Cemile - Öğretmen Duyşen - Cengiz Aytmatov Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Cemile - Öğretmen Duyşen kimin eseri? Cemile - Öğretmen Duyşen kitabının yazarı kimdir? Cemile - Öğretmen Duyşen konusu ve anafikri nedir? Cemile - Öğretmen Duyşen kitabı ne anlatıyor? Cemile - Öğretmen Duyşen kitabının yazarı Cengiz Aytmatov kimdir? İşte Cemile - Öğretmen Duyşen kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Cengiz Aytmatov
Çevirmen: Ülkü Tamer
Yayın Evi: Adam Yayınları
İSBN: 9789754183054
Sayfa Sayısı: 99
Cemile - Öğretmen Duyşen Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Dünyanın en güzel aşk hikâyesi. " (Cemile)
-Aragon-
Türkiye'de yaygın bir üne sahip olan Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov'un bu kitapta bir araya getirilen iki uzun hikâyesi onun şiirsel anlatımının en parlak iki örneğidir. Ülkü Tamer'in başarılı çevirisiyle sunduğumuz bu yapıtlar bize yakın bir dünyanın ilginç görünümlerini ve insanlarını ele alıyor.
Cemile - Öğretmen Duyşen Alıntıları - Sözleri
- “Öyle bir bakıyordu ki sanki hem acı çekiyor hem de hayranlık duyuyordu Cemile’ye ve mutlulukla acıyı aynı anda yaşıyordu bakışlarında.”
- Her canlının bir baharı, bir güzü vardır.
- Adam anayurdunu, halkını yüreğinde taşır...
- Çocuklar, sevdiklerinin dikkat çekmesini istemezler.
- Uzaklara, ağaçların tepelerine bakıyordu anam; sanki oralarda bir yerde oğullarını görecekti...
- Ne kadar üzülürsen üzül, sen sen ol, üzüntünü kimseye belli etme, kendine sakla...
- Öteki gelinler gibi, kimsenin arkasından konuşmazdı. Düşündüğünü, hiç çekinmez, açık açık söylerdi.
- Her karanlık bulutta bir beyaz nokta bulunur derler.
- Onurunla yaşarsan mutlu olursun. Unutma bunu!
- Ah, anacığım, anlamıyorsun, anlamıyorsun.
- Bakışında bir incelik, her şeyi bağışlayan bir hava vardı bir inatçılık, gizli bir hüzün vardı...
- Yaklaşın, yüreklerinizin sıcaklığını esirgemeyin benden, bu öyküyü anlatmak benim görevim...
- Belki mutsuz çocukluğu duygularını, düşüncelerini gizlemeyi öğretmişti ona; içine kapanıklığı öğretmişti. Kim bilir?
Cemile - Öğretmen Duyşen İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Öncelikle şu an incelemeyi yazarken bile çok fazla bir duygu yoğunluğu yaşıyorum. Kitabın sonunda gözyaşlarıma hakim olamadım. Çünkü hayatta başımıza gelebilecek en iyi şeylerden biri çok iyi bir öğretmene sahip olmamızdır. Bazı öğretmenlerimiz vardır öyle şeyler yaparlar ki hayatımıza dokunurlar . Ne mutlu öyle öğretmenlerimiz olduğu için. Duyşen de öyle bir öğretmendi. Belki bilgi olarak çok iyi değildi ama küçücük okulu bile olmayan bir köyden ülkesi için faydalı evlatların çıkabileceğine yürekten inandı. Köylüler onu aşağılasa bile o ve öğrencileri çok büyük çaba sarf ettiler. Tek başına bir ahırı okul yaptı , öğrenciler yağmur , kar demeden o okula her gün geldiler. Bu verilen emek gerçekten takdire şayan. Öğrencilerinden en büyüğü Altınay'dı. Çok akıllı ,çok çalışkan bir kızdı ve öğretmenini çok seviyordu. Yetim bir kızdı teyzesinin yanında kalıyordu. Ama teyzesi Altınay'dan nefret ediyordu. Maalesef kızı dağ ayısının birine sattı. Dünyası başına yıkıldı Altına'ın ama Duyşen bir şekilde onu o hayattan kurtardı. Onun okuması için elinden geleni yaptı. Altınay ülkede ismi yankılanan, dereceleriyle göz dolduran bir kadın oldu ve bunların arkasındaki en önemli insan Öğretmen Duyşen'di. Belki çoğu köylü Duyşen'i çok güzel hatırlamıyordu ama çok saygıdeğer , koca yürekli bir öğretmendi. O köydeki öğrencilerin hayatlarına çok güzel dokunuşlar yaptı. (Fatma)
