diorex
ARTUKBEY

Big Sur - Jack Kerouac Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Big Sur kimin eseri? Big Sur kitabının yazarı kimdir? Big Sur konusu ve anafikri nedir? Big Sur kitabı ne anlatıyor? Big Sur PDF indirme linki var mı? Big Sur kitabının yazarı Jack Kerouac kimdir? İşte Big Sur kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.04.2022 14:00
Big Sur - Jack Kerouac Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Jack Kerouac

Çevirmen: Nevzat Erkmen

Yayın Evi: Siren Yayınları

İSBN: 9786055903442

Sayfa Sayısı: 240

Big Sur Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Nevzat Erkmen çevirisiyle bir Jack Kerouac romanı: Big Sur

Şarap, şiir ve macera, tercihen doğada, şehrin çılgın kalabalığından uzakta... Bitmek bilmeyen içki alemleri, gece vakti düşülen yollar ve en sıcak dost ortamlarında bile ruhu üşüten yalnızlıklar eşliğinde olanca güzelliğiyle bir Beat şöleni: Big Sur. Yaşam kadar atik ve neşeli, yaşam kadar dehşetli.

Kerouac, bir döneme damgasını vuran Beat kuşağının buhranlarını Big Sur'de temize çekiyor. Tanrıya isyan ederek, durmaksızın içerek, her köşede ölümü görerek ve hayatla raksını sürdürerek kravatlı-takım elbiseli düzen düşkünleriyle dalgasını geçiyor. Ve Kerouac'ın kelimeleri, yaşamın temposuna yetişme telaşında, sayfalara sığmaksızın akıyor.

Big Sur, olgunlaşma çağındaki yazarın, kendisi ve hayatıyla hesaplaştığı, gerçeklere dayalı bir roman. Anılar birikmiş, tayfa toplanmış, şişeler dizilmiş yine. Delicesine, coşku ve sevgiyle, yol devam ediyor. Yaşam denen oyun sürüyor, sürüyor, sürüyor.

Dibine kadar.

(Tanıtım Bülteninden)

Big Sur Alıntıları - Sözleri

  • "Sevilmeye layık olmadığını düşünmen, kırmızıbalıkları öldürdüğünü zannetmen yüzünden hep, oysa belki de kendi rızalarıyla ölmüşlerdir."
  • Ahmakça yanılgılar büyük bitkinliklerde eriyip gidiyor ve her şey yerli yerine oturuyor.
  • Bir kedinin ölümü çoğu kişiye pek bir şey ifade etmez genelde, az sayıda kişiyeyse çok şey ifade eder, ama bana gelince, hele o kedi, büsbütün, yalansız, samimiyetle, tıpkı küçük kardeşimin ölümü gibiydi ... Tyke'yi bütün kalbimle seviyordum, benim bebeğimdi o, daha yavruyken gelir, avucumun içinde uyuyuverir, o minik başını sarkıtır ya da sadece guruldardı, hem de saatlerce ... Benim onu o biçimde tutmam kafiydi. Yürüsem de otursam da bileğimi çevreleyen, yumuşaçık, kürkten bir sargıydı adeta . Onu bileğimin etrafında döndürür, sarmalardım ve o guruldayıp dururdu, büyüdüğünde bile öylece tutardım onu, bazen kollarımı dimdik havaya kaldırır ve o koca kediyi iki elimle kavrardım, o ise sadece guruldar, bana sonuna kadar güvenirdi ...
  • Çıkıp geldiğini göremeyeceğime ya da yeşil çimenlikte gezinemeyeceğine inanamıyorum ...
  • Zihnini içine doğru çevir, o zaman kendi yolunu bulursun...
  • Ömrüm boyunca, sevgili minik Tyke'yi gömerken ki kadar yüreğimi burkan bir şey yapmadım ...
  • "Biz ne yapacağız bu hayatta böyle?"
  • Zira yeni bir aşk macerası her zaman umutlandırır insanı, usdışı, ölümcül yalnızlıklar her daim yüceltilir.
  • Şu sıralarda geliştiğini varsaydığım durumların temelinde herhangi bir gerçeklik yok.
  • "Sonu gelmez düşüncelerle bilincine eziyet etmene hacet yok"
  • Üstelik dünyadaki hiç kimse aşkın gerçek öyküsünü yazmaya cesaret edemez.
  • "Bir başka yaşamda seninle olacağım... O zaman çok mutlu olacaksın"
  • Hep böyle iyi başlar, kötü anlar.
  • İçtenlikle inanıyorum ki benim de selametim olacaktır.
  • HEPSİ DOĞRU SOYTARI ADAM! Joyce öldü! Deniz onu götürdü! SENİ de götürecek!

