Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç - Hüseyin Yorulmaz Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç kimin eseri? Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç kitabının yazarı kimdir? Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç konusu ve anafikri nedir? Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç kitabı ne anlatıyor? Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç PDF indirme linki var mı? Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç kitabının yazarı Hüseyin Yorulmaz kimdir? İşte Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Hüseyin Yorulmaz
Yayın Evi: Hat Yayıncılık
İSBN: 9786056464058
Sayfa Sayısı: 400
Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Aliya İzzetbegoviç, Bosna savaşında varlığını tüm dünyaya kabul ettirmiş, halkının kaderini belirleyen ender devlet adamlarından biridir. Dayton Antlaşması ile ülkesinin bir takım kantonlara ayrılmasını ve bu kantonlarda Sırp ve Hırvatların da söz sahibi olmasını hazmedememiş, antlaşmayı “yüreğinden kan damlayarak” imzalamak zorunda kaldığını bizzat kendisi söylemiştir. Dört yıl boyunca dünyanın yok etmek istediği sistemler anaforunda Bosna’nın bir dal bulup tutunması idi bu. O dalın gövdeden koparılmak istendiğini yıllardır hep beraber gözlemliyoruz. Ülkesinin bu halde olması Aliya’nın duruşuna bir halel getirmez. O bütün bunların başına niçin geldiğini, halkının ve kendi kimliği yüzünden olmadık sıkıntılara katlandığını çok iyi biliyordu. Ya kimliğinden vazgeçecekti, ya da ülkesinden. Kimliğinden ödün vermediği için ülkesini bu kadar da olsun koruyabildi. Kimliğinden vazgeçseydi, ülkesinin bir Sırbistan’dan, bir Slovenya yahut Hırvatistan’dan farkı kalmayacaktı.
Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç Alıntıları - Sözleri
- * Tarihte iz bırakmış birtakım kişileri gelişmekte olan önemli olayların ortaya çıkardığı kabul edilir. Nadir görülen toplumların kırılma anında olayların akışını o kişi belirler ve kalabalıklar açtığı çığırdan yönlendirerek ustalıkla yürütür. Akıp giden mecrada selin önünde bir çerçöp olmaz; çığır açarak olaylara yön verir. Sanki o kişinin, arkasındaki kitleye yön vermek için o zamanda dünyaya gelmesi gerekirmiş gibi, tarih onu bu belirleyici özelliğinden dolayı kendiliğinden kahraman yapar. Kaderin tecellisi denilen şey de galiba budur.
- “Aliya, İslamın ruhunun kavranmasını ister. O ruhun anlaşılmadıktan sonra İslamın günümüz Müslümanlarına bir şey vermeyeceği kanaatindedir. Öze vakıf olmadıktan sonra kabukta oyalanmayı gereksiz bulur.”
- Srebrenitsa katliami,batının altında kendi imzasi olduğu için dünyadan bunu kamufle etmek zorunda hissettiği bir mızrak adeta.Neylersin ki mızrak çuvala sığmaz! Olup biten olayların gün gelip ortaya çıkması gibi bir huyu vardır.Srebrenitsa katliamı da böyledir ve her yıl anildiginda insanlığın vicdanini daha bir kanatmaya devam edecektir.
- “İslam sadece din değildir” diyen Aliya’nın bir yazısında onun bu düşüncesini destekler nitelikte şu görüşleri üzerinde de durmamız gerekir: Hayatı sadece din ve dua ile değil, aynı zamanda çalışma ve bilimle tanzim etmek gerektiğine inanan, dünya tasavvurunda ibadethane ile fabrikanın yan yana olması gerektiğine izin vermekle kalmayıp bunu talep eden, insanları sadece terbiye etmek değil aynı zamanda onların dünya hayatını kolaylaştırmak gerektiğini düşünen kimse, işte o İslâm’a aittir.”
- " Eğer bir davayı çocuklar ve kadınlar sırtlamışsa ,artık o dava yere düşmez."
