Bir Aşk Hikayesi - Stephen King Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bir Aşk Hikayesi kimin eseri? Bir Aşk Hikayesi kitabının yazarı kimdir? Bir Aşk Hikayesi konusu ve anafikri nedir? Bir Aşk Hikayesi kitabı ne anlatıyor? Bir Aşk Hikayesi kitabının yazarı Stephen King kimdir? İşte Bir Aşk Hikayesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Stephen King
Çevirmen: Canan Kim
Orijinal Adı: Lisey's Story
Yayın Evi: Altın Kitaplar
İSBN: 9789752108660
Sayfa Sayısı: 576
Bir Aşk Hikayesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Lisey Debusher Landon, iki yıl önce kocası Scott'ı yitirmişti. Yirmi beş yıl süren evlilikleri boyunca birbirlerine derin bir içtenlikle bağlı kalan karıkoca arasındaki bağ öylesine güçlüydü ki, birçok insan bu durumu tuhaf bulmuştu. Pek çok ödül kazanmış ünlü bir yazar olan Scott karmaşık bir adamdı. Evlenmeden önce, ilişkilerinin ilk günlerinde Lisey ondan kitapları, kan ve boollar hakkında çok şey öğrenmişti. Çok sonraları kocasına bir yandan korkudan dehşete düşürerek korkunç kâbuslar yaşatan ama bir yandan da tedavi ederek ona yeni fikirler veren gerçek dışı(!) bir yere gittiğini öğrenir. Nasıl mı? Onun ardında bıraktığı, basılmamış yazılarını düzenleyerek! Bu sıra dışı yolculukla Lisey, kocasının şimdiye kadar tanımadığı karanlık dünyasını keşfetmek zorunda kalır. Çılgınlık derecesindeki tutkuları ve aşkın gizemli dilini anlatan bu roman, King'in yaratıcılığının kaynağından bir şelale gibi dökülüyor.
Bir Aşk Hikâyesi, ünlü yazarın belki de bugüne dek yazdığı en kişisel ve güçlü eser.
(Tanıtım Yazısından)
Bir Aşk Hikayesi Alıntıları - Sözleri
- "Çünkü bazen en iyisi sıkıca sarılmaktı."
- "Ölüleri mezarlarından çıkaramazsın!"
- "Cesaretin bir tür güzelliği yok mudur zaten?"
- "Her evliliğin iki kalbi vardır, biri aydınlık diğeri karanlık."
- Her kitabın karanlıkta küçük bir ışık olduğunu düşünürsek,bütün kütüphaneler her gün ,her gece etrafında on bin kişinin toplanıp ısındığı,hiç sönmeyen,dev şenlik ateşleridir.
- "Ay olsaydım, nereye düşeceğimi bilirdim." D.H. Lawrence, Gökkuşağı
- Görünüşe bakılırsa zamanın tek yaptığı,kederin keskinliğini köreltmekti.
- "O halde neden içinde çok az şey yapmış gibi bir his vardı?"
- Sizin için ilk güzel kitabı yazan kimse onu düşünün.Sihirli bir halı gibi altınıza girip ayaklarınızı yerden kesen kitaptan bahsediyorum.
- "Yani bana baktığında beni baştan aşağı, soldan sağa bütün halinde görüyorsun ve sende her şey eşit ağırlıkta."
- "Karanlıkta kaybolmuştum, sen beni buldun. Yanıyordum çok sıcaktı sen bana buz verdin."
- "Yalnız hissettiğinde nereye gidersin? Hüzünlendiğinde nereye gidersin? Yalnız hissettiğinde nereye gidersin? Yıldızlar mavileştiğinde Seni izleyeceğim."
- Bazen en iyisi sıkıca sarılmaktı.
