diorex
sampiyon

Çin İşkencesi - Emine Şenlikoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Çin İşkencesi kimin eseri? Çin İşkencesi kitabının yazarı kimdir? Çin İşkencesi konusu ve anafikri nedir? Çin İşkencesi kitabı ne anlatıyor? Çin İşkencesi kitabının yazarı Emine Şenlikoğlu kimdir? İşte Çin İşkencesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 17.02.2022 14:00
Çin İşkencesi - Emine Şenlikoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Emine Şenlikoğlu

Yayın Evi: Mektup Yayınları

İSBN: 9789756717073

Sayfa Sayısı: 212

Çin İşkencesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sevdiğim kız Aybalam bana el değil parmaklarını sallıyordu. Kimse görmesin diye elini kaldıramıyordu ama ben anlıyordum.

Annemin "Kurtar beni Kaan!" diyen sesi hala kulaklarımdan.

Bir alkışlık hürriyet lütfen!

Milletin içinde sevdiğim kız yüzüme tükürünce dünyam karardı.

Vayy komünizm vayy! demek sen...

(Arka Kapak)

Çin İşkencesi Alıntıları - Sözleri

  • Annem bana sarılırken beni kokluyordu. O zaman anladım ki, annelere evladından giden bir koku varmış. Babalar da alır mıydı bu kokuyu?
  • Her putçu zihniyet, önce imamları halka kötü tanıtır, bir imamın suçunu bin imama ödetir.
  • "Kahrolsun komünizm..."
  • Umutlarımızı bile prangaya vuracakmışsın meğer.
  • Annem bana sarılırken beni kokluyordu. O zaman anladım ki, annelere evladından giden bir koku varmış. Babalar da alır mıydı bu kokuyu?
  • Zira insanoğlu bozulmaya pek münasiptir..
  • Bir şeyi görmek için sadece gözlerin olması yetmiyor.
  • Meğer insanın düşüncelerini korkusuzca anlatabilmesi ne büyük nimetmiş...!
  • Unutmadan söyleyeyim, caniler düşünemezler! Ama yine de vardırlar...
  • Düzen bozuk sultanım, düzen. Ben çocuklarımdan değil düzenden korkuyorum. Onları aldatmalarından korkuyorum. Zira insanoğlu bozulmaya pek münasiptir.
  • Bir şeyi görmek için sadece gözlerin olması yetmiyor. Bilginin de, idrakin de, hayat tecrübesinin de olması gerekiyor.
  • Bir şeyi görmek için sadece gözlerin olması yetmiyor. Bilginin de, idrakin de, hayat tecrübesinin de olması gerekiyor.
  • Acaba birgün.. Acaba birgün kavuşabilir miydik ?

Çin İşkencesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Spoiler ola bilir! Kitabı elime ilk aldığım andan beni içine aldı desem, yalan olmaz. İlk satırından alıntıladım, o kadar yani. Eğer her iki satırından birini alıntılamak için çıkmasam, bir güne bitire bileceğim kitaptı. Hatta, bazen kendimi zor tuttum, spoiler ola bilir diye. Beynim matematik yönümlü olduğu için ezberi sevmem. Belki bundandır ki, Tarihin yalnız edebiyat yönünü öğrendim hep. Çok duydum, Çinin müslümanlara olan zulmünü. Ama duyduğum kadarıyla kalmışdı desem.... Ama kitabı okudukça aydınlandı düşüncelerim. Bir zamanlar Xocalı soykırımında esir düşmüş soydaşlarımı hatırlattı bana okuduğum olaylar. Ama itiraf etmeliğim ki, soydaşlarımın yaşadıkları yanında hafif kalmış. Ha, bu demek değil ki, Çin işkencesi hafifmiş. Asla, yaşayan bilir. Binde biri kadarını bile yaşayanlar dünyaya asla gelmemiş olmak ister. Yüreği zayıf olanlar dayanır mı bilmem. Ben okudum. İyi ki, de okudum. Hatta, bir sürü alıntı paylaştım. Şiddetle tavsiye edeceğim kitaplardan... Kitabı okumam için vesile olan Laperdutagente ve ovodsever na teşekkür ederim. (Kitabsever)

