diorex
sampiyon

Cimri - Molière Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Cimri kimin eseri? Cimri kitabının yazarı kimdir? Cimri konusu ve anafikri nedir? Cimri kitabı ne anlatıyor? Cimri kitabının yazarı Molière kimdir? İşte Cimri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 25.02.2022 06:00
Cimri - Molière Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Molière

Çevirmen: Sabahattin Eyüboğlu

Editör: Müge Karalom

Orijinal Adı: L'Avare ou L'École du Mensonge

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9789754588422

Sayfa Sayısı: 104

Cimri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Molière [Jean-Baptiste Poquelin] (1622-1673); Eserlerindeki tiplemelerle dünya edebiyatında, Shakespeare’den sonra insan gerçekliğine belki de en derinlemesine nüfuz eden oyun yazarlarından biridir. Kadınlar Mektebi’nden Kibarlık Budalası’na, Cimri’den Hastalık Hastası’na bu oyunlar, sadece dönemin tutucu otoritelerini rahatsız etmekle kalmamış, tazeliklerini bugüne kadar korumuşlardır.

Sabahattin Eyüboğlu (1908-1973): Hasan Âli Yücel’in kurduğu Tercüme Bürosu’nun başkan yardımcısı ve Cumhuriyet döneminin en önemli kültür insanlarından biriydi. Tek başına ya da imece usulü yaptığı çeviriler, Hayyam’dan Montaigne’e, Platon’dan Shakespeare’e kadar, dünya kültürünün doruk adlarındandı.

Cimri Alıntıları - Sözleri

  • ''Ne kolay, ne kolay inanıyor insan sevdiğine!''
  • Siz erkekler bir tuhafsınız! İnsan sizi yüreğinin bütün açıklığıyla sevdi mi, sevgisini gösterdi mi, hemen soğuyuverirsiniz; hem de nasıl! Ölsek kılınız kıpırdamaz.
  • ''Ne kolay, ne kolay inanıyor insan sevdiğine!''
  • ''Bütün erkekler birdir konuşurken; zamanla anlaşılır her birinin ne olduğu...''
  • Yaşamak için yemeli, yemek için yaşamamalı.
  • ‘’ Ne kolay, ne kolay inanıyor insan sevdiğine! ‘’
  • Evlenmek zannedildiğinden çok daha önemli bir iştir: insanın bütün ömrünce mesut veya bedbaht olması buna bağlıdır; ölüme kadar sürecek bu işe girilirken inceden inceye düşünmek icap eder.
  • Ah! İnsan sevdiklerinin sözlerine ne kadar kolay inanıyor.
  • Ne kolay, ne kolay inanıyor insan sevdiğine!
  • Ne günlere geldik... Bela üstüne bela!
  • “Siz erkekler bir tuhafsınız: İnsan sizi yüreğinin bütün açıklığıyla sevdi mi, sevgisini gösterdi mi, hemen soğuyuverirsiniz; hem de nasıl! Ölsek kılınız kıpırdamaz.”
  • Evlenme sanıldığından çok daha önemli bir iştir. İnsanı ömrü boyunca mutlu da edebilir, mutsuz da.
  • ''İnsan yemek için yaşamaz, yaşamak için yer.''

Cimri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İlk tiyatro okumamı bu güzel eserle başlatmış bulunmaktayım.İyi ki bu kitapla başlamışım tiyatro okumaya çünkü tiyatro okumaya hep önyargıyla bakıyordum; karakterler karışır, olayı anlayamam, sürükleyici olmaz gibi düşününcelerim vardı.Bu kitapla bu düşüncelerimi aştığım için mutluyum. Kitabın adının hakkını sonuna kadar verdiğini düşünüyorum. 'Cimri' kelimesinin anlamını Harpagon karakteriyle iliklerinize kadar hissedeceksiniz.Ama bu bizim bildiğimiz cimrilerden değil ' cimrinin de cimrisi '.Düşündüğü tek bir şey var 'para'.Hatta bazı yerlerinde" yok artık bu kadar da cimrilik olmaz " diyececeksiniz.Ve çok güleceksiniz. İnanılmaz keyifli bir okumaydı, okurken çok eğlendim.Konu hiç sıkmıyor, renkli karakterler var, diyaloglar efsane...Bir solukta okunabilecek film tadında bir eser.Kesinlikle tavsiye ediyorum.Keyifli okumalar:) (Dilek)

