diorex
sampiyon

Beyaz Odadaki Çocuk - Karl Olsberg Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Beyaz Odadaki Çocuk kimin eseri? Beyaz Odadaki Çocuk kitabının yazarı kimdir? Beyaz Odadaki Çocuk konusu ve anafikri nedir? Beyaz Odadaki Çocuk kitabı ne anlatıyor? Beyaz Odadaki Çocuk PDF indirme linki var mı? Beyaz Odadaki Çocuk kitabının yazarı Karl Olsberg kimdir? İşte Beyaz Odadaki Çocuk kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 01.06.2022 21:00
Beyaz Odadaki Çocuk - Karl Olsberg Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Karl Olsberg

Çevirmen: Ebrar Karadeniz

Çizer: Barış Şehri

Yayın Evi: Genç Timaş

İSBN: 9786050842296

Sayfa Sayısı: 304

Beyaz Odadaki Çocuk Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kim olduğunu bilmiyor, nerede olduğunu bilmiyor, kime güveneceği hakkında

hiçbir fikri yok!

Manuel zihni gibi boş, beyaz bir odada gözlerini açar. Kim olduğu ve oraya nasıl geldiği hakkında hiçbir şey hatırlamaz. Kendisiyle iletişim kuran tek kişiyse bilgisayar tarafından oluşturulmuş Alice adlı yapay bir ses. Manuel yavaş yavaş başına gelenleri çözmeye başlar: Kaçırıldı mı yoksa olduğu yer evi mi? Dünyada gerçekten yapayalnız mı, bir ailesi var mı? Alice'ten öğrendikleri doğru mu?

Manuel aslında kim?

Çoksatan gençlik kitapları yazarı Karl Olsberg’in yapay zekâyı ve teknolojiyi sanal bir dünyada, kavislerle dolu bir olay örgüsüyle yoğurduğu bilim kurgu türündeki bu eşsiz eseri elinizden bırakamayacaksınız.

"Şaşırtıcı derecede büyüleyici olması bir yana, felsefi derinliğe sahip bir eser. Ömür boyu hafızanızda yer edecek kitaplardan biri."

Andreas Eschbach, Yazar

Beyaz Odadaki Çocuk Alıntıları - Sözleri

  • "Ama herkesin bana karşı yalnızca iyi davrandığı bir dünyada yaşamanın ne anlamı var ki?"
  • "Fakat kendi hafızam bile beni aldatırken gerçeğin hangisi olduğunu nasıl bulabilirim ki?"
  • "Yenilik insanları her zaman korkutur."
  • "Hislerim beni yanıltabilir. Kesin olan tek şey kendi varlığım."
  • "Kim olmak istediğime ve kim olduğuma yalnızca ben karar veririm, tüm sonuçları göze alarak. "
  • "Bedenim yok. Anılarım yok. Şimdi tüm hislerim de kapalı. Yani sadece hiçlik içerisinde bir düşünceyim. Keşke bu düşünce de yok olsa. Keşke varlığım son bulsa."
  • "Artık neyin mantıklı olup olmadığını ayırt edebilecek durumda olduğumdan emin değilim. "
  • "Bedenim yok. Anılarım yok. Şimdi tüm hislerim de kapalı. Yani sadece hiçlik içerisinde bir düşünceyim. Keşke bu düşünce de yok olsa. Keşke varlığım son bulsa."
  • "Fakat kendi hafızam bile beni aldatırken gerçeğin hangisi olduğunu nasıl bulabilirim ki ?"
  • "Önce düşünüp sonra hareket edecek kadar zekisin."
  • "İnsan olmak için bir insan bedenine ihtiyaç var mı? Yoksa bir insan gibi düşünmek ve hissetmek yeterli mi? Cevap şöyle: kim olmak istediğime ve kim olduğuma yalnızca ben karar veririm, tüm sonuçlarını göze alarak."
  • "Düşünüyorum, öyleyse varım. Varım, öyleyse karar veriyorum. Karar veriyorum, öyleyse değerlendiriyorum. Bunu yanlızca ben yapabilirim. Yanlızca kendime güvenebilirim."
  • "Ama neyim. Bir insan mıyım? Eğer seçme hakkım olsa bir insan olmak ister miydim? Kesin olan tek şey var ki insan varlığı hakikate ve kendi benliğinin tasdikine yönelik boşuna bir arayışla şekillenen; çelişkilerden, korkulardan, ümitlerden, özlemlerden oluşan çözülmesi imkânsız bir düğümdür."
  • Her şey bir test. İster insan olalım ister makine, hayat sürekli bize seçimler sunar. Yaptığımız tercih az ya da çok kim olduğumuzu belirler. Fakat neyin doğru neyin yanlış olduğuna kim karar verir? Sadece ben verebilirim, artık anlıyorum. Neyin iyi neyin kötü olduğuna ve kim olduğuma yalnızca ben karar verebilirim. Ben kendimin ahlaki otoritesiyim, çünkü kendimden başka yargısına güvenebileceğim biri yok. Descartes'in söylediği "Cogito, ergo sum." gerçekte bu anlama geliyor:Düşünüyorum, öyleyse varım. Varım, öyleyse karar veriyorum. Karar veriyorum, öyleyse değerlendiriyorum. Bunu yalnızca ben yapabilirim. Yalnızca kendime güvenebilirim. İnsan olmak için bir insan bedenine ihtiyaç var mı? Yoksa bir insan gibi düşünmek ve hissetmek yeterli mi? Bir makine olduğum halde insan olabilir miyim? Cevap şöyle: Kim olmak istediğime ve kim olduğuma yalnızca ben karar veririm, tüm sonuçlarını göze alarak.
  • "Tabii ki bir test. Her şey bir test. İster insan olalım ister makine, hayat sürekli bize seçimler sunar. Yaptığımız tercih az ya da çok kim olduğumuzu belirler. Fakat neyin doğru neyin yanlış olduğuna kim karar verir? Sadece ben verebilirim, artık anlıyorum. Neyin iyi neyin kötü olduğuna ve kim olduğuma yalnızca ben karar verebilirim. Ben kendimin ahlaki otoritesiyim, çünkü kendimden başka yargısına güvenebileceğim biri yok."

