Cebi Delik - Paul Auster Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Cebi Delik kimin eseri? Cebi Delik kitabının yazarı kimdir? Cebi Delik konusu ve anafikri nedir? Cebi Delik kitabı ne anlatıyor? Cebi Delik PDF indirme linki var mı? Cebi Delik kitabının yazarı Paul Auster kimdir? İşte Cebi Delik kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Paul Auster

Çevirmen: Seçkin Selvi

Tasarımcı: Ayşe Çelem

Orijinal Adı: Hand To Mouth A Chronicle Of Early Failure

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789755109213

Sayfa Sayısı: 131

Cebi Delik Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Paul Auster’ın yapıtlarında, çağdaş insanı en çıplak durumuyla görüyor, onunla aramızda özdeşlikler, benzerlikler kurabiliyoruz. Paul Auster’ın yazdıklarının bu kadar beğenilmesinin, benimsenmesinin nedeni, belki de okuruyla arasındaki bu paylaşım. Bir Amerikalı yazar olmasına karşın, Amerikalı insanı değil, ‘insan’ı anlattığı için evrensel boyutta oluyor yazdıkları. Yazarın bunca benimsenmesinin bir başka nedeni de, kısa, yalın cümlelerden oluşan kıvrak ve duru anlatımının, psikolojik çözümlemelerde kapsamlı ve derin bir boyuta ulaşabilmesi. Kurmaca yazarının genel yaklaşımının dışına çıkan ve alabildiğine gerçekmiş duygusu vererek yazan Paul Auster, ‘olabilir’leri, ‘olması gerekli’leri değil, olanları, yaşadıklarını, tanık olduklarını aktarıyor. Süslü edebiyattan uzak duruyor, yaşama hızını aktarabilmek için anlatımını yalınlaştırıp durulaştırıyor. Cebi Delik, yazarı tanımak isteyenler için benzersiz bir fırsat: Yaşamöyküsünü içtenlikle, dobra dobra ve her zamanki akıcı, ustalıklı diliyle ortaya koymuş Paul Auster.

Cebi Delik Alıntıları - Sözleri

  • Aptallara inanırsan, kendini aptal durumuna düşürürsün.
  • Kimileri seçim yapmak zorunda değillerdi.
  • Para, dünyayı kazananlar ve kaybedenler, sahip olanlar ve olmayanlar, diye bölmüştü. Bu, kazananlar için eşi bulunmaz bir düzendi; peki kaybedenler ne olacaktı?
  • Yaşamın bir noktasında gelince bir de bakıyorsun ki, ölülerle geçirmiş olduğu zaman dirilerle geçirdiğinden daha çok.
  • Elimi değdirdiğim her şeyin kuruduğu bir dönem...
  • “Para hiçbir zaman yalnızca para demek değildir. Para her zaman bir başka şeydir, her zaman daha başka bir şeyler demektir ve son sözü de hep o söyler.”
  • Şimdi bakıyorum da, onca kitabı nasıl okuduğuma şaşırıyorum.
  • ... geçmişteki güzel günlerin anısını taşıyan hüzünlü ve nostaljik bir hava vardı.
  • Bizler anne babalarımızdan gelecek paraya güvenecek zengin çocuklar değildik ve okulu bitirdiğimiz anda kendi ayaklarımız üzerinde durmak zorundaydık.
  • “Para dediğin neydi ki; insanlar ona değer vermeyi seçtikleri için bir değer kazanan kâğıt parçasıydı.”
  • Okuduklarım, bana bu dünyada benim gibi düşünenler olduğunu, benim yeni yeni kurcalamaya başladığım kapıları başkalarının çoktan açtıklarını öğretti.
  • Sadakat duygum annemle babam arasında eşit olarak bölünmüştü ve çadırımı sürekli olarak ne birinin ne ötekinin savaş karargâhına kurardım.
  • Yaptığım seçimleri savunacak değilim. Bunlar gündelik yaşama uygun, pratik çözümler olmasa da, işin doğrusu, ben gündelik yaşama uymak istemiyordum. Benim aradığım yeni deneyimlerdi. Dünyayı dolaşmak, kendimi sınamak, orası senin burası benim gezip görmek, olabildiğince çok şey keşfetmek istiyordum. Gözümü açmasını bilirsem başıma ne gelirse gelsin, hepsinin yararlı olacağını, bana bilmediğim bir şeyler öğreteceğini kestiriyordum.
  • Son söz paranındı ve onun sesine kulak verip dediklerini yaptığınız ölçüde, yaşamın dilini öğrenmiş olurdunuz.