Yarımladığım tüm kitapları bitirdiğimi düşünüyorum. Evet. Yarım marım bırakmadım bence. Yani kısmen. Danteden İlahi Komedya okuyorum ama o durum biraz farklı onu da halledecem inşallah. Sonuçta 3 kitap ve 1. bitti. Yarım filan yok sadece hatmim kaldı. O da zaten emanet, eğer ölürsem tamamlarsın. @seherbozkaya Bu kitabı her okuyuşta elime bir hoparlör alıp Cemileeeeeeeeeeeeeeeee Diye bağırmak istiyorum. Böyle kayalık bir yerde mesela. Sesim geri gelsin filan. Öyle. Neden acaba? Cemile ... Cemile gerçekten güzeldi… Danyar'ı çok iyi anlıyorum, insan sevdiği hem çok güzel olsun istiyor hem de kimse onu öyle görmesin istiyormuş. Anlaşılabilir. Hep söylediğim bir şey var o da, Cengiz Aytmatov'un kadınları, kesinlikle çok çok güçlü yazdığı. En sevdiğim Aytmatov Cemile olabilir emin değilim tabi. Çünkü hangisini okusam durum değişiyor. Gün olur Asra bedel çok özel, çünkü ilk. Elveda Gülsarı da at var bir kere. Toprak Ana muhteşem. Cemile zaten kalbimin orta yerinde. Aferin kız Cemile. Seni her okuyuşumda mutlu hissediyorum. Güçlü Cemile. Akıllı Cemile. Güzel Cemile. Sağol En büyük hainliğin gerçek bir aşka yapılan hainlik olduğunu düşünüyorum. O yüzden güle güle git Cemile. "Git Cemile git! Hiç pişman olma, sen mutluluğunu en sarp yollarda yürüyerek buldun!" (Seren ÖZDEMİR)
"Şaşıyorum: yüreğimde ne kadar acı, ne kadar hüzün birikmiş.": Aytmatov'un iki güzel hikâyesinin yer aldığı kitap. Cemile ve Öğretmen Duyşen.. Önce Cemileyle savaş ortasında yer alan bir aşka tanıklık edersiniz. Sonra bir öğretmenin öğrencisinin koruyucu meleği olmasını bir taraftan hüzünle bir taraftan sevinçle okursunuz. Aytmatov'un kalemini seven bir insan olarak Cemile kitabının abartıldığını söylemeden geçemeyeceğim. Bunu Aragon'un "Dünyanın en güzel aşk hikayesi." sözü üzerine dile getirme gereği duydum. Bence dünyada çok daha güzel aşk hikayeleri var. Böyle büyük bir cümle kurmaya bu hikaye için gerek yok. (Okuduktan sonra farklı düşünenler olacaktır tabiki) Benim asıl hoşuma giden Öğretmen Duyşen'in hikayesiydi. Bir öğretmen bir öğrencinin güneşi olabilirdi. Ki kitapta bu çok açık anlatılıyordu. Küçücük bir köyden kurtulup parlak bir hayata sahip olan Altınay nasıl unutabilirdi ki Duyşen öğretmeni? Ne kadar bilgili olduğu tartılışılır bir öğretmenin çabası, iyi niyeti, mücadelesi bir minik kızın dünyasını aydınlatmamış mıydı? Zaten bir öğretmen için daha mutlu başka ne olabilirdi. Herkes unutsa, hor görse de öğrencilerinin kalbinden silinir miydi bu öğretmen? Kendi ailesinin, akrabasının zulmüne uğrayan bir minik öğretmeninden başka kime sığanabilirdi?. Aslında bilgisiz bir öğretmen(kitabı okuyunca ne demek istediğim anlaşılacaktır) Duyşen şu an ki bir çok öğretmenden daha çok şey öğretiyordu bize. Her öğretmen arkadaşım okuyup kendince bir ders çıkarmalı diye düşünüyorum. Kim bilir belki mesleğine saygısı olmayan bir arkadaşımız mesleğinin değerini anlar bu hikaye ile. Kitabın bir yerinde Altınay "...o toplantının en önemli kişisi ben değildim aslında, onur yeri bana verilmemeliydi. O onur yeri ilk öğretmenimizin,(...)Duyşen'indi." dediği gibi iyi bir öğretmen olabilmek en büyük amacımız olmalı. Okumak isteyen herkese iyi okumalar diliyorum... (Döndü BARUT)
Kitabın Yazarı Cengiz Aytmatov Kimdir?