- Srebrenitsa'ya varmadan birkaç km beride Potaçari köyü yakınlarında açılan anıt mezarın önünde durun!Burada yaşanan katliamda hayatını kaybeden 12 bin masumun anısına dikilen bir anıtın arkasından kopup gelen ve bu insanlarin sirplara teslim edilirken attıkları canhıraş çığlıklar,ağlamalar,kendisini öldürüp bu işkenceden kurtarması için yalvaran insanlarin çığlıkları bütün benliginizi saracaktir.
- İmam Cuma namazında camiye giren Aliya'ya yer ayırarak ön safa geçmesini teklif eder.Bu ayrıcalıktan rahatsız olan Aliya : Hocam lütfen hutbeyi tamamlayın.Burası Allah'ın evidir.Burada farklılık olmaz.Allah katında en üstün olan, takva sahibi olandır.Ben burada oturacağım Bilmiyoruz belki de hepimiz çiğnenecek ; amma İslâm’ı inşallah çiğnetmeyeceğiz.
- Sıcaktı. Hasan panik halinde Birleşmiş Milletler'in Bosna'daki askeri karargâh binasına girdi. Hollandalı Binbaşı Franken'in odasına daldı.Elindeki listeyi Binbaşı'ya verdi.Binbaşı, listeyi önüne çekip incelemeye başladı.Bu, Srebrenica'daki Potoçari kampında görevli personelin listesiydi.* * *Kampı kuşatan Sırplar içeri sığınan Boşnak mültecilerin kendilerine teslimini istiyorlardı. "Sadece kamp görevlileri içeride kalabilecek, aksi takdirde kamp bombalanacak"tı.Hollandalı komutan bu baskıya direnememiş ve hemen personelin bir listesinin hazırlanmasını istemişti.Listedekiler kalacak, diğerleri Sırplara teslim edilecekti.* * *Kamptaki 25 bin mülteci arasında Hasan'ın annesi, babası ve kardeşi de vardı. Hasan kampta tercüman olarak çalışmaya başlayınca onları da kampa aldırmıştı.Burada güvende olduklarını düşünüyorlardı. Ama şimdi Hollandalı komutan onları Sırplara teslime karar vermişti. Kararı mültecilere bildirme işi de Hasan'a kalmıştı.Hasan, "Sizi teslim edecekler" deyince mültecilerden feryatlar yükseldi. Kimi isyan ediyor, kimi Sırplara verilmektense ölmeyi tercih edeceğini söylüyordu.Ama, Hollandalı komutan kararlıydı.* * *13 Temmuz günü kamp boşaltılmaya başlandı. Boşnaklar, Hollandalı askerlerin gözetiminde tek sıra halinde kamptan çıkarılıyor ve kapıda Sırp askeri araçlarına bindirilip götürülüyorlardı. Götürülenlerin hemen öldürüldüğü haberleri geliyordu.Hasan panikteydi.Kendisi görevli olduğu için kampta kalabilirdi, ama ailesi gidecekti.Hiç olmazsa kardeşini kurtarabilmek için bir formül düşündü. Komutana götürdüğü personel listesinin sonuna 19 yaşındaki kardeşi Muhammed Nuhanoviç'in adını yazdı.Listeyi inceleyen Hollandalı komutan parmağını listenin sonundaki bu isme basıp sordu:"Kim bu?""Yeni alınan temizlikçi" dedi Hasan, "İki hafta önce alınmıştı, ama Sırp kuşatması nedeniyle işe giriş formaliteleri tamamlanamadı.""Hayır. Bizde böyle biri çalışmıyor" dedi Komutan...Pembe bir kalem aldı ve listeden "Muhammed" ismini sildi.Bu kalem hareketiyle onu hayattan da silmiş oluyordu.* * *Hasan kanı donmuş bir şekilde ayrıldı odadan...Çılgın gibi sağa sola koşturdu. Bütün yetkililere yalvardı.Olmadı.Ailesiyle birlikte kamptan ayrılmaya karar verdi. Ancak babası vazgeçirdi onu bundan:"Sen kalmalısın ve bu yaşananları tüm dünyaya anlatmalısın" dedi.Kucaklaştılar.Hasan, babasının, annesinin ve kardeşinin kamp çıkışında bir otobüse bindirildiğini gördü.Bu, onları son görüşü olacaktı.* * *Hasan, babasının vasiyetine uyup ömrünü Bosna katliamını dünyaya duyurmaya adadı.Sonunda başardı. Ama çok geçti.Srebrenica katliamında, aralarında Hasan'ın ailesinin de bulunduğu 8 bin Boşnak katledilmişti.Katliama seyirci kalan Hollanda hükümeti istifa etti.Kamptan alınanların kurşunlanıp gömüldüğü toplu mezarın olduğu yere yıllar sonra Clinton tarafından bir anıt dikildi.Hasan, katliamın 11. yıldönümü olan bugün, Saraybosna'da halkının mücadelesine devam ediyor.Dünya, Bosna'yı unuttu bile..Şimdi İsrail'in Filistin'deki katliamini seyrediyor. (Can Dündar Milliyet,11 Temmuz 2006)
- "İslâm sadece din değildir. " Aliya İzzetbegoviç
- Hapishanede tuttuğu notlarda," bir insanın çok okuyabilmesi için ya çok zengin ya da çok fakir olması gerekir sözüne şunu da ilave eder: "Ya da bir mahpus."
Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Tam paylaşacakken silinen inceleme yazımın üzerinden birkaç gün geçti ve ben şuan bu kitap hakkında bir şeyler yazabilecegimi düşünüyorum evet tam o moda girdim o halde başlayalım hazır hevesimiz varken. Bosna Hersek cumhuriyetini herkes az çok duymuştur.Balkanlarda kalbi kırık bir Osmanli mirasi. Uzun zaman Osmanlı hakimiyetinde kalan bu ülke buram buram Osmanlı kokar.Sokaklarimiz evlerimiz gülmelerimiz, kültürlerimiz kardeştir.Biz börek deriz onlar burek derler.Biz ayranı yoğurdu sulandırıp yaparız onlar direk bizim yoğurdu ayran niyetine bardaklarda servis ederler.Baklavamizi onlar da bizim kadar sahiplenmiştirler.Aynı toprak parçasında yasamasak bile aynı kültür ve aynı medeniyetin çocuklarıyızdır.Boşnaklar bizi sever.Türkiye onlar için hep ayrıdır biz de onlara sempati duyarız bu karşılıklı sevgi diyaloğu hiç bitmez .bitmesin de .Uzak olmak mesela değil gönüller uzak olmasın. Bu kadar bizden olan bir Balkan ulkesi Bosna'nın lideri Aliya İzzetbegoviç liseye kadar adını bile duymadığım birisiydi .Sonradan nasıl olduysa bir yerden kulak aşinaliğim oldu ama bu seneye kadar bu şahsiyet hakkında ayrıntılı bir bilgi sahibi olamamıştım.Kitap bana o kadar çok şey öğretti ki nerden başlasam bilemedim!Büyük ihtimalle de anlatmak istediğim çoğu şeyi anlatamayacağım ,neyse! İlk kitabın içeriğinden başlayalim.Yazar Hüseyin Yorulmaz bu eseri ,çeşitli kaynaklardan derleyip ,kendi yorumunu da katarak oluşturmuş.Yararlandığı kaynaklar bizzat Aliya'nin yazdığı tarihe tanıklığim ,Özgürlüğe kaçışım gibi önemli tarihe ışık tutacak mahiyette eserler.Farklı kaynaklar kullanması oluşturduğu eserin daha kapsamlı olmasını sağlamış ki bence iyi olmus bu sayede Aliya'nin diger kitapları hakkında bir fikrim oldu ve onlara karşı merakım uyandı. Eseri okumak düşündüğümden daha zevkliydi ama maharet yazarda değil anlatılan kişide bence.kim anlatırsa anlatsın o insan etkileyici ve takdire şayan biriyse dil üslup bir kenara çekilir ve şahsiyet konuşur sayfalarda .Bu kitapta da öyle oldu.Aliya İzzetbegoviç'in o kadar taktir ettiğim ve helal olsun dediigm yönü vardı ki! Biraz bu şahsiyet hakkında bilgi verecek olursak, "Hukuk benim yaşam tarzım hayat felsefem "diyen bir hukukçu .Siyasetin kirli sularında yüzüp kirlenmeden kalabilmiş dürüstlüğünden taviz vermemiş doğru bildiğini sonuna kadar savunmuş biri! Siyasete gören çoğu insanın bozulduğunu , hak hukuka dikkat etmeden karar verdiğini düşününce o tam anlamıyla hukukçu olmanın hakkını vermiş. Elestirel düşünmeye önem veren çok okuyan ve çok arastiran biri. Eserde ilgimi çeken bir husus siyasetçi olmasina rağmen iyimserligi ve önyargısızca tutumuydu.Bosna savaşı başladığı zaman batıdan yardım istemiş defalarca (bir netice alamamiş olsa da)ve her zaman barışçıl bir politika izlemeye çalışmış. Bosna savaşından sonra kin ve nefret peşinde olmamış düşmanlarıya aynı ortamda yer almış onlara hiçbir şey yapmamış onlara hakkı olanı vermiş hakedenin rütbesini yükseltmistir.Bu olayın üzerine," onlari bir siyasetçi olarak affettim bir insan olarak değil. " der.Ne kadar zor bir şey! Bir şahsiyeti anlatırken o zaman olan tarihi gerçekliklerden bahsetmemek bir eksiklik teşkil eder.Srebrenitsa'da tarihimizin utanç dolu gerçekliklerinden biridir.Batının ortasında müslümanlara karşı yapilan bu katliam tarihe kanlı harflerle yazılmıştir.