Şu hayatta paradan daha kıymetli bir şey varsa o da daha çok paradır.: Reading slump’a (Türkçesini bilen varsa söylesin şunun) girmeme ramak kala; akıcı, bir solukta bitecek, kitap okuma şevkimi harlayacak bir kitap önerisi istediğimde açık ara farkla kazanan bu kitap, dediğiniz kadar varmış sahiden. Okurken çok eğlendim, çok da merak ettim kitabın ahvalini ve nihayetini. Beklentim çokça yükseltildiği için hayal kırıklığına uğrayacağım sandım fakat uğramadım da. Vallahi ilaç mahiyetinde bir kitaptı benim için, emeği geçen herkese teşekkürler. Moliere Fransız bir tiyatro yazarı ve haliyle bu kitap da bir tiyatro metni. Oyununa denk gelirsem kesinlikle giderim çünkü okuması kadar izlemesi de zevkli olacaktır eminim. Bana biraz Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın kalemini andırdı bu kitap inanır mısınız? Onun da böyle eğlenceli bir dili vardır okuyanlar bilir. Kitap boyu devam eden tesadüfler zinciri, olayların bir noktada düğümlenmesi sonra çözülmesi, komik yanlış anlaşılmalar… Hepsi Gürpınar’ı anımsattı. Kim bilir belki de Moliere; okuduğu, sevdiği ve etkisinde kaldığı bir yazardır, yerli ve milli yazarımızın… İş Bankası yayınları çok sağlam bir önsözle sunmuş kitabı okuyuculara. Moliere’in hayatı, eser hakkında bilgilendirmeler ve o dönem Fransa’sının durumunu içeren, doyurucu bir önsöz bu. Genelde önsözlerin kitaptan sonra okunmasını tavsiye ederim ama bu önsözü kitaptan önce okumanız daha hoş olabilir. Harpagon’la tanıştığıma memnun oldum, unutulmaz karakterler arasına girdi benim için, cimriliğin ve paragözlülüğün sınırlarının bu kadar zorlanacağını tahmin etmezdim, helal olsun. Spoiler vermemeye dikkat ettim her zamanki gibi, okumadıysanız okuyun bu kitabı, biraz eğlenmek sizin de hakkınız. Okuyacak herkese keyifli okumalar dilerim. Kendinize iyi bakın. Hoşçakalın. İncelemeye dair; gonderi/131077719 (Miss Nobody)