Big Sur İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Evet uzun zamandır bir inceleme eklememiştim. Kerouac benim için çok özel. Kitap sırasını hepsini okuduktan sonra çözeceğim ama sanırım bu son kitap ya da sondan bir önceki olabilir. Kerouac artık yaşlı, eskisi gibi değil, huysuz. Hayat daha zor ve inandığı değerleri yitirmiş biri olarak karşımıza çıkıyor. Diğer kitaplarında yaşadığı eğlence aksiyon burada çok daha az kalıyor. Ayrıca iç dünyasında derin bir yolculuğa çıkarıyor bizi. Proust'a, Joyce ve Nietzsche'ye atıflar yapıyor. Bazı müziklerden bahsediyor ve sıradan bir kitap olarak yazıyor bunu. Tarzı bu zaten, her kitabı sıradan aslında. kitap/deniz-benim-kardesim--39387 ile başladığı yolculuktan sonra, kitap/zen-kaciklari--11222 ve kitap/yolda--3561 ile giriştiği hayattan kopma aşamasında yazar. İnsan olarak bir buhran döneminde sanırım ve üretkenliği buna kıyasla düşmemiş, ama hissedilecek düzeyde bir kafa karışıklığı yaşıyor. Ve ilk kez yazarın bir kitabında gülecek tek bir şey bulamadım. yazar/Jack-Kerouac'ın tüm kitapları için inceleme eklemeye çalışacağım bu okuduğum 10. kitabı. Yavaş yavaş gelir incelemeler... (Orhan)

Yol devam ediyor! Kerouac'ın On The Road 'dan sonraki yolculuğunu anlatan romanı. yolda severler için bir nevi devam. Ama bence o tat yok. Yolda daha coşkulu, daha vurucu anlatıma sahip ben Big Sur 'de aynı havayı bulamadım. (Dila.)

Big Sur PDF indirme linki var mı?

Jack Kerouac - Big Sur kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Big Sur PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Jack Kerouac Kimdir?

Jean-Louis "Jack" Kerouac (12 Mart 1922 - 21 Ekim 1969) Kanadalı-ABD'li romancı ve şairdir. Yakın arkadaşları Allen Ginsberg ve William S. Burroughs ile birlikte Beat Kuşağı akımının kurucusu ve Yolda (On The Road) adlı romanıyla bu akımın simgesi olarak kabul edilir.

Kerouac, 1922'de Lowell, Massachusetts'te dünyaya geldi. Babası Léo-Alcide Kéroack ve annesi Gabrielle-Ange Lévesque Quebec'in yerlilerinden Fransız kökenli Kanadalılardı. Aile daha sonra Lowell'a yerleşmişti. Jack Jean Louis Kirouac adıyla vaftiz edildi ve ana dili evde konuşulan Quebec Fransızcasıydı (İngilizce'yi ancak 6 yaşında okula başladıktan sonra öğrenecekti).

Dört yaşındayken abisi Gérard daha sonra Visions of Gerard romanında anlatılacak bir romatizmal hastalık sonucu dokuz yaşında öldü. Annesi dindar bir Katolik idi ve kocasının içki, tütün ve kumara düşkünlüğü arttıkça inancı derinleşti. Kerouac annesine çok bağlıydı, üzerindeki etkisi büyüktü ve ileride ondan "aşık olduğum tek kadın" olarak bahsetti.

Amerikan futbolundaki yeteneği sayesinde burs kazanarak New York'da Columbia Üniversitesi'ne girdi. Ağır bir sakatlık ve antrenörüyle sürtüşmeleri sonucu spor kariyeri sönünce bursu yenilenmedi. Bunun üzerine üniversiteden ayrılan Kerouac bir süre New York'un Upper West Side mahallesinde kız arkadaşı Edie Parker ile yaşadı. Romanlarında hep bahsedeceği Beat kuşağının çekirdeğini oluşturan insanlarla burada tanışmıştır: Allen Ginsberg, Neal Cassady ve William S. Burroughs.

1942'de deniz ticaret filosuna, 1943'te de Deniz Kuvvetleri'ne katıldı, fakat şizoid bir kişiliği olduğu gerekçesiyle ordudan uzaklaştırıldı.

1944'de arkadaşı Lucien Carr'ın işlediği bir cinayete Burroughs'la birlikte adı karışınca tutuklandılar. Edie'nin büyükbabasından kalan mirası alabilmesi için cezaevindeyken onunla evlendi ve böylelikle kefalet ücreti yatırılabildi.

Aşırı ölçüde alkol kullanan Jack Kerouac, 47 yaşında, sirozdan kaynaklanan şiddetli bir iç kanama geçirerek öldü. Öldüğü sırada üçüncü karısı Stella Sampas Kerouac ve annesi Gabrielle ile birlikte yaşamaktaydı. Mirasının büyük bir kısmı annesine kaldı. Gabrielle 1973'de ölünce, onun bıraktığı bir vasiyet gereği, eserlerinin hakları Stella'ya geçti. 2009'da diğer aile üyelerinin bir Florida mahkemesinde açtığı dava sonucunda bu vasiyetin sahte olduğu saptandı.

Jack Kerouac Kitapları - Eserleri

  • Yolda
  • Zen Kaçıkları
  • Ve Hipopotamlar Tanklarında Haşlandılar
  • Yeraltı Sakinleri
  • Deniz Benim Kardeşim
  • Beat Kuşağı
  • Yalnız Gezgin
  • Tristessa
  • Paris'te Satori
  • Big Sur
  • Pic
  • On The Road
  • Mektuplar
  • The Poetry of Jack Kerouac

Jack Kerouac Alıntıları - Sözleri

  • Çimlere uzanmış gökyüzüne bakarken Tanrı’nın beni bu şekilde yaratarak ne kastetmiş olabileceğini düşünüyordum. Kimseye kendi kafa karışıklığımdan başka vaat edebileceğim bir şeyim yoktu. (Zen Kaçıkları)
  • Bunu yapmamalıydın Tanrım, Uyanmışların Kardeşliği adına, kendi zihnindeki çocuklarına acı çekme-ve-ölüm oyununu oynatmamalı, uyumamalı, bulutların üzerinde, bir başına, kendi yarattığın yıldızlara seslenip çalan müziğe ıslığınla eşlik ederek dans etmeliydin, Ah be Tanrım, bizim gibi kaçık, kırılgan, kopuk, kalbi kırık hüzünbazları -çocukları- yaratıp içlerine ruh üflememeliydin - (Tristessa)
  • İnsan deliliğe doğru yol aldığını nasıl da apaçık fark ediyor. (Yeraltı Sakinleri)
  • Ömrüm boyunca, sevgili minik Tyke'yi gömerken ki kadar yüreğimi burkan bir şey yapmadım ... (Big Sur)
  • Şu sıralarda geliştiğini varsaydığım durumların temelinde herhangi bir gerçeklik yok. (Big Sur)
  • Hem sempati duymadıktan sonra sanatın ve kültürün ne kadar büyüleyici olduğunun hiçbir kıymeti yok (Paris'te Satori)
  • . Kaç kez öldün ? . (Mektuplar)
  • “Bir şeyler, bir şeyler, canı gönülden söylenecek çok fazla şey var ama herkesin içinde söyleme... insanlar gerçekliğin fazlasına.. katlanamıyor.” (Mektuplar)
  • Çünkü hayat kutsaldır, her anı da değerli. (Yolda)
  • “Alçak bir cennet için büyük bir beklenti!“ (Deniz Benim Kardeşim)
  • Mutluluğun yolu, mutluluğun, harika, garip bir düş olduğunu anlamaktan geçiyor. (Yalnız Gezgin)
  • Yunanlıların söylediği gibi, ağza süngerle değdirilen sirke gaddarlık yerine geçmeyip susuzluğu dindirebilir. (Paris'te Satori)
  • “Ben düşünmekten yoruldum, benim yerime de düşünür müsün? Benim yerime ilgilenir misin insanlarla, yalanla, ihanetle, yalnızlıkla? Geceleri birdenbire bastıran sağanak yağışlı korkuları alır mısın yamacımdan? Gündüz gözüyle sevemiyorum kimseyi. Yüreğimdeki bu düğümü çözebilir misin?” (Zen Kaçıkları)
  • Tabancanı ödünç verebilir misin ? İntihar edeceğim. Tabancan var, değil mi ...? (Ve Hipopotamlar Tanklarında Haşlandılar)
  • Bir şeyler yiter, başka şeyler bulunur. (Deniz Benim Kardeşim)
  • "Bir gruba tabiiyet...Buna kuşkuyla yaklaşıyorum, zira aklın dogmatik bir grup iradesine boyun eğdiği demektir bu öncelikle. Ortak payda ve paylaşımların doğal göründüğü, hatta kaçınılmaz olduğu, iktisadi bir grup değil burada kastettiğim. Manevi bir gruptan bahsediyorum... Oysa manevi grup diye bir şey olmamalı; her insanın maneviyatı kendini bağlar ve herkesin ruhu kendine aittir, Meade." (Deniz Benim Kardeşim)
  • İçten içe her şeyin yolunda olduğunu biliyorum ama yine de bunu kendime ispatlamak için bir işaret arıyorum. (Tristessa)
  • “Değişim toplumun sıhhatidir.” (Deniz Benim Kardeşim)
  • Bunca değişik dilin var olması ne büyük bir mucize, ne şaşırtıcı bir Babil Kulesi şu yaşadığımız dünya. (Paris'te Satori)
  • Gökte yıldızlar ıslanmış gibiydi, dipdiri. (Zen Kaçıkları)

Yorum Yaz