliyor musun evlat. Kendi adını sevmen... Yani asıl marjinallik "Hayri" olmakta. Çünkü herkes ancak başkası gibi olunca, birine özenince farklı olabileceğini düşünüyor, sen kendin olunca herkesten farklı olursun zaten. (Kapiland'ın Kobayları)
  • Evet bu nasıl oldu? Niçin oldu? Yanıtı yaptıklarımızda... Buna biz neden olduk. Ne yazık ki böyle. Çünkü yalıtılmış bir dünya kurduk burada. Kendimizi, en çok da çocuklarımızı dış dünyadan ayırdık. Fanus içinde fanus yarattık. Doğdukları andan başlayarak özel ortamlar kurduk. Yapay güzellikler sunduk. Süt mü gerekliydi, biz 500gramı hazır tuttuk. Gerekli aşıların yanı sıra gerekmeyen aşılar yaptık. Doğa biçimlendirecekti onları, biz doğaya meydan okuduk. Şimdi başımız dertte. Bu hâlleriyle yaşamaları imkansız. (Çöp Plaza)
  • İtiraf etmeliyim ki ajandaya başladığımda yazmanın sıkıcı ve zor olduğunu düşünüyordum ya bu his geçiciymiş. İnsan beş on sayfa yazdıktan sonra, hele de kendi istediği şeyleri yazınca hiç de öyle olmuyor. Aslında şöyle oluyor; dünya üzerinde daha önce hiç kimsenin okumadığı bir kitabı ilk siz okuyormuşsunuz gibi bir heyecan yaşatıyor. (Ünsüz Youtuberın Günlüğü)
  • ekmeğini bitirdiğinde karnında tokluk, kalbinde bir boşluk hissetti.galiba pişmanlık dedikleri böyle bir şeydi. (Kapiland'ın Kıyameti)
  • Tarih... İnsanoğlunun tarihî yüz kızartıcı, mide bulandırıcı,akıldışı nice suçlarla ve cezalarla dolu. (Yılankale)
  • "Bence aşk var ama kolay bulunabilecek bir şey değil, biraz çaba istiyor...... Aşk zamanla oluşuyor, oluştuktan sonra da yakanızı kurtaramıyorsunuz. Yani aşkı biz kendimiz yaratıyoruz.." (Sil Baştan Aşk)
  • İnsan keşke dünyaya geldiği ilk günden başlayarak her şeyi hatırlayabilse, ilk fısıltıları duyabilse. ... İnsan ilk fısıltılar gibi ilk görüntüleri de hatırlayabilse... (Buz Bebekler)
  • "Good morning! Good Morning!" Mavi karga diye gülümsedi, yine yanlış zamanda söylüyor. "Hayır," dedi ses, "günaydın demenin zamanı olmaz, eğer bir uyanış içindeysen günün hangi saati olursa olsun gün, aydın demektir." "Benim uyanış içinde olduğumu da nereden çıkardın," diye içinden geçirdi İlay, "yine felsefi konuşmalar yapıyorsun." "Biraz önce, pencereden bakarken büyüdüğünün farkına varmadın mı? İşte bu senin için bir uyanıştır." (Sisin Sakladıkları)
  • "Düş kurmak, insanın en güzel sığınağı.." (Sil Baştan Aşk)
  • Günaydın demenin zamanı olmaz, eğer bir uyanış içindeysen günün hangi saati olursa olsun gün, aydın demektir. (Sisin Sakladıkları)