dedas
Turkcella

Cinsellik Üzerine - Sigmund Freud Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Cinsellik Üzerine kimin eseri? Cinsellik Üzerine kitabının yazarı kimdir? Cinsellik Üzerine konusu ve anafikri nedir? Cinsellik Üzerine kitabı ne anlatıyor? Cinsellik Üzerine PDF indirme linki var mı? Cinsellik Üzerine kitabının yazarı Sigmund Freud kimdir? İşte Cinsellik Üzerine kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 02.04.2022 04:00
Cinsellik Üzerine - Sigmund Freud Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Sigmund Freud

Çevirmen: Ali Avni Öneş

Yayın Evi: Say Yayınları

İSBN: 9789754680225

Sayfa Sayısı: 152

Cinsellik Üzerine Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İnsanın ve hayvanın cinsel gereksinimlerini açıklamak için biyolojide bir "cinsel dürtü"nün varlığı kabul edilir; aynı şekilde, açlığı anlatmak için bir beslenme karşılığı bir kelime yoktur. Halkın görüşü, cinsel dürtünün niteliği ve karakterleri üzerine bazı kesin düşünceler ileri sürer. Freud, bu noktada müdahale etme gereği duyar ve cinsel bastırmaların çocuk üzerinde nasıl evrildiğini sergiler. Freud'un anlaşılmasındaki kilit rolü oynayan ve büyük gürültüler koparan, sert tartışmalara yol açan Cinsiyet ÜZerine, denebilir ki her aynının, hatta her anne/babanın mutlaka okuması gereken temel yapıtlardan biridir.

(Tanıtım Yazısından)

Cinsellik Üzerine Alıntıları - Sözleri

  • Çok iyi bilindiği gibi kadınlardaki duyarsızlık birçok durumda sadece görünürdedir ve lokaldir.
  • "Efsaneye göre insan denilen varlık, kadın ve erkek olarak iki parçaya bölünmüştür; o zamandan beri aşk yoluyla birleşmeye çalışmaktadır"
  • Gençken günahkâr, yaşlılığında sofu
  • Gençken günahkâr, yaşlılığında sofu.
  • Cinsel nesneye belki de en uzak olan bölge gözlerdir; ama bu ayrıca kur yapma durumunda cinsel nesnenin güzelliği olarak tanımladı­ğımız özgün şekilde en sık uyarım alan bölgedir.
  • İfade edilmemiş duygular asla ölmezler sadece diri diri gömülürler, sonradan daha korkunç şekillerde ortaya çıkarlar.
  • Bütün insanların geçmesi gereken gelişim seyrindeki her aşamada bazıları geride kalır; burada da ebeveynlerinin otoritesini hiçbir zaman aşa­mayan ve sevgilerini onlardan pek az geri çeken veya hiç çek­meyen bireyler vardır.
  • Psikanaliz, er­keklerin kadınları narsistik bir şekilde reddetmesinin, onları kü­çümsemesinin, iğdiş kompleksine ve bunun kadınlara ilişkin kanı üzerindeki etkisine dikkati çeken şeyin büyük bir bö­lümünü ortaya çıkardığına inanmaktadır.
  • Bilinçdışında teşhirci olan kişi aynı zamanda bir röntgencidir..
  • Çocukluktaki cinsel içgüdünün varlığının inkar edilmesinin ve çocuklarda sıkça gözlenen cinsel dışavurumların düzensizlik olarak tanımlanmasının üzücü ol­duğunu söyledik. Tersine çocukların cinsel içgüdünün to­humlarıyla dünyaya geldiğini, beslenmeye başladıklarında zaten cinsel doyum da almaya başladıklarını ve bilinen "parmak emme" etkinliğinde bu yaşantıyı ısrarla tekrarlamaya ça­lıştıklarını gördük.
  • Çocukların ürkekleşmesinin sorumluluğunu anlatılan cin peri masallarına yıkmak, bunların etkisini gözde büyütmektir. Gerçekte olan şey ürkekliğe eğilimli çocukların, diğerlerini hiç de etkilemeyecek hikayelerden etkilenmesidir; ve sadece cinsel içgüdüsü aşırı olan veya çok fazla okşama yüzünden zamanından önce gelişen, ya da belirginleşen çocuklar ürkekliğe eğilimli olur. Bu açıdan li­bidosunu doyuramayan çocuk bunu kaygıya dönüştürürken eriş­kin gibi davranır. Öte yandan libidosunun doyumsuz kalması nedeniyle nevrotik olan bir erişkin de kaygısında çocuk gibi dav­ranır: Yalnızken, yani sevgisiyle kendini güvende hissetmesini sağlayan kişiden uzakken korkmaya başlar ve bu korkuyu en ço­ cuksu önlemlerle dindirmeye çalışır.
  • Çocukların sallanma, havaya atılıp tutulma gibi pasif hareketli oyunlara bu kadar düşkün olması ve bu oyunların sürekli tekrarlanmasında ısrar etmesi, vücuttaki mekanik tahriklerin neden olduğu haz verici duyumların varlığını doğrular.

