diorex
sampiyon

Çankaya - Falih Rıfkı Atay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Çankaya kimin eseri? Çankaya kitabının yazarı kimdir? Çankaya konusu ve anafikri nedir? Çankaya kitabı ne anlatıyor? Çankaya PDF indirme linki var mı? Çankaya kitabının yazarı Falih Rıfkı Atay kimdir? İşte Çankaya kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 16.04.2022 06:00
Çankaya - Falih Rıfkı Atay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Falih Rıfkı Atay

Yayın Evi: Pozitif Yayınları

İSBN: 9789756461051

Sayfa Sayısı: 631

Çankaya Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Atatürk ne yaptığını, nasıl yapacağını, kimlere ne yaptıracağını, kimleri nasıl ve nerede değerlendireceğini bilen pek hesaplı bir adamdı.

Bir fıkrasından, bir hikâyesinden, bir yazı veya nutkundan hemen anladığımızı sandığımız Gazi, aradıkça yeni bir sır verir. Yaklaşılan bir dağ gibi büyür. Onun hâl tercümesi, yeni Türk devletinin tarihi demektir. Tarihimizi bilmek için Gazi’yi öğrenmeliyiz!”

Falih Rıfkı ATAY

“Hiç şüphesiz ki F. Rıfkı Atay’ın Çankaya, Atatürk’ün Hatıraları kitapları her türlü düşünce sahibinin mutlaka okuması gereken kitaplardır. F. Rıfkı Atay’ın sürükleyici, zengin muhtevalı, zıt görünüm ve olaylara dayanarak tezlerini savunan bir üslubu vardır.”

Prof. İlber ORTAYLI

Kurduğu cumhuriyet ile adını tarihin şanlı sayfalarına yazdıran, Türk’ün ne olduğunu dünyaya gösteren, olağanüstü şartlarda ortaya çıkmış sıra dışı bir liderdi Atatürk. O, neredeyse işgal edilmemiş toprağı kalmayan bir ulusun, küllerinden doğmasına önderlik etti.

Büyük başarılara imza atmış Atatürk hakkında birçok kitap ve makale yazıldı. Onun hakkındaki her şey etraflıca tartışıldı, hâlâ tartışılıyor. Bu yazıların birçoğu ancak Atatürk öldükten sonra yazıldığı için, Falih Rıfkı Atay gibi onu yakından tanıyan ve uzun yıllar yanında bulunanların ilk elden verdiği bilgilerin kıymetiharbiyesi çok daha önemlidir.

Falih Rıfkı Atay, 1923’ten 1938’e kadar Atatürk’ün yanında bulunmuş, onun yaşadıklarını bizzat kendisinden dinlemiş ve hatta birçoğuna şahit olmuş devrin önemli gazetecilerindendir. Çankaya, Atatürk’ü doğumundan okul yıllarına, savaştığı cephelerden yaptığı inkılaplara, tartışma sofralarından insani yönlerine kadar her detayı anekdotlara yer vererek anlatan muazzam bir kitaptır.

Atatürk’ü ve Türkiye’nin dönüşümünü her yönüyle anlamak ve algılamak için, Çankaya kitabı onlarca yıldır en önemli kaynak olmaya devam etmektedir. Bu nedenle her Türk vatandaşının mutlaka okuması gereken çarpıcı bir eserdir!