«Yemek için yaşamamalı, yaşamak için yemeli.»: Spoiler İçerir Öncelikle söylemeliyim ki okuduğum hiçbir kitapta bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. Ancak bu gülmeler "Ağlanacak hâlimize gülüyoruz." sözüyle eş değer nitelikte. Bu komedi eserinde rastlantılar rastlantıları, cimrilikler cimrilikleri kovalıyor... Karakter kadromuz ve olaylar: Harpagon: Kendileri Elise ile Cleante'in babasıdır. Ve kitaba ismini veren işte bu adamdır. 60 yaşlarındadır. İnsanlıktan nasibini almamış biri varsa o da Senyör Harpagon'dur; fanilerin en acımasızı, en katısı ve de en eli sıkısıdır. Hiçbir hizmet ona kesenin ağzını açtıramaz. Lafa gelince takdir, tebrik, teşekkür istediğin kadar, pek de güzel gönül alır ama para dedin mi akan sular durur. Lütufları, iltifatları hep sade suya çene çorbası, vermekten öyle tiksinir ki selamı bile vermez, ancak alır. Cleante: Sevgili Harpagon'un şanssız evladı. Bir gıdım olsun babasına benzemez. Kasabada annesiyle kıt kanaat geçinen dünyalar güzeli Mariane'e aşıktır. Tabii Mariane de ona. Elise: Harpagon'un kızıdır ve Valere'e aşıktır. Valere: Varlıklı bir aileye mensup, soylu bir kişi olup babasını bulmak için çıktığı yolculukta Paris'e uğrar ve Elise'ı gördüğü an tutulur. Zavallıcık, Harpagon'un kızını almak hiç de kolay olmayacaktır. Mariane: Cleante'e aşıktır. Ama Harpagon bu kızcağızı kendine nikahlamak ister. Cleante, babasının bu arzunu duyunca ömründen ömür gider ve bir plan kurar. Anselme: Şehrin soylularındandır. Elise'ın müstakbel eşi olacakken işler grift bir hâle gelir... Frosine: Çöpçatan kadındır. Simon Efendi: Tefecidir. Harpagon ile Cleante, birbirlerinden habersiz bu adamla iş tutarlar. Sonra foyaları ortaya çıkar. Jacques Efendi: Harpagon'un aşçısı ve arabacısı. Son olayların karmaşıklaşmasında bu uşağın payı büyüktür. Valere'e büyük kin besler. La Fleche: Cleante'in uşağıdır. Cleante'nin maddi işlerini kolaylaştırmak için Harpagon'un kendi elleriyle bahçeye gömdüğü hazinesini çalar. Tabii bunun üzerine Harpagon çığlığı basar ve soluğu komiserin huzurunda alır. Piyesin son sayfalarında Valere ile Mariane, Anselme'nin çocukları çıkar. Bu hadiseler silsilesi âdeta cümbür cemaat okurun hafızasına üşüşür. Komik tabiri kitabı tanımlarken eksik kalır zannedersem, trajikomik desem daha makbul geçer. Tiyatro eseri okumayalı baya bir vakit geçmişti. Azıcık da olsa adepte olmakta zorlandım. Fakat bu, kitabın güzelliğinden eksiltmez. Sevgili Moliere, bu eğlenceli eseri bizlere sunduğunuz için sağ olun, var olun. Tüm eleştirilere rağmen ben çokça beğendiğimi söylemek isterim. Daimi destekçinizim beyefendi. Aşkla, sevgiyle ve cömertlikle kalın, esenlikler dilerim :) (Zeynep Arslanoğlu)

Kitabın Yazarı Molière Kimdir?

Molière, sarayın döşemelerini yapan bir mobilyacı olan Jean Poquelin ile bir zengin burjuva ailesinin kızı olan Marie Cresse'nin oğluydu. Moliere annesini 10 yaşındayken yitirdi ve babası ile bağlantıları hiç sıkı değildi. Annesinin ölümünden sonra babası ile Paris'de o zaman yukarı burjuva sınıfından kişilerin evlerinin bulunduğu Rue Saint-Honoré'de yaşadılar. İlk okul eğitimini Paris'te yaptı ve sonra Paris'in en iyi okullarından Cizvit'lerin idaresinde olan "Collège de Clermont"'da öğrenim gördü. 1641'de bu okuldan ayrıldı. Babası 1531'de bir imtiyaz satın almıştı ve Moliere babasının işini devam ettirmeye başladı ve bu arada hukukçu olmak için çalışmalara başladığı da bildirilir.