Cinsellik Üzerine İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Korkmuyorum, Susmuyorum, Öğreniyorum!: YouTube kitap kanalımda Freud'un hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: https://youtu.be/63ikZqbdnAA Bu kitabı okumaya başladığımdan beri 100den fazla kişi beni takipten çıktı. Demek ki bir şeyleri görmekten ve duymaktan hala korkuyoruz. Ama neden korkuyoruz? Kendi cinsel kökenlerimizi öğrenmekten mi? Artık Berlin Duvarı gibi olmuş tabularımızı bir bir devirmekten mi? Neden korkuyoruz?! Çocukluğumuzdan beri cinsellik konusu ne zaman geçerse geçsin bize hep "Şş, çok ayıp sus bakiyim" denilerek ayıplanıp susmak öğretildi. Cinsel eğitim verilip özel bölgelerimiz öğretileceği yerde bastırılıp içimize kapanmak öğretildi. Bu konuyla ilgili bir şey merak edip ailemize sorduğumuzda bize hiç cevap vermeyen duvarlara bakmak öğretildi... Bütün bunlar arasında kendi kendimizi nasıl eğitebilirdik? "Hadi göster amcalara bamyanı" dendi, cinsellik bir güç gösterisi olarak kodlandı. Lisedeki biyoloji derslerinde üreme sistemi anlatılırken herkes dersi kaynattı, cinsellik bir şaka malzemesi sanıldı. Üniversitede milli olup olmadığın üzerinden arkadaş ortamlarında yoklama alındı, cinsellik bir istatistiğe dönüştü. Bu muydu lan sizin anladığınız cinsellik? Bakın Freud bu kitabında hepinize ne diyor: "Çocuk, cinsel araştırmalarında her zaman yalnızdır; bu onun için dünyaya yönelmek amacıyla attığı bir ilk adımdır ve o zamana kadar tam bir güven beslemiş olduğu çevresindeki insanlara karşı kendisini yabancı hissedecektir." [s.96] Hangimiz yalnız ve yabancı hissetmedik ki kendimizi? Hangimiz ezilip büzülmedik ki bu konuda cahil bırakılışlarımızla? Hangimiz elimizdeki farkındalık balyozuyla o tabu tuğlalarından oluşan duvarları kırmak istemedik? Yaradılışımızı ve Adem ile Havva'yı hatırlasak yeterdi aslında. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde ilk basamaktaki fizyolojik ihtiyaçlarda cinselliğin de olduğunu hatırlasak yeterdi. Sigmund Freud'un Cinsellik Üzerine kitabını okusak biraz olsun düzelebilmek için yeterdi bütün bunlar... Okudum ben de bu kitabı ve öğrendim aslında yetişkin cinselliğinin de kökeninin çocuklukta olduğunu. Öğrendim bir çocuğun yemek yemeyi öğrenmeye başladıktan sonra cinsel dürtüsünün yemek yemekten ayrıştığını. Öğrendim eski çağlardaki vurgunun cinsel dürtü, şimdiki vurgunun ise cinsel nesne üzerinde olduğunu. Öğrendim cinsel nesneyi tanımlamak için bilinçdışımız ile bilincin nasıl fazla mesaiyle çalıştığını. Sanırım bu kitabı okuyarak dünyadaki en büyük günahı işledim: Öğrenmeyi! Kendimizi bastırmakla hiçbir şey kazanamayız, insan bastırıldığı yerden patlar elbet. Kendimizi ne kadar bastırırsak bastıralım aslında farkında olmasak da narsistlik, cinsi sapıklık, nevrozlar ve klinik vakaların olma ihtimalini artırıyoruz kendi kendimize. Neden kendimize böyle bir kötülük yapmak yerine Freud'un bu kitabını okumayalım ki? Cinselliğimiz yıllarca toprağın altında saklı kalmış olan altın dolu bir define gibi bizim tarafımızdan keşfedilmeyi bekliyor. O toprağı bilinç ve cesaret adlı kazma küreklerimizle kazmak, defineyi bulmak ise sadece bizim elimizde. Defineyi bulma yolunda bu kazma küreklere yardımcı olarak yanımızda bazı ekstra teçhizatlar getirmemiz gerekebilir. Big Mouth gibi bir diziyi izleyerek ya da Cinsellik Üzerine, Yaşasın Orgazm, Cinselliğin Tarihi gibi bu konudaki kitapları okuyarak dünyadaki her insanın sadece kendisine özgü olan bu define haritasını bulmanın vakti gelmedi mi artık? (Oğuz Aktürk)