Çankaya Alıntıları - Sözleri

  • İyi Türklerin çoğu Mustafa Kemal ile beraberdir.
  • Menfaat karşısında küçülenlerden, büyük yetişmez.
  • Hiçbirimiz olmasaydık Kurtuluş Savaşı'nı Atatürk gene başarırdı. Ama o olmasaydı hiçbirimiz onun yaptığını yapamazdık.
  • Mesele ölmekte değil, ölmeden idealimizi gerçekleştirmektedir.
  • Ara sıra: - Atatürk sağ olsa ne yapardı? gibi bir sual duyulur. Ben cevap vereyim mi? Topumuza birden lânet okurdu.
  • “Nemiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı'nın, vicdanımızı ve kafamızı Doğu'nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcağını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos zaferine borçluyuz.”
  • 1946, hele 1950’den beri Atatürk devri, onun içinde şöyle böyle bulunmuş olanları veya kendilerini olduklarından başka türlü sandırmak hevesine kapılanların elinde sömürülüp durmuştur. Yayınlanan hatıraların çoğunda ölüler tanık, bir ağızla iki kulak arasında , hiç kimsenin duymadığı fısıldaşmalar belge diye kullanılmaktadır.
  • Hitler, Atatürk'ü övdüğü sırada: "Bir milletin, bütün vasıtalarından mahrum edilmiş olsa dahi, kendi kendini kurtarma vasıtalarını yaratabileceğini ispat eden bir adamdır." demişti.
  • Mesele ölmekte değil, ölmeden idealimizi gerçekleştirmekte.
  • "Hepsi inkılap uğrunda ölmekten söz ederken Mustafa Kemal: -Mesele ölmekte değil,ölmeden idealimizi gerçekleştirmektedir,diyordu."
  • Şüphesiz, bütün şartlar bir araya toplanıp tartılınca, asrının en büyük adamı idi.
  • Ara sıra: - Atatürk sağ olsa ne yapardı? gibi bir sual duyulur. Ben cevap vereyim mi? Topumuza birden lânet okurdu.
  • Mustafa Kemal, bir beyin adamı idi. Beyni kendi kalbinin de bütün isyanlarını ezerdi.
  • “Ölümü istemek bir cesaret değildir ama, ölümden korkmak ahmaklıktır.”
  • Ara sıra, "Atatürk sağ olsa ne yapardı?" gibi bir sual duyulur. Ben cevap vereyim mi? Topumuza birden lanet okurdu.

Çankaya İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitabı iki yönlü inceledim. Birincisi okuduğum en yorucu kitaplardan. Mustafa Kemal'in hatırasına saygısızlık olmasın diye mecburen bitirdim. Bunun en büyük nedeni bence konu bütünlüğünün olmaması. Ikincisi ise dünyadaki en mucizevi savaşlardan birisi de bizim Kurtuluş savaşımız. Evet nice zorluklarla bu savaşı kazandığımız tarih derslerinde anlatılırdı ama bu kitap en ince ayrıntısına kadar okuyucuya o zorlukları hissettiriyor. Kafamızda hep bir Mustafa Kemal önderliğinde ona itaat eden komutanlar ve halkın gayretleri sayesinde bu destanı yazdık algısı var ama gerçekler de öyle değil. Mustafa Kemal'in en yakın arkadaşları bile yeri geldiğinde onu zora sokuyor, halk Yunanlılara boyun eğiyor, askerler askerden kaçıyor, itaatsiz komutanlar isyan ediyor, şeriatçı ve saltanat hayranı milletvekilleri mecliste sürekli olay çıkarıyor, Ingiliz kontrolü altındaki Istanbul hükümeti her türlü fitneyi çıkarıyor vs.vs. Bu vatanın değerini gerçekten bilmiyoruz. (Mehmet Fatsa)