Cebi Delik İncelemesi - Şahsi Yorumlar

 . CEBİ DELİK Düzenli bir işte çalışmaktan uzak duran ve hayatını geçinebileceği günlük işlerde çalışarak geçirmeye çalışan Paul Auster'in otobiyografik kitabı. Yazarın çektiği zorluklar,içine düştüğü para sıkıntısı,hayatına giren değişik karakterli insanlar, yaşadığı ilginç olaylar,yazarlık ile tanışması ve başarmak için hiç yılmadan savaşmasını konu eden, Auster'i tanıma açısından okunmaya değer bir kitaptı. ' Paul Auster'in anlaşılması zor bir yazar olduğu bilinir.Bu yüzden belkide kitaplarını okumadan önce hayatını onun kaleminden öğrenmek büyük bir artı olabilir. . (Tuğba)

Paul Auster’ın yazarlık hayatının başında, daha tanınmadan ve kitapları yayınlanmadan önceki sıkıntılı dönemini anlatan otobiyografik bir roman “Cebi Delik”. 1997 yılında, üne kavuştuktan sonra yazdığı bu hatıralarında, geriye dönüp parasızlıkla geçen o acılı gençlik yıllarına bir kısa bir bakış atıyor Auster. Orta halli bir ailenin çocuğu Paul Auster; çocukluğu kimi yazarlar gibi öyle sefaletle geçmiyor. Avukat bir babanın oğlu; New Jersey’de büyüyor, Columbia Üniversitesi’nde edebiyat okuyor. Ancak “Amerikan Rüyası” ve onun simgesi “para” ile ilişkisi gençlik yıllarından itibaren pek iyi olmuyor: “Amerikan yaşamının sağlıklılığı, haysiyeti, dürüstlüğü yutturmacadan, reklam palavrasından başka bir şey değildi. Gerçekleri irdelemeye başladığın anda, çelişkiler su yüzüne vuruyor, ikiyüzlülükler açığa çıkıyordu ve her şeye yepyeni bir açıdan bakma olanağı doğuyordu... Bizlere ‘herkese özgürlük ve adalet’ kavramını öğretmişlerdi; oysa gerçekte özgürlük ile adalet çoğu kez birbiriyle çelişiyordu. Para peşinde koşmanın adil olmakla ilgisi yoktu; o konuda geçerli toplumsal ilke ‘her koyun kendi bacağından asılır’ görüşüydü.” İlk gençlik yıllarından itibaren şair ve yazar olmak istediğini bilen Auster, çoğu arkadaşı gibi üniversiteden mezun olduktan sonra düzenli bir kazanç sağlayacağı işe girip çalışmayı, kendi deyişiyle “rehavete kapılmayı”, hayal ettiği yazın hayatına ihanet olacağı gerekçesi ile istemiyor. Ona göre “bir yazar o rehavete gömülürse, artık işi bitmiş demektir.” Yazarlık öyle part-time yapılabilecek, geceleri ya da hafta sonları boş zamanlarda yazarak kotarılabilecek bir iş değil Auster’a göre. O yüzden zorlu bir yol seçiyor kendine… Orada-burada, olur-olmaz, saçma sapan işlerde çalışarak kazandığı paralarla Fransa’ya gidiyor ve parası bitene kadar burada yaşıyor. Net bir hedefi yok; amacı yeni yerler ve insanlar tanımak, yazmak, yazmak, yazmak ve yazdıklarını beğenecek biri ile tanışmayı beklemek. Parası tükenince ABD’ye geri dönüyor, ancak bu sefer aşık olduğu kadınla beraber. Doğduğu ülkede durum daha da zor hale geliyor; zira artık üç kişiler ve masrafları öyle günübirlik işlerle karşılanabilir gibi değil. Bir-iki yerden aldığı ödüller ailenin bu maddi zorlukların tetiklediği sıkıntılarla parçalanmasını ancak kısa bir süre önlüyor. Ve 1982 yılına, yani ilk romanı “Köşeye Kıstırmak” yayınlanan kadar, 35 yaşına ulaşmış Auster deyim yerindeyse “bir baltaya sap” olamıyor. Kısa bir kitap “Cebi Delik”, hızlıca okunabilecek bir öz yaşam öyküsü. Bir insanın çok isterse ve azmederse zorlukları aşabileceğini ve hayallerine ulaşabileceğini göstermesi bakımından keyifli de… Yazarın Kosinski’ye ilişkin anıları da ilginç. Ancak ben kitabı bitirince Auster’dan ziyade evsiz Joe Reilly’e odaklandım. Zengin bir ailenin iyi eğitimli ve sanata meraklı bu çocuğunu sokaklara düşüren aksilikler zinciri Auster’ı da teğet geçmiş dedim içimden… O bir şekilde kurtarmış paçayı ama Joe Reilly dibe yuvarlanmış. Sadece “çok çabalamak” mı kurtarmış Auster’ı Reilly’e benzer bir kaderden; yoksa yeteneği mi, şansı mı, tanıdıkları mı, ikinci eşi mi? Bilemedim… “Sokaklarda kim bilir keşfedilmemiş ne yetenekler var?” diye düşünmeden de edemedim. (AkilliBidik)