Spoiler şeysinden içermiyor..: Sigmund' Cuğumun okuduğum ilk kitabı. Kitabı 93 günde bittirmemin sebebi sınavdan sonra devam etmeyi düşünüyordum ama sonra vazgeçtim (vazgeçmem biraz zaman almış). Her neyse sevgili okur. Kitab gâyet güzeldi dili çok ağır değil eğer cinsellik, cinsiyet üzerine bilgi edinmek için okumak istiyorsanız ilk bu kitaptan başlamayın derim :-D .. • Sigmund' Cuğum bir çok saptamanın anne sütünü emmekten başladığı kanısında haklı tarafları var elbette ki ama bir çoğu 'yoğ artığ' dedirtti açıkçası. • LGBT bireyleri için birazcık sert davranmış diyebilirim çocukluktan gelen histerik düşüncelerin sonradan (tedavi edilebilir) bir hastalık olarak düşünüyor diyebiliriz açıkçası. • Cinsellik sırasında sadistçe davranından tut kendinisini kocasına (partnerine) karşı hep yetersiz gören hanımefendilere kadar her şeyden bahsetmiş. (Dipnot: Bu aralar denk geldiğim bir şey var. Sevgili okur cinsellik ayıp bir şey değil, kendiniz için korkulu bir şey olarak görmeyin hep okuyun hep araştırın.) Bilgiye Hepp Aç Olun ^.< Renkliiii, Keyifliii Okumalar Dileriiiimmm ♡.. (Kurdîka)