Haziran 1643'te Moliere 23 yaşında iken birden babasının işini bırakmaya ve Paris'ten ayrılmaya karar verdi. Daha önce tanışmış olduğu tiyatrocu güzel aktrist Madelaine Bejart ile birleşip kendisi 630 livre sermaye katarak ile Bejart'la birlikte Illustre Théâtre adlı bir tiyatro topluluğu kurdu. Böylece bağlı oldugu sosyal sınıf ilişkilerini geride bıraktı. Sahne adı olarak Fransa'nin Midi bölgesinde Vigan şehri civarında bir köy olan Molière ismini kullanmaya başladı. Bundan hemen sonra bu topluğa Madelaine'nin erkek ve kız kardeşleri de katıldı. Moliere hem iyi aktörlük gücü hem de eğitimi dolayısıyla bu gezici tiyatro trupunun idarecisi oldu. 1645'te bu gezici tiyatro trupu, çoğu pansiyon masrafları olmak üzere, 2000 livre borçlanmıştı. Moliere bu borçlar dolayısıyla hapse atıldı ama ya babası ya da topluluk mensupları borcu ödeyerek 24 saat sonra hapisten kurtarıldı.

Bundan sonra Moliere ve Madelaine Bejart 12 yıl sürecek bir gezici tiyatro hayatına başladılar. Önceleri "Charle Dufresne"'nin trupuna katıldılar ve sonra kendi truplarını kurdular. Bu topluluk biraz başarı kazanarak Orleans Dükü I. Filip'in koruması ve desteği altında çalışmaya başladı. Bu gezginci tiyatroculuk döneminden Moliere'in ancak iki eseri elimize geçmiştir: "L'Étourdi" ve "Le Docteur amoureux". Bu eserlerde Moliere'in gezginci tiyatroların alışılagelen İtalyan asıllı ve yarı tuluat şeklindeki Comedia del Arte konu ve stilinden ayrılıp kendine has bir oyun uslubu geliştirmeye başladığı gorülmektedir. Bu arada Moliere Languedoc Eyaleti valisi Conti Dükü ile iyi arkadaş olmuş ve onun mali desteğini almıştır. Fakat bu kişi bir zuhrevi hastalığa tutulunca dinsel baskılar dolayısıyla tiyatroculara mali desteğini kesmiş ve şahsi ilişkilerden bile uzaklaşmıştır. 1650 - 1953'te tiyatroyla Lyon'da kaldı ve Lyons'da iken Moliere'in trubuna Markiz sahne adlı Mademoiselle Duparc katıldı. Bu aktrist tanınmış oyun yazarları olan Pierre Corneille, sonra da Jean Racine ile ilişki kurdu ve hatta bir müddet Racine'in metresliğini yaptı. Racine hazırladığı ilk eserini Moliere'in sahnelemesini istemiştir ama Moliere bunu kabul etmemiştir.

Paris'te "Rue de Richelieu" ve "Rue Molière" kavşağındaki Moliere anıtı

1658'de Moliere ve trupu en sonunda Paris'e geldiler. Kral XIV. Louis'nin kardeşinin koruması altında, 1658'de eski Louvre'da Kral'a Corneille'in "Nicomedes" adlı trajedisini ve "Le Docteur amoureux (Aşık doktor)" adlı fars oyunun oynadılar. Moliere'in trupu Kral'ın kardeşi Orleans Dükü I. Filip'in mali desteğini kazanarak "Mösyö'nun Trupu" olarak anılmaya başladılar. Yine Orleans Dükü desteği ile bu trup ve Fiorelli'nin (Scaramouche) rolünü benimsediği İtalyan Commedia dell'Arte trubu birleşip Paris'te tanınan yeni bir tiyatro topluluğu oluşturdular. Bu topluluk Louvre Sarayı yakınlarındaki "Petit Bourbon Tiyatrosu"'nda merkezlendi.