Amerika'da orta halli bir ailede doğan Auster, "Paramız çok değildi ama her zaman vardı" diyerek başlıyor. Bu ilerideki hayatının tezat bir durumu. Hayatı boyunca girip çıktığı geçici işlerde çalışıp sadece yazmak isteyen bir adam. Aslında bizim uzaktan bakıp gıpta edeceğimiz bir hayat hikayesi var. Liseyi bitirir bitirmez(diploma törenine dahi katılmadan) bütün birikimiyle Avrupa'ya gitmiş ve birkaç ülkeyi gezme şansı bulmuş. Paris onun için bambaşka bir yer olarak kalmış. Tanıştığı insanların benzersiz hayat hikayelerini biriktirdiği birçok anısı olmuş. Avrupa tatilinde dilini de oldukça geliştirmiş ve hayatının uzun bir bölümünde Fransızcadan çeviriler yaparak para kazanmış. Kendi başını alıp gitmenin doruklarına ulaşmış. Fakat kendi başınalığın o sisli güzelliğinden çok ceremesini çektiği, sıkı bağlantıları olmasına rağmen zor ayakta kaldığını anlatıyor. Beş parasızken evlenme kararı alıyor ve eşiyle birlikte siparişle çeviri işleriyle uğraşıyor. Geçinecek kadar kazanırken aynı zamanda geçinecek kadar yazı da yazabiliyor. İçsel geçinim. Bir süre sonra New York'un merkezinden uzaklaşıp bir kasabaya yerleşmelerine rağmen geçinmek çok zorlaşıyor. Sonunda parasızlıktan delirme kıvamına gelip "Action Baseball" adında iskambil kağıtlarıyla oynanan kendi yarattığı bir oyunu satmak için kapı kapı görüşme ayarlıyor. Her yolu deneyip hiçbir sonuç alamayınca ortada kalıyor. New York sanat galerisinden gelen bir bağışla hayata tutunmaya çalışıyor. Parasızlık sonunda aileyi de dağıtıyor. Öykünün(otobiyografik roman) başında söylediği gibi "Para her zaman son sözü söyler". Para, ebeveynlerini boşayan tek yargıçtı. Öykü dememim sebebi de bunun bize tatlı bir öykü gibi gelmesi. Aksine bir ölüm-kalım savaşı. Belki de insanı tatmin eden özgürlük değil savaşmaktır. (osman)

Cebi Delik PDF indirme linki var mı?

Paul Auster - Cebi Delik kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Cebi Delik PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Paul Auster Kimdir?

Paul Auster (3 Şubat 1947, Newark, New Jersey) ABD'li roman yazarı, şair ve senarist.