Halen kitabı hazmetmeye çalışıyorum ama sıcağı sıcağına bir inceleme yapmak doğru olur diye düşünüyorum. Hazmedemeişim sanırım geleneksel bilgilerden kaynaklanıyor. Bunlar arasında benim yanlışlarım; 1) "cinsellik ile çocuk" aynı cümlede yer alamaz. 2) "İnversiyon" (dönüklük veya eşcinsellik) viladi (doğuştan) gelen bir özelliktir. 3) "ensest şevk" bir hastalıktır. 4) "pedofili" (sübyancılık) her zaman için bir hastalıktır. 5) "Hayvana" yahut herhangi uçuk bir materyale (örn: damacana) yönelik duyulan arzu Kesinlikle hastalıktır. Bunlar şu an aklıma gelen ve birçok ortamda hararetle savunduğum doğrularım (aslında yanlışlarımmış) ki eminim bu konularda çoğunuz benimle aynı fikirdesinizdir. En başından söyleyeyim; yazarın bunları normalleştirmek ya da gerekliliğini savunmak gibi bir niyeti yok. İlk hazzın incelenmesinde bebeğin emme faaliyetini yani oral dönemini şöyle tanımlıyor; "çocuğun dudaklarının erojen bölge rolü oynadığını ve sıcak süt akışının neden olduğu uyarmanın haz doğurduğunu söyleyeceğiz." Dikkat edin ağız erojen bölge olarak ifade ediliyor. Yani bu dönemde haz organı ağızdır ve doğal olan emme işlemini gerçekleştirmesini sağlayarak haz alması sağlanmazsa ilk libido (bastırılmış haz ) ortaya çıkmış oluyor. Libidoların bastırılması ise bizi ikinci yanlışı düzeltmeye götürüyor. Bazı İnversiyonlar viladi olsa da libidoların bastırılması da çoğunlukla cinsel tercihi yönlendiriyor. İnversiyon içerisinde ensest ile ilgili yanlışımız da var. Aslında çocuk ebeveyne karşı cinsel arzu duyar ama bunlar iğrenme, utanma, toplum baskısı, kültür gibi dış etkenler ile yönlendirildiğinden bastırılır ve bilinç altına itilir. Çocuk ile karşı cins ebeveyn arasındaki ilişkiler birey psikolojisinde çok etkili oluyor. Örneğin kadının cinsel arzusu karşılanmaz ve kadın bu hazzı istem dışı erkek çocuğa yönlendirirse çocuk tahrik olmuş oluyor ve bu yüzden bilinç altına itilmiş arzu derin utanma duygusu yaratarak kişilikte tahribatlara yol açıyor. (Bu konu için bakınız: Oedipus Kompleksi) Ve yine çağımızın bir getirisi olarak kadınların çalışması ve çalışırken de bakıcı olarak çocuk ile ortak cinsiyete sahip bakıcı seçmesi ilerde İnversiyona sebep oluyor. Çünkü bakıcı çocuğu temizlerken, onunla ilgilenirken dokunuşlar ile onu rahatlatır. Çocuk ile bakıcı arasındaki bağ ilerleyen zamanlardaki tercihlerini belirler. Çocuğun bakıcıya karşı bu hazzı yazar tarafından şöyle gözlemlenmiş; Çocuk gece karanlıkta yattığı odadan sesleniyor. “Teyzecim konuş benimle. Korkuyorum, çok karanlık. Teyzesi; “Ne faydası olacak” der, “beni görmüyorsun ki”. “Olsun” der çocuk, “biri konuşunca aydınlık oluyor”. 5. Yanlışım olarak saydığım yanlış ile ilgili ise cinsel nesne açıklaması yapılıyor. Özne kendine bir nesne yaratmak zorundadır. Burada da tercih değil zorunluluk devreye giriyor. Mesela hapishane, askeriye gibi yerlerde dönük olmayan bireylerin ortak cinsiyeti cinsel nesne olarak görmesi buna örnek olarak veriliyor. Köylerde hayvanlar ile yaşayan insanların nesne olarak görebileceği şey hayvanlardır, eğitim görevlisinin ise çocuklar. Elbette bu sonuçlar bizi tekrar tekrar libodonun bastırılmaması gerektiği sonucuna getiriyor. Cinsel Özne, cinsel nesne ve cinsel haz kendini tamamlama yolunda hiç bir engeli tanımıyor. Düzenli bir cinsel yaşantının varlığı sizin hayatınızda daha başarılı olmanızı sağlar. Çocuk eğitiminde ve cinsellik konusundaki yanlışların düzeltilmesinde çok faydalı olacağına inandığım bir kitap. Unutmayın ki doğrusunu bilmek yanlışları düzeltmenin ilk adımıdır. Kesinlikle okunmalı. . "Her şeyi yazdın, okumanın ne anlamı kaldı?" demeyin, on katı bilgi var bu kitapta. :-) İyi okumalar dilerim... (Adem)

Cinsellik Üzerine PDF indirme linki var mı?

Sigmund Freud - Cinsellik Üzerine kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Cinsellik Üzerine PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Sigmund Freud Kimdir?

Sigmund Freud ( nüfus kaydında Sigismund Scholomo Freud) (d. 6 Mayıs 1856, Příbor, Moravya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu (bugün Çek Cumhuriyeti) - ö. 23 Eylül 1939, Londra, Birleşik Krallık), psikanaliz öğretisini geliştirmiş olan Yahudi kökenli Avusturyalı nörolog. Kişiliğin 5 farklı dönemden geçerek geliştiğini öne süren Psikoanalitik Kuram'ın kurucusudur...

Orta seviye bir Yahudi yün tüccarının, kırk yaşındayken, kendisinden yirmi yaş küçük bir kadınla yaptığı ikinci evliliğinden dünyaya geldi. Ekonomik bunalımdan dolayı ailesi Viyana'ya yerleşmek zorunda kaldıklarında, Freud henüz 4 yaşındaydı. 1938 yılına kadar burada yaşadı.

Lisede Latince, Fransızca ve İngilizce öğrenirken kendi çabalarıyla da İbranice, İspanyolca ve İtalyanca öğrendi. Başarılı bir öğrenciydi. Başlangıçta istemediği halde Goethe'nın yapıtlarından etkilenerek tıp okumaya karar verdi.

Üniversite yıllarında Yahudi düşmanlığıyla karşılaştı, okuldaki arkadaş çevresinden dışlandı. 1876 yılında fizyolojist Brücke'nin laboratuvarına girdi, burada anatomopatoloji ve insan sinir sistemi üzerine araştırmalar yaptı. 1881'de tıp öğrenimini bitirdi. 1883'te dönemin ünlü beyin anatomisi ve nöropatoloji uzmanı Dr. Theodor Meynert'in yönetiminde psikaytri kliniğinde asistan olarak çalışmaya başladı. 1884'de kokain üzerine bir inceleme yapmakla görevlendirildi. 1884'te kokainin analjezik özelliklerini keşfetti, anestezik niteliklerini ise sezinledi. (Yaşamım ve Psikanalız adlı yapıtında kokainin anestezik niteliklerini aslında bildiğini, yalnız tıp çalışmalarını bıraktığından dolayı bunların başkaları tarafından ortaya çıkarıldığını ileri sürer.)