SONSUZ MİNNET!!!: EFSANE KİTAP ÇANKAYA!!! Alfabemizdeki harfleri yanyana getirip oluşturduğum kelimelerden kurduğum hiçbir cümle topluluğu bu kitabın bende uyandırdığı o eşsiz ATATÜRK sevgisini, özlemini, minnetini, bir kadın olarak O'na olan teşekkürümü anlatmaya yetmez . ATAM hakkında , milli mücadele, cumhuriyet dönemi, inkılaplar, yurdumun o yıllardaki durumu, coğrafyası ile ilgili ( şimdiye kadar okuduğum ) 15 yıl bilfiil yaninda bulunmuş,sofralarında bulunma serefine erişmiş mükemmel bir gazeteci tarafından yazılmış muazzam bir eser... Her Türk ve Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan her ferdin okumakla yükümlü olduğu bir kitap Çankaya. Kitabın her satırını okurken sürekli karşıma çıkan isimlerin ATAMLA konuşurken nasıl bir yüze sahip olduğuna arama motorunda resimlerini buldum buldum baktım. ATAM kimlerin gözlerine baktı, kimlerin ağzından döküldü ATAMIN karşısından bu cümleler diye. Damarlarımda O'nunla aynı soyun kanını taşımak, yüreğimi sonsuz bir coşkuyla doldurdu okudukça .O kadar tarafsız, o kadar olduğu gibi anlatılmış ki yaşıyorsunuz okurken, sofrasında yemek yiyip, çalışma masasında sabahliyorsunuz,beraber kızıp beraber gülüyorsunuz, O'nunla yatıp O'nunla kalkıyor, O'nunla hasta olup O'nunla iyilesiyorsunuz...O'nunla hasta olup, O'nunla bin kere ölüyorsunuz... Kitapta ismi geçen ülkeleri düşündükçe hiçbirinin tarihinde böyle bir deha,böyle bir vatansever, böyle yurdunun her toprak tanesine aşık bir lider, böyle bir devrimci yok diyorsunuz, övünüyor, gurur duyuyorsunuz, O'nun soyadindaki Türk kelimesinden.. Şimdi O'nun sayesinde sahip olduğumuz, her özgürlüğün ne kadar zorluklarla elde edildiğini iliklerinize kadar hissediyorsunuz, kimlerle mücadele ettiğini, en yakınlarına bile inandığına inandırmak için o güzel ağzından ne diller doktugune her satırda şahit olacaksınız. Bir insan düşünün, kendisiyle taban tabana zıt fikirlere sahip olanları ikna edebilmiş, inancını aşılayabilmiş. Şimdi ben özgür bir kadınsam, konuşup haklarımı savunabiliyorsam, ay-yıldızın altında vatan toprağında yaşayabiliyorsam sayende ATAM,senin inancının sayesinde. Sevgi,saygı, rahmetle...YAŞAYACAKSIN BU YÜREKLERDE SONSUZA DEK... (Hatice)

1. Dünya Savaşı, Osmanlı’nın yıkılışı, Kurtuluş Savaşı ve yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve hepsinde başrol olan Mustafa Kemal Atatürk. Çankaya sofralarının müdavimi olan Falih Rıfkı Atay’dan okumak, öğrenmek güzeldi. Atatürk’ün muhaliflerine, sadece tarihten isimler olarak bildiğimiz birçok kişiye, gazetecinin her devirdeki dramına (doğruyu söyleyen dokuz köyden kovulur), haksız yere hapis yatanlara, asılanlara, Kurtuluş Savaşı boyunca umutsuzluğa, hem savaş hem savaş sonrası sert muhalefete, sıfırdan kurulan Ankara’ya, rantçılara, çıkarcılara yakından bakıyorsunuz. Ha birde Atatürk’e tabiki. Kitabın arkasına aldığım notlarda birçok cümle “Atatürk’ün” diye başlıyor. Arkadaşlığa verdiği değer, mizahı, mecliste ve cephedeki karizması, prestiji ve tabiki dehası. (Berna Kalaycıoğlu)

Çankaya PDF indirme linki var mı?

Falih Rıfkı Atay - Çankaya kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Çankaya PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Falih Rıfkı Atay Kimdir?

Falih Rıfkı Atay (1894, İstanbul - 20 Mart 1971, İstanbul), Türk gazeteci, yazar, milletvekili.

Cumhuriyet döneminin en etkin gazetecilerindendi. İzmir'in kurtuluşundan sonra Mustafa Kemal ile tanışıp dostluğunu kazanan Falih Rıfkı, özellikle Atatürk'ü yakından tanıtan anılarıyla ünlendi. 1923-1950 yılları arasında milletvekili olarak siyasette yer aldı. Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'e yakınlığı nedeniyle çok önemli olaylara tanıklık etmiş ve kişisel tarihi cumhuriyet tarihi ile özdeşleşmiştir.

Sakarya ili Kaynarca ilçesi Büyükkaynarca köyünden İstanbul'a yerleşmiş bir ailenin çocuğu olan Falih Rıfkı Atay 1894 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Hoca Hilmi Efendi, annesi Huriye Cemil Hanım idi.