Paul Auster, 3 Şubat 1947'de New Jersey'de, Polonya'dan ABD'ye göçmüş Yahudi bir ailede doğdu. Annesi bayan Queenie Auster, babası ise hukukçu bay Samuel Auster'dı. South Orange, New Jersey ve Newark'da büyüdü. Columbia Üniversitesi'nde İngiliz, Fransız ve İtalyan edebiyatı üzerine eğitim alan, 1971-1974 yılları arasında Fransa'da yaşadı. İlk evliliğini Amerikalı yazar yazar/Lydia-Davis ile yapan Auster, 1981 yılından beri, bir başka tanınmış Amerikalı yazar yazar/Siri-Hustvedt ile evlidir. Çift yaklaşık 40 yıldır New York'da, Brooklyn'de yaşamaktadır.

Geleneksel kitap konularının dışına yüksek bir başarıyla çıkıp, yaratıcılığın sınırlarını genişletebilmiş olan Auster'in başlıca yapıtları arasında New York Üçlemesi, Yalnızlığın Keşfi, Yanılsamalar Kitabı, Kırmızı Defter, Leviathan, Kehanet Gecesi, Duman, Görünmeyen, Yükseklik Korkusu, Yazı Odasında Yolculuklar, Karanlıktaki Adam bulunuyor. Auster'in yazarlığa ilk başladığı yıllardaki sıkıntılı günlerinde Paul Benjamin imzasıyla yayınladığı bir de polisiye romanı vardır. Bu roman yazarın otobiyografik romanı 'Cebi Delik' in eki olarak yayınlanmıştır. Can Yayınları tarafından yazar/seckin-selvi 'nin çevirisiyle 'Köşeye Kıstırmak' adı ile 2000 yılında Türkçeye kazandırılmıştır.

2006 yılında İspanya'nın saygın ödüllerinden olan Asturias Ödülü'nü edebiyat dalında Paul Auster kazandı. 26'ncısı düzenlenen "Asturias Prensi" ödüllerinde, aralarında yazar/orhan-pamuk 'un da yer aldığı 18 ülkeden 26 yazar edebiyat dalında aday gösterilmişti.

Yazarın Duman (Smoke) ve Surat Mosmor (Blue in the Face) isimli senaryoları ünlü yönetmen Wayne Wang tarafından filme çekilmiştir. Daha sonra Lulu On The Bridge ( Lulu Köprüde) İsimli kitabını da kendisi filme çekmiş, hem senarist hem de yönetmen olarak yapıtın tüm aşamalarında bulunmuştur. Film hakkında yaptığı bir söyleşide kendi yazma biçimi üzerine konuşurken Peter Brook'un bir röportajından alıntı yaparak işlerinde mitlerin uzaklığıyla gündelik yaşamın sadeliğini kaynaştırmaya çalıştığını söylemiştir.

Ödülleri

2006 - 26. Asturias Ödülü - Edebiyat

Paul Auster Kitapları - Eserleri

  • Yanılsamalar Kitabı
  • Şimdi ve Burada: Mektuplar 2008-2011
  • Yükseklik Korkusu
  • Görünmeyen
  • Brooklyn Çılgınlıkları
  • Kış Günlüğü
  • Sunset Park
  • Cam Kent
  • Lulu Köprüde
  • Karanlıktaki Adam
  • Duvar Yazısı
  • Yazı Odasında Yolculuklar
  • New York Üçlemesi
  • Kehanet Gecesi
  • Köşeye Kıstırmak
  • Timbuktu
  • Cebi Delik
  • Duman - Surat Mosmor
  • Yalnızlığın Keşfi
  • Şans Müziği
  • Son Şeyler Ülkesinde
  • Leviathan
  • Kırmızı Defter
  • Ay Sarayı
  • Hayaletler
  • İç Dünyamdan Notlar
  • Kilitli Oda
  • Auggie Wren'in Noel Hikayesi
  • 4 3 2 1
  • Cam Kent (Çizgi Roman)
  • Oracle Night
  • Kaybolmalar

Paul Auster Alıntıları - Sözleri

  • “…insan bir hikayenin içinde, bir hayal dünyasında yaşayabilecek kadar şanslıysa, gerçek dünyanın acıları sona erer. Çünkü hikaye devam ettiği sürece gerçek yoktur.” (Brooklyn Çılgınlıkları)
  • Sonunda, kendini kendi yapma sorumluluğunu yalnızca kendinin taşıdığını anlayacaktır. (Kehanet Gecesi)
  • "En sonunda beni duvarın önüne getirip tüfekleriyle bedenime nişan aldıklarında, onlardan isteyeceğim tek şey, göz bağımı çözmeleri olacak. Beni öldürecek adamları gözlerimle görmek hiç umrumda değil, ama gökyüzüne bir kez daha bakmak istiyorum." (Yazı Odasında Yolculuklar)
  • Yerden yükselip havada durmanın özel bir yetenek istediğine inanmıyorum aslında. Hepimizin içinde olan bir şey bu. Ama kendiniz olmaktan çıkmayı öğrenmelisiniz. (Yükseklik Korkusu)
  • Kimi düşünceler düşünülmeyecek kadar tehlikeli olabilirler ve onları aklınızın ucundan bile geçirmemek gerekir. (Leviathan)
  • Annen belki güzel değildi, belki klasik güzellik tanımına uymuyordu, ama bir salona girdiğinde bütün erkeklerin bakışını üzerine çekecek kadar alımlı ve çekiciydi. (Kış Günlüğü)
  • "Hiç tanımadığınız seyircilerin karşısına dikilip başka bir kişiliğe bürünmek cesur olmayı mı gerektirir, yoksa bu bir zorunluluk, bir seyredilme ihtiyacı mıdır ya da insana o işi yaptıran dürtü kendini tutabilme yetisinden yoksun olmak mıdır?" (Sunset Park)
  • Daha dikkatli olmayı öğrenmeliyim, diye düşündü, daha az güvenmeliyim herkese, insanlar iyi niyetlerini gösterinceye kadar onlardan her türlü kötülüğü beklemeliyim. Bu acıklı dersi çok daha gençken öğrenmiş olması gerektiğini fark etmişti, kendisini bekleyen güçlüklerle başa çıkabilmesi için daha katı olması ve bunu bir program içinde uygulaması gerekliydi. (Timbuktu)
  • Oturup çalışmalıydık, efendim, okumalıydık, bize bahşedilen kısacık zamanda yararlı bir şeyler yapmalıydık.  (Timbuktu)
  • "... dünyayı kafamın içinde döndürerek yeni bir uykusuzluk nöbetiyle boğuşurken karanlıkta tek başınayım." (Karanlıktaki Adam)
  • Ne var ki, tahminlerle gerçekler her zaman örtüşmüyor ve bir şeyin olası görünmemesi hiç olmayacak anlamına gelmiyor. (Görünmeyen)
  • "Tam da palyaçonun dediği gibi, ağlayamadığımdan gülüyorum.." (Yalnızlığın Keşfi)
  • Sonsuza dek barış içindeyken, Tanrı’nın işi kalmayacak yanımızda. (Yalnızlığın Keşfi)
  • Birkaç yüzyıl önce, altmış yaş ihtiyarlık sayılırdı ve bir zamanlar hiçbirimiz otuzumuzu geçmeyi düşünmediğimize göre onun iki katı kadar yaşamak yarısı kadar kötü sayılmaz, öyle değil mi? (Görünmeyen)
  • Yaşam insanı hayal kırıklığına uğratıyor. (Karanlıktaki Adam)
  • Kitapları, yazıldıkları kadar üzerinde kafa yorarak ve kendimizi vererek okumalıyız. (Hayaletler)
  • Çünkü acı gerçek değişmiyor: Dünyada adaletten çok şiir var. (Görünmeyen)
  • Yerin altında kaldıktan sonra bir daha dünyaya asla aynı gözle bakamazsınız. (Yükseklik Korkusu)
  • Her şey olduğundan başka bir anlama geliyor; hiçbir şey taşıması gereken anlamı taşımıyordu. (Köşeye Kıstırmak)
  • Her gün yenidir ve ben, her gün yeniden doğarım. (Cam Kent (Çizgi Roman))