Aldığı bir bursla 1885'te Paris'e gitti, Salpêtriê Hastanesi'nde, Jean Martin Charcot'nun yanında staja başladı. Burada histerinin belirtilerini, hipnotizma ve telkinin etkilerini gözlemledi. Charcot'dan çok etkilendi. (Yaşamım ve Psikanaliz 'de Charcot'ya ne kadar düşkün olduğu görülür) Charcot'nun konferanslarını Almancaya çevirdi ve 1886'da yayımladı.

1886'da Paris'ten ayrılarak Berlin'e gitti. Burada çocuk nöropatolojisiyle ilgilendi. Viyana'ya dönerek özel hekimliğe başladı. 1886 ekim ayında 4 yıldır nişanlı olduğu Martha Bernays ile evlendi. Sinir hastalıkları ve histeri şikayetiyle kendisine başvuranlar üzerinde dönemin ünlü tedavi yöntemlerini, elektroterapi ve hipnotizmayı uyguladı. 1887'de Dr. Bernheim'in Telkin ve Telkinin Tedavideki Uygulamaları Üstüne adlı kitabını çevirdi.

Elizabet von R. adındaki bir kadın hasta kendisini serbest çağrışım yöntemine zorlayınca hipnozdan vazgeçti. 1892 - 1895 yılları arasında Charcot'nun Salı Günü Dersleri adlı kitabının çevirisini, savunma psikonevrozları üzerine bir makaleyi ve saplantılar ve fobiler üzerine başka bir makaleyi Breuer ile ortaklaşa hazırladı. Ancak tıp çevrelerince Histeri Üzerine İncelemeler hoş karşılanmadı. Bu yapıtta psikanalizin temel ilkelerine rastlanır.

1896 yılında babasının ölümü üzerine derin bir bunalıma girdi ve sistematik olarak kendini çözümlemeye başladı. Yine aynı yıl Breuer'le nevrozların cinsel açıdan açıklanması konusunda ters düşerek yollarını ayırdı. Histerinin cinsel etiyolojisi üzerine verdiği bir konferans skandala yol açtı. Bu dönemde W. Fliess'le yazışmaları, özçözümleme süreci, hayatı üzerinde önemli etkiler yarattı. (Bu yazışmaları Freud'un ölümünden sonra eşi ve kızı tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Freud psikanalize özel hayatını karıştırmak istemediğinden, kişisel kayıtlar bırakmamış, birçok yazışma ve mektubunu ölümünden önce yakmıştır.) Hayatının 10 yıl süren bu döneminde, Freud hem yandaş, hem öğrenci bakımından yalnız kaldı. Kendini hastaların tedavisine ve psikanalizin yaratılmasına yoğunlaştırdı. Bu sürecin sonucu olarak 1897'de Oedipus Kompleksi, 1900'de Düşlerin Yorumu (iki cilt) adlı eserler ortaya çıktı.

1908'te Viyana Psikanaliz Derneği kuruldu. Bu olay, Freud için bir dönüm noktasıydı, Yaşamım ve Psikanaliz kitabında buna büyük yer verdi. Ancak bu tarihten önce bile Freud'un çevresinde çözümlemenin giderek kurumlaştığı görülür. 1902'den sonra "Çarşamba Günleri Psikoloji Derneği", adı altında başta P. Federn, O. Rank, W. Stekel ve Alfred Adler olmak üzere, Freud'un ilk yandaşları bir araya toplandılar. 1904'de E. Bleuer'le yazışmaya başladı. 1907'de Bleuer'in asistanı Carl Gustav Jung tarafından ziyaret edilir. Jung aynı yıl Zürih'te Freud Derneği'ni kurdu. Bu Freud için büyük bir başarıydı, zira psikanaliz artık ülke sınırlarının dışına çıkmıştı. Takip eden yıllarda Jung, 1. Psikanaliz Kongresi'ne katıldı ve psikanaliz üzerine konferanslar vermek üzere Freud ile birlikte ABD'ye yolculuk etti. Freud, 1910 - 1920 yıllarında Psikanaliz Üzerine, Bir Paranoya Vakası Özyaşam Öyküsü Üzerine Psikoanalitik Gözlemler: Başkan Screber, Totem ve Tabu, Narsizmin İncelenmesine Giriş, Yas ve Melankoli adlı eserleri yayımladı.

