Cerrah - Tess Gerritsen Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Cerrah kimin eseri? Cerrah kitabının yazarı kimdir? Cerrah konusu ve anafikri nedir? Cerrah kitabı ne anlatıyor? Cerrah kitabının yazarı Tess Gerritsen kimdir? İşte Cerrah kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Tess Gerritsen
Çevirmen: Ali Cevat Akkoyunlu
Orijinal Adı: The Surgeon
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 9786050950281
Sayfa Sayısı: 376
Cerrah Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Tess Gerritsen tıpkı kahramanının neşterini kullandığı gibi kalemini ustaca oynatıyor.
Bu romanın her satırından kan sızıyor... Kitaba adını veren, planlı ve kanlı katil Cerrah gerilimi her an ayakta tutuyor.
Dr. Catherine Cordell Savannah'da seri cinayetler işleyen bir katilin vahşi saldırısına uğramıştır. Saldırgandan onu silahla vurarak kurtulmayı başarmıştır. Şimdi Boston'dadır. Ancak başka bir katil bu kentte de gerilim yaratmaktadır. Kadınların rahimlerini kesip alan ve korkunç işkencelere tabi tutan adama Cerrah adı verilmektedir. Catherine Cordell birdenbire bu katilin de hedefi haline gelecektir.
Çok satanlar listesinin müdavimlerinden Tess Gerritsen'in insan bedenini ve ruhunu en ince ayrıntısına kadar tarif ettiği tıbbî gerilim romanlarından beşincisi olan "Cerrah", inandırıcı kahramanları, sürükleyici diyalogları ve sürekli tırmanan gerilim duygusuyla bu türü sevenlerin hayran olacağı tarzda bir roman.
Cerrah Alıntıları - Sözleri
- Kötülük ölmüyor. Asla ölmüyor. Sadece yeni bir yüze, yeni bir isme bürünüyor. Bize sadece bir kez dokunması, bir daha çarpılmaya karşı bağışıklığımız olduğu anlamına gelmiyor. Yıldırım da aynı yere iki kere düşebilir.
- Nereye gittiğimiz, neler bildiğimize bağlıdır; neler bildiğimiz de nereye gittiğimize.
- Bir şeyin yokluğunu fark etmek kolay değildir. Tersine ait olmayanı yakalamaya çalışırız.
- …midesinde çok yakından tanıdığı bir duygu, dışa vurulmamış öfkenin buruntusu vardı. Tanrım, çocukluğundan nasıl sağ çıkmıştı?
- “Benim öğrendiğim de bu işte. Kötülüğün çok sıradan olabileceği. Her gün gördüğüm, merhaba dediğim bir adamın bana bakıp, yüzüme gülümseyebileceğini.” Fısıldar gibi tamamladı: “Bütün bu süre boyunca beni öldürmenin çeşitli yollarını düşünebildiğini.”
- Kötülük Ölmüyor . Asla Ölmüyor . Sadece Yeni Bir Yüze , Yeni Bir İsme Bürünüyor
- İki insanın paylaşabilecekleri en mahrem duygu aşk ya da arzu değil, acıydı.
- Mary papatyaların neşeli sadeliğini, limonumsu güneşlerini çevreleyen beyaz taçlarını seviyordu. Kokularını - öteki çiçeklerinki gibi tatlı ya da iç bayıltıcı değil, keskin - seviyordu. Kararlı kokularını. Boş arsalarda ve yol kenarlarında bitmelerinden, gerçek güzelliğin kendiliğinden geldiğini, bastırılamayacağını hatırlatmalarından hoşlanıyordu.
- Kusursuzluk kadar sıkıcı başka bir şey olamaz.
- İki insanın paylaşabilecekleri en mahrem duygu aşk ya da arzu değil, acıydı.
- Kitaplar harika şeyler; size her şeyi, aklınıza gelebilecek her şeyi anlatır.
- "Kusursuzluk kadar sıkıcı başka bir şey olamaz Moore."
- Eskiler kanın kemik iliğinde üretildiğinden ya da büyük bölümünün su olduğundan habersizdi, ama kanın gücünü kabullenerek törenler ve adak ayinleri düzenliyorlardı.
- …midesinde çok yakından tanıdığı bir duygu, dışa vurulmamış öfkenin buruntusu vardı. Tanrım, çocukluğundan nasıl sağ çıkmıştı?