Ortaokulu Mekteb-i Tahsil Mektebi'nde lise öğrenimini Mercan İdadisi'nde tamamladı. İdadide edebiyat öğretmeni olan Celal Sahir Bey (Erozan) ile kendisinden bir ileri sınıfta okuyan Orhan Seyfi (Orhon), edebiyat zevkinin gelişmesine yardımcı oldu. II. Meşrutiyet'in ilanı edildiği 1908 yılında girdiği Darülfünun Edebiyat Fakültesi'ni 1912'de bitirdi.

1911'de ilk yazıları, Servet-i Fünun dergisinin genç yazarlara ayrılan ek sayfalarında yayımlandı. Tecelli (1911) dergisi ile Süleyman Bahri'nin yönettiği Kadın (1912) dergisinde Cenap Şahabettin ile Ahmet Haşim'in eserlerini hatırlatan şiirleri çıktı. 1912'den itibaren Tanin gazetesinde düz yazılar yayımladı.

1913'te memuriyet hayatına başlayan Falih Rıfkı, Sadaret ve Dahiliye Nazırlığı kalemlerinde çalıştı. Dahiliye Vekili Talat Paşa ile birlikte resmi görevle Bükreş'e gittiğinde Tanin Gazetesi'ne röportajlar gönderdi. Bu dönemdeki yazıları, Türkçülük ve Türkçecilik akımlarının etkisini taşıyordu.

I. Dünya Savaşı'nda yedek subay olarak Suriye'ye gitti ve Cemal Paşa'nın özel katipliğini yaptı. Suriye ve Filistin'deki savaş anılarını Ateş ve Güneş (1918) kitabında topladı. Cemal Paşa'nın Bahriye Nazırı olması üzerine Kalemi Mahsusa müdür yardımcılığına getirildi (1917).

1918'de Ali Naci (Karacan), Necmettin Sadık (Sadak) ve Kazım Şinasi (Dersan) ile birlikte Akşam Gazetesi'ni kurdu. Gazetede, Kurtuluş Savaşı'nı destekleyen yazılar yazdı. Damat Ferit Paşa hükümetinin vatanseverleri yargılamak üzere kurduğu, halk arasında "Kürt Nemrut Mustafa Divanı" diye anılan mahkemede Kurtuluş Savaşı'nı destekleyen yazıları nedeniyle idamı istenerek yargılandı. İkinci İnönü Muharebesi'nin kazanılması üzerine Divan-ı Harp tutumunu değiştirince idamdan kurtuldu. 10 Eylül 1922'de Anadolu'ya geçti.

Kurtuluş Savaşı'nı destekleyen yazılarını Tanin ve Hakimiyet-i Milliye gazetelerinde sürdürdü. Savaşın ardından Tetkik-i Mezalim Heyeti'nde görevlendirilen Falih Rıfkı, Halide Edip, Yakup Kadri, Mehmet Asım ile birlikte Yunan ordusunun yakıp yıktığı yerleri saptamak üzere tüm Batı Anadolu'yu dolaştı.

1923'ten TBMM'ye girdi ve aralıksız 27 yıl milletvekilliği yaptı. 1923-1927 arasında Bolu , 1927-1950 arasında Ankara milletvekili olarak mecliste yer aldı. Bir yandan da çeşitli tarihlerde Hakimiyet-i Milliye, Ulus, Milliyet gazetelerinde başyazarlık yaptı. Köşe yazılarında Atatürk devrimlerini ve batılılaşmayı savundu. Yeni Türk Alfabesinin hazırlanması ve uygulanması sırasında Dil Encümeninde görev aldı. Ulus gazetesinin başyazarlığını yaptığı dönemde Ankara şehir planı jürisinde üyelik ve İmar Komisyonunda başkanlık yaptı. Bu dönemde 1937 yılındaki Trakya Manevraları'na katılmıştır.

İzmir'in kurtuluşundan sonra tanıştığı Mustafa Kemal'in dostluğunu kazandı ve bu döneme an ilişkin anılarını Atatürk'ün Bana Anlattıkları (1955), Çankaya (1961) ve Atatürk Ne İdi? (1968) adlı kitaplarda topladı. Atatürk'ün çok yakınında bulunması ve önemli olaylara tanıklık etmesi yapıtlarına ayrı bir önem kazandırdı.

Demokrat Parti'nin 1950'de iktidara geçmesinden sonra Dünya gazetesini kurarak (1952) muhalefete geçti; yeni iktidara karşı Atatürk devrimlerini savundu. Ölünceye dek bu gazetenin başyazarlığını sürdürdü. 20 Mart 1971'de kalp krizi sonucu İstanbul'da hayatını yitirdi. Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

Falih Rıfkı Atay, gezi yazılarını ve anılarını topladığı kitaplarıyla Cumhuriyet döneminde bu türlerin ilk özgün örneklerini verdi. Zeytindağı (anı-1932, 1964), Faşist Roma, Kemalist Tiran, Kaybolmuş Makedonya (gezi-1930) ve Pazar Konuşmaları (fıkra-1966) başlıca yapıtlarıdır.

Atay, sağlam, çekici anlatımı ve duru Türkçesiyle basının en usta kalemlerinden biriydi. Türkçeyi süssüz, sanatsız ama etkin kullanmayı amaçladı. Siyasi konuları işleyen fıkra ve başyazılarıyla tanınan Atay gezi, anı, makale ve sohbet türlerinde birçok kitap yayımlamıştı; Cumhuriyet döneminin en etkin gazetecilerindendi.

Eserleri

ANI : Ateş ve Güneş (Suriye ve Filistin savaş anılan, 1918),

-Zeytindağı (1932),

-Atatürk'ün Bana Anlattıkları (1955),

-Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri (1955),

-Çankaya (1961),

-Batış Yılları (1963),

-Atatürk'ün Hatıraları (1914-1919)

-Atatürk Ne İdi? (1968)

Gezi : Faşist Roma, Kemalist Tiran,

-Kaybolmuş Makedonya (1930),

-Deniz Aşırı (1931),

-Yeni Rusya (1931),

-Moskova-Roma (1932),

-Bizim Akdeniz (1934),

-Taymis Kıyılan (1934),

-Tuna Kıyıları (1938),

-Hind (1944),

-Yolcu Defteri , (1946),

-Gezerek Gördüklerim (1970).

Fıkra: Eski Saat (1933),

-Niçin Kurtulmamak (1953),

-Çile (1955),

-İnanç (1965),

-Kurtuluş (1966),

-Pazar Konuşmaları (1966)

İnceleme:

-Başveren İnkılapçı (Ali Suavi Üzerine, 1954),

-Atatürkçülük Nedir (1966),

-Londra Konferansı Mektupları (1933),

-Türk Kanadı (1941),

-Kanat Vuruşu (1945)

Monografi: Babamız Atatürk (çocuklar için, 1955)

Falih Rıfkı Atay Kitapları - Eserleri

  • Zeytindağı
  • Çankaya
  • Atatürk’ün Bana Anlattıkları: Mustafa Kemal’in Ağzından Vahdettin
  • Babanız Atatürk
  • Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri
  • Ateş ve Güneş
  • Batış Yılları
  • Atatürkçülük Nedir?
  • Kurtuluş
  • Atatürk Ne İdi?
  • Atatürk'ün Hatıraları (1914 - 1919)
  • Baş Veren İnkılapçı
  • Ankara
  • Tuna Kıyıları
  • Ateş ve Güneş - Zeytindağı
  • Gezerek Gördüklerim
  • Bayrak
  • İnanç
  • Londra Konferansı Mektupları
  • Roman
  • Pazar Konuşmaları
  • Tarihe Düşülen Yazılar
  • Babanız Atatürk- Bayrak - Atatürkçülük Nedir - Atatürk Ne İdi
  • Eski Saat
  • Taymis Kıyıları
  • Faşist Roma Kemalist Tiran Ve Kaybolmuş Makidonya
  • Çile
  • Türk Kanadı
  • Niçin Kurtulmamak?
  • Bizim Akdeniz