1923'de kendisine üstçene ve damak kanseri tanısı kondu. İzleyen yıllarda 33 kez ameliyat oldu. Sürekli protez takması gerektiğinden dolayı uzun yıllar konuşma ve yemek yeme sıkıntısı çekti. 1938'de Naziler'in Viyana'ya girmesiyle birlikte en küçük çocuğu Anna ile birlikte Avusturya'yı terk etmek zorunda kalarak Londra'ya yerleşti. Ölümüne dek tedavi ve çalışmalarına burada devam etti.

Freud, prensipleri gereği kişisel hiçbir özel belge, anı defteri, mektup bırakmamış, hepsini yakmıştır. Bu nedenle, Freud'a dair ilk ve en kapsamlı bilgiler ilk olarak yakın dostu İngiliz psikaytr Ernest Jones'un 1953'te yayımlanan üç ciltlik Sigmund Freud'un Yaşamı ve Yapıtları adlı kitabıyla ortaya çıkarıldı.

Eserleri [değiştir]

Zur Psychopat­hologie des Alltagslebens (Günlük Yaşa­mın Psikopatolojisi)

Die Traumdeutung (Düşlerin Yorumu)

Über Psychoanaly­se (Psikanaliz Üzerine Beş Ders)

Totem und Tabu (Totem ve Tabu)

Zur Einführung des Narzissmus (Narsisizmin İncelenmesine Giriş)

Unbehagen in der Kultur (Uygarlı­ğın Huzursuzluğu)

Jenseits des Lustprinzips Das Ich und das Es (Haz İlkesinin Ötesinde Ben ve İd)

Der Mann Moses und die monotheistische Religion (Musa ve Tektanrıcılık)

Cinsellik Kuramı Üzerine Üç Deneme, 1905

Der Witz und seine Beziehung zum Unbewussten, Nükte ve Bilinçdışı'yla İlişkisi, 1905