Bu toplulukla 18 Kasım 1659da "Les Précieuses ridicules (Gülünç Kibarlar)" eserini sahnediler. Bu oyunla Moliere çok dikkat çekti ise de Paris'in tiyatro seyircileri bu oyundan özellikle hoşlanmadılar. Bu sefer Moliere toplulukta arkadaşı olan ve Scaramouche karekteri ile ün yapan Italyan Tiberio Fiorelli'den Commedia dell'Arte hakkında epey ders alıp bunları uygulamaya koyuldu. 1660'da temsile koyduğu "Sganarelle, ou Le Cocu imaginaire (Hayalde Aldatılmış Koca)" adlı oyunu cok tutuldu. Bu trup 1660'da Kral huzurunda birkaç kez oyunlar oynadı. 1661'de Kardinal Richelieu'nün bir tiyatro binası olarak yaptırdığı yeni "Theatre du Palais-Royal"de topluluğuyla oyunlar sahnelemeye başladı. Moliere'in bundan sonra bütün "Paris" oyunları burada sahnelendi.

1662'de trupunun kurucularından olan arkadaşı Madeleine Bejart'ın Comte de Modene'den olan kızı Armande Bejart'la evlendi. Üç çocukları oldu; ama bunlardan yalnızca tek biri yaşadı. Kral tarafından 1.000 livre yıllık maaş bağlandı. 1664'te Kral, Moliere'in oğlunun vaftiz babası oldu. Aynı yıl Kral'ın bağladığı yıllık maaş 7.000 livreye çıkartıldı.

Bu dönemde Moliere drama kuramcısı Boileau, La Fontaine ve Racine ile dostluk kurdu. "Kadınlar Okulu" ve "Tartuffe" oyunları yüzünden Cizvit Jansenitlerle arası bozuldu ve onların ve diğer koyu dindarların öfkesi üzerine çekildi. Sağlığı bozuldu. Başrolünü oynadığı "Le malade imaginaire (Hastalık Hastası)" oyununun oynandığı 17 Şubat 1673'teki oyunun dördüncü sahnesinde, Molière sahnede fenalaşıp yere düştü. Verem hastası olan yazar kanlı öksürük krizini atlattıktan sonra, tüm ısrarlara rağmen rolünü tamamladı. Oyundan birkaç saat sonra evinde yeniden fenalaşan yazar, bu ikinci krizi atlatamayarak vefat etti.

Zamanının Katolik kilisesi aktörlerden ve tiyatrodan hoşlanmamaktaydı ve kilisenin israrıyla çıkartılan devlet kanunlarına göre de aktörlerin kilise töreni ile kiliselerin takdis ettiği mezarlıklara gömülmeleri yasaktı. Moliere ölmekte iken Katolikler için geleneksel olan bir rahip tarafından son nefeste takdis edilmesi imkânı olmamıştı ve Katolik kilisesi ona dinsel cenaze töreni yapmaktan ve mezarlıkta bir kabir temin etmekten kaçındı. Fakat Moliere'in karısı Armand Krala'a başvurarak eğer kocasının cenazesi töreninin tamamiyle geleneklere uzak olarak geceleyin yapılması ve normal bir kilise cenaze törenine benzemesi için ondan özel izin aldı. Moliere'in ceseti takdis edilmiş bir kilise mezarlığının duvarla ayrılmış bir köşesinde bulunan ve vaftiz edilmeden, yani Katolik mezhebine kabul edilmeden, ölen bebeklerin mezarlığına gömüldü. 1792'de Fransız Devrimi idaresi sırasında Moliere'in ceseti bu mezarlıktan çıkartılarak o zaman kurulan "Fransız Anıtlar Müzesi"ne geçirildi; 1816'de ise Paris'te tanınmış kişiler için bir mezarlık olan Pere Laschaisee şair Lafontain mezarı yakınında bulunan bir mezara konuldu.