- "Kalp atmayı sürdürdükçe, kan akmaya devam eder."
Cerrah İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Çok uzun bir süredir kitabın incelemesini yazmak istiyordum. Doğru zaman aninden geliyor sanırım. İncelemeye teşvik aslında biraz da etkileşimle oluyor. 3-4 satırlık metinler binlerce beğeni alırken en fazla 250 beğeni aldı benimkiler, onda da okuyan okumayan belirsiz tabi. Yine de okuyan olursa bu müthiş kitabı tanıtmak bir zevk olacaktır. Konuyu her yerde görüyorsunuz zaten. Ben biraz farklı yerlerden giriş yapmak istiyorum. yazar/agatha-christie 'ye taktığım bir dönemde xd Türkçe kursu öğretmenim (kulakları çınlasın :d) 1984'ü okuyordu ben de birkaç şey sordum, sordukça konu açıldı tabi. O kadar çok konuştuk ki en sevdiğim kitabı dahi iki diyalogdan çözmüş :) Sana tek önerim olsaydı Tess Gerritsen'ın Cerrah kitabı olurdu, demişti. Bu kitap aslında daha sonlanmamış Rizzoli&İsles serisinin birinci kitabıdır, aynı isimle çeşitli sitelerden dizisini de izleyebilirsiniz. Dizi 2. kitap olan kitap/cirak-midi-boy--111 'tan başlıyor. Ben daha okumadım maalesef, satışı yaygın değil. >.< Şimdii, gelelim biraz kitaba. Travma bölümünde çalışan Doktor Catherine üzerinde işleniyor olaylar. Ve dedektif Jane Rizzoli. Bazı kaynaklarda Rizzoli bazılarında ise Rizolli. Değişik. Doktor tam idol alınası güçlü kadın modeliydi benim için. Defalarca anlatılan o öykü; Andrew Capra adındaki asistanının bir gün evine gelip ona zarar vermesiyle başlıyor her şey. Ama nasıl olduysa Catherine bir şekilde yatağının altındaki silahla Capra'yı öldürüyor. Dışarıdaki insanlar sesleri duyuyor. Geliyorlar. Doktor tek el atıyor. 2. atış çok muamma. Eğer o atışın sırrını çözersek zaten bir nevi olay çözülmüş olur.. Uzun tedavilerin arkasından tekrar işinin başına geçen doktora yeni gelen hastaların hepsi aynı şekilde istismara uğramıştır ve öldürülmüştür. İçi dayanmayanlar şu satırları atlayabilir: Kadınların öldürme biçimleri vahşice. Bu Cerrah'ımızın kan'a olan sevgisinden geliyor. Kesme işareti.. Öyle özel ki kan; cinsiyetiniz, hamileliğiniz, her şeyiniz oradan biliniyor. Bu kan sevdası... Yazmak bile zor geliyor. Önce karından ufak ufak deri katmanları hâlinde kesiyor. Rahimleri çıkartılıyor (baygın değiller, bu çok acı, elimizdeki en ufak kesiği büyütürken canlı canlı bir organımızın çıkarılmasını düşünemiyorum) ve bunlar öyle ustaca yapılıyor ki, neşter öyle hünerli kullanılmış ki bunu yapan normal bir insan olamaz kanısına varılıyor. Son işlem olarak da saçlarından geriye yatırıp gırtlağını kesiyor Cerrah. Kanın duvarlara sıçradığı görülüyor. Ürkünç... Evet içi dayanmayanlar atladıysa devam edebiliriz. Aniden gelen hastaların arasında bir bağ keşfederler. Çok az da olsa bir ipucu. Hepsinin bir eşyası.. Ama hangi eşya?.. Bunun spoiler olduğunu düşünmüyordum o yüzden söyleyeceğim; öldürülen tüm kadınlar daha önce tecavüze uğramış kadınlar. Amerika'da yaygın ve dikkate alınmamışlar. Bunu yapan da başladığı işi bitirmek istemiş. DNA'ya dair hiçbir kanıt yok. Sadece saç teli var. Saç telinde de kök olmadığı için DNA yok. Saçın yapısına, milimine, çeşidine varana dek en ufak detayına kadar araştırılıyor. Her şey tesadüf olamaz öyle değil mi? Okuduğum polisiye türündeki sayı 10'u geçmez, bu kitabı farklı yapan şey katilin asla tahmin edilebilecek, çevreden biri olmaması ve tıbbi terimlerin çok iyi kullanılmasıydı bence. Dilerseniz karakterler daha iyi kafanızda canlansın diye isimlerini aratabilirsiniz. Rizzoli, Korsak (kitapta geçiyor muydu hatırlayamıyorum .d), Frost (favorim :)) çıkabilir. Bu bilinmezliğin çözümü sadece kitap. :)) Gerisini anlatacak olursam hevesiniz kaçabilir ama ben defalarca okuyabilirim. Okuyacak olanlara keyifli okumalar, okurken fazla stres yapmamaya ve kendinizi kaptırmamaya özen gösteriniz ki benim gibi yatmadan önce kapıyı-pencereyi kontrol etmeyesiniz. Buraya kadar okuduysanız çok teşekkür ederim. <3 Kitapla kalın.. (= =) (elif)