Psikanalizin Tarihçesi, 1914

Psikanalize Giriş Dersleri, 1917

Yaşamım ve Psikanaliz, 1925

Tutukluk, Semtom ve Korku, 1926

Bir Yanılsamanın Geleceği, 1927

Kültür İçindeki Huzursuzluk, 1930

Psikanaliz ve Uygulama,

Psikanaliz Üzerine,

Olgu öyküleri

Histeri ile Mücadele

Sigmund Freud Kitapları - Eserleri

  • Kitle Psikolojisi
  • Psikanaliz Üzerine Beş Konferans ve Psikanalize Toplu Bakış
  • Uygarlık Toplum ve Din
  • Amatör Psikanalizi
  • Sevgi ve Cinsellik Üzerine
  • Olgu Öyküleri 1
  • Olgu Öyküleri 2
  • Totem ve Tabu
  • Psikanaliz Üzerine
  • Nevrozlar - Psikanalize Giriş 2
  • Cinsellik Üzerine
  • Rüyaların Yorumu
  • Kokain
  • Bir Yanılsamanın Geleceği, Neden Savaş
  • Grup Psikolojisi ve Ego Analizi
  • Haz İlkesinin Ötesinde
  • Psikoloji Kanalize Ederek Psikanaliz Kuramı
  • Arzu Dürtü ve Çatışmaları Açığa Çıkarma
  • Bilinçaltı
  • Ruh Çözümlemesine Giriş Konferansları
  • Günlük Yaşamın Psikopatolojisi
  • Uygarlığın Huzursuzluğu
  • Cinsiyet ve Psikanaliz
  • Kültürdeki Huzursuzluk
  • Niçin Savaş?
  • Yaşamım ve Psikanaliz
  • Seçme Yazılar
  • Terapi
  • Endişe
  • Rüya Yorumları 1
  • Rüya Yorumları 2
  • Psikanaliz ve Uygulama
  • Psikanalize Giriş Dersleri
  • Ket Vurma
  • Musa ve Tektanrıcılık
  • Psikopatoloji Üzerine
  • Kendi Kendine Psikanaliz
  • Narsizm Üzerine ve Schreber Vakası
  • Mutluluk Dediğimiz Şey
  • Davranış Bozuklukları ve Tedavisi
  • Çocukta Fobinin Analizi
  • Yanılgılar ve Düşler Üzerine
  • Bir Çocukluk Nevrozu Hikayesi
  • Bir Genç Kızın Günlüğü
  • Freud - Jung Mektuplaşmaları
  • Psikanalize Giriş
  • Espriler ve Bilinçdışı ile İlişkileri
  • Dinin Kökenleri
  • İsteri Üzerine Araştırmalar
  • Psikanalitik Hastalık Öğretisi Hakkında Yazılar
  • Metapsikoloji 1
  • Metapsikoloji 2
  • Metapsikoloji 3
  • Metapsikoloji 4
  • Psikanalize Giriş
  • Psikanalize Giriş
  • Cinsel Yasaklar Ve Normaldışı Davranışlar
  • Sanat ve Sanatçılar Üzerine Notlar
  • Bir Histeri Vakası Analizi
  • Psikanalize Yeni Giriş Dersleri
  • Psikanaliz Açısından Edebiyat
  • Kültürel Cinsel Ahlak ve Modern Sinirlilik
  • Sanat ve Edebiyat
  • Aşkın Psikolojisi
  • Histeri Üzerine Çalışmalar
  • Metapsikoloji Haz İlkesinin Ötesinde Ego ve İd ve Diğer Çalışmaları
  • Ruh Çözümlemesine Yeni Giriş Konferansları
  • Ruh Çözümlemesinin Tarihi
  • Freud'un Mektupları
  • Psikanaliz Üzerine
  • Bakirelik Tabusu
  • Otobiyografi
  • Psikanaliz Üzerine Vakalar
  • Bilinçsizlik ve Psikanaliz
  • Siz Deli Misiniz?
  • Einstein’a Mektup
  • Psikanaliz
  • Eşeysellik Kuramı Üzerine Üç Deneme
  • Savaş ve Ölüm Üzerine
  • Bir Yanılsamanın Geleceği
  • Yas ve Melankoli
  • Rüya Psikolojisi
  • Leonardo da Vinci
  • Bastırma ve Bastırılanın Geri Dönüşü
  • İçgüdüler ve Baskılama
  • Espri Sanatı
  • Din
  • Takıntı Üzerine
  • Bilinçsiz-Olan
  • Anksiyete Üzerine
  • Psikanalizin Ana Hatlari
  • Totem ve Tabu - 2.Cilt
  • Kadın Cinselliği Üzerine
  • Ego ve Id
  • Bilinç Dışı
  • Bilinçaltını Keşfetmek
  • Sevgi Məktubları
  • Her İnsan Gördüğü Rüyanın Tabiridir
  • Aforizmalar
  • Sanrı ve Düş
  • Tutukluk Semptom ve Kaygı
  • Ruhsal Kimlik
  • Doğuştan Gelen Sapkın Eğilimler
  • Dora
  • Kendini Koruma İçgüdüsü
  • Psikanalitik İlerlemenin Önündeki Engeller
  • Psikanaliz ve Telepati
  • Cinsel İstismar - Psikoloji Serisi
  • Ensest
  • Yasaklar ve Normal Dışı İstekler
  • Gizemli
  • Düşüncelerin Sınırsız Gücü
  • Kadın Eşcinselliği
  • Totem ve Tabu Barbarlar ile Nevrotik Kişiliklerin Zihinsel Yaşantılarındaki Benzerlikler (Cep Boy)
  • Arzular ve Çatışmalar
  • Sexualleben
  • Введение в психоанализ
  • Sanat ve Psikanaliz
  • Erkeklerin Cinsel İçgüdüsü
  • Ketlenmeler, Belirtiler ve Anksiyete
  • Ego ve Kimlik
  • Libido ve Narsisizm
  • Cinsiyetler Ayrımı
  • Mədəniyyətin sancıları
  • Totem ve Tabu
  • Aşkın Psikolojisi