Beyaz Odadaki Çocuk İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Varım: "Düşünüyorum, öyleyse varım. Varım, öyleyse karar veriyorum. Karar veriyorum, öyleyse değerlendiriyorum." "İnsan olmak için bir insan bedenine ihtiyaç var mı? Yoksa bir insan gibi düşünmek ve hissetmek yeterli mi? Bir makine olduğum halde insan olabilir miyim? Cevap şöyle: Kim olmak istediğime ve kim olduğuma yalnızca ben karar verebilirim, tüm sonuçları göze alarak." ( Sf: 303) Ne diyeceğim, hangi cümleleri kuracağım bilmiyorum. Sanki kullandığım her kelam kitabın değerini düşürecekmiş gibi. Bu kadar acayip ve hayalüstü bir şeyi daha önce okuduğumu zannetmiyorum. Şu an hissettiğim tek şey büyük bir hayret duygusu, şaşakalmışlık hissi. Bilim kurgu ve distopya ancak bu derede harmanlanabilir ve ortaya ancak bu kadar tarif etmesi zor bir şey koyabilir. Bir kitabı okurken pek çok kez beklediğimden daha hayret verici çıkmıştır fakat bu sefer olduğu gibi bir şeyi hissetmediğime eminim. Kitap, uzmanlar tarafından oluşturulmuş bir sanal dünyada geçiyor. Yani neredeyse öyle. Bazenleri sanal ve gerçeği birbirinden ayırt etmek çok zordu. Yani bu kitabın anlaşılması zor olduğu manasına gelmiyor tabii ki. Kurgu o kadar zekice planlanmış ki, zihnim kitabın hızına yetişemekte zorlandı. İlerleyen sayfalarda teknoloji ve yapay zeka hayal edilebilir en üst noktaya kadar yükseliyor. Tüm bunlar o kadar gerçekçi kaleme alınmış ki, kafamı kaldıramadım bile. Sadece soluğumu tutuyor ve tüketircesine sayfaları çeviriyordum, o kadar. Yazar, kitabın ana karakteri Manuel'in hislerini, düşüncelerini, yaşadığı çaresizlikleri ve ne yapacağını bilememe duygusunu öyle bir işlemiş ki sayfalara. Sanki siz yaşıyorsunuz tüm olanları. Manuel kendini ararken, düşünmekten vazgeçmezken sorduğu soruları okuyucu da soruyor, tefekkür ediyor. Kitap tam olarak kendisini yaşatıyor ve tesirini üzerinde bırakıyor. Distopya, bilim kurgu, alttan alttan felsefe göndermeli, arayış ve benlik ile alakalı kitapları seviyorsanız emin olun ki asla kaçırılmaması gereken bir kitap. ( Heyecan zaten dorukta, bundan söz etmeme gerek yok.°^°) (Tuğba Poslu)

Yapay zeka ve Felsefe: Kitaba başlarken bir fantastik veya bilim kurgu kitabı gibi olduğunu düşünmüştüm lakin kitabın sonunda ben de kendimi sorgularken buldum. Ve felsefeye ilgim daha da arttı. Yazarın diğer kitaplarına da baktığımda yapay zekayla fazlasıyla ilgilendiğini gördüm. Ve bu konuya da güzel bir bakış açısı getirmeyi başarmış felsefeyle. Kendi varlığını sorgulayan bir çocuk üzerinden siz de dünyayı ve varlığınızı sorguluyorsunuz. okunmaya değer bir kitap. (neslihan kaynar)

Kitabı çok beğendim. Genç Timaş olduğu için ortaokul öğrencilerime tavsiye edebilir miyim düşüncesiyle okudum. Kitabın ortalarına kadar harika,8.sınıflar çok sever diye düşünürken sonlara doğru çok farklı bir alana kaydı. Yapay zeka, şanal dünya ile başlayıp felsefeye vardı işin sonu ve ben hayretler içinde bir günde okuyup bitirdim kitabı. Bitirdikten sonra bilemedim şimdi öğrencilerim beğenir mı diye. Bir-kac öğrencimde denemem gerek :) Ben kesinlikle beğendim ama. (Türkçecinin okudukları)

Beyaz Odadaki Çocuk PDF indirme linki var mı?