Diziye de çevrilen "Maura Isles / Jane Rizzoli" serisinin ilk kitabı olan "Cerrah" okuduğum en iyi polisiye/gerilim/korku romanlarından biriydi diyebilirim. İşlenen hikaye çok çarpıcı. Bu polisiye hikayeyi okurken, yazarın aynı zamanda bir tıp doktoru olması nedeniyle, acil servis / travma vakalarının çarpıcı tıbbi ve cerrahi müdahalelerini, gözünüzde ve zihninizde canlanan işkence sahnelerini ayrıntıları ile yaşıyorsunuz. Ana ve yan karakterler çok iyi tanımlanmış. Akıcı bir polisiye ve tıbbi dile, mükemmel denebilecek bir kurguya, zekice yazılmış bir konuya sahip olan kitabın sayfaları arasında koştururken kalp atışlarınızın hızlandığına şahit olacaksınız. Olaylar dizisi adeta bir bulmacayı andıran hikayede, bazen katilden kaçan bir kurban bazen de katili kovalayan polis olacaksınız. Katilin konuşmalarını okurken de kendinizi âdeta "Cerrah" gibi göreceksiniz. Şu bir gerçek ki kitabı bitirdiğinizde olaylar örgüsünün hızından yorulduğunuzu görecek, katilin bulunmasıyla da rahatlayıp kaslarınızın gevşediğini hissedeceksiniz . Bana göre kitabın zayıf yönü, katilin bulunuşundaki fazla tesadüfi olaylar dizisi. Ancak yine de kitabı okuduktan sonra bu zayıf yöne takılmadan serinin 2. kitabı olan " Çırak" kitabını okumak için inanılmaz bir heyecan duyuyorum. İyi okumalar. (genius)
Kadın Olmak Tüm Dünyada Zor!: Kitap hakkında kötü söylebileceğim, eleştirebileceğim hiçbir şey yok desem yeridir. İlk sayfasından son sayfasına kadar içine çeken, olayları okutmayıp yaşatan harika bir kurguya sahip. Polisiye ve gerilim kitaplarına ilginiz varsa hiç tereddütsüz okumalısınız derim! Üstelik kitabın yazarı Tess Gerritsen doktor olduğundan hastanede geçen ve tıbbi bilgiler gerektiren olaylar çok profesyonel yazılmış. Buna rağmen sıkılmadan okuyorsunuz. Burada çevirmenin başarısı da göz ardı edilmemeli. Şunları da eklemek isterim: Kitabı bakarak değil görerek okuyun. İşte o zaman anlayacaksınız kadın olmak dünyanın her yerinde zor. Doğu, batı, gezegenin en tepesi, ekvator çizgisinin en ucu fark etmeksizin her yerde zor... Üstelik mesleğiniz, unvanınız, amacınız, kimliğiniz, ırkınız ne olursa olsun bu zorluk farklı kılıklarla karşınızda. Tıpkı kitapta sadece kadın olduğu için korkunç işkencelerle öldürülen Elana, Diana ve Nina gibi; sadece kadın olduğu için korkunç acılar çeken, bedenen ölmese bile ruhu parçalanan, hayatı alt üst olan Dr. Catherine Cordell gibi; sadece kadın olduğu için başarıları göz ardı edilen, önemsenmeyen, mesai arkadaşları tarafından ağır mobbinge maruz kalan Dedektif Rizzoli gibi... Birbirinden farklı sorunlarla yalnızca kadın olduğu için mücadele eden sayısız kadın var bu dünyada. Üstelik hiçbiri kitap karakteri değil gerçek! Umarım kadınların yolda yürürken korkmadığı, tacize uğrar mıyım endişesi ise çantasında biber gazı taşımak zorunda olmadığı, yaptığı işin karşılığını herkes gibi eşit bir şekilde aldığı, dövülmediği, öldürülmediği bir gezegende yaşarız. Çünkü bunu hak ediyoruz. (Buse Tatlılıoğlu)
Kitabın Yazarı Tess Gerritsen Kimdir?