Maalesef kanım bu yazara hiç ısınmıyor. Gördüğüm ilk anda bir soğukluk hissettim, nedenini inanın ben de bilmiyorum. Düşünceleri sürekli eleştirilen Emine Şenlikoğlu'ya karşı olmadım çünkü henüz düşüncelerini bilmiyor ve kitaplarını okumamıştım. Dini içerikler yazdığını sadece biliyordum. Tabi ülkemizde 'İslam'a karşı kişiler de az değil. :) Kafaya takmıştım yazarın kitaplarını okuyacaktım. Ve okuduğum ilk kitabı bu oldu. Temel soru/sorun şu: Emine Şenlikoğlu bize ne anlatmak istiyor? Kahramanımız yaşı 16 ve adı Kaan. Ailesini anlatarak başlar. Kaan'ın bir ablası var, okutulmamış. Nedeni ise şöyle geçer: gonderi/135964869 Çok zoruma gitti. Daha ilk okumada bu neydi böyle? Dedim, sinirlendim. "İlim çinde olsa dahi git al" diyen bir din; kadın erkek karışık eğitime mi karışacak?! Evet, ülkemizde karışık eğitim zorunludur. Bunu kabul etmeyebilir karşı çıkarsın ama bunu çocuğunu okutmayarak yapamazsın, eğer yaparsan erkek çocuğunu da okutmamalısın. Çocuklarını bu sisteme kurban etmezsin ya da çocuklarını okutur kendi yolunu da göstererek topluma bilinçli biri yetiştireceksin. Bu konu uzun ve tartışılır bu yüzden girmeyeceğim. Bir başka kısımda ise "... sizi ilim yoluna gönderiyorum. Ama bu yol nasıl yolsa beni korkutuyor, ürkütüyor. Böyle ilim olur mu? Evlâdım âlim mi olup gelecek, zâlim mi?... Bilemiyor, endişeyle yaşıyorum." gibi bir ifade geçer. Burada şimdi ki eğitim sistemi dikkat çekilir. Daha çok 'kız erkek karışık eğitim' i. Sadece bu da değil; okulda öğretilen şeylere de gönderme yapılır. Hemen ardından şimdi ki düzeni de eleştirmekten geri kalmaz. Kitap ne kadar basit bir hikaye gibi görünse de aslında siyaset, eleştiri içerikli bir kitap da oluyor, anlamıştım: Bkn: "Süt ne kadar temiz olursa olsun, düzenin pisliği sütten ağır basıyor..." gonderi/135958953 Bu tarz kitapları (siyasi, eleştirel, politika vs.) genel de severim :) Kitabın konusu şöyle : Kaan ve abisi Turgut köyden ayrılıp şehirde okurlar. Zamanla bunlara farklı bilgiler aşılanır, dinleri unutturulur. Derken Kaan ve Turgut kendilerini komünist olarak bulurlar ve devrim için mücadele ederler. Dinlerini, kültürlerini, aile bağlarını unutmuş, sadece komünizm için çalışıp çabalamaktadırlar. Bu arada zaman geçer bu iki genç olgun birer birey olurlar. Kaan bazı yanlışların farkına varır. Bu yanlışlar şöyledir: komünizm kendisinden olmayana zulüm eder, dini yok sayar (gonderi/136003718) . Aynı çekilde devrimciler aileyi yok sayar hatta hedefleri için babalarını dahi öldürmekten çekinmezler, zulüm etmekten geri durmazlar. Kaan bunları fark eder pişman olur, dini inançlarına döner. Fakat abisi Turgut kendini kaybetmiştir. Kardeşini bir faşist olarak görür. Komünist, sosyalist ve devrimciler için