Cengiz Aytmatov, (Kırgızca: Чыңгыз Айтматов (Çıňğız Aytmatov), Rusça: Чингиз Торекулович Айтматов) (d. 12 Aralık 1928, Kırgızistan - ö. 10 Haziran 2008, Almanya).
Ünlü Kırgız Türkü edebiyatçı, gazeteci, çevirmen ve siyasetçi. 12 Aralık 1928 tarihinde Kuzeybatı Kırgızistan'daki Talas eyaletinin Şeker köyünde doğdu. Babası Torekul Aytmatov, Sovyet Kırgızistanı'nda seçkin devlet adamı idi, ancak 1937'de tutuklandı ve 1938'de kurşuna dizildi. Tatar kızı olan annesi Nagima Hamziyevna Abdulvaliyeva tiyatro aktrisiydi. Adı, Cengiz Han'dan esinlenerek konulmuştur.
Gençliği sıkıntılı bir döneme denk gelmişti. O dönemde zaten yeni yerleşmeye başlayan siyasî sistemle, bir de savaşla mücadele etmek zorundaydı. Çok genç yaşta çalışmaya başladı; çünkü II. Dünya Savaşının SSCB üzerindeki etkileri gençleri de etkiliyordu, yetişkinler savaşta olduklarından, gençlere büyük iş düşüyordu. On dört yaşında köyündeki sekreterliğe girdi. Burada tarım makinelerinin sayımı, vergi tahsildarlığı gibi işlerde çalıştı. Köyünden, Kazakistan'a giderek Cambul Veterinerlik Teknik Okulu'nda okudu. Daha sonra şimdiki Kırgızistan'ın başkenti olan Bişkek'e giderek burada Frunze Tarım Enstitüsü'nde öğrenimine devam etti. Ardından Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü'ne geçti ve 1956 ile 1958 yılları arasında Moskova'da okudu. Yazmaya bu yıllarda Pravda gazetesinde başladı. Yazdığı eserleriyle üne kavuştu ve 1957 yılında Sovyet Yazarlar Birliği'ne üye kabul edildi. 1963'te Lenin Ödülü'nü aldı. Eserleri yüz elliyi aşkın dile tercüme edildi. 1990-1994 yıllarında Sovyetler Birliği'ni ve Rusya Federasyonu'nu, sonra ise 2008 yılına kadar Kırgızistan Cumhuriyeti'ni büyükelçi olarak temsil etti.
Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel romanının film çekimleri için gittiği Rusya'nın Tataristan Cumhuriyeti'nin başkenti Kazan'da 16 Mayıs 2008'de rahatsızlandı ve böbrek yetmezliği teşhisiyle tedavi için Almanya'ya getirildi. Almanya'nın Nürnberg kentindeki Klinikum Nord'da tedavi gören Cengiz Aytmatov, komaya girdi.10 Haziran 2008 tarihinde Nürnberg'de hayatını yitirdi.
Cengiz Aytmatov Kitapları - Eserleri
- Beyaz Gemi
- Toprak Ana
- Gün Olur Asra Bedel
- Cemile
- İlk Öğretmenim
- Cemile - Sultanmurat
- Elveda Gülsarı
- Yıldırım Sesli Manasçı - Yüzyüze - Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
- Dişi Kurdun Rüyaları
- Çocukluğum
- Ebedi Gelin
- Kızıl Elma - Oğulla Buluşma - Beyaz Yağmur - Asker Çocuğu - Deve Gözü
- Cengiz Han'a Küsen Bulut
- Sultanmurat
- Selvi Boylum Al Yazmalım
- Kassandra Damgası
- Elveda Gülsarı / Yüzyüze / Cemile / Oğulla Görüşme / Askerin Oğlu
- Şafak Sancısı
- Sokrat'ı Anma Gecesi
- Al Yazmalım, Selvi Boylum - Erken Gelen Turnalar - Fuji Yama - Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
- Beyaz Gemi - Toprak Ana - Deve Gözü - İlk Öğretmenim
- Kızıl Elma - Oğulla Buluşma - Beyaz Yağmur - Asker Çocuğu
- Yüz Yüze / Oğulla Görüşme / Deve Gözü / Askerin Oğlu
- Fuji-Yama
- Yıldırım Sesli Manasçı - Kızıl Elma - Beyaz Yağmur - Baydamtal Irmağı’nda
- İlk Turnalar - Fuji Yama
- Kader Ağı (Kıyamat)
- Cemile - Deve Gözü - Selvi Boylum
- Deve Gözü
- Yüzyüze
- Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
- Kızıl Elma - Oğulla Buluşma
- Yıldırım Sesli Manasçı - Asker Çocuğu - Beyaz Yağmur
- Cemile - Öğretmen Duyşen
- Hekayələr
- Kuz Başındaki Avcının Çığlığı
- Bütün Eserleri: 2
- Cengiz Aytmatov Uluslararası Bilgi Şöleni Bildirileri
- Time to Speak
- Seçilmiş Əsərləri
- Yüz Yüze - Oğulla Görüşme
- Gülsarı / Yüz Yüze
Cengiz Aytmatov Alıntıları - Sözleri
- Bir erkek, bir adam ol oğlum.Nerede olursan ol, erkek ol, mert bir erkek olarak kal! (Kızıl Elma - Oğulla Buluşma - Beyaz Yağmur - Asker Çocuğu)
- İnsana korku veren bazı sözler vardır. "Artık hiçbir zaman!" gibi. Böyle sözlerden sonra söyleyecek bir şey kalmaz. (Elveda Gülsarı / Yüzyüze / Cemile / Oğulla Görüşme / Askerin Oğlu)
- Biraz daha; birkaç dakika daha yaşatmak istiyordu onu gönlünde. (Kızıl Elma - Oğulla Buluşma)
- Gün gelir, ağacın kendisi değil, gövdesi bile işe yarar. (Yüz Yüze / Oğulla Görüşme / Deve Gözü / Askerin Oğlu)
- Gözünün bütün yaşlarını dökerek ağlamak istiyordu, ağlayamıyordu. (Yıldırım Sesli Manasçı - Yüzyüze - Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek)
- “Yalnız çalışmak için mi yaşar insan?” (İlk Turnalar - Fuji Yama)
- 20. yüzyıl insanlığın iki büyük dünya savaşına ve türlü kan döküşlere, nükleer felaket ve depremlere, uzayı ele geçirme ve bilimsel teknik uçuşlara tanıklık etmekle kalmadı. Bununla birlikte nice bin yılların, nesillerinin eleğinden geçip seçilmiş manevi zenginliğin, en önemlisi inanç değerlerinin düşmesine; hayatı çürümekten, bozulmaktan koruyangelen yüce sevgi duygusunun basitleşmesine, yok edici edep dışı davranışların mizahı haline gelip zayıf düşmesine yol açtı. Bence bu, insanlık için nükleer savaştan sonra en tehlikeli beladır. (Kuz Başındaki Avcının Çığlığı)
- "Seviyordu ama özlemiyordu , yanındayım diyordu ama uzaktaydı ; sadece sözler vardı , kendisi yoktu." (Selvi Boylum Al Yazmalım)
- Talih vardır güldürür, talih vardır öldürür. (Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek)
- Hayatım boyunca hep seni özledim, seni düşündüm ben. Bu kadar çok beklettiğim için özür dilerim. (Kızıl Elma - Oğulla Buluşma)
- Demek ki, düşünmemek unutmak demek değilmiş. (Elveda Gülsarı)
- İnsanoğlu ömründe bir kerecik olsun vicdanıyla baş başa kalmak, yaşamın hay-huyundan uzak durmak istiyor, … (Al Yazmalım, Selvi Boylum - Erken Gelen Turnalar - Fuji Yama - Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek)
- "Uzun zamandan beri seviyorum seni.. Bilmediğim zamanlardan beri seni sevmiş, seni beklemişim ben. Ve işte geldin, seni beklediğimi biliyormuş gibi geldin! (Cemile)
- İnsan kalbi böyledir: Onu kolayca dondurabilirsiniz ama çok zor eritir, çok zor ısıtırsınız. (Kızıl Elma - Oğulla Buluşma)
- Sanki sevginden utanç duyuyor gibisin! (Kızıl Elma - Oğulla Buluşma)
- İnsanın kahpeliği sınır tanımaz. (Ebedi Gelin)
- Aşk, yaratılışın hediyesi, sonsuzluğun gizli enerjisidir. (Ebedi Gelin)
- İnsanlar ne diye böyle yaparlar, bilmem ki! İyiliğe karşılık hep kötülük, hep kötülük. Sonra yaptıklarından utansalar, pişman olsalar bari! O da yok.... (Beyaz Gemi - Toprak Ana - Deve Gözü - İlk Öğretmenim)
- İnsanın sağlığı yerindeyse, eli kolu tutuyorsa çalışmaktan daha iyi ne var yeryüzünde? (Beyaz Gemi - Toprak Ana - Deve Gözü - İlk Öğretmenim)
- “Öyle bir bakıyordu ki sanki hem acı çekiyor hem de hayranlık duyuyordu Cemile’ye ve mutlulukla acıyı aynı anda yaşıyordu bakışlarında.” (Cemile - Öğretmen Duyşen)