Bir Adın Yolculuktu - Ülkü Tamer Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bir Adın Yolculuktu kimin eseri? Bir Adın Yolculuktu kitabının yazarı kimdir? Bir Adın Yolculuktu konusu ve anafikri nedir? Bir Adın Yolculuktu kitabı ne anlatıyor? Bir Adın Yolculuktu kitabının yazarı Ülkü Tamer kimdir? İşte Bir Adın Yolculuktu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ülkü Tamer
Yayın Evi: Islık Yayınları
İSBN: 9786055009236
Sayfa Sayısı: 88
Bir Adın Yolculuktu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Türk şiirinin yaşayan en büyük şairlerinden Ülkü Tamer Yıllar sonra yeni bir şiir kitabıyla Türk okurunun karşısında..
Bir Adın Yolculuktu adını taşıyan kitap, Ülkü Tamer’in şiir heyecanını hiç yitirmeyen ve genç bir şair olduğunu gösteren yepyeni bir ustalık belgesi.
Anadolu’nun mitolojik kâinatıyla şahsi tarihin, aşkla ölüm düşüncesinin koyun koyuna girdiği “Bir Adın Yolculuktu”, Ülkü Tamer’in geleneksel sesini ve arayışlarını iç içe taşıyor. Son sözünü söylememiş bir şairin diri soluğunu okuruna ulaştırıyor.
“Bütün tarihini sırtına vurup
Denizi üç günde geçen serçenin
Bir seher vaktinde soluk soluğa
Tünediği dalda şenlik gibisin”
diyerek aşkı yücelten Tamer, bir yandan da sevgili Antep’ine duyduğu sadakati, Anadolu’nun kadim söylencelerinden yola çıkarak gösteriyor.
“Kavaklık neresiydi, İthaka neresi” dizesiyle başlayıp “Açtı kapıyı geldi yâr imiş.” dizesiyle sona eren “Bir Adın Yolculuktu”, karanlığın içinden geçerken “bir ıslık yeter” diyenlere cansuyu taşıyor.
Bir Adın Yolculuktu Alıntıları - Sözleri
- yüzünün ülkesi sınır tanımaz
- sende buldum dergilerde resimlerini gördüğüm denizi.
- o güzelliği yaratan nedir? kanadı kanat yapan gözlere biçim veren yürektir.
- canının içinde canımı duyan canımın içine taşıdım seni.
- Karda gül açar mı deme Güneşini esirgeme Ek yağmuru yüreğime Bir damla yaş getir bana
- "Her gün en az bir kere geceden geçtin Bir adın yolculuktu, bir adın başka "
- ölüm haritaları dolaşan bir diyar imiş.
- "Çok aslanlar düştü topraktan gökyüzüne."
- O gece Bir gülün içinden bir nehir aktı.
- Dağları dağlarla çarpan sensin, senin sesin.
- "Açılmamış bir kitaptan geliyorum Yalın bir şiirin güzelliğinden "
- Bir adın yolculuktu, bir adın sevda.
- güzellikten geliyorum, güzelliklerden, yürekteki kuş tüyünden camın buğusundan bir ihtiyarin gülümseyisinden bir annenin dalgınlığından...
- İstanbul Uslu bir çocuğun sesiydi
- Bütün tarihini sırtına vurup Denizi üç günde geçen serçenin Bir seher vaktinde soluk soluğa Tünediği dalda şenlik gibisin.
Bir Adın Yolculuktu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bir Adın Yolculuktu, Neslihan'a Şiirler, İzlenimler, Her Gün Bir Şiir ve Arayatı olmak üzere beş bölümden oluşan bir derleme. İlk bölüm birazcık yoğun, o yazardan bu yazara, o kıtadan bu kıtaya uzandırıyor sizi. Geri kalan bölümler gayet sade, anlaşılır ama bazen vurucu noktalardan oluşan dizelerden oluşuyor. (Alparslan KILIÇ)
Nereden geliyorsun ? Sessizliğin başkentinden geliyorum Durgun göller ülkesinden Pınarın büyüsünden Hışırtısından geliyorum yaylanın Bir dağın bir ağaca söylediği şarkıdan Ovadaki tek çiçekten Bir tayın yelesinden geliyorum Yeraltında koşuşan kökler arasından Açılmamış bir kitaptan geliyorum Yalın bir şiirin güzelliğinden... (Emel tosun)
Yine çok zarif kelimelerle hem memleket hem yâr sevdasını dökmüş satırlara büyük usta. Meşhur kuşlarını üstümüzde uçurtmuş, dört mevsim yapraklarını oradan oraya savurtmuş. Ülkü Tamer okumanın keyfi her zaman bambaşka oluyor, bilenler bilir. Bilmeyenlere ısrarla tavsiye edilir. =) (G. İlke)
Kitabın Yazarı Ülkü Tamer Kimdir?
Ülkü Tamer, (d. 20 Şubat 1937, Gaziantep), Türk şair, oyuncu ve çevirmen.
Robert Kolej'den 1958 yılında mezun oldu. Yayıncılık, oyunculuk ve çevirmenlik yaptı ve 1950'li yıllarda ortaya çıkan İkinci Yeni şiir akımının önde gelen temsilcilerinden biri oldu. İkinci Yeni'ye, bu akımın ana karakteristikleri oluştuktan sonra dahil olduğu halde, kendine özgü imge dünyası ve süssüz, sade söyleyişiyle dikkati çekti. Çoğunlukla keskin bir ironiyle örülmüş derin acıların ve beşeri trajedilerin dile geldiği şiirlerinde 1970'lerden sonra toplumsal duyarlıklar da öne çıktı.
İlk şiiri 1954 yılında Avni Dökmeci'nin yönetimdeki Kaynak Dergisi'nde yayımlandı: "Dünyanın Bir Köşesinden Lucia".
Şiirleri 1954'den itibaren Kaynak, Pazar Postası, Yeditepe, Yeni Dergi, Papirus, Sanat Olayı gibi dergilerde yayımladı. 1967'de Yeditepe Şiir Armağanı'nı kazandı.
"İkinci Yeni'nin, çağdaş İngiliz şiirini yakından izleyen, çevirileryapan, Batı etkilerine açık bir şairiydi. Özellikle 1960'ların ikinciyarısında yazdıklariyla kapalı şiir anlayışının kusursuz örnekleriniverdi. Toplumsal sorunlara yönelirken de şiirin düzeyini düşürmedi." (Memet Fuat, 1985)
Ayrıca Ahmet Kaya 'nın Başkaldırıyorum ve An Gelir albümünde seslendirdiği "Gül Dikeni" ve "Üşür Ölüm Bile"nin bestecisidir. Zülfü Livaneli´nin seslendirdiği "Memik Oğlan" ve tabii ki "Güneş Topla Benim İçin" ve Grup Yorumun "Düşenlere" türküsünün de söz yazarıdır.
Ülkü Tamer Kitapları - Eserleri
- Alleben Öyküleri
- Yanardağın Üstündeki Kuş
- Güneş Topla Benim İçin
- Tarihte Yaşanmamış Olaylar
- Yaşamak Hatırlamaktır
- Ben Sana Teşekkür Ederim
- Bir Adın Yolculuktu
- Günışığı Hoşçakal
- Pullar Savaşı
- Sinema Dedi ki...
- Seçme Şiirler
- Şeytanın Altınları
- Virgülün Başından Geçenler
- Sanatın ve Edebiyatın Dayanılmaz Hafifliği
- İçime Çektiğim Hava Değil Gökyüzüdür
- Soğuk Otların Altında
- Sanat Sınavı
- Sanat Yolculukları
- Kırıp Dökmeden
- Gök Onları Yanıltmaz
- Güzel Sözler
- Antep Neresi
- Sıragöller
- Büyük Sözler
- Ezra İle Gary
- Lucia - Kitaplarına Girmemiş Şiirleri
- Çocuklara Genel Kültür
- On Kısa Oyun
- Tele Yunus
Ülkü Tamer Alıntıları - Sözleri
- Haydar Ergülen'in bir sözünü hatırlıyorum: “Şair ne zaman şiirine benzer? Elbette şiirinin önüne geçmediği zaman, şiirinden bir adım, birkaç adım geride durduğu zaman.” “Şiirinin önüne geçmeyen şair” deyince, aklıma ilk gelen ad Ahmet Muhip Dıranas oluyor. Dıranas, Kar'ını, Olvido'sunu yazmış, Ergülen'in deyimiyle “kendini şaman büyücüsü, eski zaman bilicisi” olarak görmemiş, “şiirinin omuzunda bir yük olarak durmamış”tır. Necatigil de öyleydi. Cahit Külebi de. Necati Cumalı da. O kuşağın birçok şairi de. Yazdıklarını serçeler gibi gökyüzüne salıyor, ama kartallaşıp onların peşine düşmüyorlardı. Şairligin değil, şiir yazmanın tadını çıkarıyorlardı. Birer kartaldılar aslında. Ama uçurdukları serçelere hükümdarlık taslamıyorlardı hiçbir zaman. Birlikte kanat çırpıyorlardı. (Sanat Yolculukları)
- “Sevginin karşıtı nefret değildir, ilgisizliktir.” (Sinema Dedi ki...)
- Aa-ii, aa- ii, hav hav biraz kukuriku, biraz da miyav miyav! Dünyanın en güzel korosuydu bu, (Şeytanın Altınları)
- «Yeryüzünde öğrenimin yıl- larca sürdüğünü ... Bizde öğrenim birkaç saat sürer. Okula gideriz. İki derste her şeyi öğreniriz ... (Günışığı Hoşçakal)
- "Her gün en az bir kere geceden geçtin Bir adın yolculuktu, bir adın başka " (Bir Adın Yolculuktu)
- “umutların arasından kirpiklerin karasından döşte bıçak yarasından güneş topla benim için” (Güneş Topla Benim İçin)
- İçime çektiğim hava değil, gökyüzüdür. (Güneş Topla Benim İçin)
- O eski bir güvercindi, bıraktı beni onlara, Götürmedi kanatlarından bir başka yalnız suya, Geçti çocuk gölgelerinden, dönmedi artık, Yapacak işleri vardı utanmaktan başka. Ey benim yalnızlığım! Bu kadar eğilmeselerdi üstüne senin. Bu kadar anlatmasalardı seni. N'olurdu Soğuk otların altında büyük çocuklar. Oraya da gitmesek, ey benim yalnızlığım! Evet, soğuk otların altında kuş mezar- ları vardır belki. Ben yalnız seni istedim belki. Ben yalnız bütün ormanı belki. Ben yalnız ışıklarını şehrin. En kötü alışkanlığım benim galiba yaşamaktı. Ben sana teşekkür ederim, beni sen öptün, Ben uyurken benim alnımdan beni sen öptün; Serinlik vurdun korulara, canlandı serçelerim; Sen mavi bir tilkiydin, binmiştin mavi ata, Ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta. Sen bana çok güzeldin, senin ayakların da. (Soğuk Otların Altında)
- sende buldum dergilerde resimlerini gördüğüm denizi. (Bir Adın Yolculuktu)
- Ağlıyorlar da Ne kadar baksalar yağmura o kadar Ölüyorlar. (Lucia - Kitaplarına Girmemiş Şiirleri)
- Gökyüzü ayaklarımın ucundan başlıyor. Köpeklerin bakışlarında birer keman tadı. ..... İçime çektiğim hava değil, gökyüzüdür. (İçime Çektiğim Hava Değil Gökyüzüdür)
- “Gece boyunca düşünüyorsun. Düşünmek, kanamaktır. Sadece bedenden dışarı akmaz kan. İnsanın kendi içine de akar.” (Tarihte Yaşanmamış Olaylar)
- Beni bekledinse Yağmurda karda Beni bekledinse Deli rüzgarda Beni bekledinse Yorgun yıllarda Susuz yüreğimde çiçekler açar Çorak yüreğimde çiçekler açar (Seçme Şiirler)
- Son söz Albert Einstein’den: “Benim savaş karşıtlığım, herhangi bir entelektüel kuramdan kaynaklanmıyor; zulmün, alçaklığın her türüne karşı duyduğum derin nefretten kaynaklanıyor.” (Kırıp Dökmeden)
- Genç bir oyuncu, George Bernard Shaw'a, doğduğu İrlanda'yı bırakıp da neden İngiltere'ye yerleştiğini sordu. “Öyle dağlarda düşler içinde dolaşıp durarak yaşamımı sürdüremezdim.” dedi Shaw. “İngiltere, İrlanda'yı ele geçirmişti. Ben de gelip İngiltere'yi ele geçirmek istedim. Bunda da başarılı oldum.” (Sanatın ve Edebiyatın Dayanılmaz Hafifliği)
- "Bir tek yazardan çalarsan düpedüz hırsızlıktır; ama birçok yazardan çalarsan, bunun adı araştırmadır." (Sanatın ve Edebiyatın Dayanılmaz Hafifliği)
- Her din, öteki dinler kadar doğrudur. -Burton (Güzel Sözler)
- "Aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci, Üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten; Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci? Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten. İyi nişan alırdı kendini asan zenci, Bira içmez ağlardı, babası değirmenci, Sizden iyi olmasın, boşanmada birinci... Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen." (Soğuk Otların Altında)
- Bir el, öteki eli; iki el de bütün yüzü yıkar. -John Florio (Güzel Sözler)
- Demek insanın yüreğinde bir şeyler birikiyor. (Alleben Öyküleri)