Molière'in bilinen ilk yapıtları, Paris dışında gezgin tiyatroculuk yapmakta iken 1655'te Lyon'da sahnelenen "L'Etourdi ou contretemps" (Türkçe olarak ilk sahnelenme adı "Savruk", 1876; Dünya Edebiyatından Tercümeler serisinde yayımlanma adı "Şaşkın yahut Beklenmedik Engeller", 1944) ve "Le Docteur amoureux (Aşık Doktor)" idi. Bu eserlerle Moliere bu dönemde gezginci tiyatroların uydukları İtalyan ve yarı tuluat şeklindeki Comedia del Arte tiyatro konu ve stilinden ayrılıp kendine has bir oyun uslubu geliştirmeye başlamıştır.

Moliere, 1656'da ilk önemli komedisi sayılan ve Paris'te sahnelenen ilk oyunu olan "Les Precieuses Ridicules"'ü (ilk Türkçe sahnelenme adı "Dudukuşları", 1876; yayımlama adı Gülünç Kibarlar , 1943) yazdı. Sosyetenin kibar davranışlarına özenen iki taşralı genç kızı konu alan bu oyun, Moliere'in bütün yapıtlarında öne çıkan bir temanın ilk işlenişiydi. Moliere burada, toplumsal kuralların gerektirdiği yüzeysel kibarlıkla altta yatan içgüdüsel davranış arasındaki uyumsuzluğun yarattığı gülünçlüğü ele alıyordu. Bu oyunla Moliere çok dikkat çekti ise de Paris'in tiyatro seyircileri bu oyundan özellikle hoşlanmadılar ve çok tenkide uğradı. Bu sefer Moliere toplulukta arkadaşı olan ve "Scaramouche" karekteri ile ün yapan İtalyan aktör Tiberio Fiorell'den Commedia dell'arte hakkında epey ders alıp bunları uygulamaya koyuldu. 1660'da temsile koyduğu "Sganarelle, ou Le Cocu imaginaire (Hayalde Aldatılmış Koca)" adlı oyunu çok tutuldu. Bu eserin aile içi ilişkiler teması Moliere'in insan ilişkilerinin yapmacıklığa dayandığı hakkındaki pesimist dünya görüşünü dramatik olarak ifade etmektedir.

Moliere'in topluluğu 1661'de, Kardinal Richelieu'nün bir tiyatro binası olarak yaptırdığı Palais Royal'deki (Kraliyet Sarayı) bir salona taşındı. Moliere'in bütün "Paris" oyunları burada sahnelendi.

1662'de sahneye konan ünlü oyunu "L'Ecole des femmes" (Türkçe'de ilk sahnelenme adı "Kadınlar Mektebi, 1876; yayımlanma adı Kadınlar Mektebi", 1941) daha ilk gecesinde skandal yarattı. Seyirciler ve yetkililer, artık hiçbir değere saygısı kalmamış bir komedyenle karşı karşıya olduklarını düşünüyorlardı. Oyun, kadınlardan çekinen ve bu yüzden de saf, gözü açılmamış bir genç kızla evlenerek onu kendi ilkeleri doğrultusunda yönetmek isteyen bir erkeği konu alıyordu. Oyunun sonunda adam genç eşine aşık oluyor, ama aşkı dile getirmesini ve kadınlara bir sevgili gibi yaklaşmasını bilmediği için gülünç durumlara düşüyordu.

Moliere oyuna gelen eleştirilere 1663'te La Critique de L'Ecole des femmes ("Kadınlar Mektebinin Tenkidi, 1944) ve L'Impromptu de Versailles (Versailles Tulûatı, 1944) adlı tek perdelik oyunlarıyla karşılık verdi. Bunlardan ilkinde komedi anlayışını yansıtıyor, ikincisinde ise oyuncuların dinlenme odasını ve prova sırasında sahne arkasındaki konuşmaları çok gerçekçi bir bakışla anlatıyordu.