Cerrah, Günahkar, Diriliş, Siliniş, İkiz Bedenler, Hasat ve daha birçok polisiye-gerilim türündeki kitaplarıyla ülkemizde ve dünya çapında hatrı sayılır bir okuyucu ve hayran kitlesi edinmiş Çin asıllı Amerikalı yazar Tess Gerritsen, 12 Haziran 1953 yılında doğdu.
Küçük yaşlarda polisiye türündeki kitaplara ilgi duymaya başladı. Gerritsen’ın bu ilgisi zamanla kendi polisiye öykülerini yazma isteğine dönüştü. Lakin yazarın ailesi Tess’i yazarlıktan uzak tutmaya çalışıyordu, onlara göre yazarlık uzun vadede iyi gelir getirmiyordu ve Tess tıp okumalıydı. Öyle de oldu ve Tess Gerritsen tıp öğrenimi gördü. Stanford Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nden mezun oldu ve daha sonra California Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne gitti ve ardından Honolulu’da hekim olarak iş hayatına atıldı.
Ne var ki Tess Gerritsen, hekim kimliğine rağmen yazmaya olan tutkusunu yitirmedi ve romantik gerilim türünde çeşitli öyküler yazdı. Bu öykülerden biriyle bir ödül bile kazandı.
Bunun ardından Tess, ilk romanlarını yazmaya koyuldu. Başlangıçta romantik gerilim türünde eserler veren yazar, yazarlığını mesleğiyle birleştirmeye karar verdi ve tıbbi gerilim türünde kitaplar yazmaya başladı. Yazarın bu türdeki ilk romanı 1995 yılında yayımlanan Hasat adlı romanıydı ve roman kısa zamanda çok satanlar listelerine yerleşerek büyük bir başarı kazandı. İlk Tess Gerritsen eseri Hasat, gerçek bir olaydan esinlenmişti ve romanda Moskova’da gerçekleşen bir kayıp çocuk vakası ele alınıyordu. Roman, New York Times Çok Satanlar Listesi’nin bir parçası olmuştu.
Tess Gerritsen Hasat’ın ardından eleştirmenlerce de övgüyle bahsedilen Rizzoli & Isles Serisi’ni yazdı. Tıbbi gerilim türündeki bu serinin ilk romanı ülkemizde de çok sevilen Cerrah’tı. 2001 yılında yayımlanan Cerrah, Jane Rizzoli adında bir cinayet dedektifinin ve ortağı Thomas Moore’un kurbanlarına işkence ettikten sonra onları katleden bir seri katili yakalama uğraşlarını anlatmaktaydı. Kitabın zekice kurgusu, yazarın tıp bilgisinin getirdiği gerçekçi tıbbi tasvirler, insan psikolojisinin başarılı aktarımı, yazarın son derece akıcı ve heyecan uyandırıcı kalemiyle birleşmesiyle kitabı alanında üst seviyeye taşıyordu.
Cerrah’ın devamı niteliğindeki Çırak romanında Rizzoli’nin ortağı Thomas Moore’un yerini tıp alanında uzman olan Dr. Maura Isle aldı. Kadın baş karakterler Rizzoli ve Isles, güçlü ve etkileyici kişilikleriyle yazarın çift kariyerini de sembolize etmektedir. Dedektif Rizzoli, yazarın polisiyeye olan tutkusunun bir sembolüyken Dr. Isles ise yazarın tıbbi kimliğinin bir imgesidir. Seri, Tess Gerritsen eserleri arasında televizyon dizisine uyarlanan tek eserdir.
Özellikle ülkemizde giderek artan bir hayran kitlesine sahip olan Tess Gerritsen, Stephen King’in memleketi Maine’de yaşamaktadır ve heyecan yaratan eserlerini yazmaya devam etmektedir.
Tess Gerritsen Kitapları - Eserleri
- Gece Nöbeti
- Çırak (Midi Boy)
- Cerrah
- Günahkâr
- İkiz Bedenler
- Siliniş
- Mefisto Kulübü
- Ruh Koleksiyoncusu
- Hasat
- Asla Arkana Bakma
- Bıçak Sırtı
- Kemik Bahçesi
- Yörünge
- Masumiyetin İçin Savaş
- Kan Gölü
- Ruhundaki Zehirle Yüzleş
- Buz Gibi Soğuk
- Gölgesizlerin Tutkulu Dansı
- Aşk Ölümden Uyanıştır
- Sessiz Kız
- Proje: Ölümcül Virüs
- Sona Kalan
- Gece Yarısından Sonra
- Karanlığın Ayak İzleri
- Diriliş
- Ateşin Şarkısı
- Ucubeler
- Bir Sırrım Var
- Karanlığı Beklerken - Kupa Kızı
- İsimsiz Ceset
- Gece Gelen
Tess Gerritsen Alıntıları - Sözleri
- Bir insanın bilincini kaybetmesi için şahdamarına yirmi saniye baskı yapmak yeterlidir. (Gece Yarısından Sonra)
- Hayatlarına etten- kemikten gerçek bir erkek girene kadar film yıldızlarının hayaliyle yetinecek olan kadınlar. Tabi gelen olursa. (Gece Nöbeti)
- Beni ölüler değil, yaşayanlar huzursuz ediyor. (Buz Gibi Soğuk)
- Kazanılan her şeyin karşılığında birkaç şey kaybediliyor. (Gece Yarısından Sonra)
- İlişkimizin zamana yenik düşmesine izin vermeyecek ve beni mutlu edecek adamın o adam olduğuna inandırdığı diğer geceleri düşündüm. (Gece Gelen)
- "Sanırım bazı insanların payına düşen tek şey yalnızlık." (Aşk Ölümden Uyanıştır)
- + Konuşmayalım o zaman. Yani acıtıyorsa. - Belki konuşmamak acıtıyordur. (İkiz Bedenler)
- Başka seçeneği yoktu. Kredi kartını kullanmak zorundaydı. (Gece Yarısından Sonra)
- Sessizlik bazen, sevgimizi ispat etmemizin tek gerçek yoluydu. (Gece Gelen)
- Mucize beklemiyorsun değil mi? (Hasat)
- "Bir kadının ne yapması gerektiğini bildiğini sanan bütün erkeklere duyduğu kızgınlığı kafasından atamıyordu. " (Diriliş)
- Şimdi tek isteği eve varmaktı. (Hasat)
- İnsan ailesini kaybettiğinde her şeyini kaybediyor. (Sona Kalan)
- “Saçını beğendim,” dedi Jordan. “Teşekkür ederim,” diye cevapladı kadın. “Gerçi biraz gösterişli, öyle değil mi? Gereğinden fazla dikkat çekiyor.” “Amaç o zaten.” “Ah, anlıyorum. Guy Delancey.” Kadın başını kaldırdı. “Bazı erkeklerin davranışları kolayca tahmin edilebiliyor.” “Bu hiç adil değil. Zavallı aptal yaratıkların üzerinde büyük avantajınız var.” “Tanrı vergisi yeteneklerimden neden yararlanmayayım ki?” (Gölgesizlerin Tutkulu Dansı)
- Nereye gittiğimiz, neler bildiğimize bağlıdır; neler bildiğimiz de nereye gittiğimize. (Cerrah)
- Artık asla mutlu olamayacaksın. (Siliniş)
- "Günlerimiz sayılı, dedi içinden. Bu dünyada sevdiklerimizle geçirebileceğimiz zaman ne kadar az." (Aşk Ölümden Uyanıştır)
- "Cesetlerden çok daha korkutucu şeyler vardır dünyada." (Günahkâr)
- Ölüm, beklenmedik bir olay değildi. (Siliniş)
- Her şeyi böylesi iğrençleştiren de buydu zaten. Dindarlık kisvesine bürünmüş kötülük. (Bir Sırrım Var)