Falih Rıfkı Atay Alıntıları - Sözleri

  • Demek bir kuşak bir toplumu kökten değiştirmeye yeter. (Atatürk Ne İdi?)
  • Ne güzel ölüm saati idi. Acaba bu mukaddes gafleti bir daha tadabilecek miyim? (Gezerek Gördüklerim)
  • Bir topluma danışılma hakkı tanımadan onu eğitmek gerekir. Oy kulübelerinden önce okullar kurulmalıdır. Bilmeyenin elinde oy pusulası yalnız faydasız değil, tehlikelidir de! (Atatürkçülük Nedir?)
  • Her millet, eğer bir refah hissesi istiyorsa, bunu ancak kendi fedakarlığı, kendi alın teri, kendi aklı ve ilmi ile elde edebilir. (Londra Konferansı Mektupları)
  • Evet, on dokuzuncu yüzyıl başından beri bir türlü Batılaşamıyoruz ama Doğulaşma fırsatı bulduk mu, yatağını bulmuş su gibi, sevinçten köpüre köpüre akıyoruz. (İnanç)
  • "Metin Toker , Cezayir, Mısır ve Irak ülkelerini dolaştıktan sonra Türkiye kapısından içeri girdiği vakit nefesini güç tutup : - Sen nur ol Atatürk, diye bağırır." (Ankara)
  • "Ben ordunun kayıtsız şartsız, bütün esrarı ile Alman askeri heyetine teslim edilmesinden çok teessür duymuştum. Daha karar verilmezden önce bu vakayı tesadüf eseri öğrendiğim vakit, sesimin erişebileceği makamlara kadar itirazlarda bulunmayı vazife saymıştım. İtirazlarıma hiç kimse cevap vermedi, cevap vermeye lüzum dahi görmedi." (Atatürk'ün Hatıraları (1914 - 1919))
  • Çocukken gazetelerde kırk yaşlarında bir adamın ölüm haberini okurken rahatlık duyardım. Yılların gelecekleri insana ne kadar uzak, geçmişleri ne kadar yakın gelir. (Gezerek Gördüklerim)
  • "Ne mutlu Türk'üm diyene!" (Babanız Atatürk)
  • "Güzel bir hayat; zamanı düşündürmeyen, ondan ne bıktıran, ne de onu aratan yaşama sanatıdır." (Pazar Konuşmaları)
  • Tahmin edersiniz ki fikir hazırlıkları, seferberlikte as­ker toplamak için davul zurna ile temin edile­mez. Fikir hazırlıklarında tevazuyla çalışmak, kendini silmek, karşısındakine samimi bir kanaat ilham etmek lazımdır. (Atatürk’ün Bana Anlattıkları: Mustafa Kemal’in Ağzından Vahdettin)
  • “Nemiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı'nın, vicdanımızı ve kafamızı Doğu'nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcağını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos zaferine borçluyuz.” (Çankaya)
  • Yeni zamanın adamı, biten bir alemi tamire değil, başlayan bir alemi inşaya uğraşan inkılapçıya denir. (Londra Konferansı Mektupları)
  • Kendini zayıf ve aciz gören insanlar nispeten kuvvetli, azimli insanlardan merhamet dilendikleri zaman kendilerine acındıracaklarına kani olmak için bilmem ne histe ne karakterde olmalıdır. (Atatürk’ün Bana Anlattıkları: Mustafa Kemal’in Ağzından Vahdettin)
  • Öyle bir nehr-i muazzam gibi cûş etmişsin Fakat eyvah çorak yerde akıp gitmişsin! (Atatürkçülük Nedir?)
  • "Hepsi inkılap uğrunda ölmekten söz ederken Mustafa Kemal: -Mesele ölmekte değil,ölmeden idealimizi gerçekleştirmektedir,diyordu." (Çankaya)
  • Yaşarken, yenilmeyen Atatürk'ün, öldükten sonra yenileceğini zannedenlere şaşıyorum. (Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri)
  • "Mesele sık sık imkânsızlık hali bağlayan güçlüklerde değil, karar vermekte ve iradeyi kaybetmemekte idi." (Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri)
  • Ve nihayet şeref, zillet, kusur veya isabetleri ile mazi ölmüştür. Biz istikbalden mesulüz: Bugünün adamlarına yalnız onun zaruretlerini münakaşa etmek, Balkan hürriyetlerini elbirliği ile müdafaa imkanları aramak vazifesi düşüyor. (Tuna Kıyıları)
  • Ne çare ki vatanın kaderi vatanseverlerin değil, kendilerinden başkasını sevmeyen politikacıların elinde! (İnanç)

Yorum Yaz