Molière Kitapları - Eserleri

  • Kibarlık Budalası
  • Cimri
  • Hastalık Hastası
  • Scapin'in Dolapları - George Dandin
  • Tartuffe
  • İnsandan Kaçan

  • Kadınlar Mektebi
  • George Dandin veya Bir Koca Nasıl Rezil Edilir?
  • Kibarlık Budalası - Sevda Doktoru
  • Gülünç Kibarlar
  • Don Juan
  • Zorla Evlenme
  • Tartüf

  • Hastalık Hastası - Cimri
  • Şanlı Aşıklar
  • Münasebetsizler
  • Şaşkın
  • Mösyö de Pourceaugnac
  • Sevda Hekim
  • Amphitryon

  • Zoraki Hekim
  • Kocalar Okulu
  • Tartuffe Cilt 1
  • Don Garcia De Navarre Yahut Kıskanç Prens
  • Tartuffe ve Diğer Oyunlar
  • Hekim Uçtu ve Soytarının Kıskançlığı

Molière Alıntıları - Sözleri

  • Güçlükler, muvaffakiyetin değerini artıran süslerdir. (Şaşkın)
  • Siz erkekler bir tuhafsınız! İnsan sizi yüreğinin bütün açıklığıyla sevdi mi, sevgisini gösterdi mi, hemen soğuyuverirsiniz; hem de nasıl! Ölsek kılınız kıpırdamaz. (Cimri)
  • Ama, açık söyliyeyim, siz dediniz diye hiçbir huyumu değiştirmeye niyetim yok. Ben dinlesem dinlesem keyfimi dinlerim, yaşayışımdan da pek memnunum. (Kocalar Okulu)
  • "Kalbini başkasının çalması iki kere acı veriyor bana. Aşkıma mı yanayım, şerefime mi?" (Kadınlar Mektebi)
  • Seven adam, güzel duygulardan, insanın gönlüne hoş gelen şeylerden, şefkatten, aşktan ateşli bir şekilde bahsetmesini bilmeli, evleneceği kıza usul ve erkânı ile muamele etmelidir. (Gülünç Kibarlar)
  • Doğrulara daima düşman olurlar; hasetler ölür, hasetlik kalır. (Tartuffe ve Diğer Oyunlar)

  • Mahsus aldırmadım, anlamamazlıktan geldim. Çünkü, tabiatım hiddetlidir, bir kızarsam kendimi tutamam. (Gülünç Kibarlar)
  • Değil mi ki gönlümüz, seviyorum demeye Kararlı olunca çok zorluk çeker (İnsandan Kaçan)
  • Ah! İnsan sevdiklerinin sözlerine ne kadar kolay inanıyor. (Cimri)
  • Bu cenabet şehir de, burada oturan cenabet insanlar da cehennemin dibine gitsin. Adım başında sizi süzen, sırıtan aptallara rastlamamak kabil değil! Eh aylak baylar, işinize gidin. Herkesin suratına karşı gülmeyi bırakın da yollarına gitsinler. Hele birisi gülsün, görür görmez suratına bir tane yapıştırmazsam allah belamı versin. (Mösyö de Pourceaugnac)
  • Hem bilirsin, ben aşkta özgürlüğü severim, dört duvar arasına hapsedemem yüreğimi. (Don Juan)
  • Ama aşk kararlılık ister yürekten. (Tartüf)
  • ...-sizin kibarlığınız bizim karnımızı doyurmaz!" (Gülünç Kibarlar)

  • "Her şeyi mahveden bizim endişelerimiz, sabırsızlığımızdır." (Hastalık Hastası)
  • Ah! Sevmek ne kadar güzel Sadıkken kalplerimiz! (Kibarlık Budalası)
  • Kalbim ne kadar sağlammış, görecekler... Onu terk edeceğim. (Kibarlık Budalası)
  • Ne adaletsiz bir adalet ... (Mösyö de Pourceaugnac)
  • Dünyaya güven olmaz. (Şaşkın)
  • Güzel bir talihten kolay şüphe edilir. İnanmadan evvel elde etmek lazımdır. (Tartuffe)
  • Biz neler gördük be sizin gibi. (Don Juan)

Yorum Yaz