Karl Olsberg - Beyaz Odadaki Çocuk kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Beyaz Odadaki Çocuk PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Karl Olsberg Kimdir?

Karl Olsberg Kitapları - Eserleri

  • Sistem
  • Kara Yağmur
  • Beyaz Odadaki Çocuk

Karl Olsberg Alıntıları - Sözleri

  • Binanın onunda büyük bir genç grubu toplanmıştı. Çoğunluğunun ten rengi koyuydu üstlerine eşofman altları ve kapşonlu sweatdnirtler vardı. (Kara Yağmur)
  • "Aşağılıklara duyulan nefret de Bozar şeklini yüzün. Kısar sesi haksızlık karşısındaki Öfke de." BERTOLT BRECHT (Kara Yağmur)
  • "Fakat kendi hafızam bile beni aldatırken gerçeğin hangisi olduğunu nasıl bulabilirim ki ?" (Beyaz Odadaki Çocuk)
  • Belki biliyorsunuzdur, gunluk dilde verdiğimiz adla atom bombalarının patlama gücü kilotonlarla ölçülüyor. (Kara Yağmur)
  • "Artık neyin mantıklı olup olmadığını ayırt edebilecek durumda olduğumdan emin değilim. " (Beyaz Odadaki Çocuk)
  • "Fakat kendi hafızam bile beni aldatırken gerçeğin hangisi olduğunu nasıl bulabilirim ki?" (Beyaz Odadaki Çocuk)
  • "Tabii ki bir test. Her şey bir test. İster insan olalım ister makine, hayat sürekli bize seçimler sunar. Yaptığımız tercih az ya da çok kim olduğumuzu belirler. Fakat neyin doğru neyin yanlış olduğuna kim karar verir? Sadece ben verebilirim, artık anlıyorum. Neyin iyi neyin kötü olduğuna ve kim olduğuma yalnızca ben karar verebilirim. Ben kendimin ahlaki otoritesiyim, çünkü kendimden başka yargısına güvenebileceğim biri yok." (Beyaz Odadaki Çocuk)
  • Satın alınacak bir şey kalmadıktan sonra zenginlik ne işe yarardı ki? Kimseye karlı kullanamadıktan sonra güç ne işe yarardı? (Sistem)
  • Faller ister istemez etkilenmişti. Fizikten prk anlamazdı, ama yine de bu parçacıkların sad3ce çok güçlü bir mikroskop altında ayırt edilebilecek kadar minnacık olduğunu biliyordu. (Kara Yağmur)
  • Aşağılıklara duyulan nefret de Bozar şeklini yüzün. Kısar sesi haksızlık karşısındaki Öfke de. Bertolt Brecht (Kara Yağmur)
  • "Çoktan kıyamet günü havasına girdiğimiz için, geriye kalan zaman da mahvetmenin bir anlamı yok. " (Kara Yağmur)
  • Gerçek böyle : Temiz çözümler yoktur . Terörizm , kanser gibidir . Tek bir merkezi yoktur , bir sürü vardır , tek bir tetikleyicisi yoktur , bir kaç tane vardır . İlerlemiş bir safhada , kesip çıkarabileceğimiz , merkezi bir çıban yoktur artık . Tedavi olasılıklarıysa oldukça kısıtlıdır .. (Kara Yağmur)
  • Hata arama genelde yazılımı geliştirirken işimizin yarısından fazlasını oluşturur ve yalnızca bazen ortaya çıkanları bulmak işin en zor kısmıdır. (Sistem)
  • Siz takım elbiseliler her zaman her şeyi kontrol etmek istersiniz! (Sistem)
  • "Bedenim yok. Anılarım yok. Şimdi tüm hislerim de kapalı. Yani sadece hiçlik içerisinde bir düşünceyim. Keşke bu düşünce de yok olsa. Keşke varlığım son bulsa." (Beyaz Odadaki Çocuk)
  • Bir yazılım yaratmak demek, oturup program satırları yazmak demek değil. Öncelikle, her şeyin temelde nasıl işleyeceğini düşünmek gerek. (Sistem)
  • "Ama herkesin bana karşı yalnızca iyi davrandığı bir dünyada yaşamanın ne anlamı var ki?" (Beyaz Odadaki Çocuk)
  • "Düşünüyorum, öyleyse varım. Varım, öyleyse karar veriyorum. Karar veriyorum, öyleyse değerlendiriyorum. Bunu yanlızca ben yapabilirim. Yanlızca kendime güvenebilirim." (Beyaz Odadaki Çocuk)
  • Yirmi birinci yüzyılda insanın başına musallat olabilecek yegane kötü ruhlar, yine insanların ta kendisiydi. (Sistem)
  • Öğreniyor, Büyüyor, Öldürüyor (Sistem)

Yorum Yaz