(Suanda da Arakan ayni durumda .İnsanoğlu insanliktan sınıfta kaldı.) Aliya bu katliamı eli kolu bağlı çaresizce izlemiştir.Bir lider için halkının katledildiğini görmek dayanılmaz olsa gerek! Yıllarca dost bildikleri Sırplar ve Hırvatlar Boşnakları arkalarindan bıçaklamiş batıda bunu sadece izlemekle yetinmistir. Sonradan Aliya şu sözleri der: "Bunu hiç unutma evlat. Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.. " Dönemin diktatör rejimi yüzünden iki kere hapse girmek zorunda kalan Aliya hapiste de boş durmaz doğu ile Batı Arasındaki İslam ve birkaç kitabinin müsveddelerini oluşturur.Hapishanede tarihe kaynaklık yapacak bu eserleri kaleme alır.Hayatı boyunca doğruyu savunduğu için çeşitli zorluklarla karşılamistir ama karşılaştıği zorluklarda onun destekçisi ,İslam olmuştur.Aliya İslam'ın ne kadar mükemmel olduğunu farketmiş ve ona sıkı sıkı sarılmıştir. Kitapta Aliya hakkında daha bir sürü hoş ayrıntı bulacaksınız anneannesinin bir Üsküdar hanimefendi olmasından tutunda Belediye başkanı olan dedesinin yillar once Sırplara gösterdiği hakkaniyetli davranis sayesinde hayatinin kurtulmasina kadar bir sürü detay var kitap da. Bu tarz insanları okumak biraz da insanı kendine getiriyor sanırım. bir hayata neler sığar görüyor insan.Adeta motive etti kitap beni. Bu sahsiyet hakkinda bilgi edinmek isterseniz direk yazarın eserlerini okuyabilirsiniz.ama dil açısından bu eser oldukça hafif anlamakta ya da hazmetmekte zorlanmazsiniz.Çeviriden kaynakli sanirim Aliya'nin eserleri agdali bir dile sahip akici degil.Insallah güzel çeviri yapmis bir yayineviyle Aliya serüvenine devam ederim. Benden bu kadar. (Sena Ç)
Yazima evvela bu kiymetli kitabi bizler icin hazirlayan Huseyin Yorulmaz hocaya, can-ı gonulden tesekkurlerimi sunarak ve yurekten Allah razi olsun duasiyla baslamak istiyorum..Cok emek verilmis,cok calisilmis ve cok guzel ve acik ifadelerle yazilmis..Ogrenci,ogretmen,akademisyen ya da bir ev hanimi... alsin okusun hepsi de kendi nispetinde muhakkak istifade eder.. Kitap evvela liderimizin hayatini ele alir..Dedeleri Buyuk Aliya'nin Belgrad'dan Bosanski Samac'a yerlesmesinden, Belediye baskani olup halka nasil hizmet ettiginden baslar ve Aliya'nin cocuklugu,lise ve genclik yillari,katildigi teskilatlar.....esi ve cocuklari,hapis yillari ve nihayet meshur Bosna Savasi... Savasla birlikte,Bosna'nin tarihi eserleri,Osmanlinin Bosna'yi hatta tum balkanlari nasil yer yuzu cennetine donusturdugu,Oralara yapilan hizmetler...yine Bosnada tasavvuf,tekkeler,Bosnanin sairleri edebiyatcilari,turkuleri,Bosna da mevlid gelenegi.......daha