Sigmund Freud Alıntıları - Sözleri

  • Devletlerin, bireyleri kötülükten alıkoymasının, kötülük yapmayı ortadan kaldırmak amacından değil, onu tıpkı tuz ve tütün gibi tekeline almak amacından doğduğu düşüncesine kesin bir biçimde inanılabilir. (Cinsiyet ve Psikanaliz)
  • Kadınlar, özellikle de güzelseler, nesne seçimlerinde kendilerine dayatılan toplumsal kısıtlamaların bedeli olan belli bir kendiyle yetinme geliştirirler. Kesin konuşmak gerekirse bu türden kadınların erkeklerin kendilerine yönelik sevgileriyle kıyaslanabilecek yoğunlukta sevdikleri tek şey yalnızca kendileridir. Gereksinimleri de sevme değil ama sevilme doğrultusundadır ve bu koşulu yerine getiren erkek onların onayını kazanan kişi olur. (Metapsikoloji Haz İlkesinin Ötesinde Ego ve İd ve Diğer Çalışmaları)
  • Bastırma bireysel çalışır; bastırılmış olanın her bir türevi kendine özgü bir yazgıya sahip olabilir; biçim değişikliğinin fazlası yada azı başarının sonucunu tamamıyla değiştirebilir (Bastırma ve Bastırılanın Geri Dönüşü)
  • Biz ölümün yaşamın tek amacı olduğunu iddia etmiyoruz; ölüm kadar yaşamın da olduğu gerçeğini gözardı etmiyoruz. (Ruh Çözümlemesine Yeni Giriş Konferansları)
  • Bilinçaltında "hayır" sözcüğü olmadığını, zıtlıkların bir araya geldiğini biliyoruz. Reddetme ancak bastırma sürecinde ortaya çıkıyor. (Bir Çocukluk Nevrozu Hikayesi)
  • Psikanaliz bize baba kompleksi ile Tanrı inancı arasında yakın bir ilişkinin bulunduğunu ;bize kişisel bir Tanrı'nın psikolojik yönden yüceltilmiş bir babadan başka bir şey olmadığını göstermiştir ve her geçen gün genç bireylerin babalarının otoritelerinden kurtulduklarında dinsel inançlarını nasıl kaybettiklerine dair yeni kanıtlar sunmaktadır. (...) (Leonardo da Vinci)
  • Mutlu kişiler düş kurmaz, bunu ancak yeterince doyuma ulaşmamış kişiler yapar. Doyuma kavuşturulmamış, düşlemlemenin itici güçleridir ve her düş belli bir isteğe doyum sağlama çabası ve böyle bir doyumu ondan esirgeyen gerçek'i değiştirme girişimidir. (Sanat ve Sanatçılar Üzerine Notlar)
  • Olgunluk hazzı erteleyebilme kabiliyetidir. (Aforizmalar)
  • fakat bekâret bir tabunun, dinsel olarak tarif edilebilecek bir yasağın konusu haline gelmiştir. (Bakirelik Tabusu)
  • Temelde kırıcı olan bir düşünce belli bir yoğunluk seviyesine ulaşır ulaşmaz çekişme aktifleşir ve bu kesinlikle bastırmaya yol açar. (Bilinç Dışı)
  • Çocukluk çağında hiçbir gereksinimin bir babanın korumasına karşı duyulan gereksinimin kadar güçlü olabileceğini sanmıyorum (Kültürdeki Huzursuzluk)
  • Birbirleriyle uzlaşması zor çelişkilere düşüyorsunuz.. (Bir Yanılsamanın Geleceği, Neden Savaş)
  • "Efsaneye göre insan denilen varlık, kadın ve erkek olarak iki parçaya bölünmüştür; o zamandan beri aşk yoluyla birleşmeye çalışmaktadır" (Cinsellik Üzerine)
  • "Tam da hastalanacak zamanı bulmuştur büyük anne. Hastamız, sevdiğini, böylesine özlemişken..." (Psikanaliz ve Uygulama)
  • Ve her zaman öylesine güçsüz kalırdım ki, içimi yakıp kavuran tutkuları dışa vuramazdım. Dolayısıyla hep baskıladım kendimi, sanırım bu da halimden belli oluyor. (Yaşamım ve Psikanaliz)
  • İd'de içgüdüye düşen rolü ego da algı oynamaktadır. Ego tutkuları ihtiva eden id'in tersine, mantık ve sağduyu olarak adlandırılabilecek olan şeyi temsil etmektedir. (Ego ve Id)
  • herkes kendi hayatı üstünde hak sahibidir...' (Mutluluk Dediğimiz Şey)
  • Ama sorarım size, insanlar ellerine geçirdikleri bir şeyi ne zaman karmakarışık, ne zaman eciş bücüş bir duruma sokmamıştır? (Kendi Kendine Psikanaliz)
  • Sanki bilinçli olanın direnci, kökensel bastırılmış olandan uzaklaştırılmalarını sağlayan bir işlev görür. (Bastırma ve Bastırılanın Geri Dönüşü)
  • "Doğa, göründüğü kadarıyla bizi soğukkanlılıkla, zalimce, amansızca ve olasıdır ki tam da bizim doyum sağlamamıza yol açmış şeyler aracılığıyla yok eder." (Bir Yanılsamanın Geleceği)

Yorum Yaz