Bir Aşk Hikayesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
“Her şey aynı, seni seviyorum biriciğim”: Bir Aşk Hikayesi’ni ilk olarak 2007’de okumuştum. 23 yaşındaydım ve çok beğenmiştim. Aradan 14 yıl geçti. 37 yaşına geldim. Kitabın dizi uyarlamasını (Lisey’s Story) izlerken kitabı tekrar okuma isteği geldi ve 14 yıl sonra 2.defa okudum. Bir Aşk Hikayesi anlatılması çok zor bir kitap. İçerisinde o kadar yoğun duygu ve hayal gücü barındırıyor ki kelimelerle bunu ifade edebilmek imkansız. Kitabın konusunu ve özet bilgisini zaten okumuşsunuzdur, oralara girmeyeceğim. Lisey’in eşi Scott’ı kaybettikten sonra onunla yaşadığı anılara, eşinin çocukluğunda yaşadığı travmalara dokunması inanılmaz etkileyici ve hepsinden daha önemlisi King’in bu anıları kitabın akışı içerisinde müthiş bir şekilde kullanması. Scott’ın kendine özgü yöntemlerinden bool avının kitabın okura sunuluş şeklinde de kullanılması başka bir ustalık olarak göze çarpıyor. Böylelikle Lisey’in yaşadıklarını okur olarak da deneyimlemiş oluyorsunuz. Usta “her evlilikte sırlar vardır” diyor ve buradan yola çıkıyor. Sayfaları çevirdikçe hikaye derinleşiyor ve bazen sizi çok üzen bazen de şaşkınlığa uğratan pek çok durağa uğruyor. Finalde de iki kez okuduğumda da aynı duyguyu hissettiğim “yürek ezici” bir sonla sizi baş başa bırakıyor. Kitapta Lisey ve Scott arasındaki ortak dil de yine hikayeyi farklılaştıran etkilerden biri bana göre. UGAK (Uygun Görünen Anda Kuşan), Her şey aynı, artık ikiyiz, moktan, Boo’ya Moon, Nam Nam Ağacı, Sevgili Tepesi, Uzun Oğlan, Pufflama gibi bir çok terim ve deyim kitapta sizi karşılıyor. Bu terimlerin hemen hepsinin altında yatan bir hikaye olması, size sıklıkla “nasıl bir kafayla yazdın bu kitabı” dedirtecek türden. Kitap her ne kadar yoğun doğa üstü öğeler içerse de bunu gerçekliğe o kadar yakın sunma başarısı göstermesi belki de kitabın en etkileyici kısmı olabilir. Her şey sanki gerçekten de olabilir hissi üzerinizden ayrılmıyor. Son olarak da Boo’ya Moon’a değinmek istiyorum. Hepimiz çocukken hayali arkadaşlar ya da hayali mekanlar tasarlamışızdır. Scott da ağabeyi Paul ile birlikte bunu yapıyor fakat bu hayali dünya aslında gerçek bir boyuta açılıyor ve Scott çocukluğundaki tüm travmaları buraya gömmeye çalışıyor. On yaşındaki Scott’ın yaşadıklarını yüreğimde hissettim. İkinci okumamda bir baba olarak ve 14 yaş yaşlanmış olarak daha da yoğun hissettim. Bu kitap hakkında anlatılacak çok şey var ama uzatmadan özetle “mutlaka okumalısınız” diyorum. Ama Stephen King ismini görüp ustanın korku-gerilim kitapları gibi zannetmeyin. Bu kitap derin bir travmayı, bu travmanın etkilerini, travmayı yaşayan Scott’ın eşiyle olan anılarını anlatırken sizi dört koldan sarıyor. Diyeceklerim bu kadar… (Volkan Uğraç)
Çoooook sıkıldım. Evet maalesef kitabı okurken çok sıkıldım. Yarısına kadar okudum sonra atlaya atlaya okudum. Aynı hissi yazarın “Kemik Torbası” kitabında da yaşamıştım. Ama onda bu kadar değildi. Ona daha fazla katlanabilmiştim. Kitap kötü müydü hayır sıkıcıydı, bu ne demek. Kitabın konusunun bana hitap etmediği demek. Yani hem konusu ilgimi çekmedi hem de diğer kitaplarına göre daha kapalı bir üslubu vardı. Maalesef yazarın beğenmediğim 3. kitabı oldu. (Ayşe Akça)
Muhteşem bir roman. 570 sayfayı nasıl okudum anlamadım. Evden her çıkışımda kitabımı, hikayeyi özledim. Tam bir King romanı. Çocukluk travmasıyla, aşkıyla, ürkütücü ve geren atmosferiyle, esprili anlarıyla, müthiş roman kişileriyle, acayip buluşlarla dolu. King’in yazar roman kişilerine bayılıyorum. Bu romanda da var ama asıl baş kişi yazarın eşi Lisey (kitabın özgün adı Lisey’s Story). Scott Landon öldükten sonra eşi Lisey anılarla başbaşa kalır. Eşini çok özler. Ama bir yandan da eşinden kalan el yazmaları ve roman taslaklarıyla ne yapması gerektiğini düşünür. Onları kime teslim edecektir? Böylesine sıradan başlayan hikaye o kadar garip yerlere gidiyor ki ağzınız açık kalıyor. Tabi King’i bilenler için buralar tanıdık yerler. Size tavsiyem kitap hakkında hiçbir bilgi edinmeden okuyun ve hikayenin uğradığı o ürkütücü ve sevgi dolu yerlerin keyfini çıkarın. İtiraf edeyim, daha iyi bir edebi dil aradığım zamanlar uzaklaşıyorum King’den. Zaman zaman onu küçümsediğim de oldu. Ama şu bir gerçek ki o harika bir hikaye anlatıcısı. Her kitabında beni pişman etti. Zihnime hiç kaybolmayan imgeler bıraktı. Ona saygım büyük. Ve çeviri: Canan Kim öyle güzel çevirmiş ki sırıtan, çeviri kokan hiçbir ifade yok. Zihni dert bulmasın. (Bülent)
Kitabın Yazarı Stephen King Kimdir?
Stephen Edwin King (d. 21 Eylül 1947; Portland, Maine), ABD'li hikâye ve roman yazarı.
Genellikle gerilim ve korku türünde eserler vermiştir. Kitaplarının çoğu Türkçe'ye de çevrilmiştir. İlk romanı Göz (Carrie) 1974 yılında yayınlanmıştır. Özellikle 1982 yılında başlayıp, 2005 yılında sona erdirmiş olduğu Kara Kule (The Dark Tower) serisi ile ünlüdür. Pek çok kitabı senaryolaştırılıp beyaz perdeye aktarılmıştır.
İlk profesyonel kısa öykü satışını "The Glass Floor" adlı öyküsüyle Starling Mystery Stories'e yapmıştır(1967). Kendisini tekrar ettiği gerekçesiyle 2002 yılında yazarlığı bıraktığını açıklamıştır. Ancak bu kitaptan sonra birçok yeni eser verdi. Kingin en son romanı 2009 Kasımında yayımlanan Under the Dome (Kubbenin Altında) olup, New York Times En Çok Satanlar listesinde uzun süre 1 numarada kaldı. 2010un Ocak ayında, King yazılmış halde olan ve basılmayı bekleyen iki kitabı daha bulunduğunu açıkladı
Stephen King Kitapları - Eserleri
- Göz
- Maça Kızı
- Medyum
- Karanlık Öyküler
- Yeşil Yol
- Kara Ev
- Christine
- Yüzyılın Fırtınası
- Sadist
- Kara Kule - Jericho Tepesi Savaşı
- Hayvan Mezarlığı
- 22/11/63
- Tom Gordon'a Aşık Olan Kız
- Kubbe'nin Altında
- Duma Adası
- O
- Kujo
- Hayaletin Garip Huyları
- Kemik Torbası
- Yaratık
- Silahşor
- Üç'ün Çekilişi
- Çorak Topraklar
- Büyücü ve Cam Küre
- Anahtar Deliğinden Esen Rüzgar - Kara Kule 8
- Mahşer
- Zifiri Karanlık Yıldızsız Gece
- Kara Kule - Gilead'ın Düşüşü
- Calla'nın Kurtları
- Susannah'nın Şarkısı
- Kule
- Ceset
- Tepki
- Sis
- Karanlık Çökünce
- Kara Kule Silahşör - Yolculuk Başlıyor
- Falcı
- Çağrı
- Ejderhanın Gözleri
- Ruhlar Dükkanı
- Tılsım
- Cep
- Çılgınlığın Ötesi
- Eğlence Parkı
- Doktor Uyku
- Gece Yarısını 2 Geçe
- Gece Yarısını Dört Geçe
- Dolores Claiborne
- Rüya Avcısı
- Buick 8
- Oyun
- Azrail Koşuyor
- Rüyalar ve Karabasanlar
- Rüyalar ve Karabasanlar 2
- Korku Ağı
- Ateş Yolu
- Düzenleyiciler
- Hayatı Emen Karanlık
- Şeffaf
- Colorado Kid
- Yazma Sanatı
- Kurtadamın Döngüsü
- Bay Mercedes
- Ölüm Hücresindeki Fare
- Bir Aşk Hikayesi
- Diriliş
- Kuşku Mevsimi ve Esaretin Bedeli
- Amerikan Vampiri
- Uykusuzluk
- Kim Bulduysa Onundur
- Kara Kule - Silahşör'ün Doğuşu
- Kabuslar Pazarı
- İki Ölü Kız
- Coffey'nin Elleri
- Ölümün En Kötüsü
- Coffey Yeşil Yolda
- Gece Yolcuları
- Ölüm Dansı
- Rüyalar ve Karabasanlar 3
- Son Nöbet
- Gwendy’s Button Box
- Kara Kule - Eve Giden Yol
- Kara Kule - İhanet
- 1922
- Uyuyan Güzeller
- Yüzyılın Suçlusu Blaze
- Yabancı
- The Method of Breathing
- Siyah Takım Elbiseli Adam
- Hekayələr
- If It Bleeds
- Later
- Blockade Billy
- Elevation
- Enstitü
- In the Tall Grass
- Kan Varsa
- You, Human
- Rita Hayworth and Shawshank Redemption
- IT
- Joyland
- Billy Summers
- Everything's Eventual 1408
Stephen King Alıntıları - Sözleri
- silahşor, “gerçek aşk sıkıcı bir şey,” diye tekrarladı. “bağımlılık yaratan herhangi güçlü bir uyuşturucu gibi ve bütün güçlü uyuşturucular gibi de.. (Büyücü ve Cam Küre)
- Bu dünyada efendice oyun kaybedenler de vardır, kederli, somurtkan, küstah ve ağlamaklı olanlar da. Bir de en berbat kaybedenler olabilir. Ronnie işte bunlardandı. (Maça Kızı)
- Kendi kendine, en son ne zaman şöyle içten, katılırcasına güldüm diye sordu. Bana çabalarla dolu kurşuni hayatım boyunca hiç gülmemişim gibi geliyor.. (Azrail Koşuyor)
- " Mutlu gözüküyorsun ama bence bu sadece takındığın bir maske. Bence sen hiç de mutlu değilsin. " . (Çorak Topraklar)
- Bazen insanın elinden gülmekten başka bir şey gelmiyor... Bazen de durum ne kadar kötü olursa olsun dayanamayarak gülüyorsunuz... (Christine)
- ...yedide tekrar uyanırdım ve gün boyunca kendimi başka birinin kabusunda rol alan bir oyuncu gibi hissederek dolaşırdım. (Uykusuzluk)
- Gerçeklerin insanı özgür kılacağını her kim söylemişse muhtemelen aptalın tekiydi. (Buick 8)
- Ancak son günlerde başkalarının bizi ne kadar sık ve ne kadar çok etkilediklerini öğrendim. Bu kontrolümüz ve kendimize güvenmemizle gururlandığımız zamanlarda bile böyle. (Oyun)
- Bir kadının elinin değdiği her yer cennete dönüşüyor... (Uykusuzluk)
- - Nasıl oluyor da kötü adamlar hakkındaki kitaplar hep çok satıyor? + Çünkü kötülük satar, dostum. (Amerikan Vampiri)
- İnsanoğlu çok tehlikeli bir hayvandır. (Cep)
- " Savunmasız, güzel ve yalnız. Onu bırakamam. Gülü korumam gerekiyor. " . (Çorak Topraklar)
- Yabancıdan kaçabilirsin ama kendi kendinden kaçamazsın. (Medyum)
- Unutmak her zaman istek dışı bir süreç değildir. Bazen insan isteyerek unutur.. (Duma Adası)
- ''Unuttuğunu hatırlayacaksın.'' (Doktor Uyku)
- Aklındaki tek şey koşmak, aydınlıktan kaçıp karanlığın içine gizlenmekti. (Göz)
- ...yatağına uzanıp gözlerini karanlığa dikerek uyumayı veya sabahın olmasını bekliyor ; hangisi daha önce gelirse... (Son Nöbet)
- Sorunların mi var ? Öyleyse dünyaya hoş geldin , Dennis. (Sis)
- "..fikir denilen şey kıç gibidir, herkeste bir tane vardır." (22/11/63)
- Ve sen de başbelası olarak hamamböceği düzeyinden az daha büyücek bir haşaratın düzeyine çıkmadan buradan çıkıp gitsen iyi edersin. (Coffey Yeşil Yolda)
Editör: Nasrettin Güneş