yazamadigim bir cok konuda basliklar var... Sırp ve hirvatlarin musluman kardeslerimize yaptiklarini okurken bolca gozyasi dokuyorsunuz elinizde olmadan..Hele de Srebrenista :(((( Sanirim kadinlara mahsus fazla duygusalliktan bir ara icim fena oldu da uzanmam gerekti.. Meshur Bosna savasinda 9 yasindaydim da "savaslar gecmiste kalmadi mi neden insanlari olduruyorlar" diye cok uzulmustum...Az bile uzulmusum,bizim okurken dayanamadiklarimiza onlar yasarken nasil katlandi ..... Aliya İzzetbegoviç'in hayatını hep merak etmisimdir de ciddi bir eser alip okumamistim Üsküdara kuzenimi ziyarete gidince kitaplardan muhabbet ederken odasindan bana bu kitabi getirdi ve" ben de cok merak ediyordum Aliya İzzetbegovici" diyerek heyecanla aldim okumaya basladim.. Elimden birakamadim,cok etkilendim,Aliya'nın azmine,zekasina,yilmayisina,babaligina,devlet adamligina,muslumanligina ve de en onemlisi insanligina hayran kaldim...Askerlerine tavsiyeleri islamiyeti bu kadar ozumsemis ama modernlesmeden geri de durmamis muhtesem bir lider..Elbette ki bu kitap baslangic.. Aliya'nın kendi kiyaplarini da Allah izin verirse mutlaka okumak istiyorum... Icimde duygular,kelimeler adeta caglarken yaziya anca bu kadarini dokebildim... Okuyalim,dusunelim,ibret alalim.... (H.Ozer)
Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç PDF indirme linki var mı?
Hüseyin Yorulmaz - Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Hüseyin Yorulmaz Kimdir?
Hüseyin Yorulmaz Kitapları - Eserleri
- Celal Hoca
- Erdem Bayazıt'la Sana Bana Vatanıma Dair Konuşmalar
- Bir Neslin Üstadı Necip Fazıl Kısakürek
- Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç
- Bir Neslin Ağabeyi Erdem Bayazıt
- Osmanlı'nın Batı Yakası Bosna
- Koca Ragıb Paşa
- Urfalı Nabi
- Bizim Yunus
- Divan Edebiyatında Nabi Ekolü
Hüseyin Yorulmaz Alıntıları - Sözleri
- "Biz okumaya, meselelerimizi konuşmaya, yazı yazmaya mecbûr ve mahkûmuz." (Erdem Bayazıt'la Sana Bana Vatanıma Dair Konuşmalar)
- Celal hoca eğitim alanında bu devrim niteliğindeki çalışmaları yaparken değişmeyen bir parolası vardır;"esbaba tevessül,zahire riayet"bu kalıplaşmış sözü dilinden düşürmezmiş. (Celal Hoca)
- -"Sizler dünyanın en güzel çocuklarınız" dedim. İçlerinden en büyüğü, ırmağı geçerken bana yardım etmiş olan Nurağa'nın verdiği cevabı Maruf Bey şöyle tercüme etti: -"Bizim en güzellerimiz şehit oldu." (Bir Neslin Ağabeyi Erdem Bayazıt)
- "Ne ararsan bulunur, derde devadan gayrı..." (Koca Ragıb Paşa)
- "Biricik meselem ebedi olmak" (Bir Neslin Üstadı Necip Fazıl Kısakürek)
- Sonra sen gelmelisin dilimin ucuna adın gelmeli Adın kurtuluştur ama söylememeliyim Can kuşum, umudum, canım sevgilim. (Erdem Bayazıt'la Sana Bana Vatanıma Dair Konuşmalar)
- Kemalinden değildir dağ-ı ber dil kimse kimseye Medar-ı hıkd-u kin gavgay-ı dinar u dirhemdir hep "Hiç kimse başka bir kimsenin gönlünü olgunluğu yüzünden yaralamaz.Dünyada öc almanın ve kin gütmenin dayanağı hep para ve pul kavgasıdır." (Koca Ragıb Paşa)