düşman kişi 'faşist' kişilerdir. Bu yüzden faşistleri acımadan öldürürlermiş. Şimdi alıntılarla bir kaç noktaya değinelim: gonderi/135957642 kast edilen inanç ve sistem nedir? Peki bu başkaları kim oluyor? Yazar buraya çocuklara küçüklükten enjekte edileni gösterir. Başkaları inançlarını ve sistemini anlatıyorda denilen inanç 'dini', sistem 'kendi kuralları' olabilir mi? Çocuklara genelde ağır konular ve bilemeyecekleri konuşmaz büyükler. Ya çocuk anlıyorsa? Hiç denediniz mi? Müslümanlar genelde komünizmi sevmez hatta çok karşıdır gonderi/135960006. Ben komünizm, sosyalizm, İslam fark etmez; gerçekten haklıyı savunan, adaletli, merhametli kişiye bakarım. Tabi bir Müslüman olarak önceliğim İslam'a göre olmasıdır. Peki, hakkıyla İslam'a göre yapılıyor mu? Müslüman ülkelere bakınca sorunun cevabını almak mümkün. Bana göre ne İslam, ne komünizm ne de sosyalist düzene göre yönetilen bir yer yok. Hepsi bozulmuş, hiç biri doğru ve dediği gibi olmadı. Bu bir gerçek! Kitapta bir dönem esen komünizm ve sosyalist rüzgarı ele alınır ve eleştirilir. Haklılık payı var. Eğer Müslümanların yanlış yönetimini ele alan bir kitap okumak isterseniz, kesinlikle kitap/musluman-kardesler-teskilati--74805 tavsiye ederim. Bir de Türklerin dinsizleşmesine dikkat çekilir. Türkler İslam'ı kabul ettiklerinde inançlarına çok bağlıydı. Peki ya dinsizleştiler mi? Bunun için önce geçmişlerine bakmak doğru olur. Türklerin geçmişine bakınca öncelik savaşçıl bir ruh görürüz, sonra inançlarına olan bağlılıklarını. İslam'ı kabul eden Türkler yaşamlarını ona göre düzenlediler. Ama şunu unutmayın ki Türklük özünü kaybetmediler, sadece İslam hayatlarına dahil oldu o kadar. Peki ya şimdi? O savaşçıl ruh ve inanç bağlılığı var mı? Bu sorunun cevabını size bırakıyorum. :) Kitapta bir konu dikkatimi çok çekti: dinsiz insanın acımasızlığı. Şöyle bir ifade kullanılır; "Ah evlatlarım, ah! Bilemezsiniz, dinsizlik ile şartlanma birleşince insan nasıl insanlıktan çıkar. Babam ikimizin yüzüne baktıktan sonra devam etti: — Son olarak şunu söyleyeyim evlatlarım. Dinsizlik insanın merhametini alır. Öyle hale getirir ki, kendi kardeşinin derisini şarkı söyleyerek yüzer hale gelir insan. Bunu unutmayın yeter." Kur'an'a baktığımız zaman helak olan kavimler genelde inançsız ya da pûtperest kimselerdir. Pûtperestlikte aslında bir din; adam taşa tapıyor, kendine göre bir din üretmiş. Burada bize gösterilmek istenen şu: Kişi İslam dinindeyse merahametlidir, eğer değilse merhametini yitirir. Katılıyorum çünkü İslam'a gerçekten bağlı olan kimse zalim değildir. Bakın 'zalim olmaz' demiyorum 'zalim değildir' diyorum. Neticede İslam'ı özünde yitirip zalimleşen var. Bu yüzden İslam dini, ölünceye dek dine bağlılık ve ibadette sürekliliği tembihler. Kitap asıl olarak bize 1949 yılındaki çin işkencesini anlatır. 1949 yılında Çin Komünist devrimi ile başlatılan Doğu Türkistan'a yönelik toplu katliamlar, asimilasyon uygulamaları anlatılıyor. Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası'nın 36. maddesinde ''Her Çin vatandaşı dinî inanç ve hürriyete sahiptir." Denildiği halde Uygur Türklerinin dinlerini öğrenme, öğretme ve ibadet etme hakları ellerinden alınmıştır. Çin işgalinden bu yana Doğu Türkistan'da Bosna Hersek, Irak, Afganistan, Çeçenistan, Filistin ve Suriye ve Arakanda öldürülenlerin toplamının 10 katından daha fazla Müslüman'ın öldürüldüğü ifade edilmektedir. Binlerce insan sebepsiz yere tutuklanıp ağır işkencelere tabi tutulmakta , binlercesi evine dönemeyip, belirsiz zindanlarda çürütülmekte, evine dönebilenlerin binlercesi ya sakat kalmakta, ya da hayata tutunamayacak derecede ruhsal travma geçirmektedir. Kitap temel de bunu anlatır ve bunlara dikkat çeker. gonderi/135993075 Hani inanç özgürlüğü? Hani hümanizm? Kitap bize genel olarak şunu anlatıyor. İslam dininin önemi, komünizm - sosyalizm - devrim gibilerin kötü olduğu ve hatta kandırmacadan ibaret olduğu belirtilir, aile ilişkisi, cinsiyet ve eğitim konuları işlenir. Günümüz Türkiye'si eleştiriliyor çok fazla, özellikle İnönü dönemi. Peki doğru olan nedir? Müslüman ülkelerinde neler oluyor? Sonuçta müslüman ülkelerinde İslam göre yönetim uygulanıyor değil mi? Doğru olan ne biliyor musunuz? Müslüman önce kendini uyandırmalı. Yazar burda ülkeyi eleştiriyor, doğru - yanlışı göstermeye çalışmış en azından ama neden müslüman ülkelerinin ve yöneticilerini eleştirmiyor? Elbette 'izm' ile bitenler taraftarı değilim ancak bütün Müslüman ülkeleri maalesef kendini bunlara da kaptırmış, sadece kaptırmakla kalmamış 'kuklalaşmış'. Müslüman kardeşleri savaş ortasındaydı, neden ses çıkaran olmadı? Bakın ben halkı haksız demiyorum asla çünkü halk gerçekten inançlı, duyarlı, dindar ama yöneticileri sıkıntı. Ben Müslümanları değil, daha çok Müslüman yöneticilerini eleştiriyorum. Şuan süren savaşlar var ve genelde en çok müslümanlar arasında oluyor. En yakın örnek Afganistan'daki olaylar. Gavurun teknolojisi, savaş malzemesi vs her şeyi var; peki bizim neyimiz var? Bu kitaba gerçekten uzun bir inceleme yazılabilir, ben sadece kısacık ele aldım :) Yazarı sevdim mi? Düşüncelerinde her ne kadar doğruluk varsa da katılmadığım bazı noktalar oldu. Düşünceleri o kadar da yargılanacak türden değil. İnanın bana haklı da ama anlatımı iyi değil. 'Anlatmaktan ziyade nasıl anlatıldığı' çok önemli gerçekten. Etkileyici bir dil ve mantıkla anlatsaydı belki daha iyi olurdu. Şuan sevgi konusunda nötrüm yani :D Keyifli okumalar dilerim. (Duhâ)

Kitabın Yazarı Emine Şenlikoğlu Kimdir?

İslamî içerikli kitap ve roman yazarlığı ile konferansları ile tanınır

Emine Şenlikoğlu, 1953 yılında doğduğu Giresun-Dereli-Anbaralan köyünden çok küçük yaşta iken Adapazarı'na, oradan da ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşti ve gençlik yıllarında araştırmacılığa başladı. Öncelikle Hristiyanlık dini ve İncil üzerine araştırmalarda bulundu. Sonraki yıllarda yoğunlukla İslam dini üzerine araştırmalar yapmaya başladı. İslamî temel ilimlerden olan fıkıh ve akait üzerine çalışmalar yaptı. 1984 yılında yazdığı ilk kitabından (Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar) dolayı yargılandı. 2,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İlâhiyatçı, gazeteci yazar Recep Özkan ile evli, iki çocuk annesidir.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Emine_Şenlikoğlu

Emine Şenlikoğlu Kitapları - Eserleri

  • İmamın Manken Kızı
  • Çin İşkencesi
  • Maria
  • İdamlık Genç
  • Bize Nasıl Kıydınız
  • Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar

  • Hristiyan Gülü
  • Sabıkalı ve Dul
  • Ne Olur İhanet Etme
  • Ben Kimin Kurbanıyım
  • Çingene
  • Harcandık
  • Sevgide Hiç Vefa Yok mu?

  • Esir Evliler
  • Vicdan Azabı
  • Merhamet
  • Son Pişmanlık Fayda Eder
  • Burası Da Cezaevi
  • Kadınları Kadınlar da Eziyor
  • Kalbimi Başkasına Gönderdin

  • Bir Gönül Mücadelesi
  • Binbaşının Kızı
  • Sorma Nasılsa Cevabı Yok
  • Harcandıktan Sonra Bilseydim
  • Piramitlerin Kızı Leyla
  • Önce Soru Sorarlar
  • Bir İmam Hatipli Vardı

  • İslamda Erkek
  • Patricia
  • Aşkın Ağladığı Ada
  • Anne Büyüklere Bir Şey Söyle
  • Biz Bu Vatanın Nesi Oluyoruz
  • Küçük Kız
  • Mahkum Duygular

  • Yılan Yavrusu
  • İsimsiz Kitap
  • Küçük Kelebekler
  • Telefonla Röportaj
  • Konuşan Serçe
  • Satılık Çocuk
  • Şirin Köy

  • Kardeş Sevgisi
  • Topal Karınca
  • Ağlatan Yollar
  • Müslüman Kadın Avrupa'da
  • Kelepçeli Kalemimden
  • Uzaktaki Çığlıklar
  • Ağlayan Köpek

  • Depremin Ardından
  • Kırmızı Elbiseli Kız
  • Ülkemi Arıyorum
  • Küçük Kızın Umudu
  • Geri Tepen Kurşunlar
  • Hayal Çocuk
  • İnsanlarda Kayar

  • Ali'nin Dünyası
  • Geçmişin İzleri
  • Beyaz Devrim Kalemle Başlar
  • Televizyon Röportajları
  • Aşka Yenilmeyeceğim
  • Baba Sen de Bir Şeyler Söyle
  • Bunalım

  • Burası Cezaevi
  • Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar
  • İnsanlığın Belgeseli
  • Ruhumun Penceresi
  • Bir Adımlık Koşu
  • Çağrı
  • Özür Dileyen Civciv

  • Erkekler de Derdi Gizli Yaşar
  • Civcivin Rüyası
  • Civciv Ailesini Tanıyalım
  • Civciv Ailesi Kır Gezisinde
  • Kılavuz
  • Soru Soran Civciv
  • Eşler Arası İlişkide İletişim Stratejisi

  • Kılavuz
  • Suya Dalan Civciv
  • Karşılık Beklemeyen Civciv
  • Harcandık
  • Kılavuz
  • Hastalanan Civciv Çimiçimi
  • Geri Tepen Kurşunlar

  • Kılavuz
  • Kıbrıs Sular İçinde Bir Yetim
  • Kılavuz
  • Radyo - Basın Röportajları

Emine Şenlikoğlu Alıntıları - Sözleri

  • "O gözlerine söyle, anlamadan dinlemeden karar vermiş gibi bakmasın bana." (Sevgide Hiç Vefa Yok mu?)
  • [email protected] Tuna4999 (Aşkın Ağladığı Ada)
  • İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse, ötekine sağır oluyorlar. " (Bir Gönül Mücadelesi)
  • Sakin bir yer, her sesten arınmış kulak ve gönlü sadece davası ile meşgul bir kalp bir beyin yapısı lazım. (Ne Olur İhanet Etme)
  • " İdealler yıldızlara benzer.Onlara ulaşamasak bile ışıklarıyla yönümüzü bulabiliriz. " (Bunalım)
  • Herkes,dünyaya kendi penceresinden bakar. Halbuki,bazen de başkasının Penceresinden bakılmalıdır! (Çingene)

  • "Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha zordur." (Bir Gönül Mücadelesi)
  • "Gölgelerde dinlenip cenneti Hakk'tan istemişler, Azıcık terlemeden cennet gelsin demişler." (Maria)
  • Ne olur uyanmayayım, rüyam bitmesin de biraz daha çocuk kalayım, dünya üzerindeki çığlıkları biraz daha duymayayım. Çocukluğun salıncağında uçayım gökyüzüne doğru. Düşünmeyeyim yılların geçerken bana sormadığını... (Esir Evliler)
  • Ne acı bir tecellidir ki insan, yaratıcısından habersiz bırakılıyor. Hatta, yaratıcısının adına "Tabiat" diyebiliyor. Alçaklar, alçaldıkça günahsız gençleri de aldatmıştır . (Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar)
  • Offfff Allah'ım! Bunaldım... Biliyorum, senin adını sadece isyan ettiğim ve acı çektiğim anlarda anıyorum. Hatalıyım biliyorum. Ben okumasam da her türlü günahları affedeceğini söylüyor musun. Öyle duydum. Beni de Affet (Bunalım)
  • Gerçekten ölüyordum. Beş ayda yirmi kilo verdim. İştahım kesildi. Rengim soldu. Dedenle odamı ayırdım. Daha sonra kendi evime gittim. Hazmedemedim iha neti. Üstüne üstlük bizim tam da çok mutlu olduğumuz dönemdi. Devrimler oturdu. Şapka kanununu halk kabullendi. Kur'an yasağına bile uydu halk. Zaten mecburlardı da. Abdülhamid konusu istediğimiz gibi gelişti. Abdülhamid'in 'Kızıl Sultan' olduğuna inandı halk. 'Halk isyan eder.' dedik ama etmedi. Tam, 'Oh be! Osmanlı'yı sağ salim devirdik, kazasız belasız bu güne geldik.' dediğimiz günlerde yaptı deden bunu bana. (Aşka Yenilmeyeceğim)
  • gölgelerde dinlenip, cenneti istemişler, Biz ter dökmeden, Cennet gelsin demişler... (Maria)

  • Senin varlığın ne güzel, Yokluğun ise ölü bir el... (Ben Kimin Kurbanıyım)
  • Velileri küçük gören kendisini küçültür, Belki mü'mindir amma bildiğini çürütür. (Mahkum Duygular)
  • " Anlamak için en güzel çağ gençliktir. " (Konuşan Serçe)
  • Ama ben yine de anlayamadım...Yılbaşı gecesi sarhoşlara özel bir ilgi gösteren, sarhoşun sabaha kadar içmesi sağlanan bir ülkede,herkes her şeyi söylerken,bir şeycikler olmuyor da ....Sıra bize gelince...Evet bize gelince ne oluyor bilmiyorum,her şey değişiveriyor . (İsimsiz Kitap)
  • Nedenler, niçinler, nedendir bitmez Bir şeyi inkar için, "yok" diyebilmek yetmez. (Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar)
  • Beni amelimle değil, niyetimle ölçen dost Evet diyorum, odur kardeş, odur dost... (Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar)
  • Senin için yanmayana, senin ölmen ancak bir aptallıkla mümkün olabilir... (Burası Da Cezaevi)

Yorum Yaz