- Parti din değildir. Din de parti değil. (Erdem Bayazıt'la Sana Bana Vatanıma Dair Konuşmalar)
- içimde kaynayan bir mahşer var. (Erdem Bayazıt'la Sana Bana Vatanıma Dair Konuşmalar)
- * Tarihte iz bırakmış birtakım kişileri gelişmekte olan önemli olayların ortaya çıkardığı kabul edilir. Nadir görülen toplumların kırılma anında olayların akışını o kişi belirler ve kalabalıklar açtığı çığırdan yönlendirerek ustalıkla yürütür. Akıp giden mecrada selin önünde bir çerçöp olmaz; çığır açarak olaylara yön verir. Sanki o kişinin, arkasındaki kitleye yön vermek için o zamanda dünyaya gelmesi gerekirmiş gibi, tarih onu bu belirleyici özelliğinden dolayı kendiliğinden kahraman yapar. Kaderin tecellisi denilen şey de galiba budur. (Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç)
- Düğümlenirken uzun yolların ufukta ucu, Bugün de gelmedi, hasretle beklenen yolcu. (Bir Neslin Üstadı Necip Fazıl Kısakürek)
- Acep bu ateş-i firkatle kimle yana gönlümden Demem kim yakma zira korkarım divane gönlümden İzzet Molla (Divan Edebiyatında Nabi Ekolü)
- Adem odur ki adını alemde andıra Alemde ad kalır vü adem gelir gider (Divan Edebiyatında Nabi Ekolü)
- Her Müslümanın içinde yaşadığımız çağın meselesini müdrik bulunması ve çare araması zaruridir. (Celal Hoca)
- İnkılâp insan merkezlidir. İnsanı eğiten, ona ahlâk kazandıran "din"dir. Din aslî görevine dönmelidir, siyasetten arındırılmalıdır. (Erdem Bayazıt'la Sana Bana Vatanıma Dair Konuşmalar)
- Bugün şöhret deyince şarkıcı, sporcu ve sinema sanatçılarının işgal ettiği bu boşluğu, Üstadın gençlik ve olgunluk yıllarında şair ve yazarlar dolduruyordu. (Bir Neslin Üstadı Necip Fazıl Kısakürek)
- Akıllı adamlar asabi olur, asabi adamlar da çok üşür. (Celal Hoca)
- “İslam sadece din değildir” diyen Aliya’nın bir yazısında onun bu düşüncesini destekler nitelikte şu görüşleri üzerinde de durmamız gerekir: Hayatı sadece din ve dua ile değil, aynı zamanda çalışma ve bilimle tanzim etmek gerektiğine inanan, dünya tasavvurunda ibadethane ile fabrikanın yan yana olması gerektiğine izin vermekle kalmayıp bunu talep eden, insanları sadece terbiye etmek değil aynı zamanda onların dünya hayatını kolaylaştırmak gerektiğini düşünen kimse, işte o İslâm’a aittir.” (Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç)
- Medya günümüzün teknik imkânları ile dünyanın en uzak köşesini odamızın içine taşıyabildiği gibi, aynı imkanı sanal bir ortam yaratarak bunu gerçekle bizim aramıza bir perde gibi sokabiliyor. Böylece gerçek perdelenmiş oluyor. (Erdem Bayazıt'la Sana Bana Vatanıma Dair Konuşmalar)
- Srebrenitsa katliami,batının altında kendi imzasi olduğu için dünyadan bunu kamufle etmek zorunda hissettiği bir mızrak adeta.Neylersin ki mızrak çuvala sığmaz! Olup biten olayların gün gelip ortaya çıkması gibi bir huyu vardır.Srebrenitsa katliamı da böyledir ve her yıl anildiginda insanlığın vicdanini daha bir kanatmaya